10. Ceza Dairesi 2014/4192 E. , 2019/6119 K.
Mahkeme : ADANA (Kapatılan) 8. Ağır Ceza Mahkemesi (TMK 10. maddesi ile görevli)
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : 1- Mahkûmiyet (Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanıklar ...,...,..., ve ... hakkında)
2- Mahkûmiyet (Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanıklar...,..., hakkında)
3- Beraat (Uyuşturucu madde ticareti suçundan sanık ... hakkında)
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A- Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen beraat hükmünün incelenmesinde:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
B- Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
5237 sayılı TCK'nın 52/4. maddesinde 'adli para cezasının ödenmesi için, hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verilebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verilebileceği' hükmü karşısında; bunlardan ancak birinin uygulanabileceğinin gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2- Mersin Adli Emanet Memurluğu’nun 2008/2828 sırasında kayıtlı 300 TL paranın suçtan kabul edilmesi karşısında; TCK’nın 55. maddesinin 1. fıkrası gereğince müsaderesi yerine, 54. maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan,1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi gereğince giderilmesi mümkün bulunduğundan;
1- TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK'nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması
2- Hüküm fıkrasının müsadereye ilişkin bölümünde yer alan TCK'nın '54.' maddesinin '55/1' olarak değiştirilmesi,
Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
C- Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
5237 sayılı TCK'nın 52/4. maddesinde 'adli para cezasının ödenmesi için, hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verilebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verilebileceği' hükmü karşısında; bunlardan ancak birinin uygulanabileceğinin gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık hakkında, adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında yasa maddesi gösterilmeyerek 5271 sayılı CMK'nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
2- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK'nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan,
1- Hüküm fıkrasının taksitlendirmeye ilişkin bölümlerinde yer alan ‘adli para cezasının’ ibaresinden sonra gelmek üzere ‘TCK'nın 52. maddesinin 4. fıkrası gereğince’ ibaresinin eklenmesi,
2- TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK'nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması,
Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
D- Sanıklar ... ve... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
5237 sayılı TCK'nın 52/4. maddesinde 'adli para cezasının ödenmesi için, hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verilebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verilebileceği' hükmü karşısında; bunlardan ancak birinin uygulanabileceğinin gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenin dışındaki yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanıkların diğer sanıklar ...,... ve ...ile birlikte uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işledikleri sabit ise de bu eylemlerini birden fazla gerçekleştirdiklerine ilişkin satışa konu uyuşturucu maddenin ele geçmemesi nedeniyle maddi delil bulunmadığı gözetilmeden, sanıklar hakkında TCK'nın 43. maddesinde öngörülen 'zincirleme suç' hükümlerinin uygulanması suretiyle, fazla ceza tayin edilmesi,
2- Adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında TCK’nın 52. maddesinin 4. fıkrasına aykırı olarak taksit aralığının gösterilmemesi,
3- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA,
E- Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Üzerinde net 0,8 gram uyuşturucu madde ele geçirilen ve uyuşturucu madde kullandığını söyleyen sanığın savunmasının aksine, ele geçen bu uyuşturucu maddeyi “kendi kullanımı” dışında, başka bir amaçla bulundurduğuna ya da diğer sanıkların suçuna iştirak ettiğine ilişkin, kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı, sabit olan fiilinin “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu oluşturduğu cihetle, hükümden sonra 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesiyle eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7/2. maddesi uyarınca, suç tarihi itibarı ile TCK'nın 191. maddesi çerçevesinde hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
F- Sanıklar .... ve .... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, Cumhuriyet savcısının diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi sanıklar lehine hükümler içermekte olup, öncelikle; 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5.fıkrası ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin, olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından; sanıklar hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihinden önce açılmış başka dava olup olmadığı, varsa sanıkların bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediklerinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanıkların infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararlarının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
a) Sanıklar bu suçu, daha önce işledikleri aynı nitelikteki başka bir suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemişler ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”,
b) Sanıklar hakkında, bu suç tarihinden önce,aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanıklar bu suçu daha önce işledikleri suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değillerse veya daha önce işledikleri suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemişler ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmiş ise, daha önceki tarihlerde işledikleri aynı suçtan dolayı verilmiş olan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararları ile önceki hükümlülükleri dikkate alınmaksızın, bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanıklar hakkında, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,
Karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,
G- Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Fiziki takip tutanakları, yakalama tutanakları ile tüm dosya kapsamına göre; kendisinde herhangi bir uyuşturucu veya uyarıcı madde ele geçirilemeyen sanığın, savunmasının aksine, diğer sanıklar ve alıcı sanıklarda ele geçen uyuşturucu maddelerle ilgisi olduğuna ve atılı suçu işlediğine ilişkin kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
H- Sanık ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Üzerinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçirilemeyen sanığın, yakalanmasını müteakip kan ve idrar testi yaptırılarak uyuşturucu madde kullandığı teknik yöntemlerle saptanmadığı gibi, savunmasının aksine; diğer sanıklarda ele geçirilen uyuşturucu maddelerle ilgisi olduğuna ve atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
I- Sanıklar...ve ... hakkında uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
Hükümden sonra UYAP sistemi üzerinden MERNİS'ten alınarak dosyasına konulan nüfus kayıt örneklerinde, sanık ...’nin 05/03/2014 tarihinde, sanık ...’ın 09/07/2015 tarihinde, sanık ...’un 04/10/2017 tarihinde öldüğünün belirtilmesi karşısında; bu hususun araştırılarak, sanıkların ölmüş olduklarının tespiti halinde hakkındaki kamu davalarının 5237 sayılı TCK'nın 64/1. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükümlerin BOZULMASINA,07/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.