Ceza Genel Kurulu 2020/396 E. , 2021/454 K.
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 14. Ceza Dairesi
Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sanık ...'in TCK'nın 103/2, 103/3, 103/6, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, mahsuba ve hak yoksunluğuna ilişkin ... 8. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 27.05.2014 tarihli ve 253-159 sayılı hükmün Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 16.11.2017 tarih ve 3616-5679 sayı ile;
'Olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurenin aşamalardaki çelişkili ve dosya kapsamı ile uyuşmayan anlatımları, savunma, tanık beyanları ve tüm dosya içeriği nazara alındığında suç tarihinden önce sanığın, yöneticisi konumunda olduğu ... yerinde çalışmakta olan on yedi yaşındaki mağdure ile rızası hilafına cinsel ilişkiye girerek hamile bıraktığına ilişkin cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp mevcut haliyle sanığın, arkadaşına ait evde mağdure ile zor olmaksızın cinsel ilişkiye girmesi eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 104/1. maddesinde düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu gözetilerek bu suçtan mahkûmiyeti yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi,' isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
... 8. Ağır Ceza Mahkemesi ise 13.03.2018 tarih ve 18-100 sayı ile;
'Bozma ilamında çelişkili olduğu belirtilmişse de, mağdurun tüm aşamalardaki beyanları istikrarlıdır.
Mağdure olaydan kısa bir süre önce sanığın babasına ait ancak sanığın da ... yeri sorumlusu olarak ve patron temsilcisi olarak bulunduğu... Alışveriş Merkezi isimli ... yerinde çalışmaya başlamıştır. Her ne kadar sanık yargılamada kendisinin de o ... yerinde çalıştığını patron olmadığını belirtmişse de, aynı ... yerinde çalışan tanık ...'ın sanık ... veren konumunda ve ... veren yetkilisi olduğunu, mağdur ....'ın da sanık ... yerinin patronuydu şeklindeki beyanları dikkate alındığında sanığın ... yerinde çalışanlar üzerinde nüfuz sahibi ve patron olan babasının temsilcisi konumunda olduğu anlaşılmıştır. Sanık mağdure ile rızası ile ilişkiye girdiğini ancak evlerinde girmediğini, kendisi ile duygusal anlamda arkadaş olduğunu belirtmekte olup taraflar arasında bir cinsel ilişki olduğu zaten kürtajla alınan ceninin %99,99 oranında babasının sanık olduğuna ilişkin genotip inceleme raporu ile sabit olmuştur.
Mağdurenin olayın hemen sonrasında değil de hamile olduğunu öğrendikten sonra önce ailesine sonra polise başvurması nedeniyle olayın zorla olmadığı yönünde bir karine akla gelebilmektedir. Ancak mağdurenin olay tarihindeki yaşı ve ... yeri ile bağlantılı meydana gelen olayı şikayet etmemekteki kişisel ve sosyolojik yararının da yaşadığı ortamdaki değer yargıları dikkate alındığında kayda değer bulunması gerekir. Sanığın ... yerinde çalışan mağdure ve arkadaşını evlerine işle ilgili olmayan bir nedenle temizliğe götürmesi ve eylemi orada gerçekleştirmesi de dikkat çekicidir. Tanık ... aşamalarda ... ile birlikte temizliğe gittiklerini ancak böyle bir olaya şahit olmadığını belirtmiştir.
Mağdure tanığın diğer odada olduğunu ve kendi bağırması üzerine tanığın televizyonun sesini açtığını ve yardıma gelmediğini ATK muayenesi sırasında da belirtmiştir. Tanık ...nın aynı ... yeri çalışanı olması ve ... verene karşı konumu dikkate alındığında tanıklığının hükme esas tutulamayacağı sonucuna varılmıştır. Diğer yandan mağdure ... yerine girdikten kısa bir süre sonra bu olay meydana gelmiş olup, aralarında bir cinsel ilişkiye varacak duygusal arkadaşlık bakımından yeteri kadar bir süre de dosya kapsamında ortaya çıkmamaktadır. İşveren sıfatıyla sanığın kendisini temizlik amacıyla eve götürmesi karşısında mağdurenin baştan itibaren bir duygusal yakınlaşma veya cinsel amaçla bu eve gitme iradesinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Sanık olay tarihinde aynı zamanda evlidir
Yukarıda belirtilen bu değerlendirmeler, mağdurun tüm aşamalardaki istikrarlı ve samimi anlatımı karşısında, sanığın ... veren patron oğlu ve temsilcisi sıfatıyla üzerinde nüfuz sahibi olduğu 18 yaşından küçük mağdureyi olay tarihinde evine temizlik bahanesiyle götürerek evde rızası dışında zorla cinsel saldırıda bulunduğu, bu cinsel saldırı nedeniyle mağdurenin ruh sağlığının bozulduğu, bu nedenle sanık hakkında 18 yaşından küçük mağdura yönelik nitelikli cinsel istismar suçundan kurulan mahkumiyet hükmü bakımından kararımızda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığından bu kararda direnilmiştir.' şeklindeki gerekçe ile bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.07.2018 tarihli ve 38119 sayılı 'bozma' istekli tebliğnamesiyle dosya, 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesiyle değişik CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 16.01.2019 tarih ve 6778-359 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 09.05.2019 tarih ve 93-400 sayı ile; gerekçeli kararların Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına tebliğinin sağlanması için Yerel Mahkemeye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmiş ve yapılan tebligat sonrası ... vekili tarafından kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.09.2019 tarihli ve 91749 sayılı 'bozma' istekli ek tebliğnamesi ile dosyanın gönderildiği ve 6763 sayılı Kanun ile değişik CMK'nın 307. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 08.10.2020 tarih ve 7066-3826 sayı ile 5271 sayılı CMK'nın 237/2. maddesine göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının temyiz istemi reddedilmiş ve Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş, açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında mağdureler... ve ...’ya karşı işlediği kasten yaralama suçundan şikâyet yokluğu nedeniyle verilen düşme kararları, mağdureler... ve ...’ya yönelik tehdit, müşteki Ayten’e yönelik cinsel saldırı ve tehdit suçlarından kurulan beraat hükümleri ile müşteki Ayten’e karşı işlediği kasten yaralama suçundan verilen mahkûmiyet hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme, sanık hakkında katılan mağdure Rukiye’ye karşı çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; katılan mağdurenin sanığın eylemine rızasının bulunup bulunmadığı, bu bağlamda sanığın eyleminin beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu mu yoksa reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Dosyada bulunan nüfus kayıt örneğine göre; 01.01.1993 doğumlu ve olay tarihinde 17 yaşını bitirmiş ve 18 yaşının içerisinde olan katılan mağdure ...’in, suç tarihinde 26 yaşında ve evli olan sanık ...’in babasına ait... Alışveriş Merkezi isimli ... yerinde pazarlamacı olarak çalıştığı (Kararın devam eden kısımlarında katılan mağdure ...’den “mağdure” olarak söz edilecektir.),
Mağdurenin 16.03.2010 tarihinde saat 16.15 sıralarında babasıyla beraber Bağcılar Çocuk Büro Amirliğine giderek sanığın, kendisini evine götürüp zorla tecavüz ettiğini, 2,5 aylık hamile olduğunu, olay nedeniyle sanıktan şikâyetçi olduğunu bildirmesi üzerine sanık hakkında soruşturmanın başladığı,
17.03.2010 tarihinde ... Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesince mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; genel beden muayenesinde; haricen travmatik değişim yaşanmadığı, genital muayenede; hymen annuler, açıklığı yaklaşık 2 cm genişliğinde, yapısı ve açıklığı itibarıyla duhule müsait ve intakt olduğu, yapısında eski-yeni travmatik patoloji saptanmadığı, perianal ve anal muayenede; travmatik patoloji izlenmediği, mevcut hâliyle fiili livata yönünde tıbbi bulgu tespit edilmediği, ultrasonografik değerlendirmesi sonucu 11 hafta 4 günlük gebeliğin bulunduğu, hymenin duhule müsait olup saat 8 hizasında doğal çentik izlendiği, psikiyatrik muayenede; mağdurenin korkuları olduğunu ifade ettiği, ek patoloji düşünülmediği,
06.04.2010 tarihli yakalama tutanağına göre; mağdurenin 16.03.2010 tarihli müracaatı üzerine yakalama çalışmaları devam eden ve 29.03.2010 tarihinde aynı ... yerinde çalışan ... ile... Bektaş isimli şahısların da hakkında şikâyetçi oldukları sanığın, 06.04.2010 tarihinde... Alışveriş Merkezi isimli ... yerinde olduğu bilgisine ulaşıldığı, bahse konu yerde sanığın yakalandığı, yapılan üst aramasında suç unsuruna rastlanılmadığı,
06.04.2010 tarihli teşhis tutanağına göre; mağdurenin kendisine tecavüz eden şahıs olarak sanığı net bir biçimde teşhis ettiği, teşhis işlemi sırasında hazır bulunan sanık müdafisinin tutanağı imzalamaktan imtina ettiği, nedeni sorulduğunda beyanda bulunmayarak mağdure ile inceleme dışı diğer mağdureler..., ... ile ...’e hitaben 'Sizin yüzünüzden müvekillerim burada. Az biraz akıllı dursaydınız bu işler başınıza gelmezdi.' şeklinde beyanda bulunduğu,
19.04.2010 tarihinde ... Üniversitesi ... Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından mağdure hakkında düzenlenen ön rapora göre; mağdureyle yapılan görüşmede; sanığın da bulunduğu ... yerinde 28.12.2009 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, işe başladıktan yaklaşık 1 hafta sonra aynı ... yerinde çalışan tanık ... ile beraber sanığın evine temizlik yapmaya gittiklerini, sanığın ... yerinde bazı çalışanları taciz ettiğini duyduğu için gitmek istemediğini ancak tek başına olmadığı için bu işi kabul ettiğini, temizliği bitirip üstünü değiştirdiği sırada bulunduğu odaya gelen sanığın, kendisiyle işinin olduğunu söyleyerek kapıyı kilitlemesi üzerine ne olacağını anlayıp bağırmaya başladığını, ...’nın ise televizyonun sesini yükselttiğini, bu nedenle ...’nın yaşananları önceden bildiğini düşündüğünü, hatta sonradan sanığın ...’yla da ilişkisinin olduğunu öğrendiğini, üzerindekileri çıkaran sanığın, sonrasında da kendisinin üzerinde bulunan mavi gömlekle kumaş pantolonunu yırttığını, boğuştuklarını, saçını çeken sanığın, kendisini yere yatırdığını, el bileklerini tutup bacaklarının üstüne oturduktan sonra kendisine tecavüz ettiğini, bu olayın saat 18.30-19.00 sıralarında gerçekleştiğini, ...’nın bulundukları odaya gelip geç kaldığını söylemesi üzerine sanığın, eşinin elbiselerinden verdiğini ve arabayla ... ile kendisini İncirli metrobüs durağına bıraktığını, eve gittiğinde yürümekte zorluk çektiğini, bu durumu fark eden annesine böbrek sancısı çektiğini söylediğini, 2 gün sora tekrar ... yerine gittiğini, çalışma hayatında kolay ... bırakan bir kimse olmadığı için annesini şüphelendirmemek amacıyla 1 ay daha çalıştığını, olaydan yaklaşık 15 gün sonra sanığın, kendisine 'Bugün bize gideceğiz.' dediğini, kabul etmeyince de kendisini dövdüğünü, yüzünde oluşan şişlik nedeniyle annesine düştüğünü söylediğini, tedavi için gittikleri doktorun 'Düşse böyle olmaz.' demesinden sonra annesine yaşadıklarını anlattığını, durumu yaklaşık 1 hafta babasından sakladıklarını, annesinin kendisini götürdüğü kadın doğum uzmanından 2,5 aylık hamile olduğunu öğrendiklerini, kürtaj için babasının izni gerektiğinden olanları babasına da anlattığını ve şikâyetçi olduklarını, bu süreçte sanığın birkaç kişiye daha tecavüz ettiğini öğrendiklerini, olay sırasında sanığın, kendisine bir şey vermediğini ancak hap kullandığını bildiğini ifade ettiği, genital muayenesinde; hymenin annuler yapıda, açıklığının 2,5-3 cm genişliğinde olduğu ve penis girişi ile zarar görmeyecek nitelikte esnek yapıda bulunduğu ancak vajinal doğum veya benzeri tıbbi girişimle yırtılabilecek nitelikte olduğu, mağdurenin yapılan ruhsal muayenesinde; elde edilen bulguların yaşadığı cinsel travma olayı sonrasında ortaya çıktığı belirlenen 'major depresyon' tanısı ile uyumlu olduğu, major depresyon tanısı ve olay sonrası gelişmiş olan gebelik süreci birlikte değerlendirildiğinde mağdurenin cinsel saldırıya maruz kaldığı kanaatine varıldığı,
16.07.2010 tarihinde ... Üniversitesi ... Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından mağdure hakkında düzenlenen adli rapora göre; mağdurenin yapılan ruhsal muayenesinde; elde edilen bulguların yaşadığı cinsel travma olayı sonrasında ortaya çıktığı belirlenen 'major depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu' tanıları ile uyumlu olduğu, major depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu tanıları ile bu olay sonrası gelişmiş olan gebelik süreci birlikte değerlendirildiğinde mağdurenin cinsel saldırıya maruz kaldığı kanaatine varıldığı, ayrıntılı psikiyatrik muayenesinde tespit edilen 'major depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu' tanılarının yaşamsal tehlikeye neden olmadığı, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olmadığı, mağdurenin anlattığı cinsel travma öyküsü ile muayene bulgularının uyumlu olduğu, mağdurenin yaşadığı olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu,
14.10.2011 tarihinde ... Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesinin raporuna göre; cenine ait DNA profili ile anne Rukiye Çamlı ve baba olduğu iddia edilen ... adlı şahıslara ait DNA profilinin karşılaştırmasının yapıldığı, elde edilen sonuçlarla baba olduğu iddia edilen ...’in, cenin için biyolojik babalığının reddedilmediği, ...’in %99,99 ihtimalle ceninin biyolojik babası olabileceğinin tespit edildiği,
22.06.2012 tarihinde 6. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; mağduresi bulunduğu olaydan kaynaklanmış ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan 'anksiyeteli major depresyon' denilen psikiyatrik bozukluğun tespit edildiği, dolayısıyla mağduru bulunduğu olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu,
Anlaşılmaktadır.
Katılan mağdure ... 16.03.2010 tarihinde Kollukta; 28.12.2009 tarihinde... Alışveriş Merkezi isimli ... yerinde satış elemanı olarak çalışmaya başladığını, işe başladıktan yaklaşık bir hafta sonra patronunun oğlu olan sanığın, kendisi ve aynı ... yerinde çalışan tanık ...’i evine temizlik yapmaya götürdüğünü, saat 18.30-19.00 sıralarında temizliği bitirdikten sonra oturma odasına geçerek üzerindeki kıyafetleri değiştirdiği sırada sanığın, yanına gelerek 'Ne acelen var? Yemek yiyelim, öyle git.' dediğini, bu sırada ...’nın başka bir odada olduğunu, sanığa evdekilerin kendisini beklediklerini, bu nedenle kalamayacağını söyleyerek montunu giydiği sırada sanığın kapıyı kilitleyerek üzerine saldırdığını, direnmesine ve bağırmasına rağmen sanığın, kıyafetlerini çıkartıp kendisine zorla tecavüz ettiğini, olaydan sonra evden ayrılmak istediğini ancak sanığın aracıyla kendisini otobüs durağına bıraktığını, buradan bir otobüse binerek evine gittiğini, başından geçenleri korktuğu için ailesine anlatamadığını, yaklaşık 10 gün daha işe devam ettikten sonra ayrıldığını, âdet kanaması gecikince durumdan şüphelenen annesinin, kendisini özel bir doktora götürerek muayene ettirdiğini ve 2,5 aylık hamile olduğunu öğrendiklerini, 15.03.2010 tarihinde akşam saatlerinde de olayı babasına anlattığını, aynı gün karakola gittiklerini, olaydan sonra ... ile konuştuğunda, ...’nın, kendisine bağırma seslerini duymadığını söylediğini, daha sonra sanığın ...’yla da birlikteliği olduğunu ...’dan öğrendiğini, temizlik için evine götürerek kendisine zorla tecavüz eden sanıktan şikâyetçi olduğunu,
Savcılıkta ek olarak; sanığın, 05.01.2010 tarihinde temizlikten sonra montunu giydiği sırada sanığın kapıyı kilitleyerek üzerine saldırdığını, direnmesine ve bağırmasına rağmen sanığın, kıyafetlerini çıkartıp kendisine zorla tecavüz ettiğini, o sırada kan gelip gelmediğini bilmediğini, bağırdıkça yan taraftan televizyon sesi duyduğunu, elbiselerinin yırtılması üzerine sanığın, eşinin elbiselerinden getirerek kendisine giydirdiğini, korktuğu için şikâyetçi olmadığını ve ailesine de anlatamadığını, sanığın evli ve boşanmak üzere olduğunu bildiğini, sanığın kendisini tehdit etmediğini, sanıkla duygusal bir ilişki yaşamadığını, cinsel ilişkiye rızasıyla girmediğini, başkasıyla da gayriresmî olarak karı koca hayatı yaşamadığını, sanıkla ilişkiye girdiğinde bakire olduğunu, olaydan sonra sanığın, kendisini durağa bıraktığını, otobüste ağladığını,
Mahkemede ek ve farklı olarak; tam olarak hatırlamadığı bir tarihte iki kadının, evlerine gelerek kart verdiklerini, bu kartla hediye alabileceklerini, alışveriş merkezlerinin yeni açıldığını söylediklerini, daha sonra başka bir kadının daha geldiğini ve kartın açılması için alışveriş yapmaları gerektiğini söylediğini, o dönemde kendisinin ... aradığını, evlerine gelen kadınların da eleman aradıklarını öğrenerek ... tekliflerini kabul ettiğini, kartlarından hediye olarak bir saat çıktığını, kendilerinin de buna karşılık bir tencere takımı satın aldıklarını, takımın teslimi için sanığın, evlerine geldiğini ve ondan sonra da işe başladığını, sabahları tanık ...’ın, kendisini İncirli’den minibüs ile alıp ... yerine götürdüğünü, bu işi yapmak için grup kurup değişik bölgelere çıktıklarını, ... yerinde çalışırken sanığın, kendisine ve diğer kadınlara evini temizlettiğini, gitmemeleri durumunda kendilerini dövdüğünü, bir gün sanığın, kendisiyle tanık ...’i temizlik yapmaları için evine götürdüğünü, ... ile evin temizliğini yaptıklarını, saat 19.00 sıralarında sanığın eve geldiğini, sanığa geç kalacağını söylediğini, sanığın da, kendisine 'Nereye gidiyorsun? Yemek yiyelim, öyle git.' dediğini, montunu giyip çıkmak isterken sanığın, arkasından gelerek kendisini içerideki odaya attığını, önce zorla bluzunu çıkarttığını ve çamaşırlarını yırttığını, pantolonunu çekerek çıkardığı sırada kendisinin de sanığı tekmelemeye başladığını, ittiğini, kapıyı kilitleyen sanığın, kendisine çok şiddetli bir ... attığını, karnına oturduğunu, ellerini zorla tuttuğunu ve üzerine çıkarak kendisiyle ilişkiye girdiğini, olay sırasında bağırdığını ancak kendisi bağırdıkça ...’nın da televizyonun sesini açtığını, sanığın, daha önce ...’yla da birlikte olduğunu öğrendiğini, sanığın, eşinin elbiselerini kendisine giydirdiğini ve arabayla İncirli’ye bıraktığını, metrobüse binip evine gittiğini, korktuğu için olayı annesine anlatamadığını, bir süre sonra âdet kanamasının geciktiğini, annesinin de bu durumun farkına varıp kendisini sıkıştırdığını, sonra da yaşananları annesine anlattığını, önce şikâyetçi olmadıklarını, sanığın babasını telefonla aradıklarını ve annesinin olayları sanığın babasına anlattığını, sanığın babasının küfür edip telefonu kapattığını, sinirlenerek tekrar telefonla aradıklarında sanığın 'Git, bildiğin yere şikâyet et. Benim dayılarım var. Beni ipten alır. Sen hiçbir şey yapamazsın.' dediğini, sanığın daha önce de satışlar yeterli olmadığı için birkaç defa kendisini dövdüğünü, sanıkla hiçbir zaman kendi isteğiyle birlikte olmadığını, döveceğinden korkarak sanığın dediklerini yaptığını, sanıkla duygusal bir ilişki yaşamadığını, ilişkiye girdiklerinde bakire olduğunu, kızlığının olay esnasında bozulmadığını, çocuğu düşürürken bozulduğunu, ... yerinde 1,5 ay çalıştığını, sanıktan şikâyetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini,
Hazır bulunan pedagog bilirkişi; tüm gelişimsel anlamda bakıldığında her şeyin normal olduğunu, travmaya maruz kaldığı belli olan mağdurenin ifadelerinde herhangi bir baskı ve yönlendirme olmadığını, beyanlarında samimi olduğunu düşündüğünü,
Katılan ... Kollukta; mağdurenin babası olduğunu, yaklaşık 3,5 ay önce, mağdurenin çalıştığı ... yerinin sahibinin oğlu olan sanığın, mağdureye zorla tecavüz ettiğini ve mağdurenin 2,5 aylık hamile olduğunu 15.03.2010 tarihinde eşinden öğrendiğini, eşinin kendisine 'İstersen karakola gidelim. İstersen şahısla görüşelim, kendi aramızda hâlledelim.' şeklinde sözler söylediğini, ayrıca eşinin olayı kendisine anlatmadan önce sanığı arayarak 'Kendi aramızda hâlledelim.' dediğini, sanığın ise 'Sen kızını bu yolla pazarlamaya çalışıyorsun.' diyerek hakaret ettiğini yine eşinden öğrendiğini, bu nedenle hâlledilecek bir şey olmadığını söyleyerek mağdureyi de alıp karakola gittiğini, mağdureye zorla tecavüz edip hamile bırakan sanıktan şikâyetçi olduğunu,
05.05.2011 tarihinde Mahkemede; olay tarihinde mağdureye tecavüz eden sanıktan şikâyetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini,
27.05.2014 tarihinde Mahkemede; mağdureyle daha sonradan bir arkadaş gibi konuştuğunu ve olayın rıza ile olup olmadığı konusunda sorular sorduğunu, sanığın da bir insan olduğunu belirttiğini ancak her konuşmada mağdurenin, olayın zorla olduğunu anlattığını, bu nedenle 4 yıldır mağdurenin arkasında olduğunu ve şikâyetinin devam ettiğini,
Katılan ... 20.01.2011 tarihinde Mahkemede; ... .isimli aile dostlarının, kendisine mağdurenin 500 TL istediğini söylediğini, bunun üzerine mağdureye bir suç işleyip işlemediğini, neden ...’den 500 TL istediğini sorduğunu, ayrıca tanık ...’ın da telefonla arayıp sanığın mağdureyi evine götürdüğünü söylediğini, mağdureyi takibe aldığını ve işe göndermediğini, mağdurenin süresinde âdet olmadığını anladığını ve karnının da büyümeye başladığını gördüğünü, mağdureyi sıkıştırınca kendisine olayı anlattığını, sanığın kendisine tecavüz ettiğini söylediğini ancak ayrıntılarını aktarmadığını, daha sonra sanığı ve babasını telefonla aradığını, kendisine sürekli hakarette bulunduklarını ve ayrıca tehdit ettiklerini, sanığın babasının olaya inanmadığını ve 'Kime kızını pazarladıysan çocuğu da ona aldırt.' dediğini, şikâyetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini,
27.05.2014 tarihinde Mahkemede; olaydan sonra mağdureye 'Bak Murat da bir annenin oğludur. Olay nasıl olduysa öyle anlat.' dediğini ancak mağdurenin her zaman sanığın tecavüz ettiğini belirttiğini, kendisinin de tecavüz edildiğine inandığını, aksi hâlde zaten şikâyetinden vazgeçeceğini, mağdurenin psikolojisinin hâlen bozuk olduğunu,
Tanık ... Savcılıkta;... Alışveriş Merkezi isimli ... yerinde ocak ayında toplam 1 hafta süreyle pazarlamacı olarak çalıştığını, patronunun isminin ... olduğunu, bu ... yerinde aynı dönemde mağdurenin de çalıştığını, 05.01.2010 tarihinde sanığın, mağdure ile kendisini evine temizlik yaptırmak için götürdüğünü, ardından kendilerini eve bırakarak ayrıldığını, aynı gün saat 19.00 sıralarında sanığı telefonla arayarak temizliğin bittiğini söylediğini, sanığın, kendisini ve mağdureyi evden aldığını, önce mağdureyi parasını da vererek Kocasinan’da minübüs durağına bıraktığını, sonra da kendisini Sultançiftliği’ne getirerek yol parasını verdiğini ve yanından ayrıldığını, temizlik yaparken mağdureyle yalnız olduklarını, bu işin yaklaşık 3-4 saat sürdüğünü, temizlik süresince evin içinde hep aynı yerlerde çalıştıklarını, ... bitiminde telefonla arayarak haber verdikleri sanığın eve gelmesini mağdureyle beraber oturarak beklediklerini, sanıkla mağdurenin hiç yanlız kalmadıklarını, mağdureyle birlikte olduğu sırada tecavüz veya cinsel saldırı olayına şahit olmadığını, temizlik sırasında böyle bir olayın yaşanmadığını, başka bir yerde olup olmadığını da bilmediğini, kendisinin, ... yerinde 1 hafta çalıştıktan sonra ücret nedeniyle anlaşamayarak ayrıldığını, çalıştığı sürece kendisine yönelik herhangi bir taciz, darp veya tehdit olayı olmadığını, çalışan diğer kızlara yönelik olarak da darp veya tehdit olayı yaşandığını duymadığını,
Mahkemede; olay tarihinde sanığın babasının ... yerinde pazarlamacı olarak çalıştığını, sanığın da zaman zaman kendileriyle birlikte işlere gittiğini, kendilerini bazen sanığın, bazen de servisçinin evlerine bıraktığını, çalıştığı süre boyunca sanığın çalışanlara yönelik bir cinsel taciz veya dövme eylemini duymadığını ve görmediğini, sanığın bir defasında eşiyle arasının açıldığını ve evinin kirlendiğini belirterek kendisiyle mağdureyi evine temizliğe götürdüğünü, sanığın, kendilerini bıraktıktan sonra evden çıktığını, ... bitiminde telefonla sanığı aradığını, sanığın da gelerek mağdureyle kendisini aldığını, evde mağdurenin iddia ettiği gibi bir olayın yaşanmadığını, temizlik boyunca mağdureyle birlikte olduklarını, sorulması üzerine; sanıkla arasında bir arkadaşlık ilişkisinin olmadığını, temizlik için eve gittiklerinde sanığın, yanlarında kalmadığını, sorulması üzerine; mağdureyle aynı odada üstlerini değiştirdiklerini, o sırada da sanığın yanlarında olmadığını, ... yerinde 2 ay çalıştığını, rahatsızlandığı için ayrıldığını,
Tanık ... Savcılıkta; ... adına kurulmuş olan fakat bütün idare ve temsil yetkileri sanıkta bulunan... Alışveriş Merkezi isimli ... yerinde yaklaşık 2 yıl çalıştığını, 4 ay önce sanığın ödemeleri tam olarak yapmaması nedeniyle bu ... yerinden ayrıldığını, çalıştığı dönemde mağdurenin, aynı ... yerine girdiğini ve yanında yaklaşık 45 gün çalıştığını, birlikte pazarlamaya çıktıklarını, hatırlamadığı bir tarihte sanığın 'Evim temizlenecek.' diyerek tanık ... ile mağdureyi evine götürdüğünü, bu olaydan yaklaşık 15 gün sonra da sanığın mağdureye tecavüz etiğini mağdureden duyduğunu, mağdurenin bunu söylediği sırada yanlarında birkaç arkadaşının daha olduğunu ancak sanıktan korktukları için kimsenin tanık olarak ifade vermediğini, sanığın ... yerinde çalışan Hatice isimli başka bir kadına daha tecavüz ettiğini duyduğunu, mağdureyle çalıştığı sürece sanıkla mağdure arasında herhangi bir duygusal bağ veya birliktelik olduğunu duymadığını, böyle bir durumun olması hâlinde mağdurenin kendisine anlatacağını,
Mahkemede; olay tarihinde sanığın yetkilisi olduğu ... yerinde mağdureyle beraber çalıştıklarını, mağdurenin Esenyurt tarafında oturduğu için servise binmediğini ve sanık tarafından evine bırakıldığını, ... saatinde ayrı gruplarda çalıştıkları için mağdureyle çok görüşemediklerini, ... saati bittikten sonra ise ... yerinde buluştuklarını, mağdurenin kendisine tecavüz edildiği yönündeki iddiasının arkadaşları arasında konuşulduğunu, sanığın ise mağdurenin rızasıyla birlikte olduklarını belirttiğini, sanığın mağdure ile tanık ...’i temizlik için evine götürdüğünü bildiğini, sanığın temizlikten sonra mağdureyi İncirli durağına, ...’yı ise Habipler durağına bıraktığını kendisine söylediğini, gözüyle gördüğü bir olayın bulunmadığını, sorulması üzerine; eve götürme olayından yaklaşık 10-15 gün sonra mağdurenin sanığın, kendisine tecavüz ettiğini söylemeye başladığını, sorulması üzerine; sanığın herkese samimi davrandığını, mağdure ile sanık arasında duygusal bir yakınlık olduğuna dair gördüğü ve duyduğu bir şey olmadığını, mağdurenin ... yerinde yaklaşık 40 gün çalıştığını ancak sanığın mağdureyi daha önceden tanıdığını beyan ettiğini, ne şekilde tanıdığını ise bilmediğini, sorulması üzerine; sanığın işveren konumunda olduğunu, mesai saatinde işin yapılması için gereken tutumu gösterdiğini, bir kez mağdurenin işe yaklaşık 30-45 dakika geç kaldığını, sanığın telefonla mağdureyi aradığını ancak ulaşamadığını, mağdure ... yerine geldiğinde 'Geç kaldın. Başına bir şey mi geldi?' diyerek telaşla mağdureye ... attığını, mağdurenin yaşını net olarak bilmediğini, zaten küçük gösterdiğini ancak konuşmalarda 17-18-19 yaşlarında olduğunun söylendiğini, bu duruma ilişkin doğrudan bir bilgisinin olmadığını, işe alınırken mağdureyle kendisinin görüşmediğini,
Tanık Yonca Okyar Mahkemede; sanığın sahip olduğu mutfak ürünleri pazarlaması yapan şirkette pazarlamacı olarak 9 yıldır çalıştığını, mağdurenin de aynı ... yerinde pazarlamacı olarak çalıştığını, mağdurenin, kendisine sanıkla duygusal olarak arkadaş olduklarını, birbirlerini sevdiklerini, evlenme aşamasına kadar geldiklerini, 21-22 yaşlarında olduğunu, daha önce imam nikâhlı olarak evlendiğini ve evlendiği şahsın askerde olduğunu anlattığını, herhangi bir tecavüz olayının gerçekleşmediğini bildiğini, mağdurenin, kendisine bu konuda bir şey anlatmadığını, mağdurenin, 2 ay çalıştıktan sonra da ... yerinden kendi isteğiyle ayrıldığını, herhangi bir dövme olayına tanık olmadığını, sorulması üzerine; sanığın bir kez kadınları evine temizliğe götürdüğünü, temizlikten sonra da evlerine bıraktığını bildiğini ancak olay yerinde olmadığını, sorulması üzerine; kendisinin sanığın evine temizlik amacıyla hiç gitmediğini, mağdurenin gazete ilanıyla işe başladığını, hastalanarak işe gelmediği bir günü ise hatırlamadığını,
Tanık Nurettin Güvercin Mahkemede; sanığın, kendisinin yeğeni olduğunu, aynı zamanda aynı ... yerinde şef olarak çalıştığını, mağdureyle sanık arasında duygusal anlamda bir arkadaşlık bulunduğunu, mağdurenin, kendisine daha önceden evlenip boşandığını da söylediğini, sanığın bir defa mağdureyle tanık ...’i evine temizliğe götürdüğünü ancak böyle bir cinsel taciz olayını duymadığını, mağdurenin, evinin ... yerine uzak olması nedeniyle işten ayrıldığını, herhangi bir rahatsızlık geçirip geçirmediğini bilmediğini, ... yerinden ayrıldıktan 15 gün sonra bu tür iddiaların ortaya çıktığını, sorulması üzerine; mağdurenin annesinin firmanın müşterisi olduğunu, gazete ilanını görerek geldiğini, evlerine çalışanları temizliğe götürmediklerini, sanıkla ... arasında bir gönül ilişkisi olduğunu görmediğini, temizliğe gidilen evin sanığın ailesine ait olduğunu, sanığın da ayrıca evinin bulunduğunu,
Beyan etmişlerdir.
Kollukta susma hakkını kullanan sanık ... Savcılıkta; eniştesi ...’nın işlettiği... Alışveriş Merkezinde servis şoförü olarak çalıştığını, anne ve babasının da zaman zaman bu ... yerine geldiklerini, mağdureyi tanıdığını, aynı zamanda müşterileri olan mağdurenin ailesinin, Ocak ayında mağdurenin ... yerinde çalışması için talepte bulunduklarını, mağdurenin 21 yaşında olduğunu bildiğini, yaklaşık 5 gün ... yerinde elektrikli ev gereçlerinin pazarlanması işinde çalıştığını, bu süreçte mağdureyle aralarında duygusal bir ilişkinin başladığını, mağdureyi tanık ... ile birlikte evine temizliğe götürdüğünün doğru olduğunu, saat 19.00 sıralarında ...’nın temizliğin bittiğini haber vermesiyle eve giderek mağdure ile ...’yı arabayla aldığını, önce mağdureyi metrobüs durağında, sonra da ...’yı minibüs durağında bırakarak kahvehaneye gittiğini, temizlik yapılan bu evde mağdureye kesinlikle tecavüz etmediğini, evin 4 odalı olduğunu, tecavüz etmesi durumunda duyulacağını, metrobüs durağına bıraktığında da tepki verebileceğini, mağdurenin bu temizlik işinden sonra yaklaşık 10-15 gün daha ... yerinde çalıştığını, mağdurenin, kendisine gayriresmî olarak bir şahısla evli olduğunu, eşinin de askerde olduğunu söylediğini, mağdureyle bir kere ... isimli arkadaşının evinde, herhangi bir zorlama olmaksızın cinsel ilişkiye girdiklerini, ilişkiden sonra mağdureden kan gelmediğini, mağdurenin bakire olmadığını, mağdurenin işten ayrıldıktan sonra da kendisini telefonla aradığını, tecavüz ettiği gerekçesiyle hakkında yapılan şikâyeti sonradan öğrendiğini, çocuğun kendisinden olup olmadığını bilmediğini, mağdurenin ... yerinde yaklaşık 45 gün çalıştığını, cinsel ilişkiye şubat ayında girdiklerini hatırladığını, suçlamayı kabul etmediğini, rızaya dayalı bir cinsel ilişki olduğunu,
Tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; mağdurenin şirkette 45 gün çalıştığını, mağdureyle 6 aylık beraberliklerinin bulunduğunu, sadece arkadaş olduklarını, ...’de oturan bir arkadaşının evinde mağdureyle rızaen ilişkiye girdiklerini, 2010 yılı Ocak ayı başında tanık ... ile mağdureyi evine temizliğe götürdüğünü, onları evde bırakıp ayrıldığını, saat 19.00 sıralarında temizlik bitince ...’nın telefonla araması üzerine evden aldığı mağdureyi metrobüse bindirdiğini, olay günü ...’nın da yanlarında olduğunu, mağdureye zorla tecavüz etmesinin söz konusu olmadığını, eşiyle arasında boşanma davası bulunduğunu, mağdureyle birbirlerinden hoşlandıklarını, hâlen de birbirlerini sevmekte olduklarını ancak mağdurenin ailesinin evlenmelerini istemediğini, mağdurenin de bu nedenle iftira attığını düşündüğünü,
Mahkemede; mağdureyle... Alışveriş Merkezinde pazarlamacı olarak birlikte çalıştıklarını, aralarında duygusal bir ilişkinin olduğunu, mağdurenin, kendisine daha önce imam nikâhı ile evlenip ayrıldığını söylediğini, kendisinin ise o dönemde evli ve boşanma aşamasında olduğunu, mağdurenin de bu durumu bildiğini, 2010 yılı Ocak ayında ...’de bir arkadaşının evinde cinsel ilişkiye de girdiklerini, daha sonra mağdureyi ailesinden istediklerini ancak ailesinin evlenmesine razı olmadığını, mağdureyi sevdiğini ve evlenmek istediğini, çocuğu da kabul ettiğini, mağdurenin ailesinin kendisinden para talebinde bulunduklarını, bunun dışındaki iddiaları kabul etmediğini, mağdureyle tanık ...’i temizlik amacıyla evine getirdiğini, temizlikten sonra mağdureyi İncirli’de bıraktığını, ...’yı da Bağcılar Habipler minibüs durağında otomobilden indirdiğini, mağdureyle evlenmek amacıyla birlikte olduğunu ancak Savcılıkta neden bu konuda bir beyanda bulunmadığını bilmediğini,
Savunmuştur.
Çocukların cinsel istismarı suçu, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nun 103. maddesi;
'(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
Anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, ... hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, onbeş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.' şeklinde düzenlenmiş iken,
28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 59. maddesi ile;
'(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(3) Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya ... hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur', biçiminde değişikliğe uğramış,
02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 13. maddesi ile de;
'Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.
(3) Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya ... hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur' şeklinde son hâlini almıştır.
'Reşit olmayanla cinsel ilişki' başlıklı 104. maddesinin 1. fıkrası ise;
'Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.' şeklindedir.
TCK'nın 103. maddesinde üç grup mağdura yer verilmiş olup birincisi onbeş yaşını tamamlamamış olan çocuklar, ikincisi onbeş yaşını tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklar, üçüncüsü ise onbeş yaşını tamamlayıp onsekiz yaşını tamamlamamış çocuklardır. Birinci ve ikinci grupta yer alan çocuklara karşı cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın dahi gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış istismar suçunu oluşturmakta, eylemin bu kişilere karşı cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi ise anılan maddenin dördüncü fıkrası uyarınca cezanın yarı oranında artırılmasını gerektirmektedir. Üçüncü grupta yer alan çocuklar yönüyle eylemin suç oluşturması için gerçekleştirilen cinsel davranışların cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Nitekim cebir, tehdit ve hile olmaksızın onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, anılan Kanun'un 103. maddesinde düzenlenmiş olan çocukların cinsel istismarı suçundan değil, şikâyet üzerine 104. maddede düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan cezalandırılacaktır.
Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; 'suçsuzluk' ya da 'masumiyet karinesi' şeklinde, Latincede ise 'in dubio pro reo' olarak ifade edilen 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından gözönünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Mağdurenin aşamalarda sanığın babasına ait ... yerinde satış elemanı olarak çalıştığını, 2010 yılı Ocak ayında sanığın, kendisiyle tanık ...’i temizlik yaptırmak için evine götürdüğünü, temizlik bittikten sonra kıyafetlerini giymek üzere odaya girdiği sırada sanığın da peşinden gelerek kendisine 'Ne acelen var? Yemek yiyelim, öyle git.' dediğini, saatin geç olduğunu ve evden bekleyeceklerini söyleyerek odadan çıkmak istediği sırada sanığın kapıyı kapatarak kendisine saldırdığını, aralarında bir arbede yaşandığını, sanığın üzerindeki kıyafetleri çıkardıktan sonra kendisinin giysilerini yırttığını ve zorla kendisiyle vajinal yoldan ilişkiye girdiğini, olay sırasında kendisi bağırdıkça ...’nın da televizyonun sesini yükselttiğini, bir süre sonra ...’nın odaya gelerek geç kaldığını ve gitmesi gerektiğini söylediğini, sanığın yırtılan giysilerinin yerine giymesi için eşinin kıyafetlerini kendisine verdiğini ve böylece evden ayrıldıklarını, korktuğu için bu durumu ailesine anlatamadığını ve sanığa ait ... yerinde bir süre daha çalıştıktan sonra işten ayrıldığını, bu süreçte âdet kanamasının geciktiğini fark eden annesi tarafından jinekoloğa götürüldüğünü ve hamile olduğunun anlaşıldığını iddia ettiği, sanığın ise aynı ... yerinde birlikte çalıştığı mağdureyle aralarında duygusal bir ilişkinin bulunduğunu, 2010 yılı Ocak ya da Şubat ayında ... isimli bir arkadaşının evinde gündüz vakti mağdurenin rızasıyla cinsel ilişkiye girdiklerini, olay tarihinde evli ve boşanma aşamasında olduğunu, mağdurenin de bu durumu bildiğini, temizlik için mağdure ve ...’yı evine götürdüğünü ancak o tarihte mağdureyle arasında bir cinsel ilişkinin gerçekleşmediğini, mağdureyle evlenmek niyetinde olduğunu ve suçlamayı kabul etmediğini savunduğu, ... Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesinin raporuna göre; sanığın %99,99 ihtimalle mağdureden kürtaj yoluyla tahliye edilen ceninin biyolojik babası olabileceğinin tespit edildiği anlaşılan olayda;
Olay tarihinde 17 yaşını bitirmiş ve 18 yaşının içerisinde olan mağdurenin, gerçekleştiğini iddia ettiği çocuğun nitelikli cinsel istismarı eyleminden sonra olayı adli mercilere derhal intikal ettirmeyip hamile olduğu ortaya çıkana kadar sanığın babasına ait ... yerinde çalışmaya devam etmesinin hayatın olağan akışına uygunluk göstermemesi, olay günü mağdureyle beraber sanığın evine temizliğe giden tanık ...’in aşamalarda mağdureyle sanığın evde hiç yalnız kalmadıklarını, temizlik bittikten sonra telefonla aradığı sanığın eve gelerek kendilerini otomobiliyle metrobüs durağına bıraktığını duraksamasız bir şekilde belirtmesi, tanıklar Yonca Okyar ile Nurettin Güvercin’in sanıkla mağdure arasında bir gönül ilişkisi bulunduğunu beyan etmeleri, katılan ...’nin Mahkemede alınan beyanında; mağdurenin bir akrabalarından 500 TL borç para istediğini öğrenmesi ve tanık ...’ın da mağdurenin sanığın evine temizliğe gittiğini söylemesi üzerine durumdan şüphelenerek mağdureyi takip etmeye başladığını, mağdurenin âdet döneminin gecikmesi ve karnının büyümeye başlaması üzerine doktora götürdüğünü ve bu şekilde hamile olduğunu öğrendiğini, mağdurenin de bu aşamada sanığın, kendisine tecavüz ettiğini anlattığını, bunun üzerine sanık ... babasıyla irtibata geçip sanığın babasından 'Kızını kime pazarladıysan çocuğu da ona aldırt.' şeklinde tepki gördükten sonra adli mercilere başvuruda bulunduğunu açıkça ifade etmesi, tanık Yunus’un mağdurenin sanığın evine temizliğe gittikten yaklaşık 15 gün sonra sanık tarafından cinsel istismara uğradığını söylediğini bildirerek olaya dair bizzat bir görgüsünün olmadığını ifade etmesi ve sanığın tüm aşamalarda mağdureyle rızasıyla cinsel ilişkiye girdiğine dair aksi kanıtlanamayan savunmaları birlikte göz önüne alındığında; sanığın mağdureyle zora dayalı olarak cinsel ilişki gerçekleştirdiği iddiasının şüphede kalması, bu şüphenin de yasal olarak sanık lehine değerlendirilmesinin gerekmesi nedenleriyle sanığın eyleminin reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, sanığa atılı eyleme mağdurenin rızasının bulunması nedeniyle sanığın eyleminin reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi; Yerel Mahkeme direnme hükmünün onanması gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- ... 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.03.2018 tarihli ve 18-100 sayılı direnme kararına konu hükmünün sanığın eyleminin reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 07.10.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verilmiştir.