T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1987 Esas
KARAR NO: 2021/1089
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2018
NUMARASI: 2018/262 Esas, 2018/667 Karar
DAVA: KOOPERATİF ÜYELİĞİNDEN İHRAÇ KARARININ İPTALİ
KARAR TARİHİ: 07/10/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 09/03/2018 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kendisine Büyükçekmece ... Noterliğinden gönderilen 01/03/2018 tarihli ihbarname ile 27/02/2018 tarihinde yapılan genel kurul kararı neticesinde kooperatif üyeliğinden çıkarıldığının bildirildiğini, ihbarnamede, genel kurul tutanağının ekte sunulduğunun belirtilmesine rağmen tutanağın gönderilmediğini ve üyelikten çıkarma gerekçesininde bildirilmediğini, bugüne kadar kendisine herhangi bir aidat borcu vs konusunda ihtarname gönderilmediğini, 27/02/2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının 12.sırasında belirtilen gündem maddesinin sözleşmenin 21.maddesi a-b bendine muhalefetten ortaklıktan çıkarılmasının görüşülmesi şeklindeki gündem maddesinin görüşülmesi esnasında üyelikten çıkarmayı gerektiren tutum ve davranışlar hakkında hiçbir açıklama yapılmadığını, müvekkilinin ana sözleşmenin 21,a-b maddelerine aykırı bir davranış olmadığını, ortaklıktan çıkarma kararının tamamen keyfi ve gayri yasal olduğunu iddia ederek, müvekkilinin kooperatif üyeliğinden çıkarılmasına ilişkin genel kurulca alınan 27/06/2018 tarihli kararının iptali ile ortaklığın devamının sağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili kooperatifin her türlü su ürünü üretimi, yetiştiriciliği, avcılığı, işletmesi, depolaması ve pazarlanması konularında ortaklarına hizmet vermek ve gerektiğinde bu konularla ilgili tesis kurmak, işletmek ana amacıyla kurulmuş bir kooperatif olduğunu, faaliyetinde 2004 yılından bu yana toplam 52 adet üye sayısına ulaştığını, ana sözleşmenin 11.maddesinde ortaklık görevlerinin belirlendiğini, ortağın mali taahhütlerini zamanında yerine getirmesi, kooperatif aleyhine hiçbir faaliyette bulunmamasının ortağın temel görevleri arasında yer aldığını, 21.maddesinde ise, ortaklıktan çıkarmanın düzenlendiğini, davacının müvekkil kooperatifin eski üyesi olduğunu, üyeliğinin devamı süresince kooperatif kurallarına ve kooperatif üyelerinin menfaatlerine aykırı davrandığını, kendisine kooperatife aykırı davranışları bakımından yapılan uyarıları dinlemediğini, aksine uyarı halinde tüm kooperatif üyelerini ve yönetimini de kastedecek şekilde sinkaflı küfürler ettiğini, kooperatife karşı mali yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ayrıca kendisinin borçlarını ödemediği gibi süresinde ve düzenli ödeyen üyelere de siz kerizsiniz ödüyorsunuz, enayisiniz, ödemeyin şeklinde kooperatif aleyhine davranışlarına devam ettiğini, davacıya ana sözleşmenin 21, a-b bentlerine göre ortaklıktan çıkarılmasının oylanacağı genel kurul gündemi ile davetiye gönderildiğini, toplantıya bizzat katılan davacının 12.maddesinde yer alan ortaklıktan çıkarma teklifi için iki saate yakın bir süre davranışlarını genel kurula izah ettiğini, ihracının görüşüldüğünü ve kapalı oylama neticesinde 25 evet, 17 hayır oyu ile ihracına karar verildiğini, kararın 05/03/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, kooperatifin davacı ortağı ortaklıktan çıkarma işleminin haklı ve yasaya uygun olduğunu savunarak, haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; tüm dosya kapsamına göre, davacının üyesi olduğu davalı kooperatifte alınan 27/02/2018 tarihli genel kurul kararına istinaden ihraç edildiği, ihraç nedeni olarak gösterilen mali yükümlülüklerinin zamanında yerine getirilmemesi ve kooperatif aleyhine faaliyette bulunulması hususlarına yönelik olarak ihraç kararından önce davacıya herhangi bir ihtarname gönderilmediği, özellikle mali yükümlülüklerin yerine getirilmesi için kooperatif üyesine iki ayrı ihtarın gönderilmesinin yasal zorunluluk olduğu, diğer ihraç nedeni olarak gösterilen hususla ilgili de davacının ihlal sayılan eyleminin somutlaştırılarak kendisine herhangi bir ihtarname gönderilmeksizin ihraç edilmesinin iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı (Yargıtay 11.HD 2010/4555 - 5468 EK sayılı ilamında da belirtildiği üzere), bu bağlamda davacıya herhangi bir ihtarname gönderilmeksizin genel kurul toplantısında alınan kararla ihraç kararı verilmesinin hukuken mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalı kooperatiften ihracına ilişkin 27/02/2018 tarihli genel kurulunda alınan 12 nolu kararın iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiştir. Davalı vekili, istinaf nedenleri olarak; ihtarın yasada öngörülmüş olması halinde dava koşulu olduğunu, noter yoluyla yapılmasının ise ispat kolaylığı sağladığını, dava açılması için 1163 sayılı kanunda ihtarname gönderilmesine dair bir hükmün yer almadığını, yasal düzenlemeler haricinde ihtarnamenin noter yoluyla olacağı gibi faks, mail gibi araçlarla da gönderilebileceğini, davacının kooperatifin hangi taleplerle kendisinden ne istediği açıklamalarını içeren bildirimden haberdar olduğunu, toplantıya bizzat katıldığını, ortaklıktan çıkarma teklifi için yaklaşık iki saate yakın davranışlarını genel kurula itiraz ettiğini, ortaklıktan çıkma ile ilgili gündemin davacıya gönderilmesine dair ihtar şartının yerine getirildiğini, ihtarname koşulunun çıkarılma kararının noter aracılığıyla ortağa tebliğ edilmesine ilişkin olduğunu, geçerlilik şartı olmayıp bir ispat şartı olduğunu, gerekçenin hakkaniyete aykırı olduğunu, tanıklarının dinlenmeden davanın kabulüne karar verildiğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE; Dava, kooperatif ortağının ihracına dair genel kurul gündem maddesinin iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında, davacının davalı kooperatif üyesi olduğu, yönetim kurulunun teklifi ile genel kurul tarafından kooperatiften ihracına karar verildiği konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık; kooperatifin ihraç kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından; kooperatifin 07/02/2018 tarihli yönetim kurulunun 12 nolu gündem maddesinde ortak ...'ın ana sözleşmenin 21.maddesinin a-b bendine muhalefetten ortaklıktan çıkarılmasının görüşülüp oylanmasına dair oy birliği ile karar alındığı, kooperatifin 27/02/2018 tarihli genel kurulunda 2017 yılı olağan genel kurul toplantısının gerçekleştirildiği, toplantıda, 2017 yılına ait yönetim kurulu faaliyet raporu, denetleme kurulu raporlarının okunduğu, yönetim kurulu ve denetim kurullarının ibrazının onaya sunulduğu, ücret, aidat ve aylık huzur haklarının tespit edildiği, toplantının 12.maddesinde, 13 sıra nolu ortak ...'ın ana sözleşmenin 11.maddesinin a ve b bentlerini ihlal etmesi nedeniyle 21.maddenin b fıkrasına göre ihracının görüşülmesine geçildiğinin bildirildiği, kooperatif yönetim kurulu başkanı olan ...'ın ortağın ana sözleşmenin 11.maddesinin a ve b bentlerini ihlal ettiğini, dolayısıyla 21.maddesinin b fıkrasına göre ihraç kararının görüşülmesi gerektiğinin ifade edildiği, ...'ın söz alarak savunma yaptığı, genel kurulun ihraç kararının oylanmasını kapalı oylama şeklinde yapılmasına oy birliğiyle karar verildiği, yapılan gizli oy sonucunda 25 oy evet, 17 oy hayır olmak üzere davacının oy çokluğuyla ihracına karar verildiği, davacı tarafça ihraç kararı sonrasında iş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, kooperatif ana sözleşmesi ile tarafların delilleri dosyaya celp edildikten sonra dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilmiştir. Davalı kooperatife ait ana sözleşmenin incelenmesinden; ana sözleşmenin 11.maddesinde, ortaklık görevlerinin düzenlendiği, ortaklık görevleri olarak ise, mali taahhütlerini zamanında yerine getirmek, kooperatifin aleyhine hiçbir faaliyette bulunmamak, yetiştiricilik suretiyle ürettiği veya avladığı su ürünlerinin tamamını kooperatife teslim etmek olarak belirtildiği, ortaklıktan çıkarılmanın ise ana sözleşmenin 21. Maddesinde yer verildiği, çıkarma nedenleri olarak, 9.maddede yazılı olan şartlardan birini kaybetmiş olanlar, 11.maddeye aykırı davrananlar, kooperatif yararına aykırı davranışta bulunanlar ve av yasaklarına uymayanlar ile sebepsiz olarak borcunu iki yıl ödemeyenler, üç defa arka arkaya genel kurul toplantısına katılmayanlar olarak belirtildiği ve devamında yönetim kurulunun teklifi ve genel kurul kararı ile kooperatiften çıkarılacaklarının ifade edildiği, 22.maddede, ortaklıktan çıkarılmaya, yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verileceği, devamında ortakların ana sözleşmede gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamayacağı, kooperatiften çıkarılmanın gerekçeli olarak yönetim kurulu karar defterine ve ortaklar defterine işleneceği, genel kurulca çıkarılma kararının onaylı örneğinin çıkarılan ortağı on gün içinde tebliğ edilmek üzere notere verileceği, bu ortağın tebliğ tarihinden itibaren üç ay içerisinde itiraz davası açabileceği, üç aylık süre içerisinde mahkemeye başvurarak itiraz edilmeyen çıkarma kararlarının kesinleşeceği belirtilmiştir. Ortaklıktan çıkarılma esasları ve itiraz, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 16. maddesinde düzenlenmiştir. Yasada, ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verileceği, anasözleşmede, çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunda yetkili kılınabileceği, çıkarılan ortağın tebliğ tarihinden itibaren 3 ay içinde itiraz davası açabileceği, kararın yönetim kurulu tarafından verilmesi halinde ortağın üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebileceği, bu itirazın, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılacağı, genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davasının açılamayacağı, itiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz hakkının saklı olduğu, üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurma suretiyle itiraz edilmeyen çıkarma kararlarının kesinleşeceği, haklarında çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortağın alınamayacağı, bu kişilerin ortak hak ve yükümlülüklerinin çıkarılma kararının kesinleşinceye kadar devam edeceği belirtilmiştir.Yasada, ortaklıktan yönetim kurulu kararı ile çıkarılan ortağın bu karara karşı genel kurula itiraz ettiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararına karşı İtiraz davası açamayacağına dair düzenlemesi emredicidir. Genel kurulca, ortağın İtirazı reddedilip, bu red kararı ortağa tebliğ edildikten sonra ortak, 3 ay içinde genel kurulun ihraçla ilgili bu kararının iptali için mahkeme nezdinde iptal davası açabilir. Somut davada, ana sözleşmenin 22.maddesinde belirtildiği şekilde davacının kooperatiften çıkarma kararının gerekçeli olarak 07/02/2018 tarihli yönetim kurulu karar defterine işlenmediği, yalnızca ana sözleşmenin 21.maddesine atıf yapılmakla yetinildiği, yine davalı vekilinin 30/05/2018 tarihli duruşma zaptına geçen beyanında, toplantı öncesi ve sonrasında gündem maddesinin ve kararın tebliğ edilmesi nedeniyle kendisine ayrıca bir ihtar gönderilmediği sabittir. Davacı üyenin, ortaklık görevleri ile ilgili olarak iddia edilen aleyhe eylemlerine dair herhangi bir ihtarname gönderilmeksizin ve bu husus ana sözleşmenin yukarıda yer verilen ilgili hükmü uyarınca yönetim kurulu kararında açıkça gerekçeli şekilde belirtilmeksizin ve mahkeme kararında yer verilen emsal Yargıtay ilamında ifade edildiği üzere davacıya çıkarma kararından önce herhangi bir uyarıda bulunulmadığı, aksi halin kabulünün iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı anlaşıldığından mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Diğer taraftan, dava konusu kooperatiften ihraç kararı hukuki bir işlem olduğundan tanık delili ile ispatlanması mümkün olmayıp, davalı vekilinin buna yönelik istinaf nedenlerini de isabetli görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ile davalı kooperatifin ana sözleşme hükümleri uyarınca, davacının kooperatiften ihraç kararının usul ve yasaya uygun olmadığı, bu nedenle davalı vekilinin aksine iddiaları ve istinaf nedenlerinin yerinde bulunmadığı kanaatine varılarak istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/262 Esas, 2018/667 Karar ve 30/05/2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanuna bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1.fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/10/2021