T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1066 Esas
KARAR NO : 2018/1190
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/11/2015
KARAR TARİHİ : 07/11/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden ... 'ın eşi ve ... ile ...'ın babası olan müteveffa ...'ın 24.08.2015 tarihinde ... Mevkiinde yaptığı trafik kazası neticesinde vefat ettiğini, trafik kazasının, davalılardan ... firmasına ait ... plakalı, yine davalılardan ... yönetimindeki kamyonun usulüne aykırı şekilde otoyolda durması sonucu, müteveffanın arkadan çarpması şeklinde gerçekleştiğini, adı geçen davalı firmaya ait kamyonun sigortası davalılardan ... Sigorta A.Ş tarafından ... Poliçe numarası ile yapıldığını, davalılardan ... sigorta firması tacir olduğundan, usul ekonomisi ve mecburi dava arkadaşlığı hükümleri uyarınca tüm davalılara aynı dava üzerinden Ticaret Mahkemesinde davanın ikame edildiğini, davaya konu trafik kazasına ilişkin ... Cumhuriyet Savcılığının ... savcılık numarası ile tahkikat başlatıldığını, Trafik Kazası Tespit Tutanağı incelendiğinde, gerekli önlemleri almadan park etmeğe ilişkin KTK nun 59. maddesini, müteveffanın ise şerit değiştirme kurallarına uymamaya ilişkin KTK nun 56/1-a maddesini ihlal ettiği şeklinde hata belirlemesinin yapıldığının tespit edildiğini, asıl kusurun kamyonda olduğunu, hem KTK 59 maddesi hem de Karayolları Trafik yönetmeliğinin 116 maddesi ile devamındaki duraklama ve park etmeyi düzenleyen maddelere bakıldığında, kamyon şoförünün, bu maddelerde belirtilen tedbirleri alması halinde arkadan gelen aracın önündeki kamyonun durakladığını uyarılardan anlayarak duran kamyonla bir kaza gerçekleşmemesi için gerekli dikkati göstermiş olacağını, ancak kamyonun bu uyarılar ve dikkat çekici önlemleri almaması sebebi ile ardından gelen araç, kamyonu hareket halinde sanabileceği gibi emniyet şeridinde değil de normal şeridinde olduğu yanılması ile arkasından devam etme yanılgısına düşebileceğini, meydana gelen kazada da tam bu durumun olduğunu, müteveffanın fren dahi yapmadığını, çünkü kamyonun durma halinde olduğunu bile algılayamadığını, fakat şoför davalı ...'ın olay sonrası vermiş olduğu ifade okunduğunda, dörtlü flaşörleri dahi yakmadan araçtan indiğinin açıkça anlaşıldığını, şoförün beyanından anlaşıldığı üzere, kamyonun arkasına doğru geçip uyarı levhası koymak yahut başkaca bir önlem almaya yönelik hiçbir girişiminin olmadığı, araçtan iner inmez aracın ön tarafına doğru geçtiğinin anlaşıldığını, ilk kaza tutanağında trafik ekiplerince hatalı şerit değiştirmeye yönelik tespitinin hiçbir-dayanağı ve delilinin olmadığını, müteveffanın bomboş yolda bir sebep yok iken birden hatalı şerit değiştirerek, emniyet şeridinde olduğu belirtilen kamyona arkadan çarpmış olmasının mantığa uymadığını, müteveffanın aracının hız limiti üstünde olduğu ihtimali degerlendirildiğinde, olay yerine giden ve detaylı inceleme yapan trafik ekiplerinin böyle bir ihtimali gözden kaçırmış olma imkanı olmadığının açık olduğunu, bu durumun aksi bir olay yeri trafik tespit tutanağı ve beyan olmadığı değerlendirildiğinde, müteveffanın aracının hız limitleri kapsamında hareket ettiğinin de açıkça anlaşıldığını, kamyon şoförünün davalının, lastiklerden ses gelmesi üzerine durdum beyanına karşın, arkasından gelen aracı kazaya sebebiyet verecek şekilde yanıltıp çarpışmanın olmasına sebebiyet verecek bir hamle yapmış olması ihtimalide gerekli önlemleri almadan durmuş olması ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğunu, kaza tespit tutanağının yetersiz olduğunu, kazanın, davacı müvekkili üzerindeki maddi etkilerine bakıldığında, ailesi ile Hollanda da ikamet eden müteveffanın geriye ev hanımı olan ve tamamen ölen eşinin desteği ile geçinen eşi ... ile yine 1997 doğumlu Oğlu ... ile 1988 doğumlu ...'ın kaldığını, müteveffanın Hollanda işçi hakları sigorta kurumundan ( UWV) almakta olduğu 1,039.65- Euro maaşının ölüm sebebi ile kesildiğini, Hollanda yasaları uyarınca ölüm halinde verilen maaşın kesilmesi ve ölen ailenin yakınlarına tek sefere mahsus bir ölüm ödeneği verilmesi esasları uygulandığını, tek sefer yapılan ödemenin 476.99-Euro olduğunu, müvekkillerin maddi destekten yoksun kalmalarının sadece belirtilen maaş ile sınırlı değerlendirilmemesi gerektiğini, müteveffanın yaşı itibari İle halen geçici işlerde çalışabilme ihtimali olduğu gibi kendine ait bir işyeri kurarakta aile ekonomisine destek olmasının söz konusu olduğunu, ölümle sonuçlanan trafik kazasına bağlı olarak bilirkişi incelemesi neticesinde arttırılmak üzere bu aşamada 1.000-TL maddi tazminat talebinin kabulüne, dava masraf ve vekalet ücretinin karşı yan üzerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kaza tarihinde davalı ...'ın sevk ve idaresindeki; diğer davalı ... Ltd. Şti. adına tescilli ... plakalı aracın 24.08.2015 - 24,08.2016 tarihleri arasında, ... no'lu poliçe numarası ile müvekkili sigorta şirketince Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, müvekkil şirketin sorumluluğu, kazaya karışan her İki aracın poliçesi üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçelerde yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, poliçe üzerinde Ölüm/Sakatlık halleri için kişi başına teminat limiti azami 290.000,00 TL ile sınırlandırıldığını, bu miktarın maksimum talep edilebilecek miktar olduğunu, müvekkili şirketin asıl sorumluluğunun gerçek zarar üzerinden belirleneceğini, müvekkili Şirkete bu dosyalarla ilgili başvuru yapılmadığını, trafik sigortası bir meblağ sigortalı olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, teminat limitlerini bildirmelerinin davayı kabul anlamında olmamakla birlikte, yapılacak inceleme sonucunda müvekkili şirketin sorumluluğunda bir bedel ortaya çıktığı takdirde sorumluluk limitleri olan 290.000,00 TL'nin esas alınması gerektiğini, Karayolları Zorunlu (Trafik) Mali Sorumluluk Sigortasının hukuki mahiyeti incelendiğinde; Motorlu bir aracın, karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o araç isletenin zarar gören üçüncü kişüere karsı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türü olduğunu, sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, manevi tazminatların teminat dışında olduğunu, davayı kabul anlamıma gelmemek kaydıyla ; öncelikle gerçek zararın varlığı ve miktarının belirlenebilmesi için, aktüeryal hesaplama yapılması zorunluluğunun olduğunu, müvekkili şirketin müdebbir bir tacir olarak genel kanunların ve poliçe genel ve özel şartlarının kendisine yüklediği tüm yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmiş olmakla herhangi bir temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, öncelikle genel şart hükümlerine uygun olarak tüm ilgili hasar ve ödeme evrakları ite birlikte usulüne uygun hasar başvurusu yapılması gerekmektedir. öncesinde hiçbir hasar başvurusunda bulunmaksızın açılmış bulunan işbu davada müvekkili sigorta şirketinin temerrüdünden bahsedilemeyeceği gibi, dava açılmasına sebebiyet vermediğinden dava masrafları ve ilgili ferileri ve yasal faiz istenilmesinin de hukuki olmadığını, davacının ticari faizi talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile, hükmedilmesi gereken faizin yasal faiz olduğunu belirterek, sonuç olarak, haksız ve mesnetsiz açılan davanın tamamen reddine, masraf, faiz ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Ltd.Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin adresinin ... ilçesinde olduğunu ve yetkili mahkemelerin Büyükçekmece Mahkemeleri olduğunu belirterek yetki itirazında bulunduğunu ayrıca, açılan davanın niteliği itibariyle ve olayın haksız fiilden kaynaklanmış olması karşısında, görevli mahkemelerin ise Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu belirterek davanın görev nedeniyle reddine karar verilmesini, müvekkili şirketin İstanbul İlinde faaliyet gösteren Elbise Askıları imal eden şirket olduğunu, olay tarihinde 12.20 sıralarında, müvekkili şirkete ait ... Plakalı ... marka, 2005 model araç ile sürücüsü diğer davalı ...'ın ... civarında iken, aracın sağ kısmından ses gelmesi üzerine aracını güvenli bir şekilde emniyet şeridine çektiğini, aracın dörtlü flaşörlerini yaktığını ve aracını durdurarak gerek araç ile ilgili stop işaretlerini yerleştirmek ve gerekse aracın sağ kısmını kontrol etmek amacıyla, yere indiği esnada davacıların murisi ...'ın Hollanda plakalı aracı ile yaklaşık 150 km hızla ve frene dahi basmaksızın müvekkilinin aracının arka kısmına çarpması sonucu kazanın meydana geldiğini, davacılar tarafından, söz konusu olayda müvekkili şirket sürücüsünün tam kusurlu olduğu iddia edilmiş ise de, bunu kabul etmek mümkün olmadığını, müvekkilinin aracının emniyet şeridinde olduğunu, müvekkilinin aracının diğer davalı Şoför ... tarafından usulüne uygun olarak Emniyet Şeridine çekildiği ve 4. flaşörlerin yakıldığının sabit olduğunu, davacıların murisinin, kullandığı araç ile, davacıların da kabul ettiği üzere; 150 ve daha fazla bir km ile emniyet şeridinde bulunan araca arkadan çarptığını, yolda hiç firen izinin olmadığının ortada olduğunu, aracın yol ortasında olmadığını, emniyet şeridinde olduğunu ve aracın arkasından çarpıldığını, davacıların murisinin ilaç kullandığı ve bu ilacın etkisi altında olduğunu, davacıların murisinin 150 km. hızla hiç firen yapmaksızın emniyet şeridine doğru direksiyonu kırdığını, aracın kontrolünü kaybettiği, meydana gelen kazadan açıkça anlaşıldığını belirterek, sonuç olarak, davanın usulden reddinie, mahkeme aksi kanaatte ise, esastan reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini savunmuştur.
Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediğini, adresinin ...'da olduğunu, davanın Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılması gerekirken davanın yanlış yerde açıldığını, kendisinin ...Tic.L.td.Şti.nde şoför olarak çalıştığını, ... plakalı kamyon ile, Edirne iline gitmekte iken, saat 12.20 sıralarında otobanda arabanın arka sağ lastiklerden ses geldiğini duyduğunu yaklaşık 3-4 km böyle gittiğini, ses kesilmeyince yol kenarına emniyet şeridine usulüne uygun olarak çektiğini ve dörtlüleri yaktığını daha sonra aşağıya indiğini, ayrıca reflektörü de aldığını, aracın sağ banked tarafından arka lastik yanına yaklaştığı esnada aniden arkadan bir patlama sesi duyduğunu, kendi kullandığı aracın 0,5-1 mt. kadar ileri fırladığını, kendisini banket tarafına attığını, kalkıp baktığında ... 'ın otomobili ile kamyonun arka soldan vurduğunu ve arabanın ön tarafının kamyonun altına girdiğini gördüğünü, davacının iddia ettiği resimlerde görülen bayanların yoldan geçerken yardım için veya merak saikiyle duran şahıslar olduğunu, kendisinin olayda hiçbir kusurunun olmadığını, kendisinin aracını emniyetli şekilde yol kenarına çektiğini, dörtlüleri yaktığını, reflektörü aldığını, aracın sağ tarafından arkaya doğru gitmekte iken meydana geldiğini, kendisinin aracın nasıl arkadan çarptığını dahi görmediğini, polis memurlarının yolda hiç firen yapılmadığını söylediklerini, kendisinin olayda kusurunun omadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini savunmuştur.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
KTK.'nun Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, 2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunu m.91 gereği, işletenlerin KTK.'nun 85.maddesinin birinci fıkrasına göre, olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere yasaca yaptırımları zorunlu kılınan ve KTK.'nun kapsamında motorlu bir aracın kara yolunda işletmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğu belli limitler ve kusur oranı dahilinde ve gerçek zarar miktarı ile karşılamayı amaçlayan sorumluluk sigortasıdır.
Tarafların mali ve sosyal durumları araştırılmış, trafik, ve sigorta kayıtları, nüfus kayıt örneği ve ceza dosyası sureti celp edilmiştir.
Davalı sigorta şirketinin sigortalısı ... plâkalı aracın davalı ... Sigorta A.Ş'ye 24/08/2015-/24/08/2016 tarihleri arasında sigortalandığı anlaşılmıştır.
Kaza, 24/08/2015 tarihinde sigorta teminatları süresi içinde meydana gelmiştir.
Teminat limitleri kaza tarihi itibari ile ölüm ve sakatlık şahıs başına 290.000,00-TL ile sınırlıdır.
... Asliye Ceza Mahkemesinin ... E, ... K. sayılı ilamında; ... plakalı araç sürücüsü ...'ın meydana gelen trafik kazasında kusurunun bulunmadığından, üzerine atılı ölüme sebebiyet verme suçunun yasal unsurlarının oluşmaması, sanığın herhangi bir kast veya taksirinin bulunmaması nedeni ile beratine karar verildiği, verilen kararın ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Ceza Dairesinin 30/01/2018 tarih, ... E., ... K. sayılı ilamı ile, istinaf başvurusunun esastan reddi kararı ile kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde davacıların desteği ...'ın 24.08.2015 tarihinde ... Mevkiinde yaptığı trafik kazası neticesinde vefat etmesi nedeni ile, davalılar aleyhine destekten yoksun tazminatı talep edilmiştir. Somut olayda; ceza yargılamasında, trafik bilirkişisinden alınan raporda davacıların desteği sürücü ...'ın şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymamak, aracın hızını yük ve teknik özelliğine göre görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmama kurallarını ihlal ettiğinden, kazada birinci derecede kusurlu olduğu, diğer araç sürücüsü ...'ın ise yerleşim birimleri dışındaki karayolunda, zorunlu haller dışında duraklama veya park etmek, zorunlu hallerde gerekli önlemleri almadan duraklaması veya park etmesi kuralını ihlal ettiğinden kusurlu olduğunu, Makine Mühendisi bilirkişisi raporunda; kaza karışan kamyonun arka kısmında bir koruma çerçevesinin bulunduğunu tespit ettiği, sonuç olarak aracın kasası ile ilgili dosya içerisinde onanmış herhangi bir teknik evrak veya proje bulunmamasına ve yerinde tespit yapılamadığından, tamponun yerden yüksekliğinin ölçümünün de mümkün olmamasına karşın ilgili yönetmeliklerdeki aracın arka kısmında arkadan çarpan aracın, öndeki araç altına girmesini önleyen bir çerçeve ile donatılır şartının yerine getirildiği rapor edilmiştir. TBK.nun 74 maddesi ve yerleşik yargıtay içtihadına göre hukuk hakimi gerek ceza mahkemesini belirlediği kusur oranı, gerekse delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değilse de, maddi olaya ilişkin ceza mahkemesinin tesbitlerinin hukuk hakimini bağlayacağını kabul edilmesine ve davalının yapılan ceza yargılamasında davalının aracın park edilmesine yönelik gerekli tertibatı hazır ettiği, kast veya kusurunun bulunmadığı belirlenerek beraatine karar verilmiş olması ve beraat kararı istinaf incelemesi sonucu kesinleşmiş olması nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere,
1-Davanın REDDİNE
2-Alınması gereken 35,90-TL karar ilam harcından peşin alınan 27,70-TL nin düşümü ile eksik kalan 8,20-TL bakiye ilam harcının karar davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT' 13/2. maddesi uyarınca hesap ve takdir olunan 1.000- TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili davalılara verilmesine
5-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair davacılar ve davalı ...Ltd.Şti. vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip ...
Hakim ...