Hukuk Genel Kurulu 2018/1006 E. , 2021/1612 K.
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki 'şikâyet' isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Elazığ 1. İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen şikâyetin kısmen kabulüne ilişkin karar, taraf vekilleri tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. İNCELEME SÜRECİ
Borçlu İstemi :
4. Borçlu vekili şikâyet dilekçesinde; müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinde borçlu adına tapuda Tunceli ili, Nazımiye ilçesi, Aşağı Mah. 106 ada 74 parselde kayıtlı 11 nolu evinin haczedildiğini, borçlunun hâline münasip olan bu evde eşi, annesi, babası ve kardeşi ile birlikte ikamet ettiğini, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince borçlunun hâline münasip evinin haczedilemeyeceğini ileri sürerek haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Alacaklı Cevabı:
5. Alacaklı vekili; yazılı beyanda bulunmamış 23.02.2016 tarihli duruşmada borçlunun meskende oturmadığını, bilirkişi raporunda şikâyet konusu taşınmazın değerinin 80.000TL tespit edildiğini, bu bedelin Nazimiye şartlarında hâline münasip bir evin bedelinden daha yüksek olduğunu, taşınmaz üzerindeki ipotek ve kredilerin de tespiti gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
6. Elazığ 1. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 31.05.2016 tarihli ve 2015/435 E., 2016/299 K. sayılı kararı ile; takip hukukunda aslolanın alacaklının alacağına kavuşturulması olduğu hususu göz önünde bulundurularak bilirkişilerden alınan rapora göre borçlunun şikâyete konu taşınmazının değerinin 80.000TL olduğu, buna karşılık taşınmazın bulunduğu yere göre şehrin daha mütevazı bir yerinde, hâline münasip evi alabileceği değerin ise 70.000TL olduğunun saptandığı gerekçesi ile davanın (şikâyetin) kısmen kabulüne, haczedilen Tunceli ili Nazimiye ilçesi Değirmendere Cad. Aşağı Mah. 106 ada 74 parsel de kayıtlı taşınmazın 70.000TL'den az olmamak üzere satışının yapılmasına borçlunun hâline münasip bir ev alması için gerekli olan 70.000TL’nin satış bedelinden ayrılarak borçluya ödenmesine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 12. Hukuk Dairesince 06.02.2018 tarihli ve 2016/27477 E., 2018/847 K. sayılı kararı ile;
“…Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlu icra mahkemesine yaptığı başvuruda; Elazığ 3. İcra Müdürlüğünün 2014/2362 Esas dosyasından haczedilen taşınmazın hâline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin İİK'nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile taşınmazın 70.000 TL'den az olmamak üzere satılmasına karar verildiği görülmüştür.
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikyetinde bulunabilmesi için, ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikâyetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin, daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun tamamen ödenmiş olması hâlinde de ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikâyetinde bulunulabilir.
Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikâyetine konu ettiği Tunceli İli, Nazımiye İlçesi, Aşağı Mahalle, 106 Ada 74 parsel 11 nolu bağımsız bölüm üzerine takip dosyasından 27.05.2014 tarihinde haciz konulduğu, ancak taşınmazda haciz tarihinden önce Türkiye İş Bankası A.Ş. lehine tesis edilmiş 13.12.2011 tarihli ipoteğin mevcut olduğu, ancak, mahkemece ipoteğin niteliği araştırılmadan sonuca gidildiği görülmektedir.
O hâlde mahkemece, tapudan ipotek akit tablosunun okunaklı ve onaylı bir örneği getirtilmek, ayrıca ipoteğin mahiyeti ve konulma nedeni ilgili banka şubesinden sorulmak suretiyle araştırılarak zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun tamamen ödenip ödenmediği tespit edildikten sonra ipoteğin meskeniyet şikâyetine engel türden olmadığı kanaatine varılması hâlinde oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…” gerekçesi ile alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına, bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Direnme Kararı:
9. Elazığ 1. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 17.07.2018 tarihli ve 2018/213 E., 2018/332 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçenin yanında, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte alacaklının ..., borçlunun ... olduğu, borçlu adına kayıtlı taşınmaza 04.06.2014 tarihinde haciz konulduğu, ayrıca bu taşınmaz üzerinde T. İş Bankasının 13.12.2011 tarihli ipoteğinin bulunduğu, Özel Daire kararında belirtildiği gibi ipoteğin mahiyeti ve konulma nedeni ile zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenip ödenmediği araştırılarak ipoteğin meskeniyet şikâyetine engel olup olmadığının belirlenmesinin dosyanın tarafları ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığı, takibi başlatan ipotek alacaklısı T. İş Bankası olmayıp ipotekle ilgisi olmayan alacaklı ... olduğu, üçüncü kişi konumunda bulunan eldeki takiple bir ilgisi bulunmayan ipoteğin niteliği ne olursa olsun meskeniyet iddiasına bir etkisinin olmayacağı, ipotek alacaklısının eldeki takipte taraf olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; şikâyet konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan ipoteğin mahiyeti ve konulma nedeni araştırılarak zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun tamamen ödenip ödenmediğinin belirlenmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
12. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, Özel Dairece tapudan ipotek akit tablosunun okunaklı ve onaylı bir örneğinin getirtilmesi, ayrıca ipoteğin mahiyeti ve konulma nedeni ilgili banka şubesinden sorulmak suretiyle araştırılarak zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun tamamen ödenip ödenmediğinin tespiti gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verildiği, mahkemece bozma sonrasında yapılan incelemede tapu müdürlüğünden T. İş Bankası A.Ş. lehine tesis edilmiş ipotek akit tablosunun okunaklı bir örneğinin istenildiği, T. İş Bankası Tunceli Şubesine müzekkere yazılarak banka şubesince taşınmaz üzerine konulan ipoteğin zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun tamamen ödenip ödenmediğinin sorulduğu ve bahsi geçen yazı cevaplarının dosya kapsamına alındığı, Özel Daire kararında belirtilen araştırmaların meskeniyet iddiasına bir etkisinin olmadığı gerekçesi ile kurulan hükmün gerçekte yeni delile dayalı yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı, dolayısıyla temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
13. Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
14. Başka bir deyişle mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
15. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre, mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.
16. Somut olayda ise; dosya kapsamında tapu müdürlüğünün 03.03.2016 tarihli cevabi yazısında ipotek akit tablosunun bulunduğu, Özel Dairenin 06.02.2018 tarihli bozma kararında alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; sair temyiz itirazları yerinde değil ise de, mahkemece, tapudan ipotek akit tablosunun okunaklı ve onaylı bir örneğinin getirtilmesi, ayrıca ipoteğin mahiyeti ve konulma nedeni ilgili banka şubesinden sorulmak suretiyle araştırılarak zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun tamamen ödenip ödenmediği tespit edildikten sonra ipoteğin meskeniyet şikâyetine engel türden olmadığı kanaatine varılması hâlinde oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmasına, borçlunun temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verildiği, mahkemece bozma sonrasında 13.04.2018 tarihli tensip tutanağında tapu müdürlüğüne müzekkere yazılarak T. İş Bankası A.Ş. lehine tesis edilmiş 13.12.2011 tarihli ipotek akit tablosunun okunaklı bir örneğinin istenilmesine, T. İş Bankası Tunceli Şubesine müzekkere yazılarak banka şubesince taşınmaz üzerine konulan ipoteğin zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun tamamen ödenip ödenmediğinin tespitine karar verildiği, 19.06.2018 tarihli duruşma tutanağında da masrafı gider avansından karşılanarak tapu sicil müdürlüğüne müzekkere yazılarak şikâyet konusu taşınmaza ilişkin ipotek akit tablosunun istenilmesine ve ilgili banka şubesinden ipoteğin zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değilse haciz tarihinden evvel borcun ödenip ödenmediğinin sorulmasına karar verildiği, tapu müdürlüğünden ipotek akit tablosunun gönderilmeyip tapu kaydının gönderildiği, T. İş Bankasından gelen cevapların da dosya kapsamına alındığı, mahkemece taşınmaz üzerinde bulunan T. İş Bankasının 13.12.2011 tarihli ipoteğinin Özel Daire kararında belirtildiği şekli ile niteliğinin araştırılarak ipoteğin mahiyeti ve konulma nedeni ile zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenip ödenmediğinin, ipoteğin meskeniyet şikâyetine engel olup olmadığının belirlenmesinin dosyanın tarafları ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığı, takibi başlatanın ipotek alacaklısı T. İş Bankası olmayıp ipotekle ilgisi olmayan alacaklı ... olduğu, üçüncü kişi konumunda bulunan eldeki takiple bir ilgisi bulunmayan ipoteğin niteliği ne olursa olsun meskeniyet iddiasına bir etkisinin olmayacağı gerekçesi ile direnme adı altındaki karar verilmiştir.
17. O hâlde, icra mahkemesince bozma kararında yapılması gerektiği belirtilen araştırma ve incelemeler yapıldıktan sonra toplanan yeni deliller göz önüne alınarak Özel Daire bozma kararında işaret olunan gerekçeyi karşılamak için önceki kararda yer almayan ve Özel Dairenin denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile “direnme” olarak adlandırılan bu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma kararı sonrası yeni delile dayalı olarak oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
18. Hâl böyle olunca, verilen bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
19. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Borçlu vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince kararın taraflara tebliğ işlemlerinin yerine getirilmesine, karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan Yargıtay 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun'un 29. maddesi ile eklenen Geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.