T.C.
BAKIRKÖY
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/862
KARAR NO : 2018/70
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/07/2014
MAHKEMEMİZE TEVZİ TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 08/02/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/02/2018
Bakırköy ....Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/07/2014 tarih .... esas ... karar sayılı görevsizlik kararı nedeniyle süresi içerisinde verilen gönderme talepli dilekçe üzerine mahkememize tevzi edilen menfi tespit (kambiyo senetlerinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkillerinin murisi ... aleyhine 04/01/2008 tarihinde, 24/10/2007 tarih 975.000,00- USD bedelli bonoya dayanarak Bakırköy ....İcra Müdürlüğünün .... esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının ... ve kız kardeşi ....in de aralarında bulunduğu birçok yaşlı kişiyi öldürmek için çete kurmak dahil birçok suçtan İstanbul ...Ağır Ceza Mahkemesinin ....esas sayılı dosyasında yargılandığını, işbu dosyanın 6526 sayılı Yasa ile özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasından dolayı yetkisizlik kararı ile ikiye bölünerek İstanbul Anadolu ....Ağır Ceza Mahkemesinin ....esas sayılı dava ile müvekkillerinin murisine yönelik işlenen suçlarla ilgili davanın, aynı mahkemenin .... esas sayılı dosyası ile ise davalı ve kardeşlerinin işlediği diğer suçlarla ilgili olarak davanın yürütüldüğünü, müvekkillerinin murisi ... aleyhine açılan icra takibinde ödeme emri tebligatının sözde murisin yeğeni tarafından tebliğ alınarak itiraz edilmeksizin takibin kesinleştiğini, oysa takibe konu edilen bonoda yer alan imzanın murisin eli mahsulü olmadığını, nitekim belirtilen ceza dosyası üzerinden imza tetkikine ilişkin yapılan 13/03/2008 tarihli eksper raporunda da senette yer alan imzanın sahte olduğunun tespit edildiğini, icra dosyasının takipsiz bırakılarak işlemden kaldırıldığı, ancak dosyanın alacaklının talebiyle 18/06/2014 tarihinde yenilenerek Bakırköy ....İcra Müdürlüğünün ....esas numarasını aldığını ve yenilenen icra takibi nedeniyle müvekkillerine muhtıra çıkarılmadan doğrudan doğruya malvarlıklarına haciz konulduğunu, ...'in 2007 yılı Ekim ayında kaybolduğunu, bu tarihten itibaren 12/06/2008 tarihine kadar kendisinden haber alınamadığını, bu tarihte ..., ...Beldesi, ... mevkiinde çuval içerisinde battaniyeye sarılı bir şekilde cesedinin bulunduğunu, 01/07/1924 doğumlu olan takip borçlusu muris ...'in öldürüldüğü tarihte ... yaşında olduğunu, çocuğunun bulunmadığını, takibe dayanak yapılan senedin tanzim tarihinin 24/10/2007, vade tarihinin 24/12/2007olup bu tarihlerde murisin kayıp olduğunu, yine bu tarihten kısa bir süre sonra 04/01/2008 tarihinde muris halen kayıp iken aleyhine icra takibinin başlatıldığını, kaldı ki alacaklı olduğunu ileri süren davalının takip dayanağı senedi nasıl bir hukuki ilişkiye dayandırdığının belli olmadığını, bu denli yüklü miktarda borç verecek mal varlığı olmadığının ceza yargılaması sırasında davalının kendi beyanları ile de sabit olduğunu, ödeme emrinin tebliğ edildiği ve muris ile daimi olarak oturduğu yeğeni olduğu söylenen bir kişinin bulunmadığını, murisin böyle bir akrabası olmayıp bu kişinin kim olduğunun da kendileri tarafından bilinmediğini, ödeme emrinin tebliğ edildiği ileri sürülen 08/01/2008 tarihi itibariyle müvekkillerinin murisinin kaçırılmış olup murisin yokluğunda takibin kesinleşmesi için düzmece bir kişiye tebligat yapıldığını, murisin senet alacaklısı görünen davalı tarafından kaçırılmış olduğu için uyuşmazlığa konu takipte borca ve senette yer alan imzaya itiraz etme fırsatının hiç bulunmadığını ileri sürerek öncelikle HMK 209/1 maddesi uyarınca usul ve yasaya aykırı takibin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, bu talepleri yerinde görülmediği taktirde İİK.nun 72 maddesine göre takibin tedbiren durdurulmasına, takibe konu senette yer alan imzanın müvekkillerinin murisi ...'e ait olmaması nedeniyle davacıların borçlu olmadığının tespitine, haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle alacağın % 100'ü oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış, yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz etmediğinden davayı inkar etmiş sayılmıştır.
Davalı tahkikat aşamasına geçildikten sonra vekili aracılığıyla ibraz ettiği 20/02/2015 havale tarihli dilekçesinde; dosyaya sunulan polis kriminal raporunun soruşturma aşamasında elde edilen uydurmaca bir delil olduğunu, taraflarınca alınan ve Bakırköy ...İcra Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasına da ibraz edilen özel raporda senet fotokopisindeki borçlu imzaları ile protokol başlıklı belge fotokopisindeki imzanın aynı şahsın eli ürünü olmalarının kuvvetle muhtemel bulunduğunun tespit edildiğini, icra mahkemesi ile görülmekte olan imzaya, usulsüz tebliğe ve zamanaşımına yönelik davada şikayetin reddine karar verildiğini, müteveffanın müvekkiline borcunun Bakırköy'de bulunan bir taşınmaz sebebiyle olduğunu, teminatsız tedbir kararı verilmesinin de yasaya uygun bulunmadığını ileri sürerek ihtiyati tedbir kararının öncelikle kaldırılmasını, bu talep kabul olunmadığı taktirde teminat yatırılması yönünde karar verilmesini, bu talebin de kabul edilmemesi halinde icra mahkemesi dosyası nedeniyle davacılarca yatırılan teminatın davacılara iade edilmemesi için tedbire karar verilmesini istemiştir.
Dava; icra takibine konu edilen bonodaki imza sahteliğine, imzanın murise ait çıkması halinde ise senedin suç teşkil eden eylemler nedeniyle alındığı iddialarına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri yazılı delillerini ibraz etmişler, diğer taraf delilleri mahkememizce toplanmıştır.
İstanbul Anadolu ... Ağır Ceza Mahkemesinin ...Esas sayılı dosyasının duruşma tutanakları ile iddaname ve ekleri celp edilmiş, incelenmesinde; 140 sayfadan oluşan iddianame ile davacıların murisi ...'in de aralarında bulunduğu üç kişinin öldürüldüğü iddiasıyla aralarında mahkememiz dosyası davalısı ...'ın da yer aldığı 55 sanık hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, nitelikli kasten öldürme, nitelikli yağma, resmi evrakta sahtecilik (mahkememiz dosyasına konu 975.000,00-USD tutarlı senede yönelik) suçlarından kamu davası açıldığı, davanın ilk açıldığında CMK 250.maddesiyle yetkili kılınan İstanbul ...Ağır Ceza Mahkemesinin .... Esas sayılı dosya numarasını aldığı, sonrasında özel yetkili mahkemelerin kaldırılması nedeniyle verilen yetkisizlik kararı üzerine İstanbul Anadolu ...Ağır Ceza Mahkemesinin ....Esas sayılı dosyasında görülmeye devam ettiği, mahkememiz dosyası davalısının tutuklu yargılandığı, yargılama sırasında tahliye olduğu, dosyanın halen derdest bulunduğu görülmüştür.
Tensip aşamasında davacıların ihtiyati tedbir talebi değerlendirilerek keşideci imzasının sahteliği iddiası bulunduğundan HMK.nun 209/1.maddesi uyarınca Bakırköy ....İcra Müdürlüğünün .... Esas sayılı takip dosyasına konu 24/12/2007 vade tarihli 975.000,00-USD tutarlı senedin herhangi bir işleme esas alınamayacağından taraflarla sınırlı olmak üzere icra takibinin tedbiren durdurulmasına, teminat alınmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Verilen tedbir kararı icra müdürlüğüne infaz için gönderilmiştir. Tedbire davalı yanın itirazı üzerine itiraz duruşmalı incelenmiş ve 26/03/2015 tarihli duruşmada tedbire itirazın reddine karar verilmiştir.
Sonraki aşamalarda davalının vekil değişikliği nedeniyle yeniden tedbire itiraz edilmiş, bu itiraz da duruşmalı olarak değerlendirilerek 03/11/2016 tarihinde reddedilmiştir. İkinci red kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, başvuruyu inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi 03/03/2017 tarih .... Esas, ... Karar sayılı kararı ile; davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbire itirazın reddine dair kararının ve HMK'nun 209/1 maddesi uyarınca teminatsız olarak icra takibinin tedbiren durdurulmasına ilişkin kararının kaldırılmasına, davalı vekilinin ihtiyati tedbirin tamamen kaldırılmasına yönelik istinaf talebinin reddine, ihtiyati tedbirin İİK'nun 72/3 maddesi uyarınca icra dosyasındaki alacağın %20'i oranında teminat yatırılması veya muteber bir bankanın aynı miktarda kesin ve süresiz teminat mektubu sunulması halinde davacı borçlular tarafından icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesine, kararın icrası için ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiş olup, davacılar tarafından teminat yatırılmadığından İİK.nun 72/3 maddesine dayalı İstinaf tedbir kararı uygulanmamıştır.
Bakırköy .....İcra Müdürlüğünün .....Esas sayılı takip dosyasının uyap üzerinden örneği celp edilmiş, incelenmesinde; davalı tarafından muris ... aleyhine 04/01/2008 tarihinde 24/10/2007 tanzim, 24/12/2007 ödeme tarihli 975.000,00- USD bedelli bir adet bonoya istinaden kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla önce 2008/28 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin muhatapla birlikte oturan yeğeni Murat İlhan'a 08/01/2008 tarihinde tebliğ edilerek takibin kesinleştiği, borçluya ait gayrimenkullere 31/01/2008 tarihinde haciz konulduğu, daha sonra ise takipsiz bırakıldığından icra dosyasının işlemden kaldırıldığı, 18/06/2014 tarihinde alacaklı vekilince yenilenerek ..... esasa kaydının yapıldığı, muris ... mirasçılarına muhtıra tebliğ edilmek suretiyle davacılar adına kayıtlı gayrimenkullere haciz konulduğu anlaşılmıştır.
Davalı taraf delil ibraz süreleri geçtikten sonra vekili aracılığıyla ibraz ettiği dilekçelerinde ve duruşmalardaki beyanlarında; dava konusu senedin muristen ev almak için ödenen paranın evin kendisine verilmemesi karşılığında alındığını, senedin malen kaydıyla düzenlendiğini, bu konuda muris ile 24/10/2007 tarihli protokol yapıldığını, paranın ödenmesine rağmen evin kendisine verilmediğini savunma olarak ileri sürmüş, 24/10/2007 tarihli protokol aslını dosyaya ibraz etmiş ve sunulan protokol aslı mahkememiz kasasına alınmıştır.
Her ne kadar davalı vekili protokol tanıklarının dinlenmesi talebinde bulunmuş ise de, davalının yasal sürede cevap dilekçesi ve delillerini sunmadığı , bu hususta davacıların açık muvafakatları da bulunmadığından süresinden sonra dinletilmek istenilen tanık delili mahkememizce caiz görülmemiştir.
Davacılar davalı tarafça sunulan protokoldeki imzanın da murise ait olmadığını belirtmişlerdir.
Bakırköy ...İcra Hukuk Mahkemesinin .... Esas, .... Karar sayılı dosyasında görülen davada ; .... Esas sayılı ilk esas numarasında yapılan yargılama sonucunda mahkememiz dosyası davacılarının davalı aleyhinde açmış olduğu aynı icra dosyasına yönelik usulsüz tebligat şikayeti ve imzaya itiraz davasında murisin mirasçıları davacıların takipten 09/02/2010 tarihinde haberdar oldukları nedeniyle usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddine, tebligat usulsüzlüğü süresinde ileri sürülmediğinden imza incelemesi yaptırılmasına yer olmadığına, birleşen dosyada ise takibin zamanaşımına uğradığına yönelik itirazın ağır ceza mahkemesinde dava bulunması nedeniyle reddine karar verildiği, verilen bu karara karşı davacılar vekilinin temyiz yoluna başvurduğu, temyiz üzerine Yargıtay ....Hukuk Dairesinin 21/01/2016 tarih, .... Esas, .... Karar sayılı ilamı ile borçluların sair temyiz itirazlarının reddine, ancak birleşen dosya yönünden ağır ceza dosyasındaki davanın TTK.nun 662.maddesinde öngörülen davalardan olmadığından zamanaşımını kesmeyeceği, bu nedenle zamanaşımı itirazının esasının incelenmesi gerektiği gerekçesiyle birleşen dosyadaki önceki hükmün bozulduğu, anılan mahkemece Yargıtay ...Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyulmak suretiyle tebligat usulsüzlüğü ve imzaya itiraza ilişkin asıl davada verilen önceki hüküm bozma ilamı kapsamı dışında kaldığından kesinleşmiş olmakla bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, birleşen zamanaşımı itirazına ilişkin davanın ise kabulü ile Bakırköy .... İcra Müdürlüğünün .... Esas sayılı dosyasında borçlu davacılar yönünden icra takibinin İİK 33/a mad. delaleti ile 71. mad. gereğince zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği, tarafların kararı istinaf etmemesi üzerine hükmün 19/12/2016 tarihinde kesinleştiği, imzaya itiraz davasında herhangi bir imza incelemesinin yapılmamış olduğu celp edilen dosyadan ve karar örneklerinden anlaşılmıştır.
Adana .....Sulh Hukuk Mahkemesinin .....Esas ..... Karar sayılı veraset ilamına göre muris ...'in 12/06/2008 tarihinde öldüğü, mirası 6 pay kabul edilerek geriye mirasçıları olarak davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ...'nın kaldığı görülmüştür.
Dava konusu 975.000,00-USD tutarlı senet aslı ..... Cumhuriyet Başsavcılığı Adli Emanetinden getirtilerek mahkememiz kasasına alınmıştır.
Davacıların murisi ...'e ait emsal imzaların bulunduğu çok sayıda belge aslı mahkememizce toplanmıştır.
Dava konusu 975.000,00-USD tutarlı senetteki keşideci muris ... adına atılan imzalar ile davalı tarafça sunulan 24/10/2007 tarihli PROTOKOL başlıklı belgedeki satıcı .... ismi altındaki imzanın davacıların murisi ...'in mukayese belge asıllarındaki imzaları ile karşılaştırılarak davacıların murisi ...'in eli ürünü olup olmadığı konularında özellikle davalı yanın istemi üzerine Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınmasına karar verilmiştir. Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin düzenlediği 01/11/2017 tarihli raporda ; inceleme konusu belgelerde ...'e atfen atılı imzalar ile ...'in mevcut mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla ...'in eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir.
Ceza soruşturması sırasında polis kriminal laboratuvarınca düzenlenen 13/03/2008 tarihli ekspertiz raporunda da mahkememiz dosyasına konu olan 24//12/2007 ödeme tarihli 975.000,00-USD tutarlı senetteki borçlu imzalarının davacıların murisi ... isimli şahsa ait olmadığı belirlenmiştir.
Adli Tıp raporu savcılık soruşturma aşamasında alınan ekspertiz raporu ile aynı doğrultuda olduğundan, davalı tarafça dosyaya ibraz edilen özel raporun ise fotokopi belgeler üzerinden hazırlanmış olup, kesin belirlemeleri içermediğinden bu nedenle Adli Tıp raporu mahkememizce yeterli görülmekle ve çok sayıda mukayese belge de incelendiğinden kaldı ki Adli Tıp Kurumu resmi ve ehil bir kurum olup, gelişmiş aletlerle inceleme yapıldığı da herkesçe bilindiğinden davalı vekilinin veri görüntülerinin istenmesine yönelik talebinin reddine, mevcut Adli Tıp raporu kapsamında sonuca etkisi görülmediğinden Ağır Ceza dosyasının beklenilmesinden vazgeçilmesine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, icra dosyası, ağır ceza davası, icra hukuk mahkemesi dosyası, savcılık aşamasındaki ekspertiz raporu, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin raporu ile tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; somut davada davacılar davalı tarafından icra takibine konu edilen bonodaki keşideci imzalarının murisleri olan ...'in eli ürünü olmadığını, imzaların sahte olduğunu, davalının murisi kaçırmak, çete kurmak, sahte senet düzenlemek suçlarından daha birçok sanıkla birlikte yargılanmakta olduğunu, murisin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek bonoyla ilgili yapılan icra takibinden ve bonodan dolayı borçlu olmadıklarının tespitini istemişlerdir. Davalı taraf yasal süre içerisinde davaya ilişkin cevap dilekçesi sunmadığı gibi delillerini de yasal sürede ibraz etmemiştir. Tahkikat aşamasında 24/10/2007 tarihli protokol başlıklı belge ibraz etmiş, bu belgeye göre senedin muristen alınacak taşınmazın ödenen bedeli karşılığında düzenlendiğini savunmuştur. İcra hukuk mahkemesinde davacı mirasçılar tebligat usulsüzlüğü ve imzaya itiraz davası ile zamanaşımı itirazına ilişkin başvuruda bulunmuşlar, takipten daha önce haberdar oldukları gerekçesiyle tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayet süre yönünden reddedilmiş, bu nedenle icra hukuk mahkemesinde imza incelemesi yapılmamıştır. Yargtay ....Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyulmak suretiyle birleşen zamanaşımına itiraz davasının ise kabulüne karar verilerek Bakırköy ...İcra Müdürlüğünün .... Esas sayılı dosyasındaki takibin zamanaşımı nedeniyle icrasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Anılan Bakırköy ....İcra Hukuk Mahkemesinin .... Esas .... Karar sayılı kararı 19/12/2016 tarihinde kesinleşmiştir. Davacılar takibe konu bonodaki muris adına atfen atılan imzaların sahte olduğunu ileri sürdüklerinden mahkememizce murise ait emsal imzaların bulunduğu çok sayıda belge aslı toplanmıştır. Dava konusu senet aslı ise .... C.Başsavcılığı Adli Emanet Bürosundan getirtilerek mahkememiz kasasına alınmıştır. Gerek bonodaki keşideci imzaları gerekse davalı tarafça sunulan 24/10/2007 tarihli protokol başlıklı belgedeki imzanın davacıların murisi ...'in eli ürünü olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınmıştır. Dosyada mevcut 01/11/2017 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda ; 975.000,00-USD'lik senetteki murise atfen atılan imzalar ile davalının dayandığı 24/10/2007 tarihli protokol başlıklı belgedeki murise atfen atılan imzanın muris ...'in eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Kaldı ki ceza soruşturması sırasında emniyet kriminalden alınan 13/03/2008 tarihli raporda da aynı husus teyit edilmiştir. Böylece dava konusu senette yer alan murise atfen atılan imzaların sahte olduğu yine davalı tarafından sunulan senedin ihdas sebebine ilişkin 24/10/2007 tarihli protokoldeki imzanın da sahte olduğu ortaya çıkmıştır. Muris ... söz konusu bonodaki ve protokoldeki imzalar kendisine ait olmadığından bonodan ve bonoya dayalı olarak yapılan icra takibinden dolayı borçlu değildir. ...'in mirasçıları konumunda olan davacılar da aynı şekilde bono ve icra takibinden dolayı borçlu değillerdir. İmza inkarı nedeniyle ileri sürülen sahtelik def'i mutlak def'ilerden olup herkese karşı ileri sürülebilecektir. Senetteki ve protokoldeki imzaların murise ait olmadığı tespit edildiğinden ağır ceza dosyasının beklenilmesi sonuca etkili görülmemiştir.
Yukarıda yapılan açıklama ve tespitler karşısında; davacıların davasının kabulü ile; Bakırköy ...İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takip dosyasından ve bu takibe konu olan 24/10/2007 düzenleme, 24/12/2007 ödeme tarihli, 975.000,00-USD bedelli senetten dolayı davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, davalı senedin lehtarı olduğundan bu hususta Yargıtay ....Hukuk Dairesinin ... tarih ... Karar sayılı ilamı da gözetilerek davalının senedin lehdarı olması ve böylece imzanın keşideciye ait olmadığını bilebilecek durumda olduğu, davalı lehdarın söz konusu senede ilişkin davacıların murisi aleyhine takip başlatmasında ve sonrasında takibi mirasçılara yöneltmesinde kötüniyetli bulunduğu anlaşılmakla davacılar yararına İİK.nun 72/5 maddesi uyarınca takibin ilk başlatıldığı tarih (04/01/2008) itibariyle yürürlükte olan düzenleme dikkate alınarak takip konusu alacak olan 1.142.721,36-TL'nin takdiren %40'ı tutarı 457.088,54-TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların davasının kabulüne;
Bakırköy ...İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takip dosyasından ve bu takibe konu olan 24/10/2007 düzenleme 24/12/2007 ödeme tarihli 975.000,00-USD bedelli senetten dolayı davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine,
2-Davalı senedin lehtarı olduğundan icra takibinde haksız ve kötüniyetli olmakla takibin ilk başlatıldığı tarih (04/01/2008) itibariyle yürürlükte olan düzenleme dikkate alınarak takip konusu alacak olan 1.142.721,36-TL'nin takdiren %40'ı tutarı 457.088,54-TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 78.059,30-TL karar ve ilam harcından davacılar tarafından peşin yatırılan 19.514,85-TL harcın mahsubuna, bakiye 58.544,45- TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacılar tarafından yatırılan 25,20-TL başvurma harcı ile 19.514,85-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacılar yararına tayin ve takdir olunan 58.231,64 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacılar tarafından sarf edilen 118,00 -TL tebligat gideri, 441,10-TL müzekkere gideri, 385,00-TL Adli Tıp gideri olmak üzere toplam 944,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
8-Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
5235 Sayılı Kanunun geçici 2.maddesine göre Bölge Adliye Mahkemelerinin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 ve 29525 sayılı Resmi Gazetede ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360'ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile davalının yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/02/2018
Başkan ...
Üye ...
Üye ...
Katip ...