T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1231 Esas
KARAR NO : 2019/84
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/01/2013
KARAR TARİHİ : 08/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili ... 20. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne verdiği dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkilleri ... ve ...'in kızları ve diğer davacı müvekkili ...'ın kız kardeşi olan ...'ın 23/06/2006 günü ... 'a ait ve ...'ün sevk ve idaresindeki ... plakalı araç ile yolcu olarak ... istikametine gitmekte iken ... Karayolu üzeri ... Otel Karşısı mevkiinde tek taraflı, ölüm ile neticelenen maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza sonucunda ...'ın önce ağır yaralandığını, bu kaza nedeni ile fiili ehliyetini kaybettiğini, daha sonra 08/06/2009 tarihinde bu kaza sonucu meydana gelen ağır yaralanmaya bağlı olarak hayatını kaybettiğini, müteveffanın ölümü nedeni ile annesi, babası ve abisi onun maddi ve manevi desteğinden yoksun kaldıklarını, bu nedenle şimdilik davacı anne ... için 1.000,00 TL maddi, 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, davacı baba için 1.000,00 TL maddi, 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı,davacı kardeş ... için 1.000,00 TL maddi, 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan tahsilini, 1.000,00 TL cenaze ve defin gideri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, her bir davacı için 30.000,00 TL 'den toplam 90.000,00 TL. Manevi tazminatın davalı ... dışındaki diğer davalılardan müştereken ve mütesilsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili ... 20. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne verdiği cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle;mülkiyeti ...'a ait bulunan ... plakalı aracın 13/12/2005-13/02/2006 vade tarihli sigorta poliçesi ile sigortalandığını, poliçenin ölüm teminatının 50.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davaya konu trafik kazasının meydana geldiği tarihin 23/06/2006 yılı olduğunu, merhumun vefat ettiği tarihin ise 08/06/2009 yılı olduğunu, kazadan tam üç yıl sonra vefat ettiğini, bu ölümün trafik kazası nedeni ile meydana geldiğini davacı tarafın ispat etmesi gerektiğini, merhumun ağabeyi olan ... için destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmesinin sebebinin anlaşılamadığını, merhumun ağabeyine herhangi bir destekte bulunmadığının tartışmasız olduğunu, müvekkili şirketten manevi tazminat da talep etmediği için bu dava yönünden davanın reddine karar verilmesini, diğer davacılar yönünden de açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili ... 20. Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davacıların aynı dava konusu ile ilgili ... 7 AHM nin ... Esas sayılı dosyası ile dava açılmış olduğunu, bu nedenle derdestlik itirazlarının bulunduğunu, husumet itirazlarının bulunduğunu, davacıların murisi trafik kazasından yaklaşık 3 yıl sonra vefat ettiğini, öncelikle müteveffanın vefatı ile kaza arasındaki illiyet bağının davacılar tarafından ispatı gerektiğini, müvekkilinin kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, bu nedenle haksız olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla mahkememize gönderdiği muhare havale tarihli cevap dilekçesinde özetle;davaya konu olan olaydan üç yılı aşkın bir süre geçtikten sonra ...'ın 08/06/2009 tarihinde vefat etmiş olmasının trafik kazasına bağlı meydana gelen bir ölüm olmadığını, eceli ile vefat ettiğini, makdülün babası olan ...'a elinden geldiği kadar maddi katkıda bulunduğunu, bu nedenlerle açılan davanın reddine, yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
... 20. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce yapılan değerlendirme sonucu 11/12/2013 tarih ve 2013/21-495 Esas-Karar sayılı kararıyla; davanın ticaret mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosya tevzi bürosu tarafından mahkememize tevzi edilmesi üzerine mahkememiz esasına kayıt edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN: Dava trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı, maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davalı ... Vekili'nin cevap dilekçesinde belirttiği derdestlik itirazına konu ... 7 AHM.' nin ... Esas sayılı dosyasından verilen kesinleşme şerhli karar örneği getirtilip incelendiğinde; kendi adına asaleten ... adına velayeten ... tarafından davalılar ...,...,... Sigorta'ya karşı 08/10/2007 tarihinde trafik kazasından kaynaklı tazminat davası açıldığı, davanın 13/09/2012 tarihinde işlemden kaldırıldığı ve 30/12/2012 tarihinde HMK 150 Maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, kararın 20/06/2016 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Bu dosyanın karar tarihi ve verilen kararın niteliği gereği Mahkememizin 08/02/2019 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince;derdestlik itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 08/02/2019 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince; Kaza tarihi, dava tarihi, ceza zamanaşamı tarihi gözetildiğinde ıslah talepleri zamanaşamına uğramadığından davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin ıslah dilekçesine yönelik zamanaşamı itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Somut olayın, 23.03.2006 günü saat 05.30 sıralarında sürücü belgesiz davalı sürücü ... yönetimindeki '...' plaka sayılı otomobil ile ... istikametinden ... karayolunu takiben ... istikametine doğru seyretmekte iken olay mahalline geldiğinde, direksiyon hakimiyetini kaybederek yol orta bariyerlere çarpmış akabinde sağa yönelip sağ taraftan yol dışına çıkıp devrilmesi neticesi dava konusu kaza meydana gelmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K'nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; 'Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.' şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK'nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: 'Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, Borçlar Kanunu’nun 45/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E. -411 K. sayılı ilamı).
... 3 Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/1710 Esas, 2014/650 Karar sayılı dosyasının uyap kayıtları getirtilip dosya arasına konulmuştur, incelendiğinde;... Cumhuriyet Başsavcılığının 05/08/2008 tarih ve 2008/3408 esas sayılı iddianamesiyle Sanık ...'ün Bilinçli Taksirle Bir Kişinin Ölümüne Neden Olma suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı,... 3 Asliye Ceza Mahkemesi'nce yapılan yargılama sonunda 04/12/2014 tarih ve 2010/1710 Esas, 2014/650 Karar sayılı kararı ile; Sanık ...'ün Bilinçli Taksirle Bir Kişinin Ölümüne Neden Olma suçundan eylemine uyan 5237 Sayılı TCK.nın 85/1,22/3,62/1 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizin 22/11/2016 tarihli ara kararı gereğince 23/06/2006 tarihinde meydana gelen trafik kazasında ... plakalı araç sürücüsünün ve araçta yolcu olarak bulunan Maktül ...'ın kusur durumlarının tespiti için dosya İstanbul ATK'ya gönderilmiş, İstanbul ATK. Trafik İhtisas Dairesi'nce düzenlenen 02/06/2017 tarihli raporda özetle; davalı sürücü ...'ün % 85 oranında kusurlu olduğu, davacılar yakını olan ...'ın % 15 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizin 03/10/2017 tarihli ara kararı gereğince dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 15/12/2017 teslim tarihli raporda özetle; Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 23.03.2006 tarihinde meydana gelen trafik kazasında karşı tarafın %85 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre; A)...’ın yaralanması nedeniyle geride kalan mirasçılarının; a)Geçici İş göremezlik döneminde %100 kazanç kaybı nedeniyle maddi zararının= 14.561,41 TL, b)Bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının 19.376,43 TL. Olduğu, c)Kazalının maddi zararlarının poliçe kapsamında ve limitleri içinde kaldığı, d)Sigorta şirketinin 16.01.2013 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, diğer davalılar bakımından temerrüdün 23.03.2006 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı, B)...’ın vefat etmesi nedeniyle geride kalan hak sahiplerinden(misarçılardan); a)Davacı Anne ...’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının= 16.925,34 TL, b)Müteveffa Baba ...’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 6.983,15 TL. Olduğu, c)Davacı kardeş ...’ın destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep koşullarının bulunmadığı, d)Davacıların maddi zararlarının poliçe kapsamında ve limitleri içinde kaldığı, e)Sigorta şirketinin 16.01.2013 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, diğer davalılar bakımından temerrüdün 08.06.2009 vefat tarihinde gerçekleşmiş olacağı, C)Sigortalı aracın kullanım amacının hususi olduğu, D)Hatır taşıması nedeniyle yukarıda belirlenen zarar tutarlarından yapılacak indirim oranının takdirinin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuştur.
Mahkememizin 13/03/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince dosya ek rapor hazırlanmak üzere aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 20/06/2018 teslim tarihli raporda özetle;Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 23.03.2006 tarihinde meydana gelen trafik kazasında karşı tarafın %85 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre; Taraf vekillerinin itirazı doğrultusunda değişiklik gerektirmeyen 18.12.2017 tarihli raporda belirlendiği gibi; A)...’ın yaralanması nedeniyle geride kalan mirasçılarının; a)Geçici İş göremezlik döneminde %100 kazanç kaybı nedeniyle maddi zararının= 14.561,41 TL, b)Bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının= 19.376,43 TL. Olduğu, c)Davacıların belgelenemeyen tedavi gideri zararları ile bu zarardan 6111 yasanın 59.maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 98.maddesinde yapılan değişikliğe göre; tarafların sorumlu oldukları tutarların belirlenmesi Hekim Bilirkişinin uzmanlık alanına girdiğinden, uzmanlık alınıma girmeyen tedavi ve tedaviye bağlı giderlere ilişkin bir hesap ve değerlendirme yapma imkanı bulunmadığı, c)Kazalının maddi zararlarının poliçe kapsamında ve limitleri içinde kaldığı, d)Sigorta şirketinin 16.01.2013 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, diğer davalılar bakımından temerrüdün 23.03.2006 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı, B)...’ın vefat etmesi nedeniyle geride kalan hak sahiplerinden(misarçılardan); a)Davacı Anne ...’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının= 16.925,34 TL, b)Müteveffa Baba ...’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının= 6.983,15 TL. Olduğu c)Davacı kardeş ...’ın destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep koşullarının bulunmadığı, d)Davacıların maddi zararlarının poliçe kapsamında ve limitleri içinde kaldığı, e)Sigorta şirketinin 16.01.2013 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, diğer davalılar bakımından temerrüdün 08.06.2009 vefat tarihinde gerçekleşmiş olacağı, C)Sigortalı aracın kullanım amacının hususi olduğu, D)Hatır taşıması nedeniyle yukarıda belirlenen zarar tutarlarından yapılacak indirim oranının takdirinin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuştur.
Mahkememizin 07/09/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince heyete doktor bilirkişi de dahil edilerek davacıların yapmış olduğu tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanıp karşılanmadığı, davacıların tedavi gideri ile ilgili tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı, miktarı yönünden kök ve ek rapora karşı tarafların vermiş oldukları beyan dilekçelerindeki itirazlarda değerlendirilerek rapor alınması için bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 28/11/2018 teslim teslim tarihli ek raporda özetle; Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 23.03.2006 tarihinde meydana gelen trafik kazasında karşı tarafın %85 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre; I-TEDAVİ DİĞER GİDERLERE İLİŞKİN OLARAK; Dosya münderecatına göre davacıların tedavi ve diğer giderlerle nedeniyle SGK tarafından karşılanmayan maddi zararlarının = 26.076,86 TL olarak belirlendiği, II-DAVACILARIN GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK, BAKICI GİDERİ ZARARI İLE DESTEKTEN YOKSUN KALMA ZARARINA İLİŞKİN OLARAK; Değişiklik gerektirmeyen 18.12.2017 tarihli raporda belirlendiği gibi; A)...’ın yaralanması nedeniyle geride kalan mirasçılarının; a)Geçici İş göremezlik döneminde %100 kazanç kaybı nedeniyle maddi zararının= 14.561,41 TL, b)Bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının 19.376,43 TL. Olduğu, c)Kazalının maddi zararlarının poliçe kapsamında ve limitleri içinde kaldığı, d)Sigorta şirketinin 16.01.2013 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, diğer davalılar bakımından temerrüdün 23.03.2006 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı, B)...’ın vefat etmesi nedeniyle geride kalan hak sahiplerinden(misarçılardan); a)Davacı Anne ...’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının= 16.925,34 TL, b)Müteveffa Baba ...’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 6.983,15 TL. Olduğu, c)Davacı kardeş ...’ın destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep koşullarının bulunmadığı, d)Davacıların maddi zararlarının poliçe kapsamında ve limitleri içinde kaldığı, e)Sigorta şirketinin 16.01.2013 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, diğer davalılar bakımından temerrüdün 08.06.2009 vefat tarihinde gerçekleşmiş olacağı, III)Sigortalı aracın kullanım amacının hususi olduğu,IV)Hatır taşıması nedeniyle yukarıda belirlenen zarar tutarlarından yapılacak indirim oranının takdirinin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuştur.
Mahkememizin 19/01/2018 tarihli duruşmasında Davacı vekiline maddi tazminatla ilgili taleplerini açıklaması ve her taleple ilgili ne miktar tazminat talep ettiği ve talepleri ile ilgili delillerini sunması ve bu hususda beyanda bulunması için ihtaratlı davetiye çıkartıldığı, Davacı vekili uyaptan e imzalı olarak gönderdiği 04/06/2018 tarihli dilekçesinde özetle; Müteveffa ...'ın vefatına kadar geçen sürede hastane tedavi gideri masrafları ( hasta nakil masrafları, yoğun bakım ve hastane servisi yatış masrafları, kullanılan ilaç vb masraflar) olarak şimdilik 10.000 TL, Müteveffanın vefatına kadar yatalak olarak bakıması sürecindeki özel bakım ihtiyacına ilişkin (hasta bezi, hortumla beslenmesi sebebiyle özel mama masrafları) masraflar olarak şimdilik 15.000 TL, Müteveffanın vefatına kadar kaza sebebiyle yatalak olarak bakılmasından kaynaklanan bakıcı masraf ve giderleri için şimdilik toplam 25.000 TL, Kaza sebebiyle müteveffanın ölümüne kadar geçen tedavi süreci boyunca çalışma gücünün tümüyle yitirilmesinden kaynaklanan geçici işgöremezlik dönemi için kazanç kaybına ilişkin şimdilik toplam 20.000 TL, Müteveffa ...'ın vefatına kadar geçen sürede Cenaze nakil ve defin gideri masrafı olarak şimdilik toplam 3.000 TL, ayrıca hem ..., hem ... hem ... için destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiklerini, ayrıca hem ..., hem ... hem ... için manevi tazminat talep ettiğini belirtmiştir.
Davacılar vekili 21/12/2018 tarihli harçlandırılmış bedel arttırım dilekçesinde özetle; davacıların maddi tazminat taleplerini oluşturan toplam 3.000,00 TL'yi tedavi giderleri için 26.076,86 TL olarak, geçici iş göremezlik dönemindeki kazanç kaybı için 14.561,41 TL olarak, bakıcı giderleri için 19.376,43 TL olmak üzere toplam 57.014,70 artırarak 60.014,7 TL olarak ıslah ettiğini, davacı ... lehine dava dilekçesinde talep edilen 1000 TL destekten yoksun kalma tazminatını 15.925,34 TL artırarak 16.925,34 TL olarak ıslah ettiğini, davacı ... lehine dava dilekçesinde talep edilen 1000 TL destekten yoksun kalma tazminatını 5.983,15 TL artırarak 6.983,15 TL olarak ıslah ettiğini, Davacı ... lehine 30.000 TL manevi tazminat, davacı ... lehine 30.000 TL manevi tazminat, davacı ... lehine 30.000 TL manevi tazminat olan toplam 90.000 TL manevi tazminatın maddi tazminata ilişkin talepleri yönünden haksız filiin meydana geliş tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi 2.ci ek raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edilmiştir.
Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 1981/906 E. Sayılı kararında özetle; “....Bir kimseyi başkası için destek haline getiren yardımlarda düzenlilik ve devamlılık unsurları vardır. Yapanın keyfine göre gelişi güzel zamanlarda sağlanan yardımlar ( örneğin, olayımızda ölen annenin, torununun bakımını yaşamış olsaydı, bir süre üstleneceği şekildeki yardımları düzenli olmadıkları için destekten yoksun kalma tazminatına esas alınamazlar. Bunun gibi; her gün, her hafta, her ay düzenli bir şekilde yapılmış olmakla beraber ancak sınırlı bir süre için yapılmış veya ilerde yapılması umulan yardımlar da destek olarak nitelenemez.... olayımızda, ölen destek torununa bakmakla yükümlü olmadığına göre, böyle bir bakmanın gerçekleşeceği kuvvetle umulsa dahi, bu bakma olgusu ölenin ihtiyarına bağlı ve insani bir duygu ve ahlaki bir vazifeden kaynaklanan, bu itibarla da para ile değerlendirilmeyecek ve bu niteliği ve özelliği bakımından destek zararı olarak kabul edilemeyecek olan bir kayıptır. Diğer bir anlatımla, ölüm vukua gelmeseydi ölenin torununa bakmasından dolayı bu hizmetine karşılık kızından bir hak talep etmesi BK.nun 62. maddesinin son fıkrası uyarınca mümkün de olamayacağına göre, ölenin sağlığında yasaca talep edemeyecek olan bir karşılığın destek zararı kapsamında düşünülmesi ve bu yardımdan yoksun kalındığından söz edilerek tazmini yönüne gidilmesi düşünülemez.” demektedir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi,zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebilecektir.
Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 1981/906 E. Sayılı kararında özetle; “....Bir kimseyi başkası için destek haline getiren yardımlarda düzenlilik ve devamlılık unsurları vardır. Yapanın keyfine göre gelişi güzel zamanlarda sağlanan yardımlar ( örneğin, olayımızda ölen annenin, torununun bakımını yaşamış olsaydı, bir süre üstleneceği şekildeki yardımları düzenli olmadıkları için destekten yoksun kalma tazminatına esas alınamazlar. Bunun gibi; her gün, her hafta, her ay düzenli bir şekilde yapılmış olmakla beraber ancak sınırlı bir süre için yapılmış veya ilerde yapılması umulan yardımlar da destek olarak nitelenemez...... olayımızda, ölen destek torununa bakmakla yükümlü olmadığına göre, böyle bir bakmanın gerçekleşeceği kuvvetle umulsa dahi, bu bakma olgusu ölenin ihtiyarına bağlı ve insani bir duygu ve ahlaki bir vazifeden kaynaklanan, bu itibarla da para ile değerlendirilmeyecek ve bu niteliği ve özelliği bakımından destek zararı olarak kabul edilemeyecek olan bir kayıptır. Diğer bir anlatımla, ölüm vukua gelmeseydi ölenin torununa bakmasından dolayı bu hizmetine karşılık kızından bir hak talep etmesi BK.nun 62. maddesinin son fıkrası uyarınca mümkün de olamayacağına göre, ölenin sağlığından yasaca talep edemeyecek olan bir karşılığın destek zararı kapsamında düşünülmesi ve bu yardımdan yoksun kalındığından söz edilerek tazmini yönüne gidilmesi düşünülemez.” demektedir.
Yine bu konudaki Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında; erkek çocuklar için destek yaşının rüşt ve aktif olarak çalışma yaşı olan 18 yaşının esas alınması gerektiği, kız çocuklar bakımından ise muhtemel evlenme ve muhtaçlık yaş sınırı olarak kabul edilen 22 yaşın esas alınması gerektiği, çocukların orta öğenim görmeleri halinde destek süresinin 20 yaşına kadar, yüksek öğrenim görmesi halinde ise 25 yaşına kadar süreceği kabul edilmektedir.
Dava dilekçesinde müteveffanın kardeşi ... içinde destek tazminatı talep edilmiştir. Ancak; söz konusu davacı 01.01.1974 doğumlu olup müteveffanın ölüm tarihinde 35 yaşındadır ve sigortalı bir işte çalışmaktadır. Dosyada mevcut belgelere göre de çalışarak hayatını idame ettirmesine engel bir durumu bulunmamaktadır. Bu durumda da ; anılan davacı bakımından maddi zarar hesabı yapılması mümkün olmamıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatının amacı, desteğini yitiren kimsenin, ölümle sonuçlanan olaydan önceki sosyal-ekonomik yaşam düzeyinin devamını sağlayacak bir paranın ödetilmesidir. Bu hakkın, mirasçılık sıfatı ile ve miras hukuku ile bir ilgisi yoktur. Destek sayılabilmek için, yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterlidir(YHGK. 25.05.1984 T., E.9-301, K.619).
Fiili destek kavramı, yardımlarda düzenlilik ve devamlılık halinde söz konusu olur. İlerde destek olma ihtimali bulunan durumlarda ise “farazi destek” hali söz konusudur. Küçük çocukların ölümünde durum budur.
Diğer bir durumda destek tazminatının söz konusu olabilmesi için yardım yapılacakların “bakım ihtiyacı” içinde bulunmaları gerekir (Bkz.Turgut Uygur-Borçlar Kanunu I, sh.590).
Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 1986/1585 E. Sayılı ilamında “...Bakım ihtiyacı ise, davacının zaruret ve sefalet haline düşmesini değil, sosyal seviyesine uygun olan hayat tarzını devam ettirmek için gerekli imkanlardan yoksun kalmasına ifade eder ( Tekinay, Destekten Yoksun Kalma Tazminatı, İst. 1963, S.49 )...” demektedir.
Yukarıda arz ve izaha çalışıldığı üzere; İşbu somut olayda Müteveffa ...’ın ölüm tarihinde 35 yaşında olan davacı kardeşi ...’ın destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep koşullarının bulunmadığı,
Dava dosyasında davacı kardeş ...’ın sağlık sorunları olduğuna, kendi başına yaşamını idame ettiremeyeceğine ve bir başkasının bakım ve yardımına muhtaç olduğuna ilişkin bir belge mevcut değildir. Destek tazminatı talep edilen davacı kardeş ... bağımsız olarak kendi başına hayatını idame ettirebilecek durumdadır.
Yine dava dosyasında müteveffanın sağlığında davacı kardeş ...’a fiilen ve eylemli olarak düzenli destekte bulunduğunu gösterir bir bilgi ve belgede mevcut değildir. Yargıtay kararlarına göre ölenin ihtiyarına bağlı olarak insani duygu ve ahlaki vazifeden kaynaklı yardımlarının destek zararı olarak kabulü mümkün gözükmemektedir.
Adli Tıp Kurumu 1.İhtisas Kurulunun 13.12.2013 tarihli raporunda; Müteveffa ...’ın 23.03.2006 tarihinde maruz kaldığı kazaya bağlı olarak tedavisi devam ederken uzun süre yatalak kalmaya bağlı olarak iyileşmeden öldüğü belirtilmiştir.
Bu durumda; kazalının 23.03.2006 olay tarihinden vefat ettiği 08.06.2009 tarihine kadar geçen dönemde yatalak olarak tedavi gördüğü dikkate alındığında, tedavi süresince tek başına ihtiyaçlarını karşılamayacağı ve bu sürede bir başkasının bakım ve desteğine ihtiyaç duyduğu kabul edilerek bu konudaki Yargıtay kararlarına göre brüt asgari ücretlere göre bakıcı gideri zararı belirlenmiştir.
...’ın vefatı nedeniyle; Yukarıda ayrıntılı olarak izah edilen hususlardan dolayı; müteveffanın kardeşi davacı ...’ın Yargıtay’ca kabul edilen destek yaşını geçmiş olması, davacının kendi başına yaşamını idame ettiremeyeceği ve bir başkasının bakım ve yardımına muhtaç olarak bakım ihtiyacı içinde olduğuna ilişkin bir bilgi ve belge mevcut olmaması, destek tazminatı talep edilen davacı kardeşin kendi başına hayatını idame ettirebilecek durumda olması, bu yönde bir zararının söz konusu olmaması ve bütün bunlara göre de; davacı kardeş ...’ın destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep etme şartlarının oluşmaması nedeniyle destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararlarının belirlenemediği,
Her ne kadar dava dilekçesinde cenaze ve defin gideri talep edilmiş ise de; söz konusu zararı ispata yarar yazılı belge ibraz edilmediğinden,bu yöndeki masraflar belediyeler tarafından ücretsiz yapıldığından bu konuda bir hesap ve değerlendirme yapma imkanı olmamıştır. Dosya münderecatına göre davacıların zorunlu cenaze ve defin gideri nedeniyle maddi harcamaları tespit edilememiştir.
Davalı ... Vekili cevap dilekçesinde özetle; olayın meydana gelmesinde davalı müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığı, aracı haricen satarak zilyetliğini devir etmesine karşın kayden malik gözüktüğü ancak işleten sıfatının bulunmadığı belirtmiş ise de; olay tarihi olan 23.03.2006 günü davalı sürücü ... yönetimindeki '...' plaka sayılı otomobil trafikte davalı ... adına kayıtlı olduğu, bu nedenle davalı ...'ın işleten sıfatı olduğundan pasif dava ehliyeti olduğu ve sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Yargılama sırasında vefat eden davacı baba ...' ın veraset ilamı dosyaya ibraz edilmiştir. Sungurlu Sulh Hukuk Mahkemesinin 14/08/2013 tarih ve 2013/541 esas, 2013/526 karar sayılı veraset ilamındaki mirasçıların davacılar ... ve ... olduğu başkaca mirasçısının olmadığı görülmüştür.
Sonuç itibariyle, 23/03/2006 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; davalı sürücü ...'ün % 85 oranında kusurlu olduğu, davacılar yakını olan maktül ...'ın % 15 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. 23.03.2006 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı tarafın %85 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre; TEDAVİ DİĞER GİDERLERE İLİŞKİN OLARAK; Dosya münderecatına göre davacıların tedavi ve diğer giderlerle nedeniyle SGK tarafından karşılanmayan maddi zararlarının = 26.076,86 TL olarak belirlendiği, DAVACILARIN GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK, BAKICI GİDERİ ZARARI İLE DESTEKTEN YOKSUN KALMA ZARARINA İLİŞKİN OLARAK; ...’ın yaralanması nedeniyle geride kalan mirasçılarının; Geçici İş göremezlik döneminde %100 kazanç kaybı nedeniyle maddi zararının= 14.561,41 TL, Bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının 19.376,43 TL. Olduğu, Kazalının maddi zararlarının poliçe kapsamında ve limitleri içinde kaldığı, Sigorta şirketinin 16.01.2013 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, diğer davalılar bakımından temerrüdün 23.03.2006 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı, ...’ın 08.06.2009 tarihinde vefat etmesi nedeniyle geride kalan hak sahiplerinden(mirasçılardan); Davacı Anne ...’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının= 16.925,34 TL, Müteveffa Baba ...’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 6.983,15 TL. Olduğu, müteveffanın kardeşi ... içinde destek tazminatı talep edilmiştir. Ancak; söz konusu davacı 01.01.1974 doğumlu olup müteveffanın ölüm tarihinde 35 yaşındadır ve sigortalı bir işte çalışmaktadır. Dosyada mevcut belgelere göre de çalışarak hayatını idame ettirmesine engel bir durumu bulunmamaktadır. Davacı kardeş ...’ın destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep koşullarının bulunmadığı, Davacıların maddi zararlarının poliçe kapsamında ve limitleri içinde kaldığı, dosya kapsamına göre Hatır taşıması yapıldığına dair delil olmadığından bu yönde indirim yapılmamıştır.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlandığından, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde tazminat belirlenmekte olup, MK.nun 4. Maddesi gereğince mahkememizce tarafların sosyo ekonomik durumları,olayın meydana geliş şekli,kusur durumu da dikkate alınarak takdir edilmesi gerektiği anlaşılmakla; aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-a) Davacı kardeş ... ın açmış olduğu destekten yoksun kalma tazminat davasının reddine,
B)Davacıların açmış olduğu maddi tazminat davasının kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre; 26.076,86 TL tedavi gideri, 14.561,41 TL geçici iş göremezlik dönemindeki kazanç kaybı, 19.376,43 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 60.014,7 TL tazminatın davalı ... şirketinden dava tarihinden, davalılar ..., ... ten ise kaza tarihi olan 23/03/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, ( Yargılama sırasında vefat eden davacı ... ın payının ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 14/08/2013 tarih ve 2013/541 esas, 2013/526 karar sayılı veraset ilamındaki mirasçıları ... ve ... a veraset ilamındaki payları orarında verilmesine )
C)Davacı anne ... ve davacı baba ... ın açmış oldukları destekten yoksun kalma tazminat davasının kabulüne, dava ıslah dilekçesine göre; davacı anne ... için 16.925,34 TL, davacı baba ... için 6.983,14 TL destek tazminatının davalı ... şirketinden dava tarihinden, davalılar ..., ... ten ise kaza tarihi olan 23/03/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, ( Yargılama sırasında vefat eden davacı ... ın payının Sungurlu Sulh Hukuk Mahkemesinin 14/08/2013 tarih ve 2013/541 esas, 2013/526 karar sayılı veraset ilamındaki mirasçıları ... ve ... a veraset ilamındaki payları orarında verilmesine )
D)Davacıların cenaze ve defin gideri tazminat davasının reddine,
2-Davacıların davalılardan ... ve ... e yönelik açmış oldukları manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacı anne ... için 10.000 TL, davacı baba ... için 10.000 TL, davacı kardeş ... için 5.000 TL manevi tazminatın davalılar ..., ... ten kaza tarihi olan 23/03/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, ( Yargılama sırasında vefat eden davacı ... ın payının ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 14/08/2013 tarih ve 2013/541 esas, 2013/526 karar sayılı veraset ilamındaki mirasçıları ... ve ... a veraset ilamındaki payları orarında verilmesine ), fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Karar tarihine göre maddi tazminat yönünden alınması gereken 5.732,79 TL harçtan peşin alınan 389,11 TL ( Peşin harç + ıslah harcı ) harcın mahsubu ile bakiye 5.343,68 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Karar tarihine göre manevi tazminat yönünden alınması gereken 1.707,75 harçtan peşin alınan 168,46 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.539,29 TL harcın davalılardan ... ve ...'ten tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacılar duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince kabul edilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 9.463,85 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Davacılar duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince kabul edilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan ... ve ...'ten tahsili ile davacılara verilmesine,
7-Davalı ...Ş ve davalı ... duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince reddedilen maddi tazminat ( destekten yoksun kalma tazminatı + Cenaze ve Defin Gideri ) yönünden hesaplanan 2.000,00 TL (AAÜT 3/2 Maddesi Gereğince) vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile bu davalılara verilmesine,
8-Davalı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
9-Davacılar tarafından yapılan toplam: 2.414,87 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 1.495,17 TL'sinin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, geri kalan miktarın davacılar üzerinde bırakılmasına,
10-Davacılar tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
11-Davalılar tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara iadesine,
Dair verilen karar davacılar vekilinin, davalı ... vekilinin yüzüne karşı, davalı ... vekilinin ve davalı ... ün yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 08/02/2019
Katip ...
Hakim ...
MASRAF BEYANI
581,87 TL Harç Masrafı
1.200,00 TL Bilirkişi Ücreti
212,00 TL ATK Faturası
421,00 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 2.414,87 TL