1. Hukuk Dairesi 2021/1644 E. , 2022/883 K.
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat davası sonunda, Yerel Mahkemece asıl davada davacılar ..., ... ve ...’nin davalı şirkete karşı açtığı davanın feragat nedeniyle reddine, diğer talepler yönünden ise iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, birleştirilen davanın ise kabulüne dair verilen kararın asıl davada davacılar/birleştirilen davada davalılar vekili ile vekalet ücretine hasren asıl davada davalı şirket ve asıl davada davalı ... vekilinin istinafı üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, asıl davada davalı ...’in istinaf başvurusunun esastan reddine, asıl davada davacılar/birleştirilen davada davalılar vekilinin ve asıl davada davalı şirket vekilinin istinaf başvurularının ise kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak asıl davada davacılar ... v.d. davalı şirkete karşı açtığı davanın feragat nedeniyle reddine, asıl davada davacı ... tarafından davalı şirket aleyhine açılan davanın esastan reddine, asıl davada davacıların tazminat isteğinin kabulüne, birleştirilen davanın ise reddine dair verilen karar asıl davada davacı .../birleştirilen davada davalılar vekili ve asıl davada davalı/birleştirilen davada davacı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 08.02.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden asıl davada davacı .../birleşen davada davalılar vekili Avukat Şeyma Menengiç ile diğer temyiz eden asıl davada davalı/birleşen davada davacı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen asıl davada davalı ... İnşaat vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen birleştirilen davada davalı ... gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacılar ..., ..., ... ve ...; ortak mirasbırakanları ...'un davalı oğlu ... lehine kazandırma yapmak amacıyla maliki olduğu 289 ada 24 parsel taşınmazını aile dostları olan dava dışı ...'a, ...’nin de davalı ... İnşaat Şirketine satış suretiyle temlik ettiğini, satıştan elde edilen paranın tamamının davalı ... tarafından alındığını, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davalı şirket adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazın rayiç değerinin tespiti ile payları oranında davalı ...’den tahsilini istemişler, yargılama sırasında davacılardan ..., ... ve ..., davalı şirkete karşı açtıkarı davadan feregat etmişler, aşamada davacı ...’nin ölümü üzerine mirasçıları davayı sürdürmüşlerdir.
Birleştirilen davada davacı ...; mirasbırakan babası ...’un dava konusu 1268 ada 1 parsel sayılı taşınmazını Noterde düzenlediği ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile kendisine bıraktığını, ancak murisin diğer mirasçıları olan davalıların taşınmazın kendilerine intikalini sağladığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Asıl davada davalı ...; iddiaların doğru olmadığını, dava konusu taşınmazın mirasbırakan babasının tarafından yatırım yapmak isteyen dava dışı ...'a satıldığını, adı geçenin de davalı şirkete sattığını, dava konusu taşınmazın satışından hiçbir kazanımının bulunmadığını, muris muvazaasının söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Asıl davada davalı ... İnşaat Ltd. Şti. vekili; dava konusu taşınmazın emlakçı vasıtasıyla ve banka kanalıyla bedeli ödenerek satın alındığını, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen davada davalılar; davacı ...’in bakım yükümlülüğünü yerine getirmediğini, sözleşmenin geçersiz olduğunu, ölünceye kadar bakma akdinin mal kaçırma amacıyla yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine karar verilmiş; kararın taraflarca istinafı üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, asıl dava hakkında bir karar verildiği halde birleştirilen dava hakkında hüküm kurulmadığı, birleştirilen dava hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; gönderme kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince bu kez, asıl davanın reddine, birleştirilen davanın ise eldeki davadan tefrikine karar verilmiş; tarafların istinafı üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, birleştirilen davanın asıl davadan tefrikine karar verilmiş ise de, mirasbırakanın iradesinin tespiti, muris ile çocukları arasındaki beşeri ilişki, bir dava hakkında verilecek hükmün diğer davayı etkileyecek nitelikte bulunması hususları göz önüne alındığında, asıl ve birleştirilen davalar arasında bağlantı bulunduğundan, her iki davanın birleştirilerek görülmesi gerektiği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda, asıl davada davacılardan ..., ... ve ...’in davalı şirket aleyhine açtığı davanın feragat nedeniyle, davacı ...’nin davalı şirket aleyhine açtığı davanın esastan reddine, diğer davalı ... yönünden iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine; birleştirilen davanın ise davacı ...’in bakım borcunu yerine getirdiği gerekçesiyle kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacılar/birleştirilen davada davalılar vekili, asıl davada davalı ... İnşaat...Şirketi vekili ve asıl davada davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Asıl davada davacılar/birleştirilen davada davalılar vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; asıl dava yönünden mirasbırakanın davalı oğlu ... lehine kazandırma yapmak amacıyla dava konusu taşınmazını dava dışı ...’ye, adı geçinin de davalı şirkete devrettiğini, davalı şirketle davalı ...’in satış için pazarlık yaptığını, dava konusu taşınmazda kiracı olan davacı tanıklarının kira bedellerini davalı ...'e ödediklerini beyan ettiklerini, ara malik ...'un emanetçi olduğunu, dava konusu taşınmazı kime sattığını dahi hatırlayamadığını, ara malik ...'un ödemesi gereken vergilerin satıştan sonra dahi mirasbırakan tarafından ödenmeye devam edildiğini, mirasbırakanın evlilik dışı kızı olan davacılar tanığı ...'ın ifadesinde davalı ...'i kastederek 'sana hakkın olanı vereceğim, kardeşlerim ablalarım beni dava ettiler, onlara zırnık koklatmayacağım' şeklinde beyanda bulunduğunu, mirasbırakanın asıl davada dava konusu taşınmaz ve davalı ...'e ölünceye kadar bakma akdi ile bıraktığı birleştirilen davada dava konusu taşınmaz haricinde terekesinde başka taşınmazının olmadığını, mirasbırakanın davalı oğlu ... lehine kızlarından mal kaçırma amaçlı temliki gerçekleştirdiğini, taşınmazın mirasbırakanın ölümünden sadece birkaç gün önce ara malik emanetçi dava dışı ... tarafından davalı şirkete devredildiğini, temlikin muvazaalı olduğunu, asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, birleştirilen dava yönünden ise davanın kabulüne karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla taşınmazı oğlu ...’e devrettiğini, birleştirilen davanın reddine karar verilmesi gerektiğinibelirterek, İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasını istemiştir.
Asıl davada davalı ... İnşaat ... Şirketi vekili; asıl davada davalı şirket yönünden davanın reddedilmesinin doğru olduğunu, ancak vekalet ücretinin eksik hesaplandığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasını ve düzeltilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı ... vekili; asıl davada davanın esastan reddine karar verildiği halde lehine nispi vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasını ve vekalet ücreti yönünden hükmün düzeltilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 18/02/2021 tarihli ve 2021/143 E., 2021/299 K. sayılı kararıyla; asıl davada davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, asıl davada davacılar/birleştirilen davada davalılar vekilinin ve asıl davada davalı şirket vekilinin istinaf başvurularanın ise kabulü ile, asıl davada; mirasbırakanın dava konusu taşınmazı davalı oğlu ... lehine mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak dava dışı ...'a temlik ettiği, ancak ikinci el konumundaki davalı ... İnşaat... Şirketinin iyiniyetli olduğu, satıştan elde edilen paranın ise davalı ... tarafından alındığı, birleştirilen davada ise; ölünceye kadar bakma akdinin bakım, hizmet ve emek karşılığı gerçekleştirildiğinin kabulünün mümkün olmadığı, mirasbırakanın malvarlığının neredeyse tamamını temlik ederek makul sınırı aştığı gerekçesiyle hüküm ortadan kaldırılarak; asıl dava yönünden; davacılardan ..., ... ve ...’in davalı şirket aleyhine açtığı davanın feragat nedeniyle, davacı ... tarafından davalı şirket aleyhine açılan davanın esastan reddine, davacıların tazminat isteğinin ise kabulü ile toplamda 808.962,00 TL’nin davalı ...’den tahsiline ve davalı şirket lehine hükmedilen vekalet ücretinin düzeltilmesine; birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı .../birleştirilen davada davalılar vekili ve asıl davada davalı/birleştirilen davada davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Asıl davada davacı .../birleştirilen davada davalılar vekili; asıl davada davacı ...’nin davalı şirket yönünden ediniminde iyiniyetli olduğu gerekçesiyle iptal-tescil isteğinin reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığını, davalı şirketin dava konusu taşınmazı satın alırken taşınmazın gerçek malikinin ara malik dava dışı ... olmadığını bildiğini ve iyiniyetli olmadığını, iptal tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, birleştirilen dava yönünden ise lehlerine eksik vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
Asıl davada davalı/birleştirilen davada davacı ... vekili; Bölge Adliye Mahkemesince delillerin yanlış değerlendirildiğini, asıl davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm dosya kapsamı ile iddianın ispatlanamadığını, dava konusu taşınmazın satış bedelinin davalı ... tarafından değil mirasbırakan tarafından alındığını, asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, birleştirilen dava yönünden ise davacı ...’in bakım yükümlülüğünü yerine getirdiğini, tüm tanıkların ifadelerinde davacı ...’in mirasbırakana baktığını beyan ettiğini, birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat; birleştirilen dava ise ölünceye kadar bakma akdi nedeniyle tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1.Uygulamada ve öğretide 'muris muvazaası' olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun(TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun(TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun(TK) 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3.2.2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır (TBK m. 19). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur. Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1933 doğumlu mirasbırakan ... ...’ın 04.06.2017 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak asıl davada davacılar eşi ... ve kızları ..., ... ve ... ile davalı oğlu ... ve evlilik dışı ilişkisinden olma birleştirilen davada davalı kızı ... ...’nun kaldıkları, mirasbırakanın asıl davada dava konusu 289 ada 24 parsel sayılı taşınmazını 25.04.1993 tarihinde dava dışı ...’a, ...’nin de 30.05.2017 tarihinde davalı ... İnşaat... Şirketine satış suretiyle temlik ettiği; birleştirilen davada dava konusu 1268 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ise Körfez 4. Noterliğinin 22.04.2013 tarihli ve 2071 yevmiye numaralı ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile mirasbırakan tarafından davacı oğlu ...’e verilmesinin kararlaştırıldığı, mirasbırakanın ölümü üzerine taşınmazın 13.09.2017 tarihinde tüm mirasçılara intikal ettiği anlaşılmaktadır.
3.3.2. Hemen belirtilmelidir ki; birleştirilen dava yönünden, dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV./3.) numaralı bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yazılı şekilde karar verilmiş olmasında isabetsizlik yoktur. Birleştirilen davada davacı ... vekilinin ve davalılar ... v.d. vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA.
3.3.3. Asıl davada davacı ... vekilinin tapu iptal-tescil isteğine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, son kayıt maliki davalı ... İnşaat... Şirketinin ediniminde kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı gözetilerek asıl davada tapu iptali ve tescil isteği yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Asıl davada davacı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, reddine.
3.3.4. Asıl davada davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak açılan asıl davada, dava konusu 289 ada 24 parsel sayılı taşınmaz mirasbırakan tarafından dava dışı ...’a, adı geçen tarafından da davalı ... İnşaat... Şirketine devredilmiş olup, mirasbırakan tarafından davalı oğlu ... ...’e yapılan bir temlik bulunmamaktadır. Bu durumda somut olayda, 01.04.1974 tarihli ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri yeri bulunmayıp, davada tenkis isteği de yoktur.
Hal böyle olunca, asıl davada davalı ... yönünden tazminat isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1-Birleştirilen dava yönünden, davacı ... vekilinin ve davalılar ... v.d. vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
2-Asıl dava yönünden, davalı ... vekilinin yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371/1-a maddesi uyarınca Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden asıl davada davalı ... vekili için 3.815,00-TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen asıl davada davacılardan alınmasına, asıl davada temyiz edilen gelen davalı ... İnşaat vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden asıl davada davacı ...’tan alınmasına, asıl dava yönünden alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, birleştirilen dava bakımından aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının birleştirilen davada davacı ve davalılar ... v.d. alınmasına, 08/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.