Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/10310 E. , 2021/1163 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/10310
Karar No : 2021/1163
KARŞILIKLI TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNANLAR :
DAVALI : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemlerinden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava;, Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapmakta iken, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün 8/6. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezasıyla tecziyesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun … günlü, … sayılı kararının iptali istemiyle açılan davada, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen ... İdare Mahkemesinin … günlü E:… ve K:… sayılı kararına karşı davacı tarafından yargılamanın yenilenmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : ... İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla; davacının, Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapmakta iken meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına dayanak teşkil ettiği ileri sürülen ''hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma'' suçu isnadıyla yargılandığı ceza davasında beraat ettiğinden bahisle yargılamanın yenilenmesi gerektiği ileri sürülmekte ise de, ceza mahkemesinin anılan beraat kararı, Mahkemelerinin … tarihli E:… ve K:… sayılı ilamıyla davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilerek kesinleşen kararı hakkında yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 2577 sayılı Kanunu'nun 53. maddesinde belirtilen sebep ve koşulları bulunmayan yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine hükmedilmiştir.
…Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı temyize konu kararıyla; … İdare Mahkemesinin … tarihli E:… ve K:… sayılı kararıyla davanın süre aşımı nedeniyle reddine hükmedildiği, akabinde ise davacı tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine anılan Mahkemenin … tarihli ve Temyiz no:… sayılı kararıyla, posta ücreti ve yargılama harçlarına dair noksanlıkların tamamlanmadığı gerekçesiyle kararın temyiz edilmemiş sayılmasına hükmedildiği ve akabinde de 12/06/2015 tarihi itibarıyla kararın kesinleştiğine yönelik 06/01/2016 tarihli kesinleşme şerhinin düzenlendiği, Mahkemenin işin esasına girmeden yargılama usulüne yönelik olarak verdiği ve kesinleşmiş olan süre ret kararına karşı işin esasına dair olan söz konusu iddialarla yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunulması karşısında, bu talebin karşılanmasına 2577 sayılı Kanun'un 53. maddesi veya başkaca bir mevzuat kapsamında imkan bulunmadığı gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine ilişkin kısmına yönelik olarak davacı istinaf başvurusunun gerekçeli olarak reddine, '1,362,00-TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye verilmesine' ilişkin hüküm fıkrası yönünden ise; istinaf başvurusunun kabulü ile kararın davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının kaldırılmasına ve idare lehine vekalet ücreti hükmedilmemesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacının İddiaları : Davaya konu eylemi nedeniyle yargılandığı ceza davasında, … Asliye Ceza Mahkemesinin … tarihli E:… ve K… sayılı kararıyla üzerine atılı suçun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraatine karar verildiği, hakkında işlem yapan kişilerin FETÖ/PDY terör örgütü kapsamında ihraç edildikleri, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünde yapılan değişiklerin de lehine olduğu ileri sürülerek, temyize konu kararın bozulması istenilmektedir.
Davalı …Genel Müdürlüğünün İddiaları : İdare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde hukuka uyarlılık bulunmadığı ileri sürülerek, kararın bu yönden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
TARAFLARIN CEVABI :
Davalı İdarenin Cevabı : Cevap verilmemiştir.
Davacının Cevabı : Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının kaldırılması, usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 46. maddesi hükmü uyarınca iptali istenilen ve yargılamanın yenilenmesine konu ilk mahkeme kararı olan … İdare Mahkemesinin … günlü, E:… ve K:… sayılı kararının, 20/07/2016 tarihi öncesinde verilmiş ve kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümlere tabi bir karar olması nedeniyle, bu karara karşı yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunulması üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının da ilk kararın verildiği tarihte yürürlükte olan kanun yollarına ilişkin hükümlere tabi olması gerektiği sonucuna varıldığından, temyiz isteminin kabulü ile … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının kaldırılarak Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştay'da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/04/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 'Yargılamanın yenilenmesi' başlıklı 53. maddesinin (1.) fıkrasında, '(Değişik birinci cümle:5/4/1990-3622/22 md.) Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinden verilen kararlar hakkında, aşağıda yazılı sebepler dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi istenebilir.
a) Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması,
b) Karara esas olarak alınan belgenin, sahteliğine hükmedilmiş veya sahte olduğu mahkeme veya resmi bir makam huzurunda ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel verilmiş olup da, yargılamanın yenilenmesini isteyen kimsenin karar zamanında bundan haberi bulunmamış olması,
c) Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün, kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması,
d) Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun mahkeme kararıyla belirlenmesi,
e) Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile kullanmış olması,
f) Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın görülüp karara bağlanmış bulunması,
g) Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya hakimin katılmasıyla karar verilmiş olması,
h) (Değişik:10/6/1994-4001/23 md.) Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması,
ı) (Ek:15/7/2003-4928/6 md.) Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması (Ek ibare : 25/7/2018-7145/4 md.) veya hüküm aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.' nedenlerinden biri ile yargılamanın yenilenmesinin istenebileceği; (2.) fıkrasında, yargılamanın yenilenmesi isteklerinin esas kararı vermiş olan mahkemece karara bağlanacağı; 4928 sayılı Kanun'la değişik (3). fıkrasında, yargılamanın yenilenmesi süresinin, (1) numaralı fıkranın (h) bendinde yazılı sebep için on yıl, (1) numaralı fıkranın (ı) bendinde yazılı sebep için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl ve diğer sebepler için altmış gün olduğu, bu sürelerin, dayanılan sebebin istemde bulunan yönünden gerçekleştiği tarihi izleyen günden başlatılarak hesaplanacağı kuralına yer verilmiştir. Aynı Kanun'un 6545 sayılı Kanun ile değişik 'Yargılamanın yenilenmesi usulü' başlıklı 55. maddesinde ise, isteğin ilişkin olduğu konu, diğer bir daire veya mahkemenin görevine girmiş ise kararın bu daire veya mahkemece verileceği, karşı tarafın savunması alındıktan sonra isteklerin inceleneceği ve kanunda yazılı sebeplerin varlığı durumunda davaya yeniden bakılarak karar verileceği, yargılamanın yenilenmesi istemlerinin, kanunda yazılı sebeplere dayanmaması durumunda ise istemin reddine karar verileceği ve yargılamanın yenilenmesi istemlerinde duruşma yapılmasının, görevli daire veya mahkemenin kararına bağlı olduğu hükme bağlanmıştır.
Bir yargı kararı, yasalarda belirlenen usullere uygun olarak verildikten, itiraz ya da yasa yollarından geçerek veya bunlara ilişkin başvuru süreleri sona ererek kesinleştikten sonra değişmez bir nitelik kazanır. Yargı kararlarının bu değişmezlik kuvvet ve niteliğine “kesin hüküm” denilmektedir [TELLİ S. Tekin, “İdari Yargıda Kesin Hüküm”, İdare Hukuku ve İdari Yargı ile İlgili İncelemeler I, Ankara 1976, s. 103]. Yargı yerlerinin bu şekilde verdiği kararlar kesin hüküm halini alınca, hukuksal gerçek olarak kabul edilir. Kararı veren mahkeme de dahil olmak üzere hiçbir merci kural olarak (yargılamanın yenilenmesi hariç) bu karara dokunamaz. Bu durum hukuki barışın ve yargıya güvenin amaçlanmasının bir sonucudur. Kesin hükümler, yargılamanın iadesi yoluyla ortadan kaldırılmadıkça tarafları bakımından varlığını ve hukuki sonuçlarını muhafaza eder. Bu yön kamu düzenine taalluk edip re’sen dikkate alınması gereken bir husustur.
Ancak bu kuralın mutlak olarak uygulanması adaletin gerçekleşmesine ters düşebilir. Kararın gerçeğe aykırı olduğu, kesin hükümden sonra yeniden bir muhakemenin yapılmasını haklı gösterecek önemde bir hatanın yapılmış olduğu sonradan anlaşılabilir. Bu durumda ortada bir kesin hüküm vardır denilerek, karara dokunulmaması, başka bir haksızlık teşkil edecektir. Yargılama faaliyeti sonucunda verilen hükümde hata yapılmışsa, hüküm gerçeğe aykırılık teşkil ediyorsa, kesin hüküm, bu gerçeğe tercih edilerek başka bir adaletsizliğe mahal vermek kabul edilemez. İşte bu gibi durumlarda, kanunda sayılmış sebeplere dayanılarak, kesin hükmün ortadan kaldırılarak davanın yeniden görülmesini sağlamak üzere, yargılamanın yenilenmesi denilen kanun yolu hukuk sistemlerinde kabul edilmiştir [GÖZÜBÜYÜK A. Şeref/TAN Turgut, İdare Hukuku C. II, İdari Yargılama Hukuku, Ankara 1999, s. 1082].
Yargılamanın yenilenmesi kanun yolu, kesinleşmiş bir karara karşı öngörülmüş olduğu için, gerek literatürde gerekse Danıştayın istikrar kazanan içtihatlarında olağanüstü bir kanun yolu olarak nitelendirilmektedir [aynı yönde bknz. GÖZÜBÜYÜK/TAN, age., s. 1023; KURU Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü El Kitabı, İstanbul 1995, s. 762. ].
Yukarıda yer verilen 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 53. maddesinde, yargılamanın yenilenmesi sebepleri sayma yoluyla belirlenmiştir. Öğreti ve yargı içtihatlarında, tahdidi olarak sayılan bu selepler dışında herhangi bir nedenle yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulamayacağı gibi, kıyas yoluyla da bu sebeplerin genişletilemeyeceği konusunda fikir birliği bulunmaktadır.
Buna göre, yargılamanın yenilenmesi istemiyle başvuru yapıldığında kanunda yazılı sebepler varsa davaya yeniden bakılarak karar verilecek, yargılamanın yenilenmesi istemleri, kanunda yazılı sebeplere dayanmıyor ise, istemin reddine karar verilecektir. Bununla birlikte yargılamanın yenilenmesi talebi kabul edilmedikçe, daha önce verilmiş ve kesin hüküm niteliğini kazanmış olan karar varlığını sürdürecek, değişmezlik kuvvet ve niteliğini devam ettirecektir.
Bir hüküm kesinleşmedikçe ona karşı yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemeyeceği gibi, kural olarak, sadece esasa ilişkin nihai kararlara karşı, hüküm aleyhine olan tarafça bu yola başvurulabilir.
Nitekim, 2577 sayılı Kanun'un 53/2. maddesinde, 'Yargılamanın yenilenmesi istekleri esas kararı vermiş olan mahkemece karara bağlanır.' hükmü ile, yargılamanın yenilenmesi yoluna başvuru yapılabilecek kararlar açısından bir sınırlandırmaya gidildiği, bir başka ifadeyle, yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunulabilmesi için, ilk derece mahkemesi sıfatıyla verilen ve davanın tarafları arasındaki maddi uyuşmazlığı çözümleyen nitelikte bir karar olması gerektiği vurgulanmıştır. (Danıştay Beşinci Dairesinin 19/12/1995 günlü, E:1995/4339, K:1995/4159; Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 11/06/1999 günlü, E:1998/385, K:1999/339; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16/02/2015 günlü, E:2013/4669, K:2015/406 sayılı karar gerekçeleri de bu yöndedir.) Kaldı ki, 2577 sayılı Yasa'nın 53. maddesindeki 05/04/1990 günlü, 3622 sayılı Kanun değişikliğinin tasarı gerekçesi, 'Kanunun 53 üncü maddesine göre, bölge idare mahkemesi kararlarına karşı yargılamanın yenilenmesi istenememektedir. Yerine göre işin esası hakkında karar veren bölge idare mahkemesi kararlarına karşı da yargılamanın yenilenmesinin istenebilmesi uygun olacağından 53 üncü maddede bunu sağlayacak değişiklik yapılmaktadır.' şeklinde olup, bu değişiklikten de anlaşıldığı üzere, ancak işin esası hakkında verilen ve maddi uyuşmazlığı çözümleyen kararlara karşı yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulabilmektedir.
Dava konusu olayda; Davacı tarafından, Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapmakta iken, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün 8/6. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezasıyla tecziyesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun … tarihli ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada 'davanın süre aşımı nedeniyle reddi' yolunda verilen karara karşı davacı tarafından yargılamanın yenilenmesi istenilmektedir
Yargılamanın yenilenmesi, dava konusu uyuşmazlık hakkında verilmiş bir kararın, aynı mahkemede, tekrar ele alınarak incelenmesine olanak veren, mahkeme kararlarının dayandığı maddi nedenlerin sakatlığının söz konusu edildiği olağanüstü bir kanun yolu olduğundan ve davanın tarafları arasındaki maddi uyuşmazlığı çözümleyen esasa ilişkin kararlara karşı başvurulabildiğinden; ... İdare Mahkemesince verilen -usuli nitelikteki- 'davanın süre aşımı nedeniyle reddi' yolundaki kararına karşı yapılan yargılamanın yenilenmesi isteminin incelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Bu hukuki durum karşısında, belirtilen husus göz ardı edilmek suretiyle, yargılamanın yenilenmesi isteminin incelenmeksizin reddi gerekirken, işin esasına girilerek yargılamanın yenilenmesi isteminin esastan reddi yolunda verilen Mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Nitekim, Danıştay İkinci Dairesinin 30/09/2020 tarih ve E:2020/251, K:2020/2721 sayılı, 01/10/2020 tarih ve E:2020/1011, K:2020/2772 sayılı kararları da bu yöndedir.
Bu nedenle, davacının temyiz talebinin kabul edilerek, Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle, aksi yönde oluşan onama kararına katılmıyorum.