6. Ceza Dairesi 2014/12898 E. , 2015/42416 K.
Tebliğname No : 6 - 2014/301403
MAHKEMESİ : İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi (İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi - CMK 250. madde ile görevli)
TARİHİ : 08/10/2013
NUMARASI : 2011/410 (E) ve 2013/454 (K)-(2011/46E., 2013/193K.)
SUÇLAR : Yağma, suç örgütü kurmak, yönetmek, suç örgütüne üye olmak, yardım etmek, örgüt adına suç işlemek, hürriyeti tahdit, yaralama, sahte kimlik kullanmak, 6136 sayılı Yasaya muhalefet, tehdit, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma,
Yerel Mahkemece verilen hüküm sanıklar M.. T.., F.. D.., O.. T.., N.. B.., İ.. Ö.., M.. D.., B.. D.., M.. T.., E.. A.., M.. S.., S.. U.., M.. T.. ve E.. Ş.. savunmanları tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre tayin edilen günde yapılan duruşma sonunda dosya okunarak gereği görüşülüp düşünüldü;
08.10.2013 tarihinde sanıklar M.. G.. ve L.. B..'ın yüzlerine karşı açıklanan hükmü, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 18.09.2014 tarihinde temyiz eden sanık M.. G.. ile 21.10.2013 tarihinde temyiz eden sanık L.. B.. ve savunmanının temyiz istemleri ile hükmedilen cezaların türü ve süresine göre sanıklar M.. S.., S.. U.., M.. T.. ve E.. Ş.. savunmanlarının duruşmalı inceleme istemlerinin, 1412 sayılı CMUK'nın 317. ve 318. maddeleri uyarınca REDDİNE,
Soruşturmanın sonuçlarını içeren tutanaklar, belgeler ve sanıklar T.. K.., M.. T.., F.. D.., O.. T.., M.. T.., N.. B.., İ.. Ö.., M.. D.., B.. D.. ve E.. A.. hakkında, duruşmalı inceleme sırasında ileri sürülen savunmalar doğrultusunda yapılan incelemede;
Katılan S.. U..'ın yaralanması olayında kullanılan silah nedeniyle sanık L.. B.. hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçu ile örgüt adına faaliyet gösterip diğer sanıklar B.. D.. ve L.. B.. ile el ve iş birliği içerisinde katılan S.. U..'ı zorla araçlarına bindirmeye çalışan sanık İ.. Ö..'ın, bu esnada katılanın kaçmaya çalışması üzerine sanık L.. B.. tarafından silahla yaralanması eylemine doğrudan katıldığı gözetildiğinde, sanık İ.. Ö.. hakkında katılan S.. U..'a yönelik kasten yaralama suçundan zamanaşımı içerisinde işlem yapılması olanaklı görülmüş; 13.05.2010 tarihinde yapılan operasyon neticesinde sanık E.. A..'ün Antalya ili Kemer ilçesindeki ikametinde bir adet ruhsatsız tabanca ile mermilerin ele geçirildiği, sanığın savunmalarında, “İkametinde ele geçirilen tabancayı Nusaybin'e aile ziyaretine gittiğinde soy adını bilmediği Celal isimli arkadaşının hediye ettiğini” beyan ettiği, bu surette sanığın suça konu tabancayı Nusaybin'den Kemer'e kadar taşıdığı sabit olduğu halde, 6136 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yerine, yazılı şekilde aynı yasanın 13/3. maddesi ile uygulama yapılması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
I- Sanık H.. S.. hakkındaki suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme suçuna yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi kapsamında verilen kararların temyizi olanaklı bulunmayıp aynı maddenin 12. fıkrası uyarınca itirazı olanaklı kararlardan olduğu ve itiraz mercii tarafından da bu konuda karar verilmiş olduğunun anlaşılması karşısında; dosyanın incelenmeden İADESİNE,
./..
II- Sanıklar M.. T.., O.. T.. ve N.. B.. hakkında, mağdur M... K..'ya yönelik yağma; sanık E... Ş.. hakkında, mağdur M.. K..'ya yönelik tehdit; sanıklar M.. T.., T.. K.. ve O.. T.. hakkında, mağdur B.. K..'a yönelik yağma; sanık İ.. Ö.. hakkında, mağdur B.. K..'a yönelik tehdit; sanıklar M.. T.., M.. D.., B.. D.. ve E.. İ.. hakkında, mağdur G.. G..'e yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma; sanıklar M.. T.., T.. K.., T.. T.., M.. D.. ve F.. B.. hakkında, katılan S.. U..'a yönelik yağmaya kalkışma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama; sanıklar M.. T.., E.. İ.., O.. T.., B.. D.. ve İ.. Ö..hakkında, katılan S.. U..'a yönelik yağmaya kalkışma ve kişiyi
hürriyetinden yoksun kılma; sanıklar M.. D.., B.. D.. ve İ.. Ö..
hakkında, mağdurlar Y.. K.. ve E.. K..'a yönelik tehdit; sanıklar M.. T.., T.. K.., O.. T.. ve S.. U.. hakkında, katılan H.. K..'a yönelik yağma; sanık E.. A.. hakkında, 6136 sayılı Yasaya aykırılık; sanıklar M.. T.. ve M.. D.. hakkında, suç işlemek amacıyla örgüt kurma-yönetme; sanıklar B.. D.., T.. T.., T.. K.., E.. İ.., İ.. Ö.., M.. T.., Y.. S.., M.. T.., O.. T.., Ö.. A.., F.. B.., S.. G.. hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma; sanıklar İ.. Ö.. ve F.. Ş.. hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme; sanık N.. B.. hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüt adına suç işleme suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanıklara yükletilen dava konusu eylemlerin yasada öngörülen suç tiplerine uygun olarak nitelendirildiği,
İddiaya, savunmalara ve toplanıp karar yerinde gösterilen yeterli kanıtlara göre belirtilen suçların sanıklar tarafından işlendiği,
Soruşturma aşamalarında ileri sürülen iddia, itiraz ve savunmaların incelenip tartışıldığı ve kanıtlara uygun olarak değerlendirildiği,
Yasal ve takdiri arttırıcı ve indirici nedenlerin gözetildiği,
Duruşma sonunda oluşan vicdani kanı ve uygulama maddeleri uyarınca cezaların doğru olarak belirlendiği,
Anlaşıldığından, sanıklar T.. K.., M.. T.., O.. T.., E.. İ.., İ.. Ö.., N.. B.., T.. T.., Y.. S.., F.. Ş.., İ.. Ö.., Ö.. A.., F.. B.., M.. D.., B.. D.., M.. T.., E.. Ş.., M.. T.., E.. A.. savunmanları; katılan sanık S.. U.. savunmanı ile sanıklar T.. K.., M.. T.., O... T.., T.. T.. ve S.. G..'ün temyiz dilekçelerinde; sanık T.. K.. savunmanı Avukat A.. S..A.., sanık M.. T.. savunmanı Avukat Y. N.., sanıklar O.. T.. ve M.. T.. savunmanı Avukat M.. U.. Y.., sanık N.. B.. savunmanı Avukat O.. K.., sanık İ.. Ö.. savunmanı Avukat M.. Ş.., sanıklar M.. D.. ve B.. D.. savunmanı Avukat Z.. O.. ve sanık E.. A.. savunmanı Avukat Y..D..'in duruşmada ileri sürdüğü tüm itiraz ve savunmaların reddiyle, eleştiriler dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
III- Sanıklar M.. D.., B.. D.., E.. İ.. ve F.. D.. hakkında, mağdur H.. A..'a yönelik yağma; sanıklar M.. D.., T.. T.., Ö.. A.. ve F.. B.. hakkında, mağdur H.. T..'a yönelik yağma; sanıklar M.. D.., T.. T.. ve F.. B.. hakkında, mağdur Ş.. İ.. V..l'a yönelik tehdit; sanıklar M.. D.., T.. T.. ve Ö.. A.. hakkında, mağdur N.. A..'a yönelik yağmaya kalkışma; sanıklar M... N... T.., M.. D.., B.. D..., E.. İ.., İ.. Ö.. ve F.. Ş.. hakkında, mağdur G.. G..'e yönelik yağma; sanıklar M.. D.., T.. T.., Ö.. A.. ve Y.. S... hakkında, katılan H.. A..'a yönelik yağma; sanıklar M.. T.., M.. D.., Y.. S.. ve O.. T.., hakkında katılanlar S.. T.. ve S.. Ç..'e yönelik yağma; sanık A.. Ç.. hakkında, katılanlar S.. T.. ve S.. Ç..'e yönelik tehdit; sanıklar M.. T.., M.. D.., Y.. S.., E.. A.., M.. T.., O.. T.. ve Ö.. A.. hakkında, katılan M.. Ö.. ile mağdur İ.. Ö..'e yönelik yağma; sanık M.. T.. hakkında, katılan M.. Ö.. ile mağdur İ.. Ö..'e yönelik tehdit; sanıklar M.. T.., T.. K.. ve M.. A.. hakkında, katılan H.. D..'ye yönelik yağma; sanıklar M.. T.., M.. D.., T.. K.., B.. D.., E.. İ.., İ.. Ö.., Y.. S.., E.. A.., M.. T.., O.. T.. ve Ö.. A.. hakkında, mağdur M.. K..'ye yönelik yağma; sanıklar M.. T.., M.. D.. ve T.. K.. hakkında, mağdur M.. K..'ye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma; sanıklar M.. T.., T.. K.., Y.. S.., M.. T.. ve Ö.. A.. hakkında, mağdur H.. S..'e yönelik yağma; sanıklar M.. T.., T.. K.., O.. T.. ve S.. U.. hakkında, katılan H.. K..'a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma; sanık M.. S.. hakkında, katılan H.. K..'a yönelik yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma; sanık B.. D.. hakkında, katılan S.. U..'a yönelik kasten yaralama; sanık S.. U.. hakkında, 6136 sayılı Yasaya aykırılık; sanıklar F.. K.., F.. D.., S.. U.. ve E.. Ş.. hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma; sanıklar M.. A.., A.. Ç.., Y.. S.. ve D.. A.. hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme; sanıklar E.. A.. ve M.. S.. hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüt adına suç işleme suçlarından kurulan hükmün incelenmesine gelince;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1- Sanık Y.. S..'e yüklenen katılanlar S.. T.. ve S.. Ç.., katılan M.. Ö.. ve mağdur İ.. Ö.., mağdurlar M.. K.. ve H.. S..'e yönelik yağma ile sanık M.. A..'a yüklenen katılan H.. D..'ye yönelik yağma eylemleri için kanun maddesinde öngörülen cezanın alt sınırına göre, 5271 sayılı CMK’nın 150/3. maddesi uyarınca zorunlu savunmanları bulundurulmadan hüküm kurulması suretiyle anılan Yasanın 188/1 ve 289/1-e maddelerine aykırı davranılması; sanıklar M.. T.., M.. D.. ve O.. T.. hakkında, katılanlar S.. T.. ve S.. Ç..'e yönelik yağma; sanık A.. Ç.. hakkında, katılanlar S.. T.. ve S.. Ç..'e yönelik tehdit; sanıklar M.. T.., M.. D.., E.. A.., M.. T.., O.. T.. ve Ö.. A.. hakkında, katılan M.. Ö.. ile mağdur İ.. Ö..'e yönelik yağma; sanık M.. T.. hakkında, katılan M.. Ö... ile mağdur İ... Ö..'e yönelik tehdit;
Sanıklar M.. T.. ve T.. K.. hakkında, katılan H.. D..'ye yönelik yağma; sanıklar M.. T.., M.. D.., T.. K.., B.. D.., E.. İ.., İ.. Ö.., E.. A.., M.. T.., O.. T.. ve Ö.. A.. hakkında, mağdur M.. K..'ye yönelik yağma; sanıklar M.. T.., M.. D.. ve T.. K.. hakkında, mağdur M.. K..'ye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma; sanıklar M.. N..T..n, T.. K.., M.. T.. ve Ö.. A.. hakkında, mağdur H.. S..'e yönelik yağma; sanıklar M.. A.. ve A.. Ç.. hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme; sanık E.. A.. hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüt adına suç işleme suçlarının da bu suçlarla bağlantılı olması,
2- Mağdur Ş.. İ.. V...a yönelik eylem yönünden; kararın gerekçe kısmında, “Sanık M.. D..'nin TCK'nın 220/5, sanıklar F.. B.. ve Ö.. A..'ün TCK'nın 106/2-a-c-d maddesi uyarınca cezalandırılmaları gerektiği sonucuna varıldığı” belirtildiği halde, hüküm kısmında sanıklar M.. D.., T.. T.. ve F.. B..'ın hükümlülüğüne karar verilmek suretiyle, gerekçe ile hüküm arasında çelişkiye düşülmesi,
3- Mağdur H.. A..'ın kovuşturma aşamasında da tekrar ettiği 14.05.2010 tarihli kolluk anlatımında özetle; “ 2008 yılında ruhsat sahibi M... O.. olan, işletmeciliğini H.. A..'ın yaptığı 'Malibu 2' isimli barda garson olarak çalıştığını, patronu H.. A...'ın aynı zamanda müteahhitlik yapmakta olduğunu, H.. A..'a 50.000.-TL para vererek yaptığı inşaattan dubleks bir daire satın aldığını, geri kalan 10.000.-TL borcunu da taksitle ödeyecek olduğunu, daireyi H... A...'dan adi satış sözleşmesi ile satın aldığını, H... A..'ın barı yaptığı.
inşaattan bir daire vermek karşılığında M.. O...'dan devir aldığını, dayısı olan sanık Bedreddin'in de M... O..'a 'H.. A.. sana daireyi vermezse ben veririm' diyerek kefil olduğunu, H..A..'ın borçlarından dolayı inşaatı tamamlayıp M.. O..'a daireyi teslim edememesi üzerine, kefili olan dayısı Bedreddin'in, yanında yine dayısı olan F.. D.. ve teyzesinin oğlu E.. İ.. ile birlikte inşaata geldiklerini, onlar geldiğinde inşaatta müteahhit ve H.. A..'ın da olduğunu, B.. D..'nin inşaattan girmiş olduğu dairesini M.. O..'a devretmesini istediğini, kabul etmemesi üzerine Eray ve Bedreddin'in kendisini darp ederek H.. A.. ile yaptıkları daire satış sözleşmesini elinden zorla alıp yırttığını, dairesini M...O..'a 85.000.-TL.ye sattıklarını, barı 60.000.-TL.ye sayarak üzerine Bedreddin, Eray ve Feyzi'nin 25.000.-TL para aldıklarını, ancak kendisine bu paradan vermediklerini, H..A.., B.. D.. ve M. O..'ın, kendi aralarında bu dairede kendisinin hiçbir hakkı kalmadığına dair sözleşme imzalamış olduklarını, bu sözleşmenin fotokopisini M.. O..'dan temin ederek ibraz ettiğini, Bedreddin ile Feyzi'nin kendisini zorla Eray ile birlikte 'Malibu 2' isimli bara ortak ettiklerini ve noterden barın devrini 6.000.-TL gösterdiklerini, ancak daha sonra kendisini darp ve tehdit ederek ortaklıktan ayırdıklarını, sadece kağıt üzerinde ortak olduğunu, 2 yıldır bara giremediğini, sanıkların baskılarından korktuğu için Antalya'yı terk ettiğini, şu an Tarsus'ta yaşadığını” beyan ederek sanıklardan şikayetçi olduğu; 31.05.2013 havale tarihli şikayetten vazgeçme dilekçesinde ise özetle; “Şikayetinin sebebinin tamamen akrabalık ilişkisinden kaynaklandığını, işin buralara kadar gelebileceğini düşünmediğini, kendisine Emniyette ne dedilerse onları söylediğini, Emniyet tarafından arandığını, daha önceden şikayetçi olduğunu ve neticesiz kaldığını öğrenmiş olduklarını, tekrar şikayetçi olursa ve dediklerini söylerse paranı öderler dediklerini, aslında parasını almak için şikayetçi olduğunu, şikayet dilekçesinde belirttiği evi satın almak için dayısı Bedreddin'in evi satan adamı tanıdığından aracı olduğunu, dairenin parasını ödeyemeyince dayısının arkadaşı olan müteahhidin dayısını aradığını ve parayı dayısından istediğini, dayısının kendisine 'gel oğlum, bu parayı ödeyemiyorsun, bak bu evin başka alıcısı var, benim bu insanlarla her zaman işim oluyor, sıkıntıya girmeyelim, oraya ödediğin parayı alalım, üstüne de 25.000.-TL.yi sana verelim' dediğini, dayısının dediklerini yaptığını, kendisine 25.000.-TL para verecekleri konusunda anlaştıklarını, sadece kalan parasını almak istediğini” beyan ettiği,
Dosya içerisinde mevcut ve kendisi tarafından İçişleri Bakanlığına hitaben yazılan 30.09.2009 tarihli dilekçesinde mağdurun; “...Antalya'da bar işletmeciliği yaparken F.. D.., B.. D.. ve E.. İ.. ismindeki şahısların Antalya'daki adına olan dubleks daire ve barını elinden alarak kendisini tehdit ettiklerini ve kendisini Antalya'dan kovduklarını, korkusundan Tarsus'ta baba evinde kaldığını, durum bundan ibaret olduğu için Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuş ise de Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/71614 soruşturma numaralı yazısı ile kovuşturmaya gerek olmadığına dair yazı gönderdiğini, her şey apaçık ortada iken ve kendisine ait dairenin satış kağıdında kendisinin imzası bile olmayıp, kendisinden habersiz kağıt düzenlediklerini bildirerek, gereğinin yapılmasını” talep ettiği, iş bu dilekçenin 05.10.2009 tarihinde Gasp Büro Amirliğine havale edildiği,
Mağdurun ifadelerinde belirtmiş olduğu 09.09.2008 tarihli “Daire Satış Sözleşmesi” başlıklı belge fotokopisinin dosyaya ibraz edildiği; sanıkların da atılı suçlamayı kabul etmediklerinin anlaşılması karşısında;
Mağdur tarafından İçişleri Bakanlığına hitaben yazılan ve Gasp Büro Amirliğine havale edilen 30.09.2009 tarihli dilekçenin akıbeti araştırılıp, söz konusu dilekçe ile ilgili olarak ne tür bir işlemin yapıldığı belirlenerek, mağdurun dilekçesinde belirttiği Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/71614 soruşturma numaralı dosyasının incelenmesi; mağdurun, sanıkların kendisini darp ederek H... A.. isimli şahıs ile yaptıkları daire satış sözleşmesini elinden alıp zorla yırttıklarında olay yerinde olduğunu beyan ettiği H.. A.. ile müteahhidin kim olduğu araştırılarak bu kişi ile 09.09.2008 tarihli daire satış sözleşmesinde alıcı olarak imzası bulunan M.O.. isimli kişinin tanık olarak beyanları tespit edilip, sonucuna göre mağdur H.. A..'a yönelik yağma suçu yönünden sanıklar M.. D.., B.. D.., E.. İ.. ve F.. D..'nin hukuki durumlarının tayin ve tespiti gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde uygulama yapılması, sanık F.. D.. hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçunun da bu suçla bağlantılı olması,
4- Mağdur H.. T..'ın 03.01.2010 tarihli kolluk beyanında özetle; “...saat 21.30 sıralarında dayısı İ.. V.. ile birlikte arkadaşı U.. O..'ın işlettiği iş yerine gittiğini, iş yerinde Umut'un arkadaşı Mehmet, T.. T.., Ö..
A.. ve Ferhat isimli şahısların oturduğunu, ...Ferhat isimli şahsın belinden siyah renkli bir silah çıkartarak kendisine ve dayısına doğrulttuğunu, dayısının kapıdan dışarı kaçtığını, Ferhat'ın silahın kabzasıyle başına vurduğunu, Talip ve Ömer'in de kendisini darp ettiklerini, içerisinde 05......no'lu SİM kartının takılı bulunduğu Nokia ..00 marka cep telefonu ile 1.000.-TL parasını cebinden aldıklarını, cep telefonu ve parasını hangisinin aldığını tam göremediğini, çünkü devamlı olarak kendisini yumruk ve tekmeyle darp ettiklerini” beyan ettiği; mağdurun kovuşturma aşamasında da tekrar ettiği Cumhuriyet Savcılığına sunduğu 02.04.2010 tarihli dilekçe ve 13.04.2010 tarihli kolluk anlatımında ise; “...T.. T.., Ö.. A.. ve Ferhat isimli şahısların olay yerine geldiğini, aralarında tartışma çıktığını, o esnada cebindeki cüzdanı, 1.000.-TL parası ve cep telefonunun yerinde olmadığını gördüğünü, ancak daha sonra ifadesini verdikten sonra gasp edildiğini beyan ettiği cüzdan, 1.000.-TL para ve cep telefonunu saunanın salon kısmında koltuğun üzerinde bulduğunu, o gün paniğe kapıldığı için böyle bir beyan verdiğini” beyan ettiği; olay esnasında mağdur Hakan'ın yanında olduğu anlaşılan mağdur Ş... İ.. V..'ın olayın hemen akabinde kollukta alınan 03.01.2010 tarihli ifadesinde, mağdur Hakan'ın para ve cep telefonunun alınmasına ilişkin bir anlatımda bulunmadığı gibi olay esnasında iş yerinde bulundukları beyan edilen tanıklar M.. K.. ile K.. K..'un da bu yönde bir anlatımlarının mevcut olmadığı; dosya içerisinde mevcut 08.04.2010 ve 10.04.2010 tarihli tutanak içeriklerinden, mağdur Hakan'ın 03.01.2010 tarihli kolluk ifadesinde alındığını beyan ettiği cep telefonunun yapılan yazışmalar ve çalışmalar neticesinde 11.01.2010 tarihinde, mağdur Hakan'ın kovuşturma aşamasındaki anlatımında kız arkadaşı olduğunu beyan ettiği D.. Ç.. isimli şahıs tarafından tanık M.. Ş..'e satıldığının tespit edilmiş olduğu; her ne kadar yağmalandığı ileri sürülen cep telefonuna ilişkin kullanım kayıtlarının temini için yazı yazılıp, kullanım kayıtlarının CD halinde gönderilmiş olduğu belirtilmiş ise de, kullanım kayıtlarına ilişkin CD'ye dosya içerisinde rastlanmadığı; sanıkların da atılı suçlamayı kabul etmediklerinin anlaşılması karşısında; yağmalandığı ileri sürülen cep telefonuna ilişkin kullanım kayıtları temin edilerek, söz konusu cep telefonunun suç tarihinden sonra kimler tarafından kullanıldığı belirlenerek, bu kişiler ile suça konu cep telefonunu 11.01.2010 tarihinde tanık M..Ş..'e sattığı anlaşılan D.. Ç.. isimli şahsın tanık olarak beyanları alındıktan sonra, sonucuna göre mağdur H.. T..'a yönelik yağma suçu yönünden sanıklar M.. D.., T.. T.., Ö.. A.. ve F.. B..'ın hukuki durumlarının tayin ve tespiti gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde uygulama yapılması,
Kabul ve uygulamaya göre,
Yağma suçunun silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte, iş yerinde, suç örgütünün oluşturduğu korkutucu güçten yararlanılarak, suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla, gece vaktinde işlendiğinin anlaşılması karşısında; 5237 sayılı Yasanın 149. maddesinin 1. fıkrasının (a),(c),(f) ve (g) bendlerinin yanı sıra (d) ve (h) bendleri ile de uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
5- Mağdur N.. A..'un 15.05.2010 tarihli kolluk beyanında özetle; “...B.. otelin saunasını 2 yıldır işletmekte olduğunu, hatırladığı kadarı ile 21-22/10/2009 günü saat 20.30 ile 21.00 sıralarında işlettiği saunaya kendisini daha önceden tanıdığı ve adını T.. T.. olarak bildiği şahıs ve S....H. isimli şahsın gelerek saunaya girmek istediklerini ve aynı zamanda kendilerine viski almasını istediklerini, iş yerinde alkol vermediğini söyleyince her iki şahsın da kendisini tehdit etmeye ve kendisine küfür etmeye başladıklarını ve “Bu saunayı yarın açmayacaksın, bundan sonra burayı çalıştırmayacağız, yoksa seni öldürürüz” dediklerini, bunun üzerine aralarında kavga çıktığını, çalışan elemanlarının da olaya müdahale etmesiyle şahısların araçlarına binip kaçtığını, bu olaydan yaklaşık bir hafta sonra yani 28.10.2009 tarihinde saat 19.00 sıralarında adını Ömer olarak bildiği, soyadını Akgün olarak öğrendiği şahsın yanında tanımadığı iki şahıs ile birlikte saunasına geldiklerini, Ö.. A.. isimli şahsın koluna girerek kendisini dışarı çıkardığını ve kendisine 'sen sağda solda bizim hakkımızda konuşuyormuşsun, bize küfür ediyormuşsun' dediğini,
diğer iki şahsın ellerindeki sopalarla kendisine vurmaya başladıklarını, saunanın lobisinde oturan elamanların koşarak gelip olaya müdahale ettiklerini, şahısların onlara da vurmaya başladıklarını, kaçarak saunaya girip kapıyı kilitlediklerini, şahısların giriş kapısına kadar kendilerini kovalayıp ellerindeki sopalarla kapıya vurduklarını, polisi aradığını, şahısların da kaçıp gittiklerini, .. Polis Merkez Amirliğinden görevli polislerin gelerek gerekli tutanakları tuttuklarını, bu olayla ilgili ifadesini verdiğini, ifade verdikten bir hafta kadar sonra davasından vazgeçmesi ve ifadesini değiştirmesi için F.. B.. ve M.. D.. isimli şahısların iş yerine gelerek, olayın yanlış anlaşıldığını söyleyip kendisini ikna etmeleri üzerine ifadelerini değiştirdiğini, bu olaydan yaklaşık üç ay sonra yani 16.01.2010 tarihinde iş yerinde iken tanımadığı bir şahıs tarafından silahla vurulduğunu, bütün bu olayları baştan sona düşündüğü zaman bu şahısların amacının kendisinden haraç almak düşüncesi içerisinde olduklarını anladığını, sorumlularını da T.. T.. ve Ö.. A.. olarak gördüğünü” beyan ettiği; kovuşturma aşamasında alınan beyanında da; “...kendisinden her hangi bir para talebinin olmadığını” söylediği; 16.05.2010 tarihinde yaptırılan teşhis işlemi neticesinde, önceki olaylarla ilgili olarak sanıklar T.. T.. ve Ö.. A..'ü teşhis ettiği, ancak 16.01.2010 tarihinde kendisini silahla yaralayan kişiye yönelik bir teşhiste bulunamadığı ve mahkemece bu eylem nedeniyle beraat kararı verildiği,
Yağma suçunun oluşması için, cebir veya tehdit ile mağdurdan malın alınması veya mağdurun bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılınmış olması, diğer bir ifadeyle fail tarafından mağdura yöneltilen cebir veya tehdidin, kendisine veya bir başkasına yarar sağlamak amacıyla bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya zorlamak amacıyla gerçekleştirilmiş olması gerektiği; somut olaya bakıldığında mağdura yöneltilen tehdidin, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya yönelik olduğuna ilişkin inandırıcı, kesin, somut ve hukuka uygun kanıtlar bulunmadığı, bu bağlamda sanıklar M.. D.., T.. T.. ve Ö.. A..'ün mağdur N.. A..'a yönelik eylemlerinin iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde sanıkların eylemlerinin mağduru haraç vermeye zorlamak amacıyla gerçekleştirdikleri biçiminde tahmine dayalı gerekçe ile yağmaya kalkışma suçundan uygulama yapılması,
6- Katılan H.. A..'un olay tarihinde tanık N.. A..ile resmi olarak evli oldukları, ancak ayrı yaşadıkları, tanık N.. A..'un bir süre sanıklardan
Y... S.. ile birlikte olduğu, sanık Yavuz tarafından baskı ve tehditlere maruz kalan tanık Nuray'ın katılan Hakan'ı arayıp yardım istemesi üzerine, katılanın tanıktan şikayetçi olmasını söylediği, tanığın da Jandarmaya şikayette bulunduğu, katılanın da tanık Nuray'ı alarak Antalya iline getirdiği, bu aşamadan sonra tanık Nuray'ın katılan ile evli olduğunu öğrenen sanık Yavuz'un, şikayetten dolayı mağdur olduğunu beyan edip katılandan para istemeye başladığı, katılanın para talebini kabul etmemesi üzerine sanık Yavuz'un, örgüt üyeliği suçundan mahkumiyet kararı verilen sanık Talip Tekin ile irtibata geçip katılandan paranın tahsilini talep ettiği ve el ve iş birliği içerisinde hareket eden sanıklar Y.. S.., T.. T.. ve Ö.. A..'ün, kimlikleri belirlenemeyen diğer şahıslar ile birlikte baskı ve tehditle katılandan para tahsiline çalıştıkları, yapılan baskı ve tehditler üzerine katılanın sanık Yavuz ile babasını çağırarak 7.500.-TL.ye satın aldığı bir aracı verip, devrini de babasının üzerine yapması biçiminde gerçekleşen somut olayda; suçun örgüt adına ve/veya örgüte gelir elde etmek amacıyla ve/veya suçun işlenmesi sırasında örgütün kokutucu gücünün ne şekilde kullanıldığına ilişkin kanıtların nelerden ibaret olduğu açıklanıp tartışılmadan, katılan H.. A..'a yönelik eylem yönünden sanıklar M.. D.., T.. T.., Y.. S.. ve Ö.. A.. hakkında yazılı şekilde uygulama yapılması, sanık Y.. S.. hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme suçunun da bu suçla bağlantılı olması,
7- Katılan H.. A..'a yönelik yağma suçunda, katılanın zararının giderildiğine ilişkin kanıtların nelerden ibaret olduğu karar yerinde açıklanıp tartışılmadan, sanıklar M.. D.., T.. T.., Ö.. A.. ve Y.. S.. hakkında 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesiyle uygulama yapılması,
8- Örgüt adına faaliyet gösterip diğer sanıklar L.. B.. ve İ.. Ö.. ile el ve iş birliği içerisinde katılan S.. U..'ı zorla araçlarına bindirmeye çalışan sanık B.. D..'nin, bu esnada katılanın kaçmaya çalışması üzerine sanık L.. B.. tarafından silahla yaralanması eylemine doğrudan katıldığı ve bu suretle üzerine atılı kasten yaralama suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde uygulama yapılması,
9- Bir kişi tarafından işlenebilen bir suçun, birden çok şahıs tarafından, önceden anlaşarak işbirliği içinde işlenmesi halinde, failler arasında iştirak bulunduğu kabul edilmektedir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, yasanın gerekçesinde de gösterildiği üzere, asli iştirak ve feri iştirak ayrımının adil ve eşit olmayan bir cezalandırmayı öngörmesi ve uygulamada zorluklara neden olması sebebi ile önceki yasada yer alan bu ayrımın yerine, iştiraki bir sosyolojik birlik olarak kabul etmiş ve faillerin eylem üzerinde kurdukları hakimiyeti baz alarak, üç temel iştirak kategorisi düzenlemiştir. Bunlar; 'fail (dolaylı faille birlikte)', 'azmettiren' ve 'yardım eden' dir. Ayrıca önceki yasada yer almayan dolaylı faillik kavramı da yasada yerini bulmuştur.
5237 sayılı Yasanın 37. maddesinin 1. fıkrasında karşılığını bulan faillik kavramına göre; suçun kanuni tanımında öngörülen fiili gerçekleştiren kişi fail olup, suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi durumunda, bu kişilerin her biri
müşterek fail olarak sorumlu tutulacaklardır. Müşterek faillikte, birlikte suç işleme kararının yanı sıra, fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurulduğu için her bir suç ortağı fail statüsündedir. Ortak hâkimiyetin kurulup kurulmadığının saptanmasında suç ortaklarının suçun icrasındaki rolleri ve katkılarının taşıdığı önem göz önünde bulundurulur. Bu durumda olayın etki alanında yer alan failler fiili devam ettirip ettirmeme, tamamlayıp tamamlamama konusunda irade sahibidir. Bunların tümü, müşterek fail olarak neticeden eşit olarak sorumludur. Burada dikkat edilmesi gereken husus, müşterek faillerinin her birinin suçun etki alanında bizzat bulunmaları veya suç üzerinde hakimiyet kurabilmeleridir.
Dolaylı faillik, TCK’nın 37. maddesinin 2. fıkrasında 'Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası, üçte birden yarısına kadar arttırılır’ şeklinde düzenlenmiştir. Dolaylı faillikte, suçun kanuni tanımında yer alan fiili gerçekleştiren kişi, aslında cezai anlamda kusurlu değildir. Görünürde suçu işleyen kişi, aslında bir başka kişi tarafından suçu işlemede araç olarak kullanılmaktadır. Arka plandaki kişi, suçun icrai hareketlerini gerçekleştiren şahsın ve hareketinin üzerinde hâkimiyet kurmakta ve bu hâkimiyet nedeniyle, fail olarak sorumlu tutulmaktadır. Öyle ki suçu işleyenin gerçek iradesi yok olmakta, arka planda kendisini yönlendiren kişinin talimatları ile hareket eder hale gelmektedir. Suçun kanuni tanımındaki hareketleri yerine getiren kişinin iradesi dolaylı fail tarafından cebir veya tehdit gibi yöntemler ile ortadan kaldırılmış, ya da zaten suç işleme konusunda kusur yeteneği olmayan bir kişi de kullanılmış olabilir. Kanun tarafından hareketlerini yönlendirme iradesi olmayan (akıl hastası veya 12 yaşından küçük çocuklar gibi) kişilerin kullanılması halinde, bu durum ayrıca ağırlaştırıcı neden olarak kabul edilmiştir.
TCK'da iştirak kategorisinde düzenlenen bir diğer husus ise 'azmettiren'dir. 38. maddenin 1. fıkrası uyarınca; 'Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır'. Azmettirme, belli bir suçu işleme hususunda henüz bir fikri olmayan bir kişinin başkası tarafından bu suçu işlemeye karar verdirilmesidir. Azmettirme halinde de, suçun kanuni tanımındaki unsurları gerçekleştiren bir faile ihtiyaç vardır. Ancak bu kişinin, azmettirenin çabalarından önce, suç işleme hususunda hiç bir kararı, hatta niyeti ve düşüncesi bulunmamaktadır. Azmettiren, faili bu kararı vermeye zorlamıştır. Bu sebeple de, failin cezası ile cezalandırılmaktadır.
TCK’da yer alan bir diğer faillik durumu da yardım edendir. Yardım eden fiil üzerinde doğrudan hakimiyet kuramaması ile müşterek failden ayrılır. Anılan Yasanın 39. maddesi, yardım eden kategorisinde yer alanları şu şekilde açıklamıştır: “a)Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek, b) Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak, c) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak'. Bu gibi hallerde yardım eden, müşterek fail veya azmettirenden farklı olarak suçun tam cezası ile cezalandırılmamakta, ceza belirli oranlarda indirilerek uygulanmaktadır.
Katılan H.. K..'a yönelik davaya konu somut olaya gelince;
Katılan H.. K..'ın 10.05.2010 tarihli kolluk beyanında özetle; “....arkadaşı T.. İ.. ile birlikte E... K..'ın ofisine gidip görüştüğünü, görüşme devam etmekte iken, M.. T.., S.. U.. ve M.. T.. ile birlikte hareket ettiklerini anladığı üç kişi ile birlikte bulundukları odaya girdiklerini, S.. U.. ve M... N.'nin E.. K..'ı 'Bu senet bizim namusumuz, bu senet bundan sonra bize ait, bu senet yarın akşama kadar bize gelecek, gelmezse Antalya size dar olur, burada seni yaşatmayız' diye tehdit ettiklerini,...S.. U..'ın kendisine 'kalk sen de bizimle geleceksin' demesi ile sarışın mavi gözlü şahsın koluna girip kendisini kaldırdığını, bunun üzerine 'işim var, şimdi gelemem, daha sonra geleyim' demesi üzerine, M.. N..i'nin 'dayım geleceksin diyorsa geleceksin, gelmiyorum diye bir şey yok, yoksa s.ke s.ke gelmek zorundasın' diyerek tehdit ve baskı altında arabasına bindirdiklerini, tüm bu olayları arkadaşı Tuna'nın gördüğünü, arabayı Tuna'nın kullandığını, ön koltuğa M.. N..'ye 'Dayı' diye hitap eden şahsın, arka koltuğa kendi yanına da sarışın olan şahsın oturduğunu, bu esnada yanına oturan şahsın belinde silah gördüğünü, S.. U.. ve M...N...'nin araçlarıyla kendilerini takip ettiğini, Hurma mahallesinde bulunan 'Bahçe' isimli bir kafeye gittiklerini, burada üç masayı birleştirip kahvaltı siparişi verdiklerini, M... N..'nin kendisine 'bize bir ödeme planı söyle' demesi üzerine 'benim sizinle bir ticaretim yok, borcum yok, ayrıca bu kadar parayı ödeme gücüm de yok' demesine rağmen, 'o zaman senet yapalım, sen de bu senedi imzalayacaksın, imzalamazsan senin için iyi olmaz, gençliğine yazık olur, annene, babana, eşine yazık olur, bu senedi imzalayacaksın, başka yolu yok' dediğini, bu arada M... N..'nin, M.. S..'yi telefonla arayarak S.. U..'ın ofisinden senet getirmesini istediğini, kısa bir süre sonra da M.. S..'nin bir koçan boş senet getirdiğini, M..N..'nin kendi el yazısı ile 4 parça senet yazıp doldurduktan sonra imzalaması için kendisine uzattığını, önce senetleri imzalamak istemediğini, ancak şahısların tehditkar ve korkutucu güçlerini kullanarak ve ayrıca sarışın mavi gözlü şahsın belindeki silahı kendisine teşhir etmesi sebebiyle senetleri imzalamak zorunda kaldığını, M... N...'nin imzaladığı senetleri S.. U..'a verdiğini, senetleri imzaladıktan sonra 'tamam sen gidebilirsin' demeleri üzerine, arkadaşı Tuna'yı da alarak Kumluca'ya döndüğünü” beyan ettiği; 31.05.2010 tarihininde Cumhuriyet Savcılığında verdiği ifadesinde de özetle; “...kendisi ile Erdoğan'ın büroda olduklarını, Tuna'nın ofisin dışında olduğunu, daha doğrusu diğer bekleme salonunda olduğunu, S.. U.., Nuri Taşan ve yanlarında 4 kişinin büroya yanlarına geldiğini, ilk başta Erdoğan'a yüklenip senedi getirmesi konusunda tehdit ettiklerini, kendisine 'sen de bizimle geleceksin' dediklerini, 'işim var, işimi hallettikten sonra size uğrayayım' dediğini, M... N.. ve diğerlerinin 'bizimle mutlaka geleceksin' dediklerini, diretince bir tanesinin koluna girdiğini ve birlikte aşağı indiklerini, Tuna'nın da yanında olduğunu, Tuna ile birlikte araçlarına bindiklerini, yanlarına silahlı bir adam verdiklerini, Hurma mahallesinde 'Bahçe' isimli kafe veya restorana götürdüklerini, kendisine ödeme planı sunduklarını ve.
senet imzalatacaklarını söylediklerini, M.. N..'nin bürosunu arayarak senet getirilmesini istediğini, M.. S..'nin bir koçan senetle geldiğini, yani kendilerini E.. K..'ın ofisinden alan şahıslar arasında M.. S..'nin olmadığını, M.. N..nin kendi el yazısıyla toplam 300.000.-TL.lik 4 senet hazırladığını, baskı ve tehdit olduğunu, ailesiyle, iş yeriyle ve çevresiyle ilgili tehdit edildiğini, senetleri imzaladığını, sonra kendisine 'gidebilirsin' dediklerini, oradan kalkıp Tuna ile birlikte eve döndüğünü' beyan ettiği; kovuşturma aşamasında talimatla alınan beyanında da kollukta ve Cumhuriyet Savcılığında verdiği ifadelerini tekrar ettiğini beyan ettiği,
14.05.2010 tarihli canlı teşhis tutanağından anlaşılacağı üzere katılan H.. K..'ın, “Er.. K..'ın ofisinde otururken gelen şahıslar olarak sanıklar S.. U.., M.. T.., O.. T.. ve T.. K..'ı teşhis ettiğini, sanık S.. U..'ın 'bizimle geleceksin' dediğini, T.. K..'ın belinde bulunan silahı çıkartmadan ceketini kaldırarak kendisine gösterdiğini, O.. T.. ve T.. K..'ın kendisinin aracına bindiklerini, kendisini Bahçe Kafe isimli iş yerine götürdüklerini, burada M.. S..'yi aradıklarını, bu şahsın da elinde senetlerle geldiğini, M.. T..'ın senetleri doldurup imzalaması için önüne attığını, şahısların kalabalık ve silahlı olmaları, tehdit ve baskı da bulunmaları nedeniyle senetleri imzalamak zorunda kaldığını” söylediği,
Tanık T.. İ..'nin 10.05.2010 tarihli kolluk beyanında özetle; “...H.. K.. ile birlikte E.. K.. isimli şahsın ofisine senet konusunu görüşmek için gittiklerini, burada E.. ile Halil'in senet konusunu görüşmeye başladıklarını, kendisinin bu esnada bina dışında bulunan bir internet kafeye gittiğini, tekrar ofise döneceği sırada bina girişinde S.. U.., M.. T.. ve 4-5 kişi ile bina kapısı girişinde karşılaştığını, Halil'in rengi sararmış bir vaziyette olduğunu, eşkalini verdiği şahıs ile Halil'in kendisine 'hadi gidiyoruz” dediklerini, kendi sevk ve idaresindeki araçla Bahçe Kafe isimli bir bahçeye geldiklerini, araçta iken eşkalini verdiği şahsın arka koltuğa oturarak belinden çıkardığı tabancayı koltuğun yan tarafına koyduğunu, kafeye geldiklerinde S.. U.., M.. T.., M.. S.. ve 4-5 kişinin daha olduğunu, M.. T.. ile ilk eşkalini verdiği şahsın H.. K..'a hitaben 'Biz mahkemeyi kurduk, senin cezan 300.000.-TL, bu parayı vermezsen ve bu senetleri imzalamazsan yazık olur, ailen perişan olur,...bu evrakı imzalamazsan seni mahvederiz' dediklerini, Halil'in 'ben imzalayamam, ödeyemem' dedikçe baskıları ve tehditlerinin arttığını ve 'seni öldürürüz, ailene yazık' olur diyerek tehditlerine devam ettiklerini, M.. T.. ve ilk eşkalini vermiş olduğu şahsın belinde bulunan silahı çıkararak masanın altında tuttuğunu, yine eşkalini verdiği sarışın şahsın belinden çıkardığı tabancayı kendilerine gösterip tekrar beline taktığını, bu baskı ve tehditler altında M.. T..'ın kendi el yazısıyla hazırladığı senetleri Halil'e imzalattıktan sonra 'hadi gidebilirsiniz' demesi üzerine oradan çıkarak gittiklerini” beyan ettiği; tanığın 26.04.2010 tarihinde Cumhuriyet Savcılığında alınan beyanında ise özetle,
“...E.. K..'ın yanındayken şahısların gelerek kendilerini silah zoruyla arabaya bindirip 'Bahçe' isimli bir çay bahçesine götürdüklerini, vaktin gündüz olduğunu, M... N..'nin burada silah çekerek 4-5 tane senet çıkardığını ve bunları Halil'e imzalattırdığını, oradan ayrılıp gittiklerini” söylediği; tanığın kovuşturma aşamasında talimatla alınan ifadesinde de özetle; “...yaklaşık 10 kişinin yanlarına geldiğini, Halil'e 'bir şey konuşacağız' diye baskı yapmış olduklarını, beraber arabaya bindiklerini, arabada bir tanesinin silah çektiğini, kendilerini bir çay bahçesine götürdüklerini, kalabalık bir grubun Halil'e baskı yaptıklarını, 150.000.-TL borca karşılık 300.000.-TL.lik senet aldıklarını, silah çekip tehdit ettiklerini, Halil'in senedi imzaladıktan sonra oradan ayrıldıklarını” beyan ettiği;
14.05.2010 tarihli fotoğraf teşhis tutanağından anlaşılacağı üzere, tanık T.. İ..'nin, “E.. K.. isimli şahsın iş yerine gittiklerinde bina giriş kapısında karşılaştığı ve arabalarına binerek belinden çıkardığı tabancayı koltuğun üstüne bırakan şahıs olarak sanık O.. T..'ı; Bahçe Kafe'ye gittiklerinde H.. K..'ın önüne senetleri yazarak imzalaması için koyan ve tehdit eden şahıslar olarak sanıklar M.. T.. ve O.. T..'ı; kendilerine silah göstererek tekrar beline koyan şahıs olarak sanık T.. K..'ı teşhis ettiğini, diğer şahısları gecenin karanlık olmasından dolayı hatırlamadığını” söylediği,
Bu haliyle, katılan Halil ile tanık Tuna'nın aşamalardaki beyanlarının gerek kendi aralarında, gerekse birbiriyle çelişkili olduğu anlaşılmakla; öncelikle, katılan ile tanığın aşamalardaki gerek kendi aralarında, gerekse birbiriyle olan çelişkilerin giderilerek, beyanlarında ismi geçen E... K.. isimli şahsında tanık olarak beyanının tespiti; sanık M.. S..'nin iştirak iradesinin bulunup bulunmadığı, bulunduğunun tespiti halinde de iştirak derecesinin belirlenmesi açısından, adı geçen sanığın olayın başlangıcında beri olay yerinde olup olmadığı, yalnızca senetleri getirdiğinin tespiti halinde, senetleri getirdikten sonra pozisyonunun ne olduğu, suçun etki alanında bizzat bulunup, fiil üzerinde ortak hakimiyet kurup kurmadığı tereddüte mahal bırakmayacak şekilde tespit edildikten sonra sonucuna göre; sanıklar M.. T.., T.. K.., O.. T.. ve S.. U..'ın kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma; sanık M.. S..'nin de yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçları yönünden hukuki durumlarının tayin ve tespiti gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde uygulama yapılması; sanık M.. S.. hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüt adına suç işleme suçunun da bu suçlarla bağlantılı olması,
Kabul ve uygulamaya göre,
Sanıkların, katılan H.. K..'ı senetleri imzalattıktan sonra şahsına zararı dokunmaksızın bıraktıklarının anlaşılması karşısında; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden sanıklar M.. T.., T.. K.., O.. T.., S.. U.. ve M.. S.. hakkında TCK'nın 110. maddesiyle uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
10- Mağdur G.. G..'in 02.10.2013 tarihli dilekçesinde; “...sanıklar tarafından zararının giderildiğini, şikayetinden vazgeçtiğini” beyan etmiş olduğunun anlaşılması karşısında; mağdur G.. G..'e yönelik yağma suçu yönünden sanıklar M.. T.., M.. D.., B.. D.., E.. İ.., İ.. Ö.. ve F.. Ş.. hakkında, 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesiyle uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
11- Sanık F.. Ş.. hakkında, mağdur G.. G..'e yönelik yağma suçu ile sanık Y.. S.. hakkında, katılan H.. A..'a yönelik yağma suçu yönünden, iddianamede ve Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki mütalaasında 5237 sayılı TCK'nın 39. maddesinin uygulanması, sanık S.. U.. hakkında da 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçu yönünden anılan Yasanın 13/3. maddesinin uygulanması talep edildiği halde; ek savunma hakkı verilmeden sanıklar F.. Ş.. ve Y.. S.. hakkında, TCK'nın 39. maddesinin uygulanmamasına, sanık S.. U.. hakkında da 6136 sayılı Yasanın 13/1. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi,
12- TCK'nın 220. maddesi kapsamında bir örgütün varlığından bahsedebilmek için en az üç kişinin suç işlemek amacıyla bir araya gelmesi, bu kişiler arasında devamlılık içeren katı veya gevşek bir hiyerarşik bir ilişki bulunması, bu kişilerin örgüt araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye muktedir olması gerekir. Suç işlemek için anlaşmada ise; suç işlemek üzere iradelerin bir araya gelmesi söz konusudur ve burada da devamlılık vardır; ancak örgütlenme yoktur.
Suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün varlığından bahsedebilmek için örgütün hangi suç ve/veya suçları işlemek amacıyla kurulduğu da tespit edilmelidir. Çünkü örgütün amacı bir suç programını gerçekleştirmektir. Yani belirsiz sayıda suç işlemektir. Suç sayılmayan, ancak hukuka aykırılık teşkil eden fiilleri gerçekleştirmek için kurulmuş ise, amacı kanunda suç olarak tanımlanan fiilleri işlemek olmayan bir örgütlenme bu anlamda algılanamaz.
Suç örgütü kurma ve yönetme ile örgüte üye olma, suçları yönünden suç örgütünün işlemeyi amaçladığı suç ve/veya suçların en azından hazırlık hareketi ile ilgili ciddi bulgu, emare ve/veya delil olmalıdır. Suç örgütü kurma bağımsız bir suç kabul edildiğine göre, amacı olmayan bir örgütlenmede, suç örgütünün bir veya birkaç amaçla suç işlemesi için kurulmalı ve suçların işlenmesine dair TCK’nın 220/1. maddesinde gösterilen unsurlar ile ilgili bulgulara ulaşılmalıdır.
Suç işlemek için örgüt kurmak, iştirak kavramına yakındır. Ancak birkaç noktada iştirakten ayrılır. İştirak, şerikler arasında anlaşma net bir şekilde belirlenmiş olan bir veya birden fazla suç işlemek içindir. İşlenecek suçun sayısı, konusu ve mağdur bellidir.
İştirak gereği suç işlendiğinde anlaşmanın gereği yerine gelmiştir. Yeni bir suç işleme söz konusu değildir. Suç işlemek için örgüt kurmada bir veya birkaç suç işlendikten sonra daha programlanmış suçları işlemek için örgüt devam eder. Örgüte iştirak eden failler işlenen suçtan dolayı iştirak gereği cezalandırılır, yani katkıda bulunana uygulanır. Örgüt kurucuları, kendi başlarına veya başkaları ile anlaşma yapılmasını başlatandır ve faaliyeti ile örgütün doğmasına sebebiyet vermektedir. Örgüt yönetenler ise, üst pozisyonda kollektif faaliyeti kısmen veya tamamen düzenleyen, koordine edenlerdir. Örgüte sonradan katılmak ile iş bölümü gereği bir görev üstlenen, örgüt üyesi olur. Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen, yardım eden kişi de örgüt üyesi sayılacaktır.
Suç örgütü vasıtasıyla suç teşkil eden fiil gerçekleşmelidir. Yasal dayanak olmaksızın yalnızca isnat edilen suçların aynı olduğundan bahisle (özellikle suç örgütü kurma veya yönetme adı altında) uygulama da yapılamaz.
Bu açıklamalar karşısında;
a- Suç örgütüne üye olmakla suçlanan sanıklar F.. K.., E.. Ş.. ve S.. U..'ın devamlılık içeren kanunun suç saydığı fiilleri işlemek (suç işleme programı altında) amacı ile bir araya gelip aralarında sıkı veya gevşek hiyerarşik bir bağın bulunduğuna ve adı geçen sanıkların faaliyetleri ile örgütün doğmasına veya üst pozisyonda kollektif faaliyeti kısmen veya tamamen düzenleyip koordine ettiklerine dair dosya kapsamında delil bulunmadığı, telekomünikasyon yoluyla iletişimin kayda alınmasına ilişkin tutanaklarda da bu yönde bir bulguya rastlanmadığı; sanıklar E.. Ş.. ve S.. U..'ın üye olmamakla birlikte örgüte iş vererek finansman sağlamak suretiyle örgüte yardım ettiklerinin anlaşılması karşısında; sanık F.. K.. hakkında, atılı suçtan beraat; sanıklar E.. Ş.. ve S.. U.. hakkında da suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme suçundan hükümlülüklerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde uygulama yapılması,
b- Katılan Mehmet ile mağdur İ.. Ö..'e yönelik yağma suçundan, “Müştekiye karşı suçun icrai hareketi sayılacak bir eyleminin bulunduğu yönünde yeterli delil elde edilemediğinden” bahisle hakkında beraat kararı verilen sanık D.. A..'ün, suç örgütüne iş verdiği veya iş verilmesine aracılık ettiğine ilişkin inandırıcı, kesin, somut ve hukuka uygun kanıtlar bulunmadığı gözetilmeden, atılı suçu işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme suçundan beraati yerine, yazılı biçimde mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar T.. K.., M.. T.., M.. S.., F.. D.., O.. T.., E.. İ.., Y.. S.., T.. T.., Y.. S.., F.. Ş.., D.. A.., İ.. Ö.., Ö.. A.., F.. B.., A.. Ç.., M.. D.., B.. D.., M.. T.., E.. Ş.., M.. T.., E.. A.., F.. K.. ve M.. A.. savunmanları; katılan sanık S.. U.. savunmanı; sanıklar T. K.., M.. T..,
./..
O.. T.. ve T.. T..'in temyiz dilekçelerinde; sanık T.. K.. savunmanı Avukat A.. S..A..n, sanık M.. T.. savunmanı Avukat Y.. N.., sanık F.. D.. savunmanı Avukat P... Ş.. K.., sanıklar O.. T.. ve M.. T.. savunmanı Avukat M.. U.. Y.., sanık İ.. Ö.. savunmanı Avukat M.. Ş.., sanıklar M.. D.. ve B.. D.. savunmanı Avukat Z..O.. ve sanık E.. A.. savunmanı Avukat Y..D..'in duruşmada ileri sürdüğü tüm itiraz ve savunmaları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan; sanıklar M.. D.., T.. T.. ve F.. B.. hakkında, mağdur Ş..İ.. V..l'a yönelik tehdit; sanıklar M.. T.., M.. D..,
Y.. S.. ve O.. T.. hakkında, katılanlar S.. T.. ve S.. Ç..'e yönelik yağma; sanık A.. Ç.. hakkında, katılanlar S.. T.. ve S.. Ç..'e yönelik tehdit; sanıklar M.. T.., M.. D.., Y.. S.., E.. A.., M.. T.., O.. T.. ve Ö.. A.. hakkında katılan M.. Ö.. ile mağdur İ.. Ö..'e yönelik yağma; sanık M.. T.. hakkında, katılan M.. Ö.. ile mağdur İ.. Ö..'e yönelik tehdit; sanıklar M.. T.., T.. K.. ve M.. A.. hakkında, katılan H.. D..'ye yönelik yağma; sanıklar M.. T.., M.. D.., T.. K.., B.. D.., E.. İ.., İ.. Ö.., Y.. S.., E.. A.., M.. T.., O.. T.. ve Ö.. A.. hakkında, mağdur M.. K..'ye yönelik yağma; sanıklar M.. T.., M.. D.. ve T.. K.. hakkında, mağdur M.. K..'ye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma; sanıklar M.. T.., T.. K.., Y.. S.., M.. T.. ve Ö.. A.. hakkında, mağdur H.. S..'e yönelik yağma; sanıklar M.. S.. ve E.. A.. hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüt adına suç işleme; sanıklar M.. A.. ve A.. Ç.. hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme; sanık F.. D.. hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçları yönünden diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, sanıklar M.. D.., T.. T.., Ö.. A.. ve F.. B.. hakkında, mağdur H.. T..'a yönelik yağma suçu ile sanıklar M.. D.., T.. T.., Ö.. A.. ve Y.. S.. hakkında, katılan H.. A..'a yönelik yağma suçu yönünden 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, ilişkin oybirliğiyle alınan karar 08/07/2015 günü Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ...'ın katıldığı oturumda sanık E.. A.. savunmanı Avukat Y.. D..'in yüzüne karşı açıkça ve yöntemince okunup anlatıldı.