17. Hukuk Dairesi 2019/4295 E. , 2020/4509 K.
MAHKEMESİ : Biga 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm taraflar vekilince temyiz edilmiş, davalı ...Ş. vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 21.05.2019 Salı günü davacılar vekili Av. ... ile davalı ...Ş. vekili Av. ... geldiler. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle iade edilen dosya ikmal edildikten sonra tekrar gelmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili; 21/01/2014 günü davacıların murisi (eşi ve babası) ...'ın içinde yolcu olarak bulunduğu davalıların işleteni, sürücüsü ve sigortacısı oldukları aracın karıştığı tek taraflı kazada vefat ettiğini, sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmışsa da bu miktarın yeterli olmadığını, emekli kimya mühendisi olan müteveffanın ölmeden evvel mesleği ile ilgili danışmanlık yaptığını, ayrıca sahibi olduğu zeytinliklerde çalışarak ailesine gelir elde
ettiğini, bakıma muhtaç yaşlı annesine baktığını ve öğrencilere de yardım ettiğini, yine bazı tedavi giderleri ve cenaze-defin gideri harcaması yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000,00'er TL maddi tazminatın tüm davalılardan ve 75.000,00'er TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 18/03/2016 havale tarihli dilekçesi ile davacı ... yönünden 5.000,00 TL'lik maddi tazminata ilişkin dava değerini 19.902,21 TL olarak ıslah etmiştir.
Davacılar vekili, birleşen davada davalı ... şirketinin Kasko Sigorta Poliçesi kapsamında düzenlenen İhtiyarı Mali Sorumluluk Sigortasından dolayı davacı ... için 37.500,00 TL ve ... için 37.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 21/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek reoskont faizi ile birlikte davalı ... şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...Ş. vekili; dava konusu kaza nedeniyle Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinden 25.06.2014 tarihinde 62.201,00 TL, İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası poliçesinden 10.06.2014 tarihinde 10,000,00 TL ve Karayolu Yolcu Taşımacılığı Ferdi Kaza Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası poliçesinden 10.06.2014 tarihinde 175.000,00 TL ödeme yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Turizm Taşımacılık Tic. Ltd. Şti. vekili; davacı tarafından talep edilen tazminat miktarlarInın sigorta poliçeleri kapsamında olduğunu, kazanın oluşumunda sürücünün kusuru olmadığını, aracın takla atması ile emniyet kemeri takılı olmayan müteveffanın araçtan fırladığını ve hayatını kaybettiğini, dolayısıyla meydana gelen zarar ile davalı şirket arasında herhangi bir illiyet bağının bulunmadığını, maddi tazminat talebine ilişkin alacak kalemlerini tek tek açıklaması gerektiğini ve talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; kusur durumunu kabul etmediklerini ve ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının zararı ile olay arasındaki nedensellik bağı araştırılarak kusur derecesinin belirlenmesi gerektiğini ve talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu
belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davalı ...Ş. Vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile davacı ...'ın maddi tazminat isteminin kabulü ile 19.902,21 TL destekten yoksun kalma tazminatının -davalı ... şirketi için davadan önce ödenen destekten yoksun kalma tazminatı poliçe limitinden mahsup edilmek ve poliçedeki limitle sınırlı olmak kaydıyla 22/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalı ... ve davalı ... için vefat tarihinden (28/01/2014) itibaren reeskont faizi uygulanmak suretiyle- davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacı ...'ın maddi tazminat isteminin reddine; davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile ... için 25.000,00 TL ve ... için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL manevi tazminatın -sigorta şirketi için poliçedeki limitle sınırlı olmak kaydıyla 22/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalı ... ve davalı ... için vefat tarihinden (28/01/2014) itibaren reeskont faizi uygulanmak suretiyle- davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm tüm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin (2), (3) ve (4) nolu bentlerin kapsamı dışında kalan; davalı ... vekilinin ve davalı ... Turizm Taşımacılık Tic. Ltd. Şti. Vekilinin (5) nolu bent kapsamı dışında kalan; davalı ...Ş. vekilinin (5) ve (6) nolu bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma tazminatı 6098 sayılı TBK. md. 53/1-3 maddelerinde düzenlenmiş olup yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının ..korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse 6098 sayılı TBK 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Davalı, destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir.
Dosya içindeki bilgi, belge, zabıta araştırması ve tanık beyanlarına göre, kaza tarihinde 60 yaşında ve emekli kimya mühendisi olan müteveffanın, kimya mühendisi olarak mesleği ile ilgili olarak danışmanlık yaptığı, 2009 yılında danışmanlık şirketini kapattığı ama dışarıdan danışmanlık işini sürdürdüğü, kendisine ait 14.950 m2 tapulu zeytinliklerde çiftçilik, zeytin yetiştiriciliği ve zeytinyağı imalatı yaparak kazanç elde ettiği, ölümünden sonra tarlalar kiraya verilmiş ve mütevveffanın yaşadığı dönemdeki kadar gelir elde edilemediği ileri sürülmüşse de müteveffanın ölümü nedeniyle uğranılan destekten yoksun kalma tazminatı hesabında müteveffanın pasif döneminde olduğu gözetilerek asgari ücret esas alınmıştır. Mahkemece bu bilirkişi raporuna göre karar verilmiştir.
Mahkemece, desteğin geliri yeterince araştırılmamıştır. Böyle bir davada gerçek zararın belirlenmesi için, öncelikle müteveffanın bahsedilen işlerden elde ettiği/edebileceği gelirin daha net kriterlerle ortaya konulması gerekmektedir.
Bu durumda; mahkemece, davacı tarafa, desteğin gelirinin daha net kriterle ile ortaya konulması amacıyla, gelirin belirlenmesi ve bu konuda varsa delillerini ibrazı için ispat imkanı verilmeli, delil sunulmaması halinde ise kimya mühendisi olarak emekli olup danışmanlık yapan murisin aylık gelirinin tespiti için kaza tarihi itibarıyla aynı nitelikte çalışan kişinin elde edeceği gelir ilgili meslek kuruluşlarından sorularak muhtemel geliri tespit edildikten sonra bu gelir üzerinden hesaplama yapılması, desteğin kişisel çabaları ile oluşan artışın ve bunun davacılara destek oranının tespit edilerek ve kazanılmış haklar da dikkate alınarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır
3-Borçlar kanunu hükümlerine göre tazminatın saptanması için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir. Bu nedenle ilk
olarak zararla ilgili indirim sebepleri uygulanarak gerçek zarar belirlenecek (önce kusur indirimi, sonra yapılan ödemeler), sonra da tazminatın belirlenmesi için indirim nedenleri olan 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde (mülga 818 sayılı BK'nun 43. maddesi) düzenlenen hatır taşıması indirimi ve 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde (mülga 818 sayılı BK'nun 44. maddesi) düzenlenen müterafik kusur indirimi uygulanacaktır.
Somut olayda mahkemece hükme esas alınan 13.01.2016 tarihli hesap bilirkişi raporunda davalının yaptığı güncellenmiş ödeme düşülmeksizin belirlenen miktar üzerinden (davacı ... için 101.022,44 TL) %10 oranında müterafik kusur indirimi yapıldıktan sonra, davalı tarafından yapılan güncellenmiş ödeme (62.201,00 TL ve 8.616,99 TL işlemiş faiz olmak üzere 71.017,99 TL) düşülmek suretiyle hüküm kurulmuştur.
Yukarıda ifade olunan hususlar karşısında, davacının uğradığı zararın hesaplanmasından sonra; hesaplanan bu bedel üzerinden, davalı borçluya ait indirim sebebi olan hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle yapılacak indirimlerin uygulanması ve bu surette sonuç tazminatın belirlenmesi gerektiği açıktır. Oysa mahkeme tarafından müterafik kusur indiriminin davalı ödemesinin tenzilinden sonra yapılması gerekirken önce yapılarak davacı aleyhine durum yaratıldığı anlaşılmaktadır. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durumda mahkemece, davacı için hesaplanan destek tazminatı miktarından (davacı ... için 101.022,44 TL'ndan) öncelikle davalı tarafından yapılan ödeme miktarlarının güncellenmiş tutarının mahsup edilmesi, daha sonra belirlenen bedel üzerinden %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması suretiyle sonuç tazminatın belirlenmesi gerekirken, zarar ve tazminatın belirlenmesindeki sıraya aykırı olarak davacı aleyhine olacak şekilde yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
4-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, (818 sayılı BK'nun 47. maddesi)6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K'nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Belirtilen hususlar dikkate alındığında davacılar için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
5- 6098 sayılı TBK'nın 51. maddesinde (818 sayılı BK'nın 43. mad.); hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; 6098 sayılı TBK'nın 52. Maddesinde (BK 44. mad.) ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği, açıklanmıştır.
Somut olayda; her ne kadar trafik kazası tespit tutanağında emniyet kemerinin takılı olup olmadığı belirsiz ise de ceza dosyasında mevcut beyanlardan müteveffa yolcunun kemerinin takılı olmadığı anlaşılmaktadır.
Dosyada aldırılan 19.11.2015 tarihli ATK raporunda yolcu müteveffanın emniyet kemeri takmayarak can güvenliğini tehlikeye attığı ve %10 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda ise, davacının %10 müterafık kusur oranı indirlmek suretiyle hesaplama yapılmış ise de, mahkemece, bu yöndeki savunmalar ve ATK kusur raporu değerlendirilerek, davacının müterafık kusuru için %20 oranında tazminattan indirim yapılması gerekirken, yanılgılı ve Daire uygulamasına uygun olmayacak şekilde tazminattan %10 oranında müterafık kusur indirimi yapılmak suretiyle hesaplama yapan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması da doğru görülmemiş ve karar bu yönden de bozmayı gerektirmiştir.
6- 2918 sayılı KTK'nun 96. maddesinde 'zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise zarar görenlerin tazminat taleplerinin, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulması gerektiği' hükme bağlanmıştır.
KTK'nun 96. maddesi hükmüne göre, garameten ödeme ilkesi; bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta
bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını ifade etmektedir. Burada amaç, zarar görenlerin birden fazla olması halinde, sigortacının poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağı da dikkate alınarak, zarar görenler arasında eşitliği sağlayıcı biçimde ve poliçe limitini de aşmayacak biçimde eşit paylaştırmanın sağlanmasıdır.
Somut olayda; davacılar desteği müteveffanın yolcu olduğu aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında ... hayatını kaybetmiş ve birden fazla yolcu yaralanmıştır. Davalı ...Ş. müteveffanın yolcu olarak bulunduğu aracın İMMS sigorta şirketidir. Davacı vekili, her iki davacı için 75.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi tazminat isteminde bulunmuş, davalı vekili yargılamada, dava konusu kazada başkalarının da zarar gördüğünü ve poliçe limitinin dikkate alınması gerektiğini savunmuş, mahkemece; davacı ... için 25.000,00 TL ve ... için 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
Dosya kapsamından İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası manevi tazminat kapsamında tek limit 75.000,00 TL poliçe limiti bulunduğu, manevi tazminat klozu içeren ve davalı ...Ş.'ne kasko sigorta poliçesi ile sigortalı aracın tek taraflı olarak karıştığı trafik kazasında bir ölüm ve birden fazla yaralanma olayı olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, olay çoklu hasar olup poliçe limiti itibariyle, başka başvurular olması halinde yukarıda açıklandığı üzere KTK.nun 96. maddesi uyarınca garame hesabı yapılması gerektiği de açıktır.
Mahkemece; bu yöne ilişkin herhangi bir araştırma yapılmamış, davalı savunması değerlendirilmemiştir. O halde, Mahkemece davalı ... şirketi tarafından bildirilen dava dosyalarının (bunlardan biri Biga 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/63 E. - 2016/259 K. Sayılı dava dosyası) sonuçlanıp sonuçlanmadıkları hususları araştırılarak, varsa ilgili hasar dosyaları ile ödeme dekont ve makbuzları, dava dosyaları vs getirtildikten sonra, yukarıda açıklanan hususlar hep birlikte tartışıldıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, davalı ... vekilinin, davalı ... Turizm Taşımacılık Tic. Ltd. Şti. Vekilinin ve
davalı ...Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının
REDDİNE; (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin; (5) nolu bentte açıklanan nedenle davalı ... vekilinin ve davalı ... Turizm Taşımacılık Tic. Ltd. Şti. Vekilinin; (5) ve (6) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. Vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ...ye, duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar ... ve ... Turizm Taşımacılık Tic. Ltd. Şti. yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılara geri verilmesine 08/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.