10. Ceza Dairesi 2018/3720 E. , 2018/6806 K.
Adalet Bakanlığı'nın, 27/06/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 08/05/2017 tarihli ve 2016/911 esas, 2017/400 sayılı kararı ile; kamu davasının reddine dair Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 22/01/2018 tarihli ve 2017/1644 esas, 2018/86 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 05/07/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık hakkında, ilk olarak 17/08/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı 10/10/2014 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,
2- Bununla birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı esnasında sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesi ile 01/12/2016 tarihinde kamu davası açıldığı, ancak yapılan yargılama sonucunda Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 08/05/2017 tarihli ve 2016/911 esas, 2017/400 sayılı kararı ile, yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etme şeklindeki yargılama şartının oluşmadığı gerekçesi ile ceza verilmesine yer olmadığına ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin devamına karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin 16/05/2017 tarihinde kesinleştiği,
3- Daha sonra sanığın bu kez 20/02/2017 tarihinde ikinci kez kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediği iddiası ile yapılan soruşturma sonucunda, TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmeden 29/08/2017 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı,
4- Ancak yapılan yargılama sonucunda, Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 22/01/2018 tarihli ve 2017/1644 esas, 2018/86 sayılı kararı ile, “sanık hakkında daha önceki suçtan açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olduğundan, yargılama konusu olan 20/02/2017 tarihli ikinci suç yönünden kamu davasının açılmasının ertelenmesine engel bulunmadığı, bu durumda kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmeden açılmış olan davanın reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile “davanın reddine”, bununla birlikte “sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik kararı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesi işlemleri için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, '1-)Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/05/2017 tarihli ve 2016/911 esas, 2017/400 sayılı kararı kapsamında yapılan incelemede, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/1. maddesinde,
“Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında 'Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.' şeklinde hüküm çeşitlerinin tahdidi olarak sayıldığı, somut olayda mahkemesince açılan kamu davası hakkında durma kararı verilerek, şüpheli hakkında denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik uygulamasının devamının gerektiğinden bahisle ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
2-)Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/01/2018 tarihli ve 2017/1644 esas, 2018/86 sayılı kararı kapsamında yapılan incelemede,5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/1. maddesinde, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında 'Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.' şeklinde hüküm çeşitlerinin tahdidi olarak sayıldığı nazara alındığında; somut olayda, sanık hakkında verilmiş olan kamu davasının açılmasının ertelenmesi denetim programına uymaması nedeniyle 29/08/2017 tarihinde Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldığı ve yapılan yargılama sonunda 08/05/2017 tarihli ve 2016/911 esas, 2017/400 sayılı kararla sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği ve kararın 16/05/2017 tarihinde kesinleştiği, sanığın 20/02/2017 tarihinde uyuşturucu madde bulundurduğunun anlaşılması üzerine önceden kamu davası açılmış olması nedeniyle Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açılmasının ertelenmesi kararı verilmeksizin 06/09/2017 tarihinde doğrudan kamu davası açıldığı, ancak anılan ceza verilmesine yer olmadığı kararında kovuşturma şartının var olmadığı kabulü karşısında ilk eylemin artık dikkate alınamayacağı ve dolayısıyla kamu davası açılmadan evvel açılmasının ertelenmesine karar verilmesi gerekirken bu yönün gözetilmediği, öyle ise Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesince açılan kamu davası hakkında durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davası açılmasının ertelenmesi koşullarına uygun sonuç ve biçimde değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.' denilerek, Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 08/05/2017 tarihli ve 2016/911 esas, 2017/400 sayılı kararı ile; Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 22/01/2018 tarihli ve 2017/1644 esas, 2018/86 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
1) Sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 08/05/2017 tarihli ve 2016/911 esas, 2017/400 sayılı kararına yönelik talebin incelenmesi:
TCK'nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, 'Kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ... hâlinde, hakkında kamu davası açılır.' hükmüne yer verilmiştir.
Yargılama sonunda verilecek hüküm türlerinin sayıldığı CMK'nın 223. maddesinin 3. fıkrasında,
“Sanık hakkında;
a) Yüklenen suçla bağlantılı olarak yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması,
b)Yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi,
c) Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması,
d) Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi, hallerinde, kusurunun bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.”,
Aynı maddenin 8. fıkrasının 2. cümlesinde ise, '... soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.' hükmü öngörülmüştür.
Somut olayda, mahkemece yargılama şartı gerçekleşmediği kabul edilerek “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmiş ise de, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK'nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sanığın cezalandırılması isteğiyle açılan davada 'kovuşturma şartı' olan “erteleme süresi zarfında tekrar uyuşturucu madde kullanma” veya 'ısrar koşulunun' gerçekleşmediğinin anlaşılması durumunda Mahkeme tarafından CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince 5 yıllık erteleme süresi zarfında gerçekleşmesi muhtemel olan dava şartının gerçekleşmesini beklemek üzere “davanın durmasına” karar verilmesi gerekirken, “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu gibi, CMK’nın 223. maddesinde sayılıp davanın esasını çözen karar türlerinden “ceza verilmesine yer olmadığına” kararı ile yargılama sonlandırıldığı ve bu kararın sonucu olarak sanığın bütün yükümlülüklerinin ortadan kalkması gerektiği halde, 'ceza verilmesine yer olmadığına' karar verildikten sonra ayrıca “denetimli serbestlik ve tedavi kararının kaldığı yerden devamına” karar verilerek hüküm karıştırıldığından, kararın infaz kabiliyeti bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, somut olayda 'kovuşturma şartının' gerçekleşmediğinin anlaşılması durumunda Mahkeme tarafından CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince bu şartın gerçekleşmesini beklemek üzere “davanın durmasına” ve denetimli serbestlik dosyasının infazına devam edilebilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilerek davanın esasını çözen bir kararla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine “denetimli serbestlik ve tedavi kararının kaldığı yerden devamına” karar verilerek hükümde çelişkiye neden olunması ve hükmün karıştırılması yasaya aykırı olduğundan, hükmün karıştırılması halinde mahkemenin iradesi açık şekilde ortaya çıkmadığı için kazanılmış haktan da söz edilemeyeceğinden kanun yararına bozma talebi bu değişik gerekçe ile kabul edilmiştir.
2) Sanık hakkındaki kamu davasının reddine dair Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 22/01/2018 tarihli ve 2017/1644 esas, 2018/86 sayılı kararına yönelik talebin incelenmesi:
TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrasında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçu nedeniyle yapılan soruşturmalarda beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verileceği öngörülmüş, 4. fıkrasında erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılması gereken durumlar sayılmış, maddenin 6. fıkrasında ise “Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.” hükmüne yer verilmiştir.
CMK'nın 223. maddesinin 7. fıkrasında, “Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir.”,
8. fıkrasının 2. cümlesinde ise, '... soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.' hükmü öngörülmüştür.
Somut olayda, 17/08/2014 tarihli ilk kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı 10/10/2014 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmiş, ancak sanığın “yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği” gerekçesi ile erteleme kararı kaldırılarak 01/12/2016 tarihinde kamu davası açılmış ise de, yapılan yargılama sonucunda Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 08/05/2017 tarihli ve 2016/911 esas, 2017/400 sayılı kararı ile, 'kovuşturma şartı' olan 'ısrar koşulunun' gerçekleşmediği gerekçesi ile sanık hakkındaki kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının uygulanmasına devam edilmesi yönünde karar verildiği ve bu kararın 16/05/2017 tarihinde kesinleştiğinin anlaşılması karşısında,
Bu durumda artık bu ilk suça ilişkin verilmiş olan kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının, 20/02/2017 tarihli sonraki suça ilişkin olarak TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine engel olmayacağı, zira bu ikinci suça ilişkin iddianamenin, ilk suça ilişkin olarak verilmiş olan kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının uygulanmasına devam edilmesi yönündeki kararın 16/05/2017 tarihinde kesinleşmesinden sonra 29/08/2017 tarihinde düzenlenmiş olduğu,
Bu nedenle esasen “ilk suça ilişkin olarak verilmiş olan kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının uygulanmasına devam edilmesi yönünde karar verilmiş olduğu” hususu dikkate alınarak, artık 20/02/2017 tarihli ikinci suçun TCK’nın 191/5. maddesi uyarınca ayrı bir soruşturma konusu yapılamayacağı, ancak ilk suça ilişkin olarak verilmiş olan kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının ihlali sayılacağı gözönünde bulundurulup, mahkemece her iki dosyanın birleştirilmesine karar verilerek iki suça ilişkin deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, olayda uygulama yeri bulunmayan “davanın reddine” karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu gibi, CMK’nın 223. maddesinde sayılıp davanın esasını çözen karar türlerinden “davanın reddi” kararı ile yargılama sonlandırıldığı ve bu kararın sonucu olarak sanığın bütün yükümlülüklerinin ortadan kalkması gerektiği halde, 'davanın reddine' karar verildikten sonra ayrıca “sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik kararı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesi işlemleri için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verilerek hüküm karıştırıldığından, kararın infaz kabiliyeti bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, incelenen dosyada 17/08/2014 tarihli ilk suça ilişkin olarak verilen 10/10/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kaldırılarak 01/12/2016 tarihinde dava açılmış ise de, yapılan yargılama sonucunda mahkemece 08/05/2017 tarihli karar ile kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının devamı yönünde karar verilmiş olması karşısında, 20/02/2017 tarihli ikinci suçun, ilk suça ilişkin verilmiş olan 10/10/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının “erteleme süresi zarfında” işlenmiş olduğunun kabul edilmesi gerekeceği, bu nedenle mahkemece her iki dosyanın birleştirilmesine karar verilerek iki suça ilişkin deliller birlikte değerlendirilip, erteleme süresi zarfında işlenmiş olan ikinci suça ilişkin mahkûmiyete yeterli delil bulunduğu kanaatine ulaşılması halinde ilk suça ilişkin yargılama şartı gerçekleşmiş olacağından bu suça ilişkin yargılamaya devam edilerek esas hakkında bir karar verilmesi; aksi durumda ise, yani ikinci suça ilişkin mahkûmiyete yeterli delil bulunmadığı kanaatine ulaşılması halinde ise, henüz yargılama şartı gerçekleşmemiş olacağından, 5 yıllık erteleme süresi zarfında gerçekleşmesi muhtemel olan yargılama şartının gerçekleşmesini beklemek üzere “davanın durmasına” karar verilmesi gerekirken, “davanın reddine” karar verilerek davanın esasını çözen bir kararla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine “sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik kararı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesi işlemleri için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verilerek hükümde çelişkiye neden olunması ve hükmün karıştırılması yasaya aykırı olduğundan, hükmün karıştırılması halinde mahkemenin iradesi açık şekilde ortaya çıkmadığı için kazanılmış haktan da söz edilemeyeceğinden kanun yararına bozma talebi bu değişik gerekçe ile kabul edilmiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 08/05/2017 tarihli ve 2016/911 esas, 2017/400 sayılı kararı ile; kamu davasının reddine dair Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 22/01/2018 tarihli ve 2017/1644 esas, 2018/86 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine, 08.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.