20. Hukuk Dairesi 2014/7102 E. , 2014/10274 K.
MAHKEMESİ : Karabük Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 02/06/2014
NUMARASI : 2013/44-2014/78
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Ş.. A.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında dava konusu ... Köyü 185 ada 2 parsel sayılı 639,74 m2 yüzölçümlü taşınmaz, kavaklık niteliğinde davalı adına tespit edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, dava konusu yere ilişkin davalının da içinde bulunduğu sanıklar hakkında 29/04/1991 tarihinde 6831 sayılı Kanuna muhalefet suçundan suç tutanağı düzenlendiğini ve yapılan yargılama sonucunda, Yenice Sulh Ceza Mahkemesinin 11/12/1995 tarih 1995/97- 278 sayılı kararı ile sanıkların cezalandırılmasına karar verildiğini, 185 ada 2 parsel sayılı taşınmazın orman olduğunu ileri sürerek, orman niteliğinde Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi davalı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz incelemesi sonrasında Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19.10.2010 gün ve 2010/11358-12603 sayılı bozma kararında özetle; Mahkemece taşınmazın her ne kadar yörede 1978 ve 1994 yıllarında yapılarak kesinleşmiş olan orman kadastro haritasına göre orman sayılmayan yerlerin içinde kaldığı, Yenice Sulh Ceza Mahkemesinin 11/12/1995 tarih 1995/97 E. 278 sayılı cezalandırma kararına konu olan yerin, davaya konu yerden başka bir taşınmaz olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olmadığı, orman bilirkişisinin raporunda taşınmazın orman sınırı dışında kaldığı bildirmiş olup, fen bilirkişi krokisinde davaya konu taşınmaz ile aynı adada yer alan 1 ve 3 sayılı parsellerin toplu olarak üç yönünün Tır Köyü sınırları içinde yer alan orman ile, kuzey yönünden de Kuzdağ Köyü ile çevrili gösterildiği, ... Köyündeki diğer parsellerin ise gösterilmediği, çizilen bu krokiye göre çekişmeli taşınmazın Yazıköy kadastro paftasındaki konumunun tam olarak anlaşılamadığı gibi, dosyada yer alan orman kadastrosuna ilişkin belgelerin ... Köyünde yapılan orman kadastrosuna ilişkin olduğu, ... Köyündeki orman kadastrosuna ilişkin belgelerin dosyada bulunmadığı, orman bilirkişisi tarafından keşifte ...köyüne ilişkin orman kadastro belgelerinin uygulanarak bu belgelere göre çekişmeli parselin konumunun belirlendiği, bu nedenlerle, dava konusu yerin hangi köy sınırları içinde ve hangi köyün orman kadastro alanında olduğu hususu ile dava konusu yerde orman kadastrosunun ilân edilerek kesinleşip kesinleşmediği hususunda duraksama olduğu, taşınmazın konumunun tam olarak belirlenmediği, bu nedenle, mahkemece öncelikle davaya konu taşınmaz ile aynı adada yer alan 1 ve 3 sayılı parsellerin ve bu parsellere komşu aynı köydeki en yakın adalardaki parselleri toplu halde gösterir arazi kadastro paftası, ... Köyünde arazi kadastrosu yapılmış ise dava konusu taşınmazın bulunduğu pafta ile kenarlaştırılmış arazi kadastro paftası, Köyü geçmişte ...köyüne dahil iken daha sonra ayrılarak bağımsız bir köy olup olmadığı araştırılarak, ..Köyünde yapılan orman kadastrosu sırasında .. Köyüne dahil iken daha sonra ayrılarak bağımsız bir köy olup olmadığı araştırılarak, ... Köyünün, .. Köyünde yapılan orman kadastrosu sırasında .. Köyüne dahil bir yer değil ise, .. Köyünde orman kadastrosu yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmış ise, .. orman kadastrosuna ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orijinal renkli orman kadastro harita örneği getirtilerek dosyaya konulması, davaya konu taşınmazın bulunduğu yerde kesinleşen orman kadastrosu var ise, kural olarak, tahdidin kesinleştiği yerlerde, bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş orman kadastro tutanakları ile haritasının uygulanmasıyla çözümleneceğinin gözetilmesi, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılması, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağının sağlanması,
Yapılan araştırma sonucu çekişmeli taşınmaz hakkında hukuken kesinleşen orman kadastrosu bulunmadığı anlaşıldığı takdirde, uyuşmazlığın 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, 3116 sayılı Kanun ile sadece Devlet Ormanları belirlendiği, 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar hiçbir işleme gerek olmaksızın Devletleştirildiği, Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tâbi tutulduğu ve iadenin koşulları kanunda gösterildiği gözetilerek, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumunun saptanması, toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresinin incelenmesi; yapılan uygulama sonucu, dava edilen yerin orman içi açıklık olduğu, ancak etrafının orman niteliğindeki taşınmazlar ile çevrili olması halinde, taşınmazın bu hali ile 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklık ve orman bütünlüğündeki orman sayılan yerlerden olacağının düşünülmesi, Yenice Sulh Ceza Mahkemesinin 11/12/1995 tarih ve 1995/97-278 sayılı kararının dayanağı
krokisi zemine uygulanarak, orman kadastro haritası, arazi kadastro paftası ve Yenice Sulh Ceza Mahkemesinin 11/12/1995 tarih ve 1995/97-278 sayılı kararının dayanağı krokisi ölçükleri denkleştirilerek çakıştırılması, davaya konu taşınmaz ile aynı taşınmaz olup olmadığının kesin olarak saptanması, aynı yer ise kesin hüküm kuralları gözetilerek ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gereğine değinilmiştir.
Yargıtay bozma kararı sonrası mahkemece, davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tespitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tespit ve tesciline ve sınırında kesinleşen orman tahditinin içine alınmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu Yazıköy Köyü 20.12.1993 tarihli karar ile Tırköy Köyünden ayrılarak bağımsız köy statüsüne kavuşmuş olup, ... Köyünde orman kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması çalışmalarına 1978 yılında başlanmış, sonuçları ise 24.02.1994 günü 6 ay süre ile ilân edilerek kesinleşmiştir. Yazıköy Köyünde yapılan genel arazi kadastrosu çalışmalarının sonuçları 24.12.2008- 23.01.2009 tarihleri arasında ilân edilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki; hükmüne uyulan bozma kararında, davaya konu ... Köyü 185 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile aynı adada yer alan 1 ve 3 sayılı parsellerin ve bu parsellere komşu aynı köydeki en yakın adalardaki parselleri toplu halde gösterir arazi kadastro paftası, ...Köyünde arazi kadastrosu yapılmış ise dava konusu taşınmazın bulunduğu pafta ile kenarlaştırılmış arazi kadastro paftasının dosyaya konulması ve taşınmazın bulunduğu yerde kesinleşen orman kadastrosu var ise, kural olarak, tahdidin kesinleştiği yerlerde, bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş orman kadastro tutanakları ile haritasının uygulanmasıyla çözümlenmesi gereğine değinilmiş ise de, mahkemece değinilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmamış, Yenice Sulh Ceza Mahkemesinin 11/12/1995 tarih ve 1995/97-278 sayılı dosya ile tespite esas Yenice Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/278-348 sayılı soruşturma dosyası birlikte değerlendirilerek zemine uygulaması yapılmamıştır. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
Bu nedenle, mahkemece öncelikle davaya konu 185 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile aynı adada yer alan 1 ve 3 sayılı parsellerin ve bu parsellere komşu aynı köydeki en yakın adalardaki parselleri toplu halde gösterir arazi kadastro paftası,...Köyünde arazi kadastrosu yapılmış ise dava konusu taşınmazın bulunduğu pafta ile kenarlaştırılmış arazi kadastro paftası getirtilmeli, .. Köyü geçmişte .... Köyüne dahil iken 20.12.1993 tarihli karar ile .. Köyünden ayrılarak bağımsız köy statüsüne kavuşmuş olup, Tırköy Köyünde 1978 yılında başlanan orman kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması çalışmalarının sonuçlarının 24.02.1994 günü 6 ay süre ile ilân edilerek kesinleştiği, bu haliyle taşınmazın bulunduğu yerde kesinleşmiş tahdit bulunduğu anlaşıldığına göre, kural olarak, tahdidin kesinleştiği yerlerde, bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş orman kadastro tutanakları ile haritasının uygulanmasıyla çözümleneceği gözetilerek, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak Ç..Köyünde ve K... Köyünde yapılan orman kadastro tutanak ve haritaları ayrı ayrı ve birbiri ile irtibatlandırılarak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, Yenice Sulh Ceza Mahkemesinin 11/12/1995 tarih ve 1995/97- 278 sayılı dosya ile tespite esas Yenice Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/278-348 sayılı soruşturma dosyası birlikte değerlendirilerek zemine uygulanarak, orman kadastro haritası, arazi kadastro paftası ve Yenice Sulh Ceza Mahkemesinin 11/12/1995 tarih ve 1995/97-278 sayılı dosya ile tespite esas Yenice Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/278-348 sayılı soruşturma dosyasında yer alan kroki ölçekleri denkleştirilerek çakıştırılmalı, davaya konu taşınmaz ile aynı taşınmaz olup olmadığı kesin olarak saptanmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/12/2014 günü oy birliği ile karar verildi.