10. Ceza Dairesi 2021/13906 E. , 2021/13180 K.
Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Bursa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/01/2020 tarihli ve 2019/283 esas, 2020/41 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 06/05/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 10/08/2017 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarından yapılan soruşturma sonucunda, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 15/10/2018 tarihli ve 2018/35119 soruşturma, 2018/2812 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına, aynı Kanun'un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, erteleme kararında itiraz kanun yolu,mercii ve süresinin gösterildiği, kararın şüpheliye tutuklu olarak bulunduğu Bursa E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutanakla 18/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, 05/11/2018 tarihinde tedbirin infazı için Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, 07/11/2018 tarihli ve 2018/4866 DS sayılı çağrı yazısının şüphelinin bilinen adresine tebliğe çıkarıldığı, 20/11/2018 tarihinde aynı konutta birlikte oturan yakını Serdar Babayiğit imzasına tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle uyarılmasına karar verildiği, 04/12/2018 tarihli uyarı yazısının 13/12/2018 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 03/01/2019 tarihli kararı ile dosyanın kapatılmasına karar verilerek 04/01/2019 tarihinde Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3- Erteleme kararı kaldırılarak Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 13/03/2019 tarihli ve 2018/35119 soruşturma, 2019/8762 esas, 2019/6896 sayılı iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 53 ve 58. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Bursa 10. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4- Bursa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 23/01/2020 tarihli ve 2019/283 esas 2020/41 sayılı kararı ile Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce yapılan tebligatların usulsüz olduğu gerekçesiyle kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere CMK'nun 223/8 maddesi uyarınca davanın durmasına, denetimli serbestlik ve tedavi hükümlerinin infazının sağlanması amacıyla Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verildiği, kararın 07/02/2020 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan sanık ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 15/10/2018 tarihli ve 2018/21846 soruşturma, 2018/296 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesinleşmesini müteakip, şüphelinin denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmediği gerekçesiyle yükümlülük ihlalinde ısrar ettiğinden bahisle sanık hakkında kamu davası açılması üzerine, kovuşturma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle kamu davasının durmasına dair Bursa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/01/2020 tarihli ve 2019/283 esas, 2020/41 sayılı kararını kapsayın dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, Bursa 10. Asliye Ceza Mahkemesince, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 15/10/2018 tarihli kamu davasının açılmasının 5 yıl süre ile ertelenmesine ilişkin karar ile denetimli serbestlik müdürlüğünce çıkarılan 20/11/2018 tarihli çağrı ve 13/12/2018 tarihli uyarı yazılarının usulüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle davanın durmasına karar verilmiş ise de;
5271 sayılı Kanun'un 191/4. maddesinde yer alan, “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklindeki, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 5/1. maddesinde yer alan, '(1) Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır.' şeklindeki, yine aynı Yönetmeliğin 44. maddesinde yer alan, '(1) Yükümlülüğün yerine getirilmesi için uyulması gereken kurallar ile karara uygun olarak hazırlanan programa ve denetimli serbestlik personelinin bu kapsamdaki uyarı ve çağrılarına uyulmaması yükümlülüğün ihlali sayılır. Yükümlülüğün ihlal edilmesi durumunda vaka sorumlusunun teklifi üzerine yükümlü, komisyon tarafından veya kanunda yazılı hallerde komisyonun önerisi üzerine ilgili hâkim tarafından uyarılır. (2) Uyarı bir yazı ile yükümlüye tebliğ edilir. Gerektiğinde yükümlü, müdürlüğe davet edilerek yükümlülüklerine ilişkin hususlar ve ihlalin sonuçları vaka sorumlusu tarafından kendisine sözlü olarak da açıklanır. Yükümlünün gelmemesi durumunda daha önce yapılmış olan yazılı uyarı yeterli sayılır. (3) Denetimli serbestlik kararlarının infazında, yükümlülüğün bir yıl içerisinde iki defa ihlal edilmesi yükümlülüğe uymamada ısrar etme sayılır. Yükümlünün uyarılmasının ardından bir yıl içerisinde ikinci ihlalin tespit edilmesi halinde infaza son verilerek kayıt kapatılır. (4) Uyarı için yapılan tebligatta, bir yıl içerisinde yeni bir ihlal durumunun tespit edilmesi halinde tekrar bir uyarının yapılmayacağı, dosyanın kapatılarak gereği için mahkemeye gönderileceği yükümlüye ihtar edilir.' şeklindeki düzenlemeler ile anılan Yönetmeliğin 'Kaydın kapatılması' başlıklı 47. maddesinde yer alan; '(1) Denetimli serbestlik yükümlülüğünün; a) Usulüne uygun tebligata rağmen yerine getirilmesine başlanmaması, b) Uyarılara rağmen ihlal edilmesi, c) Mahkeme tarafından kaldırılması, ç) İnfaz edilmesi, halinde kayıt kapatılarak durum Cumhuriyet başsavcılığı aracılığıyla mahkemeye bildirilir. (2) Tedbir veya yükümlülüğün infazının tamamlanması ya da yükümlülüğün herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, ilgili kurum ya da kuruluştan yükümlüyle ilgili yapılan işlemlere dair belgelerin gönderilmesi istenir. (3) Denetimli serbestlik kararlarının infazının tamamlanması veya ihlal nedeniyle dosyanın kapatılması yükümlüye tebliğ edilerek ilgili mahkemeye itiraz hakkı olduğu bildirilir.' şeklindeki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta 'ısrar' ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa 'önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması
halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı' uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde ısrar şartının gerçekleşeceğinin anlaşılması karşısında, somut olayda, şüpheliye Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararının '... Mah. ... Cad. No:.../2 İç Kapı No:2' adresine tebliğ edildiği, şüphelinin süresi içerisinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvuruda bulunmadığından yükümlülük ihlalinde ısrar ettiğinden bahisle şüpheli hakkında denetimli serbestlik dosyasının kapatılarak kamu davasının açıldığı, şüpheliye yapılan çağrı ve uyarı tebligatlarının şüphelinin soruşturma aşamasında bildirmiş olduğu şüphelinin bilinen adresi olan '... Mah. .... Cad. No:.../2 İç Kapı No:2' adresine usulüne uygun tebliğ yapıldığı anlaşılmakla, yargılamaya devam edilerek esas hakkında hüküm kurulması gerekirken tebligatların usulsüz olduğu gerekçesiyle durma kararı vermesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Bursa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/01/2020 tarihli ve 2019/283 esas, 2020/41 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında, 10/08/2017 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarından yapılan soruşturma sonucunda, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 15/10/2018 tarihli ve 2018/35119 soruşturma, 2018/2812 sayılı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına dair kararının kesinleşmesini takiben, şüphelinin denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurmadığı gerekçesiyle yükümlülük ihlalinde ısrar ettiğinden bahisle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, Bursa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/01/2020 tarihli ve 2019/283 esas, 2020/41 sayılı kararı ile, kovuşturma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle kamu davasının durmasına karar verilmiştir.
Bursa 10. Asliye Ceza Mahkemesince, denetimli serbestlik müdürlüğünce çıkarılan 20/11/2018 tarihli çağrı ve 13/12/2018 tarihli uyarı yazılarının usulüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle davanın durmasına karar verilmiş ise de;
5271 sayılı Kanun'un 191/4. maddesinde yer alan, “Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklindeki,
Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 5/1. maddesinde yer alan, '(1) Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır.' şeklindeki, yine aynı Yönetmeliğin 44. maddesinde yer alan, '(1) Yükümlülüğün yerine getirilmesi için uyulması gereken kurallar ile karara uygun olarak hazırlanan programa ve denetimli serbestlik personelinin bu kapsamdaki uyarı ve çağrılarına uyulmaması yükümlülüğün ihlali sayılır. Yükümlülüğün ihlal edilmesi durumunda vaka sorumlusunun teklifi üzerine yükümlü, komisyon tarafından veya kanunda yazılı hallerde komisyonun önerisi üzerine ilgili hâkim tarafından uyarılır. (2) Uyarı bir yazı ile yükümlüye tebliğ edilir. Gerektiğinde yükümlü, müdürlüğe davet edilerek yükümlülüklerine ilişkin hususlar ve ihlalin sonuçları vaka sorumlusu tarafından kendisine sözlü olarak da açıklanır. Yükümlünün gelmemesi durumunda daha önce yapılmış olan yazılı uyarı yeterli sayılır. (3) Denetimli serbestlik kararlarının infazında, yükümlülüğün bir yıl içerisinde iki defa ihlal edilmesi yükümlülüğe uymamada ısrar etme sayılır. Yükümlünün uyarılmasının ardından bir yıl içerisinde ikinci ihlalin tespit edilmesi halinde infaza son verilerek kayıt kapatılır. (4) Uyarı için yapılan tebligatta, bir yıl içerisinde yeni bir ihlal durumunun tespit edilmesi halinde tekrar bir uyarının yapılmayacağı, dosyanın kapatılarak gereği için mahkemeye gönderileceği yükümlüye ihtar edilir.' şeklindeki düzenlemeler ile anılan Yönetmeliğin 'Kaydın kapatılması' başlıklı 47. maddesinde yer alan; '(1) Denetimli serbestlik yükümlülüğünün; a) Usulüne uygun tebligata rağmen yerine getirilmesine başlanmaması, b) Uyarılara rağmen ihlal edilmesi, c) Mahkeme tarafından kaldırılması, ç) İnfaz edilmesi, halinde kayıt kapatılarak durum Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla mahkemeye bildirilir. (2) Tedbir veya yükümlülüğün infazının tamamlanması ya da yükümlülüğün herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, ilgili kurum ya da kuruluştan yükümlüyle ilgili yapılan işlemlere dair belgelerin gönderilmesi istenir. (3) Denetimli serbestlik kararlarının infazının tamamlanması veya ihlal nedeniyle dosyanın kapatılması yükümlüye tebliğ edilerek ilgili mahkemeye itiraz hakkı olduğu bildirilir.' şeklindeki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde,
Sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta 'ısrar' ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa 'önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı' uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde ısrar şartının gerçekleşeceğinin anlaşılması karşısında,
Somut olayda, şüpheliye Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararının, tutuklu olarak bulunduğu Bursa E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutanakla 18/10/2018 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, 15 günlük itiraz süresi beklendikten ve karar kesinleştikten sonra tedbirin infazı için 05/11/2018 tarihinde Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, 07/11/2018 tarihli ve 2018/4866 DS sayılı çağrı yazısının şüphelinin '... Mah. ... Cad. No:.../2 İç Kapı No:2 Osmangazi/Bursa' adresinde 20/11/2018 tarihinde aynı konutta birlikte oturan kardeşi Serdar Babayiğit imzasına tebliğ edildiği, yine 04/12/2018 tarihli uyarı yazısının şüphelinin '... Mah. ... Cad. No:.../2 İç Kapı No:2 Osmangazi/Bursa' adresinde 13/12/2018 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, tebligat zarfında en yakın komşu olarak yazılan ...’in de alınan nüfus aile kayıt tablosuna göre şüphelinin annesi olduğu, uyarılmasına rağmen müdürlüğe başvurmaması nedeniyle İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 03/01/2019 tarihli kararı ile dosyanın kapatılmasına karar verilerek 04/01/2019 tarihinde Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi nedeniyle TCK’nın 191/4-a maddesi gereğince kamu davasının açıldığı,
Her ne kadar mahkemece sanığın beyan ettiği adresinin, '... Mah. ... Cad. No:.../1 Osmangazi/Bursa” olduğu halde tebligatların '... Mah. ... Cad. No:.../2 İç Kapı No:2 Osmangazi/Bursa' adresine yapıldığı gerekçesiyle usulsüz olduğu kabul edilmiş ise de, bu adreste çağrı yazısının aynı çatı altında oturan kardeşi imzasına, uyarı yazısının ise 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği, tebligat zarfında en yakın komşu olarak yazılan ...’in de alınan nüfus aile kayıt tablosuna göre şüphelinin annesi olduğu, ayrıca dosya içinde mevcut tutanaklardan anlaşılacağı üzere, sanığın başka olaylar nedeniyle kollukta 22/12/2017 ve 28/03/2018 tarihlerinde alınan savunmalarında ikamet adresi olarak '... Mah. ... Cad. No:.../2 İç Kapı No:2 Osmangazi/Bursa' adresini beyan ettiği, yine dosya arasında bulunan Bursa 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/266 esas sayılı dosyasında 10/07/2018 tarihli celsede ikamet adresini '... Mah. ... Cad. No:.../2 İç Kapı No:2 Osmangazi/Bursa' olarak beyan ettiği, sanığın MERNİS adresinin de '... Mah. ... Cad. No:.../2 İç Kapı No:2 Osmangazi/Bursa' olması karşısında, tebligatların usulüne uygun şekilde yapıldığı
ve ısrar şartının gerçekleştiği anlaşıldığından; mahkemece yargılamaya devam edilerek esas hakkında hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yerinde olmayan gerekçe ile durma kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Yukarıda açıklandığı üzere, kamu davasına devamla esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yerinde olmayan gerekçe ile durma kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden Bursa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/01/2020 tarihli ve 2019/283 esas, 2020/41 sayılı kararının5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 08/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.