10. Ceza Dairesi 2021/14837 E. , 2022/1162 K.
Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Gaziantep 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/12/2020 tarihli ve 2020/471 esas, 2020/399 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 23/06/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
DOSYA İNCELENDİ.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 09/08/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının 16/11/2016 tarihli ve 2016/55777 soruşturma, 2016/801 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun'un 191/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararda itiraz süresinin 7 gün olarak gösterildiği, infazı için 13/12/2016 tarihinde Gaziantep Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Yükümlülük ihlalinde ısrar etmesi nedeniyle erteleme kararı kaldırılarak Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının 13/03/2018 tarihli ve 2016/55777 soruşturma, 2018/5512 esas, 2018/4128 sayılı iddianamesi ile, TCK’nın 191/1-4-a ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Gaziantep 8. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Gaziantep 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/03/2018 tarihli ve 2018/266 esas, 2018/331 sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek TCK’nın 188/3 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Gaziantep 11. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği,
3- Gaziantep 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/12/2018 tarihli ve 2018/158 esas, 2018/341 sayılı kararı ile, eylemin kullanma suçunu oluşturduğu, kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın sanığa tebliğ edilmediği, bu nedenle kesinleşmediği, kovuşturma şartının ortadan kalktığı gerekçesiyle davanın düşmesine, erteleme kararının tebliği ve kesinleşmesi sonrası tedavi ve denetim tedbirinin yeniden uygulanması için Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunulmasına karar verildiği, düşme kararının 29/01/2019 tarhinde istinaf edilmeden kesinleşmesi üzerine;
4- Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının 27/03/2019 tarihli ve 2019/9497 soruşturma, 2019/815 sayılı kararı ile; “….16/11/2016 tarihli erteleme kararının geçerli olduğu ve bu karar doğrultusunda işlemlerin yerine getirilmesi gerektiği, nitekim erteleme kararının şüpheliye tebliğ edilerek kesinleştirildiği, kesinleşme tarihi itibarıyla 5 yıllık erteleme süresinin başladığı, yeni bir erteleme kararı verilmesi halinde erteleme süresinin aleyhine olacak şekilde uzayacağı, 16/11/2016 tarihli erteleme kararının infaza koyularak denetimli serbestlik müdürlüğünce işlemlerin sürdürülmesi gerektiği, her ne kadar işbu ek kararda yeni bir erteleme karar numarası alınmış ise de şüpheli hakkında iddianame düzenlenmesi aşamasında 16/11/2016 tarihli erteleme kararının kaldırılmış olması nedeniyle bu hususun UYAP sisteminden kaynaklı mecburiyet olduğu anlaşılmakla, işbu ek karar ile birlikte Cumhuriyet Başsavcılığımızın 16/11/2016 tarihli erteleme kararının yeniden infazına başlanması amacıyla denetimli serbestlik müdürlüğüne gönderilmesine, işbu ek kararın şüpheliye tebliğine” karar verildiği, kararın 03/04/2019 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliğ edilerek Gaziantep Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
5- Gaziantep Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerinin yerine getirildiği ve 27/05/2020 tarihinde yükümlülüklerine uymak suretiyle infazın tamamlandığı,
6- Şüphelinin erteleme süresi içerisinde 05/12/2019, 05/01/2020 ve 19/01/2020 tarihlerinde yeniden kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlemesi nedeniyle erteleme kararının kaldırılarak Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının 15/09/2020 tarihli ve 2019/9497 soruşturma, 2020/14230 esas, 2020/9912 sayılı iddianamesi ile TCK’nın 191/1, 43/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Gaziantep 7. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
7- Gaziantep 7. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 15/12/2020 tarihli ve 2020/471 esas, 2020/399 sayılı kararı ile; Tebligat Kanunu hükümleri gereğince tebligatı almaya ehil olan kişi her ne kadar imzadan imtina edebilir ise de isimden imtina etme imkanının bulunmadığı göz önünde bulundurularak sanığa yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve böylelikle dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. maddesi uyarınca yargılamanın durmasına karar verildiği, kararın 23/12/2020 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 27/03/2019 tarihli ve 2019/9497 soruşturma, 2019/815 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin erteleme süresi içerisinde 05/12/2019, 05/01/2020 ve 19/01/2020 tarihlerinde aynı neviden suçu yeniden işlemesi nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının usulüne uygun tebliğ edilmediği ve bu nedenle kovuşturma şartının gerçekleşmediğinden bahisle kamu davasının durmasına dair Gaziantep 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/12/2020 tarihli ve 2020/471 esas, 2020/399 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında 09/08/2016 tarihinde işlediği uyuşturucu madde kullanma suçundan dolayı Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca 27/03/2019 tarihli ve 2019/9497 soruşturma, 2019/815 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar verildiği ve bu kararın 03/04/2019 tarihinde 'Adres tevziat saatlerinde kapalı olup en yakın komşusu isim ve imzadan imtina ederek muhatabın dışarıda olduğunu beyan etti. T.K. 21. maddesine göre mahalle muhtarının imzasına tebliğ edildi, 2 nolu haber kağıdı kapıya yapıştırıldı. İsim ve imzadan imtina eden komşusuna haber verildi.' şeklinde yer alan şerhle 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre şüpheliye tebliğ edildiği, şüphelinin bu defa denetim süresi içerisinde 05/12/2019, 05/01/2020 ve 19/01/2020 tarihlerinde aynı türden tekrar suç işlenmesi nedeniyle açılan kamu davası sonunda, muhatabın dışarıda olduğunu beyan eden ve haber verilen ilgili komşunun imzadan imtina etme ... olsa da isimden imtina etme ... bulunmadığından kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının usulüne uygun tebliğ edilmediği ve bu nedenle kovuşturma şartının gerçekleşmediğinden bahisle Gaziantep 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/12/2020 tarihli ve 2020/471 esas, 2020/399 sayılı kararı ile kamu davasının durmasına karar verildiği anlaşılmış ise de;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 05/10/2020 tarihli ve 2020/4029 esas, 2020/4899 karar sayılı ilâmında '...Soruşturma aşamasında verilmiş olan kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığın bilinen son adresine tebliğe çıkarıldığı, ancak “adreste kimse bulunmadığı” ve “komşusu isim ve imzadan imtina etmiştir” şerhi düşülerek, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre muhtara tebliğ edildiğinin anlaşılması karşısında, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinden, tebliğin usulsüz olduğu yönündeki bozma nedeni yerinde görülmemişse de...' şeklinde belirtildiği üzere, komşu isimden imtina etse dahi bu hususun tebliğ işlemini usulsüz yapmayacağından kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının tebliğinin usulüne uygun olduğu ve şüphelinin denetim süresi içerisinde aynı neviden tekrar suç işlediği cihetle, kamu davasına devamla esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle durma kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Gaziantep 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/12/2020 tarihli ve 2020/471 esas, 2020/399 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında 09/08/2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 27/03/2019 tarihli ve 2019/9497 soruşturma, 2019/815 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı takiben, şüphelinin erteleme süresi içerisinde 05/12/2019, 05/01/2020 ve 19/01/2020 tarihlerinde aynı neviden suçu yeniden işlemesi nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, Gaziantep 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/12/2020 tarihli ve 2020/471 esas, 2020/399 sayılı kararı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının usulüne uygun tebliğ edilmediği ve bu nedenle kovuşturma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle kamu davasının durmasına karar verilmiştir.
Sanık hakkında 09/08/2016 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca 27/03/2019 tarihli ve 2019/9497 soruşturma, 2019/815 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar verildiği ve bu kararın 03/04/2019 tarihinde 'Adres tevziat saatlerinde kapalı olup en yakın komşusu isim ve imzadan imtina ederek muhatabın dışarıda olduğunu beyan etti. T.K. 21. maddesine göre mahalle muhtarının imzasına tebliğ edildi, 2 nolu haber kağıdı kapıya yapıştırıldı. İsim ve imzadan imtina eden komşusuna haber verildi.' şeklinde yer alan şerhle 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre şüpheliye tebliğ edildiği, şüphelinin bu defa denetim süresi içerisinde 05/12/2019, 05/01/2020 ve 19/01/2020 tarihlerinde aynı türden tekrar suç işlenmesi nedeniyle açılan kamu davası sonunda, muhatabın dışarıda olduğunu beyan eden ve haber verilen ilgili komşunun imzadan imtina etme ... olsa da isimden imtina etme ... bulunmadığından kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının usulüne uygun tebliğ edilmediği ve bu nedenle kovuşturma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle kamu davasının durmasına karar verilmiş olup;
Soruşturma aşamasında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının şüphelinin bilinen son adresine tebliğe çıkarıldığı, ancak “adreste kimse bulunmadığı” ve “komşusu isim ve imzadan imtina etmiştir” şerhi düşülerek, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre muhtara tebliğ edildiğinin anlaşılması karşısında, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, bu nedenle mahkemece, tebligatın usulsüz olması nedeniyle dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle durma kararı verilmesi kanuna aykırı ise de;
Şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar şüpheliye usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş ise de, söz konusu karara karşı itiraz yoluna başvuru süresinin 15 gün yerine 7 gün olarak belirtilmek suretiyle şüphelinin yanıltıldığı, Anayasanın Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması başlıklı 40. maddesindeki düzenleme ile 5237 sayılı TCK'nın 191/2. maddesi ve 5271 sayılı CMK’nın 171, 172 ve 173. maddeleri uyarınca, başvurulacak kanun yolunun, merciinin, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin başlangıcının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekmekte olup; 'Kamu davasının açılmasının ertelenmesi' kararı ve bu karar ile birlikte verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararda kanun yolu başvuru süresinin şüpheliyi yanıltacak biçimde “7 gün” olarak gösterildiği, bu nedenle kararın usulüne uygun şekilde kesinleştiğinden söz edilemeyeceği, usulsüz olarak verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı, dolayısıyla 05/12/2019, 05/01/2020 ve 19/01/2020 tarihli suçların erteleme süresi içerisinde işlendiğinden söz edilemeyeceği anlaşıldığından; mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden bu gerekçe ile durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz ... bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak erteleme ve denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle; mahkemenin “durma kararı” sonuç olarak kanuna uygun olmakla birlikte “tebligatın usulsüz olduğuna dair gerekçesi” kanuna aykırı olup kararın gerekçe yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiş, kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile mahkemenin gerekçesine yönelik olarak yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle; 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. cümlesi uyarınca “kamu davasının durmasına” ve “şüpheliye kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz ... bulunduğu ihtarı ile birlikte yeniden usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi ve infazının sonucunun beklenilmesi için Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verilmesi gerektiğinden mahkemece “durma” kararı verilmesi sonuç olarak kanuna uygun olmakla birlikte gerekçesi kanuna aykırı olduğundan; Gaziantep 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/12/2020 tarihli ve 2020/471 esas, 2020/399 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince gerekçesi yönünden kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 09/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.