10. Ceza Dairesi 2021/14840 E. , 2022/1164 K.
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanıklar ..., ... ve ... haklarındaki Yalova 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/07/2018 tarihli ve 2017/392 esas, 2018/656 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 23/06/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheliler ...,... ve ... haklarında, 23/06/2014 tarihinde işledikleri iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 08/05/2015 tarihli ve 2014/5056 soruşturma, 2015/91 sayılı karar ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmalarıına, erteleme süresi içerisinde kendilerine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmeleri ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almaları, kabul etmeleri veya bulundurmaları ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaları durumunda haklarında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın, şüphelilere usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek tedbirin infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Şüpheli ... hakkında; Yalova Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 09/02/2017 tarihli ve 2017/101 DS sayılı çağrı yazısının doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 20/02/2017 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle uyarılmasına karar verildiği, 08/03/2017 tarihli uyarı yazısının doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 21/03/2017 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması üzerine dosyanın kapatılarak 18/04/2017 tarihinde Yalova Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
Şüpheli ... hakkında; Yalova Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 09/02/2017 tarihli ve 2017/103 DS sayılı çağrı yazısının doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 14/02/2017 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle uyarılmasına karar verildiği, 09/03/2017 tarihli uyarı yazısının doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 21/03/2017 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması üzerine dosyanın kapatılarak 18/04/2017 tarihinde Yalova Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
Şüpheli ... hakkında; İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 13/02/2017 tarihli ve 2017/842 DS sayılı çağrı yazısının doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 23/02/2017 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle uyarılmasına karar verildiği, 25/03/2017 tarihli uyarı yazısının doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkarılarak , 06/04/2017 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması üzerine dosyanın kapatılarak 18/04/2017 tarihinde Yalova Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3- Erteleme kararının kaldırılarak Yalova Cumhuriyet Başsavcılığının 09/06/2017 tarihli ve 2017/5470 soruşturma,2017/1812 esas,2017/1500 sayılı iddianamesi ile, sanıkların 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılmaları istemiyle Yalova 3. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı
4- Yalova 3. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 06/07/2018 tarihli ve 2017/392 esas, 2018/656 sayılı kararı ile; denetimli serbestlik müdürlüğünce yapılan tebligatların usulsüz olduğu gerekçesiyle “sanıkların beraatlerine ve denetimin kaldığı yerden devamı için Yalova Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına” karar verildiği, kararın tüm sanıklar yönünden istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan şüpheliler ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/05/2015 tarihli ve 2014/5056 soruşturma, 2015/91 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/3. maddesi uyarınca şüpheliler hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karara yönelik şüpheli ... tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Yalova Sulh Ceza Mahkemesinin 27/05/2015 tarihli ve 2015/1382 değişik kararının kesinleşmesini müteakip, şüphelilerin denetim yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiklerinin bildirilmesini takiben kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, denetim süresi içinde yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığından bahisle sanıkların beraatlerine, denetimin kaldığı yerden devamı için ihbarda bulunulmasına dair Yalova 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/07/2018 tarihli ve 2017/392 esas, 2018/656 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
1- Dosya kapsamına göre;
Sanıklar hakkında Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/05/2015 tarihli kararın infazı aşamasında Denetimli Serbestlik Müdürlüklerince düzenlenen denetimli serbestlik çağrı yazısı ve uyarı yazılarının;
Sanık ...'un soruşturma aşamasında bildirdiği, bilinen 'Taşliman M. ... C. Ak 4 Apt Blok 4 N:8/23 Çınarcık/Yalova' adresi yerine, mernis şerhi düşülerek doğrudan 'Merkez Mevkii ... Cadde S. N.24 İç Kapı No:2 Çalıca Çınarcık/Yalova' adresine,
Sanık ...'ın soruşturma aşamasında bildirdiği, bilinen 'Karpuzdere M. ... C. Çınarcık/Yalova' adresi yerine, mernis şerhi düşülerek doğrudan 'Karşıyaka Mah. .... N.22 İç kapı N.2 Çınarcık/Yalova' adresine,
Sanık ...'in soruşturma aşamasında bildirdiği, bilinen 'Karpuzdere ... ... ... C. N. ... Apt (15)/6 Çınarcık/Yalova' adresi yerine, mernis şerhi düşülerek doğrudan 'İdealtepe . ... . N.11 İç Kapı No.6 Maltepe/İstanbul' adresine,
Tebliğ edilmesi sonrasında, yükümlülüklerine uyulmadıkları gerekçesiyle denetim dosyalarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, yapılan yargılama sonunda mahkemesince yazılı şekilde karar verilmiş ise de;
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesindeki, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir usul benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi hâlinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Kanun'un 23/1-8. ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği halde, söz konusu denetim dosyalarından yapılan çağrı yazısı ve uyarı yazılarına ilişkin tebligatların bilinen adreslere yapılmaksızın, doğrudan mernis şerhi düşülerek mernis adreslerine yapılmasının usulüne uygun olmadığı, bu durumda sanıkların üzerilerine yüklenen yükümlülüklere uymamakta ısrar etmiş sayılamayacakları ve haklarında kovuşturma şartının gerçekleşmediği,
2- Kabule göre de;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesinde yer alan 'Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.' şeklindeki düzenlemeye göre, mahkemesince; kovuşturma şartının henüz gerçekleşmediği gözetilerek, 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği anlaşılmakla, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Yalova 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/07/2018 tarihli ve 2017/392 esas, 2018/656 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheliler ..., ... ve ... haklarında 23/06/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/05/2015 tarihli ve 2014/5056 soruşturma, 2015/91 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/3. maddesi uyarınca şüpheliler hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesinleşmesini takiben, şüphelilerin denetim yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiklerinin bildirilmesi üzerine haklarında kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda Yalova 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/07/2018 tarihli ve 2017/392 esas, 2018/656 sayılı kararı ile, denetim süresi içinde yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle sanıkların beraatlerine, denetimin kaldığı yerden devamı için ihbarda bulunulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Sanıklar hakkında Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/05/2015 tarihli kararın infazı aşamasında Denetimli Serbestlik Müdürlüklerince düzenlenen denetimli serbestlik çağrı yazısı ve uyarı yazılarının;
Sanık ...'un soruşturma aşamasında bildirdiği, bilinen 'Taşliman Mahallesi ... Caddesi Ak 4 Apt Blok 4 N:8/23 Çınarcık/Yalova' adresi yerine, MERNİS şerhi düşülerek doğrudan 'Merkez Mevkii ... Cadde S. N.24 İç Kapı No:2 Çalıca Çınarcık/Yalova' adresine,
Sanık ...'ın soruşturma aşamasında bildirdiği, bilinen 'Karpuzdere Mahallesi ... Caddesi ... Sitesi No:3/41 Çınarcık/Yalova' adresi yerine, MERNİS şerhi düşülerek doğrudan 'Karşıyaka Mahallesi Belediye Caddesi No:22 İç kapı No:2 Çınarcık/Yalova' adresine,
Sanık ...'in soruşturma aşamasında bildirdiği, bilinen 'Karpuzdere Mahallesi Şehit ... ... Caddesi ... Apt (15)/6 Çınarcık/Yalova' adresi yerine,MERNİS şerhi düşülerek doğrudan 'İdealtepe Mahallesi ... Sokak No: 11 İç Kapı No: 6 Maltepe/İstanbul' adresine,
Tebliğ edilmesi sonrasında, müdürlüğe başvurmayarak yükümlülüklerine uymadıkları gerekçesiyle denetim dosyalarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine açılan kamu davasında, yapılan yargılama sonunda mahkemesince sanıkların beraatlerine karar verilmiş ise de;
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesindeki, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir usul benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi hâlinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Kanun'un 23/1-8. ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği halde, söz konusu denetim dosyalarından yapılan çağrı yazısı ve uyarı yazılarına ilişkin tebligatların bilinen adreslere yapılmaksızın, doğrudan MERNİS adreslerine yapılmasının usulüne uygun olmadığı, bu durumda sanıkların üzerlerine yüklenen yükümlülüklere uymamakta ısrar etmiş sayılamayacakları ve haklarında kovuşturma şartının gerçekleşmediği,mahkemenin tebligatların usulüne uygun olmadığı şeklindeki tespitinin kanuna uygun olduğu, ancak;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde 'Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.' şeklindeki, 191/3. maddesinde 'Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.' ve 191/4. maddesinde “Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklinde ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2 maddesinde yer alan hangi hallerde beraat kararı verileceğine ilişkin düzenlemeler ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesinde ise 'Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.' şeklindeki düzenlemelerin yer aldığı,
Somut olayda, sanıklar hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararını takiben, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından çıkartılan çağrı yazıları ve uyarı yazılarının usulünce tebliğ edilmediğinden kovuşturma şartının gerçekleşmediği, ancak haklarında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmiş olan sanıklar hakkında kovuşturma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle beraat kararı verilemeyeceği, aksi halde aynı suçtan tekrar kovuşturma yapılmasının mümkün olmayacağı, bu halde kamu davasının açılması bir şarta (yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etme şartına) bağlanmış olduğundan, mahkemece kovuşturma şartının gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda, 5271 sayılı Kanun’un 223/8-2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği,
Sonuç olarak, mahkemece kovuşturma şartının gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda, açılan kamu davasında kovuşturma şartı bulunmadığından durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden beraat kararı verilmesi ve Mahkemece dosyanın kesin olarak sonuçlandırılması ve davanın esasını çözen beraat kararıyla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine, denetimli serbestlik tedbirinin infazına devam edilmesi için dosyanın Yalova Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilerek hükmün karıştırılması kanuna aykırı olup sanıklar lehine verilmiş olan ve davanın esasını çözen bu karardan dolayı yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, hukuka aykırılığa işaret edilerek, kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle, mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden “durma” kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, beraat kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Yalova 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/07/2018 tarihli ve 2017/392 esas, 2018/656 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
09/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.