Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2017/3425 E. , 2022/1271 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2017/3425
Karar No : 2022/1271
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ...
2- ...
3- ...
4- ...
VEKİLİ : Av. ...
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ....
İSTEMLERİN_KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:.... kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: ...Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunmakta iken, ... tarihinde kendini asmak suretiyle intihar eden ...'un eşi ve çocukları olan davacılar tarafından, yakınlarının hayatını kaybetmesinde davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle destekten yoksun kalma karşılığı olarak davacı eş için 109.000,00 TL (miktar artırımı sonucu 145.533,00 TL) maddi, 40.000,00 TL manevi, davacı çocukların her biri için 45.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 320.533,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla, 27/06/2014 tarihinde 'kasten öldürme suçundan' tutuklanarak ... Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna teslim edilen ...'un 29/06/2014 tarihinde gece saat 02.00 civarında demir parmaklı tuvalet penceresine kendini asarak intihar ettiğinin anlaşıldığı, her ne kadar davalı idare tarafından müteveffanın psikolojik sorunları olduğu, kullandığı ilaçların kendisine verildiği, gözetim, bakım ve denetim yükümlülüğünün yerine getirildiği iddia olunmuşsa da, cezaevinin merkez kontrol odasında tek monitör içerisinde 16 kamera kaydı ekranı olmak üzere toplam yedi tane monitör bulunduğu, bunlardan bir kısmının mahkumların kullandığı bahçe alanını gösterdiği, müteveffanın bu alandan mahkumların voleybol oynamak amacıyla kullandığı çamaşır ipini söktüğü, kamera kayıtlarından bu durumun tespit edilmesinin ve gerekli önlemlerin alınmasının mümkün olduğu, müteveffanın psikolojik sorunları bulunduğu, dolayısıyla bahçedeki çamaşır ipini sökmesinin şüphelenilmesi gereken bir durum olduğu, Ceza İnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek Eşya ve Maddeler Hakkında Yönetmeliğin 13. maddesine göre çamaşır ipinin kantinden temin edilmek koşuluyla bulundurulabilecek eşyadan olduğu, ancak infaz koruma memurları tarafından gözetim ve denetim yükümlülüğü ihmal edildiğinden, davacılar yakınının ölümünde davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu, davacı eşin destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması amacıyla düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı eşin 145.533,00 TL destek kaybı zararı bulunduğunun hesaplandığı, ayrıca idarenin hizmet kusuru sonucu ölen müteveffanın yakınları olan davacıların elem ve derin üzüntü duyduğu açık olduğundan davalı idare tarafından davacılara manevi tazminat ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davacı eş ...'un 145.533,00 TL maddi tazminat isteminin kabulüne, maddi tazminatın 109.000,00 TL'lik kısmının idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte, 36.553,00 TL'lik kısmının ise ıslah dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edildiği 22/11/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, davacı eş ...'un 40.000,00 TL manevi tazminat talebinin 20.000,00 TL'lik kısmının kabulüne 20.000,00 TL'lik kısmının reddine, davacı çocuklar ..., ...'un 45.000,00 TL manevi tazminat istemlerinin 15.000,00 TL'lik kısımlarının kabulüne, 30.000,00 TL'lik kısımlarının reddine, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu ... İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının az olduğu, maddi tazminatın eksik hesaplandığı ileri sürülmektedir. Davalı idare tarafından, psikolojik sorunları olduğu iddia edilen müteveffanın kullanmakta olduğu ilaçların kendisine verildiği, Adli Tıp Kurumu raporunda bu ilaçların etken maddelerinin tespit edildiği, yakalama ve sevk aşamasında yapılan muayenede görevli doktor tarafından tutukluda anksiyete bulunduğunun tespit edildiği, ancak savcılık soruşturmasında aynı doktordan alınan ifadede müteveffanın intihara eğimli bir halinin bulunmadığının belirtildiği, olayla ilgili olarak yapılan idari ve adli soruşturmalarda disiplin cezası verilmesine yer olmadığına ve kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, belirtilen nedenlerle dava konusu olayda idarelerinin hizmet kusurunun bulunmadığı ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Tarafların temyiz istemlerinin kısmen kabulü ile mahkeme kararının maddi tazminata ilişkin kısmının bozulması, manevi tazminata ilişkin kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dosyanın incelenmesinden; kasten adam öldürme suçundan ... Sulh Ceza Mahkemesinin ... tarih ve Sorgu No:. tutuklama müzekkeresiyle tutuklanarak aynı tarihte saat 18.57'de ... Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna getirilen ...'un kabul işlemleri sırasında psikolojik rahatsızlığı bulunduğunun öğrenildiği ve işlemlerin tamamlanmasından sonra İdare ve Gözlem Kurulu kararıyla yeni gelen hükümlü ve tutukluların geçici olarak barındırıldığı C-11 nolu koğuşa yerleştirildiği, aynı gün Kuruma getirilen başka bir tutuklunun da aynı odaya alındığı, 29/06/2014 tarihinde gece saat 02.00 civarında bu şahsın içeriden kilitlenebilen metal kapılı tuvaletin uzun süredir kapalı olduğunu görerek seslendiği, yanıt alamayınca görevli personele haber verdiği, görevli personelin de aynı biçimde seslenip yanıt alamaması üzerine tuvaletin kapısını kırıp açtıklarında davacılar yakınının bir ucu demir parmaklı tuvalet penceresine diğer ucu boynuna bağlı iple kendini asarak intihar etmiş vaziyette bulunduğu, otopsi raporu sonucunda kişinin ölümünün asıya bağlı asfiksiden meydana geldiği yönünde görüş verildiği, intiharda kullanılan çamaşır ipinin koğuş avlusunda çamaşır kurutmak için kullanılanlarla benzer özellik gösterdiği, güvenlik kamera sistem odasında bulunan kamera kayıtlarının izlenmesinden maktulün 28/06/2014 tarihinde saat 08.51'de koğuş avlusuna çıktığı, saat 08.52'de avlunun doğu duvarında gerili bulunan çamaşır ipini söktüğü, 08.55'te avludan çıkarak koğuş içerisine girdiği, başka bir şüpheli görüntüye rastlanmadığı, müteveffanın tutuklanmasının ardından yapılan genel adli muayenede şahsın daha önce şeker ve psikiyatri ilaçları kullandığını ifade ettiği, muayene raporunda doktor tarafından 'anksiyete psikiyatri konsültasyonu uygundur' şeklinde görüş belirtildiği; olayla ilgili olarak infaz görevlileri hakkında yürütülen disiplin soruşturmasında yer alan ifadelerde; müteveffanın kullanmakta olduğu ilaçların düzgün aralıkla usulüne uygun olarak kendisine içirildiği, kamera kontrol odasında bulunan kamera kayıtlarının tek monitör üzerinden 16 ekrana bölünerek görüntüye aktarıldığı, sıra dışı bir durum olmadığı sürece görüntülerin ayrıca izlenmediği, ...'un avluda çamaşır ipini sökmesinin dikkat çekici bir durum olmadığı, tutuklu ve mahkumların avluda basketbol, voleybol oynamak için sıklıkla çamaşır ipini söküp taktıkları, bazen içeride kurutma yapmak için çamaşır ipini söküp aldıkları, çamaşır ipinin kantinden temin edilebilen bir malzeme olduğu beyanları üzerine her bir görevli hakkında 02/09/2014 tarihinde disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verildiği, gerçekleşen şüpheli ölüm sebebiyle infaz ve koruma memurları hakkında yürütülen Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2014/5696 sayılı ceza soruşturmasında; müteveffanın kullanmakta olduğu ilaçların uygun aralıklarla görevliler tarafından kendisine içirildiği, muayeneyi gerçekleştiren doktorun, müteveffayla aynı odada bulunan diğer tutuklunun ve kurumdaki infaz ve koruma görevlilerinin, müteveffanın davranışlarında intihara eğilimli bir hal görmediği, olayda suç unsuru bulunmadığı şeklindeki beyanları üzerine 06/01/2015 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği; müteveffanın eşi ve çocukları olan davacılar tarafından tazminat ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun 30/03/2015 tarihinde davalı idarece reddedilmesi üzerine 31/03/2015 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davalardır. Bu tür davalarda mahkeme, hem olayın maddi yönünü, yani zararı doğuran işlem veya eylemleri, hem de bundan çıkabilecek hukuki sonuçları tespit edecektir.
Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetimi yapılacağından, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda hizmet kusuru, özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karakteri olan bir kusurdur. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
A) Temyize Konu Kararın Manevi Tazminat İstemleri Yönünden İncelenmesi :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına karşı taraflarca yapılan istinaf başvurularının reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, tarafların temyiz dilekçelerinde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
B) Temyize Konu Kararın Maddi Tazminat İstemi Yönünden İncelenmesi:
Bakılan davada, ...'un intihar etmesi olayında davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu ve davacı eşine maddi tazminat ödenmesi gerektiği konusunda temyize konu kararda hukuka aykırılık bulunmamakla beraber, ...'un ölümü nedeniyle oluşan destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan 02/11/2016 tarihli raporda; ölenin ve davacı eşin bakiye ömür sürelerinin (muhtemel yaşam sürelerinin) PMF yaşam tablosuna göre belirlendiği, ayrıca anılan şahsın cezaevinde kasten adam öldürme suçundan tutuklu bulunduğu dikkate alınmadan 29/06/2014 tarihinden itibaren asgari ücret üzerinden gelir elde edeceğinin kabul edilmesi ve eşine %50 oranında destek sağlayacağının varsayılması suretiyle maddi tazminat hesabı yapıldığı görülmektedir.
Buna göre, öncelikle, anılan raporda, muhtemel bakiye ömür sürelerinin ülkemize özgü olan ve güncel verilere göre hazırlanan TRH 2010 Ulusal Mortalite Tablosunun esas alınması gerekirken, PMF 1931 hayat tablosuna göre hesaplama yapılması tazminatın hatalı tespit edilmesine neden olmuştur.
İkinci olarak, davacı eşin destekten yoksun kalma tazminatının, bilirkişi marifetiyle müteveffanın mahkum olması halinde alması muhtemel ceza süresi değerlendirilip olası bihakkın tahliyenin gerçekleşeceği tarih dikkate alınarak yeniden hesaplanması gerekmektedir. Ayrıca söz konusu hesaplamada, desteğin kendisine ve desteğin vefat tarihinde hayatta olmaları kaydıyla bakiye ömürlerinin sonuna kadar anne ve babasına da pay ayıracağı hususu dikkate alınmalıdır. Bu paylaşım yapılırken desteğin kendisine 2 pay, eşine 2 pay, anne ve babasından her birine 1'er pay ayrılarak tazminat miktarının hesaplanması gerekmektedir.
Bu haliyle, raporun hesaplama yöntemi bakımından hükme esas alınacak nitelikte olmadığı sonucuna varıldığından, Bölge İdare Mahkemesi kararının maddi tazminat yönünden yukarıda belirtilen hususların dikkate alınması suretiyle yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, eksik incelemeye dayalı temyize konu kararın, İdare Mahkemesi kararının maddi tazminata ilişkin kısmına karşı taraflarca yapılan istinaf başvurularının reddine ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2. Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin Zonguldak İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurularının reddi yolundaki temyize konu Ankara Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:.... sayılı kararının, maddi tazminat istemi yönünden yapılan istinaf başvurularının reddine ilişkin kısmının BOZULMASINA, manevi tazminat istemleri yönünden yapılan istinaf başvurularının reddine ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın .. Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 09/03/2022 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Kasten adam öldürme suçundan ... Sulh Ceza Mahkemesinin ... tarih ve ... sorgu, 2014/... soruşturma sayılı tutuklama müzekkeresiyle tutuklanarak aynı tarihte Ceza İnfaz Kurumuna getirilen ...'un 29/06/2014 tarihi gecesi demir parmaklı tuvalet penceresine bağladığı ip ile kendini asarak intihar etmesi olayında, davalı idarenin gözetim, bakım ve denetim yükümlülüğünü yerine getirmediği ileri sürülmüş ise de; Ceza İnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek Eşya ve Maddeler Hakkında Yönetmeliğe göre kantinden temin edilmek koşuluyla bulundurulabilecek eşyalardan olan ip ile ani bir şekilde gelişen intihar eyleminde idarenin yürüttüğü gözetim ve denetim hizmetinin kusurlu olduğundan bahsedilemeyeceği açıktır.
Öte yandan, Mahkeme kararında, ...'un psikolojik sorunları olduğu, dolayısıyla bahçedeki çamaşır ipini sökmesinin şüphelenilmesi gereken bir durum olduğu gerekçesine yer verilmiş ise de; müteveffanın genel adli muayene raporunda acil kaydı düşülmeksizin yalnızca anksiyete bozukluğundan psikiyatri konsültasyonun uygun olduğunun belirtildiği, intihara meyilli görülmediği, ayrıca ceza infaz koruma memurları ifadelerinden tutuklu ve mahkumların çamaşır iplerini avluda top oynamak ve bina içinde çamaşır asmak amaçlarıyla sıklıkla söktüklerinden olağan dışı ve kuşku uyandıracak bir durum olarak kabulüne olanak bulunmadığı, dolayısıyla şahsın kuruma getirildiği tarihten olayın gerçekleştiği tarihe kadar geçen iki günlük süre zarfında kurum görevlilerince gerekli özenin gösterildiği dikkate alındığında, olayda idarenin hizmet kusuru olmadığı, bu itibarla aksi yöndeki mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle, davacıların temyiz istemlerinin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının davacıların istinaf istemlerinin reddine ilişkin kısmının onanmasına, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının davalı idarenin istinaf isteminin reddine yönelik kısmının bozulmasına karar verilmesi gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.