9. Hukuk Dairesi 2022/2900 E. , 2022/2953 K.
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Yerel mahkeme kararının davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 06.10.2020 gün, 2017/16380 esas ve 2020/10602 sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, davalı işverenin davacının borçlarına karşılık, davacının borçlu olduğu icra dosyalarına ödeme yaptığı iddiasına; davacıdan henüz doğmamış ücret alacaklarının ve hak ettiği ücret alacaklarının da 1/4 'ünü aşan tutarı için davacının borçlu olduğu icra dosyalarına ödenmesine izin/onay verdiğine dair belge sunulmaması, davacının da hem bozma öncesi hemde bozma kararı sonrasında: '... Davalı tarafça davacının borçlarına karşılık her hangi bir yere ödeme yapılmadığı...' iddiasında bulunması ve ayrıca davalı tarafın takas/ mahsup ileri sürülmesini kabul etmemesi nedenleriyle bu yargılama içerisinde dikkate alınmadığı, davalı işverenin sadece para makbuzu ile ödediğini ispat ettiği kısım dikkate alınarak, davacının ücret ve asgari geçim indirimi alacakları hesaplanmış olan seçeneğe göre dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli 12/08/2021 havale tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamalar doğrultusunda davacının ücret talebinin kabulüne karar verildiği gerekçesi ile bozmaya karşı direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davalı vekilince temyiz edilmiş olup, Dairemizin 6763 sayılı Kanun'un 45. maddesi ile eklenen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici dördüncü maddesi uyarınca öncelikle inceleme yetkisi olduğu anlaşılmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
YARGITAY İLAMI
Dairemizin “Somut uyuşmazlıkta; davacı dava dilekçesinde 2014 yılı Kasım, Aralık ve 2015 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek toplam 7.065,00 TL. ücret alacağı olduğunu iddia etmiş, davalı işveren ise davacının müflis bir kişi olduğunu, maaşına devamlı haciz geldiğinden Şirketlerinin muhasebecisi A.K. tarafından avukatlara bizzat ödeme yapılıp karşılığında ödeme makbuzları alındığını açıklayarak alacağının bulunmadığını savunmuştur. Davalı yargılama safhasında da defaatle şifahî olarak bu savunmasını öne sürmüştür. Davacı ise icra takibi nedeniyle yapılan ödeme savunmasını inkâr etmemiş, sadece davalının ücretlerini ödediğine ilişkin bir belge sunmadığı yönündeki bir iddiayla yetinilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, davacıya para makbuzu ile yapılan toplam 5.480,00 TL’lik ödeme ile davacı adına avukata yapıldığı iddia edilen toplam 16.545,89 TL’lik ödeme olduğu tespiti yapılarak, sadece para makbuzu ile ödendiği ispat edilen kısmın kabulü halinde bakiye ücret alacağının olabileceği, davalının avukata yapılan ödemelerin kabulü halinde ise bu alacağın olamayacağı değerlendirilmiştir.
Bu iddia, savunma ve bilirkişi raporundaki tespite rağmen Mahkemenin aynen “Davalı işveren tarafından dosyaya sunulan bir kısım para makbuzları ücret alacağından mahsup edilmek ile davacının borçlu olduğu icra dosyalarına yapılan ödemeler ücret alacağından mahsup edilmemiştir.” denilerek davalının icra takibinden kaynaklı ödemeye yönelik itirazına değer verilmemesi dosya içeriğine göre yerinde olmadığı gibi varılan bu sonucun gerekçeden yoksun olması nedeniyle de yerinde değildir.” gerekçesi ile verdiği bozma kararı sonrası Mahkemece “Davalı taraf ise; davacının çok fazla borcu olduğunu ve karşılığında davacının borçlarını kapattıklarını beyan ederek bu iddiasına ilişkin dosyaya davacıya para makbuzu karşılığı ödenen ücretler ile borçları karşılığı ödendiği söylenen miktarlara ilişkin 05/05/2015 tarihli belgeyi sunmuştur. 05/05/2015 tarihli belge içeriğinde, 15/01/2015 tarihinde davacının icra dosyalarındaki borcuna karşılık olarak ilgili dosyalarda alacaklı vekili Av. ...'na davalı firmanın muhasebecisi ... tarafından ödeme yapıldığının bildirildiği görülmüştür.
Davacının iş akdinin sonlandığı tarihin 15/04/2015 tarihi olduğu ve davacının 2014 yılı Kasım-Aralık ve 2015 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan ayı ücretlerine ilişkin davalı tarafın ödeme yapıldığını iddia ettiği tarihin ise; 15/01/2015 tarihi olduğu göz önünde bulundurulduğunda, davalının davacının 2015 yılı Ocak, Subat, Mart, Nisan ayına ilişkin ücretlerinin davacının daha çalışıp hak kazanmadan ödendiğinin iddia edildiği, görülmüştür. Bu iddianın davacının henüz hak kazanmadan ücretinin ödendiği belirtilen aylara ilişkin davalı işverenin ödeme iddiası yönünden mahiyeti itibarıyla: 'Avans (6098 Sayılı BK md 406/son)' iddiası olduğu değerlendirilmiştir.
İşçinin emeğinin karşılığı olan ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32. maddesinde düzenlenen ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32/4. maddesinde ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. Ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarının ödendiğini ispat yükü davalı işverendedir.
Dosyaya davalı tarafından sunulan makbuzlar ve belgelerde yapılan incelemede: Davacının 23/07/2014 tarihli makbuz ile 1.000,00 TL aldığına ilişkin olmakla imzanın kime ait olduğu anlaşılamamış olup bu makbuzun toplam değerinin 3.000,00 TL olduğu, Ayhan-Öznur-bekçi şeklinde açıklamalı olduğu görülmüştür.
01/06/2014 tarihli makbuz ile Nisan 10 işbaşı açıklaması ile davacıya elden 4.480,00 TL verildiğine ilişkin belge olduğu görülmüştür.
... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2014/4963 esas sayılı dosyasına mahsuben davacı ...'dan 2.867,17 TL alındığına ve davacıya ibra ettiğine ilişkin belge sunulduğu görülmüştür.
... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/6772 esas sayılı dosyası borcuna mahsuben davacı ...'dan 13.678,72 TL alındığını ve dosya borcunun bittiğini ve davacıyı ibra ettiğine ilişkin Av. ... tarafından belge düzenlendiği görülmüştür.
05/05/2015 tarihli belgede ise; 15/01/2015 tarihli ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2014/4963 esas ve ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/6772 esas sayılı dosyaların kapaması için ödenmiş olunan paraların her ne kadar borçlu adına düzenlenmiş ise de; ... isimli şahsın ofise gelmek sureti ile ve kendisi hatırlatmakla dosyaya konu paraların kendisi tarafından teslim edildiğine ilişkin belge istemesi nedeni ile iş bu belgenin düzenlendiğini, söz konusu belgelere konu paraların ... tarafından ödendiğini, iki adet dosya için faiz indirimi konusu da görüşülerek faiz indirimi yapılmak sureti ile iki dosyanın infaz edildiğinin bildirildiği buna göre davalı tarafından Avukat Mustafa Köroğlundan alınarak dosyamıza sunulan 05/05/2015 tarihi itibariyle düzenlenen evrak ile; davacının her iki icra dosyasına (... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2014/4963 Esas ve ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/6772 Esas) ilişkin olarak yapılan ödemelerin davacı tarafından değil de aslında davalı firmanın muhasebecisi olan ... tarafından Av. ... yapıldığına ilişkin üçüncü bir belge düzenlendiği bu belge ile Av. ...'nun davacının borçlu olduğu ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/6772 esas ve ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2014/4963 esas dosyalarındaki ödemelere ilişkin düzenlediği önceki iki belgenin gerçek dışı olduğunu bildirdiği görülmüştür.
Davalı işverenliğin davacının icra borçlarına karşılık uygulaması gereken prosedüre ilişkin mevzuat incelendiğinde; işçinin icra takibine konu olmuş bir borcu varsa maaşının dörtte birine haciz konulacağı ve işverence işçinin maaşının 1/4 ü kesilerek icra dosyasına borcuna karşılık yatırılacağı ( 2004 sayılı İİK m.355 vd.) anlaşılmıştır.
Buna göre davalı işveren tarafından davacının hak ettiği ücretinin 1/4' ünü aşan veya henüz oluşmayan/haketmemiş olduğu ücretlerinin davacının borçlu olduğu icra dosyalarına ödenmesi için yapılan bu ödemelerin işveren tarafından yapıldığına/yapılacağına ilişkin davacı işçiden de rıza/onayına dair belge alınması gerektiği aksi halde yukarıda anılan prosedüre uyulmamış olacağı anlaşılmıştır. İşverenin işçiden icra dosyasına ödeme yapma konusunda rıza / onay alması durumunda davacının ödemenin yapıldığı tarih itibarıyla hak kazandığı ücret ve alacaklarından hesaplanacak kesinti tutarının üzerinde kalan borç ödemeleri yönünden iş verenin işçiye avans verdiği kabul edilebilecektir. Bu durumda dahi davalı işverenin takas yada mahsup iddiasının dikkate alına bilmesi için işçinin kabulü gereklidir( 6098 Sayılı Borçlar Kanunu md 407/2 de: 'İşveren, işçiden olan alacağı ile ücret borcunu işçinin rızası olmadıkça takas edemez. Ancak, işçinin kasten sebebiyet verdiği yargı kararıyla sabit bir zarardan doğan alacaklar, ücretin haczedilebilir kısmı kadar takas edilebilir.', Örnek karar:Yargıtay 9.HD. Tarih 31/08/2018, 2018/3621 ESAS-2018/12259 Karar). İşçinin rıza/ onayına dair bir belgenin olmaması halinde ise; duruma göre vekaletsiz iş görme(TBK m. 526-531)/ sebepsiz zenginleşme(TBK m. 77) vb. durumlar söz konusu olabilecektir ancak somut olayımızda davacı işçiden davalı tarafça alınarak mahkememize sunulan rıza/ onaya dair bir belge bulunmadığı görülmüştür.
Davacının ücret talebi ve davalının ödeme iddiasına ilişkin dosya kapsamı incelenmeye devam edildiğinde; davalı tarafça davacıya gönderilen ihtarname ile davacının 15/04/2015 tarihi itibari ile devamsızlık yaptığı, haklı sebebini bildirmesi aksi halde iş akdinin feshedileceğinin ihtarnamede belirtildiği görülmüştür. İhtarnamenin davacıya 21/04/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davacının alacaklarına ilişkin olarak 20/04/2015 tarihinde işçi alacağı davası açtığı, bu davaya ilişkin görülen 26/06/2015 tarihli 1. celsede davalı tarafın davaya cevap dilekçesini ve delillerini tekrar ettiğini bildirdiğinin belirtildiği, davacı tarafça yargılamanın ilk celsesinde olduğu gibi altıncı celsesinde de davalı tarafın beyan ve itirazlarının kabul etmediği'nin ifade edildiği görülmüştür. Yine bunun yanında devam olunan yargılamada davacı tarafça sunulan 14/03/2016 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz ve ıslah dilekçesinde de: 'Davalı tarafça davacının borçlarına karşılık her hangi bir yere ödeme yapılmadığının açıkça ifade edildiği' anlaşılmıştır. Böylece Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 06/10/2020 tarih, 2017/16380 esas ve 2020/10602 karar sayılı ilamı'nda belirtilenin aksine davalı tarafça: 'Davacının borçlarına karşılık icra dosyalarına ödeme yapıldığı' iddiasına bozma kararı öncesinde de davacı tarafça kesin olarak karşı çıkıldığı değerlendirilmiştir.
Davalı İşverenin davacının borçlarına karşılık, davacının borçlu olduğu icra dosyalarına ödeme yaptığı iddiasına; davacıdan henüz doğmamış ücret alacaklarının ve hak ettiği ücret alacaklarının da 1/4 'ünü aşan tutarı için davacının borçlu olduğu icra dosyalarına ödenmesine izin/onay verdiğine dair belge sunulmaması, davacının da hem bozma öncesi hemde bozma kararı sonrasında :'... Davalı tarafça davacının borçlarına karşılık her hangi bir yere ödeme yapılmadığı...' iddiasında bulunması ve ayrıca davalı tarafın takas/ mahsup ileri sürülmesini kabul etmemesi nedenleriyle bu yargılama içerisinde dikkate alınmamıştır. Davalı işverenin sadece para makbuzu ile ödediğini ispat ettiği kısım dikkate alınarak, davacının ücret ve asgari geçim indirimi alacakları hesaplanmış olan seçeneğe göre, dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli 12/08/2021 havale tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamalar doğrultusunda davacının ücret ve asgari geçim indirimi alacağı taleplerin ayrı ayrı kabulüne karar verilmiştir.
Gerekçeleri itibarı ile olaya uygun ve denetime açık olduğu için 08/03/2016 tarihli bilirkişi tarafından hazırlanan rapor hükme esas alınmıştır. Dava dilekçesi incelendiğinde davanın fazlaya dair hakların saklı tutulmak suretiyle açıldığı buna göre davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 109. maddesine göre kısmi dava olduğu anlaşılmakla, dava ve ıslah tarihi dikkate alınarak faiz hesabı yapılmıştır.
Dosyadaki mevcut tüm bilgi ve belgelerden, ve tüm dosya kapsamından oluşan delillerin bir bütün halinde ele alınıp değerlendirilmesi ile yargılama sonucunda oluşan vicdani kanaate göre ve yukarıda yapılan açıklamalar gereğince; davanın kabulü ile Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 06/10/2020 tarih, 2017/16380 esas ve 2020/10602 karar sayılı ilamı'nda belirtilen: '...Davalının icra takibinden kaynaklı ödemeye yönelik itirazına değer verilmemesi dosya içeriğine göre yerinde olmadığı ...' tespitine karşı direnmek gerektiği” şeklinde yeni bir gerekçe ile karar verildiği, yeni hüküm olup olmadığının değerlendirilmesi ile temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 4. maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları uyarınca yetkili ve görevli YARGITAY HUKUK GENEL KURULU’NA GÖNDERİLMESİNE, 09/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.