T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas - Karar No: ... Esas - ...
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ:
KARARIN MAHİYETİ : KISMEN KABUL
Mahkememizde görülmekte bulunan ' Tazminat ' davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde;' 02.08.2017 günü saat 09:40 sıralarında dava dışı sigortalı araç sürücüsü ...'un, idaresindeki ... plaka sayılı otomobil ile ... Kavşağı istikametinden ... Caddesini takiben seyredip ... Sokak Kavşağı girişine yaklaştığında ve seyrettiği yolun orta kısmından sağına doğru manevra yaptığı sırada, aracının sağ yan ön çamurluk kısmına, sağından ve gerisinden aynı istikamette yolun sağ kısmından doğru seyreden ve fren tertibatına başvurarak direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücü ...'ın, yönetimindeki ... plaka sayılı motorsiklet ile çarpması, akabinde yolun sağına savrularak yoldan çıkıp ileriye doğru savrulması ve Konevi Lisesi bahçe beton duvarına çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında, müvekkillerin küçük oğlu ...'ın vefatına neden olmuştur. Taksirle ölüme neden olma suçu nedeni ile Konya . Asliye Ceza Mahkemesi'nin ... Esas ve ... Karar sayılı dosyasında açılan kamu davası, sanık sürücü ...'un asli kusurlu, müteveffa sürücü ...'ın ise tali kusurlu olduğunu tespit eden Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenmiş 17.07.2019 tarihli rapor hükme esas alınarak mahkümiyet ile sonuçlanmış ve verilen karar, istinaf yolundan geçerek kesinleşmiştir. Kazaya karışan ve ... adına kayıtlı olan ... plaka sayılı otomobil, kaza tarihini kapsar 21.02.2017-21.02.2018 vade tarihli ve ... -... -... nolu Kasko Sigorta Poliçesi içerisinde düzenlenmiş 125.000,00t manevi tazminat teminat limitli İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalandığından, sigortacı sıfatı ile davalının sorumluluğuna gidilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 23.06.2004 tarihli ... Esas ve ... Karar sayılı ilamında belirlenen tespitlere göre; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 56. maddesinin 2. Fıkrasında düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak takdirde etkili olabileceği Yargıtay'ın 22.6.1966 tarih ve ... Esas ... Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında açıkça vurgulanmıştır. Söz konusu kararın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden Hâkim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Yine TBK'nın 56/2 maddesi hükmüne göre hâkimin, özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahiplerine verilmesine karar vereceği bir para tutarı Adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmaktadır. Aynı zamanda ruhi ıstırabını dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktarı, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Davaya konu olayda müvekkillerden ... , müteveffa ...'ın babası, ... ise annesi konumundaki kişilerdir. Müteveffa ...'ın, kaza sonucu hayatını kaybetmesinin onun anne ve babasında manevi yıkım oluşturması olağandır. Gelişmiş ülkelerde artık eski kalıplarından çıkarılan manevi tazminatta, caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir. Gelişen hukukta bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylemlerde veya taksirli davranışlarda tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğini ortaya koymakta, kişi hayatının her şeyin üstünde ve önünde geldiğini önemle vurgulamaktadır. Bu ilkeler gözetildiğinde; Aslolan insan hayatıdır ve bu hayatın yitirilmesinin, ölenin yakınlarında açtığı derin ızdırabı hiçbir değerin telafi etmesi de imkân dâhilinde değildir. Burada amaçlanan sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek; öte yandan da zarar veren veya zarardan sorumlu olan yanı dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla caydırıcı olabilmektir. Mahkemece, ülkenin ekonomik koşulları, paranın alım gücü, tarafların sosyo-ekonomik durumları, haksız eylemin niteliği ve atfedilen kusur oranı, müvekkillerde oluşan elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alınarak müvekkiller lehine makul miktarlarda istenen manevi tazminatlara hükmedilmesinde hukuki ve fiili zaruret vardır. Zira müvekkiller, 16 yaşındaki küçük oğullarını, davaya konu trafik kazası nedeni ile kaybetmişlerdir. Sorumluluğun kapsam ve sınırını düzenleyen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun ihtiyari mali sorumluluk sigortasına uygulanacak hükümler başlıklı 100. maddesinde yazılı; “Bu Kanunun sorumluluğun kaldırılması veya tazminatın azaltılmasına ilişkin 95 inci maddesi, doğrudan doğruya talep ve dava hakkına ilişkin 97 nci maddesi ve zamanaşımına ilişkin 109 uncu maddesi ihtiyari mali sorumluluk sigortasında da uygulanır.” dendiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 97. maddesinde yazılı; “*Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.' hükmü gereğince Kasko Sigorta Poliçesi içerisinde düzenlenmiş İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası'ndan doğan sorumluluk nedeni ile dava yoluna gitmeden önce 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 97, 99 ve 100. maddeleri gereğince 12.02.2021 tarihinde davalı ... şirketine yazılı başvuru yapılmış, ancak kasko poliçesi iptal olduğu için hasar dosyası açılamadığına dair tarafımıza 22.02.2021 tarihli yazı gönderilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5/A maddesi gereğince Arabulucu'ya başvurulmuş, ancak taraflar arasında anlaşmaya varılamamıştır. ' şeklinde dava açmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; poliçe ve teminat limitlerinin belirlenmesi gerektiğini, manevi tazminat takdiri yapılırken Yargıtay uygulamalarının esas alınması gerektiğini, kusur durumunun tespitinin gerektiği, tazminat hesaplaması aktüer sıfatına sahip bilirkişiler tarafından ZMMS genel şartları çerçevesinde yapılması gerektiğini, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacılarca talep edilen faizin hatalı talep edildiğini, davacıların ceza yargılaması sırasında şikayetlerinden vazgeçmeleri ya da uzlaşma bildirimlerinin şikayetçi tarafından dosyaya sunulması gerektiğini, ayrıca davacı yanın yargılama gideri ile vekalet ücreti taleplerinin de hatalı olduğu, davanın reddini talep ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın kusur tespiti için Ankara ATK'ya gönderildiği, tanzim edilen raporda özetle; sürücü ...'un %80 oranında, müteveffa sürücü ...'ın ise %20 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili davalı aleyhine Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davası açmış, davalı yan yasal süresi içerisinde davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan ATK raporunda sürücü ...'un %80 oranında, müteveffa sürücü ...'ın ise %20 oranında kusurlu olduğu bildirilmekte olup aynı zamanda davacı tarafların SED araştırmaları kolluk marifetiyle yapılmış dosya arasına alınmıştır.
Manevi tazminat bakımından; davacılar ... ve ...'ın müşterek çocukları ...'ın meydana gelen kaza nedeniyle yaşamını yitirdiği, bu nedenle zor günler geçirdiklerini ve evlatlarını kaybetmenin derin acısı ile birlikte manevi zarara uğradıklarını, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, haksız eylemin ağırlığı, kusur durumu ve diğer hususlar dikkate alınarak aynı zamanda'hükmedilcek bu para, zarara uğrayandan manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır, bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amcına göre belirlenmelidir, takdir edilecek miktarı mevcut halde elde edilecek tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır' (Yüksek Yargıtay . HD'nin 06/06/1999 Tarih, .../... ; . HD'nin 18/06/1998 tarih, ... /... ), 'hükmedilcek bu para, zarara uğrayandan manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır, bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amcına göre belirlenmelidir, takdir edilecek miktarı mevcut halde elde edilecek tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır' (Yüksek Yargıtay . HD'nin 06/06/1999 Tarih, ... /... ; . HD'nin 18/06/1998 tarih, ... /... ), Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebi ile duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde bulundurularak hak ve nesafet çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır, zira TMK'nın 4. Maddesinde kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre takdir edeceği öngörülmüştür.( Yüksek Yargıtay . HD'nin 23/02/2015 Tarih ... Esas ... Karar) anılan emsal kararların da dikkate alınması ve Yüksek Yargıtay . HD'nin 23/02/2015 Tarih ... Esas ... Karar yine HGK'nın 23/06/2004 tarihli, ... -... sayılı kararında '22.06.1966 günlü ve ... sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu (birlikte kusur dahil), olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır' şeklinde hüküm geçtiği, anılan emsal kararlar, SED araştırmaları ve ATK raporu birlikte değerlendirildiğinde, kaza tarihi ile karar tarihi arasında geçen süre de dikkate alınarak temerrüt tarihi arabuluculuk son tutanak tanzim tarihi kabul edilerek (Yargıtay . HD'nin 13/09/2021 tarih, ... Esas, ... Esas, Diyarbakır BAM HD'nin ... Esas, ... Karar sayılı ilamları) davacıların davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; davacı ...'ın, davalı ...aleyhine açtığı manevi tazminat davası nedeniyle 50.000,00 TL'nin 29/03/2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile (sigorta şirketinin poliçe limitleri ile sınırlı olması kaydıyla) davacıya verilmesine, davacı ...'ın, davalı ...aleyhine açtığı manevi tazminat davası nedeniyle 50.000,00 TL'nin 29/03/2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile (sigorta şirketinin poliçe limitleri ile sınırlı olması kaydıyla) davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş olup mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
Davacıların davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1-Davacı ...'ın, davalı ...aleyhine açtığı manevi tazminat davası nedeniyle 50.000,00 TL'nin 29/03/2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile (sigorta şirketinin poliçe limitleri ile sınırlı olması kaydıyla) davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacı ...'ın, davalı ...aleyhine açtığı manevi tazminat davası nedeniyle 50.000,00 TL'nin 29/03/2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile (sigorta şirketinin poliçe limitleri ile sınırlı olması kaydıyla) davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 6.831,00 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 426,94 TL'nin mahsubu ile geriye kalan 4.606,06 TL'nin davalıdan tahsili ile hazineye irad KAYDINA,
4- Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 494,74 TL ilk yargılama harcı, 59,30 TL peşin harç (26/11/2021 tarihli) olmak üzere toplam; 554,04 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5- Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 810,10 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan 648,08 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, geri kalan yargılama giderinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
6- Davacı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’ye göre hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7- Davacı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’ye göre hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8- Davalı ...kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT’ye göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı ...'tan alınarak davalı ...ye VERİLMESİNE,
9- Davalı ...kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT’ye göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı ...'tan alınarak davalı ...ye VERİLMESİNE,
10-Davacı tarafından dava başında depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
11-6102 sayılı TTK'nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince kabul ret oranına göre hesaplanan 1.056,00 TL nin davalıdan, geri kalan kısmının ise davacıdan alınarak Hazine'ye gelir KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı yanın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi'ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi'ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/03/2022
Katip ... Hakim ...
* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.