2. Ceza Dairesi 2018/2555 E. , 2018/5869 K.
A) KARAR UYUŞMAZLIĞININ GİDERİLMESİ KONUSUNDAKİ BAŞVURU
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu 02.02.2018 tarih, 2018/20 E., 2018/20 K. sayılı kararı ile Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin 21.11.2017 gün ve 2017/2753 E., 2017/2846 K. sayılı ilamı ile İstanbul Bölge Adliye mahkemesi 8. Ceza Dairesinin 21.12.2017 gün ve 2017/2944 E. 2017/2943 K. sayılı ilamı arasında 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinin 143. madde ile birlikte uygulanması durumunda uzlaştırmaya tabi olup olmadığı konusundaki uyuşmazlıkların 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un, “Başkanlar Kurulunun Görevleri” başlıklı 35. maddesi gereğince giderilmesini istemiştir.
B) KARAR UYUŞMAZLIĞI HAKKINDA YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NIN GÖRÜŞ VE TALEBİ
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi; İslahiye 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.07.2017 gün ve 2014/68 E., 2014/314 K. sayılı uzlaşma sebebiyle düşme kararı verilmesine ilişkin hükmüne yönelik Cumhuriyet savcısının istinaf başvurusu üzerine yaptığı inceleme sonucunda, istinaf başvurusunu kabul etmiş, sanığın üzerine atılı hırsızlık suçunda uzlaşmanın gerçekleşmesi sebebiyle verilen düşme kararına ilişkin hükmün, “...eylemin 141. maddenin yanı sıra aynı Yasa’nın 143. maddesine de uyduğu ve eylemin bu haliyle uzlaşma kapsamında olmadığı dikkate alınarak sanık hakkında uzlaşma hükümleri uygulanarak düşme kararı verilmesi, gerekçesiyle hükmün bozulmasına” hükmetmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi ise; Gaziosmanpaşa 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.09.2017 gün ve 2015/1734 E. 2017/490 K. sayılı mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın 26.10.2017 günlü istinaf istemi üzerine yaptığı inceleme sonucunda, istinaf başvurusunu kabul etmiş, sanığın mahkûmiyetine ilişkin hükmü, savunma hakkının kısıtlanması ve etkin pişmanlık hükümleri yönünden bozarken kabule göre kısmında; “…141. maddenin uygulandığı hırsızlık suçlarında 143. maddesinin uygulanmasının bu suçu nitelikli hale dönüştürmeyeceği gibi uzlaşma kapsamından çıkacağına ilişkin herhangi bir yasal bir düzenlemeye de yer verilmemesi karşısında, uzlaşmanın önceliği de göz önünde bulundurularak uzlaşma hükümlerinin uygulanacağının gözetilmemesi gerekçesiyle hükmün bozulmasına” hükmetmiştir. Görüldüğü üzere; Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesinin 8. Ceza Dairesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi arasında “hırsızlık suçunun basit ve temel halini öngören 141. maddesinin uygulanması sırasında suçun geceleyin işlenmesi halini düzenleyen 143. maddenin uygulanması durumunda uzlaşmaya tabi olup olmadığı” hususunda uyuşmazlık mevcuttur.
İhtilafa konu yasal mevzuata ve temyiz incelemesi yapmakla görevli Yüksek Yargıtay Dairelerinin uygulamalarına bakıldığında; 02/12/2016 tarih, 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 24. maddesi ile değişik CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrası b bendine eklenen alt bentde sayılarak 141. maddenin uzlaşma kapsamına alındığı, ancak suçun geceleyin işlenmesi halini düzenleyen 143. maddenin uygulanacak olması durumunda uzlaşmaya yine de tabi olup olmayacağı hususunda bir açık hüküm bulunmadığı, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.12.2012 tarih, 2012/1247 E., 2012/1842 K. sayılı içtihadında, suçun geceleyin işlenmesi durumunda suçun daha ağır ceza verilmesini gerektiren nitelikli hali olarak sayılması da göz önünde bulundurularak Yüksek Dairelerin istikrarlı bir şekilde 143. maddenin uygulanmasının zorunlu olduğu eylemlerde uzlaşmanın mümkün olmadığı şeklindeki istikrarlı görüşü kabul görmüş ve uygulama bu şekilde yerleşmiş bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, “141. maddenin yanında 143. madde hükmünün de uygulanması gerektiği hallerde dahi uzlaşmanın mümkün olduğuna” ilişkin kararı usul ve yasalara aykırıdır şeklinde görüş beyan edilmiş olup, neticeten 696 sayılı KHK m. 92/2 maddesi ile değişik 5235 sayılı Kanun’un 35/1 madde ve fıkrası uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin 21.12.2017 gün, 2017/2944 E., 2017/2943 K. sayılı kararının usul ve yasalara aykırı olduğunun tespiti ile uyuşmazlığın giderilmesi talep edilmiştir.
C) KARAR UYUŞMAZLIĞININ GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin 21.11.2017 gün ve 2017/2753 E., 2017/2846 K. sayılı ilamı ile İstanbul Bölge Adliye mahkemesi 8. Ceza Dairesinin 21.12.2017 gün ve 2017/2944 E. 2017/2943 K. sayılı kararları.
D) KARAR UYUŞMAZLIĞININ GİDERİLMESİNE KONU BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ CEZA DAİRELERİ KARARLARININ ÖZETLERİ
1- 5237 sayılı TCK’nın 141/1 maddesinin 143. madde ile birlikte uygulanması durumunda uzlaşmaya tabi olmadığı yönündeki karar
İslahiye 2. Asliye Ceza mahkemesinin 28.10.2014 tarih ve 2014/68 E., 2014/314 K. sayılı kararı ile TCK’nın 141/1 ve 143. maddeleri kapsamındaki hırsızlık suçundan sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmiş ve temyiz edilmeden 10.12.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Bilahare infaz için savcılığa gönderilen dosyada uzlaşma kapsamına alınan suçla ilgili değerlendirme yapılarak infazın durdurulup durdurulmayacağı ile ilgili bir karar verilmesi talep edilince mahkemece infazın durdurularak dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve bilirkişinin hazırladığı rapora göre uzlaşmanın sağlandığının anlaşılması üzerine 07.07.2017 tarihli ek kararla CMK’nın 253 ve 223/8. maddeleri gereğince davanın düşürülmesine karar verilmiş, düşme kararına yönelik o yer Cumhuriyet savcısının istinaf yoluna başvurması üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin 21.11.2017 tarih ve 2017/2753 E., 2836 K. sayılı kararı ile; “Müştekinin bulunduğu internet kafeye gelen sanığın saat 19:00-19:30 arası müştekiden telefonunu hırsızladığının kabul edilmesi karşısında, suç tarihinde İslahiye ilçesinde güneşin saat 16:54'te battığı, yaz saati uygulaması ve TCK 6/1-e maddesi hükümleri dikkate alındığında gece vaktinin saat 18:54'de başladığı, iddianamede de olayın gece vakti sayılan zaman diliminde gerçekleştiğinden bahisle sanığın TCK'nın 143. maddesi gereğince cezalandırılmasının talep edildiği, hırsızlık suçunun gece sayılan zaman dilimi içerisinde işlenmesi nedeniyle; Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 2015/11852 esas, 2016/16406 karar sayılı ilamında belirttiği gibi sanığın eyleminin TCK'nın 141. maddesinin yanı sıra aynı Yasa’nın 143 maddesine de uyduğu ve eylemin bu haliyle uzlaşma kapsamında olmadığı dikkate alınarak sanık hakkında uzlaşma hükümleri uygulanarak düşme kararı verilmesi” hususunda hükmün CMK'nın 289/1-g ve 280/1-d maddeleri uyarınca bozulmasına, CMK'nın 284/1. maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verilmiştir.
2- 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinin 143. madde ile birlikte uygulanması durumunda uzlaştırmaya tabi olduğu yönündeki karar
Gaziosmanpaşa 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.09.2017 tarih ve 2015/1734 E., 2017/490 K. sayılı sayılı kararı ile TCK’nın 141/1 ve 143. maddeleri kapsamındaki hırsızlık suçundan sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmiş ve sanığın istinaf başvurusunda bulunması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin 21.12.2017 tarih ve 2017/2944 E., 2017/2943 K. sayılı kararı ile savunma hakkının kısıtlanması ve etkin pişmanlık hükümleri yönünden hükmü bozarken, kabule göre kısmında, “Hırsızlık suçunun temel şeklini düzenleyen TCK 141/1. maddesi, 02.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 24. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında sayılarak uzlaşma kapsamına alındığı, TCK 143 maddesi ise madde gerekçesinde belirtildiği üzere hırsızlık suçlarında gece vakti gerek suçun temel şekli gerekse suçun nitelikli şekillerini kapsayan genel bir artırım sebebi olarak öngörüldüğü, dolayısıyla olayda 143 maddesinin uygulanmasının bu suçu nitelikli hale dönüştürmeyeceği gibi uzlaşma kapsamından çıkacağına ilişkin herhangi bir yasal düzenlemeye de yer verilmemesi karşısında, uzlaşmanın önceliği de göz önünde bulundurularak uzlaşma hükümlerinin uygulanacağının gözetilmemesi” hususunda bozulmasına, kesin olmak üzere karar verilmiştir.
E) KARAR UYUŞMAZLIĞI İLE İLGİLİ KAVRAM, KURUM VE YASAL DÜZENLEMELER
1- 5235 SAYILI ADLÎ YARGI İLK DERECE MAHKEMELERİ İLE BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YETKİLERİ HAKKINDA KANUN’UN İLGİLİ HÜKÜMLERİ
5235 sayılı Kanun'un 20.11.2017 tarih ve 696 sayılı KHK’nın 92 nci maddesi ile değişik, “Başkanlar Kurulunun Yetkileri” başlıklı 35/3. maddesi, re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek” kuralını getirmiştir.
5235 sayılı Kanun'un 20.11.2017 tarih ve 696 sayılı KHK’nın 92 nci maddesi ile değişik “Başkanlar Kurulunun Yetkileri” başlıklı 35/4. maddesi, “Kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek.
(Değişik fıkra: 20/11/2017 – KHK-696/92 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7079/87 md.) (3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.
Başkanlar kurulu eksiksiz toplanır ve çoğunlukla karar verir.
(Ek fıkra: 20/07/2017-7035/12 md.) Gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak bölge adliye mahkemeleri ceza ve hukuk daireleri arasındaki iş bölümü, Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenir.' şeklinde düzenleme içermektedir.
2- 5237 SAYILI TCK’NIN İLGİLİ HÜKÜMLERİ
Hırsızlık
Madde 141- (1) Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) (Mülga: 2/7/2012-6352/105 md.)
Suçun Gece Vakti İşlenmesi
Madde 143- (1) Hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
3- 5271 SAYILI CMK’NIN İLGİLİ HÜKÜMLERİ
Uzlaştırma
Madde 253 – (Değişik: 6/12/2006-5560/24 md.)
(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
2. Taksirle yaralama (madde 89),
3. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Tehdit (madde 106, birinci fıkra),
4. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
5. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Hırsızlık (madde 141),
6. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Dolandırıcılık (madde 157),
7. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
8. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239), suçları.
c) (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar.
(2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.
(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, (…) cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez. (Ek cümle: 26/6/2009 - 5918/8 md.) Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.
(4) Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması hâlinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır.
(5) Uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları anlatılır.
(6) Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır.
(7) Birden fazla kişinin mağduriyetine veya zarar görmesine sebebiyet veren bir suçtan dolayı uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerekir.
(8) Uzlaşma teklifinde bulunulması veya teklifin kabul edilmesi, soruşturma konusu suça ilişkin delillerin toplanmasına ve koruma tedbirlerinin uygulanmasına engel değildir.
(9) (Mülga: 24/11/2016-6763/34 md.)
(10) Bu Kanunda belirlenen hâkimin davaya bakamayacağı haller ile reddi sebepleri, uzlaştırmacı görevlendirilmesi ile ilgili olarak göz önünde bulundurulur.
(11) Görevlendirilen uzlaştırmacıya soruşturma dosyasında yer alan ve Cumhuriyet savcısınca uygun görülen belgelerin birer örneği verilir. Uzlaştırma bürosu uzlaştırmacıya, soruşturmanın gizliliği ilkesine uygun davranmakla yükümlü olduğunu hatırlatır.
(12) Uzlaştırmacı, dosya içindeki belgelerin birer örneği kendisine verildikten itibaren en geç otuz gün içinde uzlaştırma işlemlerini sonuçlandırır. Uzlaştırma bürosu bu süreyi en çok yirmi gün daha uzatabilir.
(13) Uzlaştırma müzakereleri gizli olarak yürütülür. Uzlaştırma müzakerelerine şüpheli, mağdur, suçtan zarar gören, kanunî temsilci, müdafi ve vekil katılabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin kendisi veya kanunî temsilcisi ya da vekilinin müzakerelere katılmaktan imtina etmesi halinde, uzlaşmayı kabul etmemiş sayılır.
(14) Uzlaştırmacı, müzakereler sırasında izlenmesi gereken yöntemle ilgili olarak Cumhuriyet savcısıyla görüşebilir; Cumhuriyet savcısı, uzlaştırmacıya talimat verebilir.
(15) Uzlaşma müzakereleri sonunda uzlaştırmacı, bir rapor hazırlayarak kendisine verilen belge örnekleriyle birlikte uzlaştırma bürosuna verir. Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde, tarafların imzalarını da içeren raporda, ne suretle uzlaşıldığı ayrıntılı olarak açıklanır. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/34 md.) Uzlaştırma bürosu soruşturma dosyasını, raporu ve varsa yazılı anlaşmayı Cumhuriyet savcısına gönderir.
(16) Uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar Cumhuriyet savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilirler.
(17) Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder.
(18) Uzlaştırmanın sonuçsuz kalması halinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemez.
(19) Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.
(20) Uzlaştırma müzakereleri sırasında yapılan açıklamalar, herhangi bir soruşturma ve kovuşturmada ya da davada delil olarak kullanılamaz.
(21) Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenden birine ilk uzlaşma teklifinde bulunulduğu tarihten itibaren, uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kaldığı ve en geç, uzlaştırmacının raporunu düzenleyerek uzlaştırma bürosuna verdiği tarihe kadar dava zamanaşımı ile kovuşturma koşulu olan dava süresi işlemez.
(22) (Değişik birinci cümle: 24/11/2016-6763/34 md.) Uzlaştırmacıya Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen tarifeye göre ücret ödenir. Uzlaştırmacı ücreti ve diğer uzlaştırma giderleri, yargılama giderlerinden sayılır. Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde bu giderler Devlet Hazinesi tarafından karşılanır.
(23) Uzlaşma sonucunda verilecek kararlarla ilgili olarak bu Kanunda öngörülen kanun yollarına başvurulabilir.
(24) (Değişik: 24/11/2016-6763/34 md.) Her Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde uzlaştırma bürosu kurulur ve yeteri kadar Cumhuriyet savcısı ile personel görevlendirilir. Uzlaştırmacılar, avukatların veya hukuk öğrenimi görmüş kişilerin yer aldığı, Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen uzlaştırmacı listelerinden görevlendirilir. Uzlaştırmacı, hazırladığı raporu, tutanakları ve varsa yazılı anlaşmayı büroya gönderir. Uzlaştırma süreci sonunda soruşturma dosyaları, uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet savcıları tarafından sonuçlandırılır.
(25) (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Uzlaştırmacıların nitelikleri, eğitimi, sınavı, görev ve sorumlulukları, denetimi, eğitim verecek kişi, kurum ve kuruluşların nitelikleri ve denetimleri ile uzlaştırmacı sicili, uzlaştırmacılar ve eğitim kurumlarının listelerinin düzenlenmesi, Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde kurulan uzlaştırma bürolarının çalışma usul ve esasları, uzlaştırma teklifi ile müzakere usulü, uzlaştırma anlaşması ve raporda yer alacak konular ile uygulamaya dair diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar, Adalet Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
F) GEREKÇE
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.12.2012 tarihli ve 2012/6-1247 E., 2012/1842 K. sayılı ilâmında belirtildiği üzere, 765 sayılı Kanun’un sisteminde, suçun temel şekline göre cezanın arttırılmasını veya azaltılmasını gerektiren hususlara 'ağırlaştırıcı sebepler' ve 'hafifletici sebepler' denilmekte iken 5237 sayılı Kanun’da, suçun temel şekline göre cezanın artırılmasını veya azaltılmasını gerektiren nedenler “nitelikli hal” olarak düzenlenmiştir. Bunun sonucu olarak da nitelikli haller yalnızca daha ağır cezayı veya cezada artırımı gerektirmemekte, kanunda daha az cezayı gerektiren nitelikli haller de yer almaktadır……Nitekim bir şuça ilişkin olarak hem daha ağır, hem de daha az ceza verilmesini gerektiren hallerin gerçekleştiği ahvalde TCK'nın 61/4 maddesinde; 'Bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hâllerin gerçekleşmesi durumunda; temel cezada önce artırma sonra indirme yapılır' denilmek suretiyle, daha az cezayı gerektiren hallerin de nitelikli hal olarak kabul edildiği açıkça vurgulanmıştır. Bu kapsamda, TCK'nın 146. maddesinde, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi, 150. maddesinde, yağma suçlarının bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi, daha az cezayı gerektiren nitelikli haller olarak düzenlenmiştir….. 5237 sayılı TCK’nın bazı maddelerinde suçun nitelikli hali için bağımsız yaptırım öngörülmüş iken (örneğin; 94/2-3, 102/2, 103/2, 106/2, 109/2, 149/1. maddeleri), bazı maddelerinde suçun temel şekli için belirlenen cezanın belli oranlarda artırılması yöntemi tercih edilmiş (örneğin; 86/3, 102/3, 103/3-4, 109/3. maddeleri), bazı maddelerinde ise suçun nitelikli halleri için hem bağımsız bir ceza öngörülmüş (örneğin; 102/2, 103/2, 109/2. maddeleri), hem de aynı maddenin müteakip fıkralarında yer alan nitelikli haller için cezanın belirli bir oranda artırılması esası kabul edilmiştir. (örneğin; 102/3, 103/3-4, 109/3. maddeleri). Kanunda, suçun nitelikli halleri için bazı maddelerde bağımsız bir ceza öngörülmesi, bazı maddelerde ise cezanın belirli bir oranda artırılması esasının kabulü, uygulamada bir takım zorluklara neden olsa da, bu tercih bütünüyle kanun koyucunun takdiridir. Bununla birlikte bu takdir, kanunda cezanın belirli bir oranda artırılmasının öngörüldüğü hallerin nitelikli hal olmayıp ağırlaştırıcı neden olduğu anlamına da gelmemektedir. Kanun koyucunun bu tercihi, benzer konularda farklı bir uygulamaya ve bu bağlamda adaletsiz sonuçların doğmasına yol açmamalıdır….. Bu nedenle, nitelikli haller açısından kanun koyucunun tercih ettiği yaptırım sistemi dikkate alınmaksızın, ister bağımsız bir yaptırım öngörülmüş olsun, isterse belirli bir oran dahilinde artırım yöntemi tercih edilmiş olsun, zamanaşımı süreleri daha ağır cezayı gerektiren tüm nitelikli haller dikkate alınarak belirlenmelidir…
Bu açıklamalar ışığında, 02.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK'nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakta ise de; hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde eylemin nitelikli hırsızlık suçuna dönüşeceği ve eylemi uzlaşma kapsamı dışına çıkaracağı, zira belirli nitelikteki suçların 5271 sayılıCMK'nın 253/1-b maddesinde bentler halinde sınırlayıcı sayma yöntemi ile sayıldığı ve istisnai olarak düzenlendiği, istisnai olarak düzenlenen hükümlerin dar yorumlanması gerektiğinin yorumun temel kurallarından biri olduğu, yorum yaparken yasa koyucunun kullanmış olduğu her sözcük ve yapmış olduğu düzenlemenin özel bir anlam ve amacı olduğu ve hükmün buna göre yorumlanması gerektiği, nitekim bu konuda hırsızlık suçuna ilişkin temyiz incelemesi yapmakla görevli Yargıtayın ilgili ceza dairelerinin istikrarlı uygulamasının da (Dairemizin 24.05.2017 tarih ve 2017/2984 E.,2017/5999 K. sayılı, 13. Ceza Dairesinin 14.09.2017 tarih ve 2017/3122 E., 2017/8847 K. sayılı, 17. Ceza dairesinin 16.10.2017 tarih ve 2017/3182 E. 2017/11762 K. sayılı kararlarında görüldüğü üzere) yerleşmiş bulunduğu, dolayısıyla TCK'nın 141/1. maddesinde yazılı suçun gece vakti işlenmesi halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanmaması gerektiği kanaatine varılmaktadır.
G) SONUÇ
02.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, TCK'nın 141/1. maddesinde düzenlenen suçun uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakta ise de; hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde eylemin nitelikli hırsızlık suçuna dönüşeceği ve eylemi uzlaşma kapsamı dışına çıkaracağına, 09.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.