1. Ceza Dairesi 2020/735 E. , 2020/2755 K.
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, kasten yaralama
HÜKÜM : ...4. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/05/2018 gün, 2017/273 esas, 2018/202 karar sayılı ilamı ile;
1- Sanık ... hakkında;
...'ı öldürmekten TCK'nin 81, 53, 58. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezasına yönelik istinaf isteminin Esastan Reddi,
2- Sanık ... hakkında;
a) ...'ı öldürmekten TCK'nin 81, 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezasına yönelik istinaf isteminin Esastan Reddi,
b) ...'ı kasten yaralamaktan TCK'nin 86/2, 86/3-e, 29, 53. maddeleri uyarınca 6 ay hapis cezasına yönelik istinaf isteminin Esastan Reddi,
c) ...'u kasten yaralamaktan TCK'nin 86/1, 86/3-e, 53. maddeleri uyarınca 4 yıl hapis cezasına yönelik istinaf isteminin kabulüyle buna ilişkin hükmün kaldırılarak; TCK'nin 86/1, 86/3-e, 53. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis cezası,
ç) ...'yı kasten öldürmeye teşebbüsten TCK'nin 81, 35/2, 53. maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezasına yönelik istinaf isteminin kabulüyle buna ilişkin hükmün kaldırılarak; TCK'nin 81, 35/2, 53. maddeleri uyarınca 13 yıl hapis cezası.
3- Suça Sürüklenen Çocuk ... hakkında;
a) ...'ı kasten yaralamaktan TCK'nin 86/2, 86/3-e, 29, 31/3. maddeleri uyarınca 4 ay hapis cezasına yönelik istinaf isteminin kabulüyle, buna ilişkin hükmün kaldırılarak; TCK'nin 86/2, 86/3-e, 29, 31/3. maddeleri uyarınca 2400.- TL adli para cezası,
b) ...'yu öldürmeye teşebbüsten TCK'nin 81, 35/2, 31/3. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezasına yönelik istinaf isteminin kabulüyle buna ilişkin hükmün kaldırılarak; kasten yaralama suçundan 5237 sayılı TCK'nin 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 31/3. maddeleri uyarınca 5 yıl 12 ay hapis cezası.
TEMYİZ EDENLER : BAM Cumhuriyet savcısı, sanıklar ... ve ... müdafileri, suça sürüklenen çocuk ... müdafii, katılan ... vekili.
TÜRK MİLLETİ ADINA
696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 100. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 299. maddesi uyarınca sanık ... müdafinin duruşmalı inceleme talebinin takdiren REDDİNE karar verilmiştir.
Sanık ... hakkında; maktul ...’a karşı kasten öldürme, sanık ... hakkında; maktule karşı kasten öldürme, mağdurlar ... ve Fahri’ye karşı kasten yaralama, mağdur ...’a karşı kasten öldürmeye teşebbüs, suça sürüklenen çocuk ... hakkında; mağdur ...’e karşı kasten yaralama, mağdur ...’e karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından verilen mahkumiyet, maktule karşı kasten öldürme suçu nedeniyle verilen beraat hükümlerinin, sanıklar Taylan ve İsmet müdafileri, suça sürüklenen çocuk ... müdafii, katılan ... vekili ve katılan ... vekili tarafından istinaf edildiği, istinaf başvurusu üzerine... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi vermiş olduğu 26.03.2019 tarih ve 2018/2649 esas, 2019/1089 karar sayılı kararıyla duruşma açarak sanık ... hakkında maktul ...’a karşı kasten öldürme, sanık ... hakkında maktule karşı kasten öldürme, mağdur ...’e karşı kasten yaralama, suça sürüklenen çocuk ... hakkında maktule karşı kasten öldürme suçlarından verilen hükümlere karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine, sanık ... hakkında mağdur ...’ye karşı kasten yaralama, mağdur ...’a karşı kasten öldürmeye teşebbüs, suça sürüklenen çocuk ... hakkında mağdur ...’e karşı kasten yaralama, mağdur ...’e karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından verilen hükümleri kaldırarak karar verdiği, bu karara karşı sanık ... müdafiinin süresinde süre tutum dilekçesi verdiği, ancak gerekçeli kararın kendisine tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde gerekçeli temyiz dilekçesi vermediği, süre tutum dilekçesinde temyiz nedenlerini belirtmediği anlaşıldığından; temyiz nedeni bildirilmediği gerekçesi ile Heyetimizden Sayın ... ve ...’in; nedene bağlı olmaksızın inceleme yapılması gerektiğine yönelik karşı oyları ve oy çokluğu ile, sanık ... müdafiinin temyiz isteminin 5271 sayılı CMK’nin 298. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilerek, hükümler Cumhuriyet savcısı, sanık ... müdafii, suça sürüklenen çocuk ... müdafii ve katılan ... vekilinin temyiz istemleri ile sınırlı olarak incelenmiştir.
Suça sürüklenen çocuk ... hakkında mağdur ...’e karşı basit yaralama suçu nedeniyle verilen hükmün incelenmesinde, yerel mahkemece hükmolunan cezanın miktarı gözetildiğinde istinaf başvurusunun kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5271 sayılı CMK'nin 286/2-a maddesi uyarınca temyizi mümkün olmadığından, suça sürüklenen çocuk ... müdafinin temyiz isteminin 5271 sayılı CMK'nin 298. maddesi gereğince REDDİNE karar verilmiştir.
Sanık ... hakkında; maktul ...’a karşı kasten öldürme, suça sürüklenen çocuk ... hakkında; mağdur ...’e karşı kasten yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin Cumhuriyet savcısı, sanık ... müdafii, suça sürüklenen çocuk ... müdafii ve katılan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan incelemede;... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 26.03.2019 tarih ve 2018/2649 esas, 2019/1089 sayılı kararının Cumhuriyet savcısının ve katılan ... vekilinin suça sürüklenen çocuk ...’nin kastının öldürmeye teşebbüs olduğuna, sanık ... müdafiinin ilk derece mahkemesinin tarafsız olmadığına, adil yargılanma yapılmadığına, fikir ve eylem birliğinin olmadığına, sanığın suç işlemediğine, meşru müdafaa ve haksız tahrik hükümlerinin tartışılmadığına, takdiri indirim hükümlerinin uygulanmadığına, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine, alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verildiğine, artırım ve indirim oranlarının yanlış hesaplandığına yönelik sebeplerle temyiz edildiği görülmekle bu sebeplerle sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesinde, temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
1- Mahkemenin kabul ve takdirine göre, sanık ... hakkında maktul ...’a karşı kasten öldürme suçundan kurulan mahkumiyet hükmü açısından sanık ... müdafiinin temyiz itirazlarının ESASTAN REDDİNE,
2- Suça sürüklenen çocuk ... hakkında mağdur ...’e karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
Oluşa ve dosya kapsamına göre; olay günü sanık ... ile birlikte suça sürüklenen çocuk ...’nin, mağdur ...’in de aralarında bulunduğu bir grupla kavga ettikleri, kavgadan sonra sanık ve suça sürüklenen çocuk ...’nin, sanığın evine giderek bıçak alıp tekrar kavga ettikleri alana geldikleri, burada Emre’nin elindeki bıçakla mağdur ...’in sol göğüs kısmına vurduğu ve mağdurun hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı olayda;
Suça sürüklenen çocuğun, mağdur ...’e yönelik eyleminde suçta kullandığı elverişli araç, hedef aldığı vücut bölgesi, meydana gelen yaralanmanın niteliği dikkate alındığında kastının öldürmeye yönelik olduğu ve kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgı ile yazılı şekilde nitelikli kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan ... vekili ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün CMK’nin 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozmaya konu kararın niteliği de gözetilerek aynı Kanunun 304/2. maddesi uyarınca dosyanın takdiren... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, sanık ... hakkında tayin olunan ceza miktarı ile tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak sanık müdafiinin tahliye talebinin REDDİNE, 09/11/2020 gününde oy birliği ile karar verildi.
KARŞI OY:
Sanık ... müdafiinin temyiz isteminin reddine dair sayın çoğunluğun kararına katılmamaktayım.
Anayasanın 36. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesine göre herkes temel haklardan olan adil yargılanma hakkına sahiptir. Adil yargılanma, adalete erişim hakkı ve temyiz hakkını da içermektedir.
Anayasanın 40. maddesinin 2. fıkrasına göre, Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.
CMK.nin 232. maddesinin 6. fıkrasına göre, mahkemeler hüküm fıkrasında kanun yollarına başvurma yeri ve süresini tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça göstermek zorundadır. CMK.nin 294, 295 ve 298. maddelerinin hükümleri karşısında, kanun koyucunun taraflara temyiz sebeplerini bildirme süresini, bilinçli olarak ihmal ettiğinin kabulü mümkün değildir.
Ceza Muhakemeleri Kanununun hükümleri genel olarak nazara alındığında, yargılamanın başından sonuna kadar tarafların hak ve yükümlülüklerinin bildirilmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Belirtilen nedenlerle, 15 günlük temyiz süresinde ya da temyiz için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde verilecek ek dilekçede, temyiz sebeplerinin bildirilmesinin gerekli olduğunun ilgili tarafa bildirilmesi zorunlu olduğundan sanık ... müdafiinin temyiz istemlerinin reddine dair sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.
KARŞI OY:
Sanık ... müdafiinin... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin kararına karşı vermiş olduğu temyiz dilekçesi ile temyiz iradesini göstermiş olup, bu dilekçesinin geçerli ve yeterli olduğunu düşündüğümden Dairemiz çoğunluğunun sanık ... müdafiinin temyiz takdirinin sebep içermediğinden reddine dair görüşüne usul yönünden katılmıyorum.
Şöyle ki;
5271 sayılı CMK'de olağan kanun yolları başlığı altında yer alan 294/1.md: Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır, 295.md: Temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren bir ek dilekçe verilir. Cumhuriyet savcısı temyiz dilekçesinde, temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtir, 298. md: Yargıtay...... ya da temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermediğini saptarsa temyiz istemini reddeder, 301 md: Yargıtay yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında inceleme yapar şeklinde düzenlemeler yapılmakla Bölge Adliye Mahkemelerinden geçerek Yargıtay incelemesine tabi olan dosyalarda temyizin ancak temyiz dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceğini düzenlemiştir.
Yine 5271 sayılı CMK'de olağanüstü kanun yolları başlığı altında 5271 sayılı CMK'nin 308. maddesinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisini düzenlemiştir.
CMK'nin 308. md: Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re'sen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir.
5271 sayılı CMK'nin 232. maddesinin başlığında hükmün gerekçesi ve hüküm fıkrasının içereceği hususlar düzenlenmiş olup CMK'nin 232/6. fıkrasında; Hüküm fıkrasında, 223'üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir. şeklinde düzenlenmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulumuzun kendisine itirazen gelen bir dosyada sadece itiraz sebepleriyle sınırlı kalmayıp dosyada bulunan Yasaya aykırılıkların tamamını re'sen inceleyip bu hususlarda kararlar verdiği bilinmektedir.
Görüldüğü üzere aynı yasada olağan kanun yollarından temyiz yolunda temyiz davasını açan sanık veya katılan tarafın veya müdafilerinin dilekçesinde sebep bildirme zorunluluğu getirilmiş (CMK'nin 294/1) sebepten yoksun sadece kendi aleyhine verilen karara karşı temyiz hakkının kullandığını yasal süreleri içerisinde yargı merciine bildiren ve kararı davaya temyiz ediyorum diyen tarafın talebinin ise temyiz sebebi içermemesi nedeniyle reddolunacağını yasa koyucu hüküm altına almıştır. (CMK 298. md.)
Yasa koyucu CMK'nin 232/6. maddesinde kararı veren mahkemenin hükmünde bu karara karşı yasa yollarının neler olduğunu süresini ve merciini tereddüte mahal vermeyecek şekilde kararında belirtmesi gerektiğini belirtmiş ancak bu düzenlemeden daha sonra yürürlüğe giren mevzuatla mahkeme kararlarının temyizinin sebep içermesi gerektiği sebepsiz temyizin geçerli olmayacağı öngörülemediğinden olacak ki mahkemenin kararında temyiz sebebinin de dilekçede bulunması gerektiğini mahkemenin kararında bildirilmesi yasada düzenlenmemiştir. Uygulamada da böyle bir bildirim yapılmamaktadır.
CMK'deki temyiz sebebi ile bağlılık ilkesi uygulanacak ise temyiz sebebi bildirilmeden yapılan temyizlerin geçersiz sayılacağını ve hak kayıplarının yaşanabileceğini açıkça gören yargı mercilerinin bunun CMK'nin 232/6. md gereği davanın taraflarına kısa kararın son kısmında açıkça bildirilmesinin yasanın zorunlu bir sonucu olduğunu düşünmekle beraber yürürlükte olan mevzuat gözönüne alındığında herhangi bir hukuk eğitimi almayan ve ceza davasına taraf olan kişinin veya ilgili tarafın avukatının istinaf mahkemelerinden aleyhine çıktığını düşündüğü kararı sebep bildirmeksizin süresinde temyiz etse dahi bu temyizin Yargıtay Dairesince reddolunacağı ancak Yargıtay Cumhuriyet Savcısının ilgili Yargıtay Dairesinin kararına karşı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna itiraz etme hakkını kullanırken hiçbir sebep bildirmek zorunda olmadığı bununda vatandaşın aleyhine olarak 1982 Anayasasının 10, 11, 36, 90 md. ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ve 10. maddelerinde karşılıklarını bulan kanun önünde eşitlik ve silahların eşitliği ilkelerine aykırılık teşkil ettiğini, yasal düzenlemelerin millet adna TBMM tarafından yapıldığını ancak bunların ilahi metinler olmayıp uygulayıcılar tarafından eksik, yanlış veya hakkaniyete aykırı olanlar var ise bunların belirlenip düzeltilmesinin de yasalarda düzenlendiği, usuli bir düzenlemeyi bilemediği için yasal süresi içerisinde temyiz dilekçesini sebep bildirmeden veren davanın tarafı veya taraf avukatının temyiz talebinin usul hükmü gereği sebep bildirilmediği düşüncesi ile reddolunmasının hukuki ve vicdani olmadığını sadece kanuni olduğunu ancak hakimin görevinin kanunu değil hukuku uygulamak olduğunu düşündüğümden Ceza Muhakemesinin odak noktası sayılan maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engelleyecek mahiyetteki bu usul hükümlerinin davaya konu olaya uygulanması yerine öncelikle bu hükümlerin 1982 Anayasasına aykırılığı düşüncesi ile Anayasa mahkemesine iptal talebi ile gidilmesi bu kabul edilmeyecek ise Yargıtay dairemiz tarafından CMK'de sanık lehine kıyasın yasak olmadığı dikkate alınarak CMK'nin 294/1. madde hükmündeki sebeple bağlılık kuralının CMK'nin 308. maddesindeki sebep bildirmenin zorunlu olmadığı şeklinde yorumlanması gerektiği ve sebep bildirilmese ve hatta taraf müdafii tarafından verilse dahi temyizen incelenme iradesinin belirlenebildiği dosyaların usule aykırılık nedeniyle reddedilip toplumun adalete, devlete, hukuka olan inancının sarsılmasını önlemek ve ihkakı hak yolunun açılmasının önüne de geçmek gerektiği düşüncesi ve gerekçesi ile çoğunluğun kanaatine usul yönünden muhalifim. Saygılarımla.
Muhalif Üye
..