8. Hukuk Dairesi 2010/2617 E. , 2010/5958 K.
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil, Tapu İptalive Tescil
... ve ... ile ..., Meydancık Köyü Tüzel Kişiliği, ... ve müşterekleri dahili davalılar ... müşterekleri aralarındaki tescil ve tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Malatya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 03.04.2008 gün ve 210/158 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, miras yolu ile intikal ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle hükmen davalılar adına tescil edilen dava dilekçesinde yazılı parsellere ait davalı gerçek kişiler üzerindeki tapu kayıtlarının iptaline, ayrıca köyün kadastro çalışması yapılmayan kısmında bulunan dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmaz bölümlerinin miras bırakanlarına ait tapu ve vergi kayıtlarına istinaden vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... ve müşterekleri vekili, kısmi kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan taşınmaz bölümlerinin açılan tescil davaları üzerine derecattan geçmek suretiyle kesinleşerek vekil edenleri adına hükmen tescil edildiklerini, davacıların yargılama sürecinden haberdar olduklarını, bir kısım tescil dosyasında müdahil sıfatıyla da yer aldıklarını, zilyetliğin vekil edenlerinde bulunduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Alpargu ve müşterekleri vekili, hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacıların 1960-70’li yıllarda köyden ayrılmaları nedeniyle zilyetliklerinin bulunmadığını, vekil edenlerinin zilyetliklerine istinaden tapu kayıtlarının hükmen oluştuğunu bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... ve müşterekleri vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu davalı gerçek kişiler aleyhine açılan davanın adlarına tapuya kayıtlı taşınmazların hükmen oluştukları, tapu kayıtlarının oluşumuna esas yargılama süreci ve kısmi kadastro çalışmalarına ilişkin şikayetler hakkında takipsizlik kararı verildiği ; davalı ... ve köye yöneltilen davanın ise husumet yokluğu gerekçesiyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, miras yolu ile intikal ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteği ile köyün kadastro görmediği belirtilen kısmında bulunan taşınmaz bölümlerinin tescili isteğine ilişkindir (TMK. m.713/1, 996 ve 3402 s.KK.m.14).
Tapu iptali ve tescil davaları kural olarak kayıt malikine veya maliklerine, kayıt malikleri ölü ise mirasçılarına yöneltilir. Başka bir anlatımla, tapu iptali ve tescil davası dava tarihi itibariyle tapu kaydına göre hak sahibi ve malik olan kişiye karşı açılır. Kural olarak, zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu durumlar dışında davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkili sağlanmasına usul kuralları müsait değildir. Dava konusu parseller dava tarihi itibariyle davalı ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... adlarına tapuya kayıtlı bulunmamaktadır. İsmi yazılı davalılar yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken değişik gerekçeyle karar verilmiş ise de, hüküm redde ilişkin olup adı geçen davalılar yönünden sonucu itibariyle doğru bulunmaktadır.
Öte yandan; dava konusu paylı mülkiyet şeklinde tapuya kayıtlı 362 ve 364 parselin paydaşlarından ...’a usule uygun şekilde dava yöneltildiği halde, diğer paydaşlar ... , ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...davaya dahil edilmek suretiyle davada yer almıştır. Paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda paydaşlardan birine veya belli bir paya ilişkin dava açılması mümkün olup, dava yöneltilmeyen ve ayrıca dava açılarak birleştirme kararı verilmeyen paydaşların dahili dava yoluyla taraf sıfatı almaları mümkün değildir. Çünkü paylı mülkiyette, her pay birbirinden bağımsız olarak dava konusu olabilmektedir. Aralarında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. 362 ve 364 parselin kayıt maliklerinden davalı-paydaş ... dışındaki yukarıda ismi yazılı dahili davalılar bakımından da davanın reddi açıklanan nedenle sonuç itibariyle doğrudur.
Davaya konu 340 parselin kayıt maliki ...’ün 6.1.1992 tarihinde öldüğü dosya arasında mevcut mirasçılık belgesinden anlaşılmaktadır.TMK.nun 28.maddesine göre ölüm ile kişilik son bulur. Dava tarihi itibariyle kayıt maliki ölü bulunduğuna göre, davanın kayıt maliki mirasçılarına karşı açılması gerekir. Ölü kayıt malikine yöneltilen davada mirasçıları ..., ..., ..., ..., ..., ..., Hacı ... ve ...davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkili sağlanamaz. Ölü kişiye karşı dava açılamayacağı gibi, ölü kişi adına iptal ve tescile de karar verilemez (4.5.1978 gün ve 4/5 sayılı İBK.). Dava konusu 340 parsel ve adı geçen dahili davalılar bakımından açılan davanın da reddi bu nedenle sonucu itibariyle yerinde bulunmaktadır.
Dava konusu 375, 378, 379 ve 380 parseller dava tarihi itibariyle ...; 341 parsel ...; 389, 390, 391 ve 392 parseller ...; 343 ve 376 parsel ...; 356 parsel ...; 377 parsel ise paylı mülkiyet şeklinde Burhan Özhan ve Muazzez Özhan adına tapuya kayıtlıdır. Belirtilen parsel maliklerinin davaya dahil edilerek, yargılamanın yürütülmesi doğru olmamıştır.
Ayrıca, 348 parselin 11064/ 86000 paylı mülkiyet şeklinde kayıt maliklerinden ...; 383 parselin 1/3 paydaşı ...; 345 parselin ½ paydaşı ...; 363 parselin ½ maliki ...’a ilişkin paylar yönünden usule uygun dava bulunmadığı halde, adı geçen paydaşların dahili suretiyle hüküm verilmesi doğru bulunmadığından, bunlara ilişkin davanın reddinde de sonuç olarak isabetsizlik yoktur.
Yukarıda açıklandığı üzere; dava tarihi itibariyle kayıt maliki olmayan davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... aleyhine açılan davalar ile dava konusu 340, 341, 343, 356, 363, 375, 376, 377, 378, 379, 380, 389, 390, 391, 392 parseller yönünden yukarıda ismi yazılı dahili davalılar ile 345 parselin (davalı ... payına ilişkin usule uygun açılan dava hariç), 348 parselin ( davalı ... payına ilişkin dava hariç), 362 ve 364 parselin (davalı ... payına ilişkin dava hariç) ve 383 parselin (davalı ... ve ... payları açısından açılan dava hariç) yukarıda ismi belirtilen paydaşları aleyhine dahili dava yoluyla yöneltilen davaların reddine karar verilmiş olması sonuç itibariyle doğru olduğundan davacılar vekilinin bunlara ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile sonuç itibariyle doğru bulunan hükmün buna ilişkin bölümlerinin ONANMASINA,
Davacılar vekilinin dava konusu- usule uygun tapu iptali ve tescil davası açılmış diğer parseller ve bir kısım parseldeki paylar bakımından temyiz itirazlarına gelince; dava konusu taşınmazların bulunduğu Meydancık köyünde 1974-75’li yıllarda baraj inşaatı nedeniyle kısmi kadastro çalışmaları yapıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazlar Battalgazi ve Malatya Asliye Hukuk Mahkemelerinin muhtelif tarih ve sayılı tescil davalarının kabulü ve kesinleşmesi ile davalı gerçek kişiler adına tapuya tescil edilmiştir.
Mahkemece, uyuşmazlık konusu parsellere ilişkin hüküm dosyaları getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde nazara alınmamış, davacıların söz konusu dosyalarda taraf sıfatıyla yer alıp almadıkları hususu üzerinde durulmamıştır. Bundan ayrı davacı taraf uyuşmazlık konusu parsellerin 1974’lerde yapılan kısmi kadastro çalışma alanı dışında bırakıldıklarını, davalılar adına tescil edilerek parsel numarası verilen taşınmazların hüküm dosyalarında tescil davası davacılarının nizalı taşınmazların tespit dışı bırakılan yerlerden olduğu iddiasına dayalı açtıkları imar-ihya ve zilyetliğe dayalı davalarda nizalı taşınmazların kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakıldıkları olgusunun hatalı olarak kabul ve hükümlere esas alındığını, niza konusu taşınmaz bölümlerinin miras bırakanlarından intikalen zilyetliklerinde olduğunu, kan davası nedeniyle köyden göçmelerini takiben taşınmazların kırtıl (kira ) parası karşılığında davalı gerçek kişilerin tasarrufuna bırakıldığını açıklayarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Niza konusu parseller henüz araştırılmamış olmakla birlikte gerek kısmi kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan yerlerden olsun, gerekse de köyün kadastro çalışması yapılmamış kısmında bulunsun, Asliye Hukuk Mahkemelerinin hükmen tescil ilamlarına istinaden tapuya kayıtlı bulunmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi, kadastro çalışması yapılmayan yerlerde genel mahkemelerce verilen hükme dayanılarak oluşturulan tapu kayıtlarına karşı açılan tapu iptali ve tescil davalarında ve tespit dışı bırakılan yerlere ilişkin davalarda uygulanamayacağından süreye bağlı olmaksızın dava açılabileceğinde duraksama söz konusu değildir. Dava konusu parsellerin tesciline esas dosyalarda davacıların taraf sıfatıyla yer almadıklarının anlaşılması halinde, davacıların bunun aksini-zilyetlik iddialarını her zaman ileri sürerek iptal ve tescil isteğinde bulunmaları mümkün bulunmaktadır. Davacıların davalı parsellerin hüküm dosyalarına Kadastro Müdürlüğünce hatalı bilgi verildiği iddiasıyla kadastro görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunmalarını takiben Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş olması, davacıların somut olayda iddialarını ileri sürmelerine engel teşkil etmez. Bu durumda yapılacak iş, tarafların iddia ve savunma doğrultusunda delillerinin toplanıp değerlendirilmesi suretiyle sonucuna göre hüküm kurulmasıdır. Öte yandan, Kadastro Müdürlüğünün 21.9.2007 günlü yazısına göre, dava konusu taşınmazların bulunduğu Meydancık köyünün 1974 yılında yapılan kısmi kadastro çalışmalarında, kısmi çalışma alanı dışında bırakılan kısımlarına ilişkin kadastro çalışmalarının 18.9.2006 tarihinde başlandığı, henüz kesinleşmediği bildirilmiştir. Davacı taraf dava konusu taşınmazların parsel numarası almakla birlikte bulundukları mevkide kadastro çalışmalarının yapılmadığını ileri sürdüğüne göre, bu hususun da araştırılması, nizalı taşınmazların bulunduğu bölgenin ilk kadastro çalışmalarında kadastroya tabi tutulan yerlerden olup olmadığı; kadastro çalışması yapılmış ise, ne gibi bir işleme tabi tutuldukları, ilk kadastro çalışmalarında çalışma yapılmayan alanda kaldıklarının belirlenmesi halinde 2006 yılında yapılan ve kesinleşmediği bildirilen çalışmalarda haklarında kadastro tutanağı düzenlenip düzenlenmediği hususlarının araştırılması, taşınmazların bulunduğu mevkiinin kadastral durumunun ve yapılan işlemin tereddütsüz belirlenerek, sonucuna göre ve gerektiği takdirde görev hususunun göz önünde bulundurulması gerekir.
Ayrıca, davacılar dava dilekçesinde uyuşmazlık konusu taşınmazların miras bırakanlarından intikal eden yerlerden olduğunu ileri sürmüş, intikal şekli hakkında herhangi bir açıklamada bulunmamıştır. Taşınmazların davacılara miras bırakanlarından intikal ettiği ileri sürüldüğüne göre, yapılacak keşifde yerel bilirkişi ve tanıklardan bu hususun sorulması, taşınmazların davacılara intikal şekli üzerinde durulması, miras bırakanlarına ait mirasçılık belgelerinin istenilmesi, miras bırakanların ölüm tarihlerinin tespiti ve ölüm tarihlerine göre TMK.nun 701.maddesi gereğince terekenin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğunun belirlenmesi durumunda; davalı taşınmazların miras yoluyla intikal ettiği, taksim yapılmadığı ve başka mirasçı bulunduğunun saptanması halinde, elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygın bulunduğuna ve TMK.nun 640 ve 702.maddeleri hükümlerine göre elbirliği mülkiyetinde tasarrufi işlemlerde oybirliği arandığına, yani tüm mirasçıların katılımıyla tasarrufi işlemler yapılacağına, kural olarak dava da tasarrufi bir işlem olduğuna, mirasçılardan biri veya bir kısmı tek başına adına tescil isteyemeyeceğine ve tüm mirasçılar adına tescil istenilmediği için, dışarıda kalan mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya miras ortaklığına temsilci yoluyla da davanın yürütülmesi mümkün olmadığına göre davanın reddi gerekir.
Bundan ayrı; görev, dava şartı, kesin hüküm olguları değerlendirildikten sonra davanın esasının incelenmesi durumunda, davacılar kan davası nedeniyle köylerinin ve taşınmazlarının bırakılarak taşınıldığını, zilyetliğin kırtıl (kira) parası alınmak suretiyle davalı gerçek kişiler tarafından sürdürülmesine müsaade edildiğini iddia ettiklerine göre, terk hususu, terkin iradi sayılıp sayılmayacağı, zilyetliğin icar veya kira yoluyla sürdürülüp sürdürülmediği hususlarının da belirlenerek tartışılması gerekir.
Davacılar vekilinin tescil davasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davacılar dava dilekçesinde Meydancık köyünün kadastro çalışması yapılmayan bölümünde yer alan miras bırakanları adına tapu ve vergi kayıtları bulunan taşınmaz bölümlerinin adlarına tesciline karar verilmesini istemiştir. TMK.nun 713.maddesinin 3.fıkrası hükmüne göre, tescil davasının ... ve ilgili kamu tüzel kişiliğine karşı açılması gerekir. ... ve ilgili kamu tüzel kişiliği bu tür davalarda yasal hasımdır (TMK.m.713/3.fıkra). Mahkemece, istek gözardı edilerek ... ve Meydancık köyü aleyhine açılan davanın esası incelenerek hüküm kurulması gerekirken, husumet yokluğundan reddine karar verilmesi doğru değildir. Dava konusu-tescili talep edilen taşınmaz bölümünün keşfen belirlenmesi, TMK.nun 713/4 ve 5 fıkraları uyarınca gerekli yerel ve gazete ilanlarının yapılması, yukarıda açıklandığı üzere köyde kadastro çalışmalarının devam ettiği bildirildiğine göre, nizalı kısım bakımından kadastro tutanağı düzenlenip düzenlenmediğinin tespiti, kadastro tutanağı düzenlenmişse 3402 sayılı Kadastro Kanununun 27.maddesine göre kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte genel mahkemelerin görevi sona ereceğinden ve göreve ilişkin kurallar kamu düzeniyle ilgili olup yargılamanın her aşamasında gözönünde tutulacağından, görev hususunun da düşünülmesi gerekir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün 329, 330, 331, 332, 334, 335, 336, 337, 338, 342, 344, 346, 347, 349, 351, 352, 354, 355, 357, 358, 359, 360, 361, 365, 366, 367, 369, 370, 371, 372, 373, 374, 384, 386, 387, 388, 393, 394, 395 parseller ile 345 parselin davalı ... payına ilişkin, 348 parselin davalı ... payına ilişkin, 362 ve 364 parselin davalı ... payına ilişkin ve 383 parselin davalı ... ve ... paylarına ilişkin davanın reddine ilişkin bölümleri ile ... ve Meydancık köyü taraf gösterilmek suretiyle açılan tescil davasının reddine ilişkin hüküm bölümünün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 09.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.