10. Ceza Dairesi 2020/13661 E. , 2020/8736 K.
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Eskişehir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/09/2015 tarihli ve 2015/171 esas, 2015/556 sayılı kararı ile Eskişehir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2019 tarihli ve 2018/2152 esas, 2019/1686 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 04/06/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Şüpheli ... hakkında, 22/06/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 21/10/2014 tarihli ve 2014/23556 soruşturma, 2014/353 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2.maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun'un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına, karar verildiği, kararda itiraz kanun yolu, başvuru süresi ve merciinin gösterilmediği, kararın şüphelinin doğrudan MERNIS adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatın “gösterilen adres yoktur” şerhi ile bilatebliğ iade edilmesi üzerine yeniden MERNİS adresine tebliğe çıkarılarak 20/01/2015 tarihinde MERNIS adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği, infazı için Bilecik Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Bilecik Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, 07/11/2014 tarihli ve 2014/474 DS sayılı çağrı yazısının doğrudan şüphelinin MERNIS adresine tebliğe çıkarıldığı, 21/11/2014 tarihinde MERNIS adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle İnfaz işlemleri Değerlendirme Komisyonunun 10/12/2014 tarihli kararı ile dosyanın kapatılmasına karar verilerek 28/01/2015 tarihinde Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, Müdürlüğün kapatma yazısının da doğrudan MERNIS adresine tebliğe çıkarılarak 05/01/2015 tarihinde MERNIS adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği,
3- Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kaldırılarak 11/02/2015 tarihli, 2014/23556 soruşturma, 2015/1513 esas ve 2015/1255 sayılı iddianame ile; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53.maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Eskişehir 7. Asliye Ceza mahkemesine kamu davası açıldığı,
4- Eskişehir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 17/09/2015 tarihli ve 2015/171 esas, 2015/556 sayılı kararı ile; “sanığa Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce çıkartılan davetiyedeki tebligat şerhinin yetersiz olduğu anlaşıldığından, sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına, sanık hakkında Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 22/06/2014 tarih, 2014/23556 soruşturma nolu, 2014/353 karar sayılı ilamı ile verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin aynen infazına”, karar verildiği, kararın 26/10/2015 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği, kararın kesinleşmesinden sonra 20/11/2016 tarihinde denetimli serbestlik tedbirinin infazının tamamlandığı,
5- Sanığın 28/01/2018 tarihinde yeniden kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediğinin teknik yöntemlerle saptanması üzerine, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca, 22/11/2018 tarihli, 2018/36254 soruşturma, 2018/11791 esas ve 2018/9532 sayılı iddianame ile; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/6. maddesi yollamasıyla 191/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Eskişehir 9. Asliye Ceza mahkemesine kamu davası açıldığı,
6- Eskişehir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 07/11/2019 tarihli ve 2018/2152 esas, 2019/1686 sayılı kararı ile; “Eskişehir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/171 esas sayılı dosyasında ceza verilmesine yer olmadığına ve denetimli serbestlik tedbirinin aynen infazına karar verildiği, kararın 26/10/2015 tarihinde kesinleştiği,daha sonra sanığın 28/01/2018 tarihinde kullanma suçunu işlediği iddiası ile kamu davası açılmış ise de; sanığın 28/01/2018 tarihli eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/4-c maddesi kapsamında kaldığı ve bu eylemin aynı Kanun’un 191/5.maddesi gereğince ihlal nedeni sayılacağı ,ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağı” gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına, karar verildiği, kararın 27/12/2019 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan sanık ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/10/2014 tarihli ve 2014/23556 soruşturma, 2014/353 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, denetimli serbestlik müdürlüğünce şüphelinin yükümlülüklere uymamakta ısrar ettiğinden bahisle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, kamu davası açılmasını takiben yapılan yargılama neticesinde, denetim sırasında yapılan tebligatların usulüne uygun olmayıp, yükümlülüklere uymamakta ısrar koşulunun oluşmayacağı gözetilerek kovuşturma şartının gerçekleşmediğinden bahisle ceza verilmesine yer olmadığına ve denetimli serbestlik tedbirinin aynen infazına ilişkin Eskişehir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/09/2015 tarihli ve 2015/171 esas, 2015/556 sayılı kararı ile,
28/01/2018 tarihinde işlediği aynı suçtan adı geçen sanık hakkında yapılan yargılama sonunda ceza verilmesine yer olmadığına dair Eskişehir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2019 tarihli ve 2018/2152 esas, 2019/1686 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
1- Eskişehir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/09/2015 tarihli ve 2015/171 esas, 2015/556 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
Sanık hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/10/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın, tebliği için çıkartılan tebligatın 04/11/2014 tarihinde bila tebliğ iade edilmesine karşılık, usulüne uygun tebligat yapılmaksızın infaza verilerek denetime başlandığı, Bilecik Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından çıkartılan 07/11/2014 tarihli çağrı kağıdı ile 17/12/2014 tarihli denetim kaydının kapatılmasına ilişkin yazıların ise sanığın bilinen adresi ve aynı zamanda mernis adresi olan '4 Eylül M. İsmet İnönü C. N.201 İç Kapı N. 2 Bozüyük/Bilecik' adresine ilk önce mernis şerhi düşülmeksizin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi gereğince tebligat yapılması yerine, doğrudan mernis şerhi düşülerek anılan Kanun'un 21/2. maddesine uyarınca usulsüz olarak tebliğ edildiği, sanığın müracaat etmemesi üzerine de ısrar şartının oluştuğu kabul edilerek kayıtların kapatılarak Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunulması üzerine kamu davası açıldığı, söz konusu denetim sırasında yapılan tebligatların usulsüz olduğu ve ısrar koşulunun oluşmadığı, bu nedenle de kovuşturma şartı bulunmadığı ve mahkemesince durumun bu şekilde kabul edildiği anlaşılmakla birlikte, sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilemeceği, bu halde kamu davasının açılmasının şarta bağlanmış olduğu gözetilerek, kamu davası açılmasının koşulları gerçekleşmemesine rağmen dava açılmış olduğu cihetle, mahkemesince 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- Eskişehir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2019 tarihli ve 2018/2152 esas, 2019/1686 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
28/01/2018 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçu nedeniyle, 5237 sayılı Kanun’un 191/6. maddesi uyarınca kamu davası açılmasını müteakip, yapılan yargılama sonunda, sanık hakkında evvelce 22/06/2014 tarihin işlemiş olduğu aynı suç nedeniyle anılan Kanun'un 191/4. maddesi uyarınca açılan kamu davası sonunda, kovuşturma şartı oluşmadığı gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına dair Eskişehir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/09/2015 tarihli kararının verildiği, bu halde anılan Kanun'un 191/6. maddesi gereğince sanık hakkında usulüne uygun daha önce açılmış bir dava bulunmadığı, dosyaya konu 28/01/2018 tarihli suçun ise 22/06/2014 tarihinde işlenen suç nedeniyle verilen kamu davasının ertelenmesi kararının erteleme süresi içinde işlendiği, belirtilen nedenle de kovuşturma şartının gerçekleşmediğinden bahisle, mahkemesince ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmış ise de;
5237 sayılı Kanun'un 191/6. maddesine uyarınca kamu davası açılabilmesi için sanık hakkında evvelce aynı suç nedeniyle yapılan soruşturma evresi sonunda anılan Kanun'un 191/1-2-4. maddesi gereğince açılmış usulüne uygun bir kamu davasının bulunması gerektiği, bu hususun kovuşturma şartı olduğuna ilişkin bir tereddüt bulunmadığı, somut dosya kapsamında sanık hakkında 22/06/2014 tarihinde işlemiş olduğu belirtilen suçu nedeniyle evvelce açılan kamu davasının yukarıda değinildiği üzere usulüne uygun olarak açılmadığı, bu durumda sanık hakkında daha sonra 28/01/2018 tarihinde işlemiş olduğu aynı suç nedeniyle 5237 sayılı Kanun'un 191/6. maddesine göre kamu davası açılmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla birlikte, mahkemesince yazılı şekilde de karar verilemeyeceği, zira kamu davasının açılmasının şarta bağlanmış olduğu bu halde koşulların gerçekleşmemesine rağmen dava açılmış olduğu gözetilerek, mahkemesince 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği cihetle, yazılı gerekçe ile ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde İsabet görülmemiştir.” denilerek Eskişehir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/09/2015 tarihli ve 2015/171 esas, 2015/556 sayılı kararı ile Eskişehir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2019 tarihli ve 2018/2152 esas, 2019/1686 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında, 22/06/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 21/10/2014 tarihli ve 2014/23556 soruşturma, 2014/353 sayılı kararı ile beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, denetimli serbestlik müdürlüğünce şüphelinin yükümlülüklere uymadığı gerekçesiyle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kaldırılarak 11/02/2015 tarihli, 2014/23556 soruşturma, 2015/1513 esas ve 2015/1255 sayılı iddianame ile Eskişehir 7. Asliye Ceza mahkemesine kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, denetim sırasında yapılan tebligatların usulüne uygun olmayıp, yükümlülüklere uymamakta ısrar koşulunun oluşmayacağı gözetilerek kovuşturma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ve denetimli serbestlik tedbirinin aynen infazına Eskişehir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/09/2015 tarihli ve 2015/171 esas, 2015/556 sayılı kararı ile karar verildiği, sanığın 28/01/2018 tarihinde yeniden kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediğinin teknik yöntemlerle saptanması üzerine, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca, 22/11/2018 tarihli, 2018/36254 soruşturma, 2018/11791 esas ve 2018/9532 sayılı iddianame ile ; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/6. maddesi yollamasıyla 191/1 ve 53.maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Eskişehir 9. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda Eskişehir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2019 tarihli ve 2018/2152 esas, 2019/1686 sayılı kararı ile; “ Eskişehir 7.Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/171 esas sayılı dosyasında ceza verilmesine yer olmadığına ve denetimli serbestlik tedbirinin aynen infazına karar verildiği,kararın 26/10/2015 tarihinde kesinleştiği, sanığın 28/01/2018 tarihli eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/4-c maddesi kapsamında kaldığı ve bu eylemin aynı Kanun’un 191/5.maddesi gereğince ihlal nedeni sayılacağı,ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağı” gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına, karar verildiği, anlaşılmıştır.
1- Eskişehir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/09/2015 tarihli ve 2015/171 esas, 2015/556 sayılı kararının incelenmesinde;
A-) 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş ise de; kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik TCK'nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan 'Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.' şeklindeki düzenleme gereği, 'Kamu davasının açılmasının ertelenmesi' kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlara karşı itiraz yolunun açık olduğu, kararın şüpheliye tebliğ edilerek kesinleştirilmesi gerektiği, şüpheli hakkında verilen 'Kamu davasının açılmasının ertelenmesi' kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden ve kesinleşmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, incelemeye konu dosyada ise; Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/10/2014 tarihli ve 2014/23556 soruşturma,2014/353 sayılı beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüphelinin bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına ilişkin kararda, itiraz kanun yolu, başvuru süresi ve merciinin gösterilmediği, dolayısıyla kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın kesinleşmediği anlaşıldığından, Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce çıkarılan çağrı yazısı hukuki sonuç doğurmayacağı gibi,
B-) 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği dikkate alındığında; denetimli serbestlik müdürlüğünce çıkarılan çağrı yazılarının öncelikle bilinen en son adrese, MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, bu nedenle somut olayda, Bilecik Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından çıkartılan 07/11/2014 tarihli çağrı kağıdı ile 17/12/2014 tarihli denetim kaydının kapatılmasına ilişkin yazıların ise sanığın bilinen adresi ve aynı zamanda MERNIS adresi olan '4 Eylül M. İsmet İnönü C. N.201 İç Kapı No: 2 Bozüyük/Bilecik' adresine ilk önce MERNİS şerhi düşülmeksizin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi gereğince tebligat yapılması yerine, doğrudan MERNİS şerhi düşülerek anılan Kanun'un 21/2. maddesine uyarınca usulsüz olarak tebliğ edildiği, sanığın müdürlüğe başvurmaması üzerine de kayıtların kapatılarak Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunulması üzerine kamu davası açıldığı, söz konusu denetim sırasında yapılan tebligatların usulsüz olması nedeniyle kamu davasının açılması koşullarının oluşmadığı, mahkemesince bu yöndeki değerlendirmenin yerinde olduğu anlaşılmış ise de, bu halde, kamu davasının açılmasının şarta bağlanmış olduğu gözetilerek, kamu davasının açılması koşulları gerçekleşmeden dava açılmış olduğundan, mahkemesince 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin de kanuna aykırı olduğu,
Anlaşıldığından,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/1. maddesindeki; “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında yer alan, 'Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.' şeklindeki düzenleme dikkate alındığında,
Sonuç olarak; mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi uyarınca durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde ceza verilmesine yer olmadığına, karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
2- Eskişehir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2019 tarihli ve 2018/2152 esas, 2019/1686 sayılı kararının incelenmesinde;
28/01/2018 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/6. maddesi uyarınca kamu davası açılmasını takiben , yapılan yargılama sonunda, sanık hakkında daha önceden 22/06/2014 tarihinde işlemiş olduğu aynı suç nedeniyle anılan Kanun'un 191/4. maddesi uyarınca açılan kamu davası sonunda, kovuşturma şartı oluşmadığı gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin Eskişehir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/09/2015 tarihli kararının verildiği, bu halde anılan Kanun'un 191/6. maddesi gereğince sanık hakkında usulüne uygun daha önce açılmış bir dava bulunmadığı, dosyaya konu 28/01/2018 tarihli suçun ise 22/06/2014 tarihinde işlenen suç nedeniyle verilen kamu davasının ertelenmesi kararının erteleme süresi içinde işlendiği, belirtilen nedenle de kovuşturma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle, mahkemesince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de;
5237 sayılı TCK'nın 191/6. maddesi uyarınca kamu davası açılabilmesi için sanık hakkında daha önce aynı suç nedeniyle yapılan soruşturma sonucunda anılan Kanun'un 191/1-2-4. maddesi gereğince açılmış usulüne uygun bir kamu davasının bulunması gerektiği, bu hususun kovuşturma şartı olduğu, somut dosya kapsamında sanık hakkında 22/06/2014 tarihinde işlediği iddia olunan suçu nedeniyle daha önce açılan kamu davasının yukarıda değinildiği üzere usulüne uygun olarak açılmadığı, bu durumda sanık hakkında daha sonra 28/01/2018 tarihinde işlemiş olduğu aynı suç nedeniyle 5237 sayılı TKC'nın 191/6. maddesine göre kamu davası açılmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla birlikte, mahkemesince “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilemeyeceği, kamu davasının açılmasının şarta bağlanmış olduğu, bu halde, koşulların gerçekleşmemesine karşın dava açılmış olduğu gözetilerek, mahkemesince 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği anlaşıldığından, yazılı gerekçe ile ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-)Karar:
Açıklanan nedenlerle, kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Eskişehir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/09/2015 tarihli ve 2015/171 esas, 2015/556 sayılı kararı ile Eskişehir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2019 tarihli ve 2018/2152 esas, 2019/1686 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
09/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.