Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/19290 E. , 2021/13696 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/19290
Karar No : 2021/13696
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Valiliği
VEKİLİ : Av. ...
İTİRAZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ...
2- ...
3- ...
4- ...
VEKİLLERİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İzmir İli, Bornova İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde çevresel etki değerlendirmesi süreci tamamlanmadan 'Point Bornova Alışveriş ve Yaşam Merkezi (49.022 m² Alışveriş Merkezi ve 629 Adet Konut)' projesinin inşaatına başlanıldığının tespit edildiğinden bahisle, 2872 sayılı Çevre Kanununun 20. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinin 1. paragrafı uyarınca her bir davacıya ayrı ayrı 5.042.580,90-TL olmak üzere toplam 20.170.323,60-TL para cezası verilmesine ilişkin ... tarih ve ... defter sıra nolu İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü idari yaptırım kararlarının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; dosyada bulunan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, ÇED süreci tamamlanmadan inşai faaliyete başlanıldığının sabit olduğu, davacıların arsa sahibi olarak yükleniciyle anahtar teslimi kat karşılığı anlaştıkları, her tür izin-ruhsat-SGK vb. resmi prosedürü yerine getirme yükümlülüğünün yükleniciye ait olduğu, davacıların yükümlülüğünün ise, tapuda devir yapıp sözleşmede vaat edilen daireleri teslim almaktan ibaret olduğu, dolayısıyla ÇED sürecini başlatmama fiilinin sorumluluğunun yüklenici firmada olduğu ve mevzuata aykırı fiilin ÇED süreci tamamlanmadan faaliyete geçen yüklenici firma tarafından gerçekleştirildiği sonucuna varıldığından, dava konusu ... tarih ve ... defter sıra nolu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Dava konusu tarih ve ... defter sıra nolu işleme gelince; davacılardan Yalçın Aktan tarafından, tarafları ve konusu aynı olan 28/12/2015 tarih ve ... defter sıra nolu işlemin iptali istemiyle Mahkemenin E:2016/166 sayılı dosyasında dava açıldığı, söz konusu davada, davacının davadan feragat ettiğini bildirmesi üzerine, Mahkemenin 03/02/2016 tarih ve E:2016/166, K:2016/127 sayılı kararı ile 'feragat nedeniyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına' karar verildiği, anılan kararın taraflarca temyiz edilmemesi üzerine kesinleştiği anlaşıldığından, aynı işlemin iptali istemiyle açılan işbu davanın kesin hüküm nedeniyle esasını inceleme imkanı bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu 28/12/2015 tarih ve ... defter sıra nolu işlemlerin iptaline, 28/12/2015 tarih ve ... defter sıra nolu işlem yönünden davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının işlemlerin iptaline ilişkin kısmının dayandığı gerekçe, usul ve yasaya uygun olup, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulünü gerektiren başka bir neden de bulunmamaktadır.
Davacılardan Yalçın Aktan tarafından, davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine ilişkin kısmı yönünden yapılan istinaf başvurusu üzerine dava konusu olayda; anılan davacının aynı idari işleme karşı aynı gün biri müstakilen, biri de diğer malikler ile müştereken olmak üzere iki ayrı dava açtığı, usul kurallarının işletilmesi bakımından, aynı konuda ve aynı kişi tarafından ... İdare Mahkemesinin E:... ve E:... sayılı dosyalarında açılan bu davalardan E:... sayılı dosyada, davadan feragat edilmesinin davacısı yönünden derdest dava olarak nitelenebilecek bu durumun telafisine yönelik olduğu, bir başka anlatım ile davacının aynı konuda açtığı iki davadan birisinden vazgeçmiş olmasının, davayı açmak ile işlemin iptali yönündeki asıl talebinden bu haliyle tümüyle vazgeçtiği anlamına gelmediği, zira; usul hükümleri işletilerek verilmiş olan bu kararın uyuşmazlığın çözümü noktasında işin esasına ilişkin herhangi bir hukuki yorum taşımadığı görülmektedir.
Bu durumda; kesin hüküm müessesesinin davacı ya da davacılar tarafında açılmış bir davada, işin esasına girilerek verilmiş ve yukarıda da değinildiği üzere kanun yollarından geçerek kesinleşmiş olup artık kesin hüküm halini almış olan davaların tekrar yargı organları önüne getirilerek uyuşmazlığın süreğen bir hâl almasına engel olmayı amaçladığı açık olmakla, aynı anda ve aynı konuda açılmış birden ziyade davanın bir veya bir kaçından vazgeçilmesi halinde, bunun feragat edilmeyen ve bu nedenle de talep ile sonucundan vazgeçilmeyen uyuşmazlığın da ortadan kalkacağı manasına gelmediği görülmekle, aynı gün açılan ve ... İdare Mahkemesinin E: sayılı dava dosyasına sunulan feragat dilekçesi üzerine, Mahkemece feragat sebebi ile karar verilmesine yer olmadığı şeklinde verilen ... tarih ve K:... sayılı usul kararının işbu davada kesin hüküm teşkil etmeyeceği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, davalı idarece yapılan istinaf başvurusunun reddine, davacılardan ... tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile ... İdare Mahkemesince verilen ... gün ve E:..., K:... sayılı kararın davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine yönelik kısmının kaldırılmasına, davacı yönünden uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmek üzere, 2577 sayılı Kanunun 45/5. maddesi uyarınca dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 46. maddesinin (b) bendi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 30 gün içinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, fiil sabit olduğundan 2872 sayılı Kanun uyarınca para cezasının yapı sahibi olan davacılara verilmesinin hukuka uygun olduğu, dava konusu işlemlerin iptaline ilişkin Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair ve davacı Yalçın Aktaş yönünden davanın incelenmeksizin reddi yolundaki Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulüne dair İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
İzmir İli, Bornova İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 'Point Bornova Alışveriş ve Yaşam Merkezi (49.022 m² Alışveriş Merkezi ve 629 Adet Konut) projesinin yapılmasının planlanması üzerine, hazırlanan proje tanıtım dosyası 2014 yılında davalı idareye sunulmuştur.
Davalı idare tarafından 17/07/2014 tarihinde yapılan denetimde ise işletmenin faal olduğu ve faaliyete yönelik ÇED görüşünün bulunmadığı tespit edilmiştir. Nitekim projeyle ilgili proje tanıtım dosyası incelenmesi neticesinde (denetim tarihinden sonra) ... tarih ve ... sayılı ÇED Gerekli Değildir kararı verilmiştir.
Davalı idarece 17/07/2014 tarihli denetim tutanağı dikkate alınarak, çevresel etki değerlendirmesi süreci tamamlanmadan söz konusu projenin inşaatına başlanıldığının tespit edildiğinden bahisle, İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün ... tarih ve ... defter sıra nolu idari yaptırım kararları ile her bir davacıya ayrı ayrı 5.042.580,90-TL olmak üzere toplam 20.170.323,60-TL para cezası verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan idari yaptırım kararlarının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 'İstinaf' başlıklı 45. maddesinde; '1. İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz. ... Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu hâlde bölge idare mahkemesi işin esası hakkında yeniden bir karar verir. İnceleme sırasında ihtiyaç duyulması hâlinde kararı veren mahkeme veya başka bir yer idare ya da vergi mahkemesi istinabe olunabilir. İstinabe olunan mahkeme gerekli işlemleri öncelikle ve ivedilikle yerine getirir. 5. Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verilen kararları kesindir.' hükmüne, 'Temyiz' başlıklı 46. maddesinde: 'Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir: ... b) Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar.' hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; ilk derece mahkemesince verilen kararda tespit edilen maddi veya hukuki eksikliklerin istinaf mercii tarafından tamamlanarak nihai kararın da istinaf mercii tarafından verilmesi genel kural olmakla birlikte, idare mahkemesinin ilk inceleme üzerine vermiş olduğu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun haklı görüldüğü hallerde, bölge idare mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmak suretiyle dosyanın idare mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verileceği yönünde istisna düzenleme getirilmiştir.
Diğer taraftan, birden fazla işlemlere karşı açılan davalarda, işlemlerden birisi yönünden ilk inceleme konuları bakımından karar verildiği, diğer işlem/işlemler yönünden ise esastan karar verildiği durumlarda, bölge idare mahkemesince ilk inceleme üzerine verilmiş karara karşı yapılan istinaf başvurusunun haklı görülmesi nedeniyle hakkında yeniden yargılama yapılmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi halinde, diğer işlem/işlemler yönünden istinaf incelemesi yapılmak yerine, dosyanın kül halinde ilk derece mahkemesine gönderilerek, Mahkemece bir karar verildikten sonra tüm işlemler yönünden istinaf incelemesi yapılması, mevzuatın gerektirmesi halinde de bütün işlemler yönünden temyiz yolunun açılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Aksi yorumun kabulü halinde, esastan karar verilen kısım nedeniyle temyiz yolunun açılması durumunda, yeniden yargılama yapılmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine yukarıda yer verilen mevzuat gereği kesin olarak karar verilen kısım yönünden de temyiz incelemesinin yapılmasına yol açılmış olacaktır. Kaldı ki bu durumda da, esastan karar verilen kısımla ilgili temyiz incelemesi yapıldıktan sonra, ilk inceleme üzerine verilen kararla ilgili yeniden yargılama yapılmak üzere, ilk derece mahkemesine gönderilen dosyada karar verilmesi sonrasında bu kısmın da yeniden istinaf ve temyiz incelemelerine tabi tutulması ile özellikle birlikte veya benzer yönden değerlendirilmesi gereken ya da aralarında sebep sonuç ilişkisi bulunan işlemlerin farklı zamanlarda kesinleşmesi gibi bir durumun söz konusu olacağı açıktır.
Uyuşmazlıkta; dava konusu ... tarih ve ... defter sıra nolu işlemlerin iptaline, ... tarih ve ... defter sıra nolu işlem yönünden ise davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine, her ne kadar İdari Dava Dairesince dava konusu işlemlerin iptaline yönelik idarenin istinaf başvurusunun reddine karar verilirken, davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine ilişkin kısmına yönelik davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, Mahkeme kararının bu kısmının kaldırılması suretiyle anılan kısım yönünden uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmek üzere, 2577 sayılı Kanunun 45/5. maddesi uyarınca dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 46. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmiş ise de, yukarıda yer verilen mevzuat gereği, İdari Dava Dairesince, İdare Mahkemesinin davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine ilişkin kısmının kaldırılarak bu kısımla ilgili uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmek üzere, 2577 sayılı Kanunun 45/5. maddesi uyarınca dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine ilişkin kararın kesin nitelikte olduğu dikkate alındığında, diğer işlemler yönünden istinaf incelemesi yapılmayarak dosyanın doğrudan İdare Mahkemesine gönderilmek suretiyle yeniden verilen karar üzerine, bu karar karşı da istinaf kanun yoluna başvurulması halinde, dava konusu tüm işlemler yönünden birlikte istinaf incelemesi yapılarak, temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, usul hükümlerine uyulmaksızın verilen temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu 28/12/2015 tarih ve ... defter sıra nolu işlemlerin iptali, ... tarih ve ... defter sıra nolu işlem yönünden davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddi yolundaki Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine, davacılardan Yalçın Aktan'ın istinaf başvurusunun kabulü ile anılan kararın davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine ilişkin kısmı kaldırılarak, bu kısım hakkında yeniden yargılama yapılması üzerine dosyanın Mahkemesine gönderilmesine ilişkin temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin 20/03/2019 tarih ve E:2018/3077, K:2019/609 sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 09/12/2021 tarihinde, kesin olarak, oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 'İstinaf' başlıklı 45. maddesinde; '... 4. Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu hâlde bölge idare mahkemesi işin esası hakkında yeniden bir karar verir. İnceleme sırasında ihtiyaç duyulması hâlinde kararı veren mahkeme veya başka bir yer idare ya da vergi mahkemesi istinabe olunabilir. İstinabe olunan mahkeme gerekli işlemleri öncelikle ve ivedilikle yerine getirir. 5. Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verilen kararları kesindir.' hükmüne, 'Temyiz' başlıklı 46. maddesinde: 'Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir: ... b) Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar.' hükmüne yer verilmiştir.
Uyuşmazlıkta; dava konusu ... tarih ve ... defter sıra nolu işlemlerin iptaline, ... tarih ve ... defter sıra nolu işlem yönünden ise davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine, İdari Dava Dairesince dava konusu işlemlerin iptaline yönelik idarenin istinaf başvurusunun reddine karar verilirken, davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine ilişkin kısmına yönelik davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, Mahkeme kararının bu kısmının kaldırılması suretiyle anılan kısım yönünden uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmek üzere, 2577 sayılı Kanunun 45/5. maddesi uyarınca dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 46. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmiş olup, yukarıda yer verilen mevzuat gereği, her ne kadar İdari Dava Dairesinin, uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmek üzere, dosyanın idare Mahkemesine gönderilmesine ilişkin kararı kesin nitelikte olsa da, işlemlerin birlikte aynı davada dava konusu edilmesi ve dava konusu işlemlerden bir kısmının temyize tabi olması durumunda, işlemlerden biri yönünden verilen kararın Bölge İdare Mahkemesinde, diğeri yönünden verilen kararın ise Danıştayda kesinleşmesi gibi bir durumun usul ve hukuka uygun olduğunun kabul edilemeyeceği dikkate alındığında, Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının tamamının temyize tabi olduğu sonucuna varılmıştır.
Uyuşmazlığın esası ile ilgili olarak ise, İdari Dava Dairesince; İdare Mahkemesi kararının, davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine ilişkin kısmına yönelik davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, Mahkeme kararının bu kısmının kaldırılması suretiyle anılan kısım yönünden uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmek üzere, 2577 sayılı Kanunun 45/5. maddesi uyarınca dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ise de, davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine ilişkin kısmı aynı davacının aynı işlemin iptali istemiyle açılan bir başka davada, davadan feragat etmesi nedeniyle verildiği dikkate alındığında, yukarıda yer verilen mevzuat hükmü gereği, bu kararın ilk inceleme üzerine verilen kararlar kapsamında olmaması nedeniyle İdari Dava Dairesince bu kısım yönünden de işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, İdare Mahkemesi kararının anılan kısmının kaldırılması suretiyle uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmek üzere, İdare Mahkemesine gönderilmesine ilişkin İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmadığından, İdari Dava Dairesi kararının bu kısmının belirtilen gerekçe ile bozulması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.