1. Hukuk Dairesi 2020/3776 E. , 2022/66 K.
MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 15/10/2020 tarihli 2020/923 Esas 2020/956 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde asıl davada davacılar ile birleştirilen davada davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 10.01.2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar ... vd. vekili Avukat ..., dahili davacılar ... vd. vekili Avukat ... Nur Karslı geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili Avukat gelmedi, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacılar ile birleştirilen davada davacılar, dava konusu kök 629 parsel sayılı taşınmazın 1/8’er oranda paydaşı iken, taşınmazın 2.795 m2’ lik kısmının imar uygulamasına tabi tutulup, 5.405 m2’lik kısmının imar dışı bırakıldığını, söz konusu uygulamanın idare mahkemesince iptal edildiğini, belediyenin bu iptal kararını nazara almayarak yeni bir düzenleme daha yaptığını, o düzenlemenin de iptal edildiğini, 629 parsel sayılı taşınmazda imara tabi tutulmayan kısımla ilgili mağduriyetleri devam etmekte iken, davalı Belediyenin 29/06/1998 tarih 178 sayılı ... kararına göre, kendilerine ait başkaca parsellerdeki toplam inşaat alanına yoğunluk verilmesi şartıyla dava konusu 629 parsel sayılı taşınmazdaki 1/8’er paylarının davalı Belediyeye terkine karar verildiğini, anılan ... kararı uyarınca dava konusu 629 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını 29/01/1999 tarihinde davalı Belediyeye bağış yoluyla temlik ettiklerini, ancak bağışın dayanağı olan 29/06/1998 tarih 178 sayılı ... kararının komşu parsel maliki tarafından Antalya 1. İdare Mahkemesinin 2006/1197 Esas 2007/240 Karar sayılı dosyası üzerinden açılan iptal davası neticesinde iptaline karar verildiğini, ... kararının iptali ile bağış koşulunun bozulduğunu ileri sürerek 5.405 m2 miktarlı 629 parsel sayılı taşınmaz esas tutulmak suretiyle bu parselin gittiği imar parsellerinde 1/8’ er payın tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini, tazminat ve diğer haklarının saklı tutulmasını istemişler; asıl davada davacı ...’ın yargılama sırasında 05/05/2017 tarihinde ölmesi üzerine mirasçıları yargılamaya katılmışlardır.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalı, bağışın koşulsuz olduğunu, davanın süresinde açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, her ne kadar resmi senetlerde bağışın koşullu yapıldığına ilişkin bir ibare yer almasa da, davalı ... ... kararlarından bağışın koşullu olduğunun anlaşıldığı ve koşulun gerçekleşmediğinin sabit olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bağışın koşullu olduğuna ilişkin resmi senette bir ibare ya da açıklama bulunmadığını, koşulun ne olduğu resmi senetten anlaşılmıyor ise koşulsuz bağış olduğunun kabulü gerektiğini, BK’nin 246. maddesine göre 1 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiğini, yine BK 244/3. ve TBK 295/3. maddesine göre yüklemeli bağışta haklı bir sebep olmaksızın bağışlanan yüklemeyi yerine getirmezse bağıştan rücu edilebileceğini, ancak somut olayda bu maddelerde düzenlenen her iki koşulun da bulunmadığını, Antalya 1. İdare Mahkemesinin 2006/1197 Esas 2007/240 Karar sayılı kararı ile 29/06/1998 tarih 178 sayılı Belediye ... kararı ile 3787 ada 14 parselde kat yoğunluğu verilmesine yönelik imar planı değişikliğinin iptal edildiğini, 3792 ada 6 ve 8 numaralı parsellerde kat yoğunluğu verilmesine yönelik imar planı değişikliğinin de 04/12/2013 tarih 158 sayılı Konyaaltı Belediye ... kararı ile 11/02/2014 tarih 122 sayılı Antalya Büyükşehir ... kararı gereği bağışa karşılık verilen kat yoğunluklarının iptaline yönelik imar planı değişikliği yapılarak yürürlüğe girdiğini, 06/06/2014 tarih 68 sayılı ... kararı ile 629 parselin gitti parsellerinin toplam 6/8 hissesinin davacılara iade edilmesinin uygun görüldüğünü, bu işlemin satış yoluyla yapılması için tapu müdürlüğüne 15/02/2016 tarihinde başvuru yapıldığını ancak gitti parsellerinden 20075 ada 2 parsel üzerinde izaleyi şuyu şerhi bulunduğu için satışın gerçekleştirilmediğini, gitti parsellerinde davacılara iade konusunda satış işlemi gerçekleştirilemediğinden 06/06/2014 tarih 68 sayılı ... kararının 02/03/2017 tarih ve 35 sayılı ... kararı ile iptal edildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 15/10/2020 tarih 2020/923 Esas 2020/956 Karar sayılı kararıyla; bağışın koşullu olduğunun Belediye ... kararlarından anlaşıldığı, davacılara ait bir kısım taşınmaza inşaat yoğunluğu verilmesinin bağış koşulu olup, bağış koşulunun gerçekleşmeyeceğinin anlaşıldığı tarihten itibaren 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 246. maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönülmesi gerektiği, somut olayda koşullu bağışa dayanak davalı ... Meclisinin 29.06.1998 tarih 178 sayılı kararının, Antalya 1. İdare Mahkemesinin 22.07.2007 tarih 2006/1197 Esas ve 2007/240 Karar sayılı kararı ile iptaline karar verildiği ve bu kararın 25.12.2009 tarihinde kesinleştiği, asıl davada davacıların, idare mahkemesinin anılan dosyasında müdahil olarak yer aldıkları, söz konusu iptal kararının kesinleşmesi ile bağış koşulunun gerçekleşmeyeceğinin asıl davada davacılar tarafından ve onların kardeşleri olan birleştirilen davada davacılar tarafından öğrenilmiş olup, eldeki davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı, hak düşürücü sürenin kesilmesi ya da durmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nin 353/1-b-2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, asıl ve birleştirilen davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacılar ile birleştirilen davada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1. Asıl davada davacılar (..., ..., davacı ... mirasçıları olan dahili davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ...) birleştirilen davada davacılar (..., ..., ..., ..., ..., ... mirasçıları ...... vekili temyiz itirazlarında, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu kök 629 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin tapu kaydına dayalı olup, zilyetlikle kazanılan bir taşınmaz olmadığını, bu taşınmazın bir kısmının imar uygulamasına tabi tutulup, bir kısmının imar uygulaması dışında bırakıldığını, bu uygulamanın idare mahkemesince iptal edildiğini, iptal kararlarının uygulanmadığını, Konyaaltı Belediye Meclisinin 29/06/1998 tarih 178 sayılı ... kararı ile 629 parselin imar dışı bırakılan 5405 m2 lik kısmı ile ilgili olarak karar alındığını, bu ... kararına göre, 629 kök parseldeki yapı haklarının kendilerine ait başka parsellerdeki yapı hakları ile birleştirilmesine karar verildiğini, ve bu şartla 629 parsel sayılı taşınmazda davacıların 1/8 er paylarını 25/01/1999 tarihinde davalı Belediyeye bağışladıklarını, bağışın koşullu olduğunu, davacılara ait parsellere inşaat yoğunluğu verilmesi şartıyla bağışın yapıldığını, ancak 3. kişilerce açılan dava sonucu Antalya 1. İdare Mahkemesinin 2006/1197 esas 2007/140 karar sayılı kararı ile anılan ... kararının iptaline karar verildiğini, anılan ... kararının iptal edilmesiyle şartlı bağış işleminin bozulduğunu, 29/06/1998 tarih 178 sayılı ... kararı içeriğinden bağışın koşullu olduğunun anlaşıldığını, davacıların mağduriyetinin giderilmesi bakımından asıl dava tarihinden sonra davalı ... Meclisinin 06/06/2014 tarih 68 sayılı kararı aldığını, bu karar göre de bağışın şartlı olduğunun anlaşıldığını ve 629 parselin gitti parsellerinde davalı ... adına kayıtlı olan hisselerin davacıların hisseleri oranında iadesine karar verildiğini, bu iadenin satış şeklinde yapılmasına karar verildiğini, bu iade işleminin gerçekleşmesi için 24/02/2016 tarihinde tapu müdürlüğüne yazı yazıldığını ancak kök parselin gittiği imar parsellerinde davacıların hissedar olmadıkları gerekçesiyle satış işleminin yapılmadığını, ... kararında sehven davacıların hissedar olduklarının yazıldığını, bu ifade ... kararında yazılmamış olsa idi satış suretiyle hisselerin iadesinin gerçekleşeceğini, birleşen davada davacıların ayrı yerlerde ikamet etmeleri, ve hissedarlardan ...’ın 06/01/2014 tarihinde ölmesi nedeniyle 178 sayılı ... kararının iptalini öğrenmelerinin mümkün olmadığını, BK 246. maddesinin davada uygulanamayacağını, kök parselin gittiği imar parsellerinde davacılara hisse devri yapılmasının 06/06/2014 tarihli Belediye ... kararı ile kabul edilmesi nedeniyle eldeki davanın kabul edildiğinin açık olduğunu, tapuda satış işleminin yapılamaması nedeniyle anılan kararın yine Belediye Meclisinin 03/02/2017 tarihli kararı ile iptal edilmesinin sonucu değiştirmeyeceğini, rızanın açık olabileceği gibi zımni de olabileceğini, kabul beyanının şekle bağlı olmadığını, davalı Belediyenin iade yönünde aldığı ... kararı, bu kararın infazı için tapuya yazılan yazı, davalı Belediyenin eldeki dosyada mahkeme huzurunda verdiği beyanlar dikkate alındığında davalının davayı kabul ettiğinin açık olup, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya, vicdani kanaate aykırı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
2.2. Asıl davada dahili davacılar ..., ..., ... vekili temyiz itirazlarında; bağışın koşullu olduğunu, 29/06/1998 tarih 178 sayılı ... kararında geçtiği gibi dava konusu 629 parselin, davacılara ait 3787 ada 14, 3792 ada 6-8 parsellerde toplam inşaat alanı olarak yoğunluk verilmesi şartıyla hibe edildiğini, ancak bu ... kararının idare mahkemesince iptal edildiğini, iptal kararı ile hibe şartının bozulduğunu, 629 parselle ilgili mağduriyetin giderilmesi için yargılama sırasında Belediye Meclisince 06/06/2014 tarihli kararın alındığını, ancak bu kararın tapuda infaz edilemediğini, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulünün doğru olup, istinaf kararının hakkaniyete aykırı olduğunu, davacılardan ... yönünden 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceğini, şartın gerçekleşmemesi nedeniyle mağduriyet doğduğunu davalının da kabul ettiğini, bu mağduriyeti gidermeye de çalıştığını, ancak tapuda iade işlemi yapılabilse idi davanın sulh ile sonuçlanacağını, davalının haksızlığı kabulü karşısında hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddedilemeyeceğini, esasen davalının davayı kabul ettiğini benimsemek gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, koşullu bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK. nin 244/3. TBK.'nin 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren BK. nin 246. TBK. nin 297. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur.
TBK.'nin 297/3. madde hükmüne göre; bağışlayan sağlığında geri alma sebebini öğrenememişse, mirasçıları ölümünden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alma hakkını kullanabilir ise de; 818 Sayılı Borçlar Kanunu’na (BK) göre, BK’nin 246. maddesinin 2. fıkrasında gösterilen istisna dışında rücu hakkı kural olarak mirasçılara geçmediği gibi, temlik de edilemez.
3.3. Değerlendirme
(IV.3.) paragraftaki gerekçe yerinde bulunmakla, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, asıl davada davacılar ile birleştirilen davada davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30-TL bakiye onama harcının asıl davada davacılardan, 26,30-TL bakiye onama harcının birleştirilen davada davacılardan alınmasına, 10/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.