3. Ceza Dairesi 2021/522 E. , 2022/4 K.
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Konya 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.05.2018 tarih ve
Suç : Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme
Hüküm : Sanık ... hakkında Anayasal düzeni
ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan 5237
sayılı Türk Ceza Kanununun 309/1, 3713 sayılı
Kanunun 5/1, TCK'nın 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, sanık ...
Koç hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya
teşebbüs etmeye yardım suçundan 5237 sayılı Türk
Ceza Kanununun 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1,
TCK'nın 39/1,2-b, 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca 18
yıl hapis cezası, sanık ... hakkında Anayasal
düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım
suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 309/1,
3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 39/1,2-c, 53, 58/9,
63 maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezası ile
cezalandırılmalarına dair hükümlere yönelik istinaf
başvurularının esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvurularının süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanıklar müdafiilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından, işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I-HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
Ayrıntıları, Dairemizin 22.03.2019 tarih ve 2018/7103 E. 2019/1953 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçunun maddi unsuru/tipik eylem, cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye elverişli vasıtalarla teşebbüs etmektir. Suçun bu amaçla kurulmuş bir örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi, korunan amaçlara matuf fiillerin elverişliliğinin değerlendirilmesi bakımından önem taşımakta ise de bu husus suçun unsuru değildir.
Suç, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmak, bu düzen yerine başka bir düzen getirmek veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemek amacına matuf doğrudan genel kast ile işlenebilen bir suçtur. Suç tanımında belirtilen amaçları gerçekleştirmeye yönelik bir fiil işlenmesi hususunda iştirak iradeleri bulunan sanıklar hakkında Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçu yönünden iştirakin her şeklinin uygulanması mümkündür.
Suça iştirakten söz edebilmek için amaca yönelik bir fiil işleme hususunda iştirak iradelerini ortaya koyan kişilerin hepsinin bu amaçla kurulmuş bir örgütün üyesi olması da gerekmez.
15 Temmuz 2016 günü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzeninin değiştirilmesi amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu olan ve/veya bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8.000'in üzerinde askeri personel tarafından savaş uçakları dahil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74'ü tank olmak üzere 246 zırhlı aracın ve 4.000'e yakın hafif silahın kullanılarak; Cumhurbaşkanına suikasta teşebbüs edilmiş, TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi başta olmak üzere birçok stratejik merkez bombalanmış, Başbakanın konvoyuna silahlı saldırı gerçekleştirilmiş, kalkışmaya karşı koyan güvenlik görevlileri ile sokaklara çıkan sivillere devletin silahlı kuvvetlerine ait bu uçak, helikopter, tank ve silahlarla saldırılarak 4'ü asker, 63'ü polis ve 183'ü sivil olmak üzere toplam 250'den fazla kişi şehit edilmiş, 23'ü asker, 154'ü polis ve 2.558'i sivil olmak üzere toplam 2.735 kişi de yaralanmıştır.
Somut darbe teşebbüsü, TCK'nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar tehlikesi doğuran vahim eylemler vasfını aşarak, Anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eş zamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların, icra aşamasına geçerek amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurdukları gözetilerek TCK'nın 37. maddesi kapsamında 'doğrudan fail' olduklarının kabulünde zorunluluk vardır.
Mensup olduğu örgütle kurduğu bağ nedeniyle örgütsel faaliyet kapsamında işlenen Anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştirenlerin ya da görev paylaşımı bağlamında henüz sırası gelmemiş icra hareketleri için gerekli hazırlıkları yapanların bu suç yönünden müşterek fail olarak sorumlu tutulmaları gerekmektedir.
Doğrudan kanuni tanımda öngörülen cebir ve şiddet içeren icrai hareket niteliğinde olmayan, somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde -faillerle birlikte- fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurmalarını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımayan, suç organizasyonu içinde bir iş bölümünün gereği olarak görevlendirilmeleri nedeniyle ika edildiği kanıtlanamayan ancak suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelen hareketleri gerçekleştiren sanıkların eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçunu oluşturacağı gözetilmeli, hukuki durumları buna göre tespit edilmelidir.
TCK'nın 309. maddesinde düzenlenen suç bir somut tehlike suçu olduğundan suçun oluşması için ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi aranmamaktadır. Bu itibarla, sanığın amaca matuf eylemi ve/veya işlediği elverişli araç suç ile suçun konusu üzerinde meydana gelen somut tehlike arasında illiyet bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. Suça teşebbüsün kabulü için aranan elverişli vasıtalarla cebri eylemlere başlanıp başlanmadığı araştırılırken ve vasıtanın elverişliliği takdir edilirken tek tek yapılan eylemlerle amaçlanan hedefler arasında doğrudan doğruya bağ kurmak yoluna gidilemez. Ancak, her halükarda ülke genelinde gerçekleştirilmek istenen amaca matuf cebri/icrai fiilin, sanığın bulunduğu mahalde/sorumluluk sahasında da doğrudan doğruya ya da araç suçlar yönünden icrasına başlanması aranmalıdır. Sanığın bu icrai fiile yine icrai bir hareketle katılması mümkün olduğu gibi garantörlük yükümlülüğünü ihmal etmek suretiyle de iştirak edebileceği görülmektedir.
Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde, yerine getiren ile emri veren sorumlu olur (1982 Anayasasının 137/2. maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 24/3. maddesi). Askeri hizmete müteallik hususlarda verilen emir bir suç teşkil ederse bu suçun işlenmesinden emri veren mesuldür. Ancak, amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadını ihtiva eden bir fiile müteallik olduğu kendisince malum ise, maduna da faili müşterek cezası verilir (1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu 41/3-B).
II-DOSYA KAPSAMI İTİBARIYLA KONYA İL JANDARMA BÖLGE KOMUTANLIĞINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN EYLEM VE FAALİYETLER:
Konya İl Jandarma Bölge Komutanlığında Kurmay Başkanı olarak görev yapan sanık ...'nun, 15 Temmuz 2016 tarihli darbe teşebbüsünde Konya Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral ...'in darbe teşebbüsü sırasında Jandarma Genel Komutanı ...nin derdest edilmesinde kullandığı ve olay sonrasında Akıncı Üssünde bulunduğu diğer malzemeler ile ele geçirilen Konya Bölge Jandarma Komutanlığına ait olan ... plakalı aracın iki adet Akrep olarak tabir edilen otomatik silah ve mühimmatla birlikte darbe teşebbüsünde kullanılmak üzere Ankara iline gönderilmesini sağladığı, sanık ...'nun kullanmakta olduğu ... numaralı hattan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan hakkında soruşturma yürütülen ve darbe girişiminde görev alan ...'in kullanmakta olduğu ... numaralı hat ile 7 kez görüşme kaydının bulunduğu ve 15 Temmuz 2016 tarihli darbe teşebbüsünde sanıkların birlikte hareket ettiklerinin anlaşıldığı, 15/07/2016 tarihinde saat 22.15'te 'HAREKAT YILDIRIM' gizlilik dereceli, YSK:26702250-1920-97480-16/PER.PL.VE YNT.D.GEN. AMİRAL/1 numaralı ve Tuğgeneral ... ile Kurmay Albay ... imzalı olarak Yurtta Sulh Konseyi tarafından çekilen Sıkıyönetim Direktifi konulu mesaj emrine ekli listede sanığın Konya Bölge Jandarma Komutanı olarak atandığı, tanık olarak dinlenen ... beyanında; sanığın kendisine sıkıyönetim emri geldiğini ve kendisinin Bölge Komutanı olduğunu söylediğini beyan ettiği, mezkur hukuksuz direktif uyarınca faaliyetlerde bulunduğu, bu bağlamda tanık olarak dinlenen ...'in beyanında; Yurtta Sulh Konseyi tarafından çekilen Sıkıyönetim Direktifi konulu mesajı sanığın eline aldıktan sonra “Darbe oldu, beni de Bölge Komutanı olarak atamışlar. Derhal herkesi asayiş kıyafetli ve silahlı bir şekilde Bölge Komutanlığına çağırın, gelmeyen sıkıyönetim mahkemesinde yargılanır” şeklinde emir verdiği, Akseki Jandarma Komando Birliğinden timleri telefon emri ile çağırdığı, Burdur İl Jandarma Komutanlığına ait makam telefonunu ... numaralı telefon ile saat 24.00 sıralarında aradığı ve Konya Valisi ..., Konya Cumhuriyet Başsavcı Vekili ... ve Konya İl Emniyet Müdürü ... tarafından 16.07.2016 tarihinde saat 03.00'da tutulan tutanak içeriğine göre sanığın Burdur İl Jandarma Komutanına talimat verdiğinin tespit edildiği, tanık ...'ın alınan beyanında; Bölge Komutanlığının iki girişinin yanlarında polis ekiplerinin de olduğu halde belediye otobüsleri tarafından kapatıldığı, Bölge Komutanlığının girişlerinin tutulması için sanığın emir verdiği, yine Ankara caddesinde silahlı ve teçhizatlı olarak askerlerin yolu kapatmasını ...'a emrettiği, ...'un bu emri kabul etmemesi üzerine; “seni sıkıyönetim mahkemelerinde yargılatırım, sivillerini giydirip, meslekten attırırım ve pazarda simit sattırırım” şeklinde tehdit ettiği belirlenmiştir.
Suç tarihinde Akseki Asayiş Komando Bölük Komutanı olarak görev yapan ...'un, 15 Temmuz 2016 günü gerçekleştirilen askeri darbe teşebbüsünü ulusal kanallardan öğrenmemesine ve Konya ili Cihanbeyli ilçesinde yapılacak HDP mitingindeki görevlendirmesinin 17 Temmuz 2016 günü olmasına rağmen Konya İl Jandarma Bölge Komutanlığında Kurmay Başkanı olarak görev yapan ve Yurtta Sulh Konseyi tarafından çekilen Sıkıyönetim Direktifi konulu mesaj emrine ekli listede Konya Bölge Jandarma Komutanı olarak atanan sanık ...'nun sözlü emri uyarınca saat 00:30 sıralarında 15'er kişiden oluşan emri altındaki toplam 30 kişilik iki timi alarak yola çıktığı, yol boyunca sanık ...'ndan aldığı tüm emirleri yerine getirdiği, Konya Bölge Jandarma Komutanı olarak ataması yapılan ...'nun sözlü emri üzerine Konya ilinde darbe teşebbüsünü gerçekleştirmeye yönelik silahlı şekilde emrindeki Akseki Asayiş Komando Bölük Komutanlığında görevli iki timi silah ve teçhizat ile kuşandırıp, hazırlayarak Konya ili Karatay Kışlasına getirmek şeklinde eylemlerde bulunduğu belirlenmiştir.
Konya İl Jandarma Bölge Komutanlığında uzman çavuş olan ...'nın suç tarihinde nizamiye nöbetçi uzman çavuş olarak görev yaptığı, 15 Temmuz 2016 günü gerçekleştirilen askeri darbe teşebbüsünü nöbet yerinde izlediği televizyon kanallarından öğrendiği, Konya İl Jandarma Bölge Komutanlığında Kurmay Başkanı olarak görev yapan ve Yurtta Sulh Konseyi tarafından çekilen Sıkıyönetim Direktifi konulu mesaj emrine ekli listede Konya Bölge Jandarma Komutanı olarak atanan sanık ...'nun 'polis, savcı, sivil kimseyi kesinlikle içeri alma' şeklindeki emri doğrultusunda 1 Nolu nizamiyede görevli Jandarma Er ...'a içeri girmek isteyen 'sivil, Polis, Savcı kimseyi içeri almayın, gerekirse havaya ateş edebilirsin' şeklinde talimat verdiğinin yine Jandarma Er ... tarafından iddia edildiği belirlenmiştir.
III-SANIKLARIN EYLEMLERİ VE HUKUKİ DURUMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
A-SANIKLARIN EYLEMLERİ:
1-Sanık ... yönünden;
Sanığın, Konya İl Jandarma Bölge Komutanlığı Kurmay Başkanı olarak görev yaptığı, darbe teşebbüsü tarihi olan 15 Temmuz 2016 günü ve öncesinde Konya İl Jandarma Komutanlığı ve Akseki Jandarma Komando Tabur Komutanlığında meydana gelen olaylarla ilgili olarak kalkışmaya hazırlık yaptığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda;
Konya Bölge Jandarma Komutanlığına ait ... plakalı aracı iki adet Akrep olarak tabir edilen otomatik silah ve mühimmatla birlikte darbe teşebbüsünde kullanılmak üzere Ankara iline gönderdiği, gönderilen aracın Konya Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral ... tarafından darbe teşebbüsünde kullanıldığı, Konya Jandarma Bölge Komutanlığına ait ... plakalı Ford Tourneo Custom marka aracın Konya Jandarma Bölge Komutanı Kurmay Başkanı ... imzalı 15.07.2016 tarihli MEBS: 1270-1140942-16/K.lık. Kh. sayılı personel ve araç görevlendirilmesi konulu yazısında Jandarma Genel Komutanlığının herhangi bir yazısına atıfta bulunulmadan ve ilgi tutulmadan, malzeme tertibine yönelik herhangi bir emir olmadığı halde malzeme alma bahanesiyle Ankara iline götürülmek üzere görevlendirildiği, aracın Yüzbaşı ... ve Kıdemli Çavuş ... tarafından Konya ilinden Ankara iline götürüldüğü, araçta iki adet Akrep olarak tabir edilen makineli tabanca ile dört adet şarjör ve mühimmatın bulunduğu, bu aracın Ankara ilinde ...'in emri gereği ...'e teslim edildiği ve darbe kalkışması gecesinde ... tarafından Jandarma Genel Komutanı ...nin derdest edilmesinde kullanıldığı, olay sonrasında Akıncı Üssü içinde bulunduğu ve diğer malzemeler ile ele geçirildiği, Jandarma Bölge Komutanı ... ve Kurmay Başkanı ...'nun darbe girişimi sırasında birlikte hareket ettikleri, ...'nun darbe girişiminden haberdar olduğu ve bu amaçla ...'e araç ve silah temin ederek birlikte hareket ettikleri, sanık ...'nun kullanmakta olduğu ... numaralı hatla ...'in kullanmakta olduğu ... numaralı hat arasında 7 kez görüşme kaydının bulunduğu,
Sözde Sıkıyönetim Direktifi başlıklı Yurtta Sulh Konseyi tarafından yayınlanan emir ekinde sanığın mevcut görevinin yükseltilmek suretiyle Konya Bölge Jandarma Komutanı olarak atandığı,
Konya İl Jandarma Komutanı Albay ...'ın; 'Akseki Jandarma Komando Tabur Komutanlığından 30 kişiden oluşan 2 timin Kurmay Başkanı ... tarafından telefon emri ile çağrıldığını, sanığın sözde direktif ile Bölge Komutanlığına atandığını, bazı İl Jandarma Komutanlıklarını arayarak sanığın yasal olmayan emirler verdiğini öğrenince hatta kendisine de yerinde olsam valiye gitmem, vali mi kaldı? şeklindeki beyanı üzerine Jandarma Bölge Komutanlığında görevli Jandarma Albay ...’ü arayarak sanığı kontrol altında tutmasını, verdiği emirlerin yapılmamasını, kışlayı terk etmesinin engellenmesini emrettiğini'' beyan ettiği, bu beyanlardan da anlaşılacağı üzere sanığın sözde ataması yapıldıktan sonra bu atamaya güvenerek ...'a yönelik valiyi de tanımaması yönünde beyanlarda bulunduğu,
Sanığın sözde Sıkıyönetim Direktifi başlıklı Yurtta Sulh Konseyi tarafından yayınlanan emir ekinde Konya Bölge Jandarma Komutanı olarak atandıktan sonra Konya Valisi ..., Konya C. Başsavcı Vekili ... ve Konya İl Emniyet Müdürü ... tarafından 16.07.2016 tarihinde saat 03.00'da tutulan tutanağa göre Burdur İl Jandarma Komutanlığına ait makam telefonunu ... numaralı telefon ile saat 24.00 sıralarında aradığı, 'ben ... Albay, komutanım yok, ben vekalet ediyorum, emirlere harfiyen uyacaksınız' dediği, bu esnada telefona bakan Albay ...'ın 'telefonunuz kayıtlı değil, sizi tanımıyorum' dediği, sanığın bunun üzerine 'bana niye komutanım demiyorsun' dediği, tekrar 'sizi tanımıyorum' diyerek ...'ın telefonu kapattığı, bu haliyle sanığın sözde ataması yapıldıktan sonra sıkıyönetim direktifi kapsamında kendi bölgesinde bulunan komutanlara talimat vermeye çalıştığının anlaşıldığı,
Tanık beyanları kapsamında sanığın kışla içerisinde sıkıyönetim talimatı kapsamında hareket ettiği, darbeyi destekleyen emir ve beyanlarının bulunduğu, yine Akseki Jandarma Asayiş Bölük Komutanlığı Komanda Bölük Komutanlığından 30 kişilik silahlı ve teçhizatlı bir birliğin Konya iline intikal etmesi eyleminde Akseki Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığının 30 Haziran 2016 tarihinde Konya Valiliğinin talebi üzerine Konya Jandarma Bölge Komutanlığının 01 Temmuz 2016 tarihli HRK: 04101079047-16/ Hrk. ve ASYŞ.Ş. sayılı takviye birlik gönderilmesi konulu yazısı ile 17 Temmuz 2016 tarihinde Konya ili Cihanbeyli ilçesinde HDP tarafından düzenlenecek etkinliğin emniyet tedbirlerinin alınması maksadıyla görevlendirildiği, Konya Jandarma Bölge Komutanlığının 13 Temmuz 2016 tarihli HRK: 37000-1123436-16/HRK ve ASAYİŞ sayılı, Akseki Jandarma Bölük Komutanlığı eğitim faaliyetleri konulu yazısı ile 16 Temmuz 2016 tarihinde saat 18.00'de Konya Jandarma Bölge Komutanlığı Kışlasında olmasının emredildiği, ancak belirtilen zaman planlamasına rağmen ve darbe teşebbüsünün başlamasına müteakip Kurmay Başkanı ... tarafından verilen ani emirle zorunluluk olmadıkça geceleyin motorlu intikal yapılmaması yönündeki teamüle aykırı olarak intikalin 16 Temmuz günü saat 00.15'te başlatıldığı, bu intikalin Cihanbeyli ilçesinde yapılacak etkinliğin emniyet tedbirlerinin alınması görevi ile bir ilgisinin bulunmadığı, doğrudan Konya ilinde darbe teşebbüsü sırasında oluşabilecek ayaklanma veya olayların bastırılması amacıyla birliğin ... tarafından Konya iline çağrıldığı, Konya iline çağırma talimatının diğer sanık ... tarafından doğrulandığı, Akseki Asayiş Komanda Bölük Komutanlığından 16.07.2016 günü saat 00.45 sıralarında bir midibüs ve bir ünimorg araç ile hareket eden 30 kişilik silahlı ve teçhizatlı birliğin 16.07.2016 günü saat 03.40 sıralarında Akseki Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanı ... emir ve komutasında Konya ili Karatay Kışlasına intikal ettikleri, intikalin sanığın talimatıyla gerçekleştiğinin tespit edildiği,
Sanığın, emrindeki askerlerden olan ...'ten bölge komutanlığının ön tarafını tutmasını, ...'dan da arka tarafını tutmasını emrettiği, tanık ...'un beyanına göre; Kurmay Başkanının sol eli ile Ankara caddesini göstererek askerleri alıp, silahlı ve teçhizatlı olarak yolu kapatmalarını emrettiği, kendisinin bu emri yerine getirmeyeceğini belirtince ''seni sıkıyönetim mahkemelerinde yargılatırım, sivillerini giydirip, meslekten attırırım ve pazarda simit sattırırım'' dediği, bu itibarla sanığın sözde sıkıyönetim direktifi başlıklı Yurtta Sulh Konseyi tarafından yayınlanan emir ekinde Konya Bölge Jandarma Komutanı olarak ataması yapıldıktan sonra darbenin gerçekleşmesi için gerekli talimatları verdiği,
2-Sanık ... yönünden;
Sanığın, suç tarihinde Akseki Asayiş Komando Bölük Komutanı olarak görev yaptığı, birliğinin 17.07.2016 tarihinde Konya ili Cihanbeyli ilçesinde yapılacak HDP mitinginde görevlendirildiği, ancak 15.07.2016 günü gerçekleştirilen darbe teşebbüsünde saat 23:30 sıralarında Konya Jandarma Bölge Komutanlığında görevli Kurmay Albay ...'nun sanığı cep telefonu ile aradığı, tanık beyanlarıyla da doğrulandığı üzere timleri hazırlayarak yola çıkmasını sözlü olarak emrettiği, konum ve mevkilerini sorarak toplumsal olaylara müdahale teçhizatını almamalarını, silah ve mühimmat almaları emrini verdiği, bunun üzerine sanığın gelişen olayları televizyondan da öğrendiği halde saat 00:30 sıralarında Cihanbeyli görevinden iki gün önce 15'er kişiden oluşan toplam 30 kişilik iki timi alarak yola çıktığı, yolda gelirken diğer sanık ...'nun kendisini saat 02:30 sıralarında tekrar arayarak darbe girişiminden dolayı Konya halkının sokaklara çıktığını, askeri birimler ve tesislerin önünde biriktiklerini, bu nedenle sevk ve komutasını yaptığı askeri araçlar ile bölge komutanlığına doğrudan girmemesini, dikkatli bir şekilde bir sivil yarım otobüs ile bölge komutanlığının ana giriş kapısından değil sanayi kısmına bakan arka giriş kapısından girmesini emrettiği, sanığın yolda gelirken ... tarafından aranarak 'sakın gelme geri dön' denmesine rağmen ...'nun kanunsuz olan ve darbe girişimiyle bağlantılı olan emrini yerine getirdiği, TSK içerisinde örgütlenmiş olan FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeleri tarafından gerçekleştirilmeye çalışılan darbe teşebbüsü sırasında sözde sıkıyönetim direktifi başlıklı emir ekinde Konya Bölge Jandarma Komutanı olarak ataması yapılan diğer sanık ...'nun sözlü emri üzerine Konya ilinde darbe teşebbüsünü gerçekleştirmeye yönelik silahlı 30 kişilik 2 timi yanına aldığı, silah ve teçhizatla kuşandırıp hazırlayarak darbe karşıtı komutanlar tarafından aranarak Konya Bölge Jandarma Komutanlığına gitmemesi kendisine söylendiği halde Konya ili Karatay kışlasına emrindeki askerleri getirdiği,
B-SANIKLARIN HUKUKİ DURUMLARI:
1-Sanık ... hakkında Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme, sanık ... hakkında Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etmeye yardım suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Mahkumiyet hükmü kurulan sanıkların mensup oldukları örgütün yönetimi tarafından planlanıp, örgütsel faaliyet kapsamında icra edilen anayasayı ihlal suçuna ilişkin olarak; olay günü ve öncesinde ortaya koydukları davranışlar itibariyle planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek konusu suç teşkil ettiği açıkça anlaşılan emirler doğrultusunda ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştiren sanıkların suçun icrasında üstlendikleri rol, suçun icrasına ilişkin etkin, fonksiyonel katkıları da göz önünde bulundurulduğunda, fiil üzerinde ortak hakimiyet kurduklarının kabulü ile sanık ... yönünden TCK'nın 309. maddesindeki Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan mahkumiyetine dair kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamakla ve sanık ... yönünden dosya kapsamındaki eylem ve faaliyetleri dikkate alınarak hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan yapılan uygulamada TCK'nın 37/1 maddesi yerine 39/1-2,b maddesinden hüküm kurulması aleyhe temyiz bulunmadığından, bozma nedeni yapılmamakla;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, sanıkların üyesi olduğu silahlı terör örgütünün, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs amacına yönelik olarak vahamet arz eden eylemleri gerçekleştirdiği, sanıkların sübutu kabul olunan eylemlerinin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ve ülke genelindeki organik bütünlüğe göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip, incelenen dosya kapsamına göre Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçunun sübutunun kabul edildiği ve bu kapsamda sanıkların savunmalarının inandırıcı gerekçelerle reddedildiği anlaşılmakla, sanık ... ile sanıklar müdafiilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden, CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davalarının esastan reddiyle mahkumiyet hükümlerinin ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Sanığın olay tarihinde nizamiyede nöbetçi uzman çavuş olarak görev yaptığı, jandarma eri ...'ın beyanına göre; ''komutanın emri var, kesinlikle içeriye Polis, Savcı ve vatandaş almayacaksın, içeriye girmek isteyen olursa havaya ateş açabilirsin, Hareket Merkezine bilgi vereyim, sana haber ederim' şeklinde beyanda bulunduğu, bunun üzerine ...'ın içeri girmeye çalışan Konya İl Emniyet Müdürlüğü kolluk görevlilerine gerekirse silah kullanmak zorunda kalacağını ve beklemelerini söyleyerek elinde bulunan ... seri numaralı makineli tüfeğinde takılı bulunan boş şarjörü çıkararak dolu şarjörü taktığı, daha sonra olay yerine nöbetçi amiri kıdemli başçavuş ...'un gelerek ''... sen ne yapıyorsun'' diyerek bağırdığı ve jandarma erini olay yerinden gönderdiği, sanığın aşamalardaki beyanlarında; ''içeriye girmek isteyen kişilerin sadece polisler olup olmadığını, içlerinde sivil şahıs bulunup bulunmadığını ...'ın kendisini araması üzerine ...'e sorduğunu, polislere söyle 5 dakika müsaade etsinler, bir rütbeli eşliğinde içeri alın dediğini, silah kullanmasını söylemediğini, ...'ın heyecanla polislerle tartıştığını ve kendisini kurtarmak için hakkında içeriye kimseyi alma, girmek isteyen olursa havaya ateş açabilirsin dediğine yönelik beyanda bulunduğu'' şeklinde savunmada bulunduğu anlaşılmakla,
Sanık hakkında beyanda bulunan ...'ın olayın açığa kavuşturulması açısından sanık savunmalarıyla çelişen beyanları da gözetilerek CMK'nın 180/1 ve 181/1 maddeleri gereğince sanık ve müdafiine savunma hakkının ihlaline neden olmayacak şekilde sorgulama hakkı tanınması suretiyle mahkeme huzurunda tanık sıfatıyla dinlenilmesinin sağlanması,
Konya Bölge Jandarma Komutanlığında mezkur olayların gerçekleştiği süreçte darbe eyleminin başarısızlığa uğradığının ortaya çıktığı, olay günü nöbetçi olduğu bildirilen sanığın nöbet çizelgesi getirtilip, kayıtların kontrolü ile önceden hazırlanan başka bir nöbet çizelgesi bulunup bulunmadığı, olay günü nöbetçi olarak görevlendirilmesine matufen herhangi bir değişiklik yapılıp yapılmadığı belirlenerek, sonucuna göre sanığın ikametinde yapılan aramada FETÖ/PDY silahlı terör örgütü lideri ...'e ait ''Peygamberimizin Tebliğ Metodu Hutbeler'' isimli CD ile ... ibareli 'Bir Kırık Dilekçe' isimli Define yayınlarına ait kitapların bulunması hususlarıda gözetilerek üzerine atılı suçun vasfının değişmesi ihtimali karşısında;
UYAP'ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda araştırma yapılarak sanık hakkında başkaca bir beyan yahut ifade bulunup bulunmadığı araştırılıp, varsa bu beyan yahut ifadelerle birlikte sanığın görev yaptığı Konya Bölge Jandarma Komutanlığına bildirniş olduğu cep telefonu hattı haricinde operasyonel hat kullanıp kullanmadığının tespiti açısından ÖSYM, hesaplarının bulunduğu banka, Elektrik ve Su İdaresi gibi kurumlara bildirmiş olduğu başkaca cep telefonu hattı bulunup bulunmadığının sorulup, varsa kişiselleştirilmiş, Emniyet birimlerince, büfe/ankesörlü sabit telefon hatlarıyla irtibat kurma yöntemine ilişkin olarak düzenlenen ayrıntılı analiz raporları temin edilerek dosyaya konulması, bununla birlikte Emniyet kayıtlarının yanı sıra BTK’dan alınan baz istasyonunu gösterir HTS kayıtlarının “0” saniyeli çağrılar da dahil olmak üzere getirilmesi, sanığın görev yaptığı diğer şehirlerde ardışık aramalarının olup olmadığı araştırılarak varsa sabit hat ve ankesörlü telefondan aranmalarına ilişkin analiz raporlarının istenmesi, sanıkla ilgili sabit hat veya ardışık aranmaya ilişkin varsa itirafçı beyanlarının dosyaya getirilmesi, yine ardışık arama kapsamında ardışık şekilde arandığı diğer asker şahıslar hakkında bir soruşturma veya dava olup olmadığı araştırılıp, varsa ifade örneklerinin dosyaya ibrazı sağlanarak duruşmada CMK’nın 217. maddesi uyarınca sanıklar ve müdafiilerine okunarak diyecekleri sorulup, gerekirse ifade yahut beyan sahiplerinin tanık sıfatıyla bilgilerine başvurularak sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık ...'nın tutuklulukta geçirdiği süre, bozma nedeni ve mevcut delil durumu gözetilerek CMK'nın 109/3-a maddesi gereğince 'yurt dışına çıkmamak' adli kontrol tedbiri uygulanmak suretiyle TAHLİYESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu bulunmadığı takdirde DERHAL SALIVERİLMESİNİN sağlanması için ilgili yer Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi gereğince dosyanın Konya 8. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.01.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.