1. Hukuk Dairesi 2022/476 E. , 2022/1979 K.
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istekli asıl dava ile tutanağın beyanlar hanesine şerh verilmesi istekli karşı davanın yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı-karşı davalılar vekili ile davalı-karşı davacılar vekilinin istinaf talebi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince davacı-karşı davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı-karşı davacılar vekilinin istinaf talebinin ise kısmen kabulü ile kararın kaldırılması suretiyle karşı davanın usulden reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı-karşı davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz isteğinde bulunulduğu anlaşıldığından, dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı ... ve paydaşları vekili dava dilekçesinde, çekişmeli 150 ada 1 ve 3 parsel sayılı taşınmazların müşterek kök muris ...'a ait olduğunu, ...'ın ... ile evliliğinden dünyaya gelen ... ... ve ... adında çocuklarının bulunduğunu, davacı yanların kök muris ...'ın oğlu ... ...'in çocukları ve torunları olduğunu, davalıların ise yine kök murisin oğlu ...'ın, ... ile evliliğinden doğan çocukları ve torunları olduğunu, nizalı taşınmazların evveliyatında bir bütün olup aradan geçen su arkı nedeni ile ikiye bölündüğünü, bu taşınmazların bir bütün halinde tarafların müşterek mirasbırakanı ... tarafından kullanıldığını, bu hususu bütün köy halkının bildiğini, buna rağmen kadastro sonucunda taşınmazların kök murisin oğlu ... mirasçıları olan davalılar adına tespit edildiğini, ne var ki bu tespitin yasal miras paylarını ihlal edecek şekilde hatalı olduğunu belirterek, miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak, çekişmeli 150 ada 1 ve 3 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına kök muris ...'ın veraset ilamındaki hissesi nispetinde tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini, dava konusu Yakaören köyü, 150 ada 1 parsel içerisindeki ahşap iki katlı evin kök murisin oğlu ... mirasçıları tapusunun beyanlar hanesine şerh edilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı ..., ... ve ... vekili karşı dava dilekçesinde; çekişmeli 150 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içindeki iki katlı ahşap evin kök muris ... oğlu ... ...’ın oğlu ... tarafından yaptırıldığını, taşınmazın adı geçene ait olduğunun tutanağın edinme hanesinde de açıkça belirtildiği gerekçesiyle karşı davanın kabulü ile 150 ada 1 parsel üzerinde bulunan iki katlı kargir evin muris ... oğlu ...'a veya mirasçıları olan davalılara ait olduğunun, tapu sicilinin beyanlar hanesine yazılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı ..., ... ve ... vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazlar üzerinde davacıların hakkı bulunmadığını, yapılan kadastro tespitinin doğru olduğunu, taşınmazın davacıların iddiasının aksine kök muris ...’dan değil, davalıların mirasbırakanları ... ...’dan intikal ettiğini, dava konusu taşınmazların kadastro öncesi çok eski tapu kayıtlarının mevcut olduğunu, davacıların dava konusu taşınmazlarla ilgisi bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan evin 1984 yılında ölen dedesi ... ... tarafından yapıldığını, davacı yanların iddialarının doğru olmadığını beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.12.2019 tarihli ve 2014/619 E., 2019/417 K. sayılı kararıyla;
Asıl dava yönünden yapılan incelemede; dava konusu taşınmazların müşterek kök muristen kalıp kalmadığının davacı tarafından ispatlanması gerektiği, muristen kaldığının ispatlanması halinde davalı tarafa taşınmazların taksim veya başka bir nedenle tek başlarına kendilerine ait olduğunu ispat külfetinin düşeceği, dinlenilen tespit bilirkişileri, mahalli bilirkişiler, davalı tanıkları ... ve çocuklarını tanımadıklarını, ... ... ve mirasçılarını bildiklerini, dava konusu taşınmazları ... ... ve çocuklarının kullandıklarını beyan etikleri, şu halde davacıların dava konusu taşınmazların kök muris ...'e ait olduklarını ispat edemedikleri gerekçesiyle, ispatlanamayan asıl davanın reddine karar verilmiş,
Karşı dava yönünden ise 150 ada 1 parsel sayılı taşınmazla ilgili açılmış herhangi bir ortaklığın giderilmesi davasının bulunmadığını, taşınmazla ilgili herhangi kentsel dönüşüm uygulaması ve kamulaştırma işleminin bulunmadığı, bu nedenle bahsi geçen taşınmaz yönünden muhdesatın tespiti davası açılmasında hukuki yarar olmaması nedeni ile karşı davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalılar vekili ile davalı-karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
2.1. Davacı ... ve paydaşları istinaf başvuru dilekçesinde; dava konusu taşınmazların evveliyatında bir bütün olduklarının tüm mahalli bilirkişiler ve tanıklarca beyan edildiğini, dava konusu taşınmaz içerisinde bulunan evin yaşı dikkate alındığında ve taşınmazda ... ...’ın ikamet ettiği yönünde tüm tanıkların ve mahalli bilirkişilerin beyanları dikkate alındığında yerleşik ve yöresel inanç ile dava konusu taşınmazların kök muristen geldiğinin tartışmasız olduğunu, 150 yıllık bir evin ancak taşınmazda yaşayanların kök murisi tarafından yapılacağının açık ve aşikar olduğunu, bu durumda dava konusu taşınmazların davalıların tek sahibi olduğunu söyleme imkanının olmadığını, dava konusu taşınmazların tarafların ortak murisinden kaldığının kabulünü ve kök murisin veraset ilamındaki hisseleri nispetinde tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu öne sürerek, Mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2.2. Davalı-karşı davacı ... ve paydaşları istinaf başvuru dilekçesinde; açılan karşı davanın muhdesatın aidiyeti davası olmadığını, kadastro öncesi sebebe dayalı hatanın düzeltilerek 150 ada 1 sayılı parselin üzerinde bulunan betonarme binanın davalı yanların murisi ...’a ait olduğunun beyanlar hanesine yazılması talebine ilişkin olduğunu, hak sahibi olmayan esas davanın davacıları lehine karşı davanın reddi nedeniyle vekalet ücretinin takdir edilmesinin yasal olmadığını, esas davanın ve karşı davanın davalıları ... ve ...’ın davada kendilerini vekil ile temsil ettirmediğini belirterek, Mahkeme kararının kaldırılmasına ve esas davanın reddine ve karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 14.04.2021 tarihli ve 2020/901 E., 2021/581 K. sayılı kararıyla;
Dosya içeriğine, Mahkemece yapılan keşif, yerel bilirkişi ve tanık beyanları, teknik bilirkişi raporları, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre, dava konusu taşınmazların öncesinde tarafların kök murisi ... oğlu ...’a ait olmadığı, davalı tarafın kök murisi ... oğlu ... ...’a ait olduğu, taşınmazlar üzerinde davalı tarafın tespit tarihinden geriye 20 yılı aşkın süredir zilyet bulunduğu, davacıların davasını ispatlayamadığı, ayrıca dava konusu 150 ada 1 sayılı parsel üzerinde bulunan ahşap 2 katlı evin kendi murisleri ...’a ait olduğunu da ispatlayamadıkları sonucuna varıldığından, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı,
Davalı-karşı davacı ... ve paydaşları vekilinin istinaf başvurusuna gelince; Mahkemece, davanın muhdesatın tespiti işlemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmaza yönelik olarak açılmış ortaklığın giderilmesi ve kamulaştırma davası bulunmadığı, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının olmadığı, hukuki yararın dava şartı olduğu gerekçesiyle karşı davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş ise de, dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayanılarak açılmış olduğuna göre davacının hukuki yararının bulunması için ortaklığın giderilmesi veya kamulaştırma davası açılmış olmasına gerek bulunmadığı, ne var ki; dava konusu 150 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının 23.12.2004 tarihinde kesinleştiği, karşı davanın ise 21.01.2015 tarihinde açıldığı, şu halde 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi gereğince öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, bu nedenle Mahkemenin ret gerekçesinin yerinde olmadığı belirtilerek;
Davalı-karşı davacı ... ve paydaşları vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.12.2019 tarihli ve 2014/619 E., 2019/417 K. sayılı kararının ...nın 353/1-b/2 maddesi gereğince kaldırılması suretiyle, asıl davanın reddine, karşı davanın ise hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı-karşı davalılar temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmazların evveliyatında bir bütün olduklarının tüm mahalli bilirkişiler ve tanıklarca beyan edildiğini, dava konusu taşınmaz içerisinde bulunan evin yaşı dikkate alındığında ve taşınmazda ... ...’ın ikamet ettiği yönünde tüm tanıkların ve mahalli bilirkişilerin beyanları dikkate alındığında yerleşik ve yöresel inanç ile dava konusu taşınmazların kök muristen geldiğinin tartışmasız olduğunu, 150 yıllık bir evin ancak taşınmazda yaşayanların kök murisi tarafından yapılacağının açık ve aşikar olduğunu, bu durumda dava konusu taşınmazların davalıların tek sahibi olduğunu söyleme imkanının olmadığını, dava konusu taşınmazların tarafların ortak murisinden kaldığının kabulü gerektiği, öte yandan Mahkemece belirtilen tüm deliller toplanmadan özellikle tüm tanıklar dinlenip iddianın ispatı imkanı tanınmadan davanın reddine karar verildiği, eksik incelemeye dayanan ve delillerin takdirinde hataya düşülen kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
3.Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
İddia ve savunmanın ileri sürülüş biçimi ile dosya kapsamına göre asıl dava, kadastro öncesi irsen intikal hukuksal nedenine dayalı olarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde genel mahkemede açılan tapu iptali ve tescil istemine, karşı dava ise; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2 maddesi gereğince tutanağın beyanlar hanesine şerh verilmesi istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, 'Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.',
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi 'Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. 'hükmünü içermektedir. (madde metninde taksimden bahsedilse dahi kıyasen taşınmazın zilyedi murisin mirasçıların yasal miras payına mahsuben sağlığında yaptığı paylaştırma da bu kapsamdadır.)
3.3.3. Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (TMK m. 684/1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını da kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK m. 718). 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi eşya hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK m. 722, 724, 729), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Bozkurt ilçesi, Yakaören köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 150 ada 1 ve 153 ada 3 parsel sayılı sırasıyla 2.177,59 ve 771,16 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ... ve paydaşları ile ölü oldukları tutanağın beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle ... ve ... ... adına tespit edilmiş, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 11.maddesi gereğince kadastro tutanakları 23.11.2004-22.12.2004 tarihleri arasında askı ilanına alınarak askı ilan süresi içerisinde dava açılmadığından kesinleştirilerek tespit malikleri adına tapuya tescil edilmiş, bilahare her iki taşınmaz intikaller ve pay temlikler sonucunda kayden ... ve paydaşları adına tescil edilmiştir.
3.3.2. Davacı ... ve paydaşları dava konusu taşınmazların kök muris ...’dan kaldığını, mirasçılar arasında paylaşılmadığını, ayrıca dava konusu 150 ada 1 sayılı parsel üzerinde bulunan ahşap 2 katlı evin kendi murisleri ...’a ait olduğunun beyanlar hanesine şerh verilmesi istemiyle dava açmış, davalı- karşı davacı ... ve arkadaşları ise asıl davanın reddini savunmuş, öte yandan çekişmeli 150 ada 1 parsel üzerinde bulunan iki katlı kargir evin muris ... oğlu ...'a veya mirasçılarına ait olduğunun, tapu sicilinin beyanlar hanesine şerhini talep ve dava etmiştir.
3.3.3. Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3.) numaralı bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesinin kararında dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dava konusu taşınmazların öncesinde tarafların kök murisi ... oğlu ...’a ait olmadığı, davalı tarafın murisi ... oğlu ... ...’a ait olduğu, taşınmazlar üzerinde davalı tarafın tespit tarihinden geriye 20 yılı aşkın süredir zilyet bulunduğunun dosya kapsamı ile sabit olduğu anlaşıldığına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı-karşı davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL onama harcının temyiz edenden alınmasına, 10/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.