18. Ceza Dairesi 2015/36133 E. , 2017/5524 K.
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Mala zarar verme, nitelikli olarak işyeri dokunulmazlığını ihlal etme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1- Mala zarar verme suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu,
Anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca suça sürüklenen çocuk müdafiinin tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
2-İşyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesine gelince;
Hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik CMK’nın 253/1 maddesinin birinci fıkrasına eklenen ( c ) bendi uyarınca, üst sınırı üç yılı geçmeyen atılı suçun uzlaştırma kapsamına alınmış olması karşısında; anılan Kanunun 35. maddesiyle değişik CMK’nın 254. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmüş olmakla, tebliğnameye aykırı olarak, başka yönleri incelenmeksizin, HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10.05.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
KARŞI OY
A) OLAY
18/01/2014 günü saat 06/30 sıralarında Çivril ilçesi otogar içinde bulunan Pamukkale-Anadolu yazıhanesine gelen ... ve ... işyerinin camlarını ve giriş kapısını kırıp, içeri girmişler, 3 adet bilgisayar monitörü, 6 adet bilet ve fatura yazıcısını, DMR kayıt cihazını, banko, klima, ayna, sandalyeler ve camları kırarak zarar vermişlerdir. Kamera kayıtlarında işyerine giren ve zarar veren kişiler tespit edilmiştir.
Suça sürüklenen çocuk ... 22/01/2014 günlü ifadesinde olay tarihinde ... ile işyerine gelip zarar verdiklerini ikrar etmiştir.
03/02/2014 tarihinde ...'ın soruşturmasının ...'ya ait soruşturma evrakı ile Birleştirilmesine karar verilmiş, 19/02/2014 tarihinde ...'ın suça sürüklenen çocuk olması nedeniyle Ayırma kararı verilmiştir. 19/02/2014 tarih ve 2014/83 sayılı iddianame ile ... hakkında mala zarar verme, nitelikli konut dokunulmazlığını ihlal etme ve bıçak taşıma suçlarından kamu davası açılmıştır.
24/02/2014 tarihinde iddianame kabul edilmiş, tensiple duruşma 27/03/2014 tarihine bırakılmış ve bu tarihli oturumda suça sürüklenen çocuk ve müşteki dinlenmiş dosyanın sanık ... hakkında açılan kamu davası ile Birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkeme yaptığı yargılama sonucu;
A-05/04/2014 gün ve 2014/393 sayılı kararı ile ...'nın 6136 sayılı yasaya aykırılı suçundan Beraatine, mala zarar verme suçundan TCK'nın 151/1, 29, 62, 52. maddeleri uyarınca 1500 TL, adli para cezasıyla cezalandırılmasına, konut dokunulmazlığı ihlal suçundan TCK'nın 116/4, 119/1-c, 29, 62, 51 maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezasına ve cezanın ertelenmesine karar vermiştir.
B-Suça sürüklenen çocuk ...'ın 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan beraatine, mala zarar verme suçundan TCK'nın 151/1, 29, 31/3, 62, 52. maddeleri uyarınca 1000 TL, adli para cezasıyla cezalandırılmasına, konut dokunulmazlığını ihlal suçundan TCK'nın 116/4, 119/1-c, 29, 31/3, 62, 50, 52. maddeleri uyarınca 6000 TL, adli para cezasıyla cezalandırılmasına, temyiz yolu açık olmak üzere karar vermiştir.
... müdafii 05/06/2014 tarihli dilekçesiyle süre tutum talebinde bulunmuş ve gerekçeli karar kendisine tebliğ edilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 05/11/2015 günlü tebliğnameyle temyiz yoluna başvuran suça sürüklenen çocuk ... hakkında verilen mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından hükümlerin onanmasını talep etmiştir.
Yargıtay 18. Ceza Dairesi oy çokluğu ile mala zarar verme suçundan öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu gerekçesiyle temyiz isteğinin reddine, işyeri dokunulmazlığı ihlal suçundan 02/12/2016 tarih ve 6763 sayılı Yasayla değişik CMK 253/1,254 maddeleri uyarınca uzlaşma hususunun değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.
Sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
B)DEĞERLENDİRME
CMK 253. maddesi:
'(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
2. Taksirle yaralama (madde 89),
3. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Tehdit (madde 106, birinci fıkra),
4. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
5. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Hırsızlık (madde 141),
6. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Dolandırıcılık (madde 157),
7. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
8. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239),
suçları.
c) (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar.
(2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.
(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, (…)(1) cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez. (Ek cümle: 26/6/2009 - 5918/8 md.) Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.
(4) Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması hâlinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır.
(5) Uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları anlatılır.
(6) Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır.
(7) Birden fazla kişinin mağduriyetine veya zarar görmesine sebebiyet veren bir suçtan dolayı uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerekir.
(8) Uzlaşma teklifinde bulunulması veya teklifin kabul edilmesi, soruşturma konusu suça ilişkin delillerin toplanmasına ve koruma tedbirlerinin uygulanmasına engel değildir.
(9) (Mülga: 24/11/2016-6763/34 md.)
(10) Bu Kanunda belirlenen hâkimin davaya bakamayacağı haller ile reddi sebepleri, uzlaştırmacı görevlendirilmesi ile ilgili olarak göz önünde bulundurulur.
(11) Görevlendirilen uzlaştırmacıya soruşturma dosyasında yer alan ve Cumhuriyet savcısınca uygun görülen belgelerin birer örneği verilir. Uzlaştırma bürosu uzlaştırmacıya, soruşturmanın gizliliği ilkesine uygun davranmakla yükümlü olduğunu hatırlatır. (3)
(12) Uzlaştırmacı, dosya içindeki belgelerin birer örneği kendisine verildikten itibaren en geç otuz gün içinde uzlaştırma işlemlerini sonuçlandırır. Uzlaştırma bürosu bu süreyi en çok yirmi gün daha uzatabilir.
(13) Uzlaştırma müzakereleri gizli olarak yürütülür. Uzlaştırma müzakerelerine şüpheli, mağdur, suçtan zarar gören, kanunî temsilci, müdafi ve vekil katılabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin kendisi veya kanunî temsilcisi ya da vekilinin müzakerelere katılmaktan imtina etmesi halinde, uzlaşmayı kabul etmemiş sayılır.
(14) Uzlaştırmacı, müzakereler sırasında izlenmesi gereken yöntemle ilgili olarak Cumhuriyet savcısıyla görüşebilir; Cumhuriyet savcısı, uzlaştırmacıya talimat verebilir.
(15) Uzlaşma müzakereleri sonunda uzlaştırmacı, bir rapor hazırlayarak kendisine verilen belge örnekleriyle birlikte uzlaştırma bürosuna verir. Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde, tarafların imzalarını da içeren raporda, ne suretle uzlaşıldığı ayrıntılı olarak açıklanır. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/34 md.) Uzlaştırma bürosu soruşturma dosyasını, raporu ve varsa yazılı anlaşmayı Cumhuriyet savcısına gönderir.
(16) Uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar Cumhuriyet savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilirler.
(17) Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder.
(18) Uzlaştırmanın sonuçsuz kalması halinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemez.
(19) Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.
(20) Uzlaştırma müzakereleri sırasında yapılan açıklamalar, herhangi bir soruşturma ve kovuşturmada ya da davada delil olarak kullanılamaz.
(21) Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenden birine ilk uzlaşma teklifinde bulunulduğu tarihten itibaren, uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kaldığı ve en geç, uzlaştırmacının raporunu düzenleyerek uzlaştırma bürosuna verdiği tarihe kadar dava zamanaşımı ile kovuşturma koşulu olan dava süresi işlemez.
(22) (Değişik birinci cümle: 24/11/2016-6763/34 md.) Uzlaştırmacıya Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen tarifeye göre ücret ödenir. Uzlaştırmacı ücreti ve diğer uzlaştırma giderleri, yargılama giderlerinden sayılır. Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde bu giderler Devlet Hazinesi tarafından karşılanır.
(23) Uzlaşma sonucunda verilecek kararlarla ilgili olarak bu Kanunda öngörülen kanun yollarına başvurulabilir.
(24) (Değişik: 24/11/2016-6763/34 md.) Her Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde uzlaştırma bürosu kurulur ve yeteri kadar Cumhuriyet savcısı ile personel görevlendirilir. Uzlaştırmacılar, avukatların veya hukuk öğrenimi görmüş kişilerin yer aldığı, Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen uzlaştırmacı listelerinden görevlendirilir. Uzlaştırmacı, hazırladığı raporu, tutanakları ve varsa yazılı anlaşmayı büroya gönderir. Uzlaştırma süreci sonunda soruşturma dosyaları, uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet savcıları tarafından sonuçlandırılır.
(25) (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.)Uzlaştırmacıların nitelikleri, eğitimi, sınavı, görev ve sorumlulukları, denetimi, eğitim verecek kişi, kurum ve kuruluşların nitelikleri ve denetimleri ile uzlaştırmacı sicili, uzlaştırmacılar ve eğitim kurumlarının listelerinin düzenlenmesi, Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde kurulan uzlaştırma bürolarının çalışma usul ve esasları, uzlaştırma teklifi ile müzakere usulü, uzlaştırma anlaşması ve raporda yer alacak konular ile uygulamaya dair diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar, Adalet Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.'
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25/09/2007 tarih ve 2007/6-189 esas , 2007/188 sayılı kararında belirttiği gibi uzlaşma kurumu düzenlenişi ve sonuçları bakımından hem maddi hem de usul hukuku kurumu özelliklerini taşıyan karma nitelikte bir kurumdur.
CMK 253. maddesinde düzenlenen uzlaşma kurumunda Yasa koyucu ikili bir düzenleme öngörmüştür.
a-Yetişkinler açısından; Uzlaşma açısından temel kural soruşturma ve kovuşturması şikayete bağlı olan suçların uzlaşmaya tabi olmasıdır. Şikâyete bağlı olup olmadığını bakılmaksızın belirli nitelikteki suçlar CMK 253/1-b maddesinde bentler halinde sınırlı sayma yöntemiyle sayılmış ve bu suçların dışındaki suçlarda uzlaşma kabul edilmeyerek istisnai olarak düzenleme getirilmiştir. Tüm suçlar açısından değil ayrıksı bazı suçlar açısından düzenlemiş. İstisnai olan hükümlerin dar yorumlanması gerektiği, yorumun temel kurallarından biridir. Yorum yapılırken Yasa koyucunun kullanmış olduğu her sözcük ve yapmış olduğu düzenlemenin özel bir amacı ve anlamı olduğunu kabul etmek ve hükmü buna göre yorumlamak gerekmektedir.
b-Suça sürüklenen çocuklar açısından; CMK 253/1-c fıkrası uyarınca mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca üst sınırın 3 yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar uzlaşma kapsamına alınmıştır. Başka bir ifadeyle CMK 253/1-a-b ve 253/1-c fıkraları kapsamında bulunan suçlar suça sürüklenen çocuklar açısından uzlaşma hükümlerine tabidir. Bu durum CMK 253/3 fıkrasıyla yetişkinler ve suça sürüklenen çocuklar açısından sınırlandırılmıştır. Şöyle ki, CMK 253/3 fıkrasına göre soruşturma ve kovuşturması şikâyete bağlı olsa bile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaşma yoluna gidilemez. Yine uzlaşma kapsamına giren bir suçun bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde 26/06/2009 tarihli 5918 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca uzlaşma hükümleri uygulanmaz.
2-CMK 253/1-b-4 nolu bendi incelendiğinde konut dokunulmazlığını ihlal 'TCK’nın 116. maddesi' suçundan söz etmekte ayrıca TCK’nın 119. maddesine yer vermemiştir. Başka bir ifadeyle konut dokunulmazlığını ihlal suçunda TCK'nın 119. maddesinin uygulanması durumunda uzlaşma hükümlerini uygulamak mümkün değildir. 'suça sürüklenen çocuklar açısından TCK'nın 116/2, 119/1-c maddesinin uygulandığı hallerde ceza miktarı itibariyle uzlaşma hükümlerine tabi olduğu anlaşılmaktadır.'
TCK'nın 116. maddesi 'Konut dokunulmazlığının ihlali,
(1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Değişik: 31/3/2005 – 5328/8 md.) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) (Değişik: 31/3/2005 – 5328/8 md.) Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.
(4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
TCK'nın 119. maddesi: 'Ortak hüküm
(1) Eğitim ve öğretimin engellenmesi, kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, konut dokunulmazlığının ihlali ile iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarının;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
e) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
İşlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(2) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.' şeklindedir.
3-Sanıkların eylemi TCK'nın 119. maddesinde sayılı hallerde işledikleri ve CMK 253/1-a maddesi kapsamında olmadığı durumlarda CMK 253/1-b-4 ve CMK 253-1-c fıkraları kapsamında değerlendirme yapılması gerekir.
4-Kanun koyucu CMK 253/1-b maddesinde şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ceza Kanununda yer alan bazı suçları tek tek saymak suretiyle uzlaşma kapsamına almış, bununla da yetinmeyerek ilgili kanun maddesinde parantez içinde madde metnine eklemeler yapmıştır. Bu kapsamda konut dokunulmazlığını ihlal suçunu uzlaşma kapsamına alan kanun koyucu CMK 253/1-b-4 maddesinde açıkça TCK'nın 116. maddesini göstermiş buna karşın TCK'nın 119. maddesini göstermemiştir. Bunun kanun koyucunun bilinçli bir tercih olduğu aynı bendin 1 nolu alt bendinde ki kasten yaralamaya ilişkin 'kasten yaralama (3. fıkra hariç, madde 86; madde 88)' şeklinde düzenlemeden de anlaşılmakta olup, bu düzenleme ile TCK'nın 86. maddesinin 3. fıkrası ile netice sebebiyle ağırlaşmış yaralama başlıklı 87. maddesi uzlaşma kapsamına alınmamıştır. Tercih edilen bu düzenleme şekli ile TCK'nın 119. maddesindeki hallerin gerçekleşmesi durumunda konut dokunulmazlığını ihlal suçunun uzlaşma kapsamında olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Nitekim Ceza Genel Kurulu 03/03/2010 gün ve 43-71 sayılı kararında kişi hürriyetinden yoksun kılma suçundan bu hususu kabul görmüştür. Suça sürüklenen çocuklar açısından ise TCK'nın 116, 119 maddelerindeki hapis cezasının üst sınırına bakılmalı ve uzlaşma kapsamında kalıp kalmadığı tesbit edilmelidir.
C-SONUÇ
CMK'nın 253. maddesi ile uzlaşma koşulları yetişkinler için farklı suça sürüklenen çocuklar için farklı düzenlenmiş. Yetişkinler için şikayete tabi suçlar ve sınırlı sayılı suçlar uzlaşma kapsamına alınmışken, suça sürüklenen çocuklar açısından şikayete tabi suçlar, sınırlı sayılı suçlar ve üst sınırı 3 yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçları uzlaşma kapsamında kaldığını kabul etmiştir. 3 yıl hapis cezası belirlenirken suçun nitelikli hali dikkate alınmalı ve uzlaşma işlemleri buna göre yapılmalıdır. 'CGK’nun 22/01/2013 gün 2012/6-1142 esas ve 2013/17 sayılı kararında belirtildiği üzere',
a-(1) TCK'nın 116/1, 119. maddesinin uygulandığı hallerde suçun nitelikli halinin üst sınırı 3 yıl hapis cezasını aştığı için uzlaşma hükümleri uygulamak mümkün değildir.
a-(2) TCK'nın 116/2, 119. maddesi uyarınca uygulama yapılan hallerde cezanın üst sınırı 3 yıl hapis cezasını aşmadığı için ve suça sürüklenen çocuklar açısından uzlaşma kapsamında kaldığı anlaşıldığından, bu açıdan uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiği düşünülmektedir.
a-(3) TCK'nın 116/4, 119. maddesinin uygulandığı hallerde suçun cezasının üst sınırı 3 yılı aştığı için uzlaşma hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı düşünülmektedir.
Suçun nitelikli hali için kanun koyucunun öngördüğü hapis cezası 3 yılın üstündeyse uzlaştırma işlemleri yaptırmak mümkün değildir.
Bu nedenle suça sürüklenen çocuk ... hakkında TCK'nın 116/4, 119/1-c maddelerinin uygulanmış olması nedeniyle işyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçunun uzlaşma kapsamında kalmadığını düşünmekteyiz.
Mala zarar vermek suçundan temyiz reddine katılıyorum. Belirtilen sebeplerle Yargıtay 18. Ceza Dairesinin işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan verdiği Bozma kararına katılmıyor ve hükmün onanması gerektiğini düşünüyorum, saygılarımla.