Ceza Genel Kurulu 2019/318 E. , 2022/316 K.
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 18. Ceza Dairesi
Sanık ... ile inceleme dışı sanıklar ... ... ve ...'nın görevi yaptırmamak için direnme suçundan TCK’nın 265/1 ve 53. maddeleri gereğince 1 yıl 2 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına ilişkin ...Asliye Ceza Mahkemesince verilen 27.03.2008 tarihli ve 260-127 sayılı hükümlerin inceleme dışı sanık ... müdafisi ve inceleme dışı sanık ... ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 01.11.2012 tarih ve 18517-22193 sayı ile;
'1- Sanık savunmaları, mağdur... ve tanık ...'in aşamalarda değişmeyen anlatımlarında polis memuru... ...'in sanıklara sövdüğü ve ... ...'ye vurduğu yönündeki anlatımları ve polis memurunun mağdur sanık ... ...'yü yaralama eyleminden ceza almış olması karşısında; sanıkların görevi yaptırmamak için direnme eylemlerinde TCK'nın 29 ve sanık ... ...'nün hakaret eyleminde TCK'nın 129. maddelerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
2- Sanıkların birlikte birden fazla görevliye direnmesi karşısında, TCK'nın 265/3 ve 43/2 maddelerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi' isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiş, sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmü temyiz edilmeksizin 23.05.2008 tarihinde kesinleşmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 03.05.2018 tarih ve 2018/37042 sayı ile; söz konusu bozma sebeplerinin, hakkındaki mahkûmiyet hükmü Yargıtay incelemesinden geçmeksizin kesinleşen sanık ... hakkında da uygulanması gerektiği düşüncesiyle kanun yararına bozma yoluna başvurulması üzerine ise Yargıtay (Kapatılan) 18. Ceza Dairesince 08.01.2019 tarih ve 3602-588 sayı ile; talebin reddine karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca da 08.04.2019 tarih ve 37042 sayı ile; “Sanık ... ile inceleme dışı sanıklar ... ... ve ...'nın birlikte işledikleri aynı suç nedeniyle mahkûmiyetlerine karar verilmesi, yerel mahkemece haklarında verilen hükümlerin temyiz edilebilir nitelikte olması ve inceleme dışı sanıklar ... ... ve ... hakkındaki bozmanın sanığı etkilemesi nedenleriyle Özel Daire kararındaki söz konusu bozma sebebinin sanığa sirayet ettirilebileceği kural olarak kabul edilse dahi, bozma kararından sonra yerel mahkemece inceleme dışı sanıklar ... ... ve ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerinin Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmesi karşısında, mahkûmiyet hükmüne ilişkin anılan bozma nedenlerinin sanık ...'a sirayet ettirilmesi olanağı ortadan kalkmış olduğundan, sanık ... hakkında ...Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kurulan 27.03.2008 tarihli ve260-127 karar sayılı hükme yönelen kanun yararına bozma isteminin reddine ilişkin Yüksek 18. Ceza Dairesinin kararının isabetli olmadığı” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurulmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 18. Ceza Dairesince 07.05.2019 tarih ve 3603-8371 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık ... ... hakkında kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan verilen mahkûmiyet ve sanık... ... hakında kasten yaralama suçlarından verilen mahkûmiyet ve usulsüz arama suçundan verilen ceza verilmesine yer olmadığı kararları temyiz edilmeksizin kesinleşmiş; sanık ... Yılmaz hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması ise itiraz kanun yoluna tabi olduğundan, itirazın kapsamına göre inceleme sanıklar ... ... ve ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen ve Özel Dairece bozulan mahkûmiyet hükümlerine ilişkin bozma sebeplerinin sanık ... hakkında aynı suçtan verilen ve temyiz edilmeksizin kesinleşen mahkûmiyet hükmüne sirayeti ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; inceleme dışı sanıklar ... ... ve ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine ilişkin Özel Dairece verilen bozma sebeplerinin sanık ...’a sirayeti koşullarının oluşup oluşmadığının ve bu hususun kanun yararına bozma yolu ile incelenip incelenemeyeceğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
...Cumhuriyet Başsavcılığınca 09.10.2006 tarih ve 191-109 sayı ile; sanık ... ile inceleme dışı sanıklar ... ... ve ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan TCK’nın 265/1-3 ve 53. maddelerinin uygulanması istemiyle kamu davası açılmıştır.
...Asliye Ceza Mahkemesince 27.03.2008 tarih ve 260-127 sayı ile; sanık ... ile inceleme dışı sanıklar ... ... ve ...’nın görevi yaptırmamak için direnme suçundan TCK’nın 265/1 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 2 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
Anılan hükümlerin inceleme dışı sanık ... müdafisi ve inceleme dışı sanık ... ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 01.11.2012 tarih ve 18517-22193 sayı ile;
“1- Sanıkların görevi yaptırmamak için direnme eylemlerinde TCK’nın 29. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
2- Sanıkların birlikte birden fazla görevliye direnmesi karşısında, TCK'nın 265/3 ve 43/2 maddelerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiş, sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmü ise temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Bozma ilamına uyan ...Asliye Ceza Mahkemesince 18.09.2013 tarih ve 25-242 sayı ile; inceleme dışı sanıklar ... ... ve ...’nın görevi yaptırmamak için direnme suçundan TCK’nın 265/1-3, 43, 29 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiş, ancak bozma kararından önce verilen 1 yıl 2 ay hapis cezasına ilişkin hükümlere yönelik aleyhe temyiz yoluna başvurulmaması nedeniyle inceleme dışı sanıklar hakkında sonuç cezanın 1 yıl 2 ay hapis cezası olarak tayin edilmiş, bozma sebeplerinin sanık ...’a sirayet ettirilip ettirilmeyeceğine dair herhangi bir hükme yer verilmemiştir.
Yargıtay 4. Ceza Dairesince 21.01.2015 tarih ve 35922-1713 sayı ile; inceleme dışı sanıklar hakkında ...Asliye Ceza Mahkemesince verilen 18.09.2013 tarihli ve 25-242 sayılı hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 03.05.2018 tarih ve 2018/37042 sayı ile;
“1- Dosya kapsamına göre, dosyanın diğer sanığı olan ...'ın sevk ve idaresi altında bulunan aracı ile ters şeritten ilerleyerek Deniz Petrol'e geldiği, olayı gören polis memurlarının olaya müdahele etmek için sanıkların aracının yanına gelip sanık ...'dan evraklarını istedikleri ve sanık ...'ı emniyete götürdükleri sırada sanıklar ..., ... ... ve ...'nın polis memuru... ...'i ittirmek suretiyle direndikleri olayda, sanık savunmaları, mağdur... ve tanık ...'in aşamalarda değişmeyen anlatımlarında polis memuru... ...'in sanıklara sövdüğü yönündeki anlatımları karşısında, sanıkların görevi yaptırmamak için direnme eylemlerinde 5237 sayılı Kanun'un 29. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmamasında,
2- Sanıkların birlikte birden fazla görevliye direnmesi karşısında, 5237 Sayılı Kanun'un 265/3 ve 43/2. maddelerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinde,
İsabet görülmemiştir.” hususlarına yer verilerek sanık ... lehine kanun yararına bozma talebinde bulunulmuştur.
Yargıtay 18. Ceza Dairesince 08.01.2019 tarih ve 3602-588 sayı ile;
“Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin 01.11.2012 tarih 18517-22193 sayılı kararı ile haksız tahrik, zincirleme suç ve nitelikli hal hükümlerinin uygulanmamasına ilişkin yapılan bozmanın, aynı suçu sanık ... ... ve ... ile birlikte işleyen sanık ...'ın hukuki durumunu da etkilemesi nedeniyle, temyiz davası açma hakkından yararlanamayan sanığın yasal şartları oluştuğundan 1412 sayılı CMUK'nın 325. maddesi gereğince, bozma kararının sirayet ettirilmesi suretiyle mahallinde yargılamaya devam edilebilecektir. Bozma ilamına uyulması veya farklı gerekçeyle karara direnilmesi yönünde yeni bir hüküm kurulması da mümkündür.
İncelenen dosyada, yasaya aykırılığı, hükmün kesinleşmesini ve infazını engelleyen usule ilişkin yasal düzenleme mevcut iken, bu yolun kullanımına başvurulmaksızın, olağanüstü yasa yolu olan kanun yararına bozma yoluna gidilmesi hukuka aykırıdır.” gerekçesiyle kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmiştir.
Çok sanıklı dosyalarda, sanıkların her biri birbirlerinden bağımsız olarak kanun yoluna başvurma hakkına sahiptir. Kural olarak sanıklardan birinin verilen karara karşı yaptığı kanun yolu başvurusu, diğer sanıklar hakkında verilen hükümleri kapsamaz. Kanun yoluna başvurulmayan diğer sanıklar hakkında verilen hüküm, kanun yoluna başvurma için öngörülen sürenin sonunda kesinleşir. Bu durum, “davasız yargılama olmaz” ilkesinin bir sonucudur.,
Ancak temyiz kanun yolu bakımından, gerek 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda gerekse 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nda, ilgili hükümlerdeki koşullar oluştuğu takdirde, temyiz edenler lehine oluşacak durumdan, temyiz yoluna başvurmayan, süresinden sonra başvuran veya temyize başvurmakla beraber başvurusu kabul edilmeyen sanıkların da yararlanmaları kabul edilmiştir. Buna; “bozmanın sirayeti”, “bozma kararının genişleme etkisi” ya da “teşmili (yayılma) etkisi” denilmektedir.
1412 sayılı CMUK'nın, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken “Hükmün bozulmasının diğer maznunlara sirayeti” başlıklı 325. maddesi;
“Hüküm, cezanın tatbikatında kanuna muhalefet edilmesinden dolayı maznun lehine olarak bozulmuşsa ve bozulan cihetlerin temyiz talebinde bulunamamış olan diğer maznunlara da tatbiki kabil olursa bu maznunlar dahi temyiz talebinde bulunmuşcasına hükmün bozulmasından istifade ederler.” şeklinde,
Benzer düzenlemeyi içeren 5271 sayılı CMK’nın “Hükmün bozulmasının diğer sanıklara etkisi” başlıklı 306. maddesi ise;
“Hüküm, sanık lehine bozulmuşsa ve bu hususların temyiz isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanması olanağı varsa, bu sanıklar da temyiz isteminde bulunmuşçasına hükmün bozulmasından yararlanırlar.” biçiminde düzenlenmiş olup, hükmü temyiz etmeyenlerin veya temyiz istemi reddedilenlerin, temyiz edenlerden daha ağır bir ceza ile cezalandırılmaları adaletsizliğini gidermek amacı ile yasaya konmuştur. Bu suretle temyiz edenler lehine oluşacak durumdan, temyiz etmeyenlerin de istifadesi sağlanmış olacaktır. Bozmanın sirayetinde Yerel Mahkeme hükmü, temyiz etmeyen sanık yönünden bozulmamakta, anılan maddeler uyarınca sanık, bozma kararının sonucundan yararlandırılmaktadır.
Hükmü temyiz etmeyen ya da temyiz istemi reddedilen sanık, bozma kararının sonucundan yararlanacağı için, öncelikle bozmaya uyulması ve cezanın uygulanmasında temyiz eden sanık lehine yeni bir karar verilmesi zorunludur. Lehe bozma bu takdirde, hükmü temyiz etmeyen sanığa sirayet ettirilecektir. Bunun sonucu olarak önceki kararda direnilmesi hâlinde, sirayetten söz edilemeyecektir. Aksi takdirde temyiz davası açan sanık için kabul edilmeyen bir bozma nedeninin, kanun yoluna başvurmayan sanık lehine kabulü gibi bir sonuca ulaşılacaktır. Bu sonuç ise, temyiz edenin aleyhine, temyiz etmeyenin lehine olup çelişkili bir uygulamaya neden olacağından sirayet müessesesinin amacına aykırıdır.
Uyuşmazlığın isabetli bir çözüme kavuşturulabilmesi için bu aşamada 'kanun yararına bozma' kanun yoluna değinilmesinde yarar bulunmaktadır.
Öğretide “olağanüstü temyiz” denilen, 5320 sayılı Kanun’un 18. maddesi ile yürürlükten kaldırılan 1412 sayılı CMUK'da ise “yazılı emir” olarak adlandırılan bu olağanüstü kanun yolu, 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde “kanun yararına bozma” olarak yeniden düzenlenmiştir.
5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya muhakeme hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen ... Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması talebini, kanuni nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması talebini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ilgili ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi hâlinde karar veya hüküm kanun yararına bozulacak, yerinde görülmezse talep reddedilecektir.
Böylece ülke genelinde uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kanun yararına bozma talebinin Yargıtayca yerinde görülebilmesi için bu yola konu edilen hukuka aykırılıkların ciddi olması ve hakkındaki hüküm kesinleşmiş olan kişinin hukuki durumunu etkilemesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık ... ile inceleme dışı sanıklar ... ... ve ...’nın görevi yaptırmamak için direnme suçundan TCK’nın 265/1 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 2 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına ilişkin hükümlerin inceleme dışı sanık ... müdafisi ve inceleme dışı sanık ... ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince; sanıkların görevi yaptırmamak için direnme eylemlerinde TCK’nın 29. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması ve birlikte birden fazla görevliye direnilmesi nedeniyle aynı Kanun’un 265/3 ve 43/2. maddelerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliklerinden bozulmasına karar verildiği, sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün temyiz edilmeksizin kesinleştiği, bozma ilamına uyan ...Asliye Ceza Mahkemesince inceleme dışı sanıklar ... ... ve ...’nın görevi yaptırmamak için direnme suçundan TCK’nın 265/1 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 2 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verildiği, gerekçeli kararda bozma sebeplerinin sanık ...’a sirayet ettirilip ettirilmeyeceğine dair herhangi bir açıklamaya yer verilmediği, bu hükmün Yargıtay 4. Ceza Dairesince onandığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Özel Daire ilamında yer verilen bozma sebeplerinin sanık ... hakkında da uygulanması gerektiğinden bahisle kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu ve anılan talebin Yargıtay 18. Ceza Dairesince reddine karar verildiği olayda;
İnceleme dışı sanıklar ... ... ve ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine ilişkin Özel Dairece verilen bozma sebeplerinin sanık ... hakkında bir bütün olarak uygulanması durumunda lehine bir durumun ortaya çıkmayacağı, nitekim söz konusu bozma sebeplerinin inceleme dışı sanıklar hakkında uygulanması neticesinde TCK’nın 265/1-3, 43, 29 ve 53. maddeleri uyarınca ulaşılan cezanın 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası olduğu, bozma kararından önce verilen 1 yıl 2 ay hapis cezasına ilişkin hükümlere yönelik aleyhe temyiz yoluna başvurulmaması nedeniyle inceleme dışı sanıklar hakkında 1 yıl 2 ay olarak tayin edilen sonuç cezaya ilişkin hükümlerin de Yargıtayca onandığı anlaşıldığından inceleme dışı sanıklar hakkındaki bozma sebeplerinin sanık ...’a sirayeti koşullarının oluşmadığı ve dolayısıyla sanığın hukuki durumunu etkilemeyen bu hususun kanun yararına bozma yolu ile incelenemeyeceği kabul edilmelidir.
Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 10.05.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.