Ceza Genel Kurulu 2012/8-1540 E. , 2013/606 K.
Tebliğname :2012/207662.
Yargıtay Dairesi : 8. Ceza Dairesi
Mahkemesi : BAKIRKÖY 4. Çocuk
Günü : 11.04.2012
Sayısı : 88-278
.
6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan sanık H.B..’ın beraatine ilişkin, Bakırköy 5. Çocuk Mahkemesince verilen 12.05.2009 gün ve 453-115 sayılı hükmün Cumhuriyet savcısı tarafından aleyhe temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 05.12.2011 gün ve 14135-14689 sayı ile;
'Oluşa göre, İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarının 07.10.2008 tarihli raporu ve tüm dosya içeriğine göre; namlusu içerisinde dairesel yapıda gaz ayırıcı parçası bulunduğu, namlusu içerisindeki gaz ayırıcı parçasının ortasındaki boşluktan uygun bir çapta özel şekil ve nitelikte saçma, kurşun, metalküre vb. bir cisim geçebileceği belirtilen 6136 sayılı Yasaya göre yasak niteliğe haiz ateşli silahlardan olan tabancayı taşıyan sanığın kanıtlanan eylemin, 6136 sayılı Yasanın 13/1. madde ve fıkrasında tanımı yapılan suçu oluşturduğu gözetilmeksizin dosya içeriğine uygun düşmeyen yazılı gerekçe ile sanığın beraatine hükmolunması' isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 11.04.2012 gün ve 88-278 sayı ile;
'Bulundurulması ve taşınması merciinden alınacak ruhsata tabi olmayan ve teknik özelliklerinde her hangi bir değişiklik yapılmadığı için 6136 sayılı Yasa kapsamında yasak nitelikte bulunmayan, gaz ve ses fişeği istimal eden suç konusu tabancanın belgesiz olarak taşınması eyleminin 6136 sayılı Yasanın 13/5. maddesi yollaması ile aynı yasanın 13/1. maddesinde düzenlenen ruhsatsız silah taşımak suçunu oluşturmayacağı' gerekçesiyle direnerek, önceki gibi karar vermiştir.
Bu hükmünde Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 'bozma' talepli 19.12.2012 gün ve 207662 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan beraatına karar verilen olayda, Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; suçun sübutuna ilişkin ise de, hükmün eksik araştırmaya dayalı olarak verilip verilmediği öncelikle belirlenmelidir.
İncelenen dosya kapsamından;
Olay tutanağına göre; 05.10.2008 günü saat 18.45 sıralarında devriye görevini yürüten kolluk görevlilerince iki erkek şahsın, bir erkek şahsı kovaladığının görülmesi üzerine olaya müdahale edildiği, görevlilerce şahısların durdurulduğu, kaçan şahsın sanık H. B.., kovalayan şahısların ise G. G.. ve İ.Y.. olduğunun tespit edildiği, sanığın kendisini kovalayan iki şahıs tarafından gasp edilmek istenmesi nedeniyle onlardan kaçtığını ifade ettiği, bunun üzerine G. G.. ve İ.Y.. isimli şahısların yağma suçundan gözaltına alındığı, sanık H..’da yoklama biçiminde yapılan kontrolde silah bulunduğunun belirlenmesi üzerine yapılan üst aramasında bir adet kurusıkı 5930 seri nolu, üzerinde Fırtına Super Magnum ibaresi bulunan tabanca, bu tabancaya ait bir adet şarjör ve şarjör içerisinde oniki adet kurusıkı fişeği ele geçirildiği,
İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı raporunda, sanıkta ele geçen silahın 9 mm. çaplı, ses ve gaz fişeği istimal eden, Fırtına Süper Magnum marka, yarı otomatik tabanca olduğu, ateşleme sisteminde görev alan mekanik aksamının sağlam ve işler durumda bulunduğu, yapılan deneme atışlarında çapına uygun ses ve gaz fişeklerini istimal edebildiği, ayrıca namlusu içerisinde dairesel yapıda (ortasında boşluk bulunan) gaz ayırıcı parçası bulunduğu, namlusu içerisindeki gaz ayırıcı parçasının ortasındaki boşluktan uygun bir çapta özel şekil ve nitelikte saçma, kurşun, metal küre vb. bir geçebileceği müşahede edildiği, bu itibarla ses ve gaz fişeklerinden tadil özel şekil ve nitelikte fişekleri atabileceği görülen tabancanın 6136 sayılı Kanuna göre yasak niteliğini haiz ateşli silahlardan olarak mütalaa edilmesi gerektiği sonucuna varıldığı, oniki (12) adet fişeğin 9 mm çaplı ses ve gaz fişeği istimal eden silahlarda kullanılmak üzerine imal edildiği, söz konusu fişeklerin 6136 sayılı Kanuna göre yasak niteliğe haiz olmadığı bilgilerine yer verildiği,
Sanığın aşamalarda, daha önce yağma suçunun mağduru olması nedeniyle kendini korumak için seyyar satıcıdan suça konu kuru sıkı tabancayı satın aldığını, olay günü de gezerken tekrar yağma suçuna muhatap olduğunu, kendini koruma amaçlı silahı ile iki el havaya ateş ettiğini ve kaçmaya başladığını, iki kişinin kendisini takip ettiğini, kaçarken polisle karşılaşınca olayı anlattığını ve tabancayı polislere teslim ettiğini, tabancayı kuru sıkı olarak aldığını, üzerinde herhangi bir değişiklik yaptırmadığını savunduğu,
Yerel mahkemece silah üzerinde herhangi bir değişiklik yapıldığına ilişkin bir araştırma yapılmadığı gibi, bilirkişi raporunda da bu hususun ayrıca değerlendirilmediği,
Anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın sağlıklı bir şekilde çözümlenebilmesi için öncelikle ateşli silahlar ile ses ve gaz fişeği atabilen silahlar hakkındaki mevzuat hükümlerinin incelenmesinde yarar bulunmaktadır.
6136 sayılı Kanunun 1. maddesinde; 'Ateşli silahlarla mermilerinin ve bıçaklarla salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel olarak yapılmış bulunan diğer aletlerin memlekete sokulması, yapılması, satılması, satın alınması, taşınması veya bulundurulmasının bu kanun hükümlerine tabidir',
13. maddesinin birinci fıkrasında; 'Bu kanun hükümlerine aykırı olarak ateşli silahlarla bunlara ait mermileri satın alan veya taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis ve otuz günden yüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur',
Aynı maddenin beşinci fıkrasında ise; 'Kurusıkı tabir edilen ses veya gaz fişeği ya da benzerlerini atabilen tabancayı, teknik özelliklerinde değişiklik yaparak öldürmeye elverişli silah haline dönüştüren kişinin birinci fıkra hükümlerine göre cezalandırılır',
Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinde;
'Bu yönetmelikte geçen;...
b) Silah: uzaktan veya yakından canlıları öldürebilen, yaralayan, etkisiz bırakan, canlı organizmaları hasta eden, cansızları parçalayan veya yok eden, ruhsata tabi araç ve aletlerin tümünü,...
e) Ateşli Silah: mermi çekirdeği veya saçma tabir edilen özel şekil ve nitelikteki maddeleri, barut gazı veya bu neviden patlayıcı ve itici güç ile uzak mesafelere kadar atabilen silahları,
f) Tabanca: tam otomatik olmamak şartıyla, namlu uzunluğu fişek yatağı hariç otuz santimetreyi ve tüm uzunluğu elli santimetreyi geçmeyen, dumanlı veya dumansız barut veya bu neviden bir patlayıcı ve itici güç ile gülle, mermi, saçma veya füze ile gaz ya da diğer nesneleri atabilen, belli bir çapta namluya uygun imal edilmiş ateşli silahları, ...
İfade eder',
12.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 5729 sayılı Ses ve Gaz Fişeği Atabilen Silahlar Hakkında Kanunun 1. maddesinde;
'Bu Kanunun amacı, ses ve gaz fişeği atabilen silahların nitelikleri, imali, ithali, ihracı, satışı, edinilmesi, bulundurulması ve taşınması hakkındaki usul ve esaslar ile bunlarla ilgili izin, kayıt ve tescil işlemlerini düzenlemektir.
Bu kanunda geçen ses ve gaz fişeği atan silah; kurusıkı silah olarak da tabir edilen ses ve gaz fişeği atabilen silahları ifade eder',
2. maddesinin ikinci fıkrasında;
'Bu Kanun kapsamına giren silahların 10.7.1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülemeyecek ve üzerinde 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silahlardan rengi ve şekli belirtilerek açıkça ayırt edilmesini sağlayan bir işaret taşıyacak şekilde üretilmeleri zorunludur. Bu zorunluluk ithalatta da aranır...'
4. maddesinin birinci fıkrasında ise;
' (1) Bu Kanun kapsamındaki silahları yetkili mercilerden izin almadan veya 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülecek şekilde imal edenler veya satanlar bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yüz günden beşyüz güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.',
Ses ve Gaz Fişeği Atabilen Silahlar Hakkında Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin (c) bendinde;
'Bu yönetmelikte yer alan;...
c) Ses ve gaz fişeği atabilen silâh: Ses ve gaz fişeği atabilen, 10.7.1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silâhlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun hükümlerine tabi silâh vasfında olmayan, kurusıkı silah olarak da tabir edilen silâhları...
İfade eder',
“Üretim esasları” başlıklı 5. maddesinde ise;
'(1) İmal edilecek ses ve gaz fişeği atabilen silâhların çalışma sistemleri, mekanik yapıları ve görünümleri aşağıdaki şekilde olmalıdır:
a) Sadece ses ve gaz fişeği atabilen silâhlarda kullanılmak üzere imal edilmiş nitelikteki fişekleri kullanabilecek yapıda olmalıdır.
b) Birden fazla fişeği seri olarak atamayacak nitelikte; yarı otomatik, tek tek veya toplu tabanca çalışma sisteminde imal edilmiş olmalıdır.
c) Gaz çıkışı;
1) Namlu ucundan olacak silahlarda namlu içerisinde; fişek yatağı hariç olmak üzere namlu uzunluğunun en az yarısı uzunlukta çelikten imal edilmiş 'namlu emniyet sacı' ve bu sac ile namlu ucu arasında kalan kısımda olacak şekilde sacın geniş yüzeyine dik olarak konumlandırılmış çelikten imal edilmiş 'namlu emniyet pimi' olmalıdır. Emniyet sacı fişek yatağı tarafında olmalıdır. Belirtilen sac ve pim, namlu içerisine kolayca çıkartılamayacak şekilde yerleştirilmelidir.
2) Fişek yatağı bitiminde olacak silahlarda namlu içerisine, namlu çapını tam kapatacak şekilde sertleştirilmiş çelikten imal edilmiş 'namlu emniyet çelikleri' yerleştirilmelidir. Bu çeliklerin fişek yatağı ve namlu ucuna dönük kısımları delinmeyi engellemeye yönelik geometrik şekillere sahip olmalıdır ve aynı zamanda bu çelikler sökülmeye elverişsiz şekilde namlu içerisine yerleştirilmelidir. Namlu emniyet çelikleri fişek yatağı bitimine olabilecek en yakın konumda olmalıdır.
ç) Namlu ile gövde, sökülmek sureti ile birbirinden ayrılamayacak yapıda imal edilmelidir.
d) Namlu ağzının çevresi karşıdan bakıldığında görülecek şekilde ve kolayca çıkmayacak turuncu renkli fosforlu boya ile boyalı olmalıdır.
e) Namlu uzunluğu fişek yatağı hariç 300 milimetreyi ve tüm uzunluğu 500 milimetreyi geçmeyecek şekilde imal edilmiş olmalıdır.
f) Görünümü toplu veya yarı otomatik tabanca şeklinde olmalıdır. Güvenlik kuvvetlerince kullanılan tam otomatik silâh şeklinde veya görünümünde olmamalıdır.
g) İmal edilen silâhlar üzerine marka, model, çap, imal yılı ve seri numaraları silinmeyecek şekilde vurulmalı, üretimde seri numarası atlaması yapılmamalıdır.
ğ) Bu silâhların ambalaj ve kutularına Ek-1'de yer alan yasal uyarının ve silâhın kullanım kılavuzunun konulması zorunludur.
(2) Yalnızca film yapımı, tiyatro, şenlik, kutlama, tören gibi etkinliklerde kullanılmak üzere yapılacak imalatlarda; birinci fıkranın (b), (d), (e) ve (f) bentlerinde belirtilen üretim esasları aranmaz. Bu amaçla yapılacak üretimde, üretici firma ile etkinliği gerçekleştirecek gerçek veya tüzel kişiler arasında üretime ilişkin düzenlenecek bir sözleşme ibraz edilmek sureti ile İçişleri Bakanlığından alınacak uygun görüş yazısı ve sözleşmenin bir suretinin Sanayi ve Ticaret Bakanlığına sunulmasını takiben Üretim İzin Belgesi için gereken işlemler başlatılır. İmalatçı firma; üretimi tamamladıktan sonra sözleşmeyi yaptığı gerçek veya tüzel kişiye silahları teslim ettiğine dair bir belge ile birlikte bu silahlara ilişkin Üretim İzin Belgesini Sanayi ve Ticaret Bakanlığına teslim eder.',
Hükümleri yer almaktadır.
Görüldüğü üzere ses ve gaz fişeği atabilen silahların, 6136 sayılı Kanun hükümlerine tâbi silah vasfına dönüştürülemeyecek ve aynı kanun hükümlerine tabi silahlardan açıkça ayırt edilebilmelerini sağlayan rengi ve şekli belirtilen bir işareti üzerinde taşıyacak şekilde üretilmeleri zorunludur. Bu tip silahları 6136 sayılı Kanun hükümlerine tâbi silah vasfına dönüştürülecek şekilde imal edenler veya satanlar 5729 sayılı Kanunun 4/1, ticaret kastı taşımadan teknik özelliklerinde değişiklik yaparak öldürmeye elverişli silah haline dönüştürenler ise 6136 sayılı Kanunun 13/5. maddesi delaletiyle 13/1. maddesi uyarınca cezalandırılacaktır. Usulüne uygun imal edilmemesi ya da sonradan teknik özelliklerinde değişiklik yapılması nedeniyle yalnızca ses ve gaz fişeği değil, ayrıca mermi çekirdeği veya saçma tabir edilen özel şekil ve nitelikteki cisimleri de atabilen silahlar yasak niteliği haiz ateşli silahlardan olup memlekete sokulması, yapılması, satılması, satın alınması, taşınması veya bulundurulması 6136 sayılı Kanun hükümlerine tâbi olacaktır.
Bu nedenle, ses ve gaz fişeği atabilen bir silahın teknik özelliklerinde bir değişiklik olmamasına karşın 6136 sayılı Kanun kapsamında yasak niteliği haiz ateşli silah olduğu iddiasıyla bir kamu davası açılması durumunda öncelikle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından silahın üretim tarihi, marka ve modeline göre mevcut şekilde üretilmesine ve ithaline izin verilip verilmediği sorulup, doğrudan mevzuatta öngörülen usul ve esaslara aykırı olarak 6136 sayılı Kanun hükümlerine tâbi silah vasfında mı üretildiği, yoksa anılan kanun hükümlerine tâbi silah vasfına dönüştürülebilecek şekilde üretilip bilaharede bu imkandan yararlanılarak teknik özelliklerinde değişiklik yapılması sonucunda 6136 sayılı Kanun hükümlerine tâbi silah vasfına mı dönüştürüldüğü tereddüte yer bırakmayacak biçimde tespit edilmeli, daha sonra da suça konu silahın üretim tarihi, bu tarih itibariyle üretim ve ithalinin tabi olduğu usul ve esaslar, mekanik yapısı, görünümü, silahla birlikte çapına uygun ateşli silah fişeği ele geçip geçmediği gibi hususlar üzerinde durularak, niteliğinin 6136 sayılı Kanun kapsamında olduğunun bilinip bilmediği belirlenmeli, sonucuna göre de sanığın hukuki durumu takdir ve tayin edilmelidir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen raporda; sanıktan ele geçen silahın namlu içerisinde bulunan gaz ayırıcı parçasının halkavi yapıda olması nedeniyle, yapılan deneme atışlarında uygun çapta özel şekil ve nitelikte saçma, kurşun, metal küre gibi cisimleri atabildiğinin tespit edildiği, dolayısıyla 6136 sayılı Kanun kapsamında yasak niteliğini haiz ateşli silahlardan olduğu sonucuna ulaşıldığı belirtilmiş, ancak ele geçen silahın mevcut hali ile mi üretildiği, yoksa sonradan teknik özelliklerinde değişiklik yapılarak anılan kanun hükümlerine tâbi silah vasfına mı dönüştürüldüğü noktasında bir açıklama yapılmamıştır.
Şu halde öncelikle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından silahın üretim tarihi, marka ve modeline göre mevcut şekilde üretilmesine ve ithaline izin verilip verilmediği sorulup, doğrudan mevzuatta öngörülen usul ve esaslara aykırı olarak 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silah vasfında mı üretildiği, yoksa 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülebilecek şekilde üretilmesi ve bilaharede bu imkandan yararlanılarak teknik özelliklerinde değişiklik yapılması sonucunda 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silah vasfına mı dönüştürüldüğü tespit edilmeli, silahın teknik özelliklerinde sonradan bir değişiklik yapılmışsa bu değişikliğin sanık tarafından mı, yoksa bilgisi dahilinde mi yapılıp yapılmadığı belirlenmeli, ayrıca silah mevcut hali ile üretilmiş ise üretim tarihi, bu tarih itibariyle üretim ve ithalinin tabi olduğu usul ve esaslar, mekanik yapısı, görünümü, silahla birlikte çapına uygun ateşli silah fişeği ele geçip geçmediği gibi hususlar üzerinde durularak niteliğinin 6136 sayılı Kanun kapsamında olduğunun sanık tarafından bilinip bilmediği araştırılmalı ve sonucuna göre sanığın hukuki durumu takdir ve tayin edilmelidir.
Bu itibarla, yerel mahkemece sanığın beraatına ilişkin eksik araştırmaya dayalı hükümde direnilmesi isabetsiz olup, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesinin 11.04.2012 gün ve 88-278 sayılı direnme hükmünün eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.12.2013 yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.