20. Hukuk Dairesi 2018/4696 E. , 2018/8025 K.
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi, davalılar ... ve ... vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi 16/01/2012 tarihli dava dilekçesinde özetle; ... ili ... İlçesi, ... köyü 202/5-6-7-50-51-53-54-55-56 parsel sayılı taşınmazların evveliyatları itibariyle ... sayılan yerlerden olduğunu belirterek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile ... vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile; dava konusu olan ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 202 ada 5, 7 ve 51 parsel sayılı taşınmaz açısından açılan davanın reddine, 202 ada 6 ve 50 parsel sayılı taşınmazların ... vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 202 ada 53 , 54, 55 ve 56 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile ... vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi, davalılar ... ve ... vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde ... kadastrosu, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
1-Davacı ... Yönetiminin dava konusu 202 ada 5 ve 7 parsele ilişkin temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman ... bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazların ... sayılan yerlerden olmadığı, eylemli durumu itibariyle % 2 ila 5 eğimli olup ihya edilmiş tarla vasfında olduğu saptanarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.
2- Davacı ... Yönetiminin dava konusu 202 ada 51 parsele ilişkin temyiz itirazları yönünden;
Kural olarak; davacı sıfatı (aktif husumet ehliyeti) hakkın malikine, davalı sıfatı (pasif husumet ehliyeti) ise o hakka uymakla yükümlü olan kişiye aittir. Gayrimenkul mülkiyetine ilişkin davalarda davalı sıfatı dava tarihinde taşınmaz maliki olan kişiye (tapu sicilinde malik olarak yazılı olan kişiye) aittir. Husumet konusu, davanın her safhasında ortaya atılabilir ve mahkemece de doğrudan doğruya (re'sen) karşı tarafın, bu yollu bir savunmasının yapılmasına, rızası olup olmadığına bakılmaksızın incelenerek gözönünde tutulur.
Somut olayda, ... Yönetimi tarafından ... adına tapuda kayıtlı bulunan 202 ada 51 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ve ... vasfıyla tapuya tescili talep edilmiş olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda bu taşınmaza ilişkin davanın reddi yönünde hüküm kurulmuş ise de dosya kapsamının incelenmesinden, taşınmazın 1960 doğumlu... kızı ... adına tespit ve tescil edildiği, davacı yanca davalı olarak gösterilen ve dava dilekçesinde TC kimlik numarası yazılı olan ...’in ise ...kızı 1975 doğumlu olduğu, gerekçeli karar başlığında davalı olarak ...kızı ... gösterildiği gibi dosya kapsamındaki tüm tebliğlerin de bu şahsa yapıldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle mahkemece, tapu kayıt maliğine yöneltilmeyen eldeki davanın yukarıda açıklandığı üzere pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş ve bu taşınmaza ilişkin hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
3-Davalı ...’in dava konusu 202 ada 56 parsele ilişkin temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman ... bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada 197,84 m2 yüzölçümlü çekişmeli taşınmazın ... sayılmayan yerlerden olduğu, ihya edilmemiş ve taş temizliği ile bakımı yapılmamış olan taşınmazın üzerinde çam ağaçları bulunduğu, bu hali ile davalı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.
4-Davalı ... ve ...’in dava konusu 202 ada 53 ve 54 parsele ilişkin temyiz itirazları yönünden;
Dosya kapsamında yapılan araştırma ve inceleme sonunda dava konusu 202 ada 53 ve 54 parselin evveliyatı ve eylemli durumu itibariyle ... sayılan yerlerden olmadığı belirlenmiş iken mahkemece; dosya içerisinde delil olarak bulunan ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/154 Esas sayılı dosyasında dava edilen yerlerin dava konusu 202 ada 53 ve 54 parsel sayılı taşınmazları kapsadığı, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/154 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada alınan ... bilirkişi raporunda 1958 tarihinde çekilmiş memleket haritasında dava edilen yerlerin ... sayılan yerlerden olduğu belirtildiği gerekçesi ile belirtilen sulh ceza mahkemesi dosyasında alınan raporlara itibar edilerek bu parseller açısından açılan davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile ... vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de verilen karar yerinde değildir.
Şöyle ki; dosya kapsamında yer alan ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/154 Esas- 2010/140 Karar sayılı dosya aslının incelenmesinde sanık ... hakkında 6831 sayılı Kanunun 93/1 maddesine muhalefetten mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın 01/02/2011 tarihinde kesinleştiği, dosya kapsamında alınan 2004 tarihli ... bilirkişi heyeti raporunda 1958 tarihli memleket haritasında suça konu yerin ... sayılan yer olduğu bildirilmiş, memleket haritasının dayanağı hava fotoğrafı getirilerek uygulanmamış, taşınmazın evveliyatına ilişkin başkaca bir inceleme de yapılmamıştır.
Eldeki dosya kapsamında yapılan araştırmalarda ise dava konusu taşınmazların 1951 tarihli hava fotoğrafında açık alanlardan olduğu, arazi yüzeyinde yapraklı ve ibreli ağaç/ağaç topluluklarının bulunmadığı, 1974 yılına ilişkin hava fotoğrafı üzerinde yapılan stereoskopik incelemede taşınmazların boş, doğal görünümde, diğer bir ifade ile tarımsal faaliyet yapılmamış, üzerinde her hangi bir ... bitki örtüsü olamayan açık alanlar olduğu, 1984 yılına ilişkin hava fotoğrafı üzerinde yapılan stereoskopik incelemede de taşınmazlar üzerinde her hangi bir ... bitki örtüsü bulunmadığı, taşınmazların eylemli durumları itibariyle de ... olmadıkları tespit edilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince, hukuk hakimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hakiminin, ceza hakiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağı saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkumiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof.Kemal Gözler, “Res Judicata’nın Türkçesi Üzerine”, ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56, Sayı 2, 2007, s.45-61) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.02.2012 gün 2011/19-639 Esas, 2012/30 Kararı; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 gün ve 2009/4-13 Esas, 2009/12 Karar; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.04.2010 gün ve 2010/2-76 Esas, 2010/77 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere düşme, takipsizlik, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar kesinleşmiş mahkûmiyet kararları olarak kabul edilemeyecektir.
CMK'nın 231/5. maddesinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmayacağının belirtildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, sonuçları itibariyle bir mahkumiyet kararı olmadığı, kural olarak, sanığın aleyhine sonuç doğuracak şekilde bir etki oluşturmayacağı da nazara alındığında davalı hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararı nedeniyle ... alanlarına tecavüz edildiğinin sabit olduğundan söz edilemeyecektir.
Tüm bu bilgiler ışığında; dava konusu taşınmazların evveliyatları itibariyle ... sayılan yerlerden olduğu iddiası ile taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile ... vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi talepli olarak açılan eldeki davada Hazinenin davası bulunmadığı, eski tarihli harita ve fotoğrafların uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporlarıyla çekişmeli parsellerin öncesi itibariyle ... sayılan yerlerden olmadığı belirlenerek ... Yönetimin davasının reddine karar verilmesi gerekirken belirtilen gerekçe ile hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş ve bu taşınmazlara ilişkin hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen 'Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen 'Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince, bu dava dosyası yönünden davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
5- Dahili davalı ... Başkanlığının temyiz itirazları yönünden;
... Yönetimi tarafından ... köyü tüzelkişiliği adına çayır vasfı ile tapuda kayıtlı bulunan 202 ada 55 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ve ... vasfıyla tapuya tescili talepli olarak 16.01.2012 tarihinde eldeki dava açılmış olup, yargılama aşamasında yürürlüğe giren On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi Ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
1) ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
2) ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... Büyükşehir Belediyelerinin sınırları il mülkî sınırlarıdır.
3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülkî sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
Aynı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrasında; '1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur' hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm Kanunun 'Yürürlük' başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Somut olaya gelince; davalı köy tüzel kişiliği, 6360 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri gereğince kaldırıldığından aynı Kanunla büyükşehir belediyesi sınırları il mülkî sınırları olarak belirlendiğinden ... ile ... Büyükşehir Belediyesinin de davada taraf olacağı dikkate alınarak mahkemece 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince işlem yapılmış ve ilgili belediye ve büyükşehir belediyesi davaya dahil edilmiş,... vekilince cevap dilekçesinde davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiği belirtilmiş, davanın esasına ilişkin başkaca bir savunma yapılmamış, mahkeme hükmü ise dosyada taraf sıfatlarının bulunmadığı ve aleyhlerine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin yerinde olmadığı belirtilerek temyiz edilmiştir.
Yukarıda izah edildiği üzere; dava konusu 202 ada 55 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ve ... vasfıyla tapuya tescili talepli eldeki davada ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının mahkemece taraf haline getirilmiş olması yerinde olup dahili davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değil ise de yukarıdaki dört numaralı bentde açıklandığı üzere bu dava dosyası yönünden davalı yanlar aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp bu yönden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci ve üçüncü bentde gösterilen nedenler ile davacı ... Yönetiminin dava konusu 202 ada 5 ve 7 parsele, davalı ...’in dava konusu 202 ada 56 parsele ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile bu parsellere ilişkin kurulan usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
2) İkinci ve dördüncü bentde gösterilen nedenler ile davacı ... Yönetiminin dava konusu 202 ada 51 parsele, davalı ... ve ...’in dava konusu 202 ada 53 ve 54 parsele ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu parsellere ilişkin olarak BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ...'e iadesine
3) Beşinci bentde gösterilen nedenler ile dahili davalı ... vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeksizin temyiz itirazlarının vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin olarak kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde dahili davalı ... Başkanlığına iadesine 10/12/2018 günü oy birliği ile karar verildi.