10. Ceza Dairesi 2020/3666 E. , 2020/8840 K.
Mahkeme : Ceza Dairesi
Suçlar : 1- Uyuşturucu madde ticareti yapma: Sanık ...dışındaki tüm sanıklar hakkında
2- Uyuşturucu madde kullanılmasını kolaylaştırma: Sanık ... hakkında
Hükümler : 1- Mahkûmiyet: Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 24/10/2019 tarih, 2018/425 esas ve 2019/437 sayılı kararı
2- Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi'nin 14/02/2020 tarih, 2020/474 esas ve 2020/519 sayılı kararı ile:
a) Sanık ... hakkında: İlk derece mahkemesince verilen mahkumiyet hükmünün bozularak sanığın beraatine karar verlmesi suretiyle hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi
b) Sanık ... dışındaki tüm sanıklar hakkında: İstinaf başvurularının esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesi'nce verilen hüküm temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanıklar ..., ... ve ... müdafilerinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteminin, 08/03/2018 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 7079 sayılı Kanun'un 94. maddesi ile 5271 sayılı Kanun'un 299/1-1. cümlesine getirilen değişiklik uyarınca; takdiren reddine karar verilerek duruşmasız inceleme yapılmıştır.
A) Sanık ... hakkında vekalet ücretine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde:
Sanık hakkında ilk derece mahkemesi tarafından beraat kararı verilmesi gerekirken mahkûmiyet kararı verildiği ve bölge adliye mahkemesinde duruşma açılmadığı dikkate alınarak yapılan incelemede;
1136 sayılı Kanun'un 168 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14. maddesinin 4. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün CMK’nın 302. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 303. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasının yargılama giderlerine ilişkin bölümden sonra gelmek üzere 'Sanık kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, ilk derece mahkemesince verilen hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre 5.450,00 TL (2019 yılı) vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİNE;
B) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkındaki hükümlerin incelenmesinde:
5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile, CMK'nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, sanıkların müdafilerinin temyiz istemlerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
Sanık ... hakkında tekerrüre esas alınan Afyonkarahisar 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2017/73 esas ve 2017/197 karar sayılı ilamı ile kasten yaralama suçundan doğrudan verilen 3000 TL adli para cezasının hüküm tarihi ve miktarı itibarıyla kesin nitelikte olduğu ve tekerrüre esas olamayacağı, sanığın adli sicil kaydının incelenmesinde tekerrüre esas olabilecek nitelikte olan Afyonkarahisar 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2016/133 esas ve 2016/545 sayılı kararı ile 5607 sayılı Kanun'un 3/5. maddesi gereğince verilen 1 yıl 15 gün hapis ve 500 TL adli para cezasına ilişkin mahkumiyeti ile ilgili olarak UYAP üzerinden yapılan araştırmada Mahkemesince 29/04/2020 tarihli 2016/133 esas ve 2016/545 sayılı ek karar ile 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun etkin pişmanlık kapsamını genişleten 62 ve 63. maddeleri nedeniyle sanık hakkındaki ilamın infazının durdurulmasına karar verildiği anlaşılmakla, bu ilam hakkındaki uyarlama yargılaması sonucunun araştırılarak sonucuna göre, aleyhe temyiz bulunmayan sanığın kazanılmış hakkının saklı olduğu da gözetilmek suretiyle, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak hükümden sonra 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun'un 10. maddesi ile yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanıklar hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükümlere ilişkin yapılan istinaf başvurularının esastan reddine dair Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi'nin kararı hukuka uygun bulunduğundan, sanıkların müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz istemlerinin CMK'nın 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, hükmolunan hapis cezasının süresi ile tutuklama tarihlerine göre sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkındaki tahliye taleplerinin reddine,
C) Sanık ... hakkındaki hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanık ve müdafiinin yokluğunda verilen hükmün sanık müdafiine 09/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesinden sonra sanığın bulunduğu cezaevi aracılığıyla gönderdiği 27/04/2020, 28/04/2020, 11/05/2020, 14/05/2020, 21/05/2020 ve 09/06/2020 tarihli dilekçeleri ile temyiz hakkından feragat ettiğini belirterek temyiz isteğinden vazgeçtiği, ancak sanığın daha sonra 23/06/2020 tarihli dilekçesi ile yeniden temyiz isteminde bulunduğu, 26/03/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un geçici 1. maddesi ve 15/06/2020 tarihli 2480 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile 13/03/2020 tarihinden 15/06/2020 tarihine kadar duran süre de dikkate alındığında sanığın henüz temyiz süresi dolmadan 23/06/2020 tarihli dilekçesi ile temyiz isteğinden vazgeçmesinden dönerek hükmü temyiz ettiği anlaşılmakla yapılan temyiz incelemesinde;
5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile, CMK'nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, sanık ve müdafiinin temyiz istemlerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak hükümden sonra 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun'un 10. maddesi ile yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükme ilişkin yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi'nin kararı hukuka uygun bulunduğundan, sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz istemlerinin CMK'nın 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
D) Sanık ... hakkındaki hükmün incelenmesinde:
5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK'nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak sanık müdafiinin temyiz dilekçesinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
Sanığın diğer sanık ... ile arasında geçen, dosyada mevcut iletişimin tespiti çözüm tutanaklarına konu görüşme içerikleri, sanık ...'ın beyanları ve sanığın savunmaları nazara alınarak, sanığın diğer sanık ...'a uyuşturucu madde temin ettiği anlaşıldığından, tebliğnamedeki sanık hakkında TCK'nın 39. maddesinin uygulanması gerektiği şeklindeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilen dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Suç tarihinde diğer sanık ... tarafından hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan işlem yapılan ...'a verilen suç konusu maddenin sanık tarafından diğer sanık ...'a temin edildiğine dair ... ile aralarında geçen soyut telefon görüşmeleri dışında aleyhinde yeterli delil bulunmadığı soruşturma aşamasındaki, ...'ı uyuşturucu satan kişinin yanına götürdüğüne ilişkin tevilli ikrarı ile kendi suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım eden sanık hakkında TCK'nın 192/3. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak hükümden sonra 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun'un 10. maddesi ile yapılan değişiklik nedeniyle sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün BOZULMASINA, tutukluluk süresi ve tutuklama koşullarında değişiklik bulunmadığından sanık hakkındaki tahliye talebinin reddine,
E) Sanık ... hakkındaki hükmün incelenmesinde:
5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK'nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak sanık müdafiinin temyiz dilekçesinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
1- Sanığın 14/12/2017 tarihli eylemi sabit ise de; 16/11/2017 tarihli eyleminin ilk derece mahkemesince sabit kabul edilmediği, 19/12/2017 tarihli eylemi ile ilgili ise diğer sanık ...'in ikametinde yapılan aramada herhangi bir uyuşturucu madde ele geçirilmeyip uyuşturucu madde kullanılmasını sağlayan aparatların ele geçirildiği, böylece 19/12/2017 tarihli eylem yönünden sanığın üzerine atılı suçun unsurları oluşmadığı halde sanık hakkında TCK'nın 43. maddesi uygulanarak fazla ceza tayini,
2- TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak hükümden sonra 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun'un 10. maddesi ile yapılan değişiklik nedeniyle sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA,
F) Sanık ... hakkındaki hükmün incelenmesinde:
5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK'nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak sanık müdafiinin temyiz dilekçesinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
1- Sanığın diğer sanık ...'in kullandığı araçta ele geçirilen suç konusu maddelerden bilgisi olduğuna ve diğer sanığın suçuna iştirak ettiğine, üzerinde ele geçirilen maddeyi ise kullanma dışında bir amaçla bulundurduğuna ilişkin mahkûmiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve yeterli delil bulunmadığı, sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi,
2- Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 21/04/2015 tarih ve 2014/10-623 esas, 2015/117 sayılı kararında yabancı uyruklu olup, yakalandığında üzerinde herhangi bir kimlik belgesi çıkmayan sanığın nüfus ve adli sicil kayıtları ile ilgili hiçbir araştırma yapılmadan sadece beyan edilen kimlik bilgilerine dayanılarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır denilmiştir.
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 91. maddesinde geçici koruma 'Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir.' şeklinde hüküm altına alınmış, bu kişilerin Türkiye'ye kabulü, Türkiye'de kalışı, hak ve yükümlülüklerinin Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.
6458 sayılı Kanun'un 91. maddesi uyarınca çıkartılan Geçici Koruma Yönetmeliği'nin (Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi: 13/10/2014 No: 2014/6883 Dayandığı Kanunun Tarihi: 04/04/2013 No: 6458 Yayımlandığı Resmi Gazete'nin Tarihi: 22/10/2014 No: 29153) 21. maddesinde; bu Yönetmelik kapsamındaki yabancıların kayıtları sırasında kimliğine ilişkin belge sunamayan yabancının, aksi ispat edilinceye kadar beyanının esas alınacağı, fotoğraf, parmak izi ya da kimlik tespitine elverişli diğer biyometrik verilerin esas alınıp merkezi veri tabanına kaydedileceği, mevcut biyometrik verilerle eşleştirileceği, kayıt altına alınan yabancıların bilgilerinin derhal Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne bildirileceği, yabancıların kayıt bilgilerinin doğum, ölüm, evlilik, boşanma, gönüllü geri dönüş gibi hallerde güncelleneceği, adres kayıt sistemine kaydedilecekleri düzenlemeleri getirilmiş, 22. maddesinde ise; kayıt işlemleri tamamlananlara, valilikler tarafından geçici koruma kimlik belgesi düzenleneceği, geçici koruma kimlik belgesi verilenlere, 25/04/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu kapsamında yabancı kimlik numarası verileceği belirtilmiştir.
6458 sayılı Kanun'un 121. maddesine dayanılarak çıkartılan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik 17 Mart 2016 tarih ve 29656 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu itibarla, somut olayda sanığın kimliğini ispat edecek herhangi bir belge bulunmadığının ve kimliğinin tespitine yönelik başkaca bir işlem yapılmadığının anlaşılması karşısında, Özbekistan uyruklu sanığa ait nüfus ve adli sicil kayıtlarının, sanığın vatandaşı olduğu ülke ve gerektiğinde uluslararası kurum ve kuruluşlardan genelgeler doğrultusunda temin edilip, sanığın resmi kimlik bilgilerinin diplomatik yazışmalarla belirlenemediği takdirde soruşturma makamınca sanığın beyanı üzerine tespit edilen kimlik bilgileri, dosya içerisindeki parmak izi ve fotoğraf kayıt formu ile sanığın temin edilen fotoğraflarının Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne gönderilerek Geçici Koruma Yönetmeliği'nin 21 ve 22. maddeleri uyarınca sanığın Türkiye'ye kabul edilen yabancılardan olup olmadığının ve varsa yabancı kimlik numarası ile adres kayıt sistemindeki kayıtlarının tespit edilmesi, şayet kimliği bu şekilde belirlenmiyorsa 6458 sayılı Kanun'un 91. maddesi uyarınca çıkartılan Geçici Koruma Yönetmeliği'nin 21. ve 22. maddesi gereğince gerekli kayıtlarının yapılıp gecici koruma belgesi çıkarılıp gönderilmesi istenilerek belirlenen kimliği esas alınıp, hükümlülüğüne karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA,
28/02/2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne; kararın bir örneğinin Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi'ne gönderilmesine, 10/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.