T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/36 Esas
KARAR NO: 2021/155 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2019
NUMARASI: 2019/297 Esas 2019/526 Karar
DAVA: Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ... sicil numarasında kayıtlı ... Ticaret Anonim Şirketinin 464.120,00 TL'lik payına sahip şirket ortağı olduğunu, müvekkilinin ... ve ... tarafından dışlanıp fiili olarak çalışmalarına şirket girişlerinin engellendiğini, imza yetkisinin pasifize edildiğini, toplantılara çağırılmadığını, kararlarda imzasının olmadığını, müvekkilinin üzerine kayıtlı olan taşınmazın ... A.Ş. hissesine isabet eden zemin kattaki 2 adet dükkanının usulsüz bir şekilde 3. kişiye devredildiğini, gayrimenkulü satın alan 3. kişi açısından satışın geçersiz olduğunu beyanla davalı ... üzerine kayıtlı bulunan ve şirket genel kurulunun vermediği yetkiye binaen 24/05/2017 tarihinde Bağcılar ... Mahallesi ... ada ... parselde kayıtlı 2 adet dükkan vasfındaki taşınmazın devir işleminin iptali ile ... A.Ş. adına yeniden tescilini talep ve dava etmiştir. Davalı ... 'ya usulüne uygun tebliğe rağmen davaya karşı cevap vermediği anlaşılmıştır. Esas davadaki diğer davalılar ... ile ... satışın gerçek satış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/05/2019 tarih ve 2019/297 Esas - 2019/526 Karar sayılı kararında; '...Malum olduğu üzere gayrimenkulün aynına ilişkin tapu iptal tescil davalarında HMK'nın 12. maddesi gereğince gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Yönetim kurulunun yokluk ile malul olduğunun tespiti istenilen dava dışı şirketin merkezi '... Mah. ... Sok. No. ... Sarıyer/İSTANBUL' adresinde olup yargı sınırlarımız içerisindedir. Buna binaen özellikle HMK'nın 14/2 maddesi gözetilerek şirketler hukukundan doğan yönetim organlarına dair davanın kesin yetki kuralı gereğince organ işlemine ilişkin davanın mahkememizde görülmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Ancak, tapu iptal tescil istemi yönünden taşınmazın Bağcılar İlçesi sınırları içinde bulunduğu anlaşılmakla Bakırköy Mahkemeleri yargı sınırları içinde bulunması gözetilerek tapu iptal tescil talebi yönünden mahkememizin yetkisiz olduğu izahtan varestedir. Bu nedenle tapu iptal tescil işlemi yönünden davanın tefrik edilerek yetkisizlik kararı verilmesi gereklidir. Yargıtay'ın da benzer durumlarda uygulaması bu yöndedir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2018/2081 Esas, 2019/2778 Karar sayılı, 29/04/2019 tarihli benzer uygulaması ) Hal böyleyken, mahkememizin 2018/995 Esas sayılı dava dosyasının 24/05/2019 günlü celse ara kararı uyarınca tapu iptal tescil istemi yönünden dava tefrik edilmek suretiyle ayrı bir esasa kaydı yapılmış olup aşağıdaki şekilde yetkisizlik kararı verilmesi gerekmiştir....'gerekçesi ile, 1-HMK'nın 12. maddesi uyarınca, Bağcılar ... Mahallesi ... ada ... parselde kayıtlı 2 adet dükkan vasfındaki taşınmazın tapusunun iptali ve tescili yönünden mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, 2-Kararın kesinleşmesine müteakiben HMK'nın 20. maddesi uyarınca 2 haftalık süre içerisinde taraflarca müracat edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağına karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Tefrik kararı ile ayrılarak yetkisizlik kararı verilen işbu davanın bir tapu iptal ve tescil davası değil, yönetim kurulu kararının yokluğunun tespiti davası olduğunu, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/995 Esas sayılı dosyasında açılan işbu dava ile TTK’nın 408. maddesine göre satışına genel kurul karar vermesi gerekirken yönetim kurulu kararı ile satılan ve bu sebeple yok hükmünde olan yönetim kurulu kararına göre yapılan taşınmaz satışının yokluğunun tespiti talep edildiği, yönetim kurulu kararının yokluğunun tespitinin doğal sonucu ise tapunun gerçek sahibine iadesi olduğunu, Dava dışı ... A.Ş.’nin aktifinde kayıtlı bulunan taşınmazlar, müvekkili haricindeki diğer hissedarlar ve yönetim kurulu üyeleri tarafından hileli yollarla sırf şirket aktiflerini azaltmak ve müvekkilini zarara uğratmak, devam eden ortaklıktan çıkma ve şirketin feshi davası sonucunda müvekkili hissesini azaltmak amacıyla 3.kişilere devredildiğini, buna ilişkin olarak İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/552 E. nolu dosyasından alınan bilirkişi raporunun ilgili sayfalarını ekte delil olarak sunduklarını, İşbu davada bahsi geçen İstanbul İli Bağcılar İlçesi ... Mah. ... Ada ... Parselde kayıtlı bulunan taşınmazdaki ... A.Ş. hissesine isabet eden zemin kattaki 2 adet dükkan da usulüne aykırı bir şekilde, şirket genel kurul kararı bulunmaksızın, hileli yollarla 3. kişi davalı ...’ya 24.05.2017 tarihinde muvazaalı olarak devredildiğini, davalının bu gayrimenkulleri satın alacak ekonomik gücü olmadığını, Hal böyle iken şirket genel kurulunun vermediği yetkiye istinaden 24.05.2017 tarihinde yapılan şirketin önemli bir malvarlığının devri şeklinde tecelli eden taşınmaz satışının dayanağı olan yönetim kurulu kararının butlan ile malul olduğunun tespitine karar verilmesi ve bunun devamında da taşınmazın dava dışı ... A.Ş. aktifine iadesine karar verilmesi Yerel Mahkemeden talep edildiğini, Yerel Mahkemece talep hatalı değerlendirilerek davanın yönetim kurulu kararının butlan ile malul olup olmadığının tespiti ile tapu iptal tescil yönünde olduğuna kanaat getirildiği, bu nedenle yerel mahkemece, 2018/995 Esas sayılı dosyasının 22.05.2019 tarihli celsesinde, 6 nolu ara karar gereğince, taşınmazın Bağcılar İlçesi sınırları içinde bulunması sebebiyle Bakırköy Mahkemeleri yargı sınırları gözetilerek dosyanın tefrik edilmek suretiyle esas kaydı yapılarak tapu iptal tescil istemi yönünden yetkisizlik kararı oluşturulmasına karar verildiğini, tefrik edilen ve istinaf talebine konu 2019/297 Esas sayılı dosya üzerinden verilen 24.05.2019 tarihli yetkisizlik kararı hukuka aykırı olduğunu, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/995 Esas sayılı dosyası üzerinden yönetim kurulu kararının butlan tespiti davası ise halihazırda devam etmekte olduğunu, Yerel Mahkemece, yönetim kurulu kararının butlanı ve tapu iptal tescil şeklinde davanın bölünmesi ve bu şekilde iki ayrı yargılama yapılacak olması taleplerimizi karşılar mahiyette olmadığı gibi hukuk düzenince korunan menfaat ve değerlere de aykırı olduğunu, Şirket hissedarının şirketle ilgili ihtilaflarda açtığı davalarda şirket merekzinin bulunduğu yer Mahkemesinin yetkili olduğunu, İşbu dava tapu iptal tescil davası değil; müvekkili haricindeki diğer yönetim kurulu üyeleri tarafından alınan yönetim kurulu kararının yokluğunun tespiti ve 3.kişiye hileli ve muvazaalı yollarla devredilen taşınmazın yokluk sebebiyle şirket aktifine iadesi talebi olduğunu, her ne kadar ... A.Ş. davada taraf olarak gösterilmemiş olsa da dava bir bütün olarak değerlendirildiğinde şirketi ilgilendiren bir dava olduğu açık olup, yetkili mahkeme şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemeleri olduğu ve kesin yetki kuralı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunun tespiti ile dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, genel kurul kararı olmaksızın dava dışı ... Anonim Şirketinin taşınmaz satışına ilişkin yönetim kurulu kararının butlan ile malul olduğunun tespiti ile taşınmazın davacının da ortak olduğu dava dışı şirket adına tescil istemine ilişkindir. Mahkemece 2018/995 Esas sayılı dosyanın 22/05/2019 tarihli ön inceleme duruşmasında uyuşmazlığın, yönetim kurulu kararının butlan ile malul olup olmadığının tespiti ile tapu iptal tescil konularında olduğu tesbit edilmiştir. Mahkemece, 2018/995 Esas sayılı dosyanın 22/05/2019 tarihli duruşmasının ara kararı ile; Tapu İptal Tescil istemi yönünden taşınmazın Bağcılar İlçesi sınırları içinde bulunması, Bakırköy Mahkemeleri yargı sınırları içinde bulunması gözetilerek taşınmazın aynından kaynaklandığı anlaşılmakla tapu iptal tescil talebi yönünden mahkemenin yetkisizliği ile Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dosyanın Tapu iptal tescil yönünden tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydı yapılarak yetkisizlik kararı oluşturulmasına karar verildiği ve tefrik edilen davanın mahkemelerinin 2019/297 Esas sayısına kayıt edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece, yukarıdaki gerekçeyle HMK'nın 12. maddesi uyarınca, Bağcılar ... Mahallesi ... ada ... parselde kayıtlı 2 adet dükkan vasfındaki taşınmazın tapusunun iptali ve tescili yönünden mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık, mahkemece verilen yetkisizlik kararının dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup olmadığı ve yetkili mahkemenin neresi olduğu noktasında toplanmaktadır. Davacı vekili dava dilekçesi ile, TTK’nın 408. maddesine göre satışına genel kurul karar vermesi gerekirken müvekkili haricindeki diğer yönetim kurulu üyeleri tarafından alınan yönetim kurulu kararı ile satılan ve bu sebeple yok hükmünde olan yönetim kurulu kararının yokluğunun tespiti ile 3.kişiye hileli ve muvazaalı yollarla devredildiği iddia edilen taşınmazın tapunun gerçek sahibi şirket adına tescili talep edilmiştir. Somut olayda, taşınmaz satışının yapıldığı Anonim Şirket yönetim kurulu kararının TTK. 391 maddesi uyarınca batıl olduğunun tesbiti ve bu sebeple yok hükmünde olan yönetim kurulu kararına göre yapılan taşınmaz tapusunun gerçek sahibi adına tescili istemine ilişkin davada, yönetim kurulu kararının yokluğunun tespitinin doğal sonucu ise tapunun gerçek sahibine iadesi olduğu, ön inceleme tutanağında iddianın ileri sürülüş biçimine göre davanın birlikte görülmesi gerektiği, verilen tefrik kararının hatalı olduğu, 6100 sayılı HMK 12/1. maddesinde yer alan yetki kuralının, aynı kanunun 14/2. maddesinde yer alan yetki kuralı gibi özel ve kesin yetki kuralı olduğu ancak HMK 12/1. maddesinde yer alan özel yetki kuralının, HMK 14/2. maddesinde yer alan yetki kuralına nazaran daha genel bir yetki kuralı olduğu ve bu iki yetki kuralının aynı anda uygulanmasının söz konusu olması halinde daha özel yetki kuralı niteliğinde bulunan HMK 14/2. maddesinde yer alan yetki kuralının öncelikle uygulanması gerektiği, ayrıca mahkemenin kabulüne göre de öncelikle mahkemece görev hususunun değerlendirilmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmesinin yerinde olmadığı, HMK' nın 14/2 maddesi gereğince dava dışı şirketin tescilli faaliyet merkezinin bulunduğu yer olan İstanbul Ticaret Mahkemeleri kesin yetkilidir. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Ticaret Mahkemeleri kesin yetkili olduğundan mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi hatalı olmuştur. Sonuç itibariyle, yukarıda açıklanan nedenler ile, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-a3 maddesi gereğince kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, tarafların delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 24/05/2019 tarih ve 2019/297 Esas 2019/526 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40.TL istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/02/2021 tarihinde HMK'nın 353/1-a3 maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.