Ceza Genel Kurulu 2017/449 E. , 2019/315 K.
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 12. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 200-319
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan sanık ...'ın beraatine ilişkin Şanlıurfa (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 14.11.2013 tarihli ve 975-1119 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 29.01.2015 tarih ve 9342-1575 sayı ile;
“Olay tarihinde gece saat 23.40 sıralarında sanık idaresindeki otomobil ile seyir hâlindeyken olay mahalli trafik ışıklı kavşağa geldiğinde seyir istikametine göre sol taraftan kavşağa giren katılan idaresindeki motosikletle çarpışması sonucu motosiklet sürücüsünün nitelikli yaralandığı olayda, sanığın aşamalarda değişmeyen beyanlarında, kendisinin yeşil ışıkta geçtiğini savunduğu, katılanın ise kendisinin yeşil ışıkta geçtiğini beyan ettiği, kaza tespit tutanağında, her iki sürücünün de yeşil ışıkta geçtiklerini beyan ettiğinden kusur tespiti yapılamadığının belirtildiği, 01.04.2013 tarihli bilirkişi raporunda hangi sürücünün ışık ihlali yaptığının belirlenememesi durumunda kavşağın kontrolsüz kavşak olarak değerlendirilmesi suretiyle sanığın kullandığı bağlantı çevre yolunun tali yol konumunda olduğu, beyanına göre 70 km hızla kavşağa hızla giriş yaparak ana yol üzerinde seyir hâlinde bulunan motosiklete çarptığı olayda tam kusurlu olması karşısında sanığın mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesi,' isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
6545 sayılı Kanun'un 84. maddesiyle 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 6. maddenin 1. fıkrası uyarınca sulh ceza mahkemelerinin kaldırılması nedeniyle bozmadan sonra yargılama yapan Şanlıurfa 8. Asliye Ceza Mahkemesi ise 21.04.2015 tarih ve 200-319 sayı ile;
'...Gerek sanığın gerekse de katılanın kendilerinin yeşil ışıkta geçtiğini iddia etmesi, kaza tespit tutanağında her iki sürücünün de yeşil ışıkta geçtiklerini beyan ettiğinden kusur tespiti yapılamadığının belirtilmesi, 01.04.2013 tarihli bilirkişi raporunda hangi sürücünün ışık ihlali yaptığının belirlenememesi, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 13.08.2013 tarihli ve yargılama safahatını ayrıntısıyla anlatan raporunda özetle; her iki tarafın da olay sırasında yeşil ışıkta geçenin kendisi olduğunu belirtmiş olduğundan bu hususun takdirini Mahkememize bırakarak sanık sürücünün yeşil ışıkta geçmiş olması durumunda kusursuz, müştekinin asli ve tamamen kusurlu olduğu, müşteki sürücünün yeşil ışıkta geçmiş olması durumunda kusursuz, sanık sürücünün asli ve tamamen kusurlu olduğu yönünde görüş bildirmiş olması ve tüm dosya kapsamı karşısında,
'Kavşağın kontrolsüz kavşak olarak değerlendirilmesi' ve neticeten 'sanığın kullandığı bağlantı çevre yolunun tali yol konumunda olduğu, beyanına göre 70 km hızla kavşağa hızla giriş yaparak ana yol üzerinde seyir hâlinde bulunan motosiklete çarptığı olayda tam kusurlu olduğu' şeklindeki değerlendirme ceza mahkûmiyetinin açık ve kesin bir delile dayandırılması zorunluluğu ve şüphenin sanık lehine yorumlanması zorunluluğu ilkesine açıkça aykırıdır.
Belirttiğimiz nedenler dolayısıyla, Şanlıurfa (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin önceki bozulan kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu,' gerekçesiyle bozmaya direnerek sanığın önceki hüküm gibi beraatine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.10.2015 tarihli ve 338349 sayılı 'bozma' istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 tarih ve 1028-1888 sayı ile 6763 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesince 13.03.2017 tarih ve 591-1888 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; bir kişinin yaralanmasıyla neticelenen trafik kazasında sanığın kusurunun bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, sanığın seyir hâlinde olduğu yerleşim yeri içerisinde yer alan ve bölünmüş yol konumunda olan Şanlıurfa çevre yolunda olay tarihi itibarıyla otomobiller için öngörülen azami hız sınırının tespiti açısından eksik araştırmayla hüküm kurulup kurulmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
02.08.2012 tarihli trafik kazası tespit tutanağında; Mardin yolu ve Şanlıurfa çevre yolu kavşağında meydana gelen yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasında, sürücü belgesi olmayan sanık ...'ın sevk ve idaresindeki 63 .. 853 plaka sayılı özel otomobil ile çevre yolu istikametinde seyir hâlinde iken trafik ışıklarının düzenli olarak çalıştığı kavşağa geldiğinde kendisinin seyir istikametine göre sol taraftan ışıklı kavşağa giren katılan ...'ın sevk ve idaresindeki motosiklet ile kavşak içerisinde çarpıştıkları, kaza sonucu motosiklet sürücüsü katılan ...'ın yaralandığı, sanık ...'in yeşil ışıkta geçtiğini savunduğu, hastanede tedavi altına alınan ve ayrıntılı beyanı alınamayan katılan ...'ın “Ben yeşilde geçtim, bana bir araç çarptı.” şeklinde beyanda bulunduğu, kavşaktaki trafik ışıklarının faal olduğu, aynı anda her iki tarafa da yeşil ışığın yanmasının mümkün olmadığı, kazayı görüp beyanda bulunan tanık da bulunmadığından kusur dağılımı yapılamadığı yönünde açıklamalara yer verilerek kazanın 02.08.2012 tarihinde saat 23.40 sıralarında, yerleşim yeri içerisinde, gece vakti, açık havada, tek yönlü, 10 metre genişliğinde, asfalt kaplamalı, düz ve eğimsiz yolda, dört yönlü kavşakta meydana geldiğinin işaretlendiği,
Mahkemece olay yerinde yapılan keşfe istinaden düzenlenen 01.04.2013 tarihli bilirkişi raporunda; yolda trafik lambası aydınlatmasının ve yol şerit çizgisinin mevcut olduğu, trafik işaret levhalarının refüj başlarında bulunduğu, yolda çalışma, trafik görevlisi, banket ve görüşe engel herhangi bir cismin mevcut olmadığı, katılan ...'ın sevk ve idaresindeki motosikleti ile Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı üzerinden Mardin ili istikametine seyir hâlinde iken kavşağa giriş yaptığı sırada motosikletin gidiş istikametine göre sağ tarafındaki çevre yolu üzerinden Akçakale istikametinden Diyarbakır istikametine seyir hâlinde olan sanık ...'ın kullandığı otomobilin ön kısmı ile motosiklete çarptığı belirtilerek hangi sürücünün kırmızı ışık ihlali yaptığı tespit edilemediğinden kavşağın kontrolsüz kavşak olarak değerlendirildiği belirtilerek, sanığın seyir hâlinde olduğu çevre yolunun tali yol konumunda, katılanın seyir hâlinde olduğu Recep Tayyip Erdoğan Bulvarının ise ana yol konumunda olduğu, bu durumda 60-70 km/saat hızla kavşağa giriş yaptığını beyan eden sanık ...'ın dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu söz konusu kazaya sebebiyet verdiği ve 2918 sayılı Kanun'un 84. maddesinde sayılan “Kavşaklarda geçiş önceliğine uymama” asli kusurunu işlediği, meydana gelen kazada asli ve tam kusurlu olduğu, motosiklet sürücüsü katılan ...'ın ise mevcut şartlarda olayı önlemek bakımından alabileceği herhangi bir tedbir bulunmadığından kazanın oluşumunda kusursuz olduğu yönünde kanaatlere yer verildiği,
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 13.08.2013 tarihli bilirkişi raporunda; her iki tarafında da yeşil ışıkta kendisinin geçtiğini beyan etmeleri nedeniyle bu hususun takdiri mahkemeye ait olmak üzere, sanığın yeşil ışıkta geçmiş olması durumunda, sanığın kusursuz, katılanın asli ve tam kusurlu, katılanın yeşil ışıkta geçmiş olması hâlinde ise sanığın asli ve tam kusurlu, katılanın ise kusursuz olacağı yönünde açıklamaların yer aldığı,
Katılan ... hakkında Şanlıurfa Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 12.12.2012 tarihli rapora göre; burun kemiği, tibia ve fibula kemik cisim parçalı kırıklarına neden olan yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğu, kişinin yaşamını tehlikeye sokmadığı ve kırıkların müştereken hayat fonksiyonlarını ağır (6) derecede etkileyecek nitelikte olduğu,
Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğünün 08.01.2013 tarihli yazısında; sanığın sürücü belgesi kaydına rastlanılmadığının bildirildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ... Kollukta; 02.08.2012 tarihinde saat 23.40 sıralarında sevk ve idaresindeki motosiklet ile Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı üzerinden Sırrın istikametine seyir hâlinde iken Şanlıurfa çevre yolu kesişiminde bulunan ışıklı kavşakta kendisine yeşil ışık yandığı için kavşağa girdiği sırada kırmızı ışık ihlali yaparak hızlı bir şekilde gelen beyaz renkli Renault marka Toros model aracın kendisine çarparak olay yerinde durmadan kaçtığını, sanıktan şikâyetçi olduğunu, Mahkemece yapılan keşif esnasında; motosikleti ile tahmini 20-30 km/saat hızla seyir hâlinde iken kavşakta kendisine yeşil ışık yandığı için yoluna devam ettiğini, kavşak içerisine girdiğinde sağ tarafından gelen sanığın kullanmış olduğu aracın kendisine çarptığını, şikâyetçi olduğunu, katılma talebinin bulunduğunu,
Olay sırasında sanığın kullandığı araçta yolcu olarak bulunan tanık Emine Kahraman Kollukta; eşinin kardeşi olan sanık ...'ın sevk ve idaresindeki 63 .. 853 plaka sayılı Renault marka araç ile Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesine gittikleri sırada çevre yolu ışıklı kavşağına geldiklerinde araçlarının önüne çıkan bir motosikletin kendilerine çarptığını, Mahkemede; sanığın kendisini hastaneye götürdüğünü, rahatsız olduğu için kazanın ne şekilde meydana geldiğini bilmediğini, trafik ışığının kendilerine hangi renkte yandığını fark etmediğini,
Beyan etmişlerdir.
Sanık Kollukta; 02.08.2012 tarihinde saat 23.40 sıralarında sevk ve idaresindeki 63 .. 853 plaka sayılı araç ile araçta yolcu olarak bulunan Emine Kahraman'la birlikte Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesine gittikleri sırada çevre yolu ışıklı kavşağına geldiklerinde trafik ışıklarının yeşil yandığını, kontrollü bir şekilde ilerlediği esnada aracının önüne aniden katılanın kullandığı motosikletin çıktığını ve çarpıştıklarını, katılanın yere düştüğünü, 112 acil çağrı merkezini arayarak durumu bildirdiğini, daha sonra ...'ın ambulans ile hastaneye kaldırıldığını, meydana gelen trafik kazasında kusurunun bulunmadığını, Mahkemede; önceki ifadesinin doğru olduğunu, olay tarihinde ışıklı kavşakta kendisine yeşil ışık yandığı için devam ettiğini, geçtiği esnada motosiklet ile çarpıştıklarını, kusurunun bulunmadığını, Mahkemece yapılan keşif esnasında; ışıklı kavşakta yeşil ışık yandığı sırada geçtiğini, hızının tahminen 60-70 km/saat olduğunu savunmuştur.
Dosya kapsamından, sanığın seyir hâlinde olduğu yerleşim yeri içerisinde yer alan ve bölünmüş yol konumunda olan Şanlıurfa çevre yolunda olay tarihi itibarıyla otomobiller için öngörülen azami hız sınırının ne olduğu anlaşılamamaktadır.
Ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usule uygun olarak toplanan delillerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK, adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
Bu bağlamda, taksirli suçlar açısından da suç işlendiğinin sabit olabilmesi için sanığın kusurlu olduğunun ispatlanması, bunun için de ihlal edilen trafik kuralının ve ihlalin niteliğinin belirlenmesi gerekir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 'Hız sınırları' başlıklı 50. maddesinin birinci fıkrasında, motorlu araçların cins ve kullanma amaçlarına göre sürülebileceği en çok ve en az hız sınırlarının, şehirler arası çift yönlü kara yollarında 90 km/saat, bölünmüş yollarda 110 km/saat, otoyollarda 120 km/saat hızını geçmemek üzere yönetmelikle belirleneceği düzenlenmiş, Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 100. maddesinde de yerleşim yeri içinde otomobiller için saatteki azami hız sınırının 50 km/saat olduğu hüküm altına alınmış, Yönetmelik'in suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan son fıkrasındaki “İl ve ilçe trafik komisyonları belediye sınırları içindeki karayollarında otomobiller için hız sınırını 20 km/s’e kadar artırmaya yetkilidir. Ancak belediye sınırları içinden geçen ve Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda bulunan devlet ve il yolları için Karayolları Genel Müdürlüğünün uygun görüşünün alınması zorunludur.” şeklindeki düzenleme ile de belediye sınırları içindeki kara yollarında otomobiller için hız sınırının 20 km/saate kadar artırılabileceği belirtilmiştir.
2918 sayılı Kanun'un “Hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak” başlıklı 52. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde de;
“Sürücüler:
a) Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak,
...
Zorundadırlar.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
02.08.2012 tarihinde saat 23.40 sıralarında, yerleşim yeri içerisinde, gece vakti, açık havada, tek yönlü, 10 metre genişliğinde, asfalt kaplamalı, düz ve eğimsiz yolda, trafik ışıklarının düzenli çalıştığı ve faal durumda olduğu dört yönlü kavşakta, tali yol konumunda olan Şanlıurfa çevre yolu üzerinde seyir hâlinde olan sanığın sevk ve idaresindeki otomobil ile ana yol konumunda olan Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı üzerinde seyir hâlinde olan katılanın sevk ve idaresindeki motosikletin çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazası sonucunda katılanın vücudunda kemik kırılmasına neden olacak şekilde yaralandığı, sanık ile katılanın her ikisinin de olay esnasında kendilerine yeşil ışık yandığını iddia ettikleri, 01.04.2013 tarihli raporda hangi sürücünün ışık ihlali yaptığı tespit edilemediğinden kavşağın kontrolsüz kavşak olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu durumda da tali yol konumunda olan çevre yolundan gelen sanığın 2918 sayılı Kanun'un 84. maddesinde sayılan “Kavşaklarda geçiş önceliğine uymama” hâlinden dolayı asli kusurlu, katılanın ise kusursuz olduğu yönünde kanaat bildirildiği, sanığın olay sırasındaki hızının 60-70 km/saat olduğunu savunduğu, şehir içi bölünmüş yol konumunda olan sanığın seyir hâlinde olduğu Şanlıurfa çevre yolunda otomobiller için öngörülen azami hız limitinin belli olmadığı anlaşılmakla; trafik ışıklarının düzenli çalıştığı dört yönlü kavşakta hem sanığın hem de katılanın olay sırasında kendilerine yeşil ışık yanması sebebiyle kavşağa girdiklerini iddia etmeleri ve bu iddiaların aksinin ispatlanamaması nedeniyle, savunmasıyla da sabit olduğu üzere 70 km/saat hızla seyir hâlinde olan sanığın kusur durumunun belirlenebilmesi için azami hız sınırının üzerinde seyredip seyretmediğinin ve kavşağa yaklaşırken hızını azaltıp azaltmadığının bilinmesinin gerektiği, Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 100. maddesi uyarınca yerleşim yeri içinde otomobiller için öngörülen hız sınırı olan 50 km/saatin, aynı maddenin suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan son fıkrası uyarınca 20 km/saat artırılma imkânının bulunması karşısında, sanığın seyir hâlinde olduğu Şanlıurfa çevre yolunda olay tarihi itibarıyla otomobiller için öngörülen azami hız sınırı tespit edildikten sonra sanığın yasal hız sınırının üzerinde seyredip seyretmediğine ve kavşağa yaklaşırken hızını azaltıp azaltmadığına göre kusur ve buna bağlı olarak hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, eksik araştırmayla hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Şanlıurfa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.04.2015 tarihli ve 200-319 sayılı direnme kararına konu hükmünün, sanığın seyir hâlinde olduğu yerleşim yeri içerisinde yer alan ve bölünmüş yol konumunda olan Şanlıurfa çevre yolunda olay tarihi itibarıyla otomobiller için öngörülen azami hız sınırı tespit edilmeden eksik araştırmayla hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 11.04.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.