16. Ceza Dairesi 2019/6770 E. , 2020/6068 K.
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.03.2018 tarih ve 2016/236 - 2018/129 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama
Hüküm : Sanıklar ..., örgütüne üye olmak suçundan CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerin... hakkında suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine,
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanık müdafiilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin yasal şartları oluşmadığından CMK'nun 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I- Sanıklar ..., ..., ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma ve suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama, sanıklar ..., ..., ..., ... (...), ..., ... ve ... hakkında suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçundan kurulan beraat hükümleri ile ilgili olarak ;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, sanıklar hakkında silahlı terör örgütü üyesi olmak ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarından kurulan beraat hükümlerine ilişkin vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, mahkeme kabullerinde bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla; Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ayrı ayrı ONANMASINA,
II- Sanıklar ...,, ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri ile ilgili olarak;
Tüm dosya kapsamı gözetilerek diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu görülmekle, sanıklar ... (...), ... ve ...'in ByLock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.
Örgütteki konumu ve faaliyetleri nazara alındığında, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında alt sınırdan makul bir oranda uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi bu yönden aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar müdafilerinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ayrı ayrı ONANMASINA,
III- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan kurulan mahkumiyet ve beraat hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
1-Sanıklar ..., ..., ... yönünden;
Oluş, sanık savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre; sanıkların silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediklerine dair mahkeme kabulünde bir isabetsizlik yok ise de; özellikle hükümden sonra dosyaya giren ByLock tespit ve değerlendirme tutanaklarının, ByLock içeriklerinin, beyan, ifade, teşhis tutanakları ve diğer delillerin sanıklar aleyhine olmaları da nazara alınarak, öncelikle CMK'nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanıklar ve müdafilerine okunup diyeceklerinin sorulması, söz konusu bu bilgi ve belgelerin kabule esas alınması durumunda ise, sanıkların dosyaya yansıyan örgütteki konumları ve faaliyetleri gözönüne alındığında, Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK'nın 61/1. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle aynı Kanunun 3/1. maddesi gözetilerek haklarında silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan alt sınırdan makul oranda uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi gerekirken, teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle az ceza tayin edilmesi,
2-Sanıklar ..., ... ve ... yönünden;
Ayrıntıları Dairemizin 20.12.2017 tarih ve 2017/1862 Esas 2017/5796 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere;
Örgütün kurucusu, yöneticileri ve örgüt hiyerarşisinde üçüncü veya daha yukarı katmanlarda yer alan mensuplarının zaman sınırlaması olmaksızın örgütün nihai amacından haberdar oldukları yönünde kuşku bulunmamakta ise de, bir ve ikinci katmanlarda yer alanlar açısından; Devletin her kurumuna sızan mensupları vasıtasıyla kişi ve kurumlara yönelik, örgütün gerçek yüzünü ortaya koyanoperasyonlara başlandığı, bu yapının kamuoyu ve medya tarafından tartışılır hale geldiği, üst düzey hükümet yetkilileri ve kamu görevlileri tarafından yapılan açıklamalarda “paralel yapı” veya “terör örgütü” olduğuna ilişkin tespitler ve uyarıların yapıldığı, Milli Güvenlik Kurulu tarafından da aynı değerlendirmelerin paylaşıldığı süreçten önce icra edilen faaliyetlerin, nitelik, içerik ve mahiyeti itibariyle silahlı terör örgütünün amacına hizmet ettiğinin somut delil ve olgularla ortaya konulmadıkça örgütsel faaliyet kapsamında kabul edilemeyeceği değerlendirildirilerek;
Oluş, mahkeme kabulü ve dosya kapsamına göre, suç tarihi itibariyle örgütsel bağlarını ortaya koyan herhangi bir kod adı veya örgütsel iletişim ağı kullandıkları saptanamayan sanıklar hakkında bir kısım tanıkların beyanlarında özetle; sanık ... ile ilgili olarak 'FETÖ silahlı terör örgütüne rağmen ATSO meclis başkanlığını kazandığını, 2010 yılından sonra FETÖ silahlı terör örgütünden ayrı başka yapılara yöneldiğini', sanıklar ... ve ... ile ilgili olarak da 'örgütün görünen yüzü kamuoyu tarafından anlaşıldıktan sonra sanıkların herhangi bir örgütsel faaliyetlerinin olmadığını' ifade etmeleri karşısında; öncelikle sanıkların suç tarihi ve öncesi itibariyle kullanmış oldukları telefonlarına ait HTS kayıtları dosya içerisine getirtilerek örgütün Antalya ilindeki ya da ülke genelindeki bilinen üst düzey yöneticileri ile herhangi bir irtibatlarının olup olmadıklarının saptanması, irtibatlarının tespiti halinde görüşmeleri tarihleri, görüşme sıklıkları da birlikte değerlendirilerek, UYAP sisteminde bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzu taranmak gerekirse kolluk araştırması da yaptırılmak suretiyle 'sanıkların örgütün görünen yüzü kamuoyunca anlaşıldıktan sonra FETÖ silahlı terör örgütü ile ilişkilerini kesip kesmedikleri, irtibatlarına devam edip etmediklerinin' tereddüte yol açmayacak şekilde belirlenmesi, yapılan araştırmalar neticesinde bilgi ve beyanlara rastlanması halinde gerekirse ilgili şahısların duruşmada tanık olarak dinlenmeleri sağlanarak tüm bu deliller kapsamında sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik araştırmaya dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Sanık ... yönünden;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
TCK’nın 221/4. fıkrasının 2. cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 E. 2015/1292 K. 26.10.2015 tarih, 2015/1565-3464 K.).
TCK’nın 221/4. fıkrasının 2. cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunulduğunun kabulü halinde bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3’ten 3/4’e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 3/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.
Bu açıklamalar ışığında, somut olay değerlendirildiğinde;
Oluş, sanık savunması ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğine dair mahkeme kabulünde bir isabetsizlik yok ise de; sanığın örgütte kaldığı süre, konumu ve faaliyetleri de nazara alınarak, kovuşturma aşamasında örgütün yapısı, faaliyetleri ve diğer örgüt mensupları ile ilgili vermiş olduğu bilgilerin etkin pişmanlık şartlarını taşıdığının kabul edilmesi gerektiği, bu kapsamda verilen bilgilerin niteliği, faydalılık derecesi ve yargılama sürecinde etkin pişmanlıkta bulunduğu aşamada gözetildiğinde, TCK’nın 221/4-2. cümlesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin sanık hakkında uygulanarak hakkaniyete uygun bir şekilde cezasından az da olsa bir indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... yönünden;
a) Sanık ... ile ilgili olarak;
UYAP sorgulamasına göre, Ordu Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/342 sayılı soruşturması kapsamında silahlı terör örgütüne üye olmak suçuna ilişkin sanık hakkında ayrı bir soruşturmanın yürütüldüğünün belirlenmesi karşısında, öncelikle sanığa atfedilen silahlı terör örgütüne üye olma suçunun temadi eden suçlardan olması, temadinin de yakalanma ile kesildiği nazara alınarak; Ordu Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/342 sayılı soruşturması dosyanın aslı ya da onaylı bir örneğinin dosya içerisine getirtilerek incelenmesi, suç, iddianame ve yakalanma tarihleri gözönünde bulundurularak, dosya kapsamında sanıkla ilgili olan delillerin dosya içerisine alınması, soruşturma sonucunda kamu davasının açıldığının belirlenmesi durumunda olaylar arasında hukuki veya fiili kesinti bulunup bulunmadığının tespiti bakımından her iki dosyanın birleştirilmesinden sonra yargılamaya devam edilmesi, tüm bu delillerin hükümden sonra dosyaya giren ByLock Tespit Değerlendirme Tutanağı, içerikleri ve diğer delillerle birlikte CMK'nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma neticesinde yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Sanık ... ve ... ile ilgili olarak;
Hükümden sonra dosyaya giren;
Sanık ... hakkında, ByLock tespit değerlendirme tutanağı ve içeriklerinin; sanık ... hakkında ise BankAsya kayıtlarının; CMK'nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyeceklerinin sorulması, yine UYAP sisteminde bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzu taranmak suretiyle sanıkların FETÖ silahlı terör örgütü ile ilişkilerine dair tüm bağlantılarının araştırılması, bilgi ve beyanlara rastlanması halinde bu kişilerin duruşmada tanık olarak dinlenilmeleri sağlanarak tüm bu delillerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
c) Sanık ... ile ilgili olarak;
FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yapısı, sanığın aşamalardaki beyanları ve dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; sanığın örgüt içerisindeki konum, durum ve faaliyetleri nazara alındığında eyleminin TCK'nın 314/2 maddesinde yazılı 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçunu oluşturduğu, ancak soruşturma ve kovuşturma aşamasında örgütün yapısı, faaliyetleri ve diğer örgüt mensupları ile ilgili bilgi veren sanığın, örgütte kaldığı süre, örgütsel konumu ve faaliyetleri de dikkate alınarak vermiş olduğu bilgilerin nitelik, faydalılık derecesi de araştırılmadan, sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanıp yararlanmayacağı tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesi,
d) Sanık ... ile ilgili olarak;
Soruşturma ve kovuşturma kapsamında müşteki sıfatı ile beyanları alınan...'ın ifadesinde bahsettiği 'icra takip dosyası ve bu takibe konu olan bononun' dosya kapsamıyla da doğrulanması karşısında; öncelikle söz konusu icra dosyası ile birlikte icra takibine konu olan bononun dosya içerisine getirtilerek incelenmesi, iddiaya konu bononun sahteliğine yönelik bir rapor olup olmadığının araştırılması, yine mahkeme kabulüne göre, dosyamız sanığı olmayan ... tarafından kullanıldığı kabul edilen ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı ile ilgili olarak ... isimli kişi hakkında herhangi bir soruşturma yapılıp yapılmadığının tespiti ile varsa soruşturma ya da dava açılması durumunda ise yargılama dosyasının onaylı suretlerinin Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde dosyaya getirtilip incelenmesi, gerektiği takdirde ...’in duruşmada CMK’nın 48. maddesi de gözetilmek kaydıyla tanık olarak dinlenmesi, operatör kayıtları ile User-ID eşleştirmesi yapılmak üzere getirtilecek CGNAT kayıtları ve HTS sonuçları karşılaştırılıp ByLock programını kullanan kişinin sanık olup olmadığının belirlenmesine yönelik bilirkişiden teknik rapor aldırılması, ayrıca UYAP sisteminde bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzu taranmak suretiyle sanığın FETÖ silahlı terör örgütü ile ilişkilerine dair tüm bağlantılarının araştırılması, bilgi ve beyana rastlanması halinde bu kişilerin duruşmada tanık olarak dinlenilmeleri sağlanarak tüm bu delillerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafilerinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı hükümlerin CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.