Ceza Genel Kurulu 2019/43 E. , 2021/552 K.
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan)14. Ceza Dairesi
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan sanıklar ... ve ...’in 5237 sayılı TCK’nun 37/1. maddesi delaletiyle 109/2, 109/3-b, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluğuna ilişkin ... 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 13.12.2012 tarih ve 39-457 sayılı hükümlerin sanıklar müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan)14. Ceza Dairesince 07.03.2018 tarih ve 2389-1637 sayı ile düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 11.07.2018 tarih ve 55577 sayı ile;
'…Sanık ... ile katılan ...'in kardeş oldukları, sanık ...'ün ise sanık ...'nin kayın biraderi olduğu, sanık ...'nin katılan ...'den alacaklı olduğu, olay günü sanık ...'nin diğer sanıkla birlikte, aralarındaki alacak verecek meselesini konuşmak için kendisine ait BMW marka araçla katılanın müdürlük yaptığı ... isimli işyerine geldikleri, katılan ile sanık ... arasında tartışma çıktığı, daha sonra sanıkların katılan ...'i zorla arabaya bindirip...Koleji civarına götürdükleri, burada sanık ...'nin borcunu ödemesi için katılanı darp ve tehdit ettiği dosya kapsamındaki delillerle sübuta ermiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2015/14-203 Esas, 2016/2 Karar sayılı ilamında da ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, taraflar arasındaki alacak verecek meselesinin ne olduğu, borç miktarı, katılanın borcunu ne zamandan beri ödemediği, neden ödemediği, ödeme gücü bulunduğu halde sırf kendi menfaati yahut sanık ...'yi zor durumda bırakmak için mi borcunu keyfi biçimde ödemediği, alacağın istenmesi sırasında katılanın sanık ...'ye yönelik tahrik oluşturabilecek başkaca bir davranışının bulunup bulunmadığı hususları araştırılmadan eksik inceleme ile karar verildiği' görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 01.11.2018 tarih ve 6721-6399 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıklar hakkında, katılana yönelik tehdit suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlar itiraz merciince itirazın reddine karar verilmek suretiyle kesinleşmiş olup inceleme sanıkların katılana karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti bakımından eksik araştırmayla hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık ...'un, katılan ...'un ağabeyi diğer sanık ...'in ise eniştesi olduğu, (Kararın devam eden kısımlarında katılan mağdur ...’dan “mağdur” olarak söz edilecektir.),
Mağdur vekili tarafından 16.09.2009 tarihinde gerçekleştiği iddia olunan olayla ilgili olarak 23.09.2009 tarihli şikâyet dilekçesiyle adli makamlara olay intikalinin gerçekleştiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ... Savcılıkta; sanık ...’un, ağabeyi olduğunu, 19.09.2009 tarihinde sanık ... ve ismini ...olarak bildiği diğer sanığın birlikte kendisinin ... yerine geldiklerini, sanık ...'nin, kendisinden alacaklı olduğunu iddia ettiğini, sanıkların önce kendisini işyerinin önünde ölümle tehdit ettiklerini, daha sonra kendisini zorla BMW marka, yabancı plakalı bir araca bindirerek...Koleji civarına götürdüklerini, bu olaylara ... yerinde çalışan tanık ...’ın şahit olduğunu, ...’ın ...... Kafe'de çalıştığını, bu olayın diğer şahidinin de tanık... olduğunu, kendisini, ifade vermesi için takip eden hafta Cumhuriyet Başsavcılığında hazır edeceğini, hâlihazırda açık adresini bilmediğini, sanıklar ... ve ...ün kendisini götürdükleri...Koleji civarında da ölümle tehdit ettiklerini, o sırada olay yerine eniştesi tanık ... ile tanık ...’ın gelerek kendisini sanıklardan kurtardıklarını, bu olayı, o sırada olay yerinden geçen polis ekiplerinin de gördüğünü, polis ekiplerinin kendilerine ne olduğunu sorduğunu ancak sanık ...’nin, ağabeyi olması sebebiyle polis ekiplerine herhangi bir şey olmadığını söylediğini, sanık ...’ün diğer sanık ...’nin kayınbiraderi olduğunu, sanıkların bu olaydan sonra da kendisini telefonla arayarak tehdit ettiklerini, sanıklardan şikâyetçi olduğunu,
Mahkemede; sanık ...’yle olay tarihinden önce telefonda konuşurlarken alacak yüzünden tartıştıklarını, olay tarihinde kendisinin ... isimli ... yerinde müdürlük yaptığını, ağabeyi olan sanık ...'un ve onun kayınbiraderi olan sanık ...’ün kafeye gelerek bağırıp çağırdıklarını, kendisini öldürmekle tehdit ettiklerini, sonrasında sanıkların, kendisini zorla kafeden çıkararak arabaya bindirdiklerini,...Koleji civarında bir yere götürdüklerini, sanıkların, kendisini tekmeleyip yumrukladıklarını, kendilerine para vermesi için kırık bira şişesiyle tehdit ettiklerini, olay yerine sonradan kayınbiraderi olan tanık ...... ve bacanağı olan tanık ...’in geldiklerini, ardından polis ekiplerinin de olay yerine geldiğini ve bunun üzerine kavganın bittiğini, sonrasında tanıklarla birlikte olay yerinden ayrıldığını, aynı günün akşamı ağabeyi olan sanık ...'nin, kendisini telefonla arayarak tekrar tehdit etmesi üzerine suç duyurusunda bulunduğunu, sanıklardan şikâyetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini,
Tanık ... Savcılıkta; mağduru tanıdığını, mağdurun çalıştığı kafeye sık sık müşteri olarak gittiğini, tam olarak tarihini hatırlayamadığı bir gün kafede otururken dışarıdan sesler geldiğini ve hemen seslerin olduğu yere gittiğini, burada birkaç kişinin mağduru darp ettiğini ve sinkaflı sözlerle hakaret ettiklerini gördüğünü, bunun üzerine hemen kavgayı ayırmak için araya girdiğini, sanıkların, kendisine kavgaya karışmamasını ve içeriye geçmesini söylediklerini, bu sırada sanıkların mağduru ölümle tehdit etmeye devam ettiklerini, bu durum üzerine içeri geçtiğini ve sonrasında yaşananları görmediğini,
Mahkemede; mağdurun çalıştığı kafeye sık sık gittiğini, olay tarihinde dışarıdan sesler duyduğunu, çıkıp baktığında sanıkların mağduru darbettiklerini, mağdura hakaret ederek onu ölümle tehdit ettiklerini gördüğünü, sanıkların, kendisine olaya karışmamasını ve içeriye geçmesini söylemesi üzerine içeri girdiğini, bu nedenle mağdurun zorla arabaya bindirilerek götürülüp götürülmediğini bilmediğini, böyle bir olayın gerçekleştiğini sonradan duyduğunu,
Tanık ... Savcılıkta; mağdurun ablasıyla evli olduğunu, ayrıca sanığın teyzesinin oğlu olduğunu, sanık ...’nin mağdurun ağabeyi olduğunu, mağdurun ... isimli ... yerini işlettiğini, yaklaşık 1 yıl önce sanıklar ... ve...'ün birlikte kafeye geldiklerini, kafede mağdurun üzerine yürüdüklerini, mağdurla aralarında bir alacak meselesi olduğunu söylediklerini, mağdurun ise böyle bir borcunun olmadığını belirttiğini, bunun üzerine sanıklar ... ve ...ün mağduru 'Seni öldürürüz. Seni yaşatmayız.' şeklinde sözlerle tehdit ettiklerini, olay büyüyünce mağduru zorla arabaya bindirdiklerini, bu olayları bizzat gördüğünü, araçta başka kimseyi görmediğini, daha sonra sanıkların mağdura bir şey yapmalarından korktuğu için motosiklete binerek mağduru aramaya başladığını, tesadüfen onları...Koleji civarında bulduğunu, yanlarına gittiğinde sanık ...’ün içki içtiğini ve kendisine müdahale ettiğini, bu sırada diğer sanığın mağdurun üzerine yürüyerek 'Paramı ver.' dediğini, kendisinin onları ayırmaya çalıştığını, o esnada sanık ...’nin mağdura 'Seni öldüreceğim.' dediğini, sanık ...’ün ise kendisinin onları ayırmasına engel olduğunu, sonra mağduru alıp olay yerinden motosikletle ayrıldıklarını, tanık ...’in olay yerine sonradan geldiğini,
Mahkemede; olay tarihinde eniştesi olan mağdurun işlettiği kafede çalıştığını, sanıklar ... ve ...ün kafeye gelerek mağdurla alacak meselesi yüzünden tartıştıklarını, daha sonra sanıkların mağduru kollarından tutarak kafenin dışına çıkartıp arabaya bindirdiklerini, bunun üzerine kendisinin motosikletle mağduru aramaya başladığını, onları...Koleji civarında bulduğunu, sanıkların mağdurla konuştukları esnada yanlarına gittiğini, bu sırada sanık ...’nin mağdura yumrukla vurduğunu, sanık ...’ün ise kendisinin üzerine yürüyerek 'Sen karışma. Seni öldürüm.' dediğini ve kendisini tekmeleyip yumrukladığını, olay yatışınca mağdurla birlikte ... yerine döndüklerini,
Tanık ... Savcılıkta; mağdurun kendisinin bacanağı olduğunu, sanık ...'u ise mağdurun ağabeyi olması sebebiyle tanıdığını, olay günü eşiyle birlikte alışveriş yaptıkları sırada tanık ......’in, kendisini telefonla arayarak mağdurun sanıklar tarafından kaçırıldığını söylediğini, olayın büyümemesi için mağduru tanık ......’le birlikte aramaya başladıklarını,...Koleji civarında boş bir arazide onları bulduklarını, orada sanık ...’nin mağdura hitaben 'Paramı ver. Bana borcun var. Bunu ödemezsen seni öldürürüm. Seni bitiririm.' tarzında sözler söylediğini, olayın büyümemesi için araya girdiğini, o sırada olay yerine polislerin geldiğini, bunun üzerine mağduru alıp oradan ayrıldıklarını ve olayın bu şekilde sona erdiğini, tanık ......'in ifadesinde kendisinin sonradan olay yerine gittiği söylenmişse de olay yerine beraber gittiklerini,
Mahkemede; mağduru ve sanıkları...Koleji civarında boş bir arazide bulduklarını, orada mağdurla sanık ...’nin tartıştığını, aralarında alacak meselesi olduğunu, sanık ...’nin mağdura 'Parayı vermezsen. Seni öldürürüm. Bitiririm.' dediğini,
Tanık...Mahkemede; olay yerinde olmadığını, olayın nasıl olduğunu bilmediğini, sanık ...'nin ve mağdurun, oğulları olduğunu, aralarında bir alacak meselesi olduğunu bildiğini, hatta sanık ...’ü kavga çıkmaması için kendisinin olay yerine gönderdiğini,
Beyan etmişlerdir.
Sanık ... Savcılıkta; sanık ...’nin eniştesi olduğunu, mağdurun ise sanık ...’nin kardeşi olduğunu, bildiği kadarıyla mağdurun, sanık ...’den borç aldığını ve ödemediğini, ayrıca borcunu inkar ettiğini, sanık ...’nin Almanya’da ikamet ettiğini, geçen yaz tatile Türkiye'ye geldiğinde kardeşi olan mağdurla alacak meselesini konuşmak istediğini, birlikte mağdurun yanına gittiklerini, kendisi, sanık ... ve mağdurun araca binerek...Koleji civarına gittiklerini, mağduru zorla arabaya bindirmediklerini, mağdurun araca kendi rızasıyla bindiğini, mağdurun ... yerine gittiklerinde onu ölümle tehdit etmediklerini,...Koleji civarına geldiklerinde sanık ...'nin ve mağdurun aralarındaki alacak meselesini konuşmaya başladıklarını, kendisinin de onları dinlediğini, o sırada olay yerine polislerin geldiğini, bildiği kadarıyla polisleri tanık ......’in çağırdığını, polislerin yanlarına gelerek ne olduğunu sorduklarını, polislere iki kardeşin konuştuğunu söylediklerini, mağdur kaçırılmış olsaydı bu durumu polislere söyleyebileceğini, hatta polislerin mağdura şikâyetçi olup olmadığını sorduklarını ancak mağdurun 'Şikâyetçi değilim.' dediğini, polislerin olay yerinden ayrılmasından sonra tanıklar... ve ......’in mağdurla birlikte olay yerinden ayrıldıklarını, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, bu olayın iki kardeş arasındaki alacak meselesinden kaynaklandığını,
Mahkemede: kendisinin iki kardeşin kavga etmesini engellemek için yanlarına gittiğini, kimseyi zorla arabaya bindirmediğini,
Sanık ... Mahkemede; mağdurdan alacaklı olduğunu, kendisinin 1991 yılından itibaren yurt dışında yaşadığını, olaydan 1 hafta kadar önce mağdurun ... yerine gittiğini, mağdurun kendisine 'Pazartesi günü gel, konuşuruz.' dediğini, sanık ...’le birlikte mağdurun ... yerine gittiğini, orada mağdurla birlikte, sanık ...'ün ve kendisinin araca bindiklerini, konuşmak amacıyla...bölgesine gittiklerini, mağdurla konuştuğu esnada mağdurun eniştesinin olay yerine geldiğini, o sırada aralarında tartışma yaşandığını, polislerin geldiğini ve kimlik kontrolü yaptığını, polislerin gitmeden kendilerini barıştırmaya çalıştıklarını ancak barışmadıklarını, kesinlikle atılı suçlamayı kabul etmediğini, sadece mağdurla alacak meselesini konuşurlarken mağdurun, 'Bütün bunlar şerefsiz babam yüzünden.' demesi üzerine sinirlendiğini ve dayanamayarak ona bir ... attığını, suçlamaları kabul etmediğini,
Savunmuşlardır.
Haksız tahrik ise TCK’nın 29. maddesinde; 'Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.' şeklinde ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenmek suretiyle, kişiye haksız fiilin etkisi altında işlediği suçtan ötürü verilecek cezadan belli bir oranda indirim yapılması öngörülmüştür.
TCK'nın 29. maddesinde yer alan haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gereklidir:
a) Tahriki oluşturan bir fiil bulunmalı,
b) Bu fiil haksız olmalı,
c) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,
d) Failin işlediği suç, bu ruhi durumun tepkisi olmalı,
e) Haksız tahrik teşkil eden eylem mağdurdan sadır olmalıdır.
Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik, failin haksız bir tahrikin yarattığı hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında hareket ederek bir suç işlemesini ifade eder. Bu halde fail, haksız tahrikin doğurduğu öfke veya elemin, ruhsal yapısında yarattığı karışıklığın sonucu olarak suç işlemeye yönelmektedir.
Bu aşamada bir borcun ödenmemesi veya hukuki alacağın hak sahibine verilmemesi nedeniyle işlenen hürriyetten yoksun kılma suçlarında haksız tahrik hükmünün nasıl değerlendirilmesi gerektiği ayrıca irdelenmelidir. Salt borcu ödeyememenin haksız tahrik oluşturan bir fiil olarak kabulü mümkün değildir. Ancak ödeme gücü bulunduğu hâlde sırf kendi menfaati yahut alacaklıyı zor durumda bırakmak için borcun keyfi ve kasti biçimde ödenmemesi, alacaklıdan mal kaçırılması, gerçeğe aykırı beyan veya vaadlerde bulunulması, alacaklının sürekli oyalanması, muvazalı davranışlarla borçtan kurtulmaya çalışılması gibi davranışlar haksız tahriki oluşturan fiil olarak değerlendirilebilecektir. Nitekim Ceza Kurulunca 19.01.2016 tarih ve 203-2 sayı ile ve 04.07.2017 tarih ve 656-360 sayı ile verilen kararlarda da bu yönde değerlendirme yapıldığı görülmektedir.
Diğer taraftan, ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delilerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK; adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkanı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
Bu açıklamalar ışığında her iki sanık yönünden uyuşmazlık konusu ayrı ayrı değerlendirildiğinde;
Sanık ...’nin mağdurun ağabeyi olduğu ve mağdurdan alacaklı olduğunu iddia ettiği, olay günü sanıkların birlikte mağdurun işlettiği kafeye gittikleri, alacak meselesinin konuşulması esnasında çıkan tartışma neticesinde sanıkların mağduru tehdit ettikleri, onu zorla arabaya bindirerek...Koleji civarında bir yere götürdükleri, o esnada mağdurun, sanıklar tarafından zorla araca bindirildiğini gören tanık ......’in olayı diğer tanık...’a haber vermesiyle mağduru aramaya başladıkları,...Koleji civarında sanıkları ve mağduru buldukları, olayın bir şekilde son bulması üzerine tarafların olay yerinden ayrıldıkları anlaşılan olayda;
Sanık ... Yönünden;
Dosya kapsamından sanık ... ile mağdurun arasında herhangi bir alacak meselesinin olmadığının; yine mağdur tarafından sanık ...'e yönelen bir eylemin de bulunmadığının gerek tanık anlatımlarıyla gerekse sanıkların ve mağdurun beyanlarıyla sabit olduğu dikkate alındığında; sanık ... yönünden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Sanık ... yönünden;
Sanık ...’nin beyanında, mağdurdan alacaklı olduğunu, mağdurun 'Bütün bunlar şerefsiz babam yüzünden.' sözüne sinirlenerek ona bir ... attığını ifade etmesi, diğer sanık ...’ün sanık ...’nin mağdurdan alacaklı olduğunu ancak mağdurun borcunu ödemediğini ve ayrıca borcunu inkar ettiğini beyan etmesi, tanıklar..., ...... ve mağdur ile sanık ...'nin babası olan tanık...’ın, sanık ... ile mağdur arasında alacak meselesi olduğunu belirten beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki alacak meselesinin ne olduğu, borç miktarı, mağdurun borcunu ne zamandan beri ödemediği, neden ödemediği, ödeme gücü bulunduğu halde sırf kendi menfaati için yahut sanık ...'yi zor durumda bırakmak için borcunu keyfi bir biçimde mi ödemediği, alacağın istenmesi sırasında mağdurun sanığa yönelik tahrik oluşturabilecek başkaca bir davranışının bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılması neticesinde; ilk haksız hareketin kimden geldiği tespit edildikten sonra sanık ... hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının sanık ... yönünden kabulüne karar verilmelidir.
Sanık ... yönünden uyuşmazlık konusuna ilişkin olarak çoğunluk görüşüne katılmayan üç Genel Kurul Üyesi; 'Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmesi gerektiği' düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazın sanık ... yönünden REDDİNE,
2- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının sanık ... yönünden KABULÜNE,
3- Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 07.03.2018 tarihli ve 2389-1637 sayılı düzeltilerek onama kararının sanık ... yönünden KALDIRILMASINA,
4- ... 2. Asliye Ceza Mahkemesince 13.12.2012 tarihli ve 39-457 sayılı sanık ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün, sanık ... hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesi bakımından eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
5- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının sanık ... yönünden kabul edilerek Özel Daire onama kararının kaldırılıp Yerel Mahkeme hükmünün bozulması nedeniyle sanık ... hakkındaki cezanın infazına başlanılmış ise İNFAZIN DURDURULMASINA, sanığın bu suçtan cezaevine alınmış olması ihtimali bulunduğundan sanık, başka bir suçtan tutuklu veya hükümlü değilse DERHAL SERBEST BIRAKILMASI için YAZI YAZILMASINA,
6- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 11.11.2021 tarihinde sanık ... hakkındaki uyuşmazlık yönünden oy çokluğuyla, sanık ... hakkındaki uyuşmazlık yönünden ise oy birliğiyle karar verildi.