T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/1081
KARAR NO : 2022/2155
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2019
NUMARASI : 2018/554 Esas 2019/770 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
VEKİLLERİ :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 25/11/2022
Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı davacı ... vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde;04.06.2011 tarihinde davalı ... adına kayıtlı, davalı ... şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı ve davalı ...’in idaresindeki araçla, olay yeri kavşakta kırmızı ışıkta geçerek davacıya ait araca çarpması sonucu davacıya ait aracın hasara ve değer kaybına uğramasına neden olduğunu, davalı tarafın kırmızı ışık ihlalini hangi sürücünün yaptığının belirsiz olduğunu ileri sürerek davacıya ait araçta meydana gelen hasar ve değer kaybını ödemediklerini, kazanın oluşumunda davalı sürücünün kusurlu olduğunu belirterek şimdilik hasar tazminatı için 2.000,00 TL ve değer kaybı tazminatı için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 3.000,00 TL hasar tazminatının davalılardan müştereken (sigorta şirketi için sigorta limitleri dahilinde olmak kaydıyla) olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini, davacının yaşadığı psikolojik travmanın telafisi için 5.000,00TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... ...’ten müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 24.06.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini toplam 6.500,00TL’sına yükseltmiştir.
Davalılar ... ve ... ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu olayın 04.06.2011 tarihinde meydana geldiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davalı ...’e ait ve diğer davalı ...’ın sürücüsü olduğu aracın kırmızı ışıkta geçtiği iddiasının haksız olduğunu, bu durumun taraflarınca bildirilen tanıklar aracılığıyla ispat edileceğini, davalı ...’ın olayda kusurunun olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacının talebinin poliçe kapsamı dışında olduğunu, ayrıca TTK’nun 1268. maddesi ve poliçe genel şartları uyarınca sigorta sözleşmesinden kaynaklanan bütün taleplerin 2 yılda zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Yerel mahkemece, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; alınan bilirkişi raporu denetime elverişli olup bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzer davalı ...'in meydana gelen kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu, araç sürücüsü davacı ...'in meydana gelen kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, davacıya ait araçta meydana gelen gerçek hasar tutarının 5.500,00TL olduğu ve davalı sürücünün kazanın oluşumunda %100 kusurlu olması nedeniyle davalıların meydana gelen 5.500,00 TL hasar giderinin tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davalı ... şirketinin bu bedelin 2.750,00 TL'sini 17.07.2017 tarihinde davacıya ödediği, davacının kalan 2.750,00 TL'yi davalılardan isteyebileceği, davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybının poliçenin 07.08.2016 tarihinde düzenlenmesi nedeniyle Sigorta Genel Şartları'na göre hesaplanması gerektiği, genel şartlara göre araçta değer kaybının meydana gelmediği ve davacının değer kaybı bedeli isteyemeyeceği kanaatine varıldığı, ayrıca davacının manevi tazminat isteminin koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 2.750,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacının maddi tazminata ilişkin fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kaza sonrasında hasarın giderilmesi için sigorta şirketine başvurulduğunu, ancak hangi tarafın kırmızı ışıkta geçtiği belli olmadığından kusur tespiti yapılamadığını ve de hasarın tazmin edilmediğini, Ankara 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.04.2019 tarihli, 2018/118 Esas ve 2018/385 Karar numaralı dosyasında davalı sürücünün %100 kusurlu bulunduğunu ve mahkumiyetine karar verildiğini, davacı aracında kazadan dolayı meydana gelen maddi zararın yanı sıra, davacıya yumuşak doku zedelenmesi gereği 2 gün istirahat raporu verildiğini ve davacının kazanın oluşu sebebiyle psikolojik travma geçirdiğini, ancak mahkemece manevi tazminat talebinin reddedildiğini ve bu nedenle davalı taraf lehine vekalet ücretine de hükmedildiğini, bilindiği üzere trafik kazası nedeniyle tazminat davasının hukuki dayanağının, trafik kazasının bir haksız fiil (BK md.49) sorumluluğu doğurması olduğunu, yaralamalı trafik kazalarında 'her türlü tedavi gideri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıpların' talep edilebileceğini, ölümlü veya yaralamalı trafik kazaları nedeniyle hükmedilen manevi tazminatın amacının zarara uğrayanda bir huzur duygusu yaratmak olduğunu, bu noktada manevi tazminatın miktarının önemli olmadığını, amacının da zaten zenginleşmek olmadığını, kusurlu olan tarafın, kusurundan dolayı hukuki sorumluluğuna katlanmasının amaç edinildiğini, manevi tazminat belirlenirken 'tarafların sosyal ve ekonomik durumu, olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur durumu, TBK md.4 gereği hak ve nesafet kurallarının' göz önünde bulundurulması gerektiğini, bu kapsamda değerlendirme yapıldığında, gerekçeli kararda davalı ...'in %100 kusurlu olduğu, hükmedilecek manevi tazminatın zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek bir fonksiyonu olduğu ve hakimin çeşitli değişkenleri göz önünde bulundurarak manevi tazminata karar vermesi gerektiği açıkça belirtilmesine rağmen, manevi tazminat talebinin reddedilmesinin hukuka uygun olmadığını, bu durumun kusursuz olduğu kaza nedeniyle aracında meydana gelen zararı gidermek için birçok zahmete katlanmak zorunda kalan, yaralanan ve psikolojik olarak yıpranan davacıda 'manevi huzur doğurma' etkisinden uzak bir karar olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı, değer kaybı tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı tarafın istinaf talebi manevi tazminata yöneliktir.
Davalı araç sürücüsü ... davaya konu trafik kazasında %100 oranında kusurlu olup, aynı kazaya ilişkin olarak Ankara 31. ACM’nin 2018/118 Esas - 2019/445 Karar sayılı dava dosyasında da davalı sanık ...’ın olayda asli ve tamamen kusurlu olduğunun kabulü ile miktar itibariyle kesin olmak üzere 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
KTT’da kaza sonucu davacının yaralandığı belirtilmiştir. Davalı ... şirketi nezdinde düzenlenen ekspertiz raporunda da kazanın yaralanmalı ve maddi hasarlı şekilde gerçekleştiği bildirilmiştir. Davacı hazırlık aşamasında verdiği ifadesinde araç içinde savrularak yaralandığını beyan etmiştir. Dava dilekçesi ekinde ibraz edilen, ... görevli uzman hekimce kazanın gerçekleştiği 04.06.2017 tarihinde düzenlenen raporda, davacının yumuşak doku travması nedeniyle 2 gün istirahatinin uygun olduğu belirtilmiştir. Bu halde davacının davaya konu trafik kazası sonucu yumuşak doku travması geçirecek şekilde yaralandığı anlaşılmaktadır. TBK’nın 56. maddesi gereğince hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini gözönünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere manevi tazminata hükmedilmesi için mağdurun ağır şekilde yaralanması şart olmayıp, bedensel bütünlüğünün zedelenmesi yeterlidir. Yaralanmanın hafif yada ağır nitelikte olması manevi tazminat miktarının tayin ve takdirinde gözetilmesi gereken hususlardandır.
Somut olayda, davacının kaza neticesinde söz konusu şekilde yaralanmış olması, olayda herhangi bir kusurunun bulunmaması, davalı sürücünün olayda %100 oranında kusurlu olması nedeniyle davacı lehine manevi tazminat şartları oluştuğundan, davalı sürücü haksız fiil hükümleri, davalı araç maliki KTK’nın 85. maddesi gereğince davacının manevi zararlarından da hukuken sorumludur. Ayrıca davalı araç sürücüsü ve araç maliki olan davalılar ... ve ... ...’in haksız fiilin gerçekleştiği tarihte temerrütleri oluşmuştur. Bu nedenle mahkemenin davacı lehine manevi tazminat koşullarının oluşmadığından bahisle manevi tazminat talebinin reddine karar vermesi doğru görülmemiştir.
Davaya konu kazanın 04.06.2017 tarihinde meydana geldiği, kaza tarihinde 47 yaşında olan davacının kaza sonucu yumuşak doku travması geçirecek şekilde yaralandığı, bu yaralanma nedeniyle 2 gün istirahatinin uygun görüldüğü, kaza ile yaralanma arasında illiyet bağı bulunduğu, davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu bulunduğu, davacının herhangi bir kusurunun olmadığı iş bu kaza neticesi yaralandığı, davacı lehine manevi tazminat şartlarının oluştuğu, davacının talebi, sosyal ve ekonomik durumu, kaza tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, paranın satın alma gücü, ülkenin ekonomik koşulları, davacının söz konusu raporda belirtilen yaralanması sebebiyle maruz kaldığı ağrı, acı, üzüntü, stres, sıkıntı, manevi tazminatın amacı, zenginleştirme ve fakirleştirme amacı taşımaması, caydırıcı olması, özendirici olmaması ve 22.06.1966 tarih, 1966/ 7 Esas-7 Karar sayılı YİBK kararındaki kriterler gözetildiğinde davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı lehine 1.000,00TL manevi tazminata hükmedilmesinin, hakkaniyete daha uygun düşeceği sonucuna varılmakla; davacı vekilinin bu hususa yönelik istinaf talebi yerinde görüldüğünden, istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda, infazda tereddüt olmaması için yerel mahkeme kararının dairemizce düzeltilen ve kaldırılan kısımları dışında kalan hüküm fıkrası aynen yazılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.10.2019 tarih ve 2018/554 Esas 2019/770 Karar sayılı kararının HMK.nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK'nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 2.750,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacının maddi tazminata ilişkin fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.000,00 TL manevi tazminatın 04.06.2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... ...’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen maddi tazminat üzerinden alınması gereken 187,85 TL nispi karar ve ilam harcı ile hükmedilen manevi tazminat üzerinden davalı ... ve ... ...’ten alınması gereken 68,31TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 136,62 TL peşin ve 61,00 TL tamamlama harcı toplamı 197,62 TL'nin mahsubu ile eksik kalan 58,54 TL karar harcının davalı ... ve ... ...’ten tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince maddi tazminat yönünden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Dava kısmen redle sonuçlandığından ve davalılar vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1 maddesi gereğince maddi tazminat yönünden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat üzerinden yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1-4,13/1-2 maddeleri gereğince tespit ve takdir edilen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalı ... ve ... ...’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı ... ve ... ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat talebinin reddine karar verilen kısmı üzerinden yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/2-4,13/1-2 maddeleri gereğince tespit ve takdir edilen 1.000,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar ... ve ... ...'e verilmesine,
8-Davacı taraftan peşin alınan 136,62 TL peşin harç, 61,00 TL tamamlama harcı, 31,40 TL başvurma harcı toplamı 229,02 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (davalı ... şirketi bunun sadece 187,85 TL’sından diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak üzere)
9-Davacı tarafından yapılan 290,20 TL tebligat/müzekkere masrafı, 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 790,20 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 260,77 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı ... tarafından yapılan 35,40 TL tebligat gideri olan yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 26,93 TL'nin davacıdan alınarak davalı ... şirketine verilmesine,
11-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan toplam 78,50 TL istinaf yargılama giderinin davalı ... ve ... ...’ten müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yatırılan 100,00 TL gider avansından kullanılmayan kısmın davacıya iadesine,
4-İstinaf başvuru harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 11.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan ...
Üye ...
...
Üye ...
Katip ...
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.