20. Ceza Dairesi 2019/1177 E. , 2019/7100 K.
Yüksek Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 11/04/2016 tarihli ve 2016/493 değişik iş sayılı kararı ile Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 21/03/2017 tarihli ve 2016/644 esas, 2017/208 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 07/05/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 15/11/2012 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemi nedeni ile Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yapılan soruşturma sonucunda, 12/07/2013 tarihli, 2012/37724 soruşturma,2013/8384 esas ve 2013/4236 sayılı iddianame ile Kayseri 9. Sulh Ceza Mahkemesi'ne TCK’nın 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
2-Kayseri 9. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 08/04/2014 tarihli, 2013/115 esas ve 2014/210 sayılı kararı ile; sanığın TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 13/05/2014 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
3-Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nün 29/09/2015 tarihli çağrı yazısının doğrudan mernis adresi olan “Konaklar mah. 470. Sokak No:2/4 Melikgazi” adresine tebliğe çıkarıldığı, mernis adresi olduğu belirtilerek 08/10/2015 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 22/10/2015 tarihli kararı ile dosyanın kapatılmasına karar verilerek 13/11/2015 tarihinde Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
4-Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 16/02/2016 tarihli, 2015/752 esas ve 2016/126 sayılı kararı ile; sanığın bildirdiği adrese tebligat çıkarılmadığı bu nedenle sanığa usulüne uygun tebligat yapılmadığı gerekçesi ile “Kayseri 9. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 08/04/2014 tarihli, 2013/115 esas ve 2014/210 sayılı tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına” “karar verildiği, kararın 31/03/2016 tarihinde sanığa cezaevinde bizzat tutanakla tebliğ edildiği, sanığın karara itiraz ettiği,
5-Sanığın infazın devamına ilişkin karara itiraz etmesi üzerine itirazı inceleyen mercii Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kanun yararına bozma istemine konu 11/04/2016 tarihli ve 2016/493 değişik iş sayılı kararı ile; “itirazın reddine” karar verildiği,
6-İtirazı reddi kararı ile kesinleşen Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 16/02/2016 tarihli, 2015/752 esas ve 2016/126 sayılı infazın devamı kararının infazı için denetimli serbestlik müdürlüğüne gönderildiği, Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nün 11/08/2016 tarihli çağrı yazısının “Konaklar Mahallesi Çankaya sitesi No:3 Melikgazi” adresinde Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre 13/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 26/08/2016 tarihli kararı ile dosyanın kapatılmasına karar verilerek 07/09/2016 tarihinde Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildiği,
7-Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kanun yararına bozma istemine konu 21/03/2017 tarihli, 2016/644 esas ve 2017/208 sayılı kararı ile; “sanığın eyleminin 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 Sayılı Kanun kapsamında kamu davasının ertelenmesi hususunun değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle “hüküm kurulmasına yer olmadığına” karar verildiği, kararın 14/04/2017 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında
“Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan sanık ... hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Kayseri 9. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 08/04/2014 tarihli ve 2013/115 esas, 2014/210 sayılı kararını müteakip, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uymadığından bahisle dosyanın ele alınarak yapılan yargılama sonunda, sanığa usûlüne uygun tebligat yapılmadığı gerekçesiyle, tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazının devamına ilişkin Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 16/02/2016 tarihli ve 2015/752 esas, 2016/126 sayılı kararına yönelik itirazın reddine dair mercii Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 11/04/2016 tarihli ve 2016/493 değişik sayılı kararını takiben, sanığın yasal süresi içerisinde müracaat etmemesi nedeniyle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine yapılan yargılama sonunda, hüküm kurulmasına yer olmadığına dair Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 21/03/2017 tarihli ve 2016/644 esas, 2017/208 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, anılan Kanun'un 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, mezkur Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Kanun'un 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği,
Yine benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesi'nin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta 'ısrar' ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa 'önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı' uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanık hakkında davaya devam olunacağı nazara alındığında,
1- Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 11/04/2016 tarihli ve 2016/493 değişik sayılı kararı yönünden yapılan incelemede,
Tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Kayseri 9. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 08/04/2014 tarihli kararını müteakip, sanığın Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'ne hitaben yazmış olduğu 26/08/2015 tarihli dilekçesinde denetime başlamak istediğini belirtmesi üzerine, sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirine başlanabilmesi için 10 gün içinde müracaat etmesine dair Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nün 29/09/2015 tarihli ve 2014/917 DS sayılı çağrı yazısının sanığın 'Konaklar Mahallesi 470. Sokak No: 2 İç Kapı No: 4 Melikgazi/Kayseri' adresine doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu 21/2. madde gereğince 08/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın tebliğe rağmen denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmemesi üzerine Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 13/11/2015 tarihli ve 2014/917 DS sayılı kararı ile dosya kaydının kapatılmasına karar verilmiş ise de; Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün çağrı kağıdının 08/10/2015 tarihinde sanığa tebliğine ilişkin işleminin belirtilen usûle aykırı olarak yapıldığı ve geçersiz olduğu gibi, söz konusu tebligatın geçerli olduğu kabul edilse bile yükümlünün tebliğe rağmen denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmediği, tek başına bu durumun ısrar olarak da kabulünün mümkün bulunmadığı, esasen denetimli serbestlik tedbirine kaldığı yerden devam edilmesi gerektiği, kamu davası hakkında durma kararı verilerek yükümlü hakkında hükmolunan denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesinin gerektiğinin gözetilmeyerek, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,
2- Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 21/03/2017 tarihli ve 2016/644 esas, 2017/208 sayılı kararı yönünden,
Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 11/04/2016 tarihli kararını müteakip, sanığın müracaatı üzerine, 02/05/2016 tarihinde Niğde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nce denetime başlanmasını takiben, dosyanın yetkili Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'ne gönderilmesine karar verilmesi üzerine, sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirine başlanabilmesi için 10 gün içinde müracaat etmesine dair Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nün 11/08/2016 tarihli ve 2016/1081 DS sayılı çağrı yazısının usûlüne uygun olarak 16/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın tebliğe rağmen denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmemesi üzerine Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nün 28/08/2016 tarihli ve 2016/164 sayılı kararı ile dosya kaydının kapatılmasına karar verilmiş ise de; tek başına bu durumun ısrar olarak kabulünün mümkün bulunmadığı, esasen denetimli serbestlik tedbirine kaldığı yerden devam edilmesi gerektiği, kamu davası hakkında durma kararı verilerek yükümlü hakkında hükmolunan denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesinin gerektiğinin gözetilmeyerek yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilerek 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 11/04/2016 tarihli ve 2016/493 değişik sayılı kararı ile Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 21/03/2017 tarihli ve 2016/644 esas, 2017/208 sayılı sayılı kararının bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ... hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda Kayseri 9. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 08/04/2014 tarihli ve 2013/115 esas, 2014/210 sayılı kararı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uymadığının bildirilmesi üzerine Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 16/02/2016 tarihli ve 2015/752 esas, 2016/126 sayılı kararı ile, sanığa usûlüne uygun tebligat yapılmadığı gerekçesiyle, tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazının devamına karar verildiği, sanığın infazın devamına ilişkin karara itiraz etmesi üzerine mercii Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 11/04/2016 tarihli ve 2016/493 değişik sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında 11/08/2016 tarihli çağrı yazısının “Konaklar Mahallesi Çankaya sitesi No:3 Melikgazi” adresinde Tebligat Kanunu’nun 21.maddesine göre 13/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği,müdürlüğe başvurmaması nedeniyle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulduğu, Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 21/03/2017 tarihli ve 2016/644 esas, 2017/208 sayılı kararı ile de “sanık hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına” karar verildiği anlaşılmıştır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesinde yer alan “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği dikkate alındığında; Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce öncelikle bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise, mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği,
Yine, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta 'ısrar' ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa 'önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı' uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanık hakkında davaya devam olunacağı dikkate alındığında;
1- Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 11/04/2016 tarihli ve 2016/493 değişik sayılı kararı yönünden yapılan incelemede,
Sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin Kayseri 9. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 08/04/2014 tarihli kararının infazı aşamasında, sanığın Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'ne verdiği 26/08/2015 tarihli dilekçesinde denetime başlamak istediğini belirtmesi üzerine, Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nün 29/09/2015 tarihli ve 2014/917 DS sayılı çağrı yazısının sanığın 'Konaklar Mahallesi 470. Sokak No: 2 İç Kapı No: 4 Melikgazi/Kayseri' adresine doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu 21/2. madde gereğince 08/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın tebliğe rağmen denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurmaması üzerine Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nün 13/11/2015 tarihli ve 2014/917 DS sayılı kararı ile dosya kaydının kapatılmasına karar verildiği, Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün çağrı kağıdının 08/10/2015 tarihinde sanığa tebliğine ilişkin işleminin Tebligat Kanunu düzenlemesine aykırı olarak yapıldığı ve geçersiz olduğu, denetimli serbestlik tedbirine kaldığı yerden devam edilmesi gerektiği, mahkemenin itiraza konu denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına ilişkin kararının kanuna uygun olduğu anlaşıldığından mercii Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 11/04/2016 tarihli ve 2016/493 değişik sayılı itirazın reddi kararı kanuna uygun olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmemiştir.
2- Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 21/03/2017 tarihli ve 2016/644 esas, 2017/208 sayılı kararı yönünden,
Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 11/04/2016 tarihli itirazın reddi kararını takiben, sanığın başvurması ve Niğde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nce dosyanın yetkili Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'ne gönderilmesine karar verilmesi üzerine, Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nün 11/08/2016 tarihli ve 2016/1081 DS sayılı çağrı yazısının usûlüne uygun olarak 13/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın tebliğe rağmen denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurmaması üzerine Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nce dosyanın kapatılmasına karar verilmiş ise de; tek başına bu durumun ısrar olarak kabulünün mümkün bulunmadığı, esasen denetimli serbestlik tedbirine kaldığı yerden devam edilmesi gerektiği, kamu davası hakkında durma kararı verilerek yükümlü hakkında hükmolunan denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesinin gerektiği gözetilmeyerek 5271 sayılı CMK’nın 223.maddesinde sayılan hüküm çeşitleri arasında da yer almayan “hüküm kurulmasına yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D)Karar: Yukarıda açıklanan nedenlere göre;
1-Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 11/04/2016 tarihli ve 2016/493 değişik sayılı kararına ilişkin kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,
2-Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 21/03/2017 tarihli ve 2016/644 esas, 2017/208 sayılı kararına ilişkin kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 21/03/2017 tarihli ve 2016/644 esas, 2017/208 sayılı sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
11/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.