21. Hukuk Dairesi 2018/1311 E. , 2018/3745 K.
MAHKEMESİ : .................. Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
A)Davacı İstemi:
Davacı vekili, davalı şirkete ait işyerinde montaj işi yapan beden işçisi olarak çalışırken 29.08.2008 tarihinde geçirdiği ......... sonucu sol ayak başparmağının koptuğunu, tedavi sonrası oluşan iş gücü kaybı nedeniyle zarara uğradığını kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, her ne kadar ücret bordroları günün asgari ücretine göre düzenlenmiş ise de aylık net 600,00-TL. ücretle çalıştığını beyanla, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; 2.000,00-TL. maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini, 28.03.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile 45.244,72 TL'nin kaza tarihi olan 29.08.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı:
Davalılar vekili, davacının, müvekkili işyerinde sigortalı işçi olarak çalışmakta iken 29.08.2008 günü......... ek ......yapıldığı sırada, ...... doğru yüklendiğinde emin olunması amacıyla deneme yapılırken, tüm uyarılara rağmen ...... üzerinde inmediğini, sol ayağı ...... altında kaldığını, .........nın tamamen kendi hatası sonucu oluştuğunu, müvekkili işveren şirketin bir ihmali bulunmadığını, gerekli koruyucu önlem alınmamış olduğu yolundaki iddiaların doğru olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)...... Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Taraflarca ibraz olunan tüm belgeler dosyaya konulmuş, ...... dosyası ve işyeri dosyası tümüyle celp edilmiş taraf tanıklarının yeminli beyanlarına başvurulmuştur.
Kazalının ...... ...... esnasında civataları sıkma işi yaparken ikaza rağmen kazalının ...... dan inmemesi üzerine olayın meydana geldiği kazalının.........na monte edilmekte olan ......dan inmeden çalışanların.........ndan ...li bir mesafeye uzaklaşmaları sağlanmadan, gerekli ... tedbirleri alınmadan ...... çalıştırılarak denenmek istenmesi sonucunda düşerek yaralanmıştır.
Kazalının ayağında çelik burunlu ... ...... olmadığı, bunun yanında kazazadenin dikkatsiz ve tedbirsiz çalıştığı dikkate alındığından iş verenin %80, kazalının %20 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Maluliyet oranın %8,2 olduğu anlaşılmıştır.
.........Müdürlüğünün 16/01/2016 tarihli yazısı ile davacıya 29/08/2008 tarihinde maruz kaldığı ......... ile ilgili geçici iş görmezlik ödeneği ödenmediği bildirilmiştir.
Yargıtay 21. H. D. Nin yerleşik içtihatları uyannca,maddi tazminat miktarı, işçinin olay tarihindeki ...... ömrü esas alınarak aktif ve ...... ......de elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Bu sebeple, ......... sonucu maluliyet halinde, sigortalının meslekte kazanma güç kaybı oranına bağlı olarak tazmini gereken zarar tavan değerinin belirlenmesinde , zararlandıncı sigorta olayı tarihindeki ...... ömrüne göre aktif ...... ile ...... ...... hesabı birlikte yapılmıştır. ...... ...... hesabında ise; herhangi bir işte çalışmasa bile , ...... bir değer taşıyan salt yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesi nedeniyle emsallerine göre fazla güç sarfedileceğinden ve bu durum sigortalı açısından asgari ücret düzeyinde bir zarar oluşturacağından, ...... devre zararı asgari ücret esas alınarak hesaplanmıştır. ( Yarg. 21. H.D. 10.04.2008 T., 2007/20152 E., 2008/5565 K; 25.03.2008 T., 2007/25822 E. 2008/4749 K sayılı kararları)
...... devre hesabında ise; asgari geçim indirimini içermeyen asgari ücret esas alınarak ...... devre başlangıcına kadar %10 artışlarla baliğ olacağı miktar bulunarak ve bu miktarın ...... devre boyunca her yıl %10 oranında arttırılıp , aynı oranda iskonto uygulanması suretiyle hesaplanmıştır.
Kurumca, davacının sürekli iş göremezlik tarihinin 08.11.2008 olarak tespit edildiğinden 29.08.2008 - 08.11.2008 tarihleri için geçici iş göremezlik tazminatı, 09.11.2008 tarihinden itibaren sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanmıştır.
Yargıtay 21 H. D. Nin 13.09.2012 tarih, 2012/13182 E. 2012/14603 K. sayılı kararında; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk ...... Kanununun 55. maddesinde, ' Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler , bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.' Hükmüne yer verildiği, 6098 sayılı kanunun 55. maddesinde emredici bir hükme yer verildiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanması gerektiği, Kurumca bağlanan gelirlerin ilk peşin değerinin ( ve geçici iş göremezlik ödeneği miktarının da) rücu edilebilecek kısmının hesaplanarak , bilirkişi raporunda belirlenen zarar tutarından indirilmesi gerektiği, işverenin 506 sayılı kanunun 10. maddesine dayanan sorumluluk hali, kendisinin zamanında bildirimde bulunmamasından kaynaklandığından , hiç kimse kendi kusurundan yararlanamayacağından , bu halde dahi 26. maddeye göre rücu edilebilen miktar kadar indirim yapılması gerekeceği, hükmüne varılmıştır.
Yine , yukarıda arz olunan emsal Yargıtay karan uyarınca, BK 55. maddesinde belirtilen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri, bağlanan gelirlerin kazalı işçinin müterafik kusuruna isabet eden miktarı, ölüm geliri/sürekli iş göremezlik gelirinde tahsis tarihinden sonra meydana gelen artışlar, kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler olup, bu ödemeler Kurumca zarar sorumlularına rücu edilemediğinden hesaplanan tazminattan indirilemeyecektir.
Dava konusu ......... 5510 sayılı yasanın 01.10.2008 yürürlük tarihinden önce 29.08.2008 tarihinde meydana geldiğinden mülga 506 sayılı yasanın 26. maddesi uyarınca değerlendirme yapılması gerekmekte olup, 506 sayılı yasanın 26. maddesi uyarınca, bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin işveren kusuruna isabet eden kısmı, Kurumca rücu edilebilecek miktar olduğundan hesaplanan tazminattan tenzili gerekecektir.
Ancak, dosya kapsamından, Kurumca davacıya geçici iş göremezlik ödeneği ödenmediği ve sürekli iş göremezlik derecesi % 10'un altında olduğundan sürekli iş göremezlik geliri bağlanmadığı anlaşıldığından, hesaplanan tazminattan TBK 55. madde anlamında herhangi bir tenzile gidilmemiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı , tanık beyanları , bilirkişi raporları dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlere dayanılarak,
1- Davanın KABULÜNE
- 45.244,72 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kaza tarihi olan 29/08/2008 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2- Alınması lazım gelen 3.090,67TL harçtan davacıların önceden yatırdığı harcın mahsubu ile 3.063,67TL harcın davalıdan tahsiline,
3- Davacı tarafından peşin ve ıslah ile yatırılan 27,00 TL harcın davalıdan alınarak davacıya iadesine,
4- Davacı tarafından harcanan toplam 948,50TL mahkeme masrafının davalıdan alınıp dosyanın ......lı olması nedeniyle hazineye irat kaydına
5- Karar kesinleştikten sonra davacının veya davalının fazladan yatırdıkları gider ve delil avansı miktarlarının talep halinde taraflara iadesine,
6- Davacı vekili için yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesine göre ölçümlenen 5.326,92 TL ücreti vekaletin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu ;
Davalı vekili, kazanın oluşunda tüm kusurun davacıda olduğunu, müvekkiline atfedilecek bir kusur bulunmadığını, davalı tarafından alınması gereken tüm güvenlik önlemlerinin alındığını, gerekli eğitimlerin verildiğini, , yargılamanın tüm aşamalarında keşif yapılmasını talep etmelerine rağmen keşif yapılmayarak kusur tespitine gidildiğini, davacının asıl kusurlu olduğunun tanık beyanları ile de ortaya konduğunu,24/11/2015 tarihli hesap raporuna itibar edilmediğini, ıslaha karşı zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmayıp , ıslah edilen miktar yönünden de kaza tarihinden itibaren faiz uygulandığını ileri sürerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
D)......... Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Kusur ve ek kusur raporunda (heyet) kazada davalıya %80 (... tedbirleri alınmadan montojı yapılan ...... denenmesi, gerekli mesleki eğitimin verilmemesi, çelik burunlu ... ...... kullanılmaması gibi) davacı işçiye ise %20 oranında kusur atfedilmiştir.
29/08/2008 tarihli kaza ...... Kontrol Memurluğu tarafından ......... kabul edilmiştir.
Kusur raporundaki kusur dağılımının dosya kapsamına uygun olduğu, karara esas alınan hesap bilirkişisi raporunun emsal Yargıtay kararları dikkate alınarak hazırlandığı, .........ndan kaynaklı maddi tazminat talebinin belirsiz alacak olması nedeniyle faiz başlangıcının kaza tarihi olup ıslah tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresininde dolmadığı anlaşılmış, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu; ...... mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalının istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı tarafından yatırılan peşin istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile aşağıda gösterilen ...... istinaf harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Kararın tebliği ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ...... mahkemesi tarafından yapılmasına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan istinaf gider avanslarının ilgililere iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı vekili söz konusu kazanın meydana gelmesinde davacı tam kusurlu olduğunu, müvekkil firmanın herhangi bir ihmali bulunmadığını, Müvekkil firmaya ait iş yerinde iş güvenliği açısından gerekli bütün tedbirler alınmış olduğunu, firma bünyesinde çalışan bütün işçilere yapmakla sorumlu oldukları işlere ilişkin gerekli eğitim verildiğini, davacıya da gerekli tüm eğitimler verildiğini, tüm bunlara rağmen olay mahallinde keşif yapılmaksızın dosya üzerinden hazırlanan raporda müvekkillin % 80; davacı ... Katrancı’nın ise %20 oranında kusurlu olduğunun belirtildiğini, dava tüm aşamalarında mahallinde keşif yapılmasını talep etmişsek de Yerel Mahkeme’ce keşif yapılmadığını; keşif yapılmaksızın dosya üzerinden yapılan bu kusur tespitine tarafımızca defalarca itiraz edildiğini; kazanın meydana gelmesinde davacının asıl kusurlu olduğu tanık beyanları ile de ortaya konulmuşken bu itirazların dikkate alınmadığını, yerel mahkemece de bu kusur durumları dikkate alınarak yapılmış olan hesaplamaya göre karar verildiğini, yine ......... Mahkemesi tarafından da bu rapor doğrultusunda verilen kararın yerinde olduğunun kabul edildiğini, oysa istinaf yoluna ilişkin başvurumuzda ısrarla bilirkişi raporunun hatalı olduğu ve buna ilişkin itirazlarımızın değerlendirilmemiş olduğu vurgulanmış olmasına rağmen ......... Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince de bu itirazların değerlendirilmediğini bilirkişi raporunun Yargıtay içtihatlarına uygun olduğunun söylenilmesi ile yetinildiğini, ayrıca dosya içerisinde bulunan 24.11.2015 tarihli bilirkişi hesap raporunda davacının talep edebileceği alacak miktarı 34.318,90 TL olarak tespit edilmişken 27.03.2017 tarihli bilirkişi raporunda 44.291,62 TL tazminat hesap edildiğini, aynı kusur oranına göre aynı değerler üzerinden yapılan bu iki hesaplama arasında 10.000 TL gibi bir fark olmasına rağmen yerel mahkemece davacı lehine olan rapor dikkate alınarak karar verildiğini, oysa her iki rapor arasındaki çelişkinin sebebi araştırılıp bu çelişkinin giderilmesi gerekirken bu şekilde karar verilmiş olması da yerinde olmamakla birlikte bu husus da ......... Mahkemesince değerlendirilmediğini, ayrıca davacı tarafından 28.03.2017 tarihli dilekçe ile yapılmış olan ıslaha ilişkin dilekçe tarafımıza 29.03.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olup buna ilişkin de süresi içinde zamanaşımı itirazında bulunulduğunu, yerel Mahkeme kararında bilirkişi raporu ile tespit edilen sözde zarar kaza tarihindeki değerlere göre değil, bilirkişi raporunun tanzim edildiği 27.03.2017 tarihindeki değerlere göre (asgari ücret, emsal ücret vs.) hesap edilmiş olup, bu durumda 27.03.2017 tarihi itibariyle 45.244,72-TL. tespit edilen zarara bir de 29.08.2008 tarihinden itibaren faiz işletilerek sebepsiz zenginleşmeye sebep olunduğunu, Şayet 29.08.2008 tarihinden itibaren faiz işletilecekse o zaman 29.08.2008 tarihindeki değerler (asgari ücret, emsal ücret gibi) üzerinden o tarihteki zarar hesap ettirilmesi gerektiğini, güncellenmiş zarar miktarına olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi yasaya ve usule aykırı olduğunu, Bu hususlar ve itirazları göz ardı edilerek ......... Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin istinaf talebinin reddine ilişkin kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, bu nedenlerle bu karara ilişkin olarak temyiz yoluna başvurmak gerektiği ve kararın bozulmasını karar verilmesini talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, ......... sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi tazminat talebinin 45.244,72-TL kabulüne karar verilmiştir
Hukuk Usulü ...... Kanununda “usuli kazanılmış hak'' kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Somut olayda, davacının ......... sonucu oluşan maluliyeti için maddi tazminat talebinde bulunduğu, Mahkemece aldırılan 24.11.2015 tarihli ilk hesap raporuna davalı vekilinin 24.02.2016 tarihli dilekçesi ile itiraz ettiği,, davacı vekilinin bu rapora karşı usulen de olsa herhangi bir itirazda bulunmayıp, 31.03.2016 tarihli 24 nolu celsede davalı tarafın kusur ve hesap raporuna karşı itirazlarını kabul etmediğine yönelik beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde davacı tarafın 24.11.2015 tarihli hesap raporuna itiraz etmemesi davalı lehine müktesep hak teşkil etmiş olup, Mahkemece 24.11.2015 tarihli ilk hesap raporundaki bu miktarı geçmemek üzere hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde 27.03.2017 tarihli rapor esas alınarak hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan ......... Mahkemesinin kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı ORTADAN KALDIRILMASI ...... mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
G)SONUÇ:
Temyiz olunan ......... Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ...... mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ...... mahkemesine, kararın bir örneğinin de ......... Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 12.04.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.