1. Ceza Dairesi 2021/10228 E. , 2021/13267 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Dairemizin 02/03/2021 tarih ve 2020/5164 Esas - 2021/2926 Karar sayılı ilamına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 08/06/2021 tarih ve 1 - 2016/386078 sayılı itiraznamesi ile;Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesince, sanık ... hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan TCK'nin 82/1-a, 62. maddeleri gereğince müebbet hapis cezası, sanık ... hakkında TCK' nin 38, 82/1-a, 29, 62. maddeleri gereğince 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve sanık ... hakkında beraatına dair hükmün sanıklar müdafileri ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin, 02/03/2021 gün ve 2020/5164 Esas - 2021/2926 E-K sayılı ilamıyla onanmasına karar verildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 08/06/2021 tarihinde; 'Sanık ...’ın amcasının oğlu ve yakın komşusu olan maktul ...’ın sanık ...’nün eşi ... ile duygusal ilişki yaşadığı, ilişkinin şüpheli ... ve bazı köy sakinlerinin dedikodusu üzerine köyde duyulduğu, maktul ...’nin tanık ...’nu bu nedenle darp ettiği, ilişkilerinin ortaya çıkması üzerine ...’nın maktul ... ile önce köyden kaçtığı, eşi sanık ... ile anlaşmalı olarak boşanmaları sonrasında ise ... ile evlenerek yeniden köye yerleştiği, ... ve sanık ...’nün evlilik birliği içinde doğan küçük kızları ...’in biyolojik babasının maktul ... olduğunun yasal yollarla tespit edildiği, sanık ...’nün bu olaylar nedeniyle maktule husumet beslediği, yaşananlar nedeniyle ...’nin köyde yaşayanlar tarafından dışlandığı, sanık ... ve arkadaşlarının tehditlerine maruz kaldığı, sanık ...’nün akrabaları olan sanıklar ...ve ...’in de kaçma olayından dolayı maktul ve katılan ...’ya husumet duydukları, bu duygularla kaçma olayından yaklaşık üç ay önce maktul ile katılan ...'ya yönelik pompalı tüfekle silahlı saldırıda bulundukları, her iki sanığın 'silahla tehdit' suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği, olay gecesi köyde düğün merasimi olması nedeniyle aşırı bir kalabalık olduğu, sanık ...’un düğün eğlencesine katıldığı ve yemek servisinde düğün sahiplerine yardımcı olduğu, maktul ...’ın ise düğüne katılmayıp ailesi ile birlikte evinde bulunduğu, akşam düğüne katılmak için köye gelen tanık ...’ı evinde misafir ettiği, bir süre sonra misafirini yolcu edeceğini ve ekmek alacağını söyleyerek kendi aracı ile dışarı çıktığı, kısa bir süre kahvede oturup saat 23:15 sıralarında evine doğru 35 SAU 82 plakalı aracı ile hareket ettiği, saat: 23:30 sıralarında evinin önünde aracından indiği sırada olay yerine bir veya iki adet motorsikletle gelen ve kimliği tespit edilemeyen şahıs veya şahıslar tarafından ele geçirilemeyen av tüfeği ile uzak mesafeden (muhtemel atış noktasına mesafenin 11,5 metre) ateş edilmesi sonucunda, maktul ...'ın vücuduna hepsinin tek atışla da husulünün mümkün olduğu, 5 adet iri saçma tanesi isabet etmiş olmasına bağlı kafatası kırığıyla birlikte beyin kanaması ve beyin dokusu harabiyeti sonucu öldüğü ve görgü tanığının da olmadığı, olay yerinden elde edilen 3 adet av tüfeği kartuşu üzerinde yapılan parmak izi incelemesinde mukayeseye elverişli parmak izi tespit edilemediği somut olay sonucunda,
Soruşturma evresinde şüpheli olarak savunmaları alınan ..., ..., ..., ... ve ... suçlamaları kabul etmemiş, 12.08.2011 tarihli ekspertiz raporunda şüpheli ...’un sağ el içi svabında atış artığı bulunduğu tespit edilince anılan şüpheli 03.11.2011 tarihinde tutuklanmış, 21.03.2012 tarihli iddianame ile şüpheliler ..., ... ve ...’un tasarlayarak öldürme suçundan cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış, diğer şüpheliler ile ilgili kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilmiş olup anılan karar kesinleşmiştir.
Dosya kapsamına göre somut olayda; sanık ...’ın amcasının oğlu ve yakın komşusu olan maktul ...’ın sanık ...’nün eşi ... ile duygusal ilişki yaşadığı, ilişkinin şüpheli ... ve bazı köy sakinlerinin dedikodusu üzerine köyde duyulduğu, maktul ...’nin tanık ...’nu bu nedenle darp ettiği, ilişkilerinin ortaya çıkması üzerine ...’nın maktul ... ile önce köyden kaçtığı, eşi sanık ... ile anlaşmalı olarak boşanmaları sonrasında ise ... ile evlenerek yeniden köye yerleştiği, ... ve sanık ...’nün evlilik birliği içinde doğan küçük kızları ...’in biyolojik babasının maktul ... olduğunun yasal yollarla tespit edildiği, sanık ...’nün bu olaylar nedeniyle maktule husumet beslediği, yaşananlar nedeniyle ...’nin köyde yaşayanlar tarafından dışlandığı, sanık ... ve arkadaşlarının tehditlerine maruz kaldığı, sanık ...’nün akrabaları olan sanıklar ...ve ...’in de kaçma olayından dolayı maktül ve katılan ...’ya husumet duydukları, bu duygularla kaçma olayından yaklaşık üç ay önce maktul ile katılan ...'ya yönelik pompalı tüfekle silahlı saldırıda bulundukları, her iki sanığın 'silahla tehdit' suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği, olay gecesi köyde düğün merasimi olması nedeniyle yoğun bir kalabalık olduğu, sanık ...’un düğün eğlencesine katıldığı ve yemek servisinde düğün sahiplerine yardımcı olduğu, maktul ...’ın ise düğüne katılmayıp ailesi ile birlikte evinde bulunduğu, akşam düğüne katılmak için köye gelen tanık ...’ı evinde misafir ettiği, bir süre sonra misafirini yolcu edeceğini ve ekmek alacağını söyleyerek kendi aracı ile dışarı çıktığı, kısa bir süre kahvede oturup saat 23:15 sıralarında evine doğru 35 SAU 82 plakalı aracı ile hareket ettiği, saat: 23:30 sıralarında evinin önünde aracından indiği sırada olay yerine bir veya iki adet motorsikletle gelen ve kimliği tespit edilemeyen şahıs veya şahıslar tarafından ele geçirilemeyen av tüfeği ile uzak mesafeden (muhtemel atış noktasına mesafenin 11,5 metre) ateş edilmesi sonucunda, maktul ...'ın vücuduna hepsinin tek atışla da husulünün mümkün olduğu, 5 adet iri saçma tanesi isabet etmiş olmasına bağlı kafatası kırığıyla birlikte beyin kanaması ve beyin dokusu harabiyeti sonucu öldüğü ve görgü tanığının da olmadığı, olay yerinden elde edilen 3 adet av tüfeği kartuşu üzerinde yapılan parmak izi incelemesinde mukayeseye elverişli parmak izi tespit edilemediği, 12.08.2011 tarihli ekspertiz raporu kapsamında sanık ...’un sağ el içi svabında atış artığı bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Yerel mahkemece yapılan yargılama neticesinde, sanık ...’in, beraat eden sanık ... ile birlikte 08.05.2011 tarihinde maktule karşı silahla tehdit eylemini gerçekleştirmesi, olay günü maktulün babasının evinin önündeki sokak lambasına müdahale etmesi, avuç içinde atış artığının bulunması, olay günü yapılan düğün sırasında ...’i görenlerin olmasına rağmen onu görmeyenlerin de olması, tutuklama kararından sonra kendisini ziyaret etmeyen Şükrü’ye sinirlenen ...’in bir arkadaşı ile yaptığı görüşme gerekçe yapılarak sanık ...’un tasarlayarak öldürme suçundan mahkûmiyetine karar verilmiş, dosyaya yansıyan tüm şüphe hüküm kurulurken aleyhe yorumlanmış ancak tutuklama tedbiri uygulanırken lehe yorumlanmış ve müebbet hapis cezası verilen sanık ... tutuklanmamıştır.
Yerel Mahkemece hükme esas alınan sanıklar ...ve ...’in 08.05.2011 tarihinde gerçekleştirdikleri eylem ve sanıklar ...ve ...’in bazı görüşmeleri iddianamede delil olarak gösterilmiş, yargılama neticesinde olay sırasında düğün yerinde olduğunu kesin olarak ispat edemeyen ...mahkûm olmuş, olay sırasında kahvede olduğunu ispatlayan ... ise beraat etmiştir. Beraat eden ...’de 08.05.2011 tarihli eyleme katılmış ve bazı telefon görüşmelerinde bu olayı kastederek tehditte bulunmuş olmasına rağmen beraat etmiştir. Sanık ... olay sırasında kahvede olduğundan beraat etmiş, sanık ... ise “düğün sırasında ...’i görenlerin olmasına rağmen onu görmeyenlerin de olması” dolayısıyla mahkûm olmuştur. Sanık ...’in dosya arasında dökümleri bulunan tüm görüşme kayıtları okunduğunda, Şükrü’nün kendisini ziyaret etmemesinden dolayı serzenişte bulunduğu, öldürme olayı ile bir ilgisinin olmadığını vurguladığı görülmektedir. Gerekçede anılan sokak lambası ise ...’in kayınvalidesi ile maktulün babasının evlerinin arasında olup tanık beyanlarına göre bazen yanıp bazen sönmektedir, olay günü kayınvalidesinin ısrarı üzerine akşama doğru ...tarafından direğe çıkılarak değiştirilmiş ancak bir süre sonra yine yanmamıştır, Sanık ...’in avuç içinde bulunan atış artığı da kesin bir delil değildir. Şöyleki, olay günü düğün yemeğinin servisinde ve kaldırılmasında yardım eden ...’in avuç içine atış artığı ellediği herhangi bir eşyadan veya tokalaşacağı herhangi bir insandan bulaşabileceği gibi dosya arasındaki rapordan da anlaşılabileceği üzere olay günü elektrik işiyle uğraşması nedeniyle de bulaşabilir. Kaldı ki ateşli silah kullanılması halinde atış artığının avuç içinde değil el üstünde olması gerektiği bilinen bir gerçektir.
Hayatın olağan akışına, sanık ... ile maktul ... arasındaki husumetin boyutuna göre, öldürme olayını kuvvetle muhtemel sanık ...’nün azmettirdiği şahıs veya şahıslar (tanıklar ..., Yıldız Develi ve ... beyanları önemlidir) gerçekleştirmiştir. Ancak zayıf bir ihtimal hakkında takipsizlik kararı verilen maktul ile arasında husumet bulunan şüpheli ...’da gerçekleştirmiş olabilir. Ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; 'suçsuzluk' ya da 'masumiyet karinesi' şeklinde, Latincede ise 'in dubio pro reo' olarak ifade edilen 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabilecektir. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Yukarıda delilleri özetlenen olayın ne zaman ve nasıl planlandığına ve fiilin kim veya kimler tarafından gerçekleştirildiği belli değildir. Dosya içeriğine göre; maktul ...’ı sanık ...’un öldürdüğüne ilişkin mahkûmiyetine yeter, kesin bir delil de bulunmamaktadır.
Tüm bu hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yüklenen eylemlerin sanıklar ... ve Şükrü tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeni ile yerel mahkemece sanık ... hakkında maktul ...'a karşı 'Tasarlayarak kasten öldürme' ve sanık ... hakkında maktul ...'a karşı 'Tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme' suçlarından CMK'nin 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi gerekli olduğu' gerekçesiyle dosyanın itirazen incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi üzerine yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 10.07.2012 gün ve 2012/280, 2012/928 sayılı kararı ile 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı 'Yargı hizmetlerinin etkinleştirilmesi amacıyla bazı kanunlarda değişiklik yapılması ve basın yoluyla işlenen suçlara ilişkin dava ve cezaların ertelenmesi hakkında' Yasa'nın 99. maddesiyle, 5271 sayılı CMK'nin 308. maddesinde yapılan değişiklik ve 101. maddesiyle 5320 sayılı Yasa'ya eklenen geçiçi 5. madde uyarınca itiraz hakkında karar verilmek üzere dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla;
Gereği görülüşüp düşünüldü:
1)5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun'un 308. maddesinin 6352 sayılı Yasa'nın 99. maddesi ile eklenen 3. fıkrası uyarınca yapılan incelemede; Dairemiz kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçeleri yerinde görülmeyen İTİRAZIN REDDİNE,
2) Dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE,12.10.2021 gününde üyeler ... ve ...'in sanıklar ...ve Şükrü'nün suçlarının sübuta ermediğine ilişen karşı oyları ile oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sanık ...’un maktul ...’ı tasarlayarak öldürdüğüne ilişkin her türlü şüpheden uzak kesin bir delil bulunmadığından, sanıklar ... ve ...’ın 5271 sayılı CMK’nin 223/2-e maddesi uyarınca beraatlerine karar verilmesi gerekirken, kurulan mahkûmiyet hükümlerinin ONANMASINA ilişkin çoğunluk görüşüne aşağıdaki gerekçeyle katılmamaktayız.
Maktul ... 23.07.2011 günü saat 23:30 sıralarında Kiraz İlçesi Tumbullar Köyü’ndeki evinin önünde av tüfeği ile açılan ateş sonucu baş bölgesinden isabet alarak hayatını kaybetmiştir. Olayı gören kimse bulunamamış, şüphelinin kullandığı av tüfeğinden çıkan boş kartuşların elkonulan tüfeklerle karşılaştırılması sonucunda olayda kullanılan silah ele geçirilememiştir. Soruşturma evresinde şüpheli olarak savunmaları alınan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... suçlamaları kabul etmemiş, 12.08.2011 tarihli ekspertiz raporunda şüpheli ...’un sağ el içi svabında atış artığı bulunduğu tespit edilince anılan şüpheli 03.11.2011 tarihinde tutuklanmış, 21.03.2012 tarihli iddianame ile şüpheliler ..., ... ve ...’un tasarlayarak öldürme suçundan cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış, diğer şüpheliler ile ilgili kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre; maktul ...’ın amcasının oğlu ve yakın komşusu olan sanık ...’ın eşi ... ile duygusal ilişki yaşadığı, ilişkinin şüpheli ... ve bazı vatandaşların dedikodusu üzerine köyde duyulduğu, ...’nin şüpheli ...’nu bu nedenle darp ettiği, ilişkilerinin ortaya çıkması üzerine ...’nın maktul ... ile önce köyden kaçtığı, boşanma sonrasında ise ... ile evlenerek yeniden köye yerleştiği, yaşananlar nedeniyle ...’nin köyde yaşayanlar tarafından dışlandığı, sanık ... ve arkadaşları tarafından maktulün tehditlere maruz kaldığı, olay gecesi köyde düğün merasimi olması nedeniyle aşırı bir kalabalık olduğu, sanık ...’un yemekli yapılan düğün eğlencesine katıldığı ve yemek servisinde düğün sahiplerine yardımcı olduğu, maktul ...’ın ise düğüne katılmayıp ailesi ile birlikte kendi evinde de bulunduğu, akşam yemeğinden sonra düğüne katılmak için köye gelen tanık ...’ı evinde misafir ettiği, bir süre sonra misafirini yolcu edeceğini ve ekmek alacağını söyleyerek kendi aracı ile tesadüfen dışarı çıktığı, kısa bir süre kahvede oturup saat 23:15 sıralarında evine doğru 35 SAU 82 plakalı aracı ile hareket ettiği, saat: 23:30 sıralarında evinin önünde aracından indiği sırada olay yerine bir veya iki adet motorsikletle gelen ve kimliği tespit edilemeyen şahıs/şahıslar tarafından öldürüldüğü anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama neticesinde sanık ...’in, beraat eden sanık ... ile birlikte 08.05.2011 tarihinde maktule karşı silahla tehdit eylemini gerçekleştirmesi, olay günü maktulün babasının evinin önündeki sokak lambasına müdahale etmesi, avuç içinde atış artığının bulunması, olay günü yapılan düğün sırasında ...’i görenlerin olmasına rağmen onu görmeyenlerin de olması, tutuklama kararından sonra kendisini ziyaret etmeyen Şükrü’ye sinirlenen ...’in bir arkadaşı ile yaptığı görüşme gerekçe yapılarak sanık ...’un tasarlayarak öldürme suçundan mahkûmiyetine karar verilmiş, dosyaya yansıyan tüm şüphe hüküm kurulurken aleyhe yorumlanmış ancak tutuklama tedbiri uygulanırken lehe yorumlanmış ve müebbet hapis cezası verilen sanık ... tutuklanmamıştır.
Yerel Mahkemece hükme esas alınan sanıklar ...ve ...’in 08.05.2011 tarihinde gerçekleştirdikleri eylem ve sanıklar ...ve ...’in bazı görüşmeleri iddianamede delil olarak gösterilmiş, yargılama neticesinde olay sırasında düğün yerinde olduğunu kesin olarak ispat edemeyen ...mahkûm olmuş, olay sırasında kahvede olduğunu ispatlayan ... ise beraat etmiştir. Beraat eden ...’de 08.05.2011 tarihli eyleme katılmış ve bazı telefon görüşmelerinde bu olayı kastederek tehditte bulunmuş olmasına rağmen beraat etmiştir. Sanık ... olay sırasında kahvede olduğundan beraat etmiş, sanık ... ise “düğün sırasında ...’i görenlerin olmasına rağmen onu görmeyenlerin de olması” dolayısıyla mahkûm olmuştur. Sanık ...’in dosya arasında dökümleri bulunan tüm görüşme kayıtları okunduğunda, Şükrü’nün kendisini ziyaret etmemesinden dolayı serzenişte bulunduğu, öldürme olayı ile bir ilgisinin olmadığını vurguladığı görülmektedir. Gerekçede anılan sokak lambası ise ...’in kayınvalidesi ile maktulün babasının evlerinin arasında olup tanık beyanlarına göre bazen yanıp bazen sönmektedir, olay günü kayınvalidesinin ısrarı üzerine akşama doğru ...tarafından direğe çıkılarak değiştirilmiş ancak bir süre sonra yine yanmamıştır, Sanık ...’in avuç içinde bulunan atış artığı da kesin bir delil değildir. Şöyleki, olay günü düğün yemeğinin servisinde ve kaldırılmasında yardım eden ...’in avuç içine atış artığı ellediği herhangi bir eşyadan veya tokalaşacağı herhangi bir insandan bulaşabileceği gibi dosya arasındaki rapordan da anlaşılabileceği üzere olay günü elektrik işiyle uğraşması nedeniyle de bulaşabilir. Kaldı ki ateşli silah kullanılması halinde atış artığının avuç içinde değil el üstünde olması gerektiği bilinen bir gerçektir.
Hayatın olağan akışına, sanık ... ile maktul ... arasındaki husumetin boyutuna göre, öldürme olayını kuvvetle muhtemel sanık ...’nün azmettirdiği şahıs veya şahıslar (tanıklar ..., Yıldız Develi ve ... beyanları önemlidir) gerçekleştirmiştir. Ancak zayıf bir ihtimal hakkında takipsizlik kararı verilen maktul ile arasında husumet bulunan şüpheli ...’da gerçekleştirmiş olabilir. Ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; 'suçsuzluk' ya da 'masumiyet karinesi' şeklinde, Latincede ise 'in dubio pro reo' olarak ifade edilen 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabilecektir. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Yukarıda delilleri özetlenen olayın ne zaman/nasıl planlandığına ve fiilin kim/kimler tarafından gerçekleştirildiği belli değildir. Dosya içeriğine göre; maktul ...’ı sanık ...’un öldürdüğüne ilişkin mahkûmiyetine yeter, kesin bir delil de bulunmamaktadır. Bu nedenle sanık ... ve ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerinin BOZULMASI gerektiği görüşünde olduğumuzdan çoğunluk görüşüne katılmamaktayız.