9. Hukuk Dairesi 2021/10296 E. , 2021/14146 K.
I-BAŞVURU
Başvurucu avukat tarafından sunulan dilekçe ile özetle; davacı tarafından başvurucu ... Ltd. Şti aleyhine açılan sendikal tazminat istemini içeren işe iade davasında, mahkemece feshin geçersizliğine, davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer hakları tahsili gerektiğinin tespitine karar verildiğini, ancak sendikal tazminat talebinin reddedildiğini, bu karara karşı tarafların istinaf başvurusu üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince davalının başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun ise kabulüne karar verilerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldığını, davacının işe iadesine ve davalı tarafça ödenmesi gereken sendikal tazminat miktarının 6356 Sayılı Yasa'nın 25. maddesi uyarınca tespitine karar verildiğini, ancak başka davacılar tarafından aynı taleplerle davalı şirket aleyhine açılan sendikal tazminat talepli işe iade davalarında ise ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince davanın reddine dair kesin olarak karar verildiğini, farklı işçiler tarafından aynı anda seri olarak aynı gerekçelerle açılan davalarda ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi Kararları ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararları arasında uyuşmazlık oluştuğunu, ayrıca davacı tarafın sendikal sebeple fesih iddiasını ispat edemediğini, sendika üyeliğinin fesih tarihinden sonra gerçekleştiğini, davacının sendikal faaliyette bulunduğuna dair bir delil bulunmadığını, işverenin işyerinde kaç kişinin sendikalı olduğunu bilebilmesinin mümkün olmadığını, İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi karar ilamında dosyadaki tüm bilgiler ve tanık anlatımlarının sendikal fesih karinesi çerçevesinde değerlendirildiğini ve işyerinde işverenin kararlı tutumu neticesinde örgütlenme sürecinin akamete uğradığı ve çalışan sayısı dikkate alındığında yetki prosedürünün işletilemeyeceği bir seviyeye gelmesinin sağlandığı sonucuna ulaşıldığını, oysa sendikayaya üye işçi oranının en fazla %4 olduğunu, bu üye sayısı ile yetki başvurusu yapılmasının mümkün olmadığını, işyerine fesihten sonra yeni işçi alınmadığını, sendikalı işçilerin işyerinde halen çalıştığını, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin gerekçeli kararında belirtildiği gibi, iş akdi feshedilen 14 işçiden 7 işçinin Teksif sendikasına üye olduğu belirtilmiş olsa da, bu 7 işçiden 3 tanesinin iş akdi feshedildikten sonra sendika üyesi olduğunu beyan ederek sendikal fesih gerekçe gösterilerek açılan tespit (işe iade istemli) davalarında ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2021/1699 Esas-2021/1791 Karar sayılı dosyası ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2020/2849 Esas-2020/2241 Karar, 2020/2850 Esas-2020/2242 Karar, 2020/2851 Esas-2020/2243 Karar sayılı ilamlar arasındaki uyuşmazlığın 5235 Sayılı Yasanın 35/3 maddesi gereğince giderilmesini talep etmiştir.
II- ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULUNUN 2021/10 SAYILI KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun kararı ile;
“ ... ... 2. İş Mahkemesinin 30.03.2021 tarih, 2019/210 E. 2021/141 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
Davacı vekilinin dilekçesi ile; müvekkilinin 18/07/2018 -08/02/2019 tarihleri arasında davalı şirkette dokumacı olarak çalıştığını, iş akdinin davalı şirket tarafından geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğini, yazılı fesih bildirimi yapılmadığını, müvekkilinin sendikal nedenle işten çıkarıldığını, müvekkilinin TEKSİF Sendikasına üye olmak istediğini ve bu konuda görüşmeler yaptığını, davalı tarafça müvekkilinin üyeliğine fırsat verilmeden iş akdinin haksız olarak sona erdirildiğini, davacıyı ve 13 arkadaşını sendikal nedenlerle aynı gün işten çıkardıklarını iddia ederek müvekkilinin iş feshinin geçersizliğine, işe iade ve tazminat istemi ile dava açtığı,
... 2. İş Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 30.03.2021 tarih, 2019/210 E-2021/141 Karar sayılı kararı ile;
' Davanın KABULÜ ile sendikal tazminat talebinin REDDİNE,
Feshin geçersizliğine ve davacının İŞE İADESİNE ....' karar verildiği,
... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin 08.07.2021 tarih, 2021/1699 Esas, 2021/1791 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
... 2. İş Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 30.03.2021 tarih, 2019/210 E-2021/141 Karar sayılı kararına davalı ve davacı taraflarca istinaf talebinde bulunulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin 08.07.2021 tarih, 2021/1699 Esas, 2021/1791 Karar sayılı kararı ile dava ile ilgili basına yansıyan eylemler, tarafsız davacı tanığı ... beyanı, benzer şekilde iş akdi feshedilen Hüseyin Kır'ın iş akdinin feshi ile ilgili olayları doğrulayan davalı tanığı... beyanları, davalı işyerinde sendikal örgütlenmenin engellenmesine tepki olarak ilgili sendika tarafından 2019 Şubat ayı içerisinde yapılan basın açıklaması bir bütün halinde değerlendirildiğinde işverenin henüz örgütlenme aşamasında bulunan sendikal faaliyeti, soyut ve dayanaksız, haksız fesih sebepleri ileri sürülerek engellemeye çalıştığı anlaşılmakla, mahkemece feshin sendikal nedenlerle yapıldığına dair değerlendirme, delil durumu ve dosya kapsamına da uygun olduğu görülerek;
“Davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile, ... 2. İş Mahkemesi'nin 2019/210Esas- 2021/141 Karar sayılı ilamının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Davanın KABULÜ ile, davalı işverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE .... ' karar verildiği,
... 11. İş Mahkemesinin 07.09.2020 tarih, 2020/606 Esas-2020/12 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
Davacı vekilinin dilekçesi ile; müvekkilinin, davalı işyerinde 27.08.2018 tarihinde vardiya ustası olarak işe başladığını, 08.02.2019 tarihli fesih yazısı ile 'Üretimin azalması nedeniyle personel azaltılmaya gidildiği' gerekçesiyle işten çıkarıldığını, fesih yazısının içeriğinin doğru olmadığını, müvekkilinin sendikal nedenle işten çıkarıldığını, TEKSİF Sendikasına üye olması olduğunun davalı işverence öğrenildiği ve bunun üzerine baskı ve sindirme politikası uygulandığını, davacıyı ve 13 arkadaşını sendikal nedenlerle aynı gün işten çıkardıklarını iddia ederek müvekkilinin işe iade ve tazminat istemi ile dava açtığı,
... 11. İş Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 07.09.2020 tarih, 2020/606 Esas-2020/12 Karar sayılı kararı ile;
Davanın KABULÜNE, Feshinin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE, karar verildiği,
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nin 18.01.2021 tarih, 2020/2849 Esas, 2020/2241 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
... 11. İş Mahkemesinin 07.09.2020 tarih, 2020/606 Esas-2020/12 Karar sayılı kararına davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nin 18.01.2021 tarih, 2020/2849 Esas, 2020/2241 Karar sayılı kararı ile; davacı taraf davacının iş akdinin sendikal nedenle feshettiğini iddia etmiş ise de, bu iddiayı destekler mahiyette işveren tarafından özellikle sendika üyesi işçilerin işten çıkartıldığına ilişkin bir uygulamanın bulunduğuna ilişkin somut veriler elde edilememiştir. Fesihten 3 ay önce işyerinde 154 işçi çalıştığı, 16 işçinin sendika üyesi olduğu, feshin tarihinde 142 işçi çalıştığı, 18 işçinin sendika üyesi olduğu, fesihten 3 ay sonra 133 işçi çalıştığı ve 13 işçinin sendika üyesi olduğu, 2019 yılı Şubat ayında 14 işçinin iş akdinin işveren tarafından sona erdirildiği ve bu işçilerden 7 işçinin sendika üyesi olduğu, iş akdinin feshinden sonra da sendikalı olup halen çalışan işçiler bulunmaktadır. Tüm dosya kapsamı dikkate alındığında davacının aktif bir sendikal faaliyetinin bulunmaması da değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesince sendikal nedenle iş akdinin feshine ilişkin kabul kararı yerinde değildir. 4857 sayılı Yasanın 18. Maddesi gereğince iş yerinde davacının kıdeminin en az 6 ay olmadığı anlaşılmakla,
' Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ... 11. İş Mahkemesinin 07.09.2020 tarih ve 2020/606 E.,2020/12 K. sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, DAVANIN REDDİNE ' karar verildiği,
... 11. İş Mahkemesinin 07.09.2020 tarih, 2020/607 Esas-2020/13 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
Davacı vekilinin dilekçesi ile; müvekkilinin, davalı işyerinde 13.09.2018 tarihinde dokumacı olarak işe başladığını, 13.02.2019 tarihine kadar devam ettiğini, iş akdinin feshinde hiçbir sebep gösterilmediğini, haksız sonlandırıldığını, usulüne uygun yazılı bildirim yapılmadığını, müvekkilinin sendikal nedenle işten çıkarıldığını, TEKSİF Sendikasına üye olduğunun davalı işverence öğrenildiği ve bunun üzerine baskı ve sindirme politikası uygulandığını, davacıyı ve 13 arkadaşını sendikal nedenlerle aynı gün işten çıkardıklarını iddia ederek müvekkilinin işe iade ve tazminat istemi ile dava açtığı,
... 11. İş Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 07.09.2020 tarih, 2020/607 Esas-2020/13 Karar sayılı kararı ile;
Davanın KABULÜNE, Feshinin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE, karar verildiği,
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nin 18.01.2021 tarih, 2020/2850 Esas, 2020/2242 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
... 11. İş Mahkemesinin 07.09.2020 tarih, 2020/607 Esas-2020/13 Karar sayılı kararına davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nin 18.01.2021 tarih, 2020/2850 Esas, 2020/2242 Karar sayılı kararı ile; davacı taraf davacının iş akdinin sendikal nedenle feshettiğini iddia etmiş ise de, bu iddiayı destekler mahiyette işveren tarafından özellikle sendika üyesi işçilerin işten çıkartıldığına ilişkin bir uygulamanın bulunduğuna ilişkin somut veriler elde edilememiştir. Fesihten 3 ay önce işyerinde 154 işçi çalıştığı, 16 işçinin sendika üyesi olduğu, feshin tarihinde 142 işçi çalıştığı, 18 işçinin sendika üyesi olduğu, fesihten 3 ay sonra 133 işçi çalıştığı ve 13 işçinin sendika üyesi olduğu, 2019 yılı Şubat ayında 14 işçinin iş akdinin işveren tarafından sona erdirildiği ve bu işçilerden 7 işçinin sendika üyesi olduğu, iş akdinin feshinden sonra da sendikalı olup halen çalışan işçiler bulunmaktadır. Tüm dosya kapsamı dikkate alındığında davacının aktif bir sendikal faaliyetinin bulunmaması da değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesince sendikal nedenle iş akdinin feshine ilişkin kabul kararı yerinde değildir. 4857 sayılı Yasanın 18. Maddesi gereğince iş yerinde davacının kıdeminin en az 6 ay olmadığı anlaşılmakla,
' Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ... 11. İş Mahkemesinin 07.09.2020 tarih ve 2020/607 E.,2020/13 K. sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, DAVANIN REDDİNE ' karar verildiği,
... 11. İş Mahkemesinin 07.09.2020 tarih, 2020/608 Esas-2020/14 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
Davacı vekilinin dilekçesi ile; müvekkilinin, davalı işyerinde 31.10.2018 tarihinde dokumacı olarak işe başladığını, 08.02.2019 tarihine kadar devam ettiğini, 07.02.2019 tarihli fesih bildirimi ile 'Üretimin azalması nedeniyle personel eksiltilmeye gidildiği' gerekçesiyle işten çıkarıldığını, iş akdinin feshinde hiçbir sebep gösterilmediğini, haksız sonlandırıldığını, usulüne uygun yazılı bildirim yapılmadığını, müvekkilinin sendikal nedenle işten çıkarıldığını, TEKSİF Sendikasına üye olduğunun davalı işverence öğrenildiği ve bunun üzerine baskı ve sindirme politikası uygulandığını, müvekkilinin ve 13 arkadaşının sendikal nedenlerle aynı gün işten çıkartıldığını iddia ederek müvekkilinin işe iade ve tazminat istemi ile dava açtığı,
... 11. İş Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 07.09.2020 tarih, 2020/608 Esas-2020/14 Karar sayılı kararı ile;
Davanın KABULÜNE, Feshinin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE, karar verildiği,
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nin 21.12.2020 tarih, 2020/2851 Esas, 2020/2243 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
... 11. İş Mahkemesinin 07.09.2020 tarih, 2020/608 Esas-2020/14 Karar sayılı kararına davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nin 21.12.2020 tarih, 2020/2851 Esas, 2020/2243 Karar sayılı kararı ile; davacı taraf davacının iş akdinin sendikal nedenle feshettiğini iddia etmiş ise de, bu iddiayı destekler mahiyette işveren tarafından özellikle sendika üyesi işçilerin işten çıkartıldığına ilişkin bir uygulamanın bulunduğuna ilişkin somut veriler elde edilememiştir. Fesihten 3 ay önce işyerinde 154 işçi çalıştığı, 16 işçinin sendika üyesi olduğu, feshin tarihinde 142 işçi çalıştığı, 18 işçinin sendika üyesi olduğu, fesihten 3 ay sonra 133 işçi çalıştığı ve 13 işçinin sendika üyesi olduğu, 2019 yılı Şubat ayında 14 işçinin iş akdinin işveren tarafından sona erdirildiği ve bu işçilerden 7 işçinin sendika üyesi olduğu, iş akdinin feshinden sonra da sendikalı olup halen çalışan işçiler bulunmaktadır. Tüm dosya kapsamı dikkate alındığında davacının aktif bir sendikal faaliyetinin bulunmaması da değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesince sendikal nedenle iş akdinin feshine ilişkin kabul kararı yerinde değildir. 4857 sayılı Yasanın 18. maddesi gereğince iş yerinde davacının kıdeminin en az 6 ay olmadığı anlaşılmakla,
'Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ... 11. İş Mahkemesinin 07.09.2020 tarih, 2020/608 Esas-2020/14 Karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, DAVANIN REDDİNE ' karar verildiği anlaşılmıştır.
Başkanlar Kurulumuzca söz konusu kararların incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda;
Uyuşmazlık konusu davaların, davalı şirket ... Ltd. Şti'de çalışmakta olan işçilerin iş sözleşmelerinin davalı şirket tarafından tek taraflı olarak fesih edilmesi üzerine işçilerin işe iade ve tazminat talebine ilişkin olduğu, ilk derece mahkemelerince davaların kabul edilerek feshin geçersiz olduğuna yönelik kararlar verildiği, davalı şirket tarafından kararlara itiraz edilmesi üzerine dosyaların istinaf edildiği,
... Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemeleri sonucu seri dava niteliğinde olan dosyalar ile ilgili 3. Hukuk Dairesi'nce istinaf talebi reddedilirken, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nce istinaf başvurularının kabul edildiği, istinaf kararları arasında uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık iş akdinin feshinin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı noktasındadır.
İş akdinin fesih bildiriminde gösterilenin aksine sendikal nedene dayandığını ileri süren davacı işçi, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20/2 ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 25. maddesi uyarınca bu iddiasını ispat ile yükümlüdür.
Sendikal tazminat 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 25. maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki üyeliği korumaları veya üyelikten istifa etmeleri şartına bağlı tutulamayacağı ilk fıkrada hükme bağlanmıştır. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrasında ise, işverenin, sendika üyesi olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamayacağı kuralı getirilmiştir.
İşverenin, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 25. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca iş sözleşmesini sendikal nedenlerle feshetmesi halinde işçi, 4857 sayılı Kanunun 18, 20 ve 21. madde hükümlerine göre dava açma hakkına sahiptir. İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi hâlinde, 4857 sayılı Kanunun 21. maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere sendikal tazminata hükmedilir. Ancak işçinin işe başlatılmaması hâlinde, ayrıca 4857 sayılı Kanunun 21. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen tazminata hükmedilmez. İşçinin 4857 sayılı Kanunun yukarıdaki hükümlerine göre dava açmaması ayrıca sendikal tazminat talebini engellemez.
Somut olayda, davacılardan ..., ...’ın ''üretimin azalması nedeni ile personel eksiltilmeye gidildiği'' , ...’nın ise “vardiyalarında, molalarda, serviste devamlı davalı şirketi kötüleyici gerçek dışı konuşmalarda bulunması, sosyal medyada şirket aleyhine gerçek dışı paylaşımlarda bulunması, şirket sırlarını izinsiz üçüncü kişilere bildirmesi ve 92 metre kumaşta yanlış dokuma yaparak şirketi zarara uğrattığı gerekçesiyle İş Kanunu’nun 25/ll-b ve e maddeleri gereğince” feshedilmiştir.
Davacılardan ... dokumacı (13.09.2018-13.02.2019), ... dokumacı (31.10.2018 -08.02.2019), ... vardiya ustası (27.08.2018 -08.02.2019) olarak çalışmıştır.
Aile ve Çalışma Bakanlığı'ndan gelen 10/03/2020 tarihli yazıda;
Fesihten 3 ay önce iş yerinde 154 işçi çalıştığı, 16 işçinin sendika üyesi olduğu,
Feshin tarihinde 142 işçi çalıştığı, 18 işçinin sendika üyesi olduğu,
Fesihten 3 ay sonra 133 işçi çalıştığı ve 13 işçinin sendika üyesi olduğu bildirilmiştir.
2019 yılı Şubat ayında 14 işçinin iş akdinin işveren tarafından sona erdirildiği ve bu işçilerden 7 işçinin sendika üyesi olduğu, ilk derece mahkemesinin sendikal tazminatın kabulüne ilişkin gerekçesinde dayanılmıştır.
Ancak iş akdi sona erdirilen ... BAM 9.HD’nin 2020/2850 E. numaralı dosyanın davacısı ...'nın feshinin 12/02/2019 tarihinde yapıldığı, 13/02/2019 tarihinde sendikaya üye olduğu,
2020/2851 E. numaralı dosyanın davacısı ...'in feshinin 07/02/2019 tarihinde yapıldığı, 12/02/2019 tarihinde sendikaya üye olduğu,
...'in 07/02/2019 tarihinde iş akdinin feshedildiği, 08/02/2019 tarihinde sendikaya üye olduğu,
...'ın iş akdinin 07/02/2019 tarihinde feshedildiği, 09/02/2019 tarihinde sendikaya üye olduğu belirlenmiştir.
Buna göre şubat ayında iş akdi feshedilen 14 işçiden sadece 4 tane işçi sendika üyesidir. Bu nedenle yapılan bu fesihler sendikal ayrımcılık yapıldığı iddiasını ispat etmeye yeterli değildir. İş akdinin feshinden sonra da sendikalı olup halen çalışan işçiler bulunmaktadır. Duruşmada tanık olarak dinlenen ve iş akdinin sendikal nedenle sona erdirildiğini söyleyen tanıklar (Dairemizce incelenen dosyalarda tanık olarak dinlenmiş olan ...’in ... BAM 3.HD’nin 2021/218 E. Numaralı dosyasının davacısı, ...’ın Dairemizin 2020/2849 E. numaralı dosyasının davacısı olduğu, henüz dava açmamışsa da üç dosyada ortak davacı tanığı olan ...’ün “vardiya ustası ile tartışması” sonrası 2019/Mart’ta işveren tarafından iş akdinin sona erdirildiği, söz konusu işçinin oluşacak sonuca göre sendikal tazminat talebiyle dava açmasının muhtemel olduğu, bu nedenle işverenle ilk derece mahkemesince beyanına itibar edilen tanıkların tamamının husumetli olduğundan , işverenin sendikal örgütlenme üzerine baskı yaptığına dair beyanlarına itibar edilemez.
Davacılar iş akdinin sendikal nedenle feshettiğini iddia etmişse de, bu iddiayı destekler mahiyette işveren tarafından özellikle sendika üyesi işçilerin işten çıkartıldığına ilişkin bir uygulamanın bulunduğuna ilişkin, husumetli tanıkların itibar edilmeyen beyanları dışında somut veriler elde bulunmamaktadır.
Davacıların aktif bir sendikal faaliyetinin bulunmaması da değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesince sendikal nedenle iş akdinin feshine ilişkin kabul kararının yerinde olmadığı, 4857 sayılı yasanın 18. maddesi gereğince iş yerinde davacıların kıdeminin en az 6 ay olmadığı anlaşılmakla, ... BAM 9.HD tarafından, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kabul kararları kaldırarak, davanın reddine dair karar verilmiştir.
İki dairenin aynı konudaki istinaf kararları arasındaki uyuşmazlığın hangi dairenin kararı yönünde giderileceğine dair yapılan oylamada kullanılan oylardan 7 tanesinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin kararları doğrultusunda giderilmesi yönünde, 7 tanesinin de 9. Hukuk Dairesi'nin kararları doğrultusunda giderilmesi yönünde eşit olduğu, ancak Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı ...'in oyunun 9. Hukuk Dairesinin kararı yönünde giderilmesinden yana olması nedeniyle uyuşmazlığın ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin kararı yönünde giderilmesine oy çokluğu ile;
Daire kararlarına konu hukuki uyuşmazlık hakkında 5235 sayılı Kanun'un 35. maddesi uyarınca Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'ne uyuşmazlığın giderilmesi için başvuru yapılmasına oy birliği ile karar verilmiştir.
SONUÇ: Talep dilekçesi ve mevcut evrakların değerlendirilmesi sonucunda;
1)... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2021/1699 Esas-2021/1791 Karar sayılı dosyası ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2020/2849 Esas-2020/2241 Karar, 2020/2850 Esas-2020/2242 Karar, 2020/2851 Esas-2020/2243 Karar sayılı dosyalarından verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunduğuna oy birliği ile,
2)Anılan daire kararları arasındaki uyuşmazlığın ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararı yönünde giderilmesi gerektiğine, 2. Hukuk Dairesi Başkanı ..., 3. Hukuk Dairesi Başkanı ..., 4. Hukuk Dairesi Başkanı ..., 5.Hukuk Dairesi Başkanı ..., 7. Hukuk Dairesi Başkanı ..., 8. Hukuk Dairesi Başkanı ... ve 11. Hukuk Dairesi Başkanı ... 'in karşı oyları ve oy çokluğu ile,
3)Uyuşmazlığın giderilmesi ve içtihat birlikteliğinin sağlanması amacıyla 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkilerini Düzenleyen Kanun'un 35/3. maddesi uyarınca ilgili belgelerin eklenerek kararın bir örneğinin Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE 16/09/2021 tarihinde” karar verilmiştir.
III-GEREKÇE
Bölge Adliye Mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 35'inci maddesinde yer alan düzenlemedir.
Söz konusu maddenin birinci fıkrasının üçüncü bendinde yer alan düzenlemeye göre “Re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek” bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.
5235 sayılı Kanun’un 35'inci maddesinin ikinci fıkrasına göre ise “(3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.”
Bölge Adliye Mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlık bulunması durumunda, 5235 sayılı Kanun’un 35'inci maddesinde belirtilenler tarafından yapılacak gerekçeli başvuru sonrasında, mevcut başvuru hukuk daireleri başkanlar kurulunca değerlendirilerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesi istenilecektir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki; 5235 sayılı Kanun ile bu Kanunda sayılan kişi ve kurumlara tanınan “uyuşmazlığın giderilmesini talep etme hakkı”, mutlak biçimde her uyuşmazlığın esasına yönelik çözüm geliştirilmesine imkan vermez. Uyuşmazlığın giderilmesi talebi bir kanun yolu olmayıp, böyle bir talebin varlığı halinde Yargıtayca temyiz incelemesine benzer bir inceleme yapılması da mümkün değildir. Başvuru konusu dosyada İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna müracaat edilmesi sonrasında Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar somut olaya özgü nitelikte olup, dosya kapsamında yer alan deliller ve somut olayın koşulları gözetilerek hüküm tesis edilmiştir. Bu itibarla, başvurucunun dilekçesinde belirtmiş olduğu Bölge Adliye Mahkemesi kararları arasında 5235 sayılı Kanun’un 35'inci maddesi kapsamında bir uyuşmazlık söz konusu değildir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
IV-SONUÇ
... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 16/09/2021 tarih ve 2021/10 sayılı kararına istinaden iletilen mevcut talep yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına, 12.10.2021 günü oybirliği ile karar verildi.