Ceza Genel Kurulu 2020/358 E. , 2021/462 K.
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Sayısı : 73-547
Kasten öldürme suçundan sanık ...'ın TCK'nın 81/1, 53 ve 63. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin ... 18. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 02.10.2018 tarihli ve 122-393 sayılı, hükmedilen ceza miktarına göre resen istinafa tabi olan hükme yönelik olarak sanık ve müdafileri ile katılan ... tarafından da istinaf başvurusunda bulunulması üzerine dosyayı inceleyen ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince 22.03.2019 tarih ve 73-547 sayı ile, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 30.06.2020 tarih ve 1012-1541 sayı ile; yasal süresinden sonra yapılan temyiz istemlerinin CMK'nın 298. maddesi uyarınca reddine karar vermiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 17.07.2020 tarih ve 52160 sayı ile;
“...Dosya içerisinde elektronik tebligat şeklinde sadece sanık müdafisi Avukat ...'a gerekçeli karar tebliğine ilişkin, '4003207085234' barkod numaralı elektronik tebligat mevcut olup, buna ilişkin E-Tebliğ mazbatasının incelenmesinde; tebligatın muhatap hesabına teslim edilmek üzere UETS tarafından 02/04/2019 tarihinde saat 10.59'da teslim alındığı, 02/04/2019 tarihinde saat 10.59'da tebligatın alıcı için ayrılmış tebligat alanına (hesabına) başarılı bir şekilde konulduğu ve 07/04/2019 tarihinde, tebligatın, alıcısının hesabına iletilmesine müteakip mevzuat gereği belirlenen süre sonunda otomatik olarak okundu sayıldığı görülmüştür.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 7/A maddesi uyarınca, 'Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.' hükmü gereğince, işleyecek yasal süreler tebligatın alıcının hesabına iletilmesini takip eden beşinci günden sonra işlemeye başlayacaktır.
Yine Tebligat Kanunu'nun 11. maddesi uyarınca 'Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır.' hükmü uyarınca, sanığın birden çok müdafisinin bulunması nedeniyle müdafilerden ilki olan Avukat ...'a gerekçeli kararın elektronik ortamda tebliğ tarihi olan 07/04/2019 tarihinin asıl tebliğ tarihi olduğu ve temyiz süresinin de bu tarihten itibaren başlayacağı kabul edilerek, sanık müdafiileri Avukat ...'ın 19/04/2019, Avukat ...''un ise 22/04/2019 tarihinde, 15 günlük yasal temyiz süresi içerisinde usulüne uygun şekilde temyiz başvurusunda bulundukları ve temyiz başvurularının esastan incelenmesi gerektiği,” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 16.09.2020 tarih ve 3380-1908 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; elektronik tebligatın ne zaman yapılmış sayılacağının, bu bağlamda sanık müdafilerinin temyiz istemlerinin yasal süresinde olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık ...'ın 15.11.2016 tarihinde işlediği iddia olunan kasten öldürme suçundan cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, TCK'nın 81/1, 53 ve 63 maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba karar verildiği,
... 17. Noterliğince tanzim edilen 05.12.2016 tarihli ve 60237 sayılı vekâletnamaye göre; Avukat ...'a vekaletname verildiği,
Avukat ...'a Avukat ... tarafından 24.04.2017 tarihinde 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'na 4667 sayılı Kanun'un 36. maddesi ile 56. maddesine eklenen hüküm uyarınca, vekaletname yerine geçmek üzere yetki belgesi verildiği,
Resen istinafa tabi olan hükmün sanık müdafileri ve katılan ... tarafından da istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince 22.03.2019 tarih ve 73-547 sayı ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği,
... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince duruşmasız inceleme ile verilen istinaf başvurularının esastan reddine dair gerekçeli kararın sanık müdafilerinden Avukat ...'a 10.04.2019 tarihinde posta yoluyla, Avukat ...'a elektronik ortamda tebliğ edildiği, Avukat ...'a yapılan '4003207085234' barkod numaralı e-tebliğ mazbatasının incelenmesinde; 'Tarih 02.04.2019 saat 10.59'da Muhatap hesabına teslim edilmek üzere UETS tarafından teslim alındı, 02.04.2019 tarihinde saat 10.59'da Tebligat alıcı için ayrılmış teblgiat alanına (hesabına) başarılı bir şekilde konuldu, 07.04.2019 tarihinde Tebligat alıcısının hesabına iletilmesine müteakip mevzuat gereği belirlenen süre sonunda otomatik olarak okundu sayıldı' şeklinde açıklamaların yer aldığı, ayrıca 03.04.2019 tarihinde gerekçeli kararın tebligatını açtığına dair delil kaydı oluşturulmuş ve bu kayıt e-tebligat mazbatası ile PTT sorgulama raporuna da işlendiği,
Sanık müdafileri Avukat ...'ın 19.04.2019, Avukat ...'un ise 22.04.2019 tarihinde temyiz başvurusunda bulundukları,
Anlaşılmıştır.
07.10.2004 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 25 ve Geçici 2. maddeleri uyarınca kurulan bölge adliye mahkemeleri, 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete'de ilan edildiği üzere 20.07.2016 tarihinde tüm yurtta göreve başlamıştır. Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle birlikte istinaf kanun yolu uygulamaya girmiş, böylece ülkemizde fiilen üç dereceli yargı sistemine geçilmiştir.
1412 sayılı CMUK'da olağan kanun yolları olarak itiraz ve temyize yer verilmişken, 5271 sayılı CMK'da itiraz, istinaf ve temyiz olağan kanun yolları olarak düzenlenmiştir. 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 18. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 5271 sayılı CMK’nın 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmesi üzerine, 1412 sayılı CMUK yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak yeni usul yasası sisteminde, yasa yolları içinde istinafa yer verilmesi ve bölge adliye mahkemelerinin 20.07.2016 tarihinden sonra göreve başlaması nedeniyle 5320 sayılı Kanun'un “Temyiz ve karar düzeltme” başlıklı 8. maddesinin birinci fıkrasında; “Bölge adliye mahkemelerinin, 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un geçici 2. maddesi uyarınca Resmî Gazete'de ilân edilecek göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 322. maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326. maddeleri uygulanır.” hükmüne yer verilmek suretiyle bölge adliye mahkemelerinin göreve başlamasından önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında 1412 sayılı CMUK’nın 305 ila 326. maddelerinin uygulanacağı öngörülmüştür. Başka bir anlatımla, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 8. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihi olan 20.07.2016 tarihinden önce verilen kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK'nın, bu tarihten sonra verilen kararlar hakkında ise 5271 sayılı CMK'nın temyize ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
Bu genel açıklamalardan sonra elektronik tebligat ve vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat nasıl yapılır konularının ayrı ayrı değerlendirilmesinde fayda bulunmaktadır.
28.02.2018 tarihli ve 7101 sayılı Kanun ile değişik 11.2.1959 ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 'Elektronik Tebligat' başlıklı 7/a maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
'Aşağıdaki belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.
...
9. Baro levhasına yazılı avukatlar.
...
Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri hâlinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.
Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır.
Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.
Bu Kanun uyarınca yapılan elektronik tebligat işlemleri, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi tarafından kurulan ve işletilen Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi üzerinden yürütülür. Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi, sistemin güvenliğini ve bu sistemde kayıtlı verilerin muhafazasını sağlayacak her türlü tedbiri alır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.' şeklindedir.
Anılan maddeye dayanılarak hazırlanan ve 06.12.2018 tarihli 30617 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan, elektronik ortamda yapılacak tebligata ilişkin usul ve esasları düzenleyen Elektronik Tebligat Yönetmeliği 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin 'Tanımlar' başlıklı 3. maddesinde;
'(1) Bu Yönetmelikte geçen;
...
b) Delil kaydı: Tebligatın; tebligat çıkarmaya yetkili makam ve merciden Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi (UETS) tarafından teslim alındığına, muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştığına, okunduğuna ve usulen tebliğ edilmiş sayıldığına dair üretilen ve elektronik sertifika ile imzalanmış kayıtları,
c) Elektronik sertifika: 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 9 uncu maddesinde nitelikleri belirtilen nitelikli elektronik sertifikayı,
ç) Elektronik tebligat: Tebligat Kanunu ve bu yönetmeliğe uygun olarak elektronik ortamda yapılan tebligatı,
d) Elektronik tebligat adresi: PTT tarafından, gerçek kişiler için kimlik bilgileri, tüzel kişiler için ise tabi oldukları sistem bilgileri esas alınmak suretiyle tek ve benzersiz şekilde oluşturulan ve UETS'ye kaydedilen tebligat adresini,
e) Elektronik tebligat mesajı: Tebligat çıkarmaya yetkili makam ve merci tarafından güvenli elektronik imza veya elektronik sertifikayla imzalanmış, tebliğ edilecek içerik, ekli dökümanlar ve tebliğ için gerekli muhatap bilgilerinden oluşan elektronik iletiyi,
f) Güvenli elektronik imza: 5070 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde nitelikleri belirtilen güvenli elektronik imzayı,
g) İşlem kaydı: PTT tarafından elektronik tebligat hizmetinin verilmesi esnasında meydana gelen ve mevzuat gereği kaydının tutulması zorunlu olan tüm bilişim sistemi işlem kayıtlarını,ğ) Muhatap: Elektronik tebligat alıcısı gerçek veya tüzel kişiyi,
h) PTT: Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketini,
ı) Tebligat çıkarmaya yetkili makam ve merci: Tebligat Kanunu uyarınca tebligat çıkarmaya yetkili merci, idare, kurum, kuruluş ve kişileri,
i) UETS: Tebligat Kanunu ve bu Yönetmelik uyarınca yapılan elektronik tebligat işlemlerini yürütmek amacıyla PTT tarafından kurulan, işletilen ve güvenliği sağlanan sistemi,
j) Zaman damgası: 5070 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde tanımlanan zaman damgasını,
ifade eder.' şeklindedir.
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu'nda ise 'Zaman damgası: Bir elektronik verinin, üretildiği, değiştirildiği, gönderildiği, alındığı ve/veya kaydedildiği zamanın tespit edilmesi amacıyla, elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı tarafından elektronik imzayla doğrulanan kaydı ifade eder.' şeklinde tanımlanmıştır.
Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin 'Tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olanlar' başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasında; 'Baro levhasına yazılı avukatlar' gösterilmiştir. Yönetmeliğin 6. maddesinde elektronik tebligat adresi alma zorunluluğuna tabi olanlar için yapılacak başvuru, 7. maddesinde elektronik tebligat adresi alma zorunluluğuna tabi olmayanlar için yapılacak başvuru, 8. maddesinin 1. fıkrasında PTT'nin başvurusunun yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde elektronik tebligat adresini, gerçek kişiler için kimlik bilgilerini, tüzel kişiler için ise tabi oldukları sistem bilgilerini esas almak suretiyle tek ve benzersiz olacak şekilde oluşturacağı ve UETS'ye kaydedeceği, 'Elektronik tebligatın hazırlanması ve muhataba ulaştırılması' başlıklı 9. maddesinde ise;
'(1) Tebligat çıkarmaya yetkili makam ve merci, elektronik tebligat mesajını hazırlayarak, UETS'ye teslim eder.
(2) UETS, elektronik tebligat mesajını zaman damgasıyla ilişkilendirerek muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştırır.
(3) Gizliliğin sağlanması amacıyla tebliğ edilecek içerik ve ekli dokümanlar, UETS tarafından şifrelenir ve bunlar ancak muhatap tarafından görülür.
(4) Gerek UETS içi ve gerekse sistemler arası entegrasyon yoluyla yapılan tebligata ait delil kayıtları, elektronik tebligat mesajının tamamının ulaştığı anda üretilir.
(5) Elektronik yolla tebligat, idareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini veya sermayenin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları; adli ve idari yargı mercileri, icramüdürlükleri veya hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birime yapılır. Temsile yetkili olan kişilerin ayrı bir elektronik tebligat adresinin bulunması bu kuralın uygulanmasına engel olmaz.
(6) Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmıştır.' şeklinde düzenlenmiştir.
Görüldüğü üzere, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesinin 4. ve anılan maddeye dayanılarak hazırlanan Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin 9. maddesinin (6). fıkralarında muhatabın elektronik tebligatı tebellüğ etmiş sayılacağı tarihe ilişkin özel düzenlemeler yer almaktadır. Bu düzenlemelere göre, 'Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.' Bunun sonucu olarak elektronik tebligatta tebellüğ tarihi elektronik tebligatın muhatabın elektronik posta hesabına ulaştığı veya okunduğu tarih olmayıp, tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonu olmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesinin 4. fıkrasında yer alan düzenlemeye benzer bir düzenleme de 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 107/A maddesinin 2. fıkrasında yer almakta olup, 'Elektronik ortamda tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.' şeklindedir. Bu düzenlemenin vergi hukuku bağlamında mahkemeye erişim hakkı ve eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiği iddiası ile yapılan başvuru üzerine Anayasa Mahkemesi 19.09.2019 tarih ve 144-72 sayılı kararı ile; '..İtiraz konusu kuralda tebliğin yapılmış sayılması için geçmesi öngörülen beş günlük sürenin başlangıcı olarak tebliğe konu evrakın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarih esas alınmıştır. Kanun koyucunun bu yöndeki tercihi Anayasa'ya aykırı olmamak kaydıyla takdir yetkisi kapsamındadır. Kanun koyucu tarafından, mükellefin elektronik adresine giriş yaptığı veya elektronik tebligatı açtığı tarihte tebliğin gerçekleşmiş sayılması yerine tebligatın elektronik adrese ulaştığı tarih esas alınmış olmakla birlikte muhatabın fiziki ortamda gerçekleşmeyen tebligattan haberdar olabilmesinin belirli bir süre gerektireceği gözetilerek tebliğin yapılmış sayılması için elektronik adrese ulaştığı tarihten itibaren ayrıca beş günlük bir sürenin öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Zira muhatabın elektronik ortamda tarafına iletilen tebligattan haberdar olabilmesi internet vergi dairesi aracılığıyla kendi elektronik adresine erişim sağlanmasına ve dolasıyla elektronik adresini kontrol etmesine bağlıdır. Muhataplara öncelikle elektronik posta adreslerini belirli aralıklarla kontrol etme yükümlülüğü yüklediği, bu yükümlülüğe beşer günlük aralıklarla uyulduğu takdirde hukuki yollara başvuru süresi yönünden herhangi bir hak kaybı olmayacağı, muhatabın elektronik posta adresini her gün ya da beş günden daha az aralıklarla kontrol etmesi hâlinde ise tebliğin yapılmış sayılacağı tarihten de önce tebliğattan haberdar olunacağı için süre yönünden hak kaybı yaşanmayacağı gibi bu sürenin bir kaç gün daha uzamasının söz konusu olacağı belirtilerek düzenlemenin Anayasaya aykırı olmadığına,' karar vermiştir.
Tebligat Kanunu'nun 'Vekile ve kanuni mümessile tebligat' başlıklı 11. maddesinde;
'Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Ancak, Ceza Muhakemeleri Kanununun, kararların sanıklara tebliğ edilmelerine ilişkin hükümler saklıdır.' şeklindedir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık ...'ın birden fazla müdafisinin bulunduğu, sanığın müdafilerinden Avukat ...'a ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 22.03.2019 tarihli ve 73-547 sayılı istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin kararının elektronik ortamda Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin 9. maddesinde belirtildiği üzere UETS elektronik tebligat mesajını zaman damgasıyla ilişkilendirerek 02.04.2019 tarihinde muhatabın elektronik adresine ulaştırmış olup, elektronik yolla tebligat muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağından, gerekçeli kararın 07.04.2019 tarihinde sanık müdafisine teblig edildiği, 15 günlük temyiz süresinin son gününün 22.04.2019 tarihine rastladığı anlaşılmakla, sanık müdafileri Avukat ...'ın 19.04.2019, Avukat ...'un ise 22.04.2019 tarihinde yasal temyiz süresi içerisinde usulüne uygun olarak temyiz istemlerin de bulunduklarının kabul edilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne Özel Dairenin ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin gerekçeli kararının ilk olarak elektronik tebligat yolu ile, tebligatın açıldığı tarih olan 03.04.2019 tarihinde tebliğ edildiği ve ilk temyiz dilekçesinin 19.04.2019 tarihinde sunmuş olduğu gerekçesiyle vermiş olduğu yasal süresinden sonra yapılan temyiz istemlerinin CMK'nın 298. maddesi uyarınca reddine dair kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.
SONUÇ;
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 30.06.2020 tarih ve 1012-1541 sayılı temyiz istemlerinin reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA,
3- Sanık ... hakkında ... Bölge Adliye Mahkemesince kurulan 22.03.2019 tarihli ve 73-547 sayılı hükmün temyiz incelemesinin yapılması için dosyanın Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.10.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.