1. Ceza Dairesi 2022/2604 E. , 2022/7923 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi (CMK. 250. maddesi ile Görevli)
KATILANLAR : ..., ..., ...
SUÇLAR : Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, suç örgütü üyesi olmak, nitelikli yağma
HÜKÜMLER : 1- Sanık ... hakkında; a- Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundanTCK'nin 220/1-3, 58. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası,b- Mağdur ...'a yönelik nitelikli yağma suçundan 12 yıl hapis cezası,
2- Sanık ... hakkında;
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan TCK'nin 220/1-3, 58. maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası,
3- Sanık ... hakkında; TCK'nin 220/2-3, 58. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası, 4- Sanık ... hakkında; TCK'nin 220/2-3, 58. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası,
S/2
5- Sanık ... hakkında; TCK'nin 220/2-3, 58. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası,
6- Sanık ... hakkında; TCK'nin 220/2-3, 58. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası,
7- Sanık ... hakkında;TCK'nin 220/2-3, 58. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ayhapis cezası,
8- Sanık ... hakkında; TCK'nin 220/2-3, 58. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ayhapis cezası,
9- Sanık ... hakkında; TCK'nin 220/2-3, 53, 58. maddeleri uyarınca 1 yıl 3ay hapis cezası,
10- Sanık ... hakkında;TCK'nin 220/2-3, 53, 58. maddeleri uyarınca 1 yıl 3ay hapis cezası,
11- Sanık ... hakkında;TCK'nin 220/2-3, 53, 58. maddeleri uyarınca 1 yıl 3ay hapis cezası,
12- Sanık ... hakkında; TCK'nin 220/2-3, 53, 58. maddeleri uyarınca 1 yıl 3ay hapis cezası,
13- Sanık ... hakkında; TCK'nin 220/2-3, 53, 58. maddeleri uyarınca 1 yıl 3ay hapis cezası,
14- Sanık ... hakkında;TCK'nin 220/2-3, 53, 58. maddeleri uyarınca 1 yıl 3ay hapis cezası.
İTİRAZ EDEN : Yargıtay Cumhuriyet savcısı.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/02/2011 gün ve 2010/238 Esas - 2011/37 Karar sayılı kararı ile sanıklar ... ve ... hakkında 'çıkar amaçlı suç örgütü kurma ve yönetme' ve sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında 'çıkar amaçlı suç örgütüne S/3
üye olma' suçlarından ve sanık ... hakkında TCK'nin 220/5. maddesi kapsamında mağdur ...'a yönelik nitelikli yağma suçundan TCK'nin 149/1-a-c-d-f maddeleri uyarınca mahkumiyetlerine karar verildiği, Dairemizin 19/03/2012 tarih, 2012/543-1923 sayılı ilamı ile sanıklar ... ve ... hakkında 'çıkar amaçlı suç örgütü kurma ve yönetme', sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında 'çıkar amaçlı suç örgütüne üye olma' suçlarından ve sanık ... hakkında mağdur ...'a yönelik nitelikli yağma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin onanmasına karar verildiği,
Dairemizin onama kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/03/2022 tarih, KD-2022/6080 Karar Düzeltme nolu yazısıyla;
'İtiraza konu uyuşmazlık; tüm sanıklar hakkında TCK'nin 220. maddesi kapsamındaki suçun sübuta erip ermediği ve TCK'nin 58/9. maddesinin uygulama koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkindir.
Sanık ... müdafii tarafından yapılan başvuruda, yerel mahkemece sanık hakkında hüküm kurulurken, TCK'nin 61. maddesine göre alt sınırdan uzaklaşmayı gerektirecek bir sebep bulunmadığı gözetilmeksizin sanık hakkında fazla ceza tayini; ayrıca TCK'nin 220. maddesi uyarınca suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, belirterek sanık lehine CMK'nin 308. maddesi gereğince itiraz edilmesini talep etmiştir.
Her ne kadar sanık müdafii tarafından yalnızca sanık ... yönünden 'çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmek' suçu yönünden itiraz talebinde bulunulmuşsa da, dosya içeriği bir bütün olarak incelendiğinden tüm sanıklar açısından haklarında verilmiş 'çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, yönetmek, üye olmak' suçları yönünden itiraz yoluna gidilmiştir.
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 19/03/2012 tarih, 2012/543 E - 2012/1923 K. sayılı ilamı ile; '....A- Sanık ...’nın kasten yaralama, sanık ... ...’ın suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, sanık ...’nın 6136 sayılı Kanuna aykırılık ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, sanık ...’ın suç işlemek amacıyla örgüt kurma, mağdur ...’ya yönelik nitelikli yağma, mağdur ...’a yönelik dolandırıcılık ve nitelikli yağma, mağdur ...’a yönelik kasten yaralama, mağdur ...’a yönelik nitelikli yağmaya teşebbüs, mağdur ...’e yönelik mala zarar verme, sanık ... ...’nin suç işlemek amacıyla örgüt kurma, 6136 sayılı Kanuna aykırılık, sanık ... ... ...’nin suç işlemek amacıyla örgüt kurma, sanık ...’in yağmaya teşebbüs, dolandırıcılık ve suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma, sanık ...’ın suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma, sanık ...’ın suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte .../...
S/4
üye olma, nitelikli yağma, sanık ...’in nitelikli yağmaya yardım, sanık ...’ın suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma, sanık ...’ın 6136 sayılı Kanuna aykırılık, sanık ...’ın suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma, sanık ...’nin suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma, sanık ...’ın suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma, sanık ...’ın nitelikli yağmaya yardım, sanık ...’in 6136 sayılı Kanuna aykırılık, sanıklar ..., ... ve ...’ın genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçlarından verilen mahkumiyet.... mahkumiyet hükümlerinin kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA, ...B) Sanıklar ..., ... ve ...’ın mağdur ... ...’a yönelik nitelikli yağma, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ...’ın mağdur ...’ya yönelik kasten yaralama, sanıklar ... ve ...’nın mağdur ... Akçelik’e yönelik kasten yaralama, sanık ...’in mağdur ... ...’ı kasten yaralama suçları yönünden ....BOZULMASINA' karar verildiği;
Bozma üzerine Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/06/2012 gün, 2012/53-199 sayılı kararı ile sanıklar hakkında mahkumiyetine karar verildiği,
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 15/04/2013 gün ve 2013/1259-3156 sayılı ilamı ile sanıklar hakkında verilen mahkumiyet kararının onanmasına karar verildiği,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20/06/2016 gün ve KD-2016/187104 sayılı yazısı ile; sanıklar ...ve ... hakkında suç örgütü kurma ve yönetme suçlarından mahkümiyetlerine ilişkin hükümlerde şüpheden uzak kesin delilin bulunmadığı, mahkemenin şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddiaları sanıkların aleyhine yorumlayarak hüküm tesis etmesinin hukuka aykırı olduğu bu nedenle sanık ... ... hakkında 'çıkar amaçlı suç örgütü kurma ve yönetme' ve 'mağduru kasten yaralama', sanık ... ... ... hakkında 'çıkar amaçlı suç örgütü kurma ve yönetme' suçlarından beraatlerine karar verilmesi gerektiğinden bahisle İTİRAZDA bulunulduğu,
Yargıtay 1. Ceza Dairesince itiraz üzerine yapılan inceleme sonucu verilen kararda itirazımızın yerinde görüldüğü ve 20/02/2017 tarih, 2016/4386 E - 2017/497 K sayılı ilamı ile anılan sanıklar hakkındaki hükümlerin bozulmasına karar verilmiştir. '1. Ceza Dairesinin 20/02/2017 tarih, 2016/4386 E - 2017/497 K; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçeleri yerinde görüldüğünden İTİRAZIN KABULÜNE,
Dairemizin 19/03/2012 gün, 2012/543-1923 sayılı kararı ile 15/04/2013 gün, 2013/1259-3156 sayılı kararının sanık ... ... hakkında 'çıkar amaçlı suç örgütü kurma ve yönetme' ve 'mağduru kasten yaralama', sanık ... ... ... hakkında 'çıkar amaçlı suç örgütü kurma ve yönetme' suçlarından kurulan .../...
S/5
mahkumiyet hükümleri yönünden kaldırılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü;
Sanık ... ... hakkında 'çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmek' ve 'mağduru kasten yaralama', sanık ... ... ...''nin 'çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmek' suçlarından kurulan hükümler yönünden yapılan incelemede;
Dosya içeriğine göre; sanıkların mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşılmakla, beraatlerine karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile mahkumiyetlerine karar verilmesi, bozmayı gerektirmiş olup, sanık ... müdafii ile sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükümlerin oy birliğiyle BOZULMASINA, 20/02/2017 gününde karar verildi.'
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesince 2017/308 Esas nolu dava dosyasında bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda sanık ... ... hakkında 'Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma' suçu yönünden beraat kararı verilerek anılan beraat kararının da temyiz istemi yoluna gidilmeden 21/12/2017 tarihinde kesinleştiği.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17/03/2015 gün ve 2015/6-66, 52, 11/07/2014 gün ve 2014/1-91, 363, 23/09/2014 gün ve 2014/1-423, 390, 01/12/2015 gün ve 2014/1-137, 435 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hukuk devletinde ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan (in dubio pro reo) şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun şüpheye yer vermeyecek şekilde ispat edilmesine bağlıdır. Ceza muhakemesinin en önemli görevi maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzeninin yeniden tesis etmektir. Bunu yaparken 'suçsuzluk karinesi' olarak adlandırılan evrensel kuralıda göz ardı edemeyecektir.
Şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemez. Ceza mahkumiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermektir. O halde ceza yargılamasında mahkumiyet, büyük veya küçük bir ihtimale değil, şüpheden uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerli olacaktır.
Örgüt kurmak, işlenmesi amaçlanan suçlar açısından sadece bir araç niteliğindedir. Suç örgütü, amaçlanan suçları işlemede bir kolaylık sağlamaktadır. Bu nedenlerle, işlenmesi amaçlanan suçlar açısından hazırlık hareketi niteliğinde olan bu fiiller, ayrı suçlar olarak tanımlanmıştır.
Örgüt kavramı, suç işlenmesi amacı etrafında süreklilik arzeden bir birleşme ve örgütlenmeyi gerektirir. Herhangi bir suç için iştirak kuralları içerisinde bir araya gelen
kişiler, somut bir suçun işlenmesi kastıyla birleşirler. Buna karşın örgüt kurma .../...
S/6
suçunda somut bir eylem için değil, soyut olarak birtakım suçların işlenmesi amacıyla birleşme söz konusudur. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 11.12.2001 gün ve 248/288)
Örgüt yöneticisi olmak, örgütün lideri olma ile eş anlamlı değildir. Lider olmadığı halde örgüt yöneticisi olunabileceği gibi, örgütün liderden başka birden fazla yöneticisi de olabilir. Örgüt hiyerarşisi içerisinde yönetimle ilgili önemli görevler alanlar, yönetici sayılırlar. Buna göre 'İnisyatif alıp, emir verme yetkisine sahip olma' ölçü olarak kullanılabilir. Örgütün varlığı için aranan hiyerarşik yapılanma unsuru açısından, örgüt içi plan, koordinasyon ve iş bölümünü yapan, emir veren bir liderin bulunması gerekmektedir.
Malum olduğu üzere, örgüt kurma suçunun tipiklik yönünden maddi unsuru, organize bir yapının varlığının zorunlu olmasıdır. Örgütten anlaşılması gereken, üç veya daha fazla kişiden oluşan, üyeler arasında emir-komuta ilişkisi ve hiyerarşi olan, organize ve disiplinli birliktir.
Örgüt soyut bir birleşme değildir, bünyesinde hiyerarşik bir ilişki hakimdir. Bu hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Bu ilişki dolayısıyla örgüt, mensupları üzerinde hakimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır.
Suç işlemek amacı etrafında fiili birleşme ile işbirliği, eylemli paylaşım anlayışı içinde hareket etmesi ve bu amaçlar doğrultusunda faaliyette bulunup “devamlılık” göstermesi gerekir. Örgüt niteliği itibarıyla devamlılığı gerektirdiğinden, kişilerin belli bir suçu işlemek veya suç işlemek amacı için bir araya gelmesi hâlinde, örgütten değil iştirak iradesinden söz edilebilecektir.
Bir suç örgütünün varlığı için hiyerarşik yapılanmanın amaç suçları işlemede devamlılığını gösteren somut deliller örneğin emir-komuta zincirini ortaya koyan temel yapılanma buna ilişkin şüpheli sanık ve tanık beyanları ve/veya telefon, ortam dinleme kanıtları ile teknik araçlarla tespit edilen verilere ve net bulgulara ulaşılmalıdır. Yalnız yasal düzenlemeleri tekrar ve yorumu ile suç örgütü varlığı kabul edilemez. Bir suç örgütünün varlığında hiyerarşik ve komplike yapılanma içinde bulunan örgütten ayrılamama ve örgütün istediği şekilde hareket etme ve yaşama zorunluluğu tespit edilmelidir.
Yargıtay dairelerince verilen bir çok kararda, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçlarında; sanıkların devamlılık içeren kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacı ile bir araya gelip aralarında sıkı veya gevşek hiyerarşik bir bağın bulunduğuna, hiyerarşik yapılanmayı gösteren emir komuta zinciri ile altlık üstlük ilişkisinin varlığına ve adı geçen sanıkların faaliyetleri ile örgütün doğmasına veya üst pozisyonda kolektif faaliyeti kısmen veya tamamen düzenleyip koordine ettiklerine dair kesin, inandırıcı kanıtlar karar yerinde açıklanıp tartışılması gerektiğini, genel, soyut ve geçişli ifadelere yer verilmek suretiyle sanıklar hakkında TCK'nin 220. maddeleri uyarınca hüküm kurulmayacağını vurgulamıştır.
S/7
Buna karşın üyeler arasında kanunda suç sayılan fiillerin birini veya birkaçını gerçekleştirmek maksadıyla düşünce birliği bulunmayan ve özellikle, belirlenen amaçlar doğrultusunda birden fazla ve belirsiz sayıda eylem gerçekleştirmek ve işlemek niyet ve düşüncesine sahip olmayan topluluklar, bu madde anlamında bir suç örgütü olarak vasıflandırılamayacak, ancak iştirak hâlinde işlenmiş bir suçun varlığından bahsedilebilecektir.
Bu açıklamalar ışığında itiraza konu dosya incelendiğinde;
Somut olayda sanıklar ... ve ... suç örgütünün yöneticiliğini yaptığı kabul edilerek 'çıkar amaçlı suç örgütü kurma, yönetme' suçundan; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ..., ... ve ... hakkında örgüte üye olmak suçundan mahkumiyetlerine karar verilmiştir.
1-a) Sanık ... yönünden yerel mahkemece verilen ve Yargıtayca onanan hükümde mahkemece yapılan kabule göre somut olay incelendiğinde;
'İddianamede, ... Belediyesinde işçi olarak çalışan fakat işyerine uğramayan sanığın çete kurmak ve yönetmek suçundan cezalandırılması istenmiştir.
- Sanığın, mağdur ...'e yönelik nas'ı ızrar suçunu işlemesi,
- Sanığın, müteahhitlerin bürokratik işlerini takip ettiği esnada mağdur ...'a yönelik eylemi,
- Sanığın babasına ait ... fırınında çalışan işçinin, müşteki ...'nın sahip olduğu markete her zamankinden daha fazla lavaş bırakmak istemesi üzerine çıkan basit bir uyuşmazlığı, yanına 8-9 kişi alarak müştekinin marketini basarak çözmeye çalışması ve müşteki ...'u yaralaması,
- Sanığın, ... ...'nın sanık ...'a olan borcunu, ...'in akrabası olan müşteki ...'den tahsiline çalışması ve müştekiye yönelik yağma eyleminde bulunması,
- Mağdur ...'ın dolandırılması eyleminde, sanığın aktif rol alarak örgüt üyelerini yönlendirmesi,
- Mağdur ...'e yönelik eylemde, sanığın aktif rol aldığını ve diğer sanıkları yönlendirdiğine dair deliller,
- Sanığın, mağdur ...'in borçlu olduğu senetlerin, sanığın eline geçtiği senetlerin ödenmesi için baskı kurduğuna dair tape kayıtları,
- Sanığın, mağdur ...'e yanında 5-6 kişi ile birlikte nas'ı ızrar eyleminde bulunması,
- Sanık hakkında mağdur ...'nın, sanığın kendisinden para istediğine dair beyanları,
- Sanık ...'ın, sanıklar ... ve ...'in cezaevinden örgüt üyelerini nasıl ifade vermeleri gerektiği ve az konuşmaları için yönlendirdiğine dair beyanları,
S/8
- Sanığın mağdur ...'e yönelik eylemi ile ilgili Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı 2005/3095 nolu hazırlık evrakındaki sanık aleyhindeki deliller,
- Sanığın yanındaki 4-5 kişi ile birlikte müşteki ...'e yönelik senet gaspı suçunu işlemesi,
- Tape kayıtları,
Bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın diğer sanıklarla birlikte çek senet tahsilatı, ihalelere müdahale, birlikte yaşadığı hayat kadınlarını kullanarak ekonomik durumu iyi olan kişileri tuzağa düşürmek suretiyle para ve senet gaspı yaptığı, halk arasında korku ve baskı uyandırmak amacıyla sancak lakabını kullandığı, örgüt üyeleri aracılığıyla ihtilaflı olduğunu duyduğu kişilere ulaşarak çek senet tahsilatı yaptığı, gevşekte olsa hiyerarşik bir bağ ile bağlanan örgüt elemanlarını devamlı bir surette sevk ve idare etmiş ve üzerine atılı suç işlemek için örgüt kurmak ve yönetmek suçunu işlediği sübuta erdiği gerekçesiyle mahkumiyet hükmü kurulmuştur.
b. Mahkemenin kabulü ve bu kabulün Yüksek Mahkemece onanmasına ilişkin karar incelendiğinde; sanık hakkında çıkar amaçlı suç örgütü kurma ve yönetme suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, bu suça ilişkin delillerin dosya içeriği ile uyuşmadığı anlaşılmaktadır. Şöyle ki;
- Mağdur ...'ın dolandırılması eyleminde, sanığın aktif rol alarak örgüt üyelerini yönlendirmesi olayında sanıklar arasında örgüt hiyerarşisine yönelik emir ve talimat olmadığı, sanıklar arasındaki konuşma ve eylemlerin iştirak iradesine yönelik olduğu; zira sanıklar ..., ..., ... arasındaki 03.12.2005 saat 19.30, 21.00, 04.12.2005 saat: 14.30, 06.12.2005 tarihli tape kayıtları incelendiğinde, örgüt hiyerarşisine değil, iştirak iradesine yönelik konuşmalar olduğu, çünkü bu konuşmada mağdurdan alınacak paranın ne şekilde paylaşılacağına yönelik karşılıklı fikir alış verişinin olduğu, oysa örgüt suçlarında bu tür paylaşımların örgüt yöneticileri tarafından yapıldığı, örgüt üyesi konumunda bulunan sanıkların bu bölüşmeye itiraz ya da fikir belirtme durumlarının olamayacağı buna göre; sanık ...'ın da örgüt üyeliği suçundan beraat etmiş olması dikkate alındığında, mahkemenin bu yöndeki değerlendirmesinin yasaya aykırı olduğu;
- Mağdur ...'e yönelik eylemde, sanığın aktif rol aldığını ve diğer sanıkları yönlendirdiği kabul edilmiş ise de, bu olayda asıl sanık olan ... hakkında itiraz üzerine dairenizce örgüt yöneticiliği suçunun oluşmadığı gerekçesiyle bozma kararı verildiği, bu kararda dosyadaki delillerin sanıklar açısından suç örgütü kurmaya yeterli delil oluşturmayacağının hüküm altına alındığı, bu nedenle bir sanık açısından delil oluşturmayan söz ve davranışların, diğer sanıklar açısından da delil oluşturmayacağı;
- Sanığın, mağdur ...'in borçlu olduğu senetlerin, sanığın eline geçtiği senetlerin ödenmesi için baskı kurduğuna dair tape kayıtları delil olarak sunulmuş ise de; mahkemece verilen kararda sanıkların mağdur ...'e karşı eylemleri sabit .../...
S/9
olmadığından sanıkların üzerine atılı bedelsiz senedi kullanma suçundan delil yetersizliğinden beraat kararı verildiği, sanık hakkında verilen beraat hükmünün dahi aleyhe delil olarak gösterildiği; (gerekçeli karar sayfa 91-17-Sanıklar ... ve ...'n mağdur ...'a yönelik bedelsiz senedi kullanma suçunu işledikleri sabit olmadığından ayrı ayrı BERAATLERİNE,)
- Sanığın, mağdur ...'e yanında 5-6 kişi ile birlikte nas'ı ızrar eyleminde bulunması suçundan sanıklar hakkında 07.03.2006 tarihli takipsizlik kararı verildiği, buna rağmen bu kararın sanık aleyhine delil kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğu;
- Sanık hakkında mağdur ...'nın, sanığın kendisinden para istediğine dair olayda, mağdur ile hakkında beraat kararı verilen sanıklar ... ve Kürşat arasında hukuki ihtilafın bulunduğu, bu nedenle aralarında bir takım konuşmalar yaşandığı, mağdur ...'nın sanık ...'ın babası sanık ... ile hukuki ihtilafa düştükten sonra maruz kaldığı olaylarla ilgili sanık ... aleyhine beyanlarının yine itiraz üzerine verilen bozma kararında hükme esas alınamayacağının beliriltilmesine karşın, mağdurun beyanının diğer sanıklar için de delil olarak değerlendirilemeyeceği; (1. Ceza Dairesi 20/02/2017 tarih- 2016/4386 E- 2017/497 K; )
- Sanık ...'ın, sanıklar ... ve ...'in cezaevinden örgüt üyelerini nasıl ifade vermeleri gerektiği ve az konuşmaları için yönlendirdiğine dair beyanlarının tek başına sanıklar arasında örgüt hiyerarşisinin varlığı için yeterli olamayacağı,
- Sanığın mağdur ...'e yönelik eyleminde; Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı 2005/3095 nolu hazırlık evrakındaki sanık aleyhindeki delillerin neler olduğunun somut olarak karar yerinde tartışılmadığı soyut ve varsayımsal olaylar ve iddiaları sanığın aleyhine yorumlanamayacağı, ayrıca sanıklar arasındaki ilişkinin iştirak iradesine ilişkin olduğu, sanık ...'in bu suçtan mahkumiyetinin tek başına örgüt suçunun oluşmasına vücut vermeyeceği; Ayrıca mahkemece yapılan kabul de; 'sanıklar ... ve ...'in örgüt amacı doğrultusunda müştekiye yönelik gasp suçu işlediklerine dair hiçbir delil bulunmadığı aksine kendi nam ve hesaplarına bu suçu iştirak halinde işledikleri kanaatine varıldığı' (gerekçeli karar sayfa 90-91) belirtilmiş, buna rağmen aynı olay sanığın örgüt yöneticisi olduğuna delil olarak kabul edilerek, hükümde çelişkiye neden olduğu;
- Tape kayıtlarının neden hükme esas alındığının, örgütün yapısına ve hiyerarşine esas alınan konuşma içeriklerinin neler olduğunun karar yerinde tartışılmadığı, oysa konuşma içeriklerinden hükme esas alınanların her bir olay için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekirken, sadece tape kayıtlarına atıf yapılarak hüküm kurulması açıkça hukuka aykırılık teşkil etmektedir.
2-a) Sanık ... yönünden somut olay incelendiğinde yerel mahkemece verilen ve Yargıtayca onanan hüküm incelendiğinde; Mahkemece yapılan kabule göre;
'04.04.2006 tarihli iddianamede, hurdacılık yapan sanık ... ile
S/10
samimi olan sanık hakkında suç örgütü kurmak ve yönetmek suçundan cezalandırılması istenmiştir.
- Sanığın ve sanık ...'in ...'ın senedi ödemesi ve şikayetinden vazgeçmesi için tehdit etmeleri (4 nolu eylem) ve 16.09.2005 tarihli görüşmede ...'ın ... ile yaptığı görüşmede araç satışı yüzünden aralarında ihtilaf olan müşteki ...'dan bahsederek, ...'ın, ...'in Gölbaşı karakoluna gelerek müdahale etmesini istediği, ...'in kendisinin akrabası olduğunu ... ...'a söyleyip baskı yapmasını istemesi, (sanık hakkında beraat kararı verilmesi - gerekçeli karar sayfa 48-... ... ve ...'ya yönelik, ismi tespit edilemeyen ...'a yakın kişiler tarafından dövülmesi ve tehdit edilmesi olayı ile ilgili ((b) nolu eylem) bu suçu sanık ...'ın işlediğine dair müştekilerin soyut anlatımı dışında her türlü şüpheden uzak yeterli ve inandırıcı delil elde edilememiştir. ...'ın ...'ı telefonla arayıp senedi ödemesi için tehdit ettiğine dair (c) nolu eylem ile ilgili, müştekinin soyut beyanı dışında hiç bir delil elde edilememiştir.
- 16.09.2005 günü saat: 17.30 da ...'ın ...'e karakola gidip gitmediğini sorup 'Meseleyi halletmesini, kendisine güzellik yapacağını' belirtmesi,
-14.10.2005 tarihli ...'ın ...'le yaptığı görüşmede suç örgütü üyesi olan ...'in ... ... adlı kişiyi dövmesi nedeniyle tutuklanmasından sonra ... ...'yı şikayetinden vazgeçirtmek üzere anlaşmaları ve 14.10.2005 günü saat: 15.00 de düzenlenmiş tutanakta ...'in ...'in abisi olduğunu söyleyen ...'la yaptığı görüşmede 'Hurdacı ...'ın akşam müştekiyle görüştüğünü, müştekinin vazgeçme dilekçesi vereceğini' belirtmesi,
- 14.10.2005 tarihli saat: 19.00 da düzenlenen görüşme tutanağında ...'ın ... ile görüştüğü ve ...'in ...'a 'Bu heykelin önüne çık, seninle bir iş yapak' dediği, ...'ın da kabul etmesi,
- 23.10.2005 günü saat: 20.00 de düzenlenmiş tutanakta ...'in ... ... ile yaptığı görüşmede suç örgütü üyelerini katıldığı bir olayla ilgili mahalle başında ... ile birlikte toplantıda olduğunu ve olayı birlikte değerlendirdiklerini belirtmesi.
- ...'ın ...'ın yandaşları ve ... yandaşları arasında 10.12.2005 günü olan silahlı kavga olayında; 10/12/2005 tarihli saat: 16.00 da düzenlenen tutanakta ...'ın ...'ı arayıp nerde olduklarını sorduğu, ...'in daha sonra ...'ı aradığı ve babasına ait fırının önüne çağırdığı, ...'ın da çatışma sırasında karakolun önünde olduğunu belirtmesi, 10.12.2005 günü saat: 17.30 da düzenlenen tutanakta ...'ın ... ile görüştüğü, Bülent'in '... geldi, dersin ki orda güvez yemeye biz şahidiz' dediği, ...'ın kabul ettiği, ... bunun üzerine ...'ın hamurun içine silah soktuğunu beyan edip ...'ın ...'in silahı teslim etmesini istediğini, Bülent'in bu .../...
S/11
beyanı doğrulayıp kabul ettiği, ...'ın ısrarla ...'ın ... kabul etsin diye beyan edip ...'ın da tamam deyip doğrulaması, 10.12.2005 günü saat: 18.30 da düzenlenmiş tutanakta; ... ...'ın ...'ı arayıp 'iki tane sağlam lazım bize' diyerek tabanca istediği, ...'ın 'Dur ... ağabeye bakak onda bulacaz' dediği, ... ...'ın ...'ı aradığını, telefonun cevap vermediğini belirttiği, ...'in '... ...'ın a burada dostluka demesine mecbur verilecek, hele bak ne iş mecbur' dediği, ... ...'ın 'Da ben de onu diyorum, iki tane sağlam gönderin, günahı neyse' dediği, ...'in 'günahı boş ver biz kardeşiz olan olmayana verecek' diye cevap vermesi,
- 07/12/2005 tarihli kavga olayından sonra ...'ın 18/12/2005 tarihinde Adliyeye çıkarıldığı, ... ve arkadaşlarının Adliyeye gelerek Adliye çıkışında beklemeye başladıkları, ...'ın serbest bırakıldıktan sonra Adliye önünde toplanan şahısların trafiği kapatmak suretiyle arabalarıyla birlikte Cumhuriyet caddesinde parkeden mahallebaşı semtinde bulunan ...'a ait hurdacı dükkanına gittikleri ve toplantı yaptıkları, toplantıdan 2 gün sonra 10/12/2005 tarihli kavga olayının vukuu bulduğu belirten 08/12/2005 tarihli saat: 16.00 takip tarassut tutanağı (dizi 358),
Diğer sanık savunmaları sanıklar hakkında yapılan değerlendirmeler ve tüm dosya kapsamından, suç örgütü kurmak ve yönetmek suçundan mahkûm olan sanık ... ile ...'ın sıkı irtibatının olduğu, birlikte çek senet tahsilatı yaptıkları, örgüt üyelerinin yaptıkları eylemlerde mağdur olan kişilerin şikayetlerinden vazgeçirdikleri, 10/12/2005 tarihli kavga olayını birlikte koordine ettikleri, maddi gücü olan sanığın kitle örgüt üyelerinin sanık ... ile birlikte yönlendirdiği devamlı surette sevk ve idare ettiğinden, sanığın üzerine atılı suç işlemek için kurulan suç örgütünü yönettiği sübuta erdiği gerekçesiyle mahkumiyet hükmü kurulmuştur.
b- Mahkemenin kabulü ve bu kabulün Yüksek Mahkemece onanmasına ilişkin karar incelendiğinde; sanık hakkında çıkar amaçlı suç örgütü kurma ve yönetme suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, bu suça ilişkin delillerin dosya içeriği ile uyuşmadığı anlaşılmaktadır. Şöyle ki;
- Sanığın ve sanık ...'in ...'ın senedi ödemesi ve şikayetinden vazgeçmesi için tehdit etmeleri eylemlerinden dolayı; sanık hakkında beraat kararı verilmesi - (gerekçeli karar sayfa 48- ... ... ve ...'ya yönelik, ismi tespit edilemeyen ...'a yakın kişiler tarafından dövülmesi ve tehdit edilmesi olayı ile ilgili ((b) nolu eylem) bu suçu sanık ...'ın işlediğine dair müştekilerin soyut anlatımı dışında her türlü şüpheden uzak yeterli ve inandırıcı delil elde edilememiştir.
- ...'ın ...'ı telefonla arayıp senedi ödemesi için tehdit ettiğine dair (c) nolu eylem ile ilgili, müştekinin soyut beyanı dışında hiçbir delil elde edilememiştir.)
S/12
Sanıklar hakkında atılı suçlardan müştekilerin soyut anlatımı dışında her türlü şüpheden uzak yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle beraat kararı verilmesine rağmen, sayın mahkemece her türlü şüpheden uzak yeterli ve inandırıcı olamayan müşteki ifadesi suç örgütünün varlığına ve sanığın bu örgütün yöneticisi olduğuna dair delil kabul edilerek açıkça hükümde çelişki oluşturulmuştur.
- 16.09.2005 günü saat: 17.30 da ...'ın ...'e karakola gidip gitmediğini sorup 'Meseleyi halletmesini, kendisine güzellik yapacağını' belirtmesi, şeklindeki tape içeriğinin herhangi bir şekilde örgüt hiyerarşisi ya da suç işlenmesi yönünde bir içerik içermemesi, buna rağmen birbirini tanıyan iki kişi arasındaki konuşmanın varsayımsal olarak suça yönelik konuşma olarak kabul edilmesi;
- 14.10.2005 tarihli ...'ın ...'le yaptığı görüşmede suç örgütü üyesi olan ...'in ... ... adlı kişiyi dövmesi nedeniyle tutuklanmasından sonra ... ...'yı şikayetinden vazgeçirtmek üzere anlaşmaları ve 14.10.2005 günü saat: 15.00 de düzenlenmiş tutanakta ...'in ...'in abisi olduğunu söyleyen ...'la yaptığı görüşmede 'Hurdacı ...'ın akşam müştekiyle görüştüğünü, müştekinin vazgeçme dilekçesi vereceğini' belirtmesinin ne şekilde bir suç unsuru taşıdığının açıklanamaması;
- 14.10.2005 tarihli saat: 19.00 da düzenlenen görüşme tutanağında ...'ın ... ile görüştüğü ve ...'in ...'a 'Bu heykelin önüne çık, seninle bir iş yapak' dediği, ...'ın da kabul etmesi, bu konuşmada da suç örgütünün varlığına yönelik bir içeriğin olmamasına rağmen, konuşmaya başka anlamlar yüklenerek suç örgütünün varlığına ilişkin delil kabul edilmesi;
- 23.10.2005 günü saat: 20.00 de düzenlenmiş tutanakta ...'in ... ... ile yaptığı görüşmede suç örgütü üyelerini katıldığı bir olayla ilgili mahallebaşında ... ile birlikte toplantıda olduğunu belirtilmiş ise de bu konuşma içeriğinin ayrıntılı olarak karar yerinde tartışılmadığı, hangi olay nedeniyle toplantı yaptıklarının belirtilmediği, konuşma içeriğinin ne olduğunun dahi yazılmadığı, afaki bir tapenin neden hükme esas alındığının ya da bu tapenin ne şekilde suç unsuru ya da suç delili olduğunun açıklanmadığı;
- 10.12.2005 günü saat: 18.30 da düzenlenmiş tutanakta; ... ...'ın ...'ı arayıp 'iki tane sağlam lazım bize' diyerek tabanca istediği, ...'ın 'Dur ... ağabeye bakak onda bulacaz' dediği, ... ...'ın ...'ı aradığını, telefonun cevap vermediğini belirttiği, ...'in '...'ın a burada dostluka demesine mecbur verilecek, hele bak ne iş mecbur' dediği, ...'ın 'Da ben de onu diyorum, iki tane sağlam gönderin, günahı neyse' dediği, ...'in 'günahı boş ver biz kardeşiz olan olmayana verecek' diye cevap vermesi, şeklindeki konuşmada sanıklar arasındaki ilişkinin birlikte suç işleme iradesine yönelik olmadığı, bu konuşmada sanık ...'ın yaşamış olduğu başka bir olay nedeniyle sanık ...'den içeriği tespit edilemeyen ancak mahkemece silah olduğu değerlendirilen tabanca .../...
S/13
istendiği, mahkemece yapılan kabulde her iki sanığın aynı suç örgütünün yöneticisi olduğu kabul edilmesine rağmen, aynı suç örgütünün yöneticilerinden birine yönelik yapılan saldırıda diğer yöneticilerin de saldırıya karşılık vermek amacıyla birlikte hareket etmelerinin bu yapıların doğasında olduğu, oysa ki konuşma içeriği incelendiğinde, sanık ...'ın diğer sanık ...'den ricacı olduğu, konuşmalarda her iki sanığın aralarındaki ilişkinin farklı olduğunun değerlendirilmeden, konuşmalara farklı anlamalar yüklenerek aleyhe yorumlanmasınının hukuka aykırı olduğu;
3- Ayrıca haklarında örgüt üyeliğinden mahkumiyet kararı verilen bir kısım sanıklar hakkında yapılan soruşturmalar sonucu verilen takipsizlik kararlarının dahi sanıklar aleyhine delil olarak gösterilerek, örgüt üyeliği yönünden mahkumiyete gerekçe gösterilmesi de yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu gösterdiği; (Örneğin; sanık ... hakkında örgüt üyeliğinden verilen mahkumiyet kararının delillerinden biri - mağdur ...'a yönelik eylem, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının 27.10.2006 tarihli, 2006/6110 K. sayılı delil yetersizliğinden kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı; yine - Sanık ...'ın, sanık ...'in kendisinden örgüt üyesi sanık ... hakkında mahkemede aleyhe ifade vermemesini talep ettiğini, bunu kabul etmemesi üzerine sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının 02.11.2006 tarihli, 2006/6264 Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı ve ekleri gerekçeli karar sayfa 69)
Yine sanık Turhan Saydam hakkında örgüt üyeliğinden hüküm kurulurken, taraflar arasında geçen konuşmalara farklı anlamalar yükleyerek, şüpheli ve aydınlatılamamış olayları sanık aleyhine yorumlaması; (örneğin: müşteki ...'nın duruşmaya ara verildiğinde, sanık ...'ın kendisi ve örgüt üyesi oğulları için şikayet dilekçesini geri alıp-almadığını sorduğunu, almadığını söyleyince kendisine - imali bir şekilde- iyi yapmışsın dediğini beyan etmesi, gerekçeli sayfa 63)
G- Tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Sanıklar ..., ve ... hakkında 'çıkar amaçlı suç örgütü kurma, yönetme', Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ..., ... ve ... hakkında örgüte üye olmak, suçlarının yasal unsurlarının oluşmadığı;
Sanıkların bir çok suçu bireysel olarak işledikleri, birlikte işlenen suçlar açısından da sanıklara arasında TCK'nin 37 ve 39. maddeleri kapsamında iştirak iradesinin olduğu; mahkumiyete esas alınan iletişimin dinlenmesi kararı uyarınca kayıt altına alınan telefon görüşmelerinde örgüt hiyerarşisine ya da iş bölümüne dair beyanların bulunmadığı, gerekçeli kararda yer verilen tape içeriklerinden ise örgütün varlığı için yeterli olmadığı; ilk derece mahkemesi gerekçesinde kesin kanaat .../...
S/14
oluşturmayan, hukuki de olmayan varsayımlarla sanıkların 'suç örgütü yönetme veya üye olma' suçunu işlediklerinin kabul edildiği,
Oysa ki yukarıda açıklandığı üzere mahkeme, şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddiaları sanıkların aleyhine yorumlayarak hüküm tesis edemeyeceği; kararın şüpheden uzak kesinliğe dayanması gerektiği;
Sanık ... yönünden somut olay incelendiğinde; dosya içerisinde bulunan iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması neticesinde oluşturulan kayıtlara göre suç örgütünü kuran ve yöneten ancak Yargıtay 1. Ceza Dairesinin yukarıda belirttiğimiz itirazın kabulüne yönelik verdiği karar sonrası beraat eden sanık ... ... ... ile aralarındaki görüşmelerin samimi olduğu, konuşma içeriklerine göre emir ve talimat verme durumunun söz konusu olmadığı, sanığın diğer sanıklara talimat verdiğine ilişkin iletişimin dinlenmesi kayıtları dahil dava dosyasına yansımış kanıt bulunmadığı;
Sanıklar ... ile ... ve örgüt üyesi olduğu kabul edilen diğer sanıklar aralarındaki iletişimin dinlenmesi kayıtları incelendiğinde aralarında suç işlemek için kurulan örgüt yapılanması ilişkisine ulaşılamadığı gibi örgüt gerekliliği olan iş bölümü, diğer örgüt yöneticisinden ayrı inisiyatif kullanma, örgüt üyelerine emir ve talimat verme hususları da tespit edilemediği;
Bir kısım sanıklar hakkında verilen beraat kararları ile takipsizlik kararlarındaki delillerin, yine aynı sanıklar için çıkar amaçlı suç örgütü kurma ve yönetme suçunda delil olarak kabul edilerek, hükümde açıkça çelişkiye neden olunması, olmayan delillere dayanılarak mahkumiyet hükmü kurulması; ('sanıklar ... ve ...'in örgüt amacı doğrultusunda müşteki ...'e yönelik gasp suçu işlediklerine dair hiç bir delil bulunmadığı aksine kendi nam ve hesaplarına bu suçu iştirak halinde işledikleri kanaatine varıldığı' (gerekçeli karar sayfa 90-91); (- mağdur ...'e yönelik nas'ı ızrar eyleminde sanıklar hakkında 07.03.2006 tarihli takipsizlik kararı; sanık ... hakkında mağdur ...'a yönelik eylem, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının 27.10.2006 tarihli, 2006/6110 K. sayılı delil yetersizliğinden kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının 02.11.2006 tarihli, 2006/6264 Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı ve ekleri gerekçeli karar sayfa 69)
Sanıkların bazı olaylar açısından aralarında iştirak iradesinin bulunduğu değerlendirilse bile, yani belirli suçları işlemek amacıyla bir araya geldikleri ancak belirsiz sayıda suç işleme irade, kasıt ve niyetlerinin olmadığı, üye ve yönetici kabul edilen sanıkların aralarında gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişki ile iş bölümü ve suç işleme iradesinde devamlılığın dosya içerisinde saptanamadığı ve örgüt mensubu olarak kabul edilen kişiler arasında organize olmuş bir birliktelikten söz edilemeyeceği, örgütün mensupları üzerinde hakimiyet tesis eden bir güç kaynağı olduğuna ilişkin delil, bilgi ve belge olmadığı;
S/15
Bu minvalde, TCK'nin 220. maddesinde aranılan ölçütlerde örgütsel yapıyı gösteren bağlantıların neler olduğuna gerek iddianamede gerek Yerel Mahkeme kararında yer verilmediği, ne şekilde örgütsel bir bağlantı ve birliktelik içerisinde yer aldıkları ve sanıklar ... ile ... ve diğer sanıkların arasında ne türden bir organik bağ olduğu tespit edilemediği, örgütsel talimat çerçevesinde örgüt lideri veya üyelerinin arasında herhangi bir telefon tapesinin olmadığı, yerleşik Yargıtay uygulaması da dikkate alındığında sanıklar hakkında suç işlemek için örgüt kurma eylemini işlediği hususunda kanıt bulunmadığı gibi atılı suçun unsurları da oluşmadığı;
Anlaşılmakla;
Sanıklar hakkında mahkemenin şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddiaları sanıkların aleyhine yorumlayarak hüküm tesis etmesi nedeniyle sanıklar ... ve ...'ın 'suç örgütü kurma veya yönetme' suçundan; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ..., ... ve ... hakkında örgüte üye olmak suçundan mahkumiyetlerine ilişkin hükmün bozulması gerektiğinden Yüksek Mahkemenin kararı isabetli görülmemiştir.
Bu nedenle sanıklar ... ve ...'ın 'suç örgütü kurma veya yönetme' suçundan; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ..., ... ve ... hakkında örgüte üye olmak suçundan beraatlerine;
Yine sanık ... hakkında TCK'nin 220/5. maddesi kapsamında mağdur ...'a yönelik eylemin yasal unsurlarının oluşmaması; TCK'nin 220/5. maddesi delaletiyle TCK'nin 149/1-a,c,d,f maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet hükmünün bozularak beraatine;
Karar verilmesi gerektiği;
Ayrıca; TCK'nin 58. maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi ya da örgüt mensubu suçlu olmanın zorunlu sonucu olarak uygulanan infaza ilişkin bir düzenleme niteliğinde olduğundan, yukarıda açıklanan gerekçelerle sanıklar hakkında çıkar amaçlı suç örgütü kurma, yönetme, üye olma suçlarının yasal unsurları oluşmadığından haklarında bu suçtan beraat kararı verilmesi halinde TCK'nin 58. maddesinin uygulanma durumunun da oluşmayacağı dikkate alınarak, dairenizin anılan kararlarının bu gerekçeyle de kaldırılması gerektiği,
Açıklanan nedenlerle, Yüksek Daire kararına karşı sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ..., ... ve ... lehine 5271 sayılı Kanun'un 308. maddesi uyarınca itiraz olağanüstü kanun yoluna başvurulmuştur.'
S/16
Gerekçeleriyle itirazda bulunulduğu,
05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa'nın 99. maddesiyle, 5271 sayılı CMK'nin 308. maddesinde yapılan değişiklik ve 101. maddesiyle 5320 sayılı Yasaya eklenen geçici 5. madde uyarınca itiraz hakkında karar verilmek üzere dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun'un 308. maddesinin, 6352 sayılı Yasa'nın 99. maddesi ile eklenen 3. fıkrası uyarınca yapılan incelemede; Dairemizin 19/03/2012 tarih, 2012/543-1923 (E-K) sayılı kararı usul ve kanuna uygun olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçeleri yerinde görülmediğinden İTİRAZIN REDDİNE; dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12/10/2022 gününde karar verildi.