10. Ceza Dairesi 2021/14517 E. , 2022/343 K.
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Lapseki Asliye Ceza Mahkemesinin 27/03/2019 tarihli ve 2018/408 esas,2019/181 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 10/06/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Şüpheli ... hakkında, 06/03/2017 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Lapseki Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 25/09/2017 tarihli ve 2017/769 soruşturma,2017/7 sayılı karar ile,5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2.maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3.maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına,tedaviye tabi tutulmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararda itiraz süresinin 7 gün olarak gösterildiği, kararın usulüne uygun şekilde şüpheliye 05/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği ve 12/12/2017 tarihinde tedbirin infazı için Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, denetimli serbestlik tedbirinin infazı devam ederken şüphelinin 24/08/2018 tarihinde tekrar kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlemesi nedeniyle erteleme kararı kaldırılarak Lapseki Cumhuriyet Başsavcılığının 25/10/2018 tarihli ve 2017/769 soruşturma, 2018/273 esas, 2018/270 sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Lapseki Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
3- Lapseki Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 27/03/2019 tarihli ve 2018/408 esas , 2019/181 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5.maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeden kesinleştiği,
4- Ayrıca şüpheli hakkında;
a-) Lapseki Cumhuriyet Başsavcılığının 27/02/2019 tarihli ve 2019/197 soruşturma, 2019/61 esas, 2019/60 sayılı iddianamesi ile, şüphelinin 22/08/2017 ve 01/09/2018 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1,191/10, 43 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Lapseki Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, iddianamede şüpheli hakkında daha önce Lapseki Asliye Ceza Mahkemesine 25/10/2018 tarihinde dava açıldığı hususunun belirtildiği,
b-)Yapılan yargılama sonucunda Lapseki Asliye Ceza Mahkemesinin 29/05/2019 tarihli ve 2019/82 esas,2019/343 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5.maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, Lapseki Cumhuriyet Başsavcılığınca karara itiraz edildiği,
c-) İtirazı inceleyen mercii Çanakkale 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 19/09/2019 tarihli ve 2019/1819 değişik iş sayılı kararı ile, iddianamenin birleştirme talepli düzenlendiği,mahkemece bağlantılı dava dosyalarının birleştirilmeden yargılama yapıldığı ve sanığın savunması alınmadan hüküm kurulduğu gerekçesiyle itirazın kabulüne,Lapseki Asliye Ceza Mahkemesinin 29/05/2019 tarihli ve 2019/82 esas,2019/343 sayılı kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği,
d-) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılması üzerine Lapseki Asliye Ceza Mahkemesinin 22/10/2019 tarihli ve 2019/300 esas sayılı tensip zaptıyla birlikte; dosyaların birleştirilmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Lapseki Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/408 esas sayılı kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için Lapseki Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına karar verildiği, davanın derdest olduğu,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Lapseki Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 25/09/2017 tarihli ve 2017/769 soruşturma, 2017/7 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesinleşmesini müteakip, sanığın erteleme süresi içerisinde aynı neviden suçu yeniden işlemesi nedeniyle kamu davası açılması üzerine, yapılan yargılama sonucunda sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Lapseki Asliye Ceza Mahkemesinin 27/03/2019 tarihli ve 2018/408 esas, 2019/181 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde, 'Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.' şeklindeki, 191/3. maddesinde, 'Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.' biçimindeki, 191/4. maddesinde, “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında,
Somut olayda, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan şüphelinin 06/03/2017 tarihli inceleme konusu eylemi nedeniyle Lapseki Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 25/09/2017 tarihli ve 2017/769 soruşturma, 2017/7 sayılı kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüpheli hakkında 24/08/2018 tarihli ihlali nedeniyle Lapseki Cumhuriyet Başsavcılığının 25/10/2018 tarihli ve 2017/769 soruşturma, 2018/273 esas, 2018/270 sayılı iddianamesi ile kamu davası sonucunda, Lapseki Asliye Ceza Mahkemesinin 27/03/2019 tarihli kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de,
Şüpheli hakkında 22/08/2017 ve 01/09/2018 tarihli eylemleri nedeniyle Lapseki Cumhuriyet Başsavcılığının 27/02/2019 tarihli ve 2019/197 soruşturma, 2019/61 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı, Lapseki Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/300 esas sayılı dosyasında kayden derdest olduğu anlaşılmakla,
22/08/2017 ve 01/09/2018 tarihli ihlallerin Lapseki Cumhuriyet Başsavcılığının 25/10/2018 tarihli iddianamesinden önce gerçekleştiği, hukuki kesinti olmadığı, sanığın üzerine atılı eylemlerin aynı mahiyette olduğu dikkate alınarak, bu eylemlerin bir suç işleme kararı icrası kapsamında işlendiği anlaşıldığından, dosyaların birleştirilmesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”denilerek Lapseki Asliye Ceza Mahkemesinin 27/03/2019 tarihli ve 2018/408 esas, 2019/181 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında, 06/03/2017 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Lapseki Cumhuriyet Başsavcılığınca 25/09/2017 tarihli ve 2017/769 soruşturma, 2017/7 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, şüphelinin erteleme süresi içerisinde yeniden aynı neviden suç işlemesi nedeniyle Lapseki Cumhuriyet Başsavcılığının 25/10/2018 tarihli iddianamesi ile kamu davası açılması üzerine, yapılan yargılama sonucunda Lapseki Asliye Ceza Mahkemesinin 27/03/2019 tarihli ve 2018/408 esas, 2019/181 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde, 'Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.' şeklindeki, 191/3. maddesinde, 'Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.' biçimindeki, 191/4. maddesinde, “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında,
Somut olayda, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan şüphelinin 06/03/2017 tarihli eylemi nedeniyle Lapseki Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 25/09/2017 tarihli ve 2017/769 soruşturma, 2017/7 sayılı kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı takiben,şüpheli hakkında 24/08/2018 tarihli ihlali nedeniyle Lapseki Cumhuriyet Başsavcılığının 25/10/2018 tarihli ve 2017/769 soruşturma, 2018/273 esas, 2018/270 sayılı iddianamesi ile kamu davası açılmış ve Lapseki Asliye Ceza Mahkemesinin 27/03/2019 tarihli kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de,
1-Şüpheli hakkında verilen 'Kamu davasının açılmasının ertelenmesi' kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, somut olayda, şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar şüpheliye usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş ise de, söz konusu karara karşı itiraz yoluna başvuru süresinin 15 gün yerine 7 gün olarak belirtilmek suretiyle şüphelinin yanıltıldığı, Anayasanın Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması başlıklı 40.maddesindeki düzenleme ile 5237 sayılı TCK'nın 191/2.maddesi ve 5271 sayılı CMK’nın 171,172 ve 173. maddeleri uyarınca, başvurulacak kanun yolunun, merciinin, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin başlangıcının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekmekte olup; 'Kamu davasının açılmasının ertelenmesi' kararı ve bu karar ile birlikte verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararda kanun yolu başvuru süresinin şüpheliyi yanıltacak biçimde “7 gün” olarak gösterildiği, bu nedenle kararın usulüne uygun şekilde kesinleştiğinden sözedilemeyeceği, usulsüz olarak verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, denetimli serbestlik müdürlüğünce yapılan tebligatlar hukuki sonuç doğurmayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı, dolayısıyla 24/08/2018 tarihli suçun erteleme süresi içerisinde işlendiğinden sözedilemeyeceği anlaşıldığından; mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak erteleme ve denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırıdır.
2- Kabule göre de;
Şüpheli hakkında 22/08/2017 ve 01/09/2018 tarihli eylemleri nedeniyle Lapseki Cumhuriyet Başsavcılığının 27/02/2019 tarihli ve 2019/197 soruşturma, 2019/61 esas,2019/60 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı, Lapseki Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/300 esas sayılı dosyasında derdest olduğu anlaşılmakla,
22/08/2017 ve 01/09/2018 tarihli ihlallerin Lapseki Cumhuriyet Başsavcılığının 25/10/2018 tarihli iddianamesinden önce gerçekleştiği, eylemler arasında hukuki kesinti olmadığı, sanığın üzerine atılı suçların aynı neviden olduğu dikkate alınarak, bu eylemlerin bir suç işleme kararı icrası kapsamında işlendiği anlaşıldığından, davaların birleştirilmesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden , yazılı şekilde karar verilmesi de kanuna aykırıdır.
D-) Karar:
Mahkemece, davaların birleştirilmesi ve kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. cümlesi uyarınca “kamu davasının durmasına” ve “şüpheliye kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın,karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte yeniden usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi ve infazının sonucunun beklenilmesi için Lapseki Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verilmesi gerektiğinden kanun yararına bozma istemi kısmen değişik gerekçe ile yerinde görüldüğünden; Lapseki Asliye Ceza Mahkemesinin 27/03/2019 tarihli ve 2018/408 esas, 2019/181 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
13/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.