1. Ceza Dairesi 2016/4908 E. , 2017/361 K.
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Devletin egemenliği altında bulunan toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya teşebbüs suçundan .. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.12.2006 tarihli ve . esas, 2006/306 sayılı kararı ile müebbet hapis cezasına hükümlü.. hakkında; . Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 28.07.2011 tarihli müddetnameye yönelik itirazın kabulü ile müddetnamenin iptaline dair .. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2013 tarihli . değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin . Ağır Ceza Mahkemesinin 11.05.2015 tarihli ve . değişik iş sayılı kararı ile hükümlünün 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107. maddesi uyarınca 10.07.2011 tarihinden itibaren koşullu salıverilmesine ilişkin . Ağır Ceza Mahkemesinin 25.05.2013 tarihli ve . değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Sanık .,.,. Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının . esas sayılı dosyası üzerinden yapılan soruşturma sırasında 15.04.1991 tarihinde gözaltına alındığı, bu soruşturma kapsamında . Devlet Güvenlik Mahkemesinin . esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda PKK terör örgütünün askeri kanadında yer aldığı, silahlı eylemlere katıldığı, 16.03.1991 tarihinde sanıklardan . ve . ile birlikte bekçi . ve sivil vatandaş . silahla öldürdükleri, bekçi.. ise yaraladıkları, sanığın, eylemleri işleme şekli, ağırlığı, örgütsel bağlılığı, ülke genelindeki organik bütünlüğü, toplumdaki etkinliği nazara alınarak 765 sayılı Kanunun 125. maddesindeki amaç suçun icrai hareketi olarak belirlenmesi ve maddedeki sonucu elde etmeye uygun ve elverişli bulunduğunun kabulü neticesinde, 01.12.1995 tarihli . esas, 1995/251 sayılı kararı ile 765 sayılı Kanunun 125. maddesi uyarınca yasadışı silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün Yargıtay . Ceza Dairesinin 10.07.1997 tarihli ilamı ile onanarak kesinleşmesini müteakip . Cumhuriyet Başsavcılığının 19.08.1997 tarihli ve . değişik iş sayılı müddetnamesi ile 3713 sayılı Kanunun 17. maddesi uyarınca bihakkın tahliye tarihinin 10.07.2027 ve şartla tahliye tarihinin ise 10.07.2021 olacak şekilde infazına başlanıldığı, hükümlünün infazın devamı sırasında 11.11.2005 tarihli dilekçesine istinaden .. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.12.2005 tarihli ve . değişik iş sayılı kararı ile suç tarihinin 15.04.1991 olduğu gerekçesi ile hakkında şartları oluşmadığından, 3713 sayılı
Kanunun geçici 4. maddesinin tatbikine yer olmadığına karar verildiği, infazın devamı sırasında 01.06.2005 tarihinde 5237 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi ile yapılan uyarlama yargılama neticesinde .. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.12.2006 tarihli ve . esas, 2006/306 sayılı kararı ile daha önceki kararda uygulanan 765 sayılı Kanunun 125. maddesinin daha lehe olduğu gerekçesi ile yeniden uyarlama yapılmasına yer olmadığına karar verildiği ve kararın Yargıtay . Ceza Dairesinin 28.06.2007 tarihli ve . esas ve 2007/5692 karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği, . Cumhuriyet Başsavcılığının 28.07.2011 tarihli ve 2011/7-864 ilamat numaralı, suç tarihinin 15.04.1991, şartla tahliye tarihinin 10.07.2021, bihakkın tahliye tarihinin ise 10.07.2027 olarak düzenlenmiş müddetnamesine istinaden cezasının .. Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infazı sırasında 25.03.2013 tarihli dilekçesi ile müddetnameye itirazda bulunduğu, bu kez .. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2013 tarihli ve . değişik iş sayılı kararı ile hükümlünün 765 sayılı Kanunun 125. maddesinden ceza almasına neden olan vehamet arz eden eylemin 16.03.1991 tarihinde bekçi . ve sivil vatandaş . öldürülmesi ile bekçi . öldürülmesine teşebbüs eylemleri olduğu, bu eylemlerden sonra vehamet arz eden başka bir eylemin bulunmadığı, dolayısıyla suç tarihinin 16.03.1991 olduğu, mezkur tarihte infaz yönünden 647 sayılı Kanunun yürürlükte bulunduğu, 3713 sayılı Kanunun suç tarihinden sonra yürürlüğe girdiği gerekçesi ile müddetnamenin 647 sayılı Kanun uyarınca düzenlenmesi gerektiği, mezkur Kanunun 19/1. maddesine göre müebbet hapis cezasına hükümlülerin 20 yılını infaz etmesi halinde şartla tahliyeden yararlanabileceği, hükümlünün 15.04.2011 tarihi itibari ile şartla tahliyeye hak kazandığı belirtilerek hükümlü hakkında . Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 28.02.2011 tarihli müddetnamenin iptali ile yeniden müddetname düzenlenmesi için . Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına karar verilmesini müteakip, . Ağır Ceza Mahkemesinin 25.05.2013 tarihli ve . değişik iş sayılı kararı ile hükümlünün 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107. maddesi uyarınca 10.07.2011 tarihinden itibaren koşullu salıverilmesine ve .. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.05.2015 tarihli ve . değişik iş sayılı kararı ile .. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2013 tarihli ve . değişik iş sayılı kararına vaki itirazın reddine karar verilmiş ise de;
Hükümlünün . Devlet Güvenlik Mahkemesinin 01.12.1995 tarihli . esas, 1995/251 sayılı kararı ile 765 sayılı Kanunun 125. maddesi uyarınca Devletin egemenliği altında bulunan toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya teşebbüs suçundan müebbet hapis cezası ile cezalandırıldığı, dosya kapsamına göre hükümlünün bu amacı gerçekleştirmek kapsamında PKK terör örgütünün askeri kanadında yer aldığı ve silahlı eylemlere katıldığı, son olarak 16.03.1991 tarihinde iki
kişinin ölümü ve bir kişinin de yaralanması ile neticelenen eylemin içerisinde yer aldığı, bu olaydan bir süre sonra 15.04.1991 tarihinde hükümlünün yakalanarak gözaltına alındığı, benzer bir uyuşmazlıkta Yargıtay . Ceza Dairesinin 26.02.2013 tarihli ve . esas, 2013/2868 sayılı kararında da belirtildiği üzere mezkur suçun temadi ettiği, hükümlünün yakalandığı 15.04.1991 tarihine kadar amaç suçu gerçekleştirmek üzere bağlı bulunduğu terör örgütüne üyeliğinin devam ettiği gözetildiğinde, hükümlünün suç tarihinin 15.04.1991 olarak kabul edilmesi gerektiği, bu kapsamda hakkında verilen müebbet hapis cezasının infazının 12.04.1991 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve suç tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında gerçekleştirileceği gözetilmeden,
1- Hükümlünün suç tarihinin 16.03.1991 olarak kabulü ile 647 sayılı Kanunun 19/1. maddesinin tatbiki neticesinde 10.07.2011 tarihinden itibaren koşullu salıverilmesine karar verilmesinde,
2- Suç tarihinde yürürlükte bulunan 3713 sayılı Kanunun 17. maddesi uyarınca . Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen, 28.07.2011 tarihli ve 2011/7-864 ilamat numaralı, şartla tahliye tarihinin 10.07.2021, bihakkın tahliye tarihinin ise 10.07.2027 olarak düzenlenmiş müddetnamenin iptaline ilişkin karara vaki itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 28.09.2015 gün ve 94660652-105-35-9895-2015-19260/62006 sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.10.2015 tarih ve 2015/331459 tebliğnamesi ile ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, Yargıtay . Ceza Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda 01.02.2016 tarihli, . esas ve 2016/2125 sayılı kararla hükümlü hakkında lehe olan düzenlemenin 3713 sayılı Kanunun geçici 4. maddesi olması nedeniyle bu yönden başvuruda bulunulmasını sağlamak bakımından Adalet Bakanlığına ihbarda bulunulmasına karar verildiği;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.09.2016 tarihli ve 2016/305971 sayılı tebliğnamesi ile;
Devletin egemenliği altında bulunan toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya teşebbüs suçundan .. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/12/2006 tarihli ve . esas, 2006/306 sayılı kararı ile müebbet hapis cezasına hükümlü .. hakkında . Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 28/07/2011 tarihli müddetnameye yönelik itirazın kabulü ile müddetnamenin iptaline dair .. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/05/2013 tarihli ve . değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin .. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/05/2015 tarihli ve . değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun geçici 4. maddesinde yer alan “08/04/1991 tarihine kadar; b) Türk Ceza Kanununun 125, (...) 403, 404/1, 405, 406, 407, 414, 416/İlk ve 418'inci maddelerine giren suçları işleyenler, c) Türk Ceza Kanununun ikinci kitabının 'Devlet İdaresi Aleyhinde İşlenen Cürümler' başlıklı üçüncü babında yer alan hükümlere aykırı hareket edenler ile Bankalar Kanununa aykırı hareketle bankalardan haksız ve usulsüz para alanlar, 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibi Hakkında Kanun hükümlerine muhalefet ederek menfaat temin edenler; usulsüz, yolsuz ve gerçek dışı işlemlerle ihracat, ithalat ve yatırım teşvikleri suretiyle vergi iadesi, prim, kredi, faiz farkı ve benzeri adlarla kamu kaynaklarından haksız menfaat temin edenler, yukarıda belirtildiği şekilde haksız, usulsüz ve yolsuz olarak sağladıkları menfaat karşılıkları ve bunların fer'ilerini zamanaşımına bakılmaksızın ödemedikleri takdirde, d) Askeri Ceza Kanununun 55, 56, 57, 58 ve 59'uncu maddelerine giren suçları işleyenler, Hakkında bu Kanunun Geçici 1'inci maddesi hükümleri uygulanmaz. Ancak, bu maddede sayılan suçlar dolayısı ile verilen ölüm cezaları yerine getirilmez. Bu hükümlüler hakkında; ölüm cezasına hüküm giyenler 20 yıllarını; müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 15 yıllarını; diğer şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalara mahkum edilmiş olanlar hükümlülük süresinin 1/3'ünü; çektikleri takdirde iyi halli olup olmadıklarına bakılmaksızın ve talepleri olmaksızın şartla salıverilirler. Bu sürelerin tayininde hükümlünün tutuklu kaldığı süreler de, hesaba katılır. Bu hükümlüler hakkında 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun Ek 2'nci maddesindeki indirim hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 19. maddesinde yer alan “Ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 25 yıllarını; müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 20 yıllarını; diğer şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalara mahkum edilmiş olanlar hükümlülük süresinin ½'ni; çekmiş olup da Tüzüğe göre iyi halli hükümlü niteliğinde bulundukları takdirde, talepleri olmasa dahi şartla salıverilirler.” şeklindeki mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, hükümlünün 16/03/1991 tarihinde işlediği devletin egemenliği altında bulunan toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya teşebbüs suçunun infazı hususunda 3713 sayılı Kanunun geçici 4. maddesinin hükümlünün lehine olduğu gözetilerek, müddetnamenin anılan Kanunun geçici 4. maddesi uyarınca düzenlenmesi gerektiğinden bahisle itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 21/06/2016 gün ve 94660652-105-35-9895-2015-Kyb sayılı;
Yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının. tarih ve 2015/331459 ve 02.09.2016 tarihli ve 2016/305971 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
OLAY: . Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının 1991/93 hazırlık, . esas ve 1991/40 iddianame numaralı iddianamesi ile sanık\hükümlü hakkında TCK'nun 125. maddesi uyarınca cezalandırılması istemi ile kamu davasının açıldığı, suç tarihinin 15-24 Nisan 1991 ve öncesi olarak belirtildiği; iddianamede PKK örgüt üyeliğinin temadi eden bir suç olduğu, suçun temadinin sona erdiği yani örgüt üyesi olan sanıkların, yakalandıkları anda suç işlenmiş sayılacağından 3713 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra yakalanan sanıklar hakkında, 3713 sayılı Kanunun 5. maddesinin uygulanmasının talep edildiği, hükümlü ile birlikte .,.,.,.,. hakkında fiillerine uyan TCK.nun 125. maddesi uyarınca cezalandırılması; .,.,.,.,.,., hakkında TCK'nun 168. maddesi, .hakkında TCK'nun 164 ve 169. maddeleri, .,.,.,.,.,.,.,. hakkında TCK'nun 169. maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemi ile dava açıldığı;
Dosya içerisindeki belgeler, iddianame ve mahkeme kararından anlaşıldığı üzere hükümlünün 15.04.1991 tarihinde yakalandığı ve gözaltına alındığı, 30.04.1991 tarihinde tutuklandığı;
. Devlet Güvenlik Mahkemesinin 28.09.1993 tarihli . esas ve 1993/143 karar sayılı ilamı ile .; örgütün askeri kanadında yer aldığı, .,.,. ile birlikte 16.03.1991 tarihinde bekçi .ve sivil vatandaş . öldürülmesi, . ise hayati tehlike geçirecek şekilde yaralayarak öldürülmeye teşebbüs edilmesi eylemlerine fiilen katıldığından eylemlerinin işlenme şekli, ağırlığı, örgütsel bağlılığı, ülke genelindeki organik bütünlüğü, toplumdaki etkinliği, amaç suçun icrai hareketi olarak belirginleşmiş, maddedeki sonucu elde etmeye uygun ve elverişli bulunduğu kabul edilerek TCK'nun 125. maddesi uyarınca idam cezası ile cezalandırılmasına, duruşmalarda mahkemeye karşı olan hal ve hareketleri ile vermiş olduğu dilekçeler dikkate alınarak TCK'nun 59. maddesinin hakkında uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği;
Yargıtay . Ceza Dairesinin . esas 1995/71 karar sayılı 18.01.1995 tarihli kararı ile .. hakkında kurulan hükmün; doğum kayıtlarındaki nüfus müdürlüğü mühürleri okunaksız olduğundan, kimliğine ilişkin tüm bilgilerin duraksamaya mahal vermeyecek bir şekilde ayrıntılı olarak kısa karara dercedilmemesi suretiyle eksik inceleme ile hüküm tesis edilmesi nedeni ile bozulmasına karar verildiği;
. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, . Devlet Güvenlik Mahkemesinin . esas ve 1995/251 karar sayılı 01.12.1995 tarihli ilamı ile üzerine, atılı eylemler nedeni ile yapılan yargılama sonucunda 16.03.1991 tarihinde meydana gelen eyleminin işlenme şekli, ağırlığı, örgütsel bağlılığı, ülke genelindeki organik bütünlüğü, toplumdaki etkisi nazara alınarak TCK'nun 125. maddesindeki amaç suçun icrai hareketi olarak belirginleşmiş, maddedeki sonucu elde etmeye uygun ve elverişli bulunduğu kabul edilerek TCK'nun 125, 59, 33. maddeleri uyarınca müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK'nun 43. maddesine yönelik işlemlerin Cumhuriyet Başsavcılığınca yerine getirilmesine karar verildiği;
Yargıtay . Ceza Dairesinin . esas 1997/4645 karar sayılı 10.07.1997 tarihli kararı ile .. hakkında verilen ilamın onandığı;
Hükümlünün 22.02.2001 tarihli dilekçesi ile 4616 sayılı Kanunun 1/1-f maddesinin, Anayasaya aykırı olduğundan bahisle somut norm denetimi yolu ile Anayasa Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep ettiği;
. Devlet Güvenlik Mahkemesinin 03.05.2001 tarihli, . müteferrik karar sayılı ilamı ile talebin reddine karar verdiği, yasal süresi içerisinde karara itiraz edilmesi üzerine . Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda 2001/624 müteferrik numaralı, 1997/60 karar sayılı, 25.06.2001 tarihli ilam ile itirazın reddine dair karar verildiği;
06.08.2002 tarihli dilekçesi ile hükümlünün müebbet ağır hapis cezasını infaz etmesi nedeni ile 3713 sayılı Kanun kapsamında hakkında infaz indirimi uygulanmasını talep ettiği,. Devlet Güvenlik Mahkemesinin 26.08.2012 tarihli 2002/535 müteferrik karar sayılı ilamı ile suç tarihinin 15-24 Nisan 1991 ve öncesi olduğu 3713 sayılı Kanunun yürürlük tarihinin 12 Nisan 1991 tarihi olduğu, talebe yönelik mahkemesince değerlendirilme yapıldığı ve yasal koşullar oluşmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği;
15.11.2002 tarihli dilekçesi ile hükümlünün 4771 sayılı Kanundan yararlanma talebinde bulunduğu, . Devlet Güvenlik Mahkemesinin 2002/680 müteferrik sayılı 10.12.2002 tarihli kararı ile Kanunun 1/a-b maddesi uyarınca kanun kapsamında olmadığından talebinin reddine karar verildiği;
13.06.2005 tarihinde hükümlünün 5237 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi nedeni ile hakkında lehe olan hükümlerin uygulanmasını ve infazın durdurulmasını talep ettiği .. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.07.2005 tarihli ek kararı ile . esas ve 1993/143 karar sayılı dosya üzerinden re'sen yapılan inceleme sonucunda TCK'nun 125. maddesi ile yeni TCK'nun 302 ve 309. maddeleri karşılaştırıldığında eski kanunun lehe olduğu, yeni kanun ile ağır hapis cezası kaldırıldığından ve infaz kanununda ağır hapis cezası düzenlenmediğinden ağır hapis cezasının hapis cezasına dönüştürülerek hükümlünün cezasının ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olarak
uyarlanması gerektiğinden hükümlü . TCK'nun 302/1. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hakkında TCK.nun 62. maddesinin uygulanarak müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın re'sen temyiz incelemesi için Yargıtaya gönderildiği;
Bu aşamada hükümlünün, suç tarihinin daha önceki bir tarih olduğu bu nedenle 3713 sayılı Kanundan yararlanması gerektiğine dair 11.11.2005 tarihli başvurusunun; . Ağır Ceza Mahkemesinin 19.12.2005 tarihli . değişik iş sayılı kararı ile suç tarihinin 15-24 Nisan 1991, gözaltına alındığı tarihin 15.04.1991 olduğu, 3713 sayılı Kanunun geçici 4. maddesinin 09.04.1991 tarihine kadar olan suçları kapsadığı gerekçesi ile reddedildiği; itiraz üzerine .. Ağır Ceza Mahkemesinin . esas sayılı 29.05.2006 tarihli kararı ile itirazın reddine karar verildiği;
Temyiz incelemesi sonucunda; Yargıtay . Ceza Dairesinin . esas, 2006/2448 karar sayılı, 27.04.2006 tarihli ilamı ile 765 sayılı Kanunun lehe olduğunun kabul edilmesi nedeni ile 5252 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca hükümlü hakkında tayin olunan müebbet ağır hapis cezalarının müebbet hapis cezasına dönüştürülmesi ile yetinilmesi gerektiği gözetilmeden 5252 sayılı Kanunun 9. maddesine aykırı olarak hüküm tesis edilmesi nedeni ile kararın bozulduğu;
. Ağır Ceza Mahkemesi . esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda eski kanunun sanık lehine olduğu kabul edilerek 1991/83 esas nolu dosyada verilen kararın değiştirilmesine ve yeniden uyarlanmasına yer olmadığına önceki hükümde yer alan ağır hapis ibarelerinin hapis olarak değiştirilmesine karar verildiği;
Yargıtay . Ceza Dairesinin 28.06.2007 tarihli, . esas ve 2007/5692 karar sayılı ilamı ile onama kararı verildiği;
Hükümlünün infaz dosyaları incelendiğinde; dilekçeleri ile suç tarihinin yakalanma tarihi olmadığı, eylem tarihi dikkate alınarak müddetnamesinin düzenlenmesi gerektiği hususunda itirazlarda bulunduğu ve .. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.12.2005 tarihli, .değişik iş sayılı kararı ile suç tarihinin 15-24 Nisan 1991, gözaltına alındığı tarihin 15.04.1991 olduğu, 3713 sayılı Kanunun geçici 4. maddesinin 09.04.1991 tarihine kadar olan suçları kapsadığından talebin reddine dair karar verdiği, hükümlünün bu karara karşı yapmış olduğu itiraz üzerine .. Ağır Ceza Mahkemesinin . esas sayılı 29.05.2006 tarihli kararı ile itirazın reddine karar verdiği;
Dosya içerisinde yer alan müddetnameler incelendiğinde; . Cumhuriyet Başsavcılığının 1997/1429 ilamat numaralı müddetnamesinde bihakkın tahliye tarihinin 10.07.2027, şartlı tahliye tarihinin 10.07.2021 tarihi olduğu, 3713 sayılı Kanuna göre 30 yıl ibaresinin yazılı olduğu;
. Cumhuriyet Başsavcılığının 1998/7-1735 ilamat numaralı 11.12.1998
tarihli müddetnamesinde bihakkın tahliye tarihinin 10.07.2027, şartlı tahliye tarihinin ise 10.07.2021 olduğu;
. Cumhuriyet Başsavcılığının 12.03.2010 tarihli müddetnamesinde 2010/132 dosya nolu müddetnamesinde, suç tarihinin 15.04.1991, şartlı tahliye tarihinin 10.07.2021, bihakkın tahliye tarihinin ise 10.07.2027, infaz türünün 3713 sayılı Kanunun 17. maddesi uyarınca müebbet olarak düzenlendiği;
. Cumhuriyet Başsavcılığının 28.07.2011 tarihli 2011/7-864 ilamat nolu müddetnamesinde, suç tarihinin 15.04.1991, şartlı tahliye tarihinin 10.07.2021, bihakkın tahliye tarihinin ise 10.07.2027, mahkumiyet müddetinin müebbet olarak düzenlendiği;
Hükümlünün 25.03.2013 tarihli dilekçesi ile . Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlemiş olduğu müddetnameye; 16.03.1991 tarihinde gerçekleştirdiği eylemi nedeni ile cezalandırıldığını, bu tarihte 3713 sayılı Kanunun yürürlükte olmadığını, kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yakalandığını, emsal olarak sunmuş olduğu dosyalar kapsamında suç tarihine göre müddetnamesinin düzenlenmesi gerektiği gerekçesi ile itirazda bulunduğu;
.. Ağır Ceza Mahkemesinin . değişik iş sayılı 24.05.2013 tarihli kararı ile hükümlünün itirazının kabul edilerek 765 sayılı Kanunun 125. maddesi uyarınca esas alınması gereken suç tarihinin 16.03.1991 tarihi olduğu, bu tarihte 647 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu, aynı Kanunun 19/1. maddesi uyarınca hükümlünün şartla tahliye tarihinin gözaltına alındığı tarih olan 15.04.1991 tarihinden itibaren 15.04.2011 tarihinde dolduğu göz önüne alınarak müddetnamenin iptaline karar verildiği;
Bu kapsamda müddetnamenin yeniden düzenlendiği, . Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/7-864 ilamat sayılı müddetnamesi ile hükümlünün bihakkın tahliye tarihinin 11.07.2027 olduğu, 647 sayılı Kanunun 19/1. maddesi uyarınca tahliye tarihinin 10.07.2011 tarihi olduğu;
. Ağır Ceza Mahkemesinin . değişik iş sayılı, 25.05.2013 tarihli kararı ile hükümlünün 10.07.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere koşullu salıverilmesine karar verildiği;
. Cumhuriyet Başsavcılığı 17.03.2015 tarihli yazısı ile .. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2013 tarihli . değişik iş numaralı kararına amaç suçun gerçekleşmesine temel teşkil eden örgüt üyeliği suçunun temadi eden bir suç olması nedeni ile hükümlünün 15.04.1991 tarihinde yakalandığı nazara alınarak suç tarihinin 15.04.1991 tarihi olarak tespiti ile hakkında 3713 sayılı Kanuna göre infazın yapılmasına karar verilmesi talebi ile birlikte itirazda bulunulduğu,. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/324 değişik iş sayılı 21.04.2015 tarihli kararı ile talebin reddedildiği, .. Ağır Ceza Mahkemesinin . değişik iş sayılı kararı ile
Cumhuriyet Başsavcılığının yapmış olduğu itirazın reddine karar verildiği görülmüştür.
HUKUKİ NİTELENDİRME:
Hukuki sorun 3713 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 16.03.1991 tarihinde vehamet arz eden eylemde bulunan ancak kanunun yürürlüğe girdiği 09.04.1991 tarihinden sonra 15.04.1991 tarihinde örgüte ait hücre evinde yakalanan hükümlü hakkında suç tarihi olarak, örgüt üyeliğinin devam etmesi nedeni ile yakalamasının yapıldığı tarihin kabul edilip edilemeyeceği ve buna bağlı olarak hükmolunan 765 sayılı TCK'nun 125 ve 59. maddeleri ile belirlenen müebbet hapis cezasının infazının hangi kanuna tabi olarak hangi süre üzerinden yapılmasına ilişkindir.
A) İhbarnamenin suç tarihine yönelik bozma talebi yönünden yapılan incelemede;
Hükümlünün PKK terör örgütünün . bölge komitesine bağlı askeri kanadında görev aldığı, . adına sahte kimlik kullandığı, örgütün amacı doğrultusunda 16.03.1991 tarihinde bekçi . öldürülmesi, diğer bekçi . öldürülmeye teşebbüs edilmesi, . öldürülmesi eylemine iştirak etmesi,. talimatı ile . aldığı silahı teslim etmesi ve bu silahın bu olayda kullanılması . talimatı ile yurt dışından kargo ile sanık . işyerine gönderilen örgüt yayınlarını alarak örgüt evine getirmesi, 15.04.1991 tarihinde . ile birlikte hücre evinde yakalanması eylemlerine yönelik olarak yapılan yargılama sonucunda, . Devlet Güvenlik Mahkemesinin 01.12.1995 tarihli .esas ve 1995/251 karar sayılı ilamı ile 16.03.1991 günü gerçekleştirilen silahlı eyleme katılarak bekçi . ve sivil vatandaş . öldürülmesi ile bekçi . öldürülmeye teşebbüs edilmesi eyleminin maddedeki sonucu elde etmeye uygun ve elverişli icra hareketi olduğunun kabul edilerek TCK'nun 125, 59. maddeleri uyarınca cezalandırıldığı, Yargıtay . Ceza Dairesinin . esas ve 1997/4645 karar sayılı ilamı ile onandığı dikkate alınarak; Anayasanın 14. maddesindeki ülke ve millet bütünlüğünü parçalamaya, yok etmeye yönelik eylemler 765 sayılı TCK’nun, ikinci kitabının birinci babında Devletin şahsiyetine karşı cürümler başlığını taşıyan birinci faslında, 125. madde de düzenlenmiştir. 765 sayılı TCY’nun 125. maddesindeki hüküm ile;
a) Devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymaya,
b) Devletin bağımsızlığını azaltmaya,
c) Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya “matuf” yönelik fiiller yaptırıma bağlanmıştır.
Anılan suçun oluşabilmesi için, fiillerin yukarıda sayılan amaçlara veya amaca “matuf” yönelik olması ve bu sonucu oluşturmaya elverişli olması gerekir. 'Matuf' kelimesi Türk Dil Kurumu sözlüğünde belirtildiği üzere '1. Bir yöne eğilmiş. 2. Yöneltilmiş' anlamına gelmektedir. Bu kapsamda matuf fiilden maksat, Devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını devletin idaresinden ayırma, Devletin bağımsızlığını azaltma, Devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koyma amacına yönelik ve bu sonucu oluşturmaya elverişli icra hareketleridir.
Bu suç, tehlike suçu olup, yukarıda açıklanan belirli amaç veya amaçlara yönelik ve bu sonuçları doğurmaya elverişli fiilin işlenmesi ile oluşur. Suçun tamamlanması için sonucun alınması gerekli değildir. Ancak eylemin kastedilen sonucu elde etmeye uygun ve elverişli olması ve elverişli araçlarla zorlayıcı eylemlere girişilmiş bulunulması, başka bir deyimle amaçlanan sonucu doğurabilecek icra hareketi olarak belirginleşmesi gerekir. Eylemin elverişli olup olmadığının soyut ve genel bir belirleme dışında, eylemin işlenme şekli, zamanı ve diğer bütün özellikleriyle birlikte değerlendirilmek suretiyle saptanması gerekir. Eylemin elverişli araçla icra başlangıcı niteliğinde bulunup bulunmadığının değerlendirilmesinde örgütsel bağlılığı, ülke genelindeki organik bütünlüğü, toplumdaki etkinliği suç niteliğinin belirlenmesinde önem taşımaktadır. Bu itibarla “amaç suç” niteliğinde bulunan TCK'nun 125. maddesindeki suçu işlemek amacı doğrultusunda olmakla beraber, bu amaca ulaşma tehlikesi doğurmayan yetersiz ve önemsiz eylemler TCK'nun 125. maddesi kapsamında değerlendirilemez.
Hükümlü hakkında verilen uyarlama kararlarında belirtilen 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nun 302. maddesinde de,
1. Devletin topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymak,
2. Devletin birliğini bozmak,
3. Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmak,
4. Devletin bağımsızlığını zayıflatmak
Amacına yönelik fiiller 765 sayılı TCK'nun 125. maddesine benzer şekilde düzenlenerek, yaptırıma bağlanmış olup, her iki madde arasındaki farklar, suçun işlenmesi sırasında, başka suçların işlenmesi halinde ayrıca bu suçlardan da, cezaya hükmedilmesi ve bu suçların işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine de hükmolunmasıdır.
765 sayılı TCK'nun 125. maddesi kapsamında vahim nitelikte olmayan ve 765 sayılı Kanun zamanında işlenen suçlarda örgüt üyeliği suçu ile beraber örgüt üyeliğinin unsuru olarak kabul edilmeyen ve suç teşkil eden eylemler nedeni ile ayrıca ceza tayin
edilecektir. Vahim nitelikte olmayan diğer eylemlere yönelik olarak ise TCK'nun 168. maddesinin uygulanması gereklidir.
Hükümlünün ve dava dosyasında yargılanan diğer hükümlülerin suça konu eylemlerin;
1-) 28.02.1991 tarihinde . Satış Mağazasının bombalanması,
2-) 05.03.1991 tarihinde . isimli şahsın kendisinden örgüte para istenilmesi nedeni ile kurşunlanması,
3-) 16.03.1991 tarihinde .,.,. öldürülmesi ile . hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanarak adam öldürmeye teşebbüs edilmesi,
4-) 17.03.1991 tarihinde 679 sokakta yer alan elektrik direklerine ERNK-PKK dipnotlu triktlerin yapıştırılması,
5-) 20-21 Mart günü nevruz kutlamaları nedeni ile yapılan korsan gösteri,
6-) 21.03.1991 tarihinde okul bahçesinde Atatürk büstü etrafında ateş yakılarak bildiri dağıtılması,
7-) 28.03.1991 tarihinde . ofisine bombalı saldırı,
8-) Örgüte taban oluşturmak için örgüt propagandası . ilinde yaşayan doğu kökenli iş adamlarından vergi adı altında zorla para toplanması, PKK örgütüne yönelik bildiri dağıtılması olduğu;
Hükümlünün, 16.03.1991 tarihindeki eyleme, 20-21 Mart 1991 tarihinde yapılan eylemlere katıldığı, 15.04.1991 tarihinde hücre evi olduğu belirtilen evde yakalandığı, bu kapsamda matufiyet arz eden vahim eylemin, 16.03.1991 tarihinde gerçekleştiği, kesinleşen ilamlarda da 16.03.1991 tarihinde gerçekleşen olayın matuf ve vahim eylem olarak değerlendirilmiş olduğu anlaşılmakla, suç tarihinin 16.03.1991 tarihi olarak kabul edilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
B) İhbarnamenin .. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2013 tarihli . değişik iş sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan başvuruyu reddeden .. Ağır Ceza Mahkemesinin . değişik iş sayılı 21.04.2015 tarihli kararına yapılan itirazı reddeden .. Ağır Ceza Mahkemesinin . değişik iş sayılı kararına ve hükümlü hakkında tanzim edilen . Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan müddetnameye yönelik hazırlanan bozma talebi yönünden yapılan incelemede:
İnfaz rejimine ilişkin hükümler niteliği itibariyle derhal uygulanması gereken hükümlerden olmakla birlikte, 5237 sayılı TCK'nun 7/3. maddesi gereğince, hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili infaz hükümlerinden, suç ve infaz tarihinde yürürlükte bulunan normlardan hükümlü lehine olanı belirlenip uygulanması gerekmektedir. Hükümlü hakkında;
. Devlet Güvenlik Mahkemesinin 28.09.1993 tarih . esas ve
1993/143 karar sayılı ilamı ile TCK'nun 125. maddesi uyarınca idam cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Yargıtay . Ceza Dairesinin 1994/7861 esas 1995/71 karar sayılı 18.01.1995 tarihli kararı ile hükmün bozulduğu;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; . Devlet Güvenlik Mahkemesinin . esas ve 1995/251 karar sayılı 01.12.1995 tarihli ilamı ile TCK'nun 125, 59, 33. maddeleri uyarınca müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği; Yargıtay . Ceza Dairesinin . esas, 1997/4645 karar sayılı, 10.07.1997 tarihli kararı ile . hakkında verilen ilamın onandığı;
5237 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi nedeni ile yapılan uyarlama yargılaması sonucunda,. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.07.2005 tarihli ek kararı ile . esas ve 1993/143 karar sayılı ilamı ile TCK'nun 302/1, 62. maddeleri uygulanarak müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği; Yargıtay . Ceza Dairesinin . esas 2006/2448 karar sayılı, 27.04.2006 tarihli ilamı ile 765 sayılı Kanunun lehe olduğunun kabul edilmesi nedeni ile 5252 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca hükümlü hakkında tayin olunan müebbet ağır hapis cezalarının müebbet hapis cezasına dönüştürülmesi ile yetinilmesi gerektiği gözetilmeden 5252 sayılı Kanunun 9. maddesine aykırı olarak hüküm tesis edilmesi nedeni ile kararın bozulduğu,
.. Ağır Ceza Mahkemesinin . esas ve 2006/306 karar sayılı, 06.12.2006 tarihli ilamı ile 1991/83 esas nolu dosyasında verilen kararın değiştirilmesine ve yeniden uyarlama yapılamasına yer olmadığına yalnızca hükümde bulunan ağır hapis ibarelerinin hapis olarak değiştirilmesine karar verilmiş, Yargıtay . Ceza Dairesinin 28.06.2007 tarih . esas ve 2007/5692 karar sayılı ilamı ile kararın onandığı,
.. Ağır Ceza Mahkemesinin hükümlünün başvurusu üzerine . değişik iş sayılı, 24.05.2013 tarihli kararı ile hükümlünün suç tarihinin 16.03.1991 olduğu ve müddetnamesinin 647 sayılı Kanuna göre düzenlenmesine karar verdiği, . Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/7-864 ilamat numaralı 28.07.2011 tarihli, 10.07.2027 bihakkın tahliye tarihi, 10.07.2021 şartla tahliye tarihi olan müddetnamesini iptal ettiği, karara istinaden hükümlü hakkında; 647 sayılı Kanun kapsamında müddetname tanzim edildiği anlaşılmakla, uyuşmazlığın çözümü için suç tarihinde yürürlükte bulunan ve daha sonra yürürlüğe giren 765 sayılı TCK'nun 2/2 ve 5237 sayılı TCK'nun 7/3. maddeleri gereğince lehe olan infaz kanunun belirlenmesi gereklidir. Bu kapsamda yasal düzenlemeler incelendiğinde;
1- 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 19. maddesinde; 'Ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 25 yıllarını; müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 20 yıllarını; diğer şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalara mahkum edilmiş olanlar hükümlülük süresinin ½'ni; çekmiş olup da Tüzüğe göre iyi halli
hükümlü niteliğinde bulundukları takdirde, talepleri olmasa dahi şahsi şartla salıverilirler.'
Ek 2. maddesinde ise 'Hükümlülerin yarı açık veya açık cezaevlerine seçilmelerine karar verme işlemi, Adalet Bakanlığınca her yılın . ayı içerisinde tespit edilerek, Cumhuriyet savcılıklarına bildirilen şartla salıverilme tarihine göre yapılır. Bakanlıkça bildirilen bu tarih aşılmamak ve kapalı kurumlarda çalışanlara öncelik tanınmak kaydıyla; 9, 10 ve 11'inci maddeler gereğince tabi tutulacakları müşahadeleri sonucu yarı açık veya açık müesseselere naklolunan hükümlülerin; anılan müesseselerde kaldıkları her ay için 6 gün, 19'uncu maddenin 1, 2 ve 3'üncü fıkralarına göre tespit edilecek şartla salıverilme tarihlerinden indirilmek suretiyle şartla salıverilme işlemi yapılır.'
2- 3713 sayılı Kanunun 17. maddesinde 'Bu Kanun kapsamına giren suçlardan mahkum olanlardan, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ölüm cezalarının yerine getirilmemesine karar verilenler 36 yıllarını, müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 30 yıllarını, diğer şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalara mahkum edilmiş olanlar hükümlülük süresinin 3/4'ünü çekmiş olup da iyi halli hükümlü niteliğinde bulundukları takdirde talepleri olmaksızın şartla salıverilirler.
Bunlardan, tutuklu veya hükümlü iken firar edenler veya firara teşebbüs suçundan veya cezaevi idaresine karşı ayaklanma suçundan mahkum edilmiş bulunanlar ile disiplin cezası olarak üç defa hücre hapsi cezası almış olanlar, bu disiplin cezaları kaldırılmış olsa bile şartla salıverilmeden yararlanamazlar.
Bu Kanun kapsamına giren suçlardan mahkum olanlar, hükümlerinin kesinleşme tarihinden sonra bu Kanunun kapsamına giren bir suçu işlemeleri halinde, şartla salıverilmeden yararlanamazlar.
Bu hükümlüler hakkında, 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 19'uncu maddesinin bir ve ikinci fıkraları ile Ek 2'nci maddesi hükümleri uygulanmaz.'
Geçici 1. maddesinde; '1-8/4/1991 tarihine kadar işlenen suçlar sebebiyle;
a) Verilen ölüm cezaları yerine getirilmez. Bu durumda olanlar 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 19'uncu maddesi hükmüne göre çekmeleri gereken cezalarının on yılını,
b) Müebbet ağır hapis cezasına hükümlü olanlar çekmeleri gereken cezalarının sekiz yılını,
c) Diğer şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum edilmiş olanlar hükümlülük süresinin beşte birini,
Çektikleri takdirde iyi halli olup olmadıklarına bakılmaksızın ve talepleri olmaksızın şartla salıverilirler.
Bu sürelerin tayininde hükümlünün tutuklu kaldığı süreler de hesaba katılır.
Bu hükümlüler hakkında 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun Ek 2'nci maddesindeki indirim hükümleri uygulanmaz.
Geçici 4. maddesinde 08.04.1991 tarihine kadar;
a) (İptal: Ana. Mah. 19/7/1991 tarih ve E: 1991/15,K: 1991/22 sayılı Karar ile)
b) Türk Ceza Kanununun 125,(...) (2) 403, 404/1, 405, 406, 407, 414, 416/İlk ve 418'inci maddelerine giren suçları işleyenler,
(3) c) Türk Ceza Kanununun ikinci kitabının 'Devlet İdaresi Aleyhinde İşlenen Cürümler' başlıklı üçüncü babında yer alan hükümlere aykırı hareket edenler ile Bankalar Kanununa aykırı hareketle bankalardan haksız ve usulsüz para alanlar, 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibi Hakkında Kanun hükümlerine muhalefet ederek menfaat temin edenler; usulsüz, yolsuz ve gerçek dışı işlemlerle ihracat, ithalat ve yatırım teşvikleri suretiyle vergi iadesi, prim, kredi, faiz farkı ve benzeri adlarla kamu kaynaklarından haksız menfaat temin edenler, yukarıda belirtildiği şekilde haksız, usulsüz ve yolsuz olarak sağladıkları menfaat karşılıkları ve bunların fer'ilerini zamanaşımına bakılmaksızın ödemedikleri takdirde,
d) Askeri Ceza Kanununun 55, 56, 57, 58 ve 59'uncu maddelerine giren suçları işleyenler,
Hakkında bu Kanunun Geçici 1'inci maddesi hükümleri uygulanmaz. Ancak, bu maddede sayılan suçlar dolayısı ile verilen ölüm cezaları yerine getirilmez. Bu hükümlüler hakkında;
Ölüm cezasına hüküm giyenler 20 yıllarını; müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 15 yıllarını; diğer şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalara mahkum edilmiş olanlar hükümlülük süresinin 1/3'ünü; çektikleri takdirde iyi halli olup olmadıklarına bakılmaksızın ve talepleri olmaksızın şartla salıverilirler.
Bu sürelerin tayininde hükümlünün tutuklu kaldığı süreler de, hesaba katılır.
Bu hükümlüler hakkında 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun Ek 2'nci maddesindeki indirim hükümleri uygulanmaz.'
3- 4616 sayılı 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenen suçlardan dolayı şartlı salıvermeye dava ve cezaların ertelenmesine dair Kanunun 1 maddesinin 1 ve 5 bentlerinde;
'23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenen suçlar nedeniyle;
1. Verilen ölüm cezaları yerine getirilmez. Bu durumda olanlar hakkında tâbi oldukları kanunlardaki infaz hükümleri aynen uygulanır.
5. Ancak; a) Türk Ceza Kanununun 125 ila 157, 161, 162, 168, 171, 172, 188, 191, 192, 202, 205, 208, 209, 211 ila 214, 216 ila 219, 240, 243, 264, 298, 301 ila 303, 305'inci maddelerinde, 312'nci maddenin ikinci fıkrasında, 313'üncü maddesinde, 314'üncü maddesinin birinci fıkrasında, 339 ila 349, 366, 367, 383, 394, 403 ila 408, 414 ila 418 ve 503 ila 506'ncı maddelerinde,
b) Askeri Ceza Kanununun 54 ila 62, 69, 76, 78, 79 ila 82, 85, 87 ila 102, 118, 121 ila 129, 131, 134, 135, 140, 148, 153, 159 ve 160'ıncı maddelerinde,
c) Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunun 26 ila 30, 33 ve 36'ncı maddelerinde,
d) Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda,
e) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 12'nci maddesinde,
f) Orman Kanununun 91 ila 94, 104 ila 114'üncü maddelerinde,
g) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68'inci maddesinde,
h) Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununda,
ı) Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine, 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunda, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda ve 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 7'nci maddesinde,
i) Bankalar Kanununda,
j) Vergi, resim ve harçlara ilişkin kanunlarda, yer alan suçları işleyenler hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz.
6. (İptal: Anayasa Mahkemesinin 18/7/2001 tarihli ve E.: 2001/4, K.: 2001/332 sayılı Kararı ile.)
7. (İptal: Anayasa Mahkemesinin 18/7/2001 tarihli ve E.: 2001/4, K.: 2001/332 sayılı Kararı ile.)
8. Bu Kanunun yayımı tarihinden sonra, cezaevinin disiplinini bozucu hareketlerinden dolayı disiplin cezası alanlar, Ceza İnfaz Kurumları ile Tevkifevlerinin Yönetimine ve Cezaların İnfazına Dair Tüzük hükümlerine göre disiplin cezaları kaldırılmadığı sürece, bu madde hükümlerinden yararlanamazlar.
9. (Yeniden düzenleme: 21/5/2002-4758/1 md.) Haklarında yakalama, tutuklama veya mahkumiyet kararı bulunup da firar halinde olanlar bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde resmi mercilere başvurup teslim olmadıkları takdirde bu madde hükümlerinden yararlanamazlar.'
Bu yasal düzenlemelere göre somut olay değerlendirildiğinde;
765 sayılı TCK'nun 125 ve 59. maddeleri gereğince müebbet hapis cezasına mahkum olan hükümlü hakkında 4616 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına yasal olanak bulunmadığı,
647 sayılı Kanunun 19. maddesi gereğince müebbet hapse mahkum olanlar, iyi halli olarak 20 yıllarını hapiste geçirdikleri takdirde salıverilecek olup 2148 sayılı Kanuna göre ayda 6 günlük indirimin uygulanması halinde 15 yılın üzerinde bir süreyi cezaevinde geçirmek zorunda kalacağı,
3713 sayılı Kanunun geçici 4. maddesi gereğince 15 yıl cezaevinde geçirdiği takdirde iyi halli olup olmadığına bakılmaksızın şartlı salıverilmesi gerektiği,
Bu duruma göre, hükümlü hakkında uygulanması gereken ve lehe olan düzenlemenin 3713 sayılı Kanunun geçici 4. maddesi kapsamında yapılan düzenleme olduğu anlaşılmakla, 3713 sayılı Kanunun geçici 4. maddesindeki düzenleme esas alınarak infazının yapılması, şartla tahliye tarihinin belirlenmesi ve müddetnamenin düzenlenmesi gerektiğinden;
Hükümlü . hakkında . Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 28.07.2011 tarihli müddetnameye yönelik itirazın kabulü ile müddetnamenin iptaline dair .. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2013 tarihli . değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin . Ağır Ceza Mahkemesinin 11.05.2015 tarihli ve . değişik iş sayılı kararı ile hükümlünün 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107. maddesi uyarınca 10.07.2011 tarihinden itibaren koşullu salıverilmesine ilişkin . Ağır Ceza Mahkemesinin 25.05.2013 tarihli ve . değişik iş sayılı kararında isabet görülmemiştir.
SONUÇ VE KARAR:
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, . Ağır Ceza Mahkemesinin 25.05.2013 tarihli ve . değişik iş sayılı kararı ile . Ağır Ceza Mahkemesinin 11/05/2015 tarihli ve . değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nun 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.