20. Hukuk Dairesi 2017/632 E. , 2017/1094 K.
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tavzih istemli tapu iptali ve tescil davasından dolayı tavzih talebinin kabulüne ilişkin verilen 26.02.2016 gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 16/05/2016 gün ve 2016/5703 - 5557 sayılı ilâmıyla tavzih isteminin reddine karar verilmesi için hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece kesin bozmaya uyulduktan sonra yukarıda gün ve sayılı tavzih kararı ile tavzih talebinin reddine karar verilmiş, süresi içinde davacı vekili tarafından kararın bozulması istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekilinin 13.11.1996 günlü dilekçe ile dava konusu ... ada ... sayılı parselin, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında kalan yerlerden olduğu iddiasıyla tapu iptal ve tescil isteğinde bulunması üzerine ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 06/04/2004 tarih ve 2003/924 E. - 2004/180 K. sayılı kararıyla, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapusunun iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, bu karar Yargıtay denetiminden geçerek 30.06.2005 tarihinde kesinleşmiştir.
Daha sonra ... vekili 19/10/2009 günlü dilekçesiyle, müvekkili adına tapuda kayıtlı iken mahkeme kararıyla tapusu iptal edilen ... ada ... sayılı parselin ... sayılı kadastro parselinin imar görmesi ile oluştuğunu, ... köyü ... sayılı parselin ise Orman Yönetiminin de taraf olduğu ... Tapulama Mahkemesinin 1983/555 – 1984/950 sayılı kararıyla taşınmazın orman olmadığı belirtilerek taşınmazın ilk tespit maliki gerçek kişi adına tesciline karar verildiğini, taşınmazın niteliğinin bu şekilde orman olmadığı hükmen belirlendiği halde Hazine tarafından öncesi orman iken 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında kalan yer olduğu iddiasıyla açtığı dava ile ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 06/04/2004 tarih 2003/924 – 2004/180 sayılı kararıyla müvekkili adına olan tapunun iptal edildiğini beyanla ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 06/04/2004 tarih 2003/924 – 2004/180 sayılı kararının, yargılamanın yenilenmesi yoluyla kaldırılarak Hazinenin davasının reddine karar verilmesi isteğiyle dava açmıştır.
... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 17/06/2011 tarih 2009/415 E. – 2011/233 K. sayılı kararıyla, yargılamanın yenilenmesi davasının kabulüne ve mahkemenin 2003/924 – 2004/180 sayılı dosyadaki davacı Hazinenin ... köyü, (Mahallesi) ... ada ... sayılı parselin ... adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline ilişkin açmış olduğu davanın reddine karar verilmiş, bu hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin 19/062012 gün ve 2011/12114 E. - 2012/9279 K. Sayılı ilâmıyla ['Dava, tapu iptali tescil davasının kabulüne ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararının yargılamanın yenilenmesi yoluyla kaldırılmasına ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1946 yılında yapılıp 1947 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 7 numaralı Orman Kadastro Komisyonuna bağlı 4 numaralı ekipçe yapılıp 24.03.1976 tarihinde itirazlar incelenerek sonuçları 7 numaralı Komisyonca 06.04.1983 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde
uygulaması, 1988 yılında yapılıp, 15.06.1989 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
Tapuda arsa niteliği ve 348 m² yüzölçümüyle Hazine adına kayıtlı olan çekişmeli parsel, ... köyü ... sayılı parselden müfrez ... ve ... sayılı parsellerin birleştirilmesiyle oluşan ... sayılı parselin 2981 sayılı Kanun hükümlerine göre tevhit ve ifrazıyla oluşmuştur.
Genel kadastroda ... sayılı parselin gerçek kişiler adına tesbit edildiği, Orman Yönetimi, Vakıflar Yönetimi ve bir kısım gerçek kişilerin itirazı üzerine, Tapulama Mahkemesinin Orman Yönetimi ve Vakıflar Yönetiminin davalarının reddine ilişkin 25.04.1978 gün ve 1970/302-1978/17; 22.06.1982 gün ve 1979/3-297; 27.12.1984 gün ve 1983/555-950 sayılı kararlarının kesinleşmesiyle, ifrazen ... sayılı parselden müfrez ... ve ... sayılı parsellerin gerçek kişiler adına tapuya tescil edildiği, bu parsellerin tevhidi ile ... sayılı parselin oluştuğu, çekişmeli ... ada ... sayılı parselin işte bu ... sayılı parselin 2981 sayılı Kanun hükümlerine göre ifraz edilmesi ile oluştuğu anlaşılmaktadır. Tapulama Mahkemesinin sözü edilen kararları davalı gerçek kişilerin bayileri ile Orman Yönetimi arasında, ... sayılı parselin orman sayılmayan yerlerden olduğuna ilişkin 3402 sayılı Kanunun 34, karar tarihinde yürürlükte bulunan 766 sayılı Kanunun 55. maddesi gereğince, HMK'nın 303 maddesi (eski HUMK'nın 237. maddesi) anlamında kesin hüküm oluşturmaktadır.
Yine Hazine tarafından ... aleyhine ... ada ... sayılı parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeyken, yine kesinleşmiş 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yer olduğu iddiasıyla, tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili istemiyle açtığı davanın reddine ilişkin ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.04.2004 gün ve 2003/924 -180 sayılı kararının Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14.04.2005 gün ve 2004/14291-4516 sayılı kararı ile “Hükmüne uyulan bozma kararı gereği araştırma yapılarak hüküm kurulmuş olmasına ve bozmanın kapsamının dışında kesinleşmiş yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine ..” değinilerek onanmış, karar düzeltme istemi de aynı Dairenin 30.09.2005 gün ve 2005/8015-11331 sayılı kararı ile reddedildikten sonra kesinleşmiştir. Söz edilen bu kararda, çekişmeli 5135 ada 9 sayılı parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeyken yine kesinleşmiş 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, 22.03.1996 gün ve 1993/5-1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının somut olayda uygulanamayacağı yönünde kesin hüküm oluşturmaktadır.
Taraflar ya da tarafların bayileri ile Hazine ve Orman Yönetimi arasında, birisi, ... sayılı parselin orman sayılmayan yerlerden olmadığına, birisi de, ... sayılı parselin çapı sınırları içindeyken, ifrazen bu parselden ayrılarak ... ada ... sayılı parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeyken kesinleşmiş 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı yönünde iki farklı kesinleşmiş mahkeme kararı, başka deyişle iki farklı kesin hüküm vardır. 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi göndermesiyle HUMK'nın 447/2. maddesi gereğince, ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.04.2004 gün ve 2003/924 - 180 sayılı kararının kesinleşmesinden sonra 10 yıllık süre içinde yargılamanın yenilenmesi istendiğine göre, Yargılamanın yenilenmesi koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK'nın 445/10. maddesi gereğince istemin kabul edilerek ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.04.2004 gün ve 2003/924 -180 sayılı kararının kaldırılmasına ve çekişmeli parselin, gerçek kişiler adına tesbit edilen ... sayılı parselin kadastro tesbitine, Orman Yönetimi, Vakıflar Yönetimi ve bir kısım gerçek kişilerin itirazı üzerine, Orman Yönetimi ve Vakıflar Yönetiminin davalarının reddine ilişkin Tapulama Mahkemesinin 25.04.1978 gün ve 1970/302-1978/17; 22.06.1982 gün ve 1979/3 - 297; 27.12.1984 gün ve 1983/555 - 950 sayılı kararlarının kesinleşmesiyle ifrazen gerçek kişiler adına tapuya tescil edilen ... köyü ... ve ... sayılı parsellerin tevhidi ile oluşan ... sayılı parselin, 2981 sayılı Kanun hükümlerine göre ifraz edilmesi ile oluştuğu ve fiili olarak da bu parsel içinde bulunduğu, 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu sınırları içindeyken, 1952 yılında makiye ayrıldığı daha sonra, 1744 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı saptanmışsa
da, sözü edilen Tapulama Mahkemesi kararlarının davalı gerçek kişilerin bayileri ile Orman Yönetimi arasında, çekişmeli parselin orman sayılmayan yerlerden olduğuna ilişkin, 3402 sayılı Kanunun 34 ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 766 sayılı Kanunun 55. maddesi gereğince, HMK'nın 303 maddesi (HUMK’nın 237. maddesi) anlamında kesin hüküm oluşturduğu gözetilerek Hazinenin davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, Hazinenin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA'] karar verilmiş, davalı Hazine vekilinin karar düzeltme talebi Dairenin 19/11/2012 gün ve 2012/11827-12897 sayıl ilâmı reddedilerek hüküm 19/11/2012 tarihinde kesinleşmiştir.
Bu kez tavzih talep eden ... vekili 16/12/2016 tarihli dilekçesiyle, ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 17/06/2011 tarih 2009/415 – 2011/233 sayılı kararının infazı için Tapu Müdürlüğüne başvurduklarını ancak Tapu Müdürlüğünce, mahkeme kararında Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescili ibaresi bulunmadığı için dava konusu ... ada ... sayılı parselin müvekkili adına tescil edilmediğini, infazda çıkan bu tereddüttün giderilmesi için, 17/06/2011 tarih 2009/415 E. – 2011/233 K. sayılı karara, '2003/924 E. – 2004/180 K. sayılı kararla iptal edilip Hazine adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek ... adına tesciline' ibarelerinin eklenmesi suretiyle tavzih isteğinde bulunulmuştur.
Mahkemece 26/02/2016 günlü ek kararla, tavzih talebinin kabulüne ve ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii ... ada ... sayılı parselin davacı ... adına kayıtlı iken mahkememizin 2003/924 E. - 2004/180 K. sayılı kararı ile ... adına olan tapunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesi daha sonra yapılan mahkememizin 2009/415 E. - 2011/233 K. sayılı kararı ile davacı ...'in yargılamanın iadesi davasının kabulüne karar verilmesi, kararın Yargıtayca kesinleşmesi karşısında ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii ... ada ... sayılı parselin davalı Hazine adına olan tapusunun iptali ile davacı ... (...) adına tapuya kayıt ve tesciline, (Tavzih kararının, Mahkememizin 2009/415 E. - 2011/233 K. sayılı kararın hükmünün 1. maddesine eklenmesine) şeklinde karar verilmiş, hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyizi üzerine,
Dairenin 16/05/2016 gün ve 2016/5703 E. - 5557 K. sayılı kararıyla ['Talep, ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 17/06/2011 tarih ve 2009/415 – 2011/233 sayılı yargılamanın yenilenmesi davası sonucunda verilen hükmün tavzihi isteğine ilişkindir.
Mahkemece tavzih talebinin kabulüne karar verilmiş ise de, karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, hükmün tavzihini düzenleyen Hukuk Muhakemeleri Kanununun 305. maddesine göre; 'Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.' şeklindeki kanuni düzenlemeye göre, hükmün tavzihinin istenebilmesi için verilen hükmün, yeterince açık olmaması, icra işlemleri sırasında uygulanması açısından tereddüt uyandırıyor olması ve hükmün içinde bir birine aykırı fıkralar bulunması gerekmektedir. Eğer böyle bir hal söz konusu ise, taraflardan her biri hükmün tavzihini isteyebilir ve mahkeme kararında açık olmayan veya çelişkili bulunan yönler; ancak, hükmün aslına uygun olarak tavzih edilebilir. Ancak, tavzih yolu ile hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar sınırlandırılamaz, karar değiştirilemez veya genişletilemez.
Buna göre somut olay incelendiğinde, yukarıda özetlendiği şekilde dava konusu ... ada ... sayılı parsel ... adına tapuda kayıtlı iken, Hazinenin açtığı dava ile ... adına olan tapu kaydının iptaline karar verilmiş, ancak, taşınmazın Hazine adına tesciline dair mahkeme kararı, yargılamanın yenilenmesi yoluyla ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/06/2011 tarih 2009/415 – 2011/233 sayılı kararıyla kaldırılarak, Hazinenin ... ada ... sayılı parsele karşı açtığı davanın reddine karar verilmiştir. Bu kararın doğal sonucu olarak Hazine adına yapılan tescil işleminin dayanağı kalmadığından, tapu sicilinin eski hale
getirilmesi yani ... ada ... parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tescile dair mahkeme kararı yargılamanın yenilenmesi yoluyla kaldırıldığından, bu tescil işlemi kaldırılarak ... ada ... sayılı parselin tapu kaydının Hazine adına tescilinden önceki haline getirilmesi gerekirken, Tapu Müdürlüğü tarafından eski hale getirme işleminin yapılmaması nedeniyle ... vekili tarafından tavzih isteğinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Ancak, yukarıda özetlenen, ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/06/2011 tarih 2009/415 – 2011/233 sayılı kararı açık olduğu gibi icrasında tereddüt oluşturacak bir durum yahut birbirine aykırı fıkralar içermemektedir; bir başka anlatımla, somut olayda tavzihi gerektirir bir durum bulunmamaktadır. ... vekilinin tavzihe konu yaptığı istek, mahkeme kararında unutulmuş bir talep olmadığı gibi, unutulmuş bir talep olsaydı dahi unutulmuş bir talep hakkında tavzih yoluyla karar verilip, bu hususun hükme eklenmesine karar verilmesine de olanak bulunmamaktadır.
Hâl böyle olunca, tavzih isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı olduğu üzere tavzihi istenen mahkeme kararıyla ilgisiz şekilde ve yeni bir hüküm niteliği oluşturacak şekilde tavzih kararı verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle; Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA'] karar verilmiştir. Bu bozma ilamına karşı davacı vekilince karar düzeltme yoluna gidilmemiştir.
Mahkemece kesin bozmaya uyulduktan sonra 07/10/2016 gün ve 2009/415-2011/233 sayılı tavzih kararı ile tavzih talebinin reddine karar verilmiş, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 13/02/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.