9. Hukuk Dairesi 2020/152 E. , 2020/2193 K.
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde çalışırken iş sözleşmesinin taksirle işyerinde yangına sebebiyet verdiği gerekçesi ile feshedildiğini, ancak bu yangın nedeni ile yargılandığı davada beraat ettiğini, feshin haksız olduğunu, fazla mesai yaptığını, milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, yıllık izinlerinin tamamını kullanmadığını, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin yangına sebebiyet vermesinden dolayı feshedildiğini, Sulh Ceza Mahkemesindeki davada kamera görüntülerinin saat 12.32’da sonlandığı, ikinci görüntülerin 13.10’dan itibaren başladığı gerekçesi ile beraat kararı verildiğini, eksik kalan zamana ait görüntülerin sunulduğunu, bu nedenle ceza mahkemesi kararının temyiz edildiğini, fazla mesai iddiasının yerinde olmadığını, yıllık izinlerini kullandığını, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, Mahkeme’nin 2017/26511 Esas sayılı ilamı ile verilmiş olan kararda davanın kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, ulusal bayram genel tatil ücreti alacakları yönünden kısmen kabul yönünde hüküm kurulduğu, dosya istinaf edilmiş,'Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 30/11/2017 tarih, 2017/26511Esas, 2017/19479 Karar sayılı bozma ilamı ile '...Somut uyuşmazlıkta, Sulh Ceza Mahkemesi dosyasında sanıkların davacı ve ... olduğu, delil yetersizliğinden beraat kararı verildiği ve Yargıtay 8. Ceza Dairesi tarafından onandığı anlaşılmıştır. Borçlar Kanunu'nun 74. maddesinde gereğince, ceza mahkemesinin “delil yetersizliğine dayanan beraat kararının” hukuk hakimini bağlamayacağı ancak beraat kararı bir maddi olguyu tespit ediyorsa, diğer anlatımla beraat kararı suçun sanıklar tarafından işlenmediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayanıyorsa, bu kararın hukuk hakimini de bağlayacağı, ceza davasında hükme dayanak yapılan maddi olgularla ve özellikle eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen, mahkumiyet kararının bu yönlerinin hukuk hakimini bağlayacağı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayini hususundaki kararın hukuk hakimini bağlamayacağı hususları doktrinde ve Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarında kabul edilmektedir. Bunun yanında, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır (YHGK'nın 23.01.1985 gün ve 1983/10-372 esas, 1985/21 karar sayılı ilamı). Bilindiği gibi ceza mahkemesinin, uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle, olayın varlığına ve sanık tarafından işlendiğine ilişkin maddi olgular hakkındaki kesinleşmiş saptaması, aynı konudaki hukuk mahkemesinde de kesin hüküm oluşturur. Bunun nedeni, ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından ceza hakiminin hukuk hakiminden çok daha elverişli bir konumda olmasıdır. (Mustafa Çemberci, Hukuk Davalarında Kesin Hüküm, 1965, s. 22 vd; ..., Borçlar Kanunu Şerhi,C.1,S.844; YHGK'nın 28.03.2012 gün ve 19-24 esas, 243 karar sayılı ilamı)Olay tarihi ve saati bakımından, yangın olayı 19/01/2013 günü 210 nolu kümesin yumurta odasında çıkmış olup müşteki muhasebe müdürü Erdinç Pir Jandarma yangının 12:15 sıralarında Orhan Kılıç tarafından farkedildiğini, kamera kayıtlarına göre davacının ve Asiye'nin 10:30 sıralarında söz konusu depoya girdiğini, 11:15 sıraları çıktıklarını, 11:40 sıralarında kapıdan duman çıktığını, 12:15 sıraları kahya yardımcısı Orhan Kılıç'ın yangını farkedip söndürdüğünü ifade etmiştir. Davacı ..., Sulh Ceza Mahkemesi'nde sanık sıfatı ile verdiği ifadesinde Asiye ile birlikte odaya saat 10:30'da girdiğini, 11:15'te çıktığını, yangının 12:30-13:00 sıraları meydana geldiğini savunmuştur. Bu hususlar dosyadaki , dosyadaki Sulh Ceza Mahkemesi kararı ve jandarma ifade tutanakalarından anlaşılmaktadır.CD görüntüleri bakımından, Jandarma görevlilerinin yaptığı inceleme tutanağında CD kayıtları 12:25-12:32 ve 13:10-13:17 saatleri arasını kapsamaktadır. Jandarma incelemesinde yangının farkedilmesi olarak saat 13:13:50'de bir şahsın 210 nolu yumurtalık odası kapısını açıp panikleyerek yangını farkettiği belirtilmiştir.Bozma sonrasında alınan teknik bilirkişi raporunda , görüntülerdeki 2 kadından herhangi birinin davacı olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığı belirtilmiştir.Tüm bu delil durumu birlikte değerlendirildiğinde, kamera kayıtlarındaki kadının kimliği tespit edilemese de davacının ve davalının mutabık kaldıkları noktalara göre davacının 210 numaralı odadan çıkışı ile yangının çıkışı arasında 210 numaralı odaya başkasının girmediğinin sübutu halinde yangına davacının sebep olduğu anlaşılacaktır. Bu nedenle, olayın gerçekleştiği saat itibari ile kamera kayıtlarındaki saatler birbirinden farklıdır, davalı vekilinin temyizinde bunun saat güncellemesi yapılmamasından kaynaklandığı savunulmuştur. Öncelikle taraflardan ve vekillerinden sorularak bu farklılığın sebebi ve kamera kayıtlarındaki hangi saat aralığının 'davacının 210 numaralı odadan çıkışı ile yangının çıkışı' arasında geçen süreç olarak irdelenmesi gerektiği tespit edilmelidir. 'Davacının 210 numaralı odadan çıkış saati' ile 'yangının çıkış saatine' ilişkin olarak başta davacı ve davalı temsilcisinin dosyadaki beyanları ile dosyadaki diğer belgeler karşılaştırmalı olarak incelenip irdelenmeli ve 'davacının 210 numaralı odadan çıkış saati' ile 'yangının çıkış saati' net şekilde belirlenmelidir.Tanıklardan ..., olay günü 210 numaralı kısımda görevli olan kişinin izinli olması nedeni ile burdaki yumurtaları tüm işçilerin ortak olarak toplayacağını Sulh Ceza Mahkemesi ifadesinde belirtmiştir, bu nedenle davacının 210 numaralı kısımdan ayrılmasının ardından odaya kimsenin girip girmediğinin tespiti gerekmektedir.Davacının 210 numaralı odaya girip çıktığı tespit edilen saat ile yangının çıktığı /fark edildiği saat arasında odaya başka giren olup olmadığı bozma sonrası bilirkişi raporunda net şekilde açıklanmış değildir. Netice itibari ile yeniden teknik bilirkişi raporu alınarak, davacının 210 numaralı odaya girip çıktığı tespit edilen /anlaşılan saat ile yangının çıktığı /fark edildiği saat arasındaki süreçte kamera kayıtlarının kesintisiz bir şekilde mevcut olup olmadığı tespit edilmeli, mevcut ise bu saat aralığı saniye saniye incelenerek bu saat aralığında odaya başka giren olup olmadığı teknik bilirkişi raporu ile tespit edilmelidir....'in dosyası olan ...İş Mahkemesi'nin 2014/73 Esas sayılı dosyadaki 26/11/2014 havaleli bilirkişi raporunda '12:48:10-12:49:30 saatleri arasında son 3 evin bacasından kısa süreliğine duman çıktığı' şeklindeki tespit de yeni alınacak bilirkişi raporunda irdelenmelidir. İlaveten, olay akışında anlatım bütünlüğü ve denetime elverişlilik için yeni alınacak bilirkişi raporunda olayın başından sonuna kadar geçen süreç yeniden ele alarak açıklamalıdır. Davacı ile Asiye'nin Sulh Ceza Mahkemesi'nde sanık sıfatı ile verdikleri ifadeler de odada çalışan kişiler bakımından birlikte değerlendirilmelidir. Ayrıca, davalı vekili olayın başından sonuna dek kamera görüntülerinin eksiksiz bulunduğunu savunmaktadır, dosyadaki jandarma CD incelemesi ve sair bilirkişi raporları da gözetilerek, olayın başından sonuna kadar görüntülerin dosyada olup olmadığı yeni alınacak bilirkişi raporunda yeniden görüntüler üzerinden değerlendirilerek açıklanmalıdır. Diğer yandan, dosya kapsamından davacının 210 numaralı odaya kız kardeşi ile birlikte girip çıktığı yönünde bazı beyanlar olduğundan, bu durum da davacıdan sorulmalı ve dosyada buna ilişkin davacı, davalı temsilcisi ve tanık beyanları tespit edilmeli, yukardaki tespitler yapılırken görüntülerde 2 kadın veya daha farklı sayıda kadın olup olmaması hususu da teknik bilirkişi raporunda ortaya konmalıdır. Odaya davacıdan veya davacı ile birlikte kız kardeşinden başkasının girmediğinin anlaşılması halinde yangında davacının sorumluluğu bulunduğu anlaşılacağından kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi, aksi halde kabulü gerekir.Diğer taraftan davacı asil de yukardaki inceleme ve araştırmalara başlanmadan önce bizzat duruşmaya celbedilerek, yukardaki hususlar ve ayrıca görüntüler kendisine gösterilerek görüntülerdeki kişinin kendisi olup olmadığı, kendisi ise hangi kişinin kendisi olduğu sorulmalıdır. Dosyadaki evvelce verdiği gerek Ceza Mahkemesi gerek kolluk, savcılık ve benzeri ifadeleri ile bozma sonrası Mahkemede vereceği ifadesi arasında çelişki olur ise de bu çelişki kendisinden sorularak giderilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.' şeklinde bozma hükmü kurulduğu, Mahkeme’nin 2018/6 Esas sayılı dosyasına kaydı yapıldıktan sonra, Yargıtay bozma ilamı usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiş, bozma ilamına uyulduğu, Mahkeme tarafından davacı asilin isticvabı ile dosya bilirkişiye teslim edilmiş, önceki esas kapsamında alınan CD çözüm raporu ve bilirkişi D.A.dan alınan 10/09/2019 tarihli raporun birlikte değerlendirilmiş ve mahkememizce bizzat, haricen kamera kaydı incelenmiş ayrıca davacı asilin isticvap beyanı sırasında hiçbir saniyesi ilerletilmeden video kesintisiz olarak taraflarca ve asil ile birlikte video incelendiği, davacı asilin beyanı ile kamera kaydı birlikte değerlendirildiğinde, yeni alınan bilirkişi raporunda olayın başından sonuna kadar geçen süreç yeniden ele alınmış, olayın başından sonuna kadar görüntülerin dosyada olduğu, görüntülerde iki kadından başka kadın olmadığı birlikte değerlendirildiğinde, özellikle davacı asilinin beyanlarında, her ne kadar kendilerinden önce, 12:18'de sondan üçüncü kümese giren birilerinin olduğu ama kim olduklarını tam olarak hatırlayamadığını beyan etmişse de, ilgili kişilerin erkek şahıslar olabileceğini söylediği, 12:48:10 dakikasında kümesten dumanlar çıkmaya başladığı ve davacı asil ile kardeşinin saat 12:32'de 210 nolu kümesten çıkan ve kameraya doğru yürüyen kişiler olduğu konusunda, davacının 210 numaralı kısımdan ayrılmasının ardından odaya kimsenin girmediği hususunda ikrar beyanı da dikkate alındığında bu hususlarda ihtilaf kalmamıştır. Bu nedenle yangının çıktığı kümesten son çıkan kişilerin davacı ile kardeşi olduğu tespit edildiğinden kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar vermek gerektiği, fazla çalışma ücreti yönünden, davacı tanık anlatımlarından, davacının, haftanın 6 günü 07.30-16.30 saatleri arasında çalıştığı, çalıştığı, çalışmasının bazen 18.00-18.30 a kadar devam ettiği sonucu çıkarılmış, tanık beyanlarından da anlaşıldığı üzere davacının haftalık 3 fazla mesai yaptığı kabul edilmiş ve 2.600,00 TL fazla mesai alacağından %25 oranında hakkaniyet indirimi yapılması sonrasında davacının 1.950,00 TL brüt fazla mesai ücreti alacağı bulunduğu , ulusal bayram ve genel tatil ücreti yönünden, 25.04.2009-19.01.2013 tarih aralığı için, davacının tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinin yarısında çalıştığı kabul edilmiş ve 708,00 TL brüt ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağından %10 oranında hakkaniyet indirimi yapılması sonrasında davacının 637,20 TL brüt ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı bulunduğu, bu alacakların tanık anlatımlarına dayanması nedeniyle davacının izinli, raporlu ve zorunlu nedenlerle çalışamayacağı süreler nedeniyle TBK 51 ve 52 maddeleri gereğince Yargıtay içtihatlarına uygun olarak mahkememizce uygun görülen oranlarda hakkaniyet indirimi yapıldığı, yıllık izin ücreti talebi yönünden, davacının çalışma süresine göre 11 yıllık ücretli izin hakkı olup, eski yasa dönemine denk gelen 1 yıl için 12, yeni yasa dönemine denk gelen 4 yıl için 56 gün, 6 yıl için 120 gün olmak üzere toplam 188 gün yıllık izin hakkı olduğu anlaşılmış, dosyamıza sunulan yıllık izin belgelerinde davacının toplam 186 gün ücretli yıllık izin kullandığı görülmüş ve davacının kullanmadığı 2 gün yıllık izin hakkı bulunduğu sonucuna varılmış ve 2 günlük yıllık izin ücreti olmak üzere 87,00 TL brüt yıllık izin ücreti alacağı olduğu kabul edildiği, anlatılan nedenlerle, davacının kıdem ve ihbar tazminatı hak etmeyecek şekilde davalı tarafından haklı olarak iş akdinin feshedildiği, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacağının olduğu, tanık beyanına dayalı hesaplamalar nedeniyle mahkememizce uygun görülen oranlarda hakkaniyet indirimi yapılarak kısmen kabul kararı verilmesi gerektiği gerekçesi ile kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine, sair taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde taraflar tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Somut uyuşmazlıkta, eldeki Mahkeme gerekçesinde saat 12:48 te duman çıkmaya başladığı belirtilse de yangının bu saatte çıktığının sabit olduğunu kabul etmek mümkün değildir, çünkü, dosyadaki 26/11/2014 ıslak havaleli bilirkişi raporunda bu dumanın “bacadan” çıktığı belirtilmiştir. Kamera görüntülerinden bu dumanın sonradan kesildiği, bu duman görüntüsünden yaklaşık 25 dakika sonra yangının farkedildiği anlaşılmaktadır.
Davacı asılın ikinci bozma sonrası alınan beyanına ilişkin duruşma zaptında; “Ben şu anda izlediğimiz kamera kaydında davalı işyerinde olayın olduğu gün çalışırken 12:03:36 saatinde sondan ikinci kümesteydim, 12:18 geçe sondan üçüncü kümese giren kim bilemiyorum, 12:29:51 de 210 nolu kümes olan sondan üçüncü kümese giren ve çıkan iki kişi ben ve kardeşim değildir, orada ahmet ve orhan isimli iki kahya vardı onlar olabilir bir süre dördümüz beraber kümesteydik, sonra hemen onlar çıktılar , 12:32 geçe 210 nolu kümesten çıkan ve kameraya doğru yürüyen kişiler ben ve kardeşimdir dedi. Kamera kaydı 12:48:10 geçeye kadar aralıksız izlendi bu dakikaya kadar 210 nolu kümese başkaca giren çıkan olmadığı ve 12:48:10 geçe kümesten dumanlar çıkmaya başladığı görüldü. Kamera kaydı sonlandırıldı. Lüzum üzerine davacı asilden soruldu, ben sigara içmem kahyalar sigara içerdi, ben kardeşimle yazık olmasın diye yumurtaları topladım, kümesin içine koydum, ellerim boş 12:32 de çıkıp kameraya doğru yürüdüm, ben ve kardeşim hiçbirşey yakmadık, bana okuduğunuz sulh ceza mahkemesindeki tutanak doğrudur, ayrıca 19/01/2013 tarihinde kollukta vermiş olduğum ifade de doğrudur, orada da kümese girip yumurtaları toplayıp yerleştirip çıktık, herhangi bir ateş yakmadığımı orada da beyan ettim, bu durumu işyerine samimi bir şekilde anlattım inanmadılar, onca sene oranın ekmeğini yemişim dedi.Beyanı okundu imzası alındı.” yönünde beyan ve kayıtların duruşma zaptına geçtiği görülmektedir.
Dairemizin bozması sonrasında alınan 10/09/2019 düzenleme tarihli bilirkişi raporunda “..Kamera kayıtları belirgin ve açık olmadığından ilgili kümese giren çıkan şahısların kim oldukları ayrı ayrı tespit edilememiştir. Davacı asılın beyanı ile kamera kayıtlarından kümesten son çıkanların davacı ve kardeşi olduğu, davacı asıl ve kardeşi 12:32’de 210 nolu kümesten çıktıktan sonra dumanların çıkmaya başladığı, 12:48:10’a kadar kümese başka giren çıkanın bulunmadığı, ancak 12:32’den önce kümese girip çıkan şahısların bulunduğu görülmektedir. Bu şahısların kimliklerinin de kamera kayıtlarında tespiti mümkün olmamıştır…. Kamera kayıtlarının tespite elverişli ve yeterli olmadığı, yangına sebebiyet veren davranışın davacı tarafından yapıldığını ortaya koyan somut bir kaydın kamera kayıtlarından anlaşılmadığı görülmektedir” yönünde açıklamalar içermektedir.
Tüm dosya kapsamındaki tanık beyanları, ceza yargılamasındaki ifadeler, çeşitli mercilerde ve aşamalarda alınan çok sayıda bilirkişi raporları, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının yangını çıkardığının yada yangına sebebiyet verdiğinin her türlü şüpheden uzak şekilde kesin delil ile sabit olmaması karşısında kıdem tazminatına ve ihbar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13/02/2020 günü oybirliğiyle karar verildi.