T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/590
KARAR NO : 2022/758
KARAR TARİHİ : 13/06/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : ... (...)
ÜYE : ... (...)
ÜYE : ... (...)
KATİP : ... (...)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ...
NUMARASI : ... ESAS ... KARAR
DAVACI : ...
VEKİLLERİ : Av. ... -
Av. ... -
DAVALI : ...
VEKİLİ : Av. ... -
DAVA : Kooperatif Genel Kurul Kararlarının İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 13/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : ...
Mersin 2.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... esas ... karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin Yönetim Kurulu Muhasip üyesi olduğunu, 22/06/2017 tarihinde yapılan genel kurulda alınan karar ile Yönetim Kurulu Üyeliğine seçildiğini, 30/06/2017 tarihli Yönetim kurulu kararı ile Başkan ... ve Başkan Yardımcısı ... Tapu işlemleri için ... ada Parsel’deki kooperatife düşen A,B,C,D,E ve F bloklarındaki tüm bağımsız bölümleri kooperatif adına almaya, satmaya şerh koymaya, ve şerhi kaldırmaya yetkili kılınmış olduklarını, müvekkilinin kooperatif başkanı ile başkan yardımcısının aldıkları bu yetkiyi kötüye kullandıklarından şüphelendiğini, bunun üzerine Mezitli Tapu Sicil Müdürlüğü'nden kooperatif adına kayıtlı olan taşınmazların bilgilerini aldığını, Kooperatif başkanı kooperatifin mülkiyetinde olan 4 ayrı daireyi başkalarına sattığını ve satıştan elde edilen gelirleri kooperatife bildirmeyerek kendi uhdesinde tuttuğunu öğrendiğini, bunun üzerine araştırma yapan davacının yine kooperatife ait olan ve yapılan kura neticesinde üyelerden ... ... adına tescil edilmesi gereken ... Blok ... nolu daireyi önce kooperatif adına tescil ettirdiğini ve sonrada bu daireyi kendi adına tescil ettirdiğini, hak sahibi olan üye ... ... adına kaydettirilmesi gereken daireyi haksız ve usulsüz olarak zimmetine geçirdiğini, kooperatif ile müteahhi ... Yayın İletişim Turizm Mad. İnş. Taah. Müt. Yapı Malz. Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. arasına Arsa Karşılığı kat sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre her türlü vergi, emlak vergisi, resin, harç ve ruhsat harçlarının müteahhit tarafından karşılanacağının kararlaştırılmış olduğunu, müteahhit firmanın bu vergi ve harçlar için yaklaşık 600.000,00.TL tutarında parayı kooperatif başkanının gösterdiği hesaba gönderdiği halde, bu paranın gerekli işlemler için kullanılmayarak başkan ... ... tarafından kendi zimmetine geçirildiğini, müteahhit firma tarafından kooperatife ihtarname keşide edildiğini, ... ... hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davacı şirketin muhasip üyesi olarak kooperatif defter ve kayıtlarını incelemek istediğini fakat başkan ve başkan yardımcısı tarafından kayıtları davacıya göstermediklerini, bazı üyeler kooperatiften ihraç edildiği halde, ihraç edilen üyelere ödemelerinin iade edilmediğini belirttiğini, kooperatifi temsil eden imza yetkilerinin tedbiren durdurulmasını, kooperatif adına kayıtlı taşınmazların Başkan ... ... adına tescil ettirilmiş olma ihtimaline karşı başkan adına kayıtlı taşınmazların kaydına tebri şerhi konulmasını, 22/06/2017 tarih ve 333 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile 30/06/2017 tarih ve 335 sayılı Yönetim Kurulu Kararının iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, davacı davasında kooperatif yönetim kurulunun almış olduğu 22/06/2017 tarih ve 333 sayılı ve 30/06/2017 tarih ve 335 sayılı kararlarının iptalini istemiş olduğunu, davacının ortaklık hakkı ya da başka bir kişisel hakkı ile ilgili bulunmadığını, davaya konu edilen kararların altında davacının imzasının da bulunduğunu, kendi imzasının bulunduğu bu kararların iptalini istemisinin çelişki olduğunu, davacı tarafın 4 adet kooperatif dairesinin satılarak satış bedellerinin kooperatif başkanı ... ...'in uhdesinde olduğu iddiasının doğru olmadığını, bu dairelerin kooperatifin yapmış olduğu tapu devirlerinin tamamının kooperatif inşaatının yüklenicisi olan ... ... Yayın İletişim Turizm Madencilik İnşaat Taah. Müt. Yapı. Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti'nin hakedişlerine istinaden yüklenici şirkete ve onun muvafakat ettiği kişileri yapılan tapu devirleri olduğunu, kooperatif ile yüklenici firma ... ... Yayın İletişim Turizm Madencilik İnşaat Taah. Müt. Yapı. Malz. San ve Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlenen iş sözleşmesine istinaden yüklenici firma tarafından kooperatifin vergi, sigorta ve sair borçlarında kullanılmak üzere kooperatif başkanının hesabına 600.000,00.TL yatırıldığını, ancak bu paranın kooperatif işlerinde kullanılmadığı ve kooperatif başkanı ... ...'in zimmetinde bulunduğu yolundaki davacı iddiasının doğru olmadığını, davanın hukuki dayanaktan yoksun, haksız mesnetsiz olması nedeniyle reddine karar verilmesine talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; ' davacı taraf, yöneticilerin görev suçu işledikleri iddiası ile kararların iptali gerektiğinin ileri sürmüş ise de mahkememizde açılan davanın niteliğine göre kararların kooperatifler kanunu ve ana sözleşme hükümlerine uygunluğuna göre değerlendirme yapılması gerekip, yönetim kurulu üyelerinin alınan bu kararların uygulanması sırasında suç teşkil eden eylemleri olup olmadığı hususu davanın esası ile ilgili olmadığından, yöneticilerin görevlerini yaparken yasa dışı eylem yaptıkları ve suç sayılan fiillerin olduğu iddiası ayrı bir davanın ceza ve soruşturmasının konusunu teşkil edebilirse de mahkememizdeki davanın esasına etkili olmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine' şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; dava dilekçesinde 333 ve 335 sayılı Yönetim Kurulu kararlarına dayanarak, kooperatif başkanı ve başkan yardımcılarının eylemlerinin araştırılmadığını, bilirkişi bu suçların işlenip işlenmediğini araştırması gerekirken ilgisiz dava konusu ile bağlantısı olmayan kendi isteği konuları araştırıp rapor hazırlandığından bilirkişi raporunun geçersiz olduğunu, 333 ve 335 sayılı kararlara dayanarak dava dilekçesinde arz edilen suçlar işlendiğini, bu suçların mevcut olup olmadığının araştırılıp, savcılığa suç duyurusunda bulunulması gerektiğini, gerekçeli kararın yetersiz olduğunu ve hak ihlali olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, kooperatif yönetim kurulu kararının iptali talebine ilişkindir.
Davacı tarafından, davalı kooperatifin Yönetim Kurulu muhasip üyesi olduğu,iptali istenen 22/06/2017 tarihli, 333 nolu yönetim kurulu kararı ile başkan ... ..., ikinci başkan ... ... ve kendisinden oluşan kurul üyelerinden herhangi ikisinin müşterek imzası ile kooperatifin temsil ilzam edilmesine karar verildiği, iptali istenen 30/06/2017 tarihli, 335 nolu Yönetim Kurulu Kararında ise, başkan ... ... ve başkan yardımcısı ... ...'ın, ... ada ... parselde, kooperatife düşen A,B,C,D,E ve F bloklarındaki tüm bağımsız bölümleri kooperatif adına almaya, satmaya şerh koymaya, ve şerhi kaldırmaya yetkili kılındıkları, ancak, başkan ve yardımcısının aldıkları bu yetkiyi kötüye kullanarak, kooperatife ait 4 taşınmazı başkalarına satıp, gelirini uhdelerinde tuttukları,bir taşınmazı ise adlarına tescil ettirdikleri, kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılan müteahhit firmanın vergi ve harçlar için gönderdiği 600.000,00.TL'nın başkan ... ... tarafından zimmetine geçirildiği, bu nedenle suç duyurusunda bulunulduğu, kooperatif defter ve kayıtlarının incelenmesine izin verilmediği, ihraç edilen üyelere ödemelerinin iade edilmediği iddia edilerek, 22/06/2017 tarih ve 333 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile 30/06/2017 tarih ve 335 sayılı Yönetim Kurulu Kararının iptaline karar verilmesi talep edilmiş, davalı ise, iptali istenen iki yönetim kurulu kararının da kooperatif işlerinin yürütülmesine ilişkin olduğunu, davacının ortaklık hakkı ya da başka bir kişisel hakkı ile ilgili bulunmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, davaya konu edilen kararların altında davacının imzasının da bulunduğunu, iddiaların yersiz olup, kooperatif yöneticilerinin hukuki sorumluluğuna ilişkin davanın kooperatif genel kurulunda alınacak karara istinaden kooperatif denetleme kurulu tarafından açılması gerektiğini savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK'nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamından, 22/06/2017 tarih ve 333 sayılı Yönetim Kurulu kararında 'Davalı kooperatif yönetim kurulu üyelerinin kooperatifin tüm resmi ve hususi daireler hakiki ve hükmi şahıslar ve bankalardan kredi kullanmaya, teminat almaya, para çekmeye ve yatırmaya tapuda yapılacak alım-satım ,devir, terkin, koyma/kaldırma, maliye, noter ve bir cümle şahıslar nezdinde yönetim kurulundan herhangi ikisine müşterek imzayla kooperatifi temsil ve ilzam hususunda yetki verildiği', 30/06/02017 tarihli ve 335 sayılı kararda da ' kooperatifin yapmış olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden ... ada ... parseldeki kooperatife düşen A,B,C,D,E.F bloklardaki tüm bağımsız bölümlerin kooperatif adına tapudaki 2017 yılı emlak beyan değerinden az olmamak üzere almaya, satmaya, şerh koymaya, şerh kaldırmaya ve tüm idari işleri yapmaya kooperatif başkanı ... ... ile Başkan yardımcısı ... ...'nın yetkilendirilmesine karar verildiği' anlaşılmıştır.
Dava konusu kooperatifin Ana Sözleşmesinin 33. Maddesinde kooperatif yönetim kurulunun görev ve yetkileri sıralanmıştır, bu maddelere bakıldığında ortakların menfaatlerine olarak arazi alıp satmak, borç para almak, kooperatifin ortaklarından alınan sermayelerle, temin edilen kredileri bir araya getirdikten sonra işi bir müteahhite vererek inşaata başlatma, meydana gelen binaları isteklerine göre ad çekmek suretiyle ortaklara dağıtmak ve kooperatifi 3. şahıslara ve kredi veren kuruluşlara olan borçlarını ortaklara aktararak onların anılan kuruluşlara ayrı ayrı borçlanmalarını sağlamak, yapılacak binaların ve kamu tesislerinin projelerini, programlarını ve gereken her türlü vesaiki ibraz etmek, kooperatifi resmi dairelerde, mahkemelerde ve 3. şahsa karşı temsil etmek, ibra etmek, dava açmak, sulh olmak veya davadan vazgeçmek, genel kuruldan karar almak şartı ile kooperatiflerin taşınır mal ve taşınmaz mallarını satmak, rehin koymak, yetkililerinin yönetim kuruluna verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay 23. HD.nin 18.02.2013 tarih, 2013/781 E., 2013/883 K. sayılı ilamı ve benzer ilamlarında da belirtildiği üzere kural olarak, yönetim kurulu kararları doğrudan dava edilemezler. Yönetim kurulu kararlarının iptali ortağın bizzat kişisel haklarını etkilemesi, ilgili kişi zararına sonuçlar doğurması halinde doğrudan dava konusu edilebilir. Ortağın itirazı üzerine genel kurulda alınacak kararın, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53.maddesi uyarınca ortaklar tarafından dava edilmesi mümkündür.
Somut olayda, iptali istenen 22/06/2017 tarihli, 333 nolu ve 30/06/2017 tarihli 335 nolu yönetim kurulu kararlarının, kanun ve Ana Sözleşme hükümlerine aykırılık teşkil eden hükümler içermediği, kooperatif genel kurulu kararı ile verilen yetkilere dayanılarak işlem yapıldığı, her iki toplantıda alınan kararların, yönetim kurulunun görevlerini düzenleyen Kooperatifler Kanunu'nun 59. maddesine aykırı olmadığı, yönetim kurulu üyelerinin, alınan kararların uygulanması sırasında suç teşkil eden eylemlerinin olması halinde ise, bu hususun ceza veya sorumluluk davalarına konu olabileceği, ayrıca, davacı tarafından, 30/06/2017 tarihli, 335 nolu Yönetim Kurulu kararındaki imzanın kendisine ait olmadığı iddia edilmiş ise de, Kooperatif Ana Sözleşmesinin 32. maddesine uygun olarak, tutanakta imzası bulunan diğer iki üyenin katılımı ve onayının ana sözleşmede öngörülen çoğunluğu sağladığı, tüm bu nedenlerle, ilk derece mahkemesince, iptali talep edilen kooperatif yönetim kurulu kararlarında, davacının kişisel haklarını etkileyen, yasaya ve Ana Sözleşmeye aykırılık taşıyan bir unsur bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen sebeplerle, ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin ise yerinde olmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL maktu istinaf karar harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK'nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK'nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK'nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-HMK'nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından YAPILMASINA,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 7036 sayılı Kanunun 7'nci maddesi yollamasıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361'inci maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 13/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
...
Başkan
...
...
Üye
...
...
Üye
...
...
Katip
...