3. Ceza Dairesi 2021/7957 E. , 2021/9497 K.
İNCELENEN KARARIN;
İtiraz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
İtiraz Yazısının Tarihi : 01.07.2021
İtiraz Edilen Daire Kararı :Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 21.10.2009 gün ve ... sayılı kararı
İtirazla İlgili Mahkeme Kararı
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. maddesi ile görevli) 30.05.2008 tarih ve 2008/60-2008/237 sayılı kararı
İtirazla İlgili Hüküm : 765 sayılı TCK’nın 146/1, 59/1, 31, 33, 40 maddeleri uyarınca mahkumiyet kararı
Suç : Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A) İTİRAZ KONUSU:
... Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının 27/02/2003 gün 1993/4150 hazırlık, 2003/146 esas, 2003/146 numaralı iddianamesiyle, yasa dışı Hizbullah terör örgütü üyesi olmak ve örgüt adına satırla yaralama eylemine katılmak suçunu işlediği iddiası ile mülga 765 sayılı TCK'nın 146/1 maddesi uyarınca cezalandırılması istemi ile ... (Kapatılan) 6. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. madde ile görevli) nin 2004/450 esasına kayden açılan davanın hukuki ve fiili irtibat nedeniyle aynı mahkemenin 2004/370 esası ile birleştirilerek 765 sayılı TCK'nın 146/1 maddesinin tatbiki sureti ile cezalandırılmasına yönelik Cumhuriyet savcısınca mütalaa sunulduğu anlaşılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda; 09.03.2007 tarih, 2004/370 esas 2007/77 karar sayılı ilam ile 5237 sayılı TCK'nun 314/2, 3713 sayılı TMK'nın 5 ve 5327 sayılı TCK'nın 62/2, 53/1-3, 58/9, 63/1 maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile
cezalandırılmasına dair verilen kararın sanık müdafii ve eylemin vehamet arz eden eylem olduğu bu nedenle 765 sayılı TCK'nın 146/1 maddesinin uygulanmasını gerektiğini belirten Cumhuriyet savcısınca temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının sanığa atılı eylemin adam öldürmeye teşebbüs niteliğinde vahim olarak kabulünde zorunluluk bulunduğu gözetilmediğinden bozulmasına dair tebliğname düzenlendiği dosya kapsamında yapılan temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay 9.Ceza Dairesinin 05.12.2007 tarih 2007/9834 esas 2007/9091 karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilen hükmün yeniden yargılanması neticesinde oyçokluğu ile 30.05.2008 tarih, 2008/60 esas 2008/237 karar sayılı ilam ile mülga 765 TCK'nın 146/1, 59/1, 31, 33 ve 40. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına dair verilen kararın sanık müdafiince temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kararın onamasına dair tebliğname düzenlendiği dosya kapsamında yapılan temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 21.10.2009 tarih 2009/11137 esas 2009/10468 karar sayılı ilamı ile kesinleşen hükümlü ... hakkındaki onama kararının, hükümlü vekilinin olağanüstü itiraz kanun yoluna tevessül edilmesi talebi yerinde görülerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.07.2021 tarihli yazısı ile yeniden incelenerek CMUK 321 maddesi uyarınca bozulmasına, talebin uygun bulunmaması durumunda itirazın değerlendirilmesi için dava evrakının Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi talep edilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 21.10.2009 tarih 2009/11137 esas 2009/10468 Karar sayılı ilamına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.07.2021 tarihli yazısı ile;
I--Sanık ..., nihai amacı dini esasları dayalı devlet kurmak olan Hizbullah terör örgütü üyesi olduğu, örgüt içerisinde ...ismi ile tanındığı mensubu bulunduğu örgüt adına 29.09.2003 günü ... ili ... üzerinde Özgür Gündem gazetesi satan ... isimli şahsın satır ile yaralanma eylemine koruma olarak katıldığı iddiası ile 765 TCK'nın 146/1. maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle 27.02.2003 tarihinde hakkında kamu davası açıldığı,
II--... 6. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. maddesi ile görevli), 09.03.2007 gün, 2004/370 Esas - 2007/77 Karar sayılı kararıyla; 'Mağdur Abdulkadır Altan'ın yaralanması eylemine koruma olarak katılmaktan ibaret olan tek bir eylem nedeniyle TCK'nın 146. maddesi uyarınca mahkumiyeti talep edildiğinden eylemin vahim nitelikte olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Mağdur beyanları, sanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre eylemi gerçekleştiren sanıklar ile mağdur arasında öldürmeyi gerektirecek nitelik ve yoğunlukta kişisel bir husumetin bulunmadığı, Hizbullah terör örgütü mensubu olan sanıkların PKK terör örgütü lehine yayın yaptığı düşünülen Özgür Gündem gazetesinin satışının engellenmesi amacıyla eylemi gerçekleştirdikleri, eylem sırasında Hizbullah terör örgütünce cinayet
eylemlerinde kullanıldığı bilinen tabancanın kullanılmayışı, daha öldürücü darbeler vurma vurma imkanı varken bunun tercih edilmeyişi, mağdura vurduktan sonra imkan varken takip edilmeyerek eyleme devam edilmeyip mağdura ait gazetelerin parçalanmasıyla yetinilmesi, mağdurun raporunun niteliği göz önüne alındığında eylemin öldürme kastıyla değil yaralama kastıyla gerçekleştirildiği, eylemin bu haliyle vehamet arzetmediği, dolayısıyla 765 TCK'nın 146/1. maddesini değil, örgüt üyeliği suçu olan 168/2, 456/2, 457/1 suçlarını oluşturacağı, suç tarihi itibariyle yaralama suçu yönünden TCK'nın 102/4 maddesi gözönüne alınarak ayrıca karar verme imkanının bulunmadığı,' belirtilerek ve 5237 sayılı TCK'nın uyarınca da değerlendirme yapılarak, lehine hüküm ihtiva eden 5237 sayılı TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi, TCK'nın 62, 53, 63, maddeleri ile uyarınca sanık ... hakkında 7 yıl 6 ay hapis cezasına hükmedildiği,
III--O Yer Cumhuriyet savcısının sanık aleyhine temyiz talebi ve sanık müdafiinin temyiz talebi üzerine, Yargıtay 9. Ceza Dairesi 05.12.2007 gün, 2007/9834 Esas, 2007/9091 Karar sayılı ilamıyla; 'Sanık ... yönünden; şikayetçi ...'a ait adli raporların içeriği, suçun işleniş biçimi ve tüm dosya kapsamı ile sanığın katıldığı eylemin niteliği itibariyle adam öldürmeye tam teşebbüs suçunu oluşturduğu, hukuki durumunun suç tarihinde yürürlükte bulunun 765 TCK'nın 146/1 ve suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 309/1, maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, kanuna aykırı olduğundan hükmün BOZULMASI' şeklinde karar verildiği,
IV--... 6. Ağır Ceza Mahkemesi(CMK 250. maddesi ile görevli), 30/05/2008 gün, 2008/60 Esas - 2008/237 Karar sayılı kararıyla;
' Sanık ... hakkında:
Yapılan yargılama, toplanan tüm delillerle göre sanık ...’in nihai amacı dini esaslara dayalı bir devlet kurmak olan yasadışı Hizbullah terör örgütü üyesi olduğu, örgüt içinde Musab ismiyle tanındığı, 29.09.1993 günü saat 09.00 sıralarında ... ili Gazi Caddesi Mualla Sokakta Özgür Gündem gazetesi satması nedeni ile mağdur ...’ın örgüt adına satırla yaralanması eylemine katıldığı, eylem talimatını İbrahim Halil Sarıağaç isimli örgüt mensubunun verdiği, sanık ... isimli örgüt mensubunun eylem sırasında gözcülük yaptığı, sanığın eylem sırasında olay yerinde koruma görevi yaptığı, eylem sonucunda mağdurun Adli Tıp Kurumu raporunda belirtildiği üzere hayati tehlike geçirecek 25 gün mutad iştigalinden kalacak şekilde yaralandığı, sanığın örgütle organik bağının bulunduğu, her ne kadar sanık savunmasında örgütle ilgisinin olmadığını atılı suçu işlemediğini ifade etmiş ise de, Cilt3 Dz 31 Sanık ...’nın eylemden ”Özgür Gündem’...Kadir’i ben, Hakkı ve Mus’ab satırladık” şeklinde bahseden özgeçmiş raporu, mağdurun eylemin 3 kişi tarafından gerçekleştirildiğini belirten beyanı, eylem evrakı, bu evrakla uyumlu sanık ...’nın yer gösterme tutanağı, sanık ...’nın sanıktan bahseden kolluk, savcılık mahkeme
beyanları, sanık ...’nın Cilt3 Dz 442-450 deki ek ifadesi ve teşhis tutanakları, 09.06.2005 tarihli celsede Sanık ...’nın beyanlarında Müsab Sain olarak geçen şahsın “...” olduğuna ilişkin teşhis beyanı, ... 3.DGM’nin 2001/241 esas 2002/104 karar sayılı 4616 sayılı yasa uyarınca erteleme kararı gözüne alındığında sanığın savunmasının kendisini cezadan kurtarmaya yönelik olup itibar edilemeyeceği, mağdur Abdülkadir Altan’ın adli raporlarının içeriği, suçun işleniş biçimi, sanığın katıldığı eylemin niteliği göz önüne alındığında eylemin vahim nitelikte olduğu anlaşılmıştır.
Sanığın katıldığı kabul edilen eylem dikkate alındığında sanık ...’in amacı teokratik esaslara dayalı bir devlet kurmak olan Hizbullah terör örgütü bünyesinde militan olarak yer aldığı, amaç suçun gerçekleşmesine hizmet edecek nitelik ve vahamette sonuçların oluşmasını hedefleyen tarzda hazırlanan ve uygulanan silahlı ve yaralama ile sonuçlanan eyleme koruma olarak katıldığı, bu şekilde vahim nitelikteki eylem sonuçlarının oluşmasına doğrudan katkı sağladığı ve TCK'nın 146/1 maddesinde yaptırıma bağlanan suçu işlediği kanaatine ulaşılmıştır.' denildiği,
5237 sayılı TCK'nın uyarınca da değerlendirme yapıldığı, sonuç olarak' Sanık ...’in üzerine atılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının tamamını yada bir kısmını tağyir, tebdil ve ilgaya teşebbüs suçunu işlediği ve lehine olan 765 sayılı TCK’nın 146/1 maddesi gereğince cezalandırılması gerektiği kanaatine varılmıştır.' denilmek suretiyle oy çokluğuyla, 765 TCK'nın 146/1, 59/1, 31, 33, 40 maddeleri uyarınca Müebbet hapis cezasına hükmedildiği,
-Anılan kararda ki karşı oy:
'Sanık ... yönünden;
Sanık hakkında mağdur ...’ın yaralanması eylemine koruma olarak katılmaktan ibaret olan tek bir eylem nedeniyle TCK'nın 146 maddesi uyarınca cezalandırılması talep edildiğinden eylemin vahim nitelikte olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Mağdur beyanları, sanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre eylemi gerçekleştiren sanıklar ile mağdur arasında öldürmeyi gerektirecek nitelik ve yoğunlukta kişisel bir husumetin bulunmadığı, Hizbullah terör örgütü mensubu olan sanıkların PKK terör örgütü lehine yayın yaptığı düşünülen Özgür Gündem gazetesinin satışının engellenmesi amacıyla eylemi gerçekleştirdikleri, eylem sırasında Hizbullah terör örgütünce cinayet eylemlerinde kullanıldığı bilinen tabancanın kullanılmayışı, daha öldürücü darbeler vurma imkanı varken bunun tercih edilmeyişi,mağdura vurduktan sonra imkan varken takip edilmeyerek eyleme devam edilmeyip, mağdura ait gazetelerin parçalanmasıyla yetinilmesi, mağdurun raporunun niteliği göz önüne alındığında eylemin öldürme kastıyla değil yaralama kastıyla gerçekleştirildiği, eylemin bu haliyle vahamet arzetmediği, dolayısıyla 765 sayılı TCK’nın 146/1 maddesinde belirtilen suçu değil örgüt üyeliği suçunu oluşturacaktır.' şeklinde olduğu.
V-Yargıtay 9. Ceza Dairesi 21.10.2009 gün,... Karar sayılı ilamyla;'Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların mensubu bulunduğu silahlı çete niteliğindeki örgütün Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasasını zorla değiştirip, yerine (dini esaslara) dayalı bir sistem getirmek şeklindeki amacına yönelik olarak vahamet arz eden olaylara fiilen katıldıklarının sübutu kabul ve eylemin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ile ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya nazaran verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanıklar müdafilerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, re'sen de temyize tabi olan hükmün ONANMASINA' şeklinde karar verildiği,
VI-Dosyanın ve somut olayın daha iyi anlaşılabilmesi için aşağıdaki hususların belirtilmesinde fayda bulunmakla;
-Diğer sanık ...;
Dosyadaki mevcut yer gösterme tutanağında;' Sabah saat:07.00 sıralarında şu an bulunduğumuz sokakta 4 nolu binanın önünde, Özgür Gündem gazetesi satan ... isimli şahşın satırla yaralanması eylemini, İbrahim Sarıağaç isimli şahış gerçekleştirmemizi söyledi, satırları bu hizbullah örgütü mensubundan aldı. İbrahim eylem yerine gelmedi, eylem yerine benimle birlikte, Hakkı Aslan ve ...Sain isimli örgüt mensupları geldiler, bende ve Hakkı da satır vardı, Musap'ta yoktu. Olay yerinde hep birlikte Abdulkadir isimli şahsı beklemeye başladık, şu an bulunduğumuz sokakta elimdeki Özgür Gündem gazeteleriyle birlikte girince Hakkı elindeki satırla arkadan mağdurun kafa, boyun bölgesine 4-5 kere vurdu, ayrıca kollarına ve sırtına vurdu, ben de Musapla birlikte mağdurun elindeki gazetelerini alarak parçaladım, Ben ve ... mağdura satırla vurmadık, ben gözcülük görevi yaptım, ...koruma görevi yaptı. Eylemden sonra hep birlikte şu an bulunduğumuz sokak üzerinden doğu istikametine doğru koşarak kaçtık, bu eylemdeki amaç mağduru öldürmek değil, yaralamaktı,' dediği,
-Müşteki ...;
a) 29.09.1993 saat:10.00 da SSK Hastanesinde verdiği ifadesinde, '29.09.1993 günü saat:09.00 sularında gazete satmak için Kanat Kahvehanesine girdim çıktığımda, arkadan bir şahış satırla kafama vurdu, beni kafamdan, elimden, kulağımdan, yaraladı, beni satırla yaralayanlar üç kişi idi,.. Beni vurduktan sonra ara sokaklara kaçtılar, beni amcam alarak hastaneye getirdi.'dediği,
b)... 3 Nolu DGM Başkanlığı, 2003/45 Esas, 22.04.2004 tarihli Celse beyanında; '..benim yaralanma hadisem ...'nın yer gösterme tatbikatında anlattığı şekilde oldu, tatbikatı ben de bir kenarda normal vatandaş olarak izledim,' dediği,
-Tanık Şeyhmus Aslan;
... 3 Nolu DGM Başkanlığı, 2003/45 Esas, 23/10/2003 tarihli Celsede; 'Kanat isimli Kahvede garson olarak çalışıyordum, sabah müşterilere çay servisi yaptığım sırada dışarıdan bir bağırma sesi duydum, akabinde eli kanlı bir şahıs kıraathaneden ön kapıdan girdi, arka kapıdan kaçarak çıktı.'dediği,
-Tanık Hüseyin Kanat;
... 3 Nolu DGM Başkanlığı, 2003/45 Esas, 23/10/2003 tarihli Celsede;
'Berberim, içeride traş yapıyordum, dışarıda kalabalığın toplandığını gördüm, çıkıp baktığımda, kanlı bir şahsın kahveye girdiğini gördüm, daha sonrada arka kapıdan çıkıp gitti, nasıl yaralandığını görmedim, yaralayan şahsı da görmedim.' dediği,
-Mağdur ... ile ilgili,
a)... Devlet Hastanesi 29.09.1993 tarih ve 6807 sayılı raporda;
'Hastane girişinin saat:08.40 olduğu, genel durum orta, şuur açık, kafa occipital bölgede fraktür, ön kol kemiği(radius) orta kısmında fraktür, ulnaris patalojisi tespit edildiği, hayati tehlikesi bulunduğu, SSK'lı olduğu için SSK hastanesine sevk edildiğinin' belirtildiği,
b)10.09.2003 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ... Şube Müdürlüğü raporunda,
'... SSK Hastanesi 14.10.1993 tarih ve 1441 sayılı hasta müşahade evraklarında sağ ulna(ön kol) diafiz kırığı ile sağ N.ulnaris kesisi tanısı ile yatışı yapılan hasta opere edilerek, açık reduksiyon osteosentez ile sinir tamiri uygulandığı, çekilmiş olan grafilerinde ulnada vidalı plak ile opere edilmiş fraktür bulunduğu tespit edildiği, sonuç olarak; Anılan yaralanmanın şahsın hayatını tehlikeye maruz kıldığı, 25(yirmibeş) gün mutad iştigaline engel teşkil edeceğinin,' belirtilmiş olduğu,
c)Dosyada mevcut hasta tabelasından, Abdulkadır Altan'ın Hastaneden çıkış yaptığı tarihin suç tarihinin ertesi günü, 30.09.1993 olduğu,
--Diğer sanık ..., 1 nolu klasördeki, 02.05.1995 tarihli beyanında; '....kabul etmemle birlikte oluşturulan askeri birim ise şu şekilde oluşmuştur, 1-Ahmet(K) İbrahim Halil Sarıağaç, 2-Halil (K) Hanifi Akboğa ve bendim' deyip 09/10/1993 ve 25/10/1993 tarihli başkaca işledikleri olayları anlattığı, anılan beyanda, sanık ...'in adının geçmediğinin anlaşıldığı,
İTİRAZ NEDENLERİ İLE SONUÇ VE İSTEM :
--Yargıtay 9. Ceza Dairesi 05/12/2007 gün, 2007/9834 Esas, 2007/9091 Karar sayılı ilamıyla; 'Sanığın katıldığı eylem niteliği itibariyle adam öldürmeye tam teşebbüs suçunu oluşturduğu, hukuki durumunun suç tarihinde yürürlükte bulunun 765 TCK'nın 146/1. maddesi ...kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, kanuna aykırı olduğundan hükmün BOZULMASI,' şeklinde karar verildikten sonra,
--... 6. Ağır Ceza Mahkemesi(CMK 250. maddesi ile görevli), 30.05.2008 gün, 2008/60 Esas, 2008/237 Karar sayılı kararıyla;
'Sanığın katıldığı kabul edilen eylem dikkate alındığında sanık ...’in amacı teokratik esaslara dayalı bir devlet kurmak olan Hizbullah terör örgütü bünyesinde militan olarak yer aldığı, amaç suçun gerçekleşmesine hizmet edecek nitelik ve vahamette sonuçların oluşmasını hedefleyen tarzda hazırlanan ve uygulanan silahlı ve yaralama ile sonuçlanan eyleme koruma olarak katıldığı, bu şekilde vahim nitelikteki eylem sonuçlarının oluşmasına doğrudan katkı sağladığı
ve TCK'nın 146/1 maddesinde yaptırıma bağlanan suçu işlediği kanaatine ulaşılmıştır.' denilmek suretiyle oy çokluğuyla hakkında mahkumiyet hükmü kurulduğunun anlaşılması karşısında;
a)Belirtilen ilk derece Mahkemesi gerekçeli kararında, sanık hakkındaki suça konu eylemin, Bozma ilamında belirtildiği haliyle, adam öldürmeye teşebbüs suçu kapsamında olup olmadığı yönünde bir kabülün bulunmadığı, tereddüte mahal kalmayacak şekilde anılan hususun karar yerinde tartışılıp değerlendirilmeği,
b)Anılan suça konu eylem, nitelikli kasten yaralama suçu kapsamında olduğunun kabulü halinde, sanığın mensubu bulunduğu silahlı çete niteliğindeki örgütün, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasasını zorla değiştirip, yerine dini esaslara dayalı bir sistem getirmek şeklindeki amacına yönelik olarak vehamet arz eden eylem kapsamında olup olmadığı, kül halinde suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nın 146/1. maddesinde tanımlanan suçu oluşturup oluşturmadığının karar yerinde tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerektiği,
Kabule Göre de;
Sanık ..., nihai amacı dini esasları dayalı devlet kurmak olan Hizbullah terör örgütü üyesi olduğu, örgüt içerisinde ...ismi ile tanındığı mensubu bulunduğu örgüt adına 29.09.2003 günü ... ili ... üzerinde Özgür Gündem gazetesi satan ... isimli şahsı satır ile yaralama eylemine koruma olarak katıldığının, sabit olmasına karşın,
Öncelikle suça konu eylemin adam öldürmeye teşebbüs suçunu mu, nitelikli kasten yaralama suçunu mu oluşturduğu ve netice olarak da suça konu eylemin sanığın mensubu bulunduğu silahlı çete niteliğindeki örgütün, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasasını zorla değiştirip, yerine dini esaslara dayalı bir sistem getirmek şeklindeki amacına yönelik olarak vehamet arz eden 765 TCK'nın 146/1 maddesi kapsamında eylem kapsamında olup olmadığının belirlenmesi gerektiği,
Hizbullah terör örgütü mensubu olan sanığın PKK terör örgütü lehine yayın yaptığı düşünülen Özgür Gündem gazetesinin satışının engellenmesi amacıyla eyleme katıldığı, eylem sırasında Hizbullah terör örgütünce cinayet eylemlerinde kullanıldığı bilinen tabancanın kullanılmayışı, daha öldürücü darbeler vurma imkanı varken bunun tercih edilmeyişi, mağdurun 16-17 yaşında olmasına karşın sanıkların yirmili yaşlarda ve üç kişi oluşu, sanığın suçun işlenmesindeki işbölümü içerisinde, kendisinde satır bulunmadan, koruma görevini yapmış olması, mağdura vurulduktan sonra imkan varken sanıklarca takip edilmeyerek eyleme devam edilmeyip, mağdura ait gazetelerin parçalanmasıyla yetinilmesi ve mağdurun raporunun niteliği göz önüne alındığında eylemin öldürme kastıyla değil yaralama kastıyla gerçekleştirildiği ve eylemin bu haliyle vahamet arzetmediği, sanık hakkında mağdur ...’ın yaralanması eylemine koruma olarak katılmaktan ibaret olan tek bir eylem nedeniyle 765 sayılı TCK’nın 146/1 maddesinde belirtilen suçu değil, örgüt üyeliği suçunu oluşturacağının kabulüyle karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi nedeniyle,
Sanık ... yönüyle, Hükmün CMUK’un 321 nci maddesi uyarınca BOZULMASINA, karar verilmesi itiraz kabul edilmediği taktirde dosyanın itiraz incemesi yapılmak üzere Yüksek Ceza Genel Kurulu Başkanlığına tevdii itirazen arz ve talep olunur. ' şeklindeki gerekçe ile itiraz isteminde bulunulmuştur.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İtiraz yazısı ve ekindeki dosya incelendiğinde; dosya kapsamına göre mağdur ...'a karşı 29.09.1993 günü yapılan eyleme sanığın katılması, 10.09.2003 tarihli adli tıp raporu içeriğine göre hayati tehlike geçirecek ve 25 gün mutad iştigaline engel olacak şekilde yaralanması, suçta kullanılan silahın niteliği ve sanık ...'nın ifadelerine ve adli tıp raporuna göre darbelerin yöneldiği vücut bölgelerinin öldürücü mahiyette bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde eylemin kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturacağı cihetle vahamet arz eden eylem olması gözeterek 765 sayılı (mülga) TCK'nın 146/1 maddesi gereğince mahkumiyet kararı verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
KARAR:
Tüm bu açıklamalar karşısında; itirazın yerinde olmadığı ve kararın düzeltilmesini gerektiren bir neden bulunmadığı ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesi yerinde olacağı anlaşılmakla, dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.