4. Ceza Dairesi 2018/8439 E. , 2019/2105 K.
Tehdit, silahla basit yaralama ve hakaret suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/01/2018 tarihli ve 2017/84385 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına dair mercii Adana 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 09/07/2018 tarihli ve 2018/4556 Değişik İş sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 07/12/2018 gün ve 94660652-105-01-12427-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/12/2018 gün ve 2018/100580 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, soruşturmaya konu olayın köy kahvesinde gerçekleştiği, olayın tanıklarının ifadesinin alınmadığı ve sadece müşteki-şüphelilerin ifadeleriyle yetinildiği, eksik soruşturma yapıldığı gerekçesiyle şüpheli ... hakkında silahla basit yaralama, tehdit ve hakaret suçu yönünden ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına karar verilmiş ise de;
1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'un 71. maddesi ile değişik 173/3. maddesinde yer alan, “Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder...” şeklindeki düzenleme karşısında, Sulh Ceza Hâkimliğince soruşturmanın genişletilmesi kararı verilmesi ve Cumhuriyet savcılığınca söz konusu bu hususlarla ilgili eksiklikler giderildikten sonra şüpheliler hakkında itirazla ilgili bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü ile ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesinde,
2- 21/09/2017 tarihinde gerçekleşen olay nedeniyle şüphelilerin birbirlerinden şikâyetçi oldukları, yürütülen soruşturma sırasında, şüpheli ... ve şüpheli ...'nin 25/09/2017 tarihli kolluk tarafından alınan ifadelerinde şikâyetçi olmadıklarını beyan etmeleri üzerine, şüphelilerin üzerilerine atılı hakaret suçundan şikâyetlerinden vazgeçmeleri nedeniyle Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca 05/01/2018 tarihli ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 131. maddesi uyarınca, şüpheli ...'nin üzerine atılı hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikâyete tâbi olduğu cihetle, hakaret suçu yönünden itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde,
isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit, silahla basit yaralama ve hakaret suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/01/2018 tarihli ve 2017/84385 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına dair mercii Adana 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 09/07/2018 tarihli ve 2018/4556 Değişik İş sayılı kararının,
1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'un 71. maddesi ile değişik 173/3. maddesinde yer alan, “Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder...” şeklindeki düzenleme karşısında, Sulh Ceza Hâkimliğince soruşturmanın genişletilmesi kararı verilmesi ve Cumhuriyet savcılığınca söz konusu bu hususlarla ilgili eksiklikler giderildikten sonra şüpheliler hakkında itirazla ilgili bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü ile ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesinde,
2- 21/09/2017 tarihinde gerçekleşen olay nedeniyle şüphelilerin birbirlerinden şikâyetçi oldukları, yürütülen soruşturma sırasında, şüpheli ... ve şüpheli ...'nin 25/09/2017 tarihli kolluk tarafından alınan ifadelerinde şikâyetçi olmadıklarını beyan etmeleri üzerine, şüphelilerin üzerilerine atılı hakaret suçundan şikâyetlerinden vazgeçmeleri nedeniyle Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca 05/01/2018 tarihli ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 131. maddesi uyarınca, şüpheli ...'nin üzerine atılı hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikâyete tâbi olduğu cihetle, hakaret suçu yönünden itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde,
isabet görülmediği gerekçeleriyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Tehdit, silahla basit yaralama ve hakaret suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/01/2018 tarihli ve 2017/84385 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda ve bu karara karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına dair mercii Adana 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 09/07/2018 tarihli ve 2018/4556 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, 'Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. '2. fıkrasında, 'Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.' 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.' 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
CMK'nın 173. maddesi ' (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik fıkra: 18/06/2014-6545 S.K./71. md) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek
için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu Madde hükmü uygulanmaz.
(6) (Değişik fıkra: 2/1/2017 - 680 S.K.H.K./11. md) İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172 nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır.' biçimindedir.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen hakimlik, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK’nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
İncelenen dosyada;
Olay tarihinde mağdur ... ve şüpheli ... arasında kahvehanede tartışma meydana geldiği, mağdurun 21/09/2017 tarihli kolluk ifadesinde, şüphelinin kendisine küfür ettiğini, öldürmekle tehdit ettiğini ve sandalye ile vurmaya kalktığını, kendisini geri çekmesi nedeniyle sandalyenin değmediğini, kahvehanedekilerin kendilerini araladığı beyan ederek şikayetçi olduğu, şüphelinin 21/09/2017 tarihli kolluk ifadesinde, suçlamaları kabul etmediğini, şikayetçinin kendisine hakaret ettiğini ve sandalyeyle vurmaya kalktığını, sandalyenin koluna geldiğini beyan ettiği, mağdur ve şüphelinin 25/09/2017 tarihli ifadelerinde şikayetlerinden vazgeçtikleri, soruşturma neticesinde şüpheli ... hakkında tehdit, silahla basit yaralama ve hakaret suçlarından, mağdur ... hakkında ise hakaret suçundan Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca 05/01/2018 tarihli ve 2017/84385 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği, mağdur ... hakkında ...'ye yönelik silahla kasten yaralama suçundan kamu davası açıldığı, ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın mağdur Celil Şahbaz'a 16/01/2018 tarihinde tebliğ
edildiği, anılan karara mağdur vekili tarafından itiraz edildiği, mercii Adana 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 09/07/2018 tarihli ve 2018/4556 Değişik İş sayılı kesin nitelikteki kararıyla olayın köy kahvesinde gerçekleştiği, olayın tanıklarının ifadesinin alınmadığı ve sadece tarafların ifadeleriyle yetinilmesi nedeniyle eksik soruşturma yapıldığı gerekçesiyle şüpheli ... hakkında silahla basit yaralamaya teşebbüs, tehdit ve hakaret suçları yönünden itirazın kabulüne, ek kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair kararının kaldırılmasına karar verildiği, olayın kahvehanede meydana geldiğinin ve tartışmanın orada bulunanların araya girmesiyle sona erdiğinin anlaşılmasına karşın, olayı gören tanıklara ilişkin herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli hakimliğin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen hakimlik, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya dosyada yer alan delillerin itirazla ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi için yeterli olmadığı durumlarda soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir. Ayrıca TCK'nın 131. maddesinin 1. fıkrasında, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasının, mağdurun şikayetine bağlı olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu açıklamalar karşısında; hakaret suçu yönünden mağdurun hazırlık aşamasında şikayetinden vazgeçmesi, şüpheliye atılı hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı bulunması sebebiyle bu suç yönünden itirazın reddi karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesine, yine tehdit, silahla basit yaralama suçları yönünden, olayın kahvehanede meydana geldiğinin ve tartışmanın orada bulunanların araya girmesiyle sona erdiğinin anlaşılması nedeniyle olay sırasında kahvehanede bulunan kişilerin taraflardan da sorulmak suretiyle tespitine çalışılması, kimliklerinin belirlenmesi halinde olaya dair bilgi ve görgüleri tespit edilip eksik yapılan soruşturmanın neticelendirilmesinden sonra, itirazın kabulü veya reddi yönünde bir karar verilmesi gerekirken, bu süreç işletilmeden kurulan itirazın kabulüne ilişkin mercii Adana 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 09/07/2018 tarihli ve 2018/4556 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, mercii Adana 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 09/07/2018 tarihli ve 2018/4556 Değişik İş sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK'nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 14/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.